26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1989 EKONOMİ CUMHURİYET/13 50 trilyonluk bilanço • ANKARA (ANKA) Merkez Bankası bilançosu, 613 ekim günleri arasında 902.4 milyar lira birden artış göstererek 50 trilyon 724.7 milyar lira düzeyine yükseldi. Merkez Bankası bilançosunun bu hızlı genişlemesinde Hazine'ye kullandırılan yüksek tutarlı avans ile döviz varlıklarındaki artışın büyük rolü oldu. Merkez Bankası geçici verilerine göre Merkez Bankası'nın döviz varlığ], anılan dönemde 282.1 milyar liralık artış göstererek 9 trilyon 272.3 milyar liraya yükseldi. Aynı hafta içerisinde Merkez Bankası'ndan Hazine'ye kullandırılan avans miktarı da 595.3 milyar lira artarak 3 trilyon 109.8 milyar liraya çıktı. Şirketlerin, kredi faizlerini gider göstermesine getirilecek sınırlamalar, iş dünyasını karıştırdı Faizsiz bankacıhğın ekmeğîne yağ Sanayicilerfaizin tamamını değilde bakanlığın belirleyeceği katsayıya göre bir bölümünü gider gösterebilecek. Faizsiz bankacılarfaizyerine 'iştirakpayı' aldıklarından ve bu kavram tasarıda olmadığından, kredi için bu türbankalara başvuran sanayiciler daha kârlı çıkacaklar. Ekonomi Servisi Şirketlerin kullandıkları krediler için ödedikleri faizlerin gider gösterilmesinde sınırlamalar getirmeyi amaçlayan yasa tasarısı büyük tepki çekti. Tasannın yasalaşması durumunda sanayinin yok olacağını savunan bankacı ve sanayiciler, faizsiz bankaJar diye bilinen özel finans kurumlarının "ekmegine kaymaklı yag siirülecegini" savundular. Maliye ve Gümriik Bakanlığı'nca hazırlanan yasa tasansı, şirketlerin faiz ödemelerini gider göstermelerine sınır getirmeyi amaçlıyor. Vergi Usul Kanunu'nda 1990 yüı için değişiklikJer getirecek olan tasanya göre faiz giderlerinin bakanlıkça enflasyon dikkate alınarak her yıl hesaplanan "yeniden degerleme katsayısT kadarbk bolümü gider gösterilemeyecek. Tasarı, kamuoyunda duyulmasından sonra, sanayici, bankacı ve ticaret kesiminde "şok" yarattı. Tasanyı tanımlarken, "Bürokrasinin az gelişmiş sivri zek£lılannın üriiBii ya da Maliye Bakam'nın ekoDomiye olan büyük Lastının sonucudur" gibi ağır tanımlar kullanan iş dünyası, "Bu tasarıyla, raali sislem faizsiz bankacıhğa uydurulmak isteniyor" diye tepki gösterdi. îş dünyası temsilci lerinin konuyla ilgili görüşleri şöyle: Yalım Erez (İTO Başkanı): Bu düzenlemelerle, faizsiz bankacılık sistemiyle çalışan gruplar çok bühşılıyor. İbrabim Betil (Garanti Bankası Genel Müdürü): Eğec öngörülen sistem gelirse, faizsiz bankacıların ekmeğine tereyağ, kayraak, krema sürülecek. Eğer faiz gjderi vergi matrahı dışı bırakılacaksa, faiz geliri de matrah dışı olmalıdır. Bu uygulaına, eğer gerçekleşirse bankalara olağanüstü vergi yükü getirir. Bilındiği gibi bir ara vadeli çeklere damga vergisi konulmak istenmişti. Ama uygulama zemini bulamadı. Eğer öngörülen sistem uygulanırsa öncelikle Türk sanayiine büyük darbe indirilir, sanayi yok olur. Yine sülan körükler. Çünkü, faiz ödemelerini gider gösteremeyen, gelirini düşük göstermek isteyecek bu nedenle faturasız satışa yönelecektir. Aynca, finansmanı içm de tefeciye başvuracaktır. Böyle bir tasannın yasalaşabileceğini düşünmek bile istemiyorum ve sağduyunun hâkim geleceği ni umuyorum. Halit Şarlak (İzmir T.O. Başkanı): Böyle bir uygulama kesinlikle kabul görmeyecektir. Bankacıhk sektörü, para ticareti yapar ve manıvelası faizdir. Para ticaretini faizsiz gibi göstermek ve buna 'kâr iştiraki' demek aldatmacadan baş. ka bir şey değildir. Yeniden değerlemleri arasında gösterilmesinde sınırlama gttirilmesi "faiz"siz çalışan Islami bankacıları avantajh duruma getiriyor. Buna göre halen kredi kullanan bir firma, dönem sonunda bankaya ödediği faizin tamamını yıl sonu bilançosunda gider kalemleri arasında gösterebüiyor ve böylece vergi matrahı çıkanlırken, bu bölümü önceden indirilmiş oluyor. Tasarı yasalaştığı takdirde bu faizin tamamı değil, bakanlığın belirleyeceği katsayıya göre ortaya çıkan bir bölümü ancak gider kalemleri arasına girebilecek. Böylece şirketin vergi matrahı her zaman olduğundan daha yüksek çıkacak. Tasarı yasallaştığı takdirde, lslami bankacılardan kredi kullanan bir şirket, tüm giderlerini şimdi olduğu gibi yine gider gösterebilecek. Çünkü bu kuruluşların, "ana para" dışında aldıklan 'paraya "faiz" değil "iştirak payı" adı veriliyor. EKONOM1DE KULIS 'Yobazların yasa tasansı' İş âlemi dün gün boyunca Vergi Usul Yasası'ndâ yapüacak değişiklikle çalkalandı. Şirketlerin faiz ödemelerini masraf göstermelerini sınırlayan yasa tasarısı, iş âleminin çok geniş bir kesimi tarafından "faizsiz bankaahk yapan İslami finans kurumlannın ekmeğine yag sürme" olarak nitelendi. Hatta tasanya bir de ad takılmıştı: Yobazlann yasa tasansı MERALTAMER Elektrîğe zanı geliyor • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Elektrik Enerjisi Fonu kurulmasına ilişkin tasan TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Elektrik Enerjisi Fonu oluşturulmasıyla elektriğe zammın kaçınılmaz hale geleceği öne sürüldü. Tasanya göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde oluşacak elektrik enerjisi fonunun kaynakları şunlar olacak: Tabii kaynak ve tesislerin kullanım hakkı karşılığından alınacak paylar. Elektrik enerjisi satış tarifeleri üzerinden alınacak pay. Bütçeden aynlacak pay, faiz gelirleri, irat kaydedilen teminatlardan alınacak paylar, proje denetimi yapmak üzere seçilen müşavir ücretleri karşılığı, şirketlerdenyapılacak tahsilat. TÜSİAD'dan tavır öte yandan, TÜSİAD yönetim kurulu, tasanyı görüşmek üzere, bugün 10.30'da bankacıhk yapan üyeleriyle bir toplantı yapıyor. TÜSİAD'dan yapılan açıklamaya göre, toplantıda, Maliye Bakaıılığı'nın açıkladığı Vergi Kanunu tasarısının, sanayici ve işadamlarına etkileri tartışılacak. Bankacıhk yapan üyelerin, tasanda öngörülen faizlerin gider sayılmaması konusuna açıklık getirmesi ve ortaya çıkan görüşlerin yann bir bildiriyle kamuoyuna açıklanması bekleniyor. yük avantaj elde edecekler. Faizlerin yüzde 40 gibi bir bölümünün dışında kalanırun gider sayılmaması, yalnızca faizsiz bankaahk sistemini uygulayan İslam finans kurumlanna yarar sağlar. Kısacası, bu şekilde ülkeye faizsiz bankacıhk sistemi yerleştirilmeye ça rekli finansman ile çalışan ticaret kesimi yok olur. Kısaca Türk ekonomisi yok olur. Çünkü zaten haksız rekabette önde olan faizsiz bankalar avantajh duruma getiriliyor, ama onlar da ticaret ve sanayinin yükünü kaldıramaz. Bu aynca, tefecilik ve faturasız satış leme ile faizlerin bir bölümü değerlendiriliyor diye düşünülebilir. Ancak stoksuz çalışan işkollan bu durumda ne yapacaktır? Bankafaizsiz banka Tasarıyla, "faiz" ödemelerinin şirket bilançosunda "gider" ka Bütçede nakit açığı % 145 arttı Ocakeylül döneminde, konsolide bütçe gelirleri 21.1 trilyon, bütçe giderleri de 24.5 trilyon lirayı buldu. Yılın ilk dokuz ayında bütçe açığı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 119 artarak 3.4 trilyona çıktı. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) 1989 mali yılı bütçesi yılın ilk 9 aymda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 145 artışla, A trilyon 646 milyar hralık nakit açığı verdi. Aynı dönem içinde bütçe açığı da geçen yıla göre yüzde 119 artışla 3.4 trilyon liraya yükseldi. Ocakeylül döneminde konsolide bütçe gelirleri toplamı 21 trilyon 186 milyar lira olurken, bunun 17 trilyon 62 milyar liralık bölümü vergi gelirlerinden, 1 trilyon 729 milyar lirası vergi dışı normal gelirlerden, 2 trilyon 398 milyar lirası da özel gelirler ve fonlardan yapılan aktanmlardan oluştu. Aynı dönemde bütçe giderleri toplamı ise 24 trilyon 586 milyar liraya yükseldi. Bütçe giderlerinde en yüksek artış personel kaleminde görüldü. 1988'in ocakeylül döneminde 3 trilyon 588 milyar lira olan konsolide bütçe personel harcamalan bu yıl yüzde 131'lik artışla 8 trilyon 290 milyar liraya çıktı. Personel dışı cari harcamalar yüzde 68'lik artışla 1 trilyon 970 milyara, yatırım harcamalan yüzde 69'luk artışla 3 trilyon 408 milyar liraya, transfer harcamalan da yüzde 55.4'lük artışla 10 trilyon 918 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. 9AYDA 4 TRİLYON 646 MİLYAR İstanbullu iş ve bankacıhk çevreleri, dün bütün günü bu konuyla geçirdi. Herkesin üzerinde fikir birüğine vardığı nokta, bu karar yürürlüğe girdiği takdirde "şirketlerin iskambil kâğıdı gibi birbiri ardma yere serileceği" yolundaydı. Dendiğine göre Ankara'da maliye bürokratlannın da karşı çıktığı söz konusu 26. madde, tıpkı türban konusunda olduğu gibi son anda kaşlagöz arasında tasanya eklenmişti. Yine dendiğine göre nihai amaç, bugüne kadar Faysal Finans ve Al Baraka tarafından yürütülen lslami bankacıhğı geliştirmek ve kapsamını genişletmekti. Al Baraka ile yakın ilişkileri hatta ortaklıklan olduğu sık sık öne sürülen KorWut Ozal ve ANAP tstanbul tl Başkanı Eymen Topbaş ekibinin bu 26. maddenin tasanya eklenmesinde telkinleri bulunabileceğinden de söz ediliyordu. müşkül durumda bırakacaktı. Aynca şirketlerin tahvil ihracı da bu kararla caydınlıyordu. Çünkü tahvil, faizinden alınacak vergi kadar pahalılaşıyor ve şirket için cazip olmaktan çıkıyordu. Bankalar açısından ise tslami bankalar karşısında bir haksız rekabet söz konusuydu. "Faizi haram kabul eden" tslami bankacıhk, nasıl olsa bu faiz tahsilatını başka isimler altında yapıyordu. İş âleminde dün bu konuyla ilgili "vurgn" kesinkes "lslami bankacılıgı teşvik" yönünde yoğunlaşıyordu. Hatta değişik kesimlerden görüştüğümüz çok sayıda işadamı, bu "felaketin önlenmesi" için laik görüşleriyle ünlü "Hanımefendi"nin devreye sokulması, Semra Özal'la Türkiye'nin 2. GAFı • BURSA (AA) Türkiye'nin 2. Güneydoğu Anadolu Projesi olarak gösterilen Karacabey Ovası modern tarıma açılıyor. Türkiye'de ilk kez vatandaştan gelen büyük isteklerle yürütülen "arazi toplulaştırma" çalışmalan bitirildiğinde, Karacabey Ovası'ndaki 16 bı'n 517 hektarlık arazi sulu tarıma açılacak. Tarımda ileri Ulkelerin kullandığı modern yöntemlerin uygulanacağı Karacabey Ovası'nda elde edilen ürün, sulamaya geçildiğinde beklenenin de üzerinde artacak. Fark biiyüdü Buna göre bütçede gelirgider farkı 3 trilyon 400 milyar lira düzeyinde oluşurken, emanet hesaplarındaki değişim müteahhitlere olan devlet borçlarının ödenmesi ve benzeri işlemler sonucunda nakit bazmdaki bütçe açığı geçen yıl ocakeylül döneminde 1 trilyon 892 milyar lira iken, bu yıl 4 trilyon 646 milyar liraya ulaştı. ASINÖZEL SEKTOR ATYIKONUSTU ÂTkapısındademokrasi durağı Cumhuriyet yazarı Ösman Ulagay, Türkiye'nin AT'ye ilk başvurduğu yıllarda demokrasi ile yönetildiğini hatırlatarak "Tam üyelik şu anda epeyce zorlanmış durumda. Türkiye'nin tam üyelik şansı 196070'lere göre epeyce zorlaşmış durumdadır" dedi. Ekonomi Servisi Avrupa Topluluğu'nun son üç üyesi Yunanislan, İspanya ve Portekiz'i siyasi tercihleri ve bu ulkelerin demokrasi konusunda sağladıklan ilerlemeler nedeniyle tam üyeliğe kabul ettiği, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda da siyasi tercihin ekonomik tercihlere göre ön plaııda olduğu belirtildi. Gazeteciler Cemiyeti ile Iktisadi Kalkınma Vakfı'run (tKV) ortaklaşa düzenledikleri 'Türk BasınıÖzel Sektör AT Semineri'nde, Avrupa'da değişen koşullar nedeniyle, Türkiye'nin AT'ye tam Uyeliğinde, politik, kültürel, sosyal ve demokratik etkenlerin ekonomik gereklerle aynı plana çıktığı ve tam üyeliğin AT'nin siyasi bir zaruret görmesi durumunda gercekleşeceği savunuldu. tstanbul Ticaret Odası'nda dün gerçekleşen seminerin açılış konuşmalannı TOBB Başkanvekili Fuat Miras, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent ve tKV Başkanı Jak Kamhi yaptılar. Oğleden önceki oturum konuşmacılan olarak Prof. Haluk Ülman, Doç. Öztin Akgiic, işadamı Feyyaz Berker, Türkiye Gazetesi Başmi uzlaşma ve aynntılara kadar inen pazarlık süreci üzerine kuruludur. Biz uzlaşma ve pazarlığı sürdürme işini öğrenemezsek, çabalarımız boşa olacak... Türkiye, gerek kendi iç sorunlarında, gerekse Toplulukla ilişkilerinde bu konularda yeterince duyarlı değildir... Tam üyelik, şu anda epeyce zorlaşmış durumda. 1990'lann sonuna kadar üye almayacaklar. Türkiye'nin tam üyelik şansı 196070'lere göre epeyce zorlaşmış durumdadır. Haluk Şahin (Hurriyet yazan): 1970'ti yıllarda sol akımlar güçlenirken, Ortak Pazar konusunda genel tutum olumsuzdu... 12 Eylül sonrası insan haklan gibi nedenlerle hava olumluya döndü ve tam üyelik konusunda consensusa yönelik destek sağlandı. Ancak şimdi consensusun son evreAT zonınlu görürse AT seminerinde konuşmacılar, Türkiye'nin tam üyeliğinin, ancak topluluğun zorunlu görme lerindeyiz. Bazı muhalefet çekirsi durumunda gerçekleşebileceğini vurguladı. SolrJan sağa, Prof. Haluk Ulman (Hurriyet), Feyyaz Berker (Tekfen), dekleri oluşuyor. AT'nin olumsuz tavrı, bu muhalefet çekirdekleriDoç. Öztin Akguç (Milliyet). ni güçlendirecektir. yazan Yalçın Özer ve gazetemiz teslim etmelidir. 30 yıl Türkiye' sıradadır... Batı Avrupa ile SovFuat Miras (TOBB Başkanveyazan Osman Ulagay katıldılar. yi muayyen bir yöne itmiş ve biz yetler Birliği arasındaki ilişkilerin kili): İçinde bulunduğumuz şu Öğleden sonraki oturumun ko de ona göre yatırımlar yapmışız. yumuşaması, Türkiye'nin taın günler, Topluluğun Türkiye'nin nuşmacılan da işadamı Necati Sonra dönüp de 'kusura bakma, üyeliğini zorlaştırmaktadır... tam üyelik müracaatını cevaplasözümü tutamayacağım' diyor. Ankan, Hurriyet Gazetesi'nden Fe>Taz Berker (Tekfen Holding yacağı günlerdir. Arzumuz, TopHaluk Şahin, Tercüman'dan Za Bu büyük bir haksızlıktır. Yönetim Kunıl Başkanı): Türkiluluğun vereceği cevabın olumlu fer Atay, işadamı Üzeyir Garih ve Nezih Demirkent (Gazeteciler ye'nin ihracatının yüzde 50'sinden Dünya Gazetesi'nden Fasih tnal' Cemiyeti Başkanı): 1992 yılından fazlası AT ülkelerinedir. Türkiye, olmasıdır. Zira her iki tarafın da dılar. Seminerde konuşmacılar önce çok büyük bir olay gelişmez AT üyesi olmasa bile, ilerideki ha bundan çıkar sağlayacağını biliyoözetle şu görüşleri dile getirdiler: se, üç aşağı beş yukarı biz yine bu yatiyeti bakımından AT üyesi gi ruz... Toplulukla bütünleşmek, Türkiye'nin tek hedefi değildir, Jak Kamhi (İKV Başkanı): günkünün benzeri bir durumda bi hareket etmelidir. hedeflerinden sadece biri olabilir. Türkiye 1993 Avrupası'nın kuru olacağız. Avrupa bütünlük içinOsman Ulagay (Cumhuriyet Türkiye'nin asıl hedefi güçlü bir luşunda yer almak istiyor. Türki de olurken, biz hâlâ hayranlık yazan): Üyeliğin zor olduğunu, ye, kendi hedeflerine açıkhk ge içinde olacağız... Avrupalı bize zor engeller olduğunu söylersek, ekonomik yapıya sahip olmaktır. Üzeyir Garih (Alarko Holding tirmiş olmasına karşılık Topluluk sahip olmak istiyor, biz Avrupa katılma ihtimalimiz artar. Cumtarafı böyle bir acıklıktan uzak lıya sahip olmak istiyoruz. Gali hurbaşkanlığı seçimi tartışmalan, Yönetim Kurulu üyesi): Hazır oltır veya uzaklaşmaktadır. Toplu ba ikimiz de yanlış yapıyoruz. Or uzlaşma ve demokrasi kültürü mamız için girmemiz lazım. Ama luğun Türkiye'ye karşı çok daha tak olmamız lazım. müz olmadığım ispatlamıştır... şu anda bizi kabul edecek durumaçık bir politika izlemesi gerekir. Doc. Öztin Akgüç (MUliyet ya 1960'ta başvuru yapan Türkiye, da değillcr. Rekabet edebihuemiz, Hiç olmazsa biz önümüzü göre zan): Türkiye'nin AT'ye tam üye demokras; 'l e yönetiliyordu. O za hiç gerekli değil. Onlarda olmalim, yatınmlanmızı ona göre ya liği siyasal tercihle mümkün ola man Ispanya ve Portekiz dikta yanları biz yapanz... En önemlipalım... bilecek. Politik bir zaruret görür törlük yönetimi altındaydı. Ancak si, olan tam üyelik fikrini kendi Adalet ve hukuk temeli üzeri lerse, bizi Topluluğa alacaklardır. siyasi olarak ilerleme sağladılar ve iç bünyemizde satamadık, anlatane inşa edilmiş Avrupa, hakkımızı Ekonomik faktörler artık ikinci tam üye oldular... AT'nin siste madık. Odemeler dengesi • ANKARA (ANKA) Geçen ay 5 milyon, bu ay ise 13 milyon dolara ulaşan bir gelir, "göçmen transferleri" adıyla ilk kez ödemeler dengesi hesaplarında yer aldı. 320 bin dolayındaki Bulgaristan göçmeni Türkün getirdiği yaklaşık 140 milyon leva karşılığı olarak ödenen 30 milyar lira, dolar cinsinden karşıhksız transfer olarak işçi döviz gelirlerinin yanına yerleşti. Merkez Bankası Bulgaristan'dan göç etmek zorunda kalan Türklerin getirdiği Bulgar Levası'nı 215 lira kur uygulayarak alıyor. Tanınmış bir işadamı 26. maddeyi yorumlarken, "Bu karar, ekonominin iflasıdır. Şirketler bu durumda ya vergi kaçıracaklar ya da tslami bankaların kapısını çalmak zorunda kalacaklardır" diyordu. Konuyla ilgili oiarak dün gün boyun temasa geçilmesi eğilimini dile ca Ankara'da bazı bakan ve et getiriyorlardı. kili milletvekillerine ulaşılmaya Dünkü temaslanmız içinde iş çalışıldıysa da, curjhurbaşkan âleminin tanınmış simalanndan lığı seçiminin 2. turu seçimleri sadece biri, kararın dini ve pove gerek ANAP'ta gerekse hü litik yönünü değil, ekonomik kümette yer kapma kaygılan yönünün ağır bastığını ve esas nedeniyle ANAP'lılann hiçbi amacın, şirketlerin özkaynaklari dün bu işe ilgi gösterecek du rını güçlendirmek olduğunu sarumda değillerdL Bu arada Ver vundu. Ancak bu işadamı da gi Usul Yasası'na söz konusu önce yeniden değerlemenin yamaddenin son anda eklendiği pılmasını ve aradan bir süre hatırlaularak, "cumhurbaşkan geçtikten sonra kademeli olarak lığı seçimi patırtısı içinde bu işi faiz gelirlerinden vergi alınmade aradan çıkanveririz. Nakşi sına başlanmasını öneriyordu. bir cumhurbaşkanına da zaten Aynca bu uygulama "mecburi" tslami bankaahk yaraşır diye değil "ihtiyari" olmalıydı. Mecdüşünülmüştür" diyenler de buri olduğu takdirde ister istevardı. mez İslami bankaahk çağnşunİş âleminde yapılan yorunı ları yapacaktı. Ama tasarı bu lara göre bu 26. madde özellikle haliyle yasalaşırsa "şirketlerin işletme sermayesi olarak banka çökecegi" konusunda o da kredisine "mahkum" olanları hemfikirdi. İstanbullu iş ve bankacıhk çevreleri dün bütün gün, Vergi Usul Yasası 'nda yapüacak değişiklikle çalkalandı. Herkesin üzerinde fikir birliğine vardığı nokta, "Bu kararın, şirketleri iskambil kâğıtları gibi ardı ardma yere sereceği" yolundaydı. Sermaye Piyasası Kurulu i genişliyor nominal değerlerden satın alınmasının onlenmesini amaçlıyor. Bu gibi durumlarda SPK bu hisse senetlerine primli fıyat uygulanmasını isteyebilecek. Yasaya eklenen yeni bir maddeyle de "içeriden öğrenilenlerin ticaretinin" (insider trading) yasaklanması öngörülüyor. Bu maddeye göre şirketle ilgili geniş bilgi sahibi olabilecek yöneticilerin henüz kamuya açıklanmamış bilgileri kendilerine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamaya yönelik olarak kullanmalan yasaklanıyor. Bu yasağa uymayanlar hakkmda da 25 milyon liradan 100 milyon liraya kadar ağır para cezası verilmesi öngörülüyor. Tasarıyla, şirket devir, birleşme ve ele geçirme uygulamalannın daha yakından izlenmesi amacıyla da yeni bir hüküm getirildı. Bu hüküm, hükümetin şirket devir ve ele geçirmelerini engelleyebilmesine olanak sağlıyor. Yeni düzenleme şöyle: "Hisse senetleri halka arz olnnan veya arz olunmuş sayılan bir anonim ortaklıkta pay sahiplerinden bu ortakhğın esas veya çıkanlmış sermayesindeki paylan yüzde 10 veya daha fazlasına ulaşanlar bu durumu sahip olduklan pay miktannı göstererek kurula bildirmek zonındadıriar. Bu oranlann değiştirilmesine karar vermeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. ' Şirketler oy hakkı olmayan kâr payı imtiyazlı hisse senedi çıkarabilecekler. "tçeriden öğrenilenlerin ticareti yasağı"na (insider trading) uymayanlar 100 milyon liraya kadar ağır para ceıasına çarptırılacaklar. Şirket birleşme ve ele geçirme uygulamalarma karşı yeni düzenleme getiriliyor. ANKARA (Cumburiyet Biirosu) Sermaye Piyasası Yasası'ndâ değişiklik öngören tasarı TBMM BaşkanhğYna sunuldu. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)'nın yetkilerini genişleten tasarı, anonim şirketlere oy hakkı olmayan (kâr payı imtiyazlı hisse senedi) çıkarabilmelerine olanak tanıyor. Süresi içinde satılamayan hisse senetlerinin bazı şirket yöneticilerince ucuza ahnmasının engellenmesi öngörülüyor. Şirketlerin sermaye arttırımlarmdaki formalitelerin azattılmasını da öngören tasanya göre, şirketler ana sözleşmelerinde hüküm bulunması halinde bakanlık izni ve mahkeme onayı olmadan da sermaye arttırımına gidebilecekler. Bu durumda genel kurul karan ve SPK'nın izni yeterli olacak. Tasarı, sermaye arttınmlarında yeni pay alma hakkının da kullanılmasından sonra izin süresi içinde satılmayan ve elde kalan payların bazı şirket yöneticilerince piyasa değerinin altında Türkiye biyogaz cenneti • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Enerji kaynaklarırun her geçen gün tükendiğini ve yenilenebilir nitelikli enerji kaynaklarına gereksinim duyulduğunu belirten Prof. Dr. Aysen Müezzinoğlu, "Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları içinde en önemlisi olan biyogaz, ülkemizin iklim koşulları dikkate ahndığında, ideal bir enerji kaynağıdır" dedi. Müezzinoğlu, enerjiyle ilgili yetkililerin bu konuda sürdürülen çalışmalan desteklemesini isteyerek zaman yitirilmeden biyogaz reaktörlerinin kurulnıası gereğıni vurguladı. AT İLE BÜTÜNLEŞME SÜRECİNDE AVRUPA^DA YAŞAYAN TÜRKLER KISA KISA • BRIDCESTONE 175 tonun üzerinde yük taşıyan yolı araçlan için geliştirdiği VSteel ELug S lastiğini piyasaya sundu. Yeni lastiğin, 3.5 metre yüksekliğinde, 50 km. hızla yol alan bir araçta, lastik başına 60 ton yük taşıma kapasitesi ile madencilik işkolunda ve büyük projelerin şantiyelerindeki taşıma maliyetlerini azahacağı belirtildi. • COMPEX 89 Bilgisayar Sergi ve Semineri İstanbul Spor Sergi Sarayfnda açılıyor. Rönesans A.Ş. laralından düzenlenen fuara 208 yerli ve yabancı firma katılıyor. • PHILIPS Softone beyaz ampulden sonra, Softone pastel serisini piyasaya sunmaya hazırlanıyor. Pastel olarak pembe. yeşil, mavi, turuncu ve sarı renklerde piyasaya sunulacak ampuller eşyamn rengini vurgulayarak dekorasyona farkh bir boyut getiriyor. • ACC A.Ş. disk üreıicisi Verbatim ürünlerini İstanbui'da düzenlenen Compex 89 Fuarı'nda sergi liyor. • EkSLK Danışmanlık Şirketi. Grid Organizasyon Geliştirme Programlarına, GridMükemmel Satışa Giden Yol Semineri'ni de ekledi. Satıcı ve alıcı ilişkisini davranı> bilimleri yöniinden uygulanıalı olarak ele alan seminerlerin ilki Büyük Tarabya Oteli'nde başladı. Esbank'tan ihracat kredisi • Ekonomi Servisi Esbank ile The Bank of New York liderliğinde 19 yabancı bankanın oluşturduğu konsorsiyum arasında 6 ekim cuma günü Londra'da imzalanan anlaşma sonucu, ihracatçıların sevk öncesi ve sonrası finansman ihtiyaçlannda kullanılmak üzere, 30.000.000 ABD Doları tutarında bir sendikasyon kredisi sağlandı. 1 yıl vadeli olarak ve çok elverişli koşullarla sağlanan bu kredi, ihracatçıların kullanımına sunuldu. ile önce gurbetçi bütünleşti Iç Politika Servisi Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı TÜSES ile Türkiye Araştırrnalar Merkezi'nin ortaklaşa düzenledikleri, "Türkiye'nin Avrupa Topluluğu ile Bütünleşme Sfirecinde Avrupa'da Yaşayan Türklerin Bugünii ve Yannı" konulu konferans, dün Mülkiyeliler Birliği'nin Kuruçeşme'deki binasında başladı. İki gün sürecek olan konferansın dün sabahki bölümünde TÜSES Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Korel GöymeıTin yaptığı açış konuşmasının ardından, SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal ve Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Fanık Şen, birer konuşma yaptı. Deniz Baykal, "Avrupa'da Yaşayan Türklere Sosyal Demokrai Yaklaşım" başhklı konuşmasında Avrupa'da yaşayan Türklerin siyasal etkinliklerinden mahrum edilmiş olduklarına dikkat çekerek, Avrupa ülkelerine gitmiş ve oralarda uzun süreler yaşayarak bir mucize gerçekleştirmiş insanlann yaşadıkları ülkelerde oy kullanamıyor olmalarının büyük bir israf olduğunu söyledi. Baykal, Avrupa'da yaşayan 2 milyon 200 bin insanın, "nakıs" insan, eksik insan statüsünde 30 yıldır tutulmalarım anlamanın mümkün olmadığım belirterek, "Bu konum en başta insan hakları açısından değişmelidir. Bu konumu değişlirecek yasal düzenlemeler, çifte tabiyete hak tanıyacak yasal düzenlemeler bir an önce yapılraalıdır" dedi. Baykal, Avrupa'da yaşayan Türklerin Avrupa'yı Türkiye'ye, Türkiye'yi de Avrupa'ya yaklaştırmada önemli bir işleve sahip olduklarını sözlerine ekledi. Almanya'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Fanık Şen de konuşmasında Avrupa'da yaşayan Türklerle ilgili sayısal bilgiler verdi. Türk işadamlarının 1980'den bu yana sadece Batı Almanya'daki yatırımlarının 5.1 milyar Federal Alman Markı tutannda olduğunu, bu yatmmlann cirosunun 23.5 milyar Federal Alman Markı'na ulaştığını ve 100 binden fazla kişiye istihdam alanı yarattığını anlatan Şen, şunları söyledi: "Genel olarak olayı değeriendirirsek, artık Avrupa'da yaşadıklan iilkelerie özdeşleşmiş, yatınmlannı yapmış, büyük ölçüde kalma eğilimi taşıyan bir Türk kitlesi vardır. Bu kitle bulunduklan ülkelerde belediyeler düzeyinde de olsa, seçme ve seçilme hakkını da elde etmiş bulunmakladır. Uzun sürede AT içinde birçok politik göriişe yönelik, ekonomik güce sahip büyük bir Türk lobisine sahip olacağız." Konferans, bugün gerçekleşecek konuşmalarla sona erecek. Akfa dosyası DGM'de ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) Hayali ihracat yaparak devletten 3 milyarlık haksız kazanç sağladıklan gerekçesiyle tutuklanarak Şanhurfa Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Akfa Yönetim Kurulu "Başkanı Servet Takış ile işadamlan Mehmet Karaçam ve Mustafa Giingör Nakışcı'nın dosyaları Diyarbakır DGM'ye gönderildi. Servet Takış'ın tedavi edilmek üzere İstanbul'a gönderildiği bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear