Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 MART 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 'Türkiye Ortadoğu'da aktif tarafsızdır' Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Ortadoğu 'da bir uluslararası konferans toplanmasma karar verilirse, Türkiye'nin üzerine düşebilecek rolü üstlenmeye hazır olduğunu söyledi. Yılmaz, ABD ile süresi uzatılan ek mektubun imzalanmasmda aceleci davranmadıklarmı, yakııt bir gelecekte de Papandreu'yu Türkiye'de görmeyi ümit ettiklerini söyledi. ANKARA (Cumhnriyet Börosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün de Dışişleri Bakankğı bütçesi kabul edildi. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, uzun konuşmasmda ABD, Yunanistan, Bulgaristan ve AT ile olan ilişkiler konusurda bilgi verdi. SEİA, INF Antlaşması ve Ortadoğu sorunu Ozerinde durdu. Yılmaz, özetle Türk Yunan iliskilerindeki yumuşamanın, Kıbns'a da olumlu bir şekilde yansımasını ümit ettiklerini bildirdi. Iran Irak savaşı Ozerinde dururken de savaşın sona erdirilmesine yardımcı olacak şartlann yaratılması amacıyla "Aktif larafnzhk politikası çerçevesinde üst düıey temaslanmn sürdiirüldügünıi" anlattı. Komisyonda SHP adına konuşan tstanbul Milletvekili Ismail Cem ise Türkiye'nin ATye katılmakla Avrupa'nın haritasını yeniden çizeceğini söyledi. Cem, Türkiye'ye karşı ticari kısıtlama uygulayan ülkelere benzeri kısıtlamalar getirilmesini önerdi. Türkiye'nin tslam dünyasında çağdaşlığa ulaşmanın örneğini verdiğini anlattı. ANAP'lı Kftmran İnan da Türkiye'nin AT üyesi olmakla Avrupa haritasını değistireceğine Uişkin yaklaşımın hatah olduğunu, çünkü Türkiye'nin zaten Avrupa içinde yer aldığını vurguladı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, bütçeyi sunuş konuşmasında, SEİA anlaşmasının 3 aylık ihbar süresi verilerek feshedilmesine olanak sağlayan maddenin halen yürurlükte olduğunu arumsattı, "Biz iki ulke devlet adamlanna bstkim olan dostluk, işbiriigi ve ortak çıkar anlayışınuı bu maddeye basvurmamıza ibtiyaç bırakmayacagını iimit edijonız" dedi. Bakan, TürkABD savunma işbirliği çerçevesinde Ankara'nın önemli kozlanndan birini elinde tutmaya devam ettiğini boylece bıldırmış oldu. TurkAmerikan ilişkilerinde "yersiz ve büihsiz b*zı gelismeJer " olduğunu belirten Yılmaz, buna rağmen ikili ilişkilerde küçümsenemeyecek gelişmelerin olduğunu da ifade etti. Yılmaz, Türk dış politikasındaki son gelişmeler konusunda bilgi verirken, özetle ve sektör başlıklanyla şu noktalara değindi: INF Antlaşması'nın imzalanmasıyla bariz duruma gelen konvansi•yonel açığın süratle telafi edümesı gerektiğini söyleyen Yılmaz, "Bu den Yılmaz, Dışişleri bütçesinde komşularla ilişkiler ve SEİA üzerine konuştu: DUYDUK/GORDUK YALfJNPEKŞEN TB.Vf !H Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda kabul edilen Dışişleri Bakanlığt bütçesi üzerine görüşlerini açıklayan SHP tstanbul Milletvekili tsmail Cem ise, Türkiye 'nin AT'ye katümasıyla Avrupa'nın haritasımn yeniden çizileceğini söyledi. Cem, Türkiye'ye karşı ticari kısıtlama uygulayan ülkelere benzer kısıtlamalar getirilmesini önerdi. gesiztigin en çok hissedüdigi bölge, ittifakın güneydogu kanadıdır" diye konuştu. Avrupa'nın bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, belirli bölgelere önceük vermenin dengeleri busbutün bozup ittifakın caydırıcılığını olumsuz yönde etkileyebüeceğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: "Karşı tarafm hem laktik nükleer silablarda hem konvansiyonel silahlarda buyıik üstunlugu vardır. Bunu caydırmak için ittifakın gerekli düzeyde nokleer güce sahip olması, bugünkıi şartlarda zonınludur. Türkiye şirodiye kadar kendi savunmasının ve N ATO sarunmasuun kabı otarek bazı nükieer süahlann ulkesinde konuşlandınlmaaaı kabul etmiştir vc bu konuda şu ana kadar takip eltigi nökleer politikada bugünkü şartlarda bir degisiklik yapmayı duşunmemektedir. Nükleer, taktik nükieer silahlanD modernizasyonunu, makul i bir zamaa süresi içinde ve Sov>eUer in nükleer ve konvansiyonel silahsızlanma görüsmelerinde izleyecekkri tutumu da dikkate alarak degerleodirmek gerekir." Yılmaz, kimyasal süahlann tasfiyesı ve konvansiyonel dengenin sağlanması yönünde Varşova Paktı tarafından somut adımların atılması karşısında, taktik nükleer süahlann düşük düzeyde dengeye kavuşturulması için görüşmeler yapılmasının Ankara tarafından destekleneceğini belirtti. Türkiye'nin askeri gereksinimleriru ise şu şekilde dile getirdi: "Avrupa'daki deniz ve kara sınırlannın iiçte birini savunma ytikümlülngünün sadece bizim gayretlerimizle yerine gelirilmesi mumkun degildir. Bu bakımdan ittifak uyelerinin Turkiye'ye daha geniş ölçıide yardım yapmalan ortak savunma anlaytşımızın geregi sayılmalıdır." TürkABD ilişkileri: ABD yardımındaki hibe oramnın 1988 yılında yüzde 230 artarak 312 milyon dolara çıktığını söyleyen Yılmaz, Reagan yönetiminin 1989 yılında tümü hibe olmak üzere Türkiyei ye 623.5 milyon dolar tutarında yardım yapılmasım Kongre'ye önerdiğini belirtti. Yümaz, Güney Bölgesi Yasası sayeânde 300 milyon dolarhk askeri uçak ve malzeme sağlandığım, aynca FMS borçlannın tasfiyesi için ABD hükümetinin uluslararası ban kalardan uygun faizlerle alınacak kredileri garantileyeceğini büdirerek, diğer olumlu gdişmeleri şöyle sıraladı: Türk Amerikan işbirliği ile askeri uçak ve uçak motoru sanayii ku1 rulması, Ermeni tasansımn Kongre de engellenmesi, yardıma eklenmek istenen aşın kjnulann yok edilmesi, ABD'ye yapılan ihracatm son dört yılda *o55O orarunda artarak 713 milyon dolara enşmesi, askeri yardım malzemesini, Türk gemileri ile taşı1 ma yasağımn kaldırılması, Türkiye deki Amerikan yatınmlanmn artması ve Amerikan Eximbank'tan büyük miktarda ve uygun şartlarla proje kredilerinin sağlanması. Bu gelişmeler karşısında SEİA ek mektubunun onaylandığını söyleyen Yılmaz, "SEİA'nın 3 aylık ihbar SBresiyle feshine imkân veren maddenin halen yuriıriukte olduğunu da bu vesiie Ue hıürlatmak islerim. Ancak biz iki ülke devlet adamlanna hâkin olan dostluk, işbirliği ve ortak çıkar anlayçunn bu maddeye başvurmanuza ihtiyaç bırakmayacagını iimit ediyonız" dedi. TürkAT Dışişleri Bakanı Yılmaz, daha sonra özal hükümetinin Türkiye'nin AT'ye tam üyelik için gerekli siyasi ve ekonomik sartlara sahip bulunduğuna inandığını ve Batı Avrupa ülkelerinin bu görüşe yavaş yavaş katılmaya başladıklarını söyledi. "Türkiye'nin tam üyeüginin dogurabilecegJ ileri sürülen sorunlardan ziyade, Topluluga sağlayacagı katkılar ve getirecegJ yeni bovutlar bakımından degerlendiıümesi gerektiğini vurgulayacağız" diye konuştu. Türkân Sabancı, Sakıp Bey'in çaptanlığı konusunda "hafiT bir kuşku içinde . "Ama aşın degil." (FotDfiraflar: Mert Al Başanr). Dünya Kadın Günü nedeniyle söz Bayan Sabancı'da: "Paran Var mı, Derdîn Var..." tılan olur... Geceleri de mutlaka bir sosyal faaliyet olur... Efendim Sakıp Bey para konusunda biraz tutumludur diyelim. Cimri dememek için... Para kounusunda sıkıntınız oluyor mu? Oluyor dersem herhalde kimse bana inanmaz... Ama benim de belirli bir ölçüm vardır yani. Onun dışına çıkmam. Bir söz vardır, haddini bilerek harcama. Savurganhğı hiç sevmem... Ama "haddini" deyince, siz Türkiye'nin en çok para harcayan kadını olabilirsiniz... Olabilirim de buna gerek görmüyorum. ölçülu>ümdür. Mesela derim ki; "Bu scneld gardrobum bu kadar olmalı. Bu bana yeterti derim." Sizi bazen Semra Özalia birlikte görüyoruz. Onunla eskiden beri Unışırsuuz sanıyonun. Çünkü Turgut Özal, Sakıp Bey'in yanında çalışırdu Tabii ben Semra Hanım'ı aşagı yukan 21 senedir tanıyorum.. Nasıl, eskiye göre biraz degişti mi? Hayır aynı... Hep böyle miydi yani? Papandreu: 10 müden dönüş yok Yunanistan Başbakanı parlamentoda yaptığı konuşmada, "Kıbrıs'ın silahstzlandtrılması önerime özal henüz cevap vermedi, konuyu haziran ayı içinde ele alacağız" dedi. STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Başbakanı Aadreas Papandreu dun Yunan parlamentosunun gündem dışı toplantısında, Türk Yunan ilişkilerindeki yeni gelişmelerle ilgili geniş bilgi verdi. Papandreu, Davos öncesine kadar Turkiye'ye karşı ızkdigi "sert" ayasetini niçin değiştirmek zonında kaldığına gerekçe olarak, geçen yüın mart ayında yaşanan kirizi ve iki ülkenin savaşın eşiğine gelişini gösterdi. Bu krizden sonra Başbakan Özal Ue başlatılan mesaj alışverişinin de Davos'ta "mi polemos" yani "savaya hayir" ilkesini doğurduğunu belirtti. Papandreu, yaklaşık bir buçuk saatlik konuşmasının sonunda "Savafa taayır Ukesinin gerçek bir banf* vanncaya dek surdürulraesini dJUyonım" dedi ve iki başbakan arasında hiçbir gizli diplomasi yapılmadığmı, Yunanistan'ın egemenlik haklarından tek santim bile feragat etmeye niyeti olrnadığı yolundaki sözlerini de bir kez daha yineledi. Papandreu, konuşmasuıa Yunanis' tanın salt savunma harcamalan için milli gelirin yüzde 7'sini ayırdıgını ve bu yüzdenin çok yuksek olduğuna dikkati çekti. Yunanistan Başbakanı konuşmasında, Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlık konulannı anımsattı ve bu konularda aynntı verdi. Başbakan Turgut özal Ue gerek Davos'ta gerekse Brüksel'de hiçbir "slevU sorunun" çözümüne gdrilmediğini, ancak her iki başbakanın da "savaşmamak" için taahhüt altına girdiğıni söyledi. Papandreu, kendi şahsı ve PASOK hükümeti aleyhinde çıkan söylentileri yalanlayarak, Yunan hükümetinin ne Kıbns'ta, ne kıta sahanlığı, ne hava sabası, ne kayıplar, ne de uyum anlaşmasının imzalanması için ödün verdiğini belirtti. Papandreu, Ege konusunda, Türkiye'nin "taak larep ettiguü" ve bu nedenle Yunanistan için tehdit ve yayürnacı bir siyaset izleyen ülke olarak görüldüğünü, buna karşüık Yunanistan'ın Türkiye'den hiçbir talebi olmadığmı da sözjerine ekJedi. Papandreu aynca Türkiye'nin Güney Kıbns'a yapacağı olası yeni bir askeri harekâtın TürkYunan savaşına neden olacağı yolunda daha önceden yaptığı açıklamalann bugün için de geçerli olduğunu söyledi. Ege'deki kıta sahanlığı konusunun, Türkiye ile yegane hukuki sorunu ohışturduğunu belirten Papandreu, Ankara'ya Lahey'e gidilmesini önerdiği halde, Türkiye'nin, "bugün için buna hazır olmadığmı" söyledi. Papandreu, Lahey konusundaki tutumundan vazgeçmediğini ve değiştirmediğine de dikkati çekti. Lirnni konusunda da Türkiye Ue Yunanistan'ın değişik görüşleri olduğundan söz eden Papandreu, Yunan hükümeti için 1936 Montreux anlaşmasından sonra Limni'nin silahlandınlabileceğimn geçerli olduğunu vurguladı. Papanderu, Kıbns konusunda, sonınun bir işgalden kaynaklandığı, Israil nasıl Gazze ve Batı Şeria'yı işgal etmişse, Türkiye'nin de Kıbns'ı öyle işgal altında bulundurduğunu söyledi. Papandreu, Türk askerlerinin adadan çekilmesi, Rum muhafız gücünün lağvedilmesi ve toplumlararasında ortak bir polis gücü oluşturulması yolundaki önerilerine karşı, Başbakan özal'ın "suskun" kalmasını "olamlu bir geüsme" olarak niteledi ve özal ile "bir dahaki göriışmesinde bu konuyu yeniden giindeme getirecegini" açıkladı. Papandreu, Kibns'ın diğer bir sorununun da garantörlük sisteminden kaynaklandığını belirtti ve Türkiye'nin Kıbns'ta "garantörlük baklam" kullandıktan sonra adayı işgal ettiğini ileri sürdü. Bu garantörlük için de yeni bir âsteraın oluşturulması gerektiğine dikkati çekti. Kıbns kayıplanyla ilgili olarak, kendisini Yunan siyasi parti başkanlan arasında kayıplar konusunu en çok önemseyen biri olarak tanıtan Papandreu, Kıbns kayıplan Ue ilgili araşürma yapacak olan heyetin kurulması için Özal'a getirdiği önerisinin kabul edildiğini söyledi. "Bu insanlar öiıi miı diri mi bunu ogrenmek için elimizden geleni yapacagız. Türkler de kendi kayıplanm anyor" seklinde konuştu. Ihlaller konusunda, Yunanistan1 ın Yunan adalan üzennden geçen hava sahasını 10 mil olarak kabul ettiğini, TürkıyeJnin ise bunun 6 mil olduğunda ısrar ettiğini anımsatan Papandreu, tatbikatlar süresinde olası sorunlan ele alacak diplomatik ve askeri düzeyde kurulmasına karar verilen bir alt komitenın çalışmalar yapacagını yineledi. Papandreu, "Biz 10 milde, Tiirkier de 6 mikte ısrar edecek. laıaflar tutunüaruu degi$tirmeden bu yoldaki görüşmeleriııi de aynen sürdürecek" seklinde konuştu. Papandreu, bu arada her iki ülkenin de NATO'nun birer üyesi olması itibanyla karşılıklı veto haklannı kullanmalanmn her iki tarafm da NATO'nun sağladığı altyapı harcamalanm kullanamamalanna yol açtığını söyledi. Papandreu, "vetoteşmalardan" kaynaklanan bu sorunla ilgili olarak da Özal ile bir anlaşmaya vardığını belirtti. Ancak Papandreu, Yunanistan'ın ulusal egemenlik hakları için özal ile hiçbir "pazartıga" girişmediğini sık sık yineledi. Papandreu, Davos gorüşmelerinden sonra Ege'deki ihlal olaylannın Davos öncesine oranla daha azaldıgını gösteren savunma bakanlığırun bir raporunu da parlamentoya sundu. Bu rapora göre, Davos öncesine kadar geçen altı ay içinde Yunan hava sahasının ayda ortalama 76 kez ihlal edildiğini, ancak Davos'tan sonra bu ortalamanın 46'ya düştüğünü ifade etti. Papandreu aynca, Türkiye'nin AT'ye girişi için, Yunanistan'ın Türk işçilerinin Yunanistan içinde serbest dolaşmalanna izin vermeyeceğini ve bu yoldaki talebinın AT tarafından kabul edildiğini de sözlerine eklerken, Türkiye'nin ATye 2 bin yüından sonra girebileceği tahmininde bulundu. Ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi Başkam Konstantin Mitsotakis de konuşmasında, Papandreu'yu Davos ve Bruksd'de özal'la uzlaşmaya vardığı için "vatana ibanet"ie suçlayarak istifa etmesıni istedi. TürkBulgar ilişkileri: Mesut Yılmaz, Bulgaristan'ın insani sorunlan Türkiye ile nihayet görüşmeyi resmen kabul ettiğini kaydederek, Sofya'mn Belgrad Protokolü ile Helsinki Nihai Senedı'nde öngörülen insan, azınlık hakları, ailelerin birleştirilmesi gibi çeşith konulan uygulamayı taahhut etuğirü bildirdi. lnsani sonınlarda ilerleme kaydedilmedikçe, ekonomi ve diğer alanlarda işbirliği yönünde gelişme sağlanamayacağuu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: "Bulgaristan'daki soydaşlanmızın dini ve kulturel hakianna kavuşturuimalan, Tıirkiye'deki yakınlanyla temas etmderi, arzu edenlere göç etme imkânının sağlanması gibi konulan en buyuk hassasiyetle takip etmeyi görev biliyonız." "Sakıp gittikten sonra ben de cimnasüğe giderim. Haftada bir gün deyogaya giderim. Bazı günler öğle yemekleri olur~ Çay toplanîüarı olur... Geceleri de mutlaka bir sosyal faaliyet olur... Birpazjanm boştur." I TürkYunan ilişkileri: Davos buluşmasının olumlu etkilerinin görülmeye başladığım bildiren Yılmaz, 1964 kararnamesinin yürürlükten kaldınldığım ve Yunanistan'ın TürkAT uyum anlaşmasuu 25 nisana kadar imzalayacağım anımsattı. "Yunanistan'la Uişkilerimizin gelecegine ihtiyatlı bir iyimseriikle bakmak için nedenJer mevcuttur" diye konuşan Yümaz, Başbakan özal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun yapükları görüşmelerde Kıbns sorununa sadece insancıl açıdan değindiklerinı söyledi. Yılmaz şöyle devam etti: "Türkiye ile Yunanistan arasında ortaya çıkan yumuşama, diyalog ve karşihkh anlayış havasının Kıbns'taki iki loplum arasında da karşılıklı giivenin \eriestirihnesine katkıda bulunmasını temenni ediyonız. Kıbns Rum liderligi. Kıbns meselesinin çözümünde muhatabın Kıbns Turk liderligi olduğunu unutmamalıdır. Türkiye'nin baskısı ile Kıbns Turk Hderligine herhangi bir çözüm kabul ettinne hayafine kapıimamalan gerekir." şadamı Sakıp Sabancı'yı yaşamının en ufak aynntılarına kadar tanıyoruz. Biriki kiiçük nokta eksik kalmış olsa bile, gazetecilerin yakında o noktalara da eğilebileceklerine eminim. (Örneğin biz eşi ile aşağıda okuyacağınız konuşmayı vaparken, fotograflarımızı çeken Mert Ali Başanr, iinlü işadamını, omleti nasıl yaptıgını anlatması konusunda sıkıştınyordu.) Sakıp Sabancı'nın bu kadar iyi tanınmasına karşın, hemen hemen hiç bilinmeyen eşi Türkân Sabancı, gazetecilik açısından benim uzun süreden beri ilgimi çekiyordu. Bu hafta, Dünya Kadın Günü'nün de kutlanmasından yararlanarak sözü Bayan Sabancı'ya vermek istedim. Sayın Türkân Sabancı, bize Sakıp Beyie ilk karşıJaşmanjzı anlatır mısınız?.. Biz zaten akrabayız biliyorsunuz belki.. İki kızkardeş çocuklarıyız. Teyze çocuğu oluruz birbirimizie O yüzden ilk karşılaşmamız diye bir şey yok... Çocukluktan beri... Ama şöyle ki... Her an beraber, her an bir araya gelen insanlar değildik. Birbirimizi tanıyorduk, ama çok sık görmedik... Aynyerlerdeydik... Ancak yazınKayseri'ninAkçakaya koyü vardır, orada yaylaya çıkardık. Sakıp, oraya çok fazla gelmezdi... Ancak bayramlarda falan gelirdi. O zamanlar görürdüm ben de... Yani böyle bir kardeş havası içinde büyümedik... Zaten öyle olsa düşünülmezdi... Fakat evlenme duşiincesi ne zaman aklınıza geldi ve ondan sonra neler oldu? Bu olay aileler arasında başhyor. Dahadoğnısu Allah rahmet eylesin... Babası bu işi çok arzu ediyordu. Çok uygun görüyordu. Benim ailem de uygun gördü... Biz de oyle... Turgut Bey'in yolu iyi Tabii şimdiki pozisyonu itibanyla daha bir değişiklik var yaşamında. Her anı dolu bir kişi... Hep kocasıyla seyahatlerde... Zaten hep havada... Gidip geliyor... Sizin politikayla ilginiz var mı? Mesela hangi partiyi tutarsımz? . Turgut Be>''in bu yolu çok iyi, ama herkesin çok dertli olduğu bir şey var. Çok pahalılık. • Pahalılık sizi pek ilgüendinnijordur sanıyorum... llgilendirmiyor, ama etrafta o kadar çok şikâyet, çok sefıl insan var ki, o zaman siz de huzurlu olmuyorsunuz... O zaman Turgut Bey'in yolu pek iyi degfl demekür. Uzun vadede sorunlan çözmek istiyor. Tabii bunun sonucunda bazı kişiler şikâyetçi oluyor. En çok iş isteyenler, çocuğu rahatsız olup tcdavi ettirmek isteyenler... O kadar çok mektup geliyor ki... Para isteyenler oluyor... öyle bir şey var ki ailelerde yalnız bir kişi çalışıyor. O yüzden ekonomik katkıda bulunamıyor kadın kocasına... Çoluguna, çocuğuna.. Ama iş alanı da çok dar... Siz kadınlann çahşmasmdan yana mısınız? Çok. Zaten büyük bir değişme var bugunkü çağda. Her türlü işte kadın çalışabiliyor. Her yerde kadınlarla karşılaşıyonız. Keşke bu daha çogalsa. Sabancı romantizmi Yani Sakıp Be> hiç ugraşrnadı mı bu i$leTiirkân Hamm? tşin biraz kolayına kaçmış... Tabi... Benim çocukluğumdan beri hep kulağımı doldurmuşlardı... Sakıplar 6 kardeştiler. Küçük yaşundan beri Sakıp'ı münasip görüyordu babası bana... Kulağım öyle dolmuştu... Ben de Aktif politika Bakan, Ortadoğu konusunda bir uluslararası konferans toplanmasma karar verildiğı takdirde, Türkiye'nin Üzerine düşebilecek rolü Üstlenmeye hazır olduğunu da açıkladı. Iran Irak savaşına degınen ve savaşın sona erdirilmesine yardımcı olacak şartlann yaratılması amacıyla "aktif tarafsızhk" politikası çerçevesinde ust düzey temaslann sürdürüldügunü anlatan Yümaz, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'daki askeri varlığım sona erdireceğıne ilişkin işaretleri de memnunlukla değerlendirdiklerini kaydetti. Görüşmelerden sonra Dışişleri Bakanhğı bütçesi 614 milyon lira arttınlarak kabul edildi. "Turgut Bey'in bu yolu çok iyi, ama herkesin çok dertli olduğu bir şey var... Çok pahahlık..." ona o gözle bakıyordum. O yüzden bir şey söylemesine veya yapmasına gerek kalmadı... öyle... Peki efendim biz Sakıp Bey'i daha çok gerçekçi bir işadamı olarak tanıyoruz. Özel yasamıııda size karşı nasıldır? Mesela romantik midir? Tabii sizin tanıdıgınız gibi ben de öyle tanıyorum. Çok gerçekçi, çok ciddi, bazen çok şakacı... Sokacı başka, romantik başka... Mesela ay ısıgından falan bahseder mi? Çiçeklerden bahsedermi? Tabiatı sever... Sever de size söyier mi? Mesela mehtaba çıkıp... Romantik sözler eder mi? Tabii. "Bugün mehtap ne güzeT falan der... Romantik tarafı var tabii. Türkân Hamm, siz Türkiye'nin en önde gelen, en zengin tsadamlanndan birinin eşisiniz. O> sa böyle bir dünyada dogrnadıgınız... Hayır gayet mütevaa, normal bir ailenin çocuğuydum ben... Ama öyle çok yoksukluk falan da çekmedjm... Kimin zevki? Efendim, evinizde çok güzel sanat eserleri var... Tablolar, biblolar... Bunlar biblo değil... Mermer üzerine mineli eşya... Sizin kişisel zevkinizi mi yansıtıyor bunlar... Yoksa? Eşim. daha çok meraklıdır... Ben de tabii güzel olan her seyi severim. Ama daha ağırlıktadır onun merakı... Mesela resme merakınız nasıldır? (Bu sorunun nedeni, Atlı Koşk'ün tuvaletinde bile iki yağlıboya tablonun asılı olması). Tabii insan müşterek yaşarken bazı şeylere siz de katılıyorsunuz ister istemez... ^mkapıuakı ^ katlı ansapbirbinatamamenyandı TıyatroCaddesı Saraç y y j s n a k sokağı uzerınde kumaş deposu olarak kultanılan 2 katlı ahşap bınada saat 1330 sıralannda elektrık kontağı yuzünden yangın çıttı Ibrahım ve Beruat Turan adlı ıkı kardeştr kotifeksıyon atoiyelerinden toptadıkları kumaş parr.alarırtı ayırmak ıçın kullandıkları bınada başlayan alevlt. kısa sürede cevreye yayıldı Kumaş parçalannın alev alması, yangının daha da büyümesıne yol açtı Istanbu1 'tfaıye ekıplerının. yoğurt hafta sonu trafiğı nedeniyie olay yerine gelmekte guçluk çektiklerı göruldü Yangın saat 15% sıralannda kontrol altına alındı Iflimlf3111 IİSI Para ve mutluluk Peki efendim bir de şu laf vardır: "Zenginlik mutluluk getirmez" denir. Evet... Ben de tamamıyla onu savunuyorum. Para her şey değildir. Ne kadar çok parası varsa insanın o kadar derdi vardır... Bana bu laf zenginlerin fakirleri tesdli eönek için söylediği bir laf gibi geliyor. Mesela sizin ne derdiniz var? Mesela benim çocuklanm. Bir rahatsız çocuğum var... Handikapbirçocuktur 11 yaşında... Eğer parayla satın almak mümkün olsaydı, dünyalan harcardım bu çocuğa. Olabilecek bütün imkânlan kullarurdık. Ama o sorun paradan kaynaklanan bir sorun degil... Değil... Tann o şekilde yaratmış... Peki paranın getirdigi bir sıkınb var mı? Ben onu sonıyonım... Hayır. Olmadığı gibi tam tersi, insan parası oldu mu başkalanna yardım etmeyi arzu ediyor. O zaman "para mutluluk getirmez"tafldoğrudegi). Para her sorunu çözmez diyelim... Öyle diyelim. Son olarak Tîirkan Hanım, Sakıp Bey çok hareketli bir insan... Durmadan geziyor. tş gezileri falan... Kıskamr mısınız onu, acaba bir şeyler japıyor mu diye? Çok aşın bir hareketini görürsem her kadın gibi kıskanırım. Kıskanmam desem yalan olur... ANAP DYP KuList Erzunnn Keçeciler ve Kitapçı devrede MEHMET GÜLTEKİN ERZURUM ANAP Erzurum il kongresi öncesi partideki karışıklığı önlemek, partilileri birleştirmek için Ankara'dan "özel aday" gönderildi. MHP'lilerin yenilgiye uğramalaıi duşuncesiyle Demirel küskunü eski AP'li Ismail Hakkı Yıldınm, ANAP Genel Merkezi'ne aday gösterildi. ANAP il başkanlığının yannki seçımi için Erzurum'da cadde ve sokaklar, adaylann propaganda afişleriyle süslendi. Amerikan yönıemleriyle propagandayı ilk olarak il başkan adayı Mustafa Palandöken başlattı. Bu sistemi diğer adaylar da uygulayarak cadde ve sokaklara afış ve resimlerini astılar. Erzurum'daki hareketçilerin partiyi ele geçirme istekleri ANAP Genel Merkezi'nde de huzursuzluk yaratınca Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler çözum aramaya başladı. Dinci gnıbun, il baskanlığını MHP'lilerin elinden alamayacağı duşuncesiyle yeni adaylar uzerinde duran Keçeciler, liberal görüşlü eski Anayasa Komisyonu ve TBMM Başkan Vekilı Avukat İsmail Hakkı Yıldınm'ın aday olmasını istedi. Yıldınm, Erzurum'da çahşmalara başlarken şimdiki İl Başkam Bünyamin Kıaltunç adaylıktan çekildi. Türkeş grubunun adayj olarak lanse edilen Avukat tbsan Özturk, DemireFe yakınlığıyla bilınen gazeteci Ohat Giıngör de adaylıktan çekildiler. Mustafa Palandöken, Keçecilerin kendisini telefonla aradığını; telefonda, adaylıktan çekilmesini ve Yıldınm'ı desteklernesini istediğini söyledi. Palandöken, kendinin 60 gunden beri çalıştığını belirterek "Ben neden çekileyim. Milletvekili Rıza Şimşek, Yıldınm'ı bana karşı aday gösterdi. Ben tum adaylardan daha kuvvetliyim" seklinde konuştu. Yerel siyasetin yıllarca içinde olan bazı ANAP'lılar, il başkanlığı seçiminin Yıldınm ve Bölükbaşı arasında geçebileceğini, MHP'Iilere karşı dinci grupların da Yıldırım'ı destekleyeceklerini belinerek "tbrahim Taşkesenlioğlu'nu eski MHP il başkanlanndan Bdediye Başkam Nihat Kitapçı naylon aday olarak çıkardı. Bahattin, dinci grubun adayı. Bahaltin Kaya ile aynı gruptan Ihsan Özdemir çekilebilirler. Ortacı Burhan Tufanç da son gun çekilecektir. Partideki savaş, sonuç olarak MHP'lilerle liberaller arasında olacak" diye konuşuyorlar. Erzurum'da bulunan Devlet Bakanı Nihat Kitapçı'nın tarafsız görunmüye çalışırken tum adaylara "mavi boncuk" daf.ıllığı oğrenildi. Siyası gozlemciler, ".Neden karşı olmasınlar ki, Yıldınm il başkam olursa bir dahaki genel seçimlerde bu millelvekillerınin hiçbiri lisleye giremez. MHP'lilerin de kazanması aym sonucu dogurur. " seklinde konusıular. SHP önündeki protesto sürüyor Mersm Tarihler belli NAZMİ AKDAĞ MERSİN Içel'de DYP'nin kongre takvimleri belirlenmeye başladı. Takvim belirlenmesiyle birlikte başkanhklar için adavlar da ortaya çıkıyor. 16 manta yapılacak Mersin merkez ilçe kongresinde iki listenin çekişmesi bekleniyor. Genel seçimlerde başarısız oldukları gerekçesiyle genel merkez tarafından gorevden alınan eski merkez ilçe başkam Halü Yalın ile halen bu görevi sürdüren Sabri Çakır, merkez ilçe başkanlığına aday olduklarmı açıkladılar. Halil Yalın'ın yeniden merkez ilçe başkam olarak göreve gelmesiyle genel merkeze karşı tabanın gücünü göstermeyi amaçladığı behrlilırken, bir önceki kongrede Ifelın'a karşı seçimi kaybeden Sabrı Çakır'ın ise atama yöntemiyle geldıği başkanlığı bırakrnamak için yoğun çaba harcadıgı bildiriliyor. dur'un 29 kasım seçimlerinden önceiiçe yapılan Karamanh'da SHP örgütlendi. Yapılan kongre sonucunda ilçe başkanlığına Durraaş Mert getirildi. SHP Karamanlı İlçe Örgütü'nün yönetim kurulu ise şöyle oluştu: Osman Şenerol, Ydmaz Çoban, Mehmet Karalaş, Süleyman Erdem, Şakrü Vüce, A. Recep Gökçe, Ahmet Deveci. Hasan Ozer. tlce Başkam Durmuş Mert, "Her yönüyle baskı var Kanunanlı da. ANAP'lı bdediye baskamaın kasıtlı, partizan tutumlanaa karşı çıkmak. Karamaniı'da baskıyı kakhrmak içia mohalefet yapacagız" dedi. Mert ilçe başkam BurBURDUR (Cumhuriyet) tnönü:Böyle olaylardoğal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar tarafından işten çıkanlanların parti önünde açhk grevi yaparak başlattıklan e>lem dün de sürdü. SHP Genel Başkam Erdal Inönü "Böyle olaylar dogaldır" dedi. Limon satmalan belediye zabıtası tarafından engellenen eski SHP personeli Nursal Yavuz ve Savaş Ocak, önceki geceyi parti önünde geçirdiler. Açlık grevi nedeniyle giderek güçten düştükleri gözlenen Yavuz ve Ocak'ın tuvalet ihtiyacı için bile olsa parti binasına girmeleri yasaklandı. Yavuz ve Ocak, öimeleri durumunda kullanılmak üzere orgaıüannı bağışlama karan aldılar. SHP Genel Başkam İnönü, dün akşam genel merkez binasından ayrılırken Yavuz ve Ocak'tan artık açhk grevine son vermelerini istedi. İnönü, Yavuz ve Ocak'ın yanındaki "Fikri Sagiar istifa" pankartına dikkati çekerek, "Birisi isüfa etsin diye açiık grevi yaptünaz" dedi. Yavuz ve Ocak ise İnönü'ye "Sizi yanlış bilgikndiriyoriar" diye karşılık verdiler. Bu arada, işine son verilen eski SHP propaganda uzmanı Savaş Ocak'ın eşi ve çocuklan, lnönü'nün önünü keserek, durumlannı aktardılar. Ancak İnönu, onlara da Sağlar'm istifası için açlık grevi yapümasıru anlamsız bulduğunu söyledi. Ocak'ın eşi bunun üzerine "İşinize böyle geliyor" diye konuştu. Bu hayata alıştım ^* Samsun Ağır topun vedası SALİM SÜRMELİ SAMSUN Samsun'da hangi partiliye sorarsanız sorun SHP II Başkam Dr. Cemal Altay huyuyla olsun, su>aıyla olsun SHP Genel Başkam Erdal Inönü'yebenzetiliyor. Bu nedenle olsa gerek Dr. Cemal Altay'a zaman zaman partili arkadaşları toplantılarda "Kiiciik tnonu" diyorlar. Bu yargıya da Altay'ın çok sabırlı, çok hazmeden, yutan ve çok çalışkan birisi olduğu için vardıklarını söylüyorlar. ur. »,emal Altay'ın yaşı 60'ın uzerinde. Buna rağmen milletvekili seçimlerınde otomobiline atladığı gibi gezmedik koy, bucak, ilçe bırakmadı. Yaptığımız araştırmaya gore, SHP il yönelimi Dr. Cemal Altay'ın döneminde 93 kez toplanmıj. Bu toplantıların hepsine de Altay başkanlık etmiş. Dr. Altay, artık siyasetten elini ayağını çekrnek niyetinde. SHP il başkanlığı için aday olmayan Dr. Cemal Altay, onumu/deki ekim ayında yapılması duşunulen yerel seçimlere partısinin taze kanla girmesini istiyor. Anlıyorum, ben şufu soracaküm... Şimdi iş dünyasuun en önüodekî kişi olarak Sakıp Bey^. tşte burada resunkrini görüyoruz, bir gün Başkan Reagan'la öteki gün Başkan Carter'la... Bu kişfler e> inize bile geliyor. Bu hayatın size getirdigi veya göturdügu şeyier nelerdir? Şikâyetçi misiniz?.. Bazen çoksürpriz bir şey olursa... Mesela çok sık birilerini davet eder. Davetlerdeyorgunluk hissetmişimdir, ama aslında alıştım bu hayata... Ev işi yapar mısınız? Ben ev işi yapmaktan ziyade yöneticiük yapma durumundayım. Şu anda ev işi yapıyorum diyemem. Ama mecbur kalırsam yapanm. Bu evde personel olarak 67 kişi var. Benim bir şey yapmama gerek yok yani... O zaman ev işi yoksa gün boyu neler yaparsınız? Sakıp gittikten sonra ben de cimnastiğe giderim. Haftada bir gün deyogay a giderim. Birpazarım boştur.. Bunlar ögleye kadar... Ögkden sonra ne oluyor? Bazı günler öğle yemekleri olur. Çay toplan Karda yüriir... tzini... Oluyor mu böyle olaylar? Ben görmedim, ama belli olmaz. Bazı insanlar karda yürür izini belli etmez... Ama Sakıp Bey karda yüriise izini mutlaka belli eder. O kadar meşhur ki görülmemesine imkân yok... Bilmiyorum, hep öyle söyl<»niycr.. Ben de onda teselli buluyorum. Sakıp için mümkun değildir kaçamak bir şey yapmak, ama sadece Türkiye'de yaşamıyor, sev'ah^t'erede v'kıyor. Demek bir kuşku var içinizde... E\et. Oluyor kadınlarda... Ama aşın değü hiçbir zaman... Sohbetimizi uzaktan dinleyen Sakıp Bey'in kahkahalan arasında konuşmamız sona erdi.