25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 NÎSAN 1988 HABERLER CUMHURÎYET/9 SHP GenelBaşkanı, Ankara Ticaret Odası'nı ziyaret etti Inönü: Jet zenginler yakalansın tnönü: Namuslu esnafla tüccar, avantadan, köşe dönücüden ayrılmalıdır. Havadan para kazanan, ANAP döneminin yarattığı jet zenginler yakalanmalıdır. Kemer sıkın diyen yöneticiler milletin parasıyla hesapsız gösteriş içindedir. Lüks makam arabası sevdalarına dur denmelidir. ANKARA (ANKA) SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, Ankara Ticaret Odası'nı ziyareti sırasında, geçen hafta Ankara Sanayi Odası yöneticileriyle görüşmesinde sanayicilerden göremediği ilgiyi tüccarlardan gördü. Inonu, "Namuslu esnafla tüccar, avantadan köşe dönücüden aynlmalıdır. Havadan para kazanan, ANAP döneminin yarattığı jel zenginter yakalanmalıdır" dedi. Inönü, dün Ticaret Odası'nı ziyaret ederek yönetim kurulu ve meclis üyeleri ile görüştü. "Ülkenin umut bağladığı partinin genel başkanı sıfatıyla ticaret adamlannın sonınlanm, bugünkü dunımu nasıl görduklerini oğrenmek istiyorum" diye konuştu. Inönü, bugünkü ortam ve yaklaşımın hayali ihracatçılarm, köşe dönücülerin isine yaradıfpnı öne sürdü. Etkin piyasa denetimlerinin yapılmasını da isteyen İnönü, "Namuslu esnafla tüccar, avantadan, köşe dönücüden ayrılmalıdır. Havadan para kazanan, ANAP döneminin yarattığı jet zenginler yakalanmalıdır" dedi. Kamu harcamalannın disipline edilmesi gerektiğini de ifade eden İnönü, "Kemer sıkın diyen yöneticiler milletin parasıyla hesapsız gösteriş içindedir. Lüks makam arabası sevdalanna dur denmelidir" diye konuştu. Erdal İnonü, ANAP'a yakın holdinglerin ve kişilerin ayncalıkları, haksız kazanç elde etmelerinin önüne gecilmesini de istedi. İnönü'nün konuşmasından sonra "Yeni damatlığımzı kutlanm" diyerek söze başlayan Ankara Ticaret Odası Meclis Başkanı Güngör Yener de serbest piyasa ekonomisinin bütün partilerce kabul edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yener. zamlar yapılırken ulkenin sosyal yönünün gözardı edildiğini, ekonominin siyasi tercihlere feda edildiğini, bunun büyük bir yük getirdiğini ve bu yükün sadece bir kesimin sırtına yüklenmesinin sakıncalar doğuracağını kaydetti. Ankara Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çavuşoğlu da görüşlerinin, isteklerinin SHP tarafından desteklenmesini istedi. Ticaret Odası eski başkanlarından Galip Gençoğlu da haksız kazanca karşı olduklarını belirterek, Türkiye'de "Bürokratik faşizmin" olduğunu ileri sürdü. Türkiye'nin sosyalist bir ülke görümünde olduğunu ifade eden Gençoğlu, "Örnegin resmi dairelerde yüzbinlerce servis aracı işçi, memur laşımaktadır. Şefler dahil bakanlara kadar araba tahsisi de sosyalist devletin tipik ozelliğidir" şeklinde konuştu. Mensucat sanayicisi Ali Aslan da BağKur basamaklarının yeniden düzenlenmesini isterken, tüccar Erdal Ozcan da ana muhalefet partisi olarak serbest piyasa ekonomisi konusunda kendileriyle tam bir mutabakat içinde olup olmadığını sordu. tnönü kendisine yöneltilen sorulara yanıt verirken, cumhuriyet birikimlerinin demokrasi çerçevesinde korunması, sahiplenmesi için ortaya çıktıklarını kaydetti. Bürokrasiyi azaltmanın görevleri arasında yer aldığını belirten tnönü, toplumsal barış içinde ekonomiyi en ust düzeye çıkarmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi. GUMJEREV KOPUGU AHMET TAN SHP'de miting hazırhğı SHP'nin cumartesi günü tstanbul'da yapacağı "Zamlar, Hayat Pahalılığı ve Demokrasi" mitingi için hazırlıklar sürüyor. SHP GalatasarayAltay maçının mitingle aynı saate rastladığı için pazar gününe alınmasını istedi. tstanbul Haber Servisi SHP f M N U K VE tSTATtŞfİK Başbakan Özal önceki akşam Meclis kürsusunden yaptığı bütçe konuşmasmda, TRT kameralan önünde butçeyi "parmak operasyonu" ile savunuyor. (Fotoğraf: Rıza Ezer) Başbakan ve istatistikJer borçlan marka çevirdi ve kendi döneminde diş borçların sadece disini zorlamamak için istatistik "45 milyar mark gibi küçük bir artış" gösterdiğini açıkladı. leri zorladı: Gecekonduların yuzde 54'Bereket işi daha da ileri götüründe kendi deyişiyle, "Teyp, medi. Bu 45 milyar markı da yeyani müzik s e ü " bulunduğun niden dolara çevirip diş borçlan dan, enflasyonun kökünü Afşin 23 milyar dolar diye ilan etmeElbistan santralının derinlikle di. rinde aramaya kadar tüm müBaşbakan belki uluslararası hendislik yeteneğini döktürdu. borsalarda ABD Doları'nın deAma en müthişi istatistikler ğer kaybetmesi sonucu Türkiye'deki "konvertibilite operasyo nin diş borçlannın da bir miktar durduk yere arttığını söylemek nu" idi. Diş borçlar yüksek diyen mu istemişti. Ancak kur farkı yükü halefetin ağzını tıkamak için diş diye de adlandırılabilen bu olaaşbakan Özal bütçe için çıkB tığı TBMM kursusunde kenyın daha bilimsd hesaplaması yapılabilirdi. Hazine veya Merkez Bankası uzmanlanna bu hesap yaptırılsaydı belki şu denebilirdi: "Evet diş borçlar görünüşte 1983'ten bu »ana 22.4 milyar dolar artarak 40.8 milyar dolara yükselmiştir. Ancak bunun 810 milyar dolarlık kısmı kur farklanndan kaynaklanıyor. Gerçek borcumuz sadece 1012 milyar dolar aıitı." Ama Özal öyle yapmadı. Tuttu diş borçlan marka çevirdi. O zaman karşı taraf da aynı şeyi yapar ve Başbakanın en büyük övunç kaynağı olan ihracat arttşının üzerine gölge duşer. Nasıl mı? İhracat da mark üzerinden hesaplanarak. Şöyle, 1984 yılı ocak ayında bir dolar 2.80 marktı. 1983 yılı ihracatı da 5 milyar 728 milyon dolar (yani 16 milyar 38.4 milyon mark) şimdilerde ise bir dolar 1.65 mark. 1987 yılı ihracatı ise 10 milyar 190 milyon dolar. Yani 16 milyar 813.5 milyon mark. Demek ki, 4 yıllık başbakanlığı döneminde Özal en fazla övünduğü ihracatı bile sadece 774.6 milyon mark, yani 500 milyon dolar arturabilmişti. Buna göre, dolar üzerinden 4 yılda yüzde 78 artan ihracat, mark üzerinden sadece yüzde 4 dolayında artabilmişti. Özal kürsüden istatistikleri "parmaklama operasyonu"nu sınırlı tutmasaydı, bu rakamlar da zabıtlara geçecekti. RP Genel Başkanı Zürih'te tarafından başlatılan "Zamlar ve Hayat Pahalılığı" karnpanyası kapsamındakı ılk buyuk il mitingi Şişli Hürriyeti Ebediye Meydanı'nda saat 13.30'da başlayacak. Eski TRT spikerlerinden Mesut Mertcan'vn sunuculuk yapacağı miting öncesinde helikopterlerle şehrin üzerinden bildiriler atılacak. "Zamlar, Hayat Pahalılığı ve Demokrasi" adı verilen miting için hazırlıklarım surduren SHP İstanbul il örgütunce pankartlarda da "Yetti artık. Zamlara, pahalılığa karşı ve demokrasi için SHP mitingi nde buluşalım" sloganı kullanılacak. SHP lstanbul İl Başkanı Doğan Öztunç'un açış konuşmasını yapacağı mitingde, "Açlık, zahım, yoksulluk. Işte ANAP, işte kraat", "Yeğen, damat, birader. Ya halklan ne haber", "Özal'a dokuz lüks araba, iki uçak. Benzine zam ona ne gam" yaalı broşürler de dağnılacak. Bu arada SHP'li yetkililerin mitingin yapılacağı cumartesi günu Ali Sami Yen Stadyumu'nda oynanacak olan GalatasarayAltay maçının pazar gününe alınmasını istedikleri bildirildi. SHP Genel Merkezi'nde yapılan değerlendirmeden sonra miting ve maçın aynı gün ve saatlere rastladığı ve Ali Sami Yen Stadyumu ile miting alanı olarak belirlenen Abidei Hürriyet Alanı'nın birbirine yakınlığı belirtilerek, bunun güvenlik ve trafik açısından sorun yaratabileceğine dikkat çekildi. Maçın pazar gününe alınması için SHP İstanbul 11 Başkanı Doğan Öztunç'un Valiliğe başvurduğu bildirildi. Erbakan: OzaTın suyu artık ısındı ADEM SAĞLAM ZÜRİH Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, "Türkiye'de ne demokrasi, ne de insan hakları var" dedi. Erbakan, 29 Kasım seçimlerinde partisine oy vermek için Türkiye'ye gelen "Avrupa'daki milli görüşçülere şükran borcunu ödemek" amacıyla Diyanet tşlen eski Başkanı Lütfi Doğan ile birlikte Zürih'e geldi. Başbakan Turgut Özal'ın ekonomik politikalanru sert bir dille eleştiren Erbakan, Zürih Halkevi'nde yaptığı konuşmada "TürViye'deki Müslümanların paralannın ABDdeki Yahudi bankerlere faiz olarak gittiğini" söyledi. Erbakan, Avrupa'daki Müslümanların Türk bankalarına para yatırmamalarını istedi. 500 kadar milli görüşçünün izlediği toplantıda Refah Partisi Genel Başkanının konuşması zaman zarnan "Mücahit Erbakan" sloganları ile kesildi. özal iktidarını iş başından uzaklaştıracak çözümün kendisinde olduğunu soyleyen Erbakan, "Özal'ı devirecek muhalefelin anahtan bendedir. Özal'ın suyu artık iyice ısındı" dedi. Konuşmasınm sonunda önümüzdeki günlerde Viyana'da toplanacak Islam Konferansı1 na katılacağını soyleyen Erbakan, Avrupa'daki milli görüşçülerin otobüslerle Viyana'ya gitmelerini istedi. Denız Kurdu1 tatbikatının ıkıncı bölümü tamamlandı Tatbikatı yöneten Donanma Komutanı Oramiral Orhan Karabulut. Trabzon ümam'nda demırleyen "Yavuz" firkateynınde dün ıkinci bölümun tamamlanması nedeniyle bir basın toplantısı düzenledı Oramiral Karabulut, tatbıkatın ıkinci bölümunün de başarıyla tamamlandığını, ilk kez tatbikata katılan "Yavuz" fırkateynının "ustün manevra ve savaş" yeteneklerınin denendığını belirtti Karabulut. gazetecılerin bir sorusu üzerine "Sovyet gemılerıyle çatışmanın eşığıne gelindıği" yolundakı haberterın doğru olmadığını söyledi "Tamamen. gazetecı arkadaşlann kendi yorumu. Sovyet gemıleri uluslararası sularda her tatbıkatta bıa izlerler. Bu çok olağan bir olaydır" dedi Oramıral Karabulut. Sovyet gemılerınin uyarı üzerine özur dıleyerek atıs sahasından çıktıklarını da vurguladı (Fotoğraf AA) Deniz Kurdu1 Tutuklu yakınlarmdan dilekçe ADANA/ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde 120 tutuklu ve hükümlü tarafından başlatılan açlık grevi 7. gününü doldururken tutuklu aileleri dün Ankara'da TBMM, Başbakanhk ve Adalet Bakanlığı'na bir dilekçe vererek, sorunlarının çozümlenmesini istediler. Adana'da 5 gün önce SHP tl Binası'nda açlık grevine başlayan tutuklu yakınlanmn sayısı 15'e yukseldi, bu arada açlık grevinin SHP İl Binası'nda yapılması ile ilgili tartışma da sürüyor. SHP Çanakkale il orgutu yayımladığı bir bildiri ile açlık grevinin sona erdirilmesi için tutuklu ve hukümlülerin haklı istemlerinin çözüme kavuşturulmasını istedi. SHP İl Başkanı Refel Erdem, tutuklu ve hukümlülerin yaşamları ile ilgili istemlerinin heT ne sebepten olursa olsun geri çevrilmemesi gerektiğini belirtti, "Bunun için yetkiliteri göreve çağınyorum" dedi. Bu arada tutuklu ve hukumlü aileleri Ankara'ya gelerek TBMM, Başbakanhk ve Adalet Bakanlığına birer dilekçe verdiler. Hükumlü yakınları, gazetemizi ziyaretlerii sırasında sorunlarını dile getirirlerken, İnsın Hakları Dcrneği Başkanı Muzaffer Erdost da yaptığı açıklamada, Adana ve Çanakkale E Tipi Cezaevlerinde açlık grevine giden tutuklu ve hükümlülere "şekerli su " verilmediğini söyledi. Adana'da tutuklu ve hükümlu yakınlanmn SHP İl Binası'nda başlattığı açlık gfevi beşinci gunünü doldurdu. Eylemin SHP il bihasında yapılması ile ilgili tartışma sürüyor. SHP Adana Milletvekillerı Sedal Doğan ve Mahmul Keceli Genel Sekreter Fikri Sagların kendilerine "eylemcilerin mullaka parti dışına çıkanlması için lalimat verdigini" ancak ailelerin bu yoldaki onerileri kabul etmediğini belirttiler. BAŞMKANIN KONUŞMASI VE BAKANLAR BaşbaKanm bütçe konuşmasını bakanları değişık üslup ve btcımde ızledıler Adalet Bakanı Öltan Sungurlu (sol bastagozlennı kapayan) Ozal ın verdığı rakamlan görmemek ister gibıydı Mehmet Yazar'la Tenekecı arasındakı Devlet Bakanı Ali Bozer ise "Yer yanlsa da ıcıne gırsem" pozısyonu almıştı (Fotoğraf Rıza Ezer) AutoPortreSAGLIGI HOCASI) Cengizlsrafil rens"lerden ve çift pasaportlu olduğu için "hücum edilenlerden" Cengiz tsrafıl Ekonomi'de Diyalog'a kendisini şöyle anlatmış: Mars'tan gelmedim, ama öyle gönilüyor. Bu dünyada doğdnm. 1942 yılında Polonya'da dünyaya geldi m. Türkiye'de büyüdnm. Amerika'da oluştum. Herbalde burada oleceğim. Pivano çalmaya çalışıyonım. Aynca iyi de darbuka çalanm. Yumnık yemeden yamrnk atmam. Hayatımda hiç kimseye sataşmadım, ama bana hücum edildiğinde de daha güçlü bir şekilde karşıhk veririm. BUTÜN DERTLERE DERMAN r\ı \l[ il LJVM/L.VM/1 İ V İ BAtUTUK AÎA II I l l \ ] | timJ » i ik il ın Her tarlu rutı naatalıkları^ tecıub*»iı *i eliaizde bulun&n aaırlı* utnı kitaplardaki KongneleneDoğrul * SHP Tabanı E D İ R N E HtKMET ÇETİNKAYA EDİRNE tlk bakışta kişisel çekişme gibi görünen, ancak sosyal demokrat ilkelerin tanımlanmasından kaynaklanan bir tartışma, Edirne'de somut bir biçimde görünüyor. Üstelik dişe diş bir savaşım biçiminde. Bu tartışmanın kökleri on yıl öncesine değin iniyor. 1977 genel seçimleri öncesi CHP'nin vetolu adayı Erdal Kalkan, şimdi SHP'nin Edirne milletvekili. Geçmişte CHP içinde, şimdilerde SHP'de kimi çevrelerin boy hedefi. Acımasız saldıntar karşısında direnen, sosyal demokrat tabanda sağlam yere basan deneyimli bir politikacı. Erdal Kalkan ekibinin karşısında Milletvekili Fuat Erçetin'in liderliğini yaptığı bir ekip var. Kendilerini öz be öz sosyal demokrat sayan bu grup, karşı tarafa kongreler öncesi kesin tavır koyuyor. O klasik saldırı yöntemiyle kale burçlannı ele geçirmeye çalışıyor. Kongrelerde biri diğerini ezip geçecek, ama hangisi? Erdal Kalkan mı, yoksa Fuat Ercetin mi? Şimdilik orası bilinmiyor. Ancak bu savaşımı sosyal demokrat taban ilgiyle izliyor. Erdal Kalkan ekibi kendilerine "aşın solcnlar" diye ad takanlara da haklı olarak tepki gösteriyor. Yerel muhabirlerin koşullandınlarak gazetelerine bu tür haberler gecmelerine de içerliyorlar. Kendilerine "ilkeli grup" demiyor onlar. Çünkü birlikteliklerini "ilke" olarak ortaya koymuşlar. Öyle soylüyorlar. Dünya görüşlerinin çağdaş bir demokrasi anlayışı olduğunu, demokratik hak ve özgürlükleri savunduklarını belirtiyorlar. Sayın Genel Başkanımız da bizim gibi düşünüyor. Bundan korkacak ne var? SHP örgütu sürekli kapalı olduğu için, yazıhane ziyaretleri yaptık Edirne'de. Balıkesir, Tekirdağ, Kırklareli'nde de aynı yönteme başvurmuştuk. Balıkesir'de pos bıyıklı SHP'li "Sizin amacınız ne kardeşim?" diye soru yöneltmeseydi, bir haftalık gezimiz pek renklenmeyecekti. Salt Balıkesir örgütiınde Deniz Baykal yanlıları kaçak güreşmeyi sevdikleri için az da olsa tepki almıştık. O yüzden de şu soruyu yöneltmiştik: Deniz Baykal ekibi Balıkesirde kimden korkuyor? Çanakkale, Tekirdağ ve Kırklareli'nde her şey açık seçik ortadaydı. Kapalı kapılar ardında politika yapılmıyordu. Herkes rengini, çizgisini, ekibini sakınca duymadan rahatlıkla açıklıyordu. Durum Edirne'de de aynıydı. SHP'ye bakış açılarını, İnönü'nün istifa edişine karşı tabanın tepkisini, Baykal, Gürkan, Cem, Ana Ekiplerden biri, ötekini ezip geçecek vi e i i l i r . Butun baglancıg aıhırler çoıUlur. Tfıldıt T« kahve falı bokar, bagınızdnr. r«çni9 wji geçecok olajflan haber verirız. Ajrıca har çegit auska yazaru< Tedavıoİx e&rantill İup n e f f elaa.u/ı ucret slna/ır. Edirnede kıyasıya savaşım leri dışandan izler oldular. Bir de partimizi destekleyen sol duşunceye sahip kişiler bu gelişmeyi yeterli gormediler. Bu oluşuma açık destek sağlamadılar. HP ile bütünleşme sırasında ise hatalar yapıldı. Birieşme, salt yönetimler duzeyinde oldu. Bu da sağlıksız bir gelişmeyi sergiledi. Bir başka deyişle, HP ve SODEP mücadelesini gündeme getirdi. Kaybedenler partiden koptu. Şu anda klasik anlamda parlileşme süreci içindeyiz. Örgütler, yani taban, tavanı nasıl görüyor, ya da izliyor? Diyalog nasıl işliyor? Yukanya bakış açımız şoyle: Yukansı sol parti olduğumuz kor ısunda açık ve net bir tavır içine girmiyor, ya da girmek islemiyor. SHP Meclis Grubu, orgute ve tabana dayalı. Parti Meclisi ise orgulten ve tabandan kopuk. PM bu gelişmeye koşut değiştirilmeli. SHP Meclis Grubu ile PM bu nedenle uyumlu değil. Ya Erdal İnönü'nün genel başkanlığı, parti içindeki Deniz Baykal atağı? Bu konuda ne diyorsunuz? sınırian içinde politika yapılıyor havası veriliyor. Özal'ın uyguladığı sistemi kırmamız gerekir. Özal'ı bu çerçeveden çekme raücadelesi yapmalıyız. Çerçeveyi biz çizmeliyiz. Aslında bizim meselemiz, muhalefet yapmamamız, iç bunvemizden kaynaklanıyor. Kitleler, partinin hangi çizgiye oturmasını istiyor, onu bilmek gerek. Bunu yonetim kadrolanna özumsetmek gerek. Olaylan Özal'ın günluk poliıikasıyla geçiştirirsek bir yere varamayız. Tekrar soru>orum... Baykal, Gurkan, Cem ve Anadol olayına nasıl bakıyorsunuz? Genelde İnönü'nün bu işi göttiremeyeceği söyleniyor. tsmail Cem parti içinde benimsenmiş değil. Anadol pek lanınmıyor. Gürkan'a ise ilgi ve destek yok. Edirne Deniz Baykal'a sempaliyle bakı>or. Ancak yerini belirlemesi gerekir. Ya Doğulu sosyal demokratlar? Onları destekliyor musunuz? Doğu sorunu bir gerçek. Onlar belirli sıkmtı içindeler. Onlan temsil eden milletvekilleri, yörenin sorunlannı dile getirecekler. Doğu sorununun parti içinde netleşmesi gerekir. SHP'nin bu konuda bir politikası olmalı. Oysa >ok; bu nedenle millelvekilleri bireysel çıkışlar yapıvorlar. Belediye Meclis üyesi Hamdi Sedefçi, kentleşme sorununa değiniyor. Kırsal alandan Edirne'ye son yıllarda göç yoğunlaşmış. Gecekonduiarda sorunlar büyümuş. Olası erken yerel seçimde belediye başkanlığı adaylığına hazırlanan Hamdi Sedefçi şoyle konuşuyor: Amacımız yepyeni bir kadroyla yönetime talip olmaktır. Bu nedenle Saim Mutluyu il başkanlığında desteklivoruz. Biz bir ilkeyle yola çıktık. İlkeli bir yaklaşımla yönetime gelmek istiyoruz... Edirne'de Deniz Baykal'a fazla bir tepki yok. Kimi yörelerde saptadığı yaklaşımlar var. Deniz Baykal'ı güçlu gösteren milletvekili ve yöneticilerin tabanda etkinliği yok. Daha doğrusu, Baykal'ın eteklerine yapışarak bir yere varmak istiyorlar. Bilinçsiz ve tutucu yörelerde Baykal'a aşın solcu diyenler de çıkıyor. Eğitimli ve işçi ağırlıklı yörelerde gelişmeleri yakından izleyenler ise şöyle düşünuyorlar: Deniz Baykal'ın belirgin bir çizgisi yok. Partiyi saga çekebilir... 29 Kasım seçimlerinde DSP'nin 46 bin oy aldığı Edirne'de SHP cephesinde olup bitenler şimdilik bu kadar... Kongrelerin oldukça çekişmeli ve heyecanlı geçmesi bekleniyor. Dunkü Tekirdağ izlemmlerinde, Merkez tlçe Başkanı Sami Eren 'ı/ı göruşleri ve il başkanlığma aday olacağı, Ahmet Sevil'in adıyla geçmiştir. Düzellir özür dileriz. H. Ç. Enflasyon muskası hariç her şey. Peı^SonAH Te Ve Meclisi Ali T"R\yf\/T D t ş i ş l e r i Ko dol gibi isimlerin gundeme geliş biçimlerini rahatlıkla tartışıyorlardı. Balıkesir SHP örgütuyle ilgili görüşlerimize sonraki yazılarımızda değineceğiz... önseçimlerde eski milletvekillerinden İlhan Işık 3. sırada yer alırken, Cevat sayın da 7. sırada kalarak listede yer alamamışti. Önseçimlerden sonra politikaya daha iyi sarılmışlar. Öyle yılgmlıkları filan yok. Işık ve Sayın, SHP'nin, CHP'nin ideolojisine oturtulmasını savunuyorlar. tl Başkanı Aydın Ertugrul ile ABC Kitabevi'nde konuştuk. Konuşmamız sırasında İlhan Işık da vardı. Başkan şoyle dedi: Birleşmeden sonraki sancılar sürüyor. Bu yüzden kişisel çekişmeler var. Maalesef parti içi gündemimiz şimdilik bu. Şimdi bizim karşımızda bir grup var. Milletvekili Erdal Kalkan'ın oncülüğunu yaptığı ekip. Bu ekip parti içindeki yeriıü tarif edemiyor. Sen nesin, yerin neresi? Önce buna cevap vermeli. Partide hizipleşmeye gerek yok. Inönü1 1 ÜİVllVlmisyonu Başkanı Vehbi Dinçerier, komisyon çalışmalarına yeni bir ruh ve et ' ANAP'ın kara kııtıısvı A kinlik getirmek çabasında. Eski bakan, geçmişteki "Dışişleri Komisyonu eşittir bol seyahat" formülünü değiştirmek istiyor. Bunun için ABD'den gelen Frank Horton başkanlığındaki Kongre Heyeti'nin TBMM'de komisyon odasında yapacağı "açık lartışma"ya ilgi uyandırmak istedi. Komisyon üyelerini tanışmaya cezbetmek için TBMM'nin ilan panosuna bir ilan astırdı: Amaç, dedik ya, sayın üyelerin meraklarını azıcık tahrik etmekti. "Dışişleri Bakanlığımızdan alınan bilgiye göre. danışmanlar kongre uyelerinin oylarını buyuk ölçüde etkileyen kişilik sahibi kimselerdir." Bizim Dışişleri'nde hangi dairenin yabancı ülke heyetlerine "kişilik testi" uyguladığını sorduk, ama öğrenemedik. Ama Sayın Milletvekillerimız Meclisin yüce çatısı altında deplasmana gelmiş "kişilik sahibi" kimseler görecekleri için memnundular.. NAP Genel Sekreteri Akgün Albayrak'ın diğer ANAP'lılarda olmayan bir özelliği var. Başbakanhk Konutu'na elini kolunu sallayarak istediği zaman girebiliyor. Başbakan'a böylesine yakm olması nedeniyle de lakabı: "Kara Kutu." Geçenlerde kendisine "uçaklardaki kara kutulann kazalardan sonra desifre edildiği" anımsatıldı. Albayrak'ın yanıtı ilginçti: "Allab göstennesin." Başbakanhk Konutu'ndaki "her lür diyaloğu" bilme ayrıcalığına sahip Albayrak'ın, kaza geçinneye mi, yoksa deşifre edilmeye mi "Allah gostemıesin" dediği belü değil. "Tüm yakılmış kitaplar dîiayayı aydınlatır." Amerikalı düşünür Ernerson demiş ki: Dünya yeter derecede aydınlanmamış olacak ki biz kitap yakmaya başladık! . *'• * Bilinçsiz ve tutucu yörelerde Deniz Baykal'ı "aşın solcu" diye niteleyenlerin yanı sıra, "Belirgin bir çizgisi yok. Partiyi sağa çekebilir" şeklinde düşünenler de var. nün Genel Başkanlığını destekliyoruz. Deniz Baykal şimdi bizim çizgimizde. tnsanlar seçilmek için değil, aday olmak için cıkıyor. Deniz Baykal şimdi bizim çizgimizde dediniz. Daha önce başka çizgide miydi? Evet, daha önce sol çizgideydi Deniz Bey. Şimdi tam sosyal demokrat. Solcu filan değil. Öğrendiğime göre siz Halkçı Parti kökenliymişsiniz? Evet öyleyim. HP'den SODEP'e geçtik birleşme sırasında. SODEP büyük, HP küçük parti tartışmasına girdik. Şimdi il başkanıyım. Sanırım Milletvekili Fuat Erçetin ekibinin içindesiniz. Kongreler nasıl geçecek? Bu pazar başlıyor. Heyecanlı geçeceğe benziyor. Biz iddialıyız. Erdal Kalkan ekibinin il başkanı adayı Av. Saim Mutlu ile söyleşiyoruz. 1975 yılında CHP'de politikaya başlayan Muüu, Türk solunda genelde bir rahatsızlık olduğu inancında. Mutlu şöyle diyor: Bence yanlışlık SODEP'in kunıluşunda yapıldı. Bu sanayi >asadık. Yönetime gelenler tecrübeden yoksundu. Kuruculann çoğunluğu burokratlardı. Deneyimli politikacılar yoktu işin içinde. Varsa bile çok azdı. Eski CHP'liler SODEP'te dışUndı. GelişmeSayın Erdal tnönü ilk aşamada CHP tabanını derleyip loparlama açısından önemli görevler yaptı. Bunda başarılı da oldu sanırım. Bu benim kişisel goruşıim. Ancak İnönü, Türk solunu topariayacak, partiyi iktidara göturebilecek denevime sahip değil. Çunkü İnönu partiyi yeterince tanımıyor. Baykal konusuna gelince: Mesele bizim için yüzeysddir. Deniz Ba>kal'ın örgütte çalışması var. Bilinen ve tanınan bir isim. Yine bize göre açık ve net bir tavrı yok genel başkanlık konusunda. Belirli bir istt'kle çıkar, parti içinde kendi çizgisini belirler; partinin ulke sorunlan, ekonomik ve siyasal olaylara bakış açısını, kendi düşünceleriyle özleştirip kitlelere duyurursa bu işe talip olur ve genel başkan olur, ama bir çabası ve tavn yok. Baykalcılık, Mehmelçilik, Ahmetçilik anlamsız. tlkeler onemli. Sosyal demokrat partide çizgi onemli. Bu arada şunu da belirtmek isterim: Bugün tabanda "İnönu gider mi?" sorusu var. Aslında soru değil, kuşku. Soldaki liderin inançlı, özverili, savaşımdan yılma>an bir lider olması gerekir. S H P ana muhalefet partisi olarak başarılı mı? S H P Meclis Grubu belirli bir program içinde bir çaba hareıyor. Ancak dışandan bakıldığında öyle değil. Bizi iklidara getirmek isleyen kitle olayı öyle görmüyor. 12 Evlul Demirel dedi ki: "Vüzde 30 enflasyon için 'komünizme davetiye çıkanr' diyordunuz. Ama enflasyonu yüzde 60'a çıkardınız." Enflasyon yüzde yüze de çıksa komünizm gelmez. O kadar enayi mi? DavetiyeL Sinasi Nahit Berker Vuslat A nkara'nın Oyaca Köyü'nden Ömer Tokgöz kalp ağnlan çekiyordu. Yüksek thtisas Hastanesi'ne gidip muayene oldu. Teşhis: Koroner yetmezliği. Doktorlar "anjiografi" yapılmasım istediler. "Bypass" gerekecekti. Ömer Tokgöz bir alt kata indi. Gün verdiler: 7 Nisan 1989. Nasıl olur? dedi.. Bir yıl sonraya mı? Evet bir >ıl sonraya.. Boş gün yok. 54 yaşındaki Ömer Tokgöz çaresiz, "randevn kâğıdı"m katlayıp cebine koydu. "Anjio" dedikleri kim ise, ne ise onunla vuslat önümüzdeki bahara kalmıştı. Eğer bu arada göğtıs kafesini tıklatıp duran Azrail'in buluşma taleplerini atlatabilirse tabii. Dışarı çıktı. Dunyada takma kaip takılan yedinci ülkenin vatandaşı olmanın sevincini \albinde duyamadı. Doktorların 'içme' dedikleri sigarasından derin bir nefes çekıi. Köyüne giden otobüslerin durağına doğru yürudu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear