22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Meteoroloji Genel Mudürlüğü'nden alınan bilgiye göre, yurdun kuzey doğu kesimleri parçalı buluflu, uteki yerler az bulutJu ve açık geçecek. MAVA SICAKLIĞI: Biraz daha artacak. RÛZGAR: Güney ve bat yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerde kıble ve günbatısı 35 kuvvetinde saatte 1021 denizmili A A A A B A A A B A A A B B A Bokı A Burea Çanattate A B Çonjm A Dencf HABERLERİN DEVAMI TÜRKIYE'DE BUGÜN 24° 10° Dryartıalur 19° 4°Maıisa 10° 21° BSrne 24° 8 M t a a ş 18° e°Etancan 16° 3°MefSin 19° 4°Erajram 13° 0°MuOla 12° O°EskQChır 19° 3°Muş 20° 5° Gaaanlep 18° PNtite 23° 11° Gıresan 17°10°0n)u 22° 8°GumuştaneB 13° 4 ° ( t e 17° 9°Hat*ân B 13° 4°Samsaı 26° 10° Ispara 16° 2°Sırt 21° 8°lsünbu1 19° 10° Smop 17° 6°tonr 25°11°S«as D 16° 3°Kars 12° 0 'fel<wla0 14° 2°Kasömonu B 16° 3°Trateon 8 16° 2°1ünc<* 18° « A 22° 8°Uş* 23° 9°K»ttareJ B 17° 2°Van 20° KP Konya A 18° 2°YtaQjt 15° «°KuBJıya 17° 4° ZonguBak 23° 9°Uatitya A A A A B B B B B A B B A B 8 A B B B 24° 10° 21» 7° 23° 12° 22° 6° 15° 2° 16° 2° 18° 10° 17° 10° 19° 10° 17° 5° 16° 10° 15° 1° 20° 10° 17° 10° 16° 3° 19° 4° 14° 3° 15° 1° 17° 10° Arroran Atna 24 NİSAN 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Amaenlam y 13 •Paris J •Bert/n 4« SS,n d a b u l u n S Z G^lu'nde SîflfuShflTiokîfirS ?f 9 9 RÛZ âr Göl dalgal,, göruş uzaid,g. 10 km. doiaynda bulunacak. havaparçalıazbuluöugeçecek. ^ . ^ tj 9 9 u n e y w batl yönlerden orta kuvvette esecek Cezayir «V ^ ? A ac* 8 buiuDu K w t S sot Y yapnutu Kah/fc«'"" A A A Bacskma A Y Baset Y A Berfn A Borm Bnjksd Y BudapeşS Y Y Cenan A Cearfr A CSdde A Oubaı Frankturt A A Gıme B Höar* A KaNre Kopenhao B A KUn A 24° 23° 22° 21° 16° 19° 16° 16° 13° 15° 16° 23° 33° 34° 16° 24° 5° 24° 8° 18° 24° Lenıngrab üntra Madnd Müam Montreal MosktM MOnıh New Vbrt( Oslo Pans ffiyad Roma Sotya Şam Tel AMV lınus Vnma Vandık Viyana Zuritı B Y A Y Y Y A B A Y 8 A Y A A A A B Y Y 7° 11° 22° 20° 10° 14° 15° 18° 7" 16° 13° 36°21° 21° 23° 24° 23° 14° W° 16° 15° Y 16° Namık Kemal, Sürgündaşları Arasında... Türkçeyi de çok iyi bilen Fransız araştırmacı, bilim adamı Paul Dumont, Mainz'deki ilk gün toplantısında Namık Kemal'i anlatırken şunları da söylüyordu: ".. Biçim az da değişse, içerik pek değişiktir. Namık Kemal, sapına kadar gazeteci olarak her konuya el attı; günün gereklerine ve ilhamının keyfine uyup, konudan konuya geçti. Bu yazıların bir hayiisi, siyasal aktüaliteyi yansıtir; bunlarda söz konusu olan Osmanlı Imparatorluğu'nun iç işleri ya da dış olaylardır; yazılarının hammaddesi bunlardı. Bununla birlikte geri çekilmeyı biliyor, biraz dolaylı sorunlara da el atıyordu. Onun gazetecılikte arkaya bıraktığı eserden, sonraki kuşaklar, özellikle Türkiye'de bir anayasa rejımi, daha da genel olarak modern bir devletin kurumlarının kurulması yolundaki ateşli savunmaları belleklerinde tuttular.. Ayrıcalıklı konuları arasında basın sorunları üstüne olanlan da belirtmek uygun olur; bunlar içinde basının boğaz boğaza geldiği sansür ve öteki baskı biçimleri özel bir yer tutar. Son olarak unutmayalım ki Namık Kemal, her şeyden önce bir sanat eleştirmeni de oldu; bu tür yazılarında, Osmanlı ve Batı edebiyatının yanı sıra, biçem ve dil sorunları üzerinde ısrarla durdu. Özgürlüğü yüceltme, onun gözde temalannın başında gelir. Böylece sürgündeki Genç Osmanlıların, yayımladıkları başlıca gazeteye, Fransız Devrimi'nin dünyaya ilan ettiği özlü formülün ilk kelimesini hem de övünerek ad olarak vermeleri "Hürriyet" hiç de raslantı degildir. Namık Kemal, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin büyük ilkelerinden birini ele alarak, kendi kuşağındaki aydınlar arasında ilk kez, üstüne basa basa, insanın özgür doğduğunu ve bu özgürlüğün onun için "bir besin kadar gerekli" olduğunu söyledi. Ibret'teki ünlü bir makalede, Abdülaziz rejiminin aydınlar üzerindekı baskısını daha da arttırdığı bir sırada yayımlanmış olan bu yazıda, çok daha açık olarak şunları ilan etmekte tereddüt etmiyordu; 'İnsanın hak ve maksadı yalnız yaşamak değil, hürriyetle yaşamaktır.' Bu özgürlüğe Namık Kemal, Tanrının bir armağanı olarak bakıyordu. Paul Dumont, sözlerinin sonunda şöyle dedi: " Evet, Namık Kemal iyi bir gazeteciydi. Biçemi parlak, zengin ve okuyucularını tezlerine kazanmayı bilen bir gazeteci. Ne var ki yetenek, tehlikelerı de beraberinde taşır; bunun gibi, düşünce sahibı olmanın da tehlikelerı vardır. Hem yetenek hem de inançları alabildiğine zengin olduğu içindir ki Namık Kemal, olgunluk yıllarının büyük bir bölümünü sürgünde gecirdi. O, bu bakımdan da günceldir..." Ataol Behramoğlu söyledi; Aziz Nesin, dışarıdaki sığınıklar için "sürgündaşlar" sözcüğünü kullanmış. Namık Kemal o gün Almanya'da sürgündaşları arasındaydı. Dr. Serol Teber de ilginç konuşmasında, Namık Kemal iie Yeni Osmanlıların, Paris Komünüyle ilişkilerini anIattı. "Namık Kemal ve arkadaşlan da İbret Gazetesi'nde komünü ve komüncüleri savunan yazılar yayımlamışlardır" dedi. Namık Kemal'i anlatırken, Dr. Serol Teber şöyle diyordu "... Hiç kuşkusuz bir tanzimat çocuğu olan Namık Kemal, örnek brr divan şairi olma yolunda çalışırken, kendi ifadesıne göre, Şinasi'nin yazılarını okuduktan sonra tüm yaşamını değiştirmiş ve gidip onun kurduğu gazetede çalışmaya başlamıştır. Çok hızlı gelişme gösteren Namık Kemal, kısa zamanda tüm Osmanlı aydınlarının üzerine en çok konuştuğu 'bayrak insan' konumuna gelmiştir..." Yeni Osmanlılar'ın "Paris Komünü" ile ilgilerine geçen Dr. Serol Teber, şunları söyledi: ".. Bu konuda elimizde, Yeni Osmanlılar'dan Reşat Bey'in Paris Ulusal Savunma Kuvvetleri Komutanı General Trouchu'ya 4.7.1870 tarihinde yazdığı bir belgemektup bulunmaktadır. Reşat Bey'in yazdığı mektup şöyledir: Türküm ve Fransa'nın vatanıma yaptığı önemli yardımlan unutmadım. Minnet ve büyük bir millete gerekli olan demokratik düşüncelerin coşkusuyla, Fransız Cumhuriyeti'nin düşmanlarıyla savaşmak için beni gönüllü olarak kabul etmenizi rica ederim General. Cumhuriyetçi Fransa için beslediğim bağlılığımı ve vatanseverliğinize olan hayranlık duygulanmı lütfen kabul ediniz General. Reşat" Kendisi de Yeni Osmanlılar için çalışmış olan Ebuzziya Tevfik, birinci elden kaynaklar ve anılarla yazdığı Yeni Osmanlılar Tarihi adlı kitabında aynı konuya değinmektedir. Ebuzziya Tevfik'in Yeni Osmanlılar Tarihi kitabında yazdıklarına göre, Paris'in kuşatılmasından sonra ortaya çıkan tehlikelere karşı kentteki yabancıların Paris'i terk etmeleri istenmişse de Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler Ulusal Savunma Komutanlığına başvurarak kentte kalmak istemişler ve Parislilerle birlikte kentin savunmasına katılmışlardır... Paris Komünü, Osmanlı Devleti'ni cok korkutmuştur. Sadrazam AN Paşa, 25 Temmuz 1871'de yayımladığı bir emirte, komüne ve komüncülere çatmış, 'böylesi uğursuz fikirlerin Osmanlı Devleti hudutlarından içeri girmemesi için' valilerin uyanık olmalarını istemiştir. Osmanlı muhafazakâr basını da buna paralel bir tavır almış ve komüncülere saldırmaya başlamıştır. ibret Gazetesi'nin 3. sayısında (5.6.1872) Reşat Bey, çok ayrıntılı bir biçimde komün olayını anlatmış, birinci ağızdan ve büyük bir içtenlikle komünü savunmuştur... İbret Gazetesi'nin 8. sayısında (12.6.1872) Namık Kemal gene komünü ve komüncüleri savunmuş, muhafazakâr basına ve hükümete çatmıştır. İbret Gazetesi'nin yıne8. sayısında Nuri Bey bu kez yalnız komünü değil, Enternasyonali anlatmış ve savunmasını yapmıştır... Tüm bu yazılar oldukça açık bir biçimde Yeni Osmanlılar'ın sol kanadının Paris ve komün savunmaları sırasında orada bulunduklarını ve olayların içinde yaşadıklarını göstermekte. Bir süre sonra araya gıren başka polıtık nedenlerden ve de özellikle 1 Nisan 1873te Namık Kemal'in yazdığı Vatan Yahut Silistre oyununun istanbul'da ilk kez oyranmaya başlamasından sonra, İstanbul halkının Namık Kemal'e gösterdiği büyük sevgi ve coskudan ürken Saray, İbret Gazetesi'ni kapatmış. başta Namık Kemal olmak üzere Yeni Osmanlılar, bu kez tutuklu olarak çeşitli yerlere sürülmüşler, hapsedilmişlerdir. Bilindiği gibi Namık Kemal Kıbrıs Magosa'ya sürülmüştür... ... Namık Kemal, büyük bir özgürlükçü, büyük bir ozan, büyük bir yurtseverdi. Aynca sözcüğün en geniş anlamıyla Namık Kemal çok sevimli, çok güzel bir inanç insanıdır. Bildiğimız kadarıy• la böylesi bir patriyot (yurtsever), Osmanlı Devleti içinden ilk kez çıkmaktadır... Tüm bunlann ötesinde Namık Kemal, Osmanlı toplumunda örneğine az rastlanan bir hümanisttir. Namık Kemal, ozanhğını, yurtseverliğini, özgürlük düşüncelerini yoğun insan sevgisi içinde eritebilmış ender insanlardan biridir. Böylesi bir kişilik bizim tarihimiz için, aynca yeniliktir. Onun gücünün gizi burada yatmaktadır..." Namık Kemal'in 100. ölüm yıldönümü toplantıları. izleyenler için bir şölen nıteliğindeydi İzleyenler arasında Sümeyra Çakır ile eşi Hasan Çakır, Melıke Demirağ, Şanar Yurdatapan da vardı. MUST4FA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI GOZLEM UGUR MIMCU (Boştarafı I. Sayfada) Keçeciler'in basına bakışı 'Gazeteciler yararb hizmet yapmıyor' dınlacağı" sonımuz üzerine de "Her tür yarariı yayın bundan faydalanacak. Sadece dini yayınlar degil ba fon tüm yarariı yayınlan kapsamına alacaktır" yanıtım verdi. met niye çeksin? Türk ekonomisinin düzelmesi için ne gerckiyorsa yapılmaktadır, yapılacaktır." Palm Beachie deniz manzaralı daire 239 bin dolarmış; yani, 400 milyon TL. Colorado'ya iki kilometrelik uzaklıktaki Breckenrioge Kayak Merkezi'nde yarım dönümlük bahçeli, seralı, üç yatak odalı, iki banyolu, yazkış kullanışlı kat ne kadaraymış? 150 bin dolaraymış. Ne eder 150 bin dolar? 195 milyon TL, California'da Pebble Beach plaj bölgesindeki katlar, 189 bin ile 265 bin dolar arasındaymış. Tabii, katlarda her türiü lüks var. Ridgefietd, Connecticufta 30 dönümlük bahçe içinde 6 odalı bir köşk 2 milyon dolara satılıyormuş. Villanın, Türk parası ile satış fiyatı 2 milyar liraymış. Anlayacağınız, şöyle küçücük bir "hayali ihracat" fiyatına satılıyormuş bu lüks köşk! New York'a 1 saatlik uzaklıktaki Connecfcufdeki köşkü tanıtalım: Bahçede çam ağaçları. Çam ağaçlarının yanından şırıl şırıl sular akan şelaleli bir dere, altı oda... Odaiarın her biri şömineli, camlı bir kış bahçesi.. Dere üzerinde oriental stilde iki koprü.. Yaz kış kullanımlı yüzme havuzu, tenis kortu, misafirhane... Böyle lüks ve görkemlı bir köşk, Amerika'da 2 milyar 600 milyon a alınıyormuş. İstanbul'da Boğaziçi'nde deniz gören katlar 1 milyon dolara satılıyormuş; villalar ise 3 milyon dolaraymış.. Buyrun işte, Amerika, bu bakımdan, Türkiye'den daha ucuz.. Geçen hafta bizim Arcayürek, bir "kudretirnm Connecticufta bir çiftlik aldığını yazdı, yazınca da kıyamet koptu.. Ne var bunda? Amerika'da böyle lüks daireler ya da çiftlikler alabilecek yüzlerce "kudretii" yok mu Türkiye'de? Var. Amerika'daki fiyatlar, Türkiye'den de ucuz olduğuna göre Amerika'da daire ya da çiftlik alanlar niçin yadırganıyor? Asıl Boğaz'da kat ve villa alanlar yadırganmalı.. Türkiye'de son zamanlarda bir memurun, emeklilik ikramiyesi ile kat olması olanaksızdır. İşçinin de öyle, küçuk esnafın da öyle... Bu yüzden, büyük kentlerde sobalı daireler bile alıcı bulamıyor. Varsa yoksa, lüks daireler... Ankara'da Çankaya'da 200 milyona, 300 milyona kapış kapış gidiyor. İstanbul'da Boğaziçi'nde bir milyar lıraya satıhyor katlar. Hem de Türk parası ile değıl, dolar karşılığı satılryor' j katlar.. Kira da dolar karşılığı. Bir Amerikan Ooları, 1275 Türk Lirası olmuş. Türk parası, bu alırnsatımlarda "tedavülde" bile değil çotrtandır. Siyaset içinde ya da dışındaki bir Türk "kudretli"sinin Amerika'da kat alması, anlaşılıyor ki artık pek o kadar anormal bir olay değıl; asıl, Amerikan kudretlilerinin, bu gidişle, Boğaziçi'nde deniz manzaralı villa almaları anormal olaylar olacak! "Küçük Amerika olacağız" diyorduk ya; olduk işte... Olduk ve lüks villa fiyatlarında Amerika'yı geçtik bile... Körfez'de İran petrol platformlarını bombalatmak kolay; Başkan Reagan, sıkıysa gelsın, lüks villa alsın Boğaziçi'nde! Al doları.. Ver doları.. "Yarariı yayınlar" için kunılacak destek fonundan gazetelerin yararlanamayacağını belirten ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Keçeciler, "Neden?" sorusuna "Çünkü gazeteler yarariı yayın yapmıyorlar da ondan" yanıtım verdi. TUNCAY ÖZKAN ANKARA A N A P Genel Başkan Başyardımcısı Metamel Keçeciler, gazetelerin yararh hizmet yapmadığını belirterek, "Kârdan zarar vahim değüdir" dedi. Keçeciler, yayın yaşamının desteklenmesi amacıyla bir fon oluşturulacağını da kaydederek yarariı yayınların bu fondan destekleneceğini, ancak gazetelerin fondan yararlanamayacaklannı söyledi. ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler, önceki gün Kocatepe Camisi avlusunda düzenlenen dini yayınlar fuannı gezerken Cumhuriyet muhabirinin sorulannı yanıtladı. Keçeciler, "yarariı yayinlann" desteklenmesi amacıyla oluşturulacak fonla yalnızca kitaplann basınunın destekleneceğini ve kitap basımının teşvik edileceğini bildirdi. Keçeciler, "Başbakanın basınla Ugili bir sorunu mu var? Varsa nereden Laynaklanıyor?" şeklindeki sorumuza, "Birim bir sonınnmuz yok. Basının bizimle bir sorunu varsa bilemiyorum. ANAP teşkilatı içinde basınla aramızda bir kopma, sertleşme yok. Benim de gazetelerie aram iyi" yanıtım verdi. Gazetelerin kunılacak destek fonundan yararlanamayacaklarını da belirten Keçeciler, "Gazeteler neden yararlanamıyor?" sorusu ttzerine ise "Çünkü gazeteler yarariı hizmet yapmıyorlar da ondan" şeklinde konuştu. Kâğıt zamları nedeniyle gazetelerin güç durumda bulunduğu ve zararda olduklarının anımsatıldığı soru üzerine de Mehmet Keçeciler, "Zarar etmemişler. Zararda değiller. 2 milyar lira kâr edeceklerine, 800 milyon kâr etmişler. Kârdan zarar vahim degildir" dedi. Keçeciler, "Kitap Teşvik Fonu'ndan ne tür yayınlann yararlan Kitapçı: Kâğıt zammı kaçınılmazdı Bakanlığıyla ilgili incelemelerde bulunmak üzere dün Erzurum'a gelen Devlet Bakanı Nihat Kitapçı, ANAP Erzurum tl Merkezi'ni ziyaret ederek, partililerle bir süre göruştfl. Kitapçı, burada bir gazetecinin kâğıt fıyatlarına yapılan zamla ilgili sorusunu cevaplandırırken, şunları söyledi: "SEKA geçen yıl 30 milyar 600 milyon lira zarar etmiştir. Kâğıt zammı kaçınılmazdı. Ancak bu zammın basına fazla yansımaması için bir fon kurulacak. Bu fon, basına verilecek kâğıtta destek sa|layacakbr." SEKA'mn özel sektöre satılmasının söz konusu olup olmayacağını soran b ir gazeteciye de, henüz kesin bir karar verilmediğini bildiren Kitapçı, şöyle devam etti: "Sablması diışünülebilir. KİT'ler zarar ediyor. Bu zaran hükü Basın Konseyi toplantıya çağrıldı Basın Konseyi Temsilciler Kurulu 30 Nisan 1988 günü olağanüstü toplantıya çağrıldı. Konsey 2. Başkanı Oktay Ekşi, yüksek kurulun dünkü toplanüsından sonra yaptığı açıklamada, Basın Konseyi'nin olağanüstü toplantısında son gelişmeler karşısındaki görüşlerinin temsilciler kurulunun kararı doğrultusunda kamuoyuna açıklanacağını bildirdi. Basın Konseyi 2. Başkanı Oktay Ekşi, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Yüksek Kunıl, siyasi iktidann basın özgıiriügune dönük olumsuz tntum ve davramşlannın devam etmesi ve basın özgüriüklerinin ciddi tehditlerle karşı karşıya bulunması karşısında mevcut durumu, temsilciler kurulunun olağanüstü toplantıya çagnlmasını gerektirecek kadar vahim buldu." Erkürem: Ithal kâğıt daha ucuz Haber Merkezi Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreteri Remzi Erkürem, Başbakan Turgut Özal'm gazete kâğıdı fiyatına yapılan zamla ilgili olarak, "Getirdiğimiz fiyat kim ne derse desin dıinyada ilhal edilen kâğıt fiyatımn altındadır" sözlerine karşılık bir açıklama yaptı. Erkürem açıklamasında, ithal edilen kâğıt fıyatının ton basına 725 bin lira olduğunu belirterek, "Yüzde 15'lik kalite farkını düşmeden de bu fiyatın sizin tayin ettiğiniz fiyattan az oldugu ortadadır" dedi. Başbakan Özal'ın "her vesile ile gazete kâğıdından alınan gümrük vergisi için sıfır gümrük" deyimini kullandıgını belirten Erkürem, "Fon da alınmıyor diyerek halkımızda, acaba, duşüncesini yaratıyor" ifadesini kullandı. Haydarpasa Gümrüğü'nden alınan beyannamenin de bulunduğu Gümrük Saymanlığı makbuzunu açıklamasına kaynakça olarak gösteren Erkürem, şöyle devam etti: "Makbuzda göriileceği üzere CİF bedel üzerinden yüzde 6 tthal Fonu, yüzde 6 Damga Vergisi, bunlann loplamından da yüzde 5 nhtım resmi olmak üzere yüzde 17.5'Iik bir vergi aunmaktadır. Sayın Başbakan, sıfır gümriık deyimi Ue gümrükten muaf arasındaki farkı çok iyi bilirier. Halkımızın da bilmesinde yarar vardır. İşte, Sayın Başbakan, dış ülkelerdeki fabrikalann satış fiyatiannı değil, koyduğu vergileri ve finansman masraflannı sanki SEKA da ödüyormuş gibi kendi fiyaünı tayin etmektedir. Sayın Başbakan, ikind bir soru karşıiığında da 'Ashnda gelip konuşsalardı zammı beraber yapardık. Makul olan da oydu' demiştir. Daha önce de söylediğim gibi, 14.4.1988 günü bu zam konusu basınla ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Yazar'la isteği üzerine ele alındı ve her türlü bilgi verilerek azami zam miktarı ve zamam için görüş bildirildi. Biz her konunun Başbakanla göriişühnesi gerekeceğini, görevlendirdigi bakanlarla yapılan görüşmelerin kendisini ilzam etmeyeceğini düşiinemezdik." Papandreuldan Özal'a özel temsîlci ANKARA / ATİNA (Cumhuriyet) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, Başbakan Turgut Özal'a özel temsilci aracılığı ile bir mesaj gönderdi. Yunan Hükümet Sözcüsü Yannis Rubattis de Atina'da yaptığı açıklamada özal'ın Atina'yı ziyareti sırasında Kıbns sorununun görüşmelerin göndemine aunmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Böylece ÖzaJPapandreu arasındaki bir görüşmede Kıbns'ın ele alınacağı ilk kez açıklanmış oldu. Tstanbul'a dün akşam gelen Yunanistan Başbakanı'nın Dışişleri Daruşmanı Hristos Maheritsas mesaj ı, kendisini Ankara'da kabul edecek olan Özal'a bugün iletecek. Mesajın içeriği hakkında herhangi bir bilgi sızmazken, Kıbns konusunun son günlerde TürkYunan ilişkilerinin gündenünde ön plana çıkmış olması, aynca Maheritsas'ın haziranda Yunanistan'ın Kıbns Rum Kesimi'ndeki büyükelçisi olarak işe başlayacak olması dikkat çekiyor. Maheritsas gece 21.30 sıralarında geldiği tstanbul'da ziyareti ile ilgili bir yorumda bulunmayarak, Başbakan Özal'la goruştükten sonra bir açıklama yapacağını söyledi. Diplomatik gözlemciler, Maheritsas'ın Atina tarafından Kıbrıs Rum yönetimi nezdindeki büyükelçisi olarak atandığına işaret ederek şu görüşlere yer verdiler. "Papandreu'nun mesajı çok büyük bir olasılıkla Kıbrıs ile ilgili. Kıbns sorunu son günlerde iki iılke arasındaki 'Davos nıhu'nu zedeleyecek bir nitelik kazanma eğilimine girmiş bulunuyor. Yunanistan'ın, haftaya yapılacak TürkAT Ortaklık Konseyi toplantısının gündeminde konunun yer alması yolundaki ısran iki başkent arasında Davos sonrasında ilk gerginliğe yol açtı. Yunan Hükümet Sözcüsü Yannis Rubattis'in de önceki gün yapnğı bir açıklamada Türk as'.erlerinin adadan çekilmesini, ikili ilişkilerin düzelmesine bir önkoşul olarak göstermesi Ankara'da tepkivle karşılandı. Aynı gözlemciler, mesajın içeriğinin bilinmemesine rağmen bunun bir "uzlaşma arayışı" olduğuna kesin gözüyle bakarak " Aksi takdirde Papandreu şu aşamada Ankara'ya bir özel temsilci gönderme gereğini duymazdı. Sert bir çıkış yapacaksa bunu kamuoyu önünde yapmayı tercih ederdi. Zaten Yunanistan'da muhalefet ve kamuoyunda şu anda beklenen de Kıbns konusunda Türkiye aleyhinde sert pkışlar" diye konuştular. nunun gündeme gelmeyeceği, ancak başbakanlar düzeyinde özel bir görüşmede ele alınabileceğini, bu konunun Türk Yunan sorunu olmadığım söylemesinden kaynaklandığı, bu açıklamâya Yunan hükümetinin gösterdiği tepkiden anlaşılıyor. Hükümet Sözcüsü Rubattis bu konuda şu açıklamayı yaptı: "Kıbns sorunu TürkYunan sorunu degildir. ancak uluslararası boyutlan vardır. Sorun, adadaki Türk işgal birliklerinin variığından kaynaklanmaktadır. Bu birlikler adadan çekilmedikçe de sonına çözüm bulunamaz. Kıbns sorununun Özal'ın Atina'yı ziyareti sırasında görüşmelerin gündemine gelmesi kaçımlmazdır." Rubattis bu sözlcriyle, Özal'la Papandreu arasındaki resmi görüşmede Kıbns sorununun ele alınacağını ilk kez açıklamış oldu. Papandreu da Özal'la BrüksePde görüştükten sonra 4 mart günü yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun Türk Yunan sorunu olmadığım, ancak özal'ın Atina'yı ziyareti sırasında "başbakanlar arasındaki özel bir görüşmede ele alınacağını" belirtmişti. Atina'da serin riizgârlar Öte yandanStelyo Berberakis'in Atina'dan bildirdiğine göre dünkü Yunan gazetelerinin bir bölümü " D a v o s ruhuna gölge düştü" doğrultusunda yorumlar yapıyor. Bu yorumlara bazı açıklamaların neden olduğunu öne süren gazeteler, Maheritsas'ın Ankara'yı ziyaretinin "rastland" olmadığıru öne sürdüler. Gazeteler, özal'ın 13 haziranda gerçekleşmesi beklenen Atina ziyaretinin ertelenebileceği görüşüne de yer verdiler. Bu yönde hiçbir belirti bulunmamasına rağmen, Yunan gazeteleri birkaç gündür bu konuyu işliyor. Yunan Hükümel Sözcüsü de gazetecüerin bu konudaki sorulannı yanıtlarken, "Saym Özal'ın Atina'yı ziyareti programa alınmıştır" demekk yetiniyor. Son rahatsızlığın Başbakan Özal'ın önceki gün KKTC Bayrak Radyosu'na verdiği demeçte, Atina ziyareti sırasında Kıbrıs soru "General, Fransa'da ilk etap bugün (Baştam/ı 1. Sayfada) lentüeriyle geçti. Kampanyanın son haftasmda kamuoyu yoklaması yayımlama yasağı olmasına rağmen, siyaset kulislerinde çok sayıda spekülatif sondaj sonucu dolaştınlıyor. Perşembe günü Paris Borsası'nda el altından yayılan bir sondaj dedikodusunun Başbakan Jacques Chirac'ı favori göstermesi borsada hisse senetleri değerlerinde artışa yol açtı. Kampanyanın son günü Cumhurbaşkanı Mitterrand Paris yakınlarında 50 bin kişinin katıldığı bir mitingde konuştu. Diğer adaylar ise radyo konuşmaları ve simgesel ziyaretleri tercih ettiler. Mitterrand, bu mitingde yaptığı konuşmada, cuma gununden beri Yeni Kaledonya'da cereyan eden olaylara değinerek, "Başkalannı egemenlik altında tntarak özgür olunmaz" dedi. Fransa Cumhurbaşkanı, Başbakan Chirac ile Yeni Kaledonya konusunda 1986 seçimlerinden beri varolan görüş ayrüığını muhafaza ediyor. Güney Pasifık'te eski bir Fransız sömürgesi olan Yeni Kaledonya, "deniz aşın toprak" statüsü taşıyor ve şimdiki ada nufusunun azınlığım olusturan Maünezyalılar bağımsızhk için mücadele ediyor. 1986'da sağ eğilimli hükümetin Paris'te işbaşına gelmesinden sonra yeni yönetim, Avrupa asılhlann ayrıcahklarıru koruma yönünde bir politika idemeye başlanuştı. Malinezyalıların kurtuluşu için mücadele eden F.L.N.K.S. (Kanak ve SosyaJist Ulusal Kurtuluş Cephesi) cumhurbaşkanı secimiyle aym güne denk getirilen yerel seçimlerin iptali için Yeni Kaledonya'nm kuzey doğusundaki küçük bir ada olan Ouvea'da 30 kadar jandarmayı rehin aldı, üç jandarma da baltayla öldürüldü. 12 dergi 1 Mayıs toplantısı düzenledi İstanbul Haber Servisi Aylık olarak yayımlanan 12 derginin ortaklaşa düzenledikleri " 1 Mayıs basın toplantısında" konuşmacılar, "Uluslararası işçi sınıfının birlik dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs'ın özüne yakışır biçimde alanlarda kutlanması gerektiğini" bildirdiler. Ülkemizde, 1 Mayıs'ın takvimden bile çıkartılmak istenildiğinin savunulduğu toplantıda, " 1 Mayıs yasaklanamaz. 1 Mayıs mutlaka yasatılacakbr" denildi. Konuşmacılar, izin verilmese dahi kişisel olarak 1 Mayıs günü Taksim Meydanı'na giderek, 1 Mavıslarda ölenler adına saygı duruşunda bulunacaklarını bildirdiler. Ottaköy Sanat Merkezi'nde dün düzenlenen basın toplantısıda Petrolİş Sendikası'ndan Mehmet Çelik, DeriIş Sendikası Genel Başkan Vekili Munzur Pekgüleç, LasPetkimlş Sendikası'ndan Vahdettin Karabey, TezKoop'tan Aynur Karaaslan, Genellş Sendikası'ndan Sait Güner ve Otomobiltş Sendikası'ndan Ertiirk Aksak ile dergiler adına Suavi Ürkmezer 1 Mayıs'la ilgili görüşlerini anlattılar. 1 Mayıslar'da ölenler adına bir dakikaJık saygı duruşunda bulunulan toplantının açılış konuşmasını yapan Mehmet Emin Sert, günumüze kadar 1 Mayısı mücadele günü olarak yaşatmak için birçok arkadaşlarının öldüğünü ve birçoğunun da cezaevlerine düştüğünü belirterek, 1988 1 Mayısı'nı alanlarda kutlarnak için, toplantıyı düzenleyen dergilerce görüş birliğine vardıklannı söyledi. Osmanbey'de KİTAPÇI açıldı BİBLİOTHEQUE Deep center alışverişmoda ve sanatkültür merkezi Halaskârgazi Cad., No: 301, Toprak Pasajı, Zemin 2, Osmanbey. BAYKAL'IN TAKTiGi: İNÖNÜ'YÜ KACISA ZORLAMAK Kurultay taktiğini, mimarlanndan biri anlatıyor. İnönü'ye genel başkanlık koltuğu "boşalttırıiacak." Balyoz, il başkanları. CHP'li bir eski bakan, kiralık katille iş yapmaya benzetiyor bunu. Menkul Kıymet Yatınmlarınızda Güvenli, Yönlendirici, Danışman İSİM İSİM BELGESİYLE AÇIKLIYORUZ: YERALTINDAKİ DEVLET PARTİSİ Üruğ, Öztorun, Batur, eski bakanlar. Gizli değil atna, isimlerinin açıklanmasını istemiyorlar. İLMİ TOPLANTI: HZ. PEYGAMBER VE AİLE HAYATI Evlilikieri, ktskançlıklar, cezalar. islami yorumtan. Tebliğler2000'e Doğru'nun yayınını doğruluyor. DİYARBAKIR'DA TUTUKLU YAKINLARIAÇLIK GREVİNDE UİBİH l BHGRV • Abu Cihad'la Şam'da: Devrimin "sessiz hamalı" • Emekli Korgeneral Güventürk: "19 Mayıs'ın ertelenmesı isteğine Evren'den tepki bekliyorum." Yılmaz Güney kampanyası güçleniyor: 9 f'ılm kurtarıidı • Son İmparator: Bertoluccı, Kültür Devrımı'nin altından kalkamamış • Deniz Gökçe: Örümcek kafalarda • Yeni bir "show": Dünya satranç kupası • YENER KAYA "Borsa'da Uzman" Necatıbey Cad. No. 253 karaköv ISHNB1IL l e l l 5 2 2 3 2 R I 5 I C I I 0 1515733 1515734 • mrteı Rıntım CM No 255 KarakOY KtanDul Tel 151 74 :o io lut 1 • 5uDç aameupı a vakrf «an Zemın Kat Sırkecı ıslanDt,. 5..'05 80 SuOe Kemefaltı Cao No 2 ' Suen ıs Hanı Kat 1 üo 112 umr Tel 1i 49 i 15 82 ,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear