25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRİYET/10 HAVA DURUMU M e t e o r o l c j Genel Müdurlügu'nden C J , ahnan bHgiye gdre, yurdun kuzey v« ttafi / kesimteri parçalı çok bulutlu Trakya, Mtftnara, Batı Karadeniz yagısjı dijer VVftsr parçalı. çok bulutlu geçecek. Ya ^ g^ştargertellikleyağmur. Trakya'nın yük^ y safc feesimlerinde karla kartşık yaflmur " ^ p U n d e olacak HAVA SICAKUĞI: Oe" jjismeyecek RÛZGÂR: Kuzey ve Batı yönlerden zaman zaman guney ve bat yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yuükın kuzey batı kesimterinde kuvvet kaba dalgah olacak. Datga yuksektgi 1 ila 2, Bat Karadenc ve lice esecek. 0eni2İerde. tabfe ve gün Marmara'da yer yer 2.5 ila 4 metre dolayında olacak. Van golünbabsından 3 ila 5, Bat Karadeniz ve de hava, parçalı bututlu geçecek. rüzgâr guney vebarj yönterden Marmara'da 6 ila 7 kuvvetinde saatte orta kuvvette esecek. Gol çalkantılı olacak. Goruş uzaklıjı 5 ila 1021 Batı Karadeniz ve Marmara'da 27 10 km. dolayında buiunacak. ila 33 deniz mili hızla esecek, DENİZ: ; Mutedıl, Bat Karadeniz ve Marmara'da Adara A Y B B B B A A B B Baktosir Y B Slecık Bingü 8 Bitfe B Bofcı Y Bursa Y ÇanaMole Y Çonım Oen» A xık 16° S°Diyart»l0' 8° 2°E<Jime 11° CErancan 7°<° Erzunım 2°WEs*isehir e°3°Gaa»M) 16° 8°Grasufi 16° 10° 3°HakXin 10° 2°fepara 10° r t s M ı u l 8° 1°bıw 2°5°K» 6° «• tesümonu 8°3 Ka»sen 10° 2° KifMarelî 7° HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN B Y B B B B B A Y B K Y B Y B B B 10° 3°Marasa 5°1" K.Maraş 6°5° «fersn 4°8 Mujla 7°3°Muş 12° 3°N*le 13° e°Ordu 3° 5° Samsun 9°1° Snrt 8° f S i n o ç 11° 4°Sıvas 0° 10° TelonJau 7° 2°lralBon 5°5° lınrali 5° 0 Uşak B A A B B B B B B B Y B 9° 2° 11° #> 15° 7° 8° 1° 5°5° 6°3° 13° 6° 14° 6° 12° 9° 11° 3° 10° S° 6°5° 12 MART 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Aımnan Y 7° A W° B £3" A 20° B 12° B 6° K 4° K 1° K 1° Y ff> K 2° B 5° B 15° A 30° A 30° K 0° B 15° K 0° A 19° K 2° K 2° A 15° Leningrad Londra Matfrid Mbno Momreal Mostoa Mur* NavYbfk Oskı Pans Prag nyad Roma Solya Şam K Y 8 Y B K K A K B K A Y K A B B K Y B Y 1° 8° )0° 9° 3° 4° 0° 9° f 8° 2° 30° 14° 3° 13° 17" 15° 0° 10° 5° 10° f 1Helsinkı 5 ^ 6 Üo$ko¥a Barcelona Bssel Bdgrat Barin Bom Briüsel Canrm Caavir CSdde Dutayi Fran(c*urt Gıme Kanırs Kopenhao POLtTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL r^r^ >r* Sİondra Jt •Ber"° Demir Kapılar... Bilenlerce 'eski tüfek' diye adlandırılan eski solcular, anılarını yazmadıkları gibi anlatmazlar da... Aradan bunca yıl geçmiş anıları, hiç eskimeden içlerinde taptaze durur. Anılar ve onu çevreleyen olaylar birer gizdir. Bu gizi açıklamamak için ne dayaklar yenmiş, ne acılar çekilmiştir. Reşat Fuat Baraner, elli yıllık solculuğumuzun en önde gelen adlanndan biridir. Gizli partinin bütün gizi onunla birlikte küllenmiştir Solun tarihini en iyi bilenlerden Rasih Nuri ileri, 1967'lerde Reşat Fuat Baraner'e anılarmı yazmasmı öneriyor. "Olmaz" diyor, bir kuşağın sol mücadele tarihini yüreğinde saklayan üstat, "Olmaz. Dava kararları yaşayanların öykülerini yansıtır Biz sorguda da mahkemede de örgütsel bağlan yadsıdık. Şimdi tersini mi yazalım? Bir de polisin çözemedikleh var, bilmedikleri var, onlan nasıl açıklanz? Harp Okulu'ndaki örgütten mi söz edelim? Kimi general oldu, çoğu emekli, biri yargıç oldu, bizi yargıladı, elegeçmedi. Şimdi örgütten söz etsek başlanna türfü işler açılır. Daha erken, her şey yerli yerinde kalsın." Sol örgüt, yasaların engeli durdukça, gizlidir. Bu gizliliğe titizlikle ne denli uyulursa, o denli başanlıdır. Bakın eski tüfeklere, hiçbiri siyasal anılarmı yazmamıştır. Bunlann içinde yazanı çıkmışsa ya bir öykünün ya bir romanın arasına sıkışmıstır ki anı değildir. Kimi anılar da tarihsel yanlışları düzeltmek, tarihsel olayları belgelemek için açıklanmıştır. Bugün koşullar çok değişiktir. Biri gizli, öteki kapatılan iki partinin genel sekreterleri (TKP'den Haydar Kutlu, TP'ten Nihat Sargın) açıkça siyaset yapmak üzere yurda gelmişlerdir. Şimdi tutukludurlar, ama yargıç karşısına çıkıp yeni siyasetlerini anlatacaklardır. Bu davranış, geleneksel politika yapma yöntemlerinden ayrıdır. Ülkemizin tarihinde yeni solun izledıği yeni bir yoldur. Geçmiş, geride kalmıştır. Geleceğin tarihi ise yeni özverilerle yeniden ele alımyor. Zihni Anadol, anılarım yazmış. Ben Zihni Anadol'un adını ilkin Fahri Erdinç'ten duymuştum. Ankara damında birlikte yatmışlardı. Fahri Erdinç, sarhoş diye Karpiç'e sokmadıkları için maraza çıkarmaktan yatıyor, Zihni Anadol da parti işinden. Fahri'nin Zihni için Devrek No T diye bir de öyküsü var. Zihni Anadol, tanınmış İzmir Milletvekili Kemal Anadol'un babasıdır. Kitabının ardına konan yaşamöyküsüne göre geçmişi şöyle: 1918'de Zonguldak'ın Devrek ilçesinde doğmuş. 1940 yılında Haydarpaşa Lisesi'ni bitirmiş. 1944 yılında TKP'ye girmek, yönetimine katılmak savıyla 65 arkadaşı ile yargılanmış. Üç buçuk yıl vermişler. Bu arada dergiler çıkarmış, sendikalarda çalışmış. 1957 yılında Dr. Hikmet Kıvılcımh ve Kerim Korcan'la Vatan Partisi'ni yönetmekten tutuklanmış, 22 ay yattıktan sonra aklanmış. Sonra Emekçi Partisi'ne katılmış, ama parti kapatılmış. Zihni Anadol, anılarında yazılabilir olanları yazıyor. Ankara1 da Soğukkuyu ve Cebeci hapıshanelerinde yattığı için, burayı bir sahne olarak kabul ediyor, gelip geçenleri sıralıyor. Savaş sonrası ve demokrasiye geçiş döneminde buralarda ünlü, ünsüz kimler yatmamıştır ki! Ayrıca mahkemeye verilen arkadaşlannın yargı sırasında iddianame, savunma ve karar belgelerini veriyor. Ne geçmişse mahkemede hepsinin belgesi var. Zihni Anadol, kitapta adları geçen gizli parti yöneticilerine karşı çok saygılı... Hele Reşat Fuat'a hayran! Şair Hasan İzzettin Dinamo'nun da sık sık adı geçiyor. Onunla aynı suçtan birlikte mi yatmışlar, yoksa orada mı tanışmışlar pek açıklık yok. Ancak Dinamo tanışını şöyle anlatıyor: "Ankara Askeri Cezaevi'nde bulunduğum sıralarda şair ve edebiyatçı, benden aşağı yukarı on yaş genç Zihni'yle karşılaştım. Onlan da Anadolu'nun bir yanında yirmi otuz kişilik caniler kafilesi gibi birbirierine zincirieyerek Ankara'ya getirmişler, Ankara sokaklannda saatlerce dolaştırmışlar, bizim aylarca hücrelerimizde tek başımıza yattığımız cezaevine konuk etmişlerdi." Milliyet Yayınları'ndan çıkan kitabın özgün adı: 'Truva Atında İlk Akşam'du. Mahpusluğun unutulmaz ilk gecesinden başlıyor, 70 yıllık bir ömrün labirentlerinde dolaştırıyor. Bir eski solcuhun anıları okunmaya değer. Y B B B B B 5° T> 14° P 5°5° 8°2° 4°3° e°2° 8° 4° Tebriz Vtm Sf1° ZonğuMak Y K mrt S ast v• Kahlre. Lefkoşa üınus varçova Vtn«*k vlyana IMti Zurih UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM İnsan bu sözleri duyunca, Sayın Başbakan'ın mizah yeteneğinin gun geçtikçe geliştiğini anlıyor doğrusu... özal, geçenlerde, yabancıtarın Türkiye'ye gelip alışveriş yapmalannı ekonominin iyiye gittiğinin belirtisi saymamış mıydı? Özal, pahalılık olup olmadığını anlamak için, hertıalde, yakın çevresine bakıyor... Korkut özal deseniz, ooooo, dönmedik köşe bırakmadı Korkut Bey biraderimiz... Petrol taşımacılığı, Arap ortaklığı derken, Korkut birader, dolar milyarderierinin arasına katılıverdi. Korkut özal'vn pahalılıktan yakındığı var mı? Yok... Öyleyse pahalılık da yok... Diyeceksiniz ki: Bozkurt özal'ın şirketleri yok, o da dolar biriktiriyor. Biriktirir. Biriktirmesi, pahalılık olmadığının göstergesidir. Pahalılık olsa, Yusuf Ozal para birikiirebilir miydi hiç? Biriktiremezdi. Demek oluyor ki, para biriktiremeyen bütün yüksek memur ve bakanlar biraz müsrifler... Bürokratlar biraz tutumlu olurlarsa, onlar da bankalarda dolar hesapları açarlar... Liberal ekonomimizde yüksek memurlar için dolar hesabı açmak, kahve falı açmak kadar kolaydır... Yeter ki, niyet et... Ahmet Oza/'ın da pahalılıktan yakınmasını hiç duymadık. Asım ve Zeynep Ekran çifti için pahalılığın bir sorun yarattığını hiç sanmıyorum... Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, milletvekili adaylığına soyunduğu günlerde BüyükAnkara Oteti'ritn 1006 ve 1007 numaralı odalarında kalmıştı. Dışişleri Bakanlığı'nda yüksek memurluk yapan yedi aylık büyükelçi, otele iki buçuk ay için 75 milyon 658 bin 885 lira ödüyorsa, tabii bu ülkede kimsenin pahalılıktan yakınmaya hakkı yoktur. Pahalılıktan yakınan komünisttir; anarşisttir, devlet ve millet düşmanıdır; son bağımsız Müslüman Türk devletine kast etmiş bir haindir... Ucuzluktan söz eden de milliyetçidir, muhafazakârdır... Sayın Özal, çevresine şöyle bir bakıyor... ANAP Ankara Milletvekili Rrfat Diker... işadamı... istanbul İl Başkanı Eymen Topbaş... İşadamı... Eski izmir İl Başkanı Atilla Yurtçu... İşadamı... Soruyor herhalde bu yakın çevresine: var mı pahalılıktan bir şikâyetiniz... Koro halinde yanıt geliyor: Yoktur. Elhamdülillah... Sonra dönüyor, aile içinde bir piyasa araştırması yaptırıyor: Korkut, var mı pahalılıktan bir şikâyetin?.. Sayende yok ağabey... Allah seni başımızdan eksik etmesin... Eski Marksistlere, döneklere, liberallere soruyor: Sizler ne düşünüyorsunuz pahahtık hakkında? Bu söylentileri sivil toplum düşmanı bürokratlar çıkarıyor. Pahalılık yok, niçin olsun? Türkİş pahalılığı protesto etmek için yemek boykotu mu yaptı? Pahalılık olmadığı kanısında olanlar da yanlarına yüksek bürokratlan da alarak lüks lokantalara oturup, yemek yesinler! Böylece, işçilere karşı, yemek yemek yoluyla toplantı ve gösteri haklannı kullanmış ve pahalılık olmadığını kanıtlamış olurlar... Buyurun efendim!.. SEIA borç baslası sonucu onaylandı (Baftamfı l. Sayfada) Am> böyte bir durnmda rehbeıc ferek var mı? tnsan zammı kaoınds, caomda hissetmiyor mu , gdiıinde hissetmiyor mu? DEMtREL Hisseder. Ama bir taraftan da kendisine her gün 'NasıİM kjm olsa bunu yapacaktı' diye şerbet şınnga edilirse, o toplum 'bnnlan da yapsınlar, başka çarest yokranş' diyerek bir özveriye gider. Ama yıOantır özreri gösteriliyor... DEMtREL Mesele ju: Şimdi bunlar iktıdara geleli 5 sene olmuş. Iktidarlannın birinci yılında Türkiye'yi devraldıktau sonra 'Bizden ev•dİd alınan tedbirier dolayısıyla veya Bİıomayan tedbirier dolayısıyla Turldye btaiakım zaruri ekonomik tedbbtcd gerektirivor. Bcn Türkrye'ft istikmr getireceglm' der ve bir defaya mahsus olmak üzere bunlan yapar. Ama iktıdara geldikten 5 sene sonra, hâlâ her gün Türkiye her çeşit maJda, hizmette zamla karşıkarşıya ise, bu işin tabiatında bozukluk var demektir. Benim kanaatimce Türkiye'nin sorunu ekonomik olmaktan çok, siyasidir. 1983 rejimi güdümlü bir rejündir. Eğer 1983 rejüni TUrkiye'nin başına bunlan getirmeseydi, 87'de de bunlann hükümet elde etme imkânı yoktu. Bunlar 1987'de de hükümet olabilmişlerse, icraatlanndan dolayı değil, 83 rejiminin kendilerine getirdiği avantajlardan dolayı ikridar olmuşlardır. ANAP'ın iltfidar olmasında başka nedcnler yok mn sizce? DEMtREL Seçim meydanlannda halka denildi ki, 'Bonlara oy vcrmeyin, bunlara oy verirseniz zam> ma, pahalılıga. yoksulluga, yolsuzInja, alılaksızlıga oy venniş olursunuz. Bnıüar enflasyooun gedrdigi kötfilüklerdlr, bunlara oy vermiş olananuz.' Ama her 100 kişiden 64 kışi bunlara oy vermedi, hakçası. Fakat her 100 kişiden 36 kişi bunlara oy verdiyse, bu 36 oyun nasıl verildiğine de bakmak lanm. Bence esas sorun zarn değil. Zarndan önce bu zammı yapanlann nasıl iktidar oldukları. Dediniz ki, balk tepkisini oy sandt^ında gösterir. DEMtREL Evet. Kasımda neden göstennedi? DEMİREL Işte bu kadar gösterebüdi. Neden bu kadar gösterebüdijinin de sebepleri var. DEMİREL Bunlann bir tanesi devletin kullanılmasıdır. Devletin seçime sokulmaadır. Seçime partiler girmedi, giremedi. Seçime devlet takviyeli bunlar girdi. Devletin parasını kullandılar. Nüfuzunu kullandılar. Devletin yönetimini kullandılar. Bununla da kalmadı, '1980 öncesioe dönersiniz ha' diye bir korkuyu kullandılar. Halk bundan sonra oy sandıgında tepki gösterir mi? DEMİREL Gösterir. Halkın, cebinden alınan paradan memnun olması mümkün değildir. Bizim halkımız güzel halk. Cebinden para alınması zaruri ise ona ses çıkarmaz, katlanır. Ama burada zaruri değil. tktidarlannın bir iki senesinde bunlan yapsalar anlarım. Ama ıktidarlannın üçüncü, dördüncü, beşinci senesinde bunlan yaptılar. Bunlann en büyük hatası, enflasyonu devlet politikası yaptılar. Bunlann haJktan gizledikleri bir şey var. Bunlar, enflasyona karşı gibi göründüler, enflasyonu tahrik ve teşvik ettiler. rVedir giziedikleri? DEMİREL Bunlar dogru dürüst vergi almıyorlar. Bunlann vergileri enflasyonladır, zamladır. Enflnsyonu onan için mi düşüremiyor diyorsunuz? DEMİREL Evet. Dii^neyecek de herhalde? DEMtREL Zaten kendisi de diyor ki, 'istersem düşürürüm' diyor. Bugün Türkiye'yi yönetenler diyor ki, 'Enflasyonu düşürraek biziın için aıese)e degir diyor. Peki enflasyonla kimden vergi alıyor? DEMİREL Enflasyonla fukaradan vergi alımyor. Vergi vermemesi lazun gelen milyonlârdan vergi alımyor. Türkiye'nin gözden kaçırdığı nokta budur. Bunlar zannediyorlar ki enflasyonu, kaynak yaratıyor. Kaynak yaratmaz, kaynak kurutur. O zaman neden aynı politikalarda ısrar ediliyor? DEMtREL Ehliyetsizliğinden. O duvara vurup çarpmışür. Zam yaparak ne yaparsınız? Talebi kırarsınız. Türkiye'de talep enflasyonu yok ki. Türkiye'deki olay, doğrudan doğruya sizin halkın ihtiyaç maddelerine getirdiğiniz zamlardan doğan bir enflasyon. Talepten doğan bir enflasyon değil. Talepten doğan enflasyon olsa kuyruk olur. Kuyruğu kaldırmak için pahahlandınrsın. Ondan sonra parası olmayan alamaz. Enflasyon orta yerden kalkar. Bu değil ki Türkiye'deki enflasyon. Nedir? DEMİREL Türkiye'deki enflasyon doğrudan doğruya ihtiyaç maddelerini zam konusu yapmak suretiyle meydana getirilen olaydır. Naal bir sonuç yaratır? DEMİREL Enflasyonun yemediği iktidar yoktur. Bu şuna benzer. Bu bir canavardır. Canavann yavrusuna enik derler. Canavann eniğini beslersiniz, beslersiniz, sonra palazlandığj zaman, 'nasılsa bunu ben besledim, bu beni yemez' diye kafesi açarsanız ilk yiyeceği sizsiniz. Peki siz bu alanda parti olarak yünittügünüz mubalefeti yeterii göriiyor masunuz? DEMİREL Sesimizj duyuramıyoruz ki. Bugün bu Türkiye aslında kapalı rejim, devletin radyo ve televizyonu böyle olduğu sürece sesimizi duyurmakta büyük müşkülatımız var. Bizim söylediklerimizin özünü çıkanp veriyor. Kendi sesimizle, kendi kimliğimizle hadiseleri anlatmaktan mahrumuz. Gayet açık soylüyorum. 3 akşam arka arkaya gelsin, açıkoturum yapaJım. Birer saat. O zaman Türkiye herkes hakkında karar verir. Benim hakkımda da versin. Türkiye'de 'kapalı rejim var' diyorsunuz, nasıl kapalı? DEMtREL Ben referandum öncesi 40 meydana gittım. Her meydana 50'şer bin kişi toplamış olsam, 2 milyon eder. Ama 10 dakika tclevizyon 50 milyon insana hitap ediyor. Kapalı rejim hadisesi üzerinde ısrarla duruyorum. önümüzdeki günler de duracağım bunun üstünde. Bu açık rejim değildir, kapah rejündir. Kapah sivil rejündir. Akşam olur, saat 20.00'de sekiz defa hükümeti gösterir. Hatta Türkiye'de siyasetle, şunla bunla ilgisi olmayan pek çok hareketler gösterir. Dernekler, vakıflar, hiç alakası olmayan şeyler bunun içindedir. Bakın bakalım, siyasi partiler ve Meclisi nerede gösteriyor. Açık gjbi gözüken kapah rejimden neyi kastediyorsanuz, unsurian oderdir? DEMİREL Sadece hükümet icraatını müspet gösteren sözler tam anlamlı şekilde halka yansır. Hükümet icraatlanrun müspet olmayan taraflannı gösteren sözler anlamsız bale geürilir. Onlar da müspctmış gibi göstenneye yardıma olur adeta. Bu, muhalefet çalıştınnamak olayıdır. Peki siz bu dnrumu degjştinııek için ne yapmajı düşünüyorsunuz? DEMİREL Vatan sathına çıkacağım. Ne zaman? DEMİREL Bugün başlıyonım. Nereye? DEMİREL Polath'ya gideceğim bugün. Yann da Düzce'ye gidecegim. Hava şartlannın elverdiği bir şekilde, mayısın 15'ıne kadar ki, partinitı büyük kongresi vardır, Türkiye'nin 40 vilayetine gideceğim. Miting mi yapacaksmız? DEMİREL Miting de yapacağım, salon toplantıiarı da yapacağım. Kongre de yapacağım. Türkiye'deki bu rezaleti, bu uyumsuzluğu anlatacağım. Vatandaş hizmet bekliyor. Kendisi yanmıstır. Vatandaşa biz diyemeyiz ki, 'Buna oy vermeseydin' diyemeyiz. Vatandaştır Ama bundan kurtulmak istiyor musun, hâlâ çare vardır. Gel ekünde sandık başına. Vatandaş 'Ekime kadar dayanacak vaktim yoktur' diyecektir. Gel sandık başına yerel seçimlerde, indir bunun oyunu yüzde 30'dan asağıya. Peki diyelim ki, vnzde 30'dan aşağıya indi. Ne olacak? DEMİREL Türkiye yeni bir seçime gider, başka hiçbir çaresi yoktur. Yüzde 30'un altına düsiirse... DEMİREL Gayet tabii. Türkiye'de iç ve dış borçlann bu kadar fazla yukselmesini nasıl degeriendiriyorsunuz? DEMİREL Şimdi bakınız, Meclis açıldığından bu yana geçen 2.5 ay zarfında Doğru Yol Partisi Türkiye'nin 10 tane büyük meselesini koydu. Bilen eden var mı, yok. Borç meselesi koydu, gelir dağılımı meselesini koydu, kalkınmamışük meselesini koydu. Köylunün dunımu meselesini koydu, işçinin dunımu meselesini koydu, yatınm meselesini koydu, Güneydoğu Anadolu Projesi meselesini koydu, radyo televizyon meselesini koydu, Ziraat Bankası meselesini koydu, 10 tane büyük meselesini koydu. Orada bu söyleniliyor, akşam bu 35 cümle ile geçişürüiyor. Ve orada kalıyor. Biz aylarca önce ikaz ettik. Dedik ki, 38 milyar dolara gelmiş dış borçlar. Seçim esnasında soyledik, referandum sırasındi soyledik; bunlara FMS borçlarıru ilave edeceksiniz. Faizleriyle birlikte 42 milyar dolar. Buna Türkiye dahilinde bankalara yatmış döviz hesaplannı ilave edeceksiniz, 5 milyar. Eder 47 milyar. Buna Doğu Bloku ülkelerine olan borçlarımıa ilave edeceksiniz. 3 milyar. Eder 50 milyar. Bizim 60 milyar dolar gayri safi hasılamız var, 50 milyar dolar borcumuz var. Peki bunun siyasal sonuçlan olrnaz mı? DEMİREL Olur. Nasü? DEMİREL Ya borcunuzu ödeyin ya SEİA mektubunu imzalay.n derler. Bakarsınız, dunıp durduğunuz yerde SEİA mektubu imzalanmıştır. Peki efendim, 1 sene önce niye itiraz ettiniz de şimdi niye imzaladımz. Brr sene evvelki iddialannızdan vaz mı geçtiniz? Yoksa o iddialar lüzumsuz muydu? Veya bunu neden bir sene bıraktınız? Yann başka şeyler söylerler. Sonra aradan zaman geçer, sonra bunu birtakım gürükülerle patırtılaria örterler. Kıbns'tan asker çekin, derler. Bizim sözcünün Meclis kürsüsünden iki gün evvel söylediği laf var. Sakın ola Kıbns'tan asker çekmeye kalkışmayın, siyasi çözüm çıkmadıkça asker çekmeyin. Siz SEİA mektubunun onaylanraasım dış borçlara mı baghyorsnnnz? DEMtREL FMS borçlan denilmiştir, bildiğime göre ya da istihbaratıma göre, 'Ya mekmbu imzalarsınız ya da bu parayı odersiniz' denilrniştir. Tabii şündi çıkar, 'yok öyle bir şey' der. 4 milyar dolar nereden bulup ödeyeceksiniz? Yedi buçuk milyar doları nereden bulup ödeyeceksiniz? Bütün döviz kazançlannızın 15 milyan bile bulmadığı Türkiye'de yedi buçuk milyan nasıl ödeyeceksiniz? Yeniden borçlanacaksınız. Onlar da derler ki, yeniden borç vermiyoruz size, verdirmiyoruz. O zaman başka bir taviz vermek zorunda kaürsuıız. Bu ne oUbilir? DEMİREL Uluslararası siyasetteki esnekliginizi kaybedersiniz. Benim iddiam şudur: Borca ben hayır demiyorum. Ödeyemeyeceğiniz bir sınıra gelmiş borca, hayır diyorum. Araerika hükümeti sıluştınyor mu sizce? DEMtREL FMS borcunda samyorum. SEİA mektubundan sonra ne durum aldığmı bilmiyorum. Ama öncesinde sıkışurdığını biliyorum. Yahut tahmin ediyorum. Amerika'nın baskısı ne zaman basladı sizce? DEMİREL Şimdi bakınız borç hadisesi şöyledir. Borç hadisesini siyasi bir vasıta olarak kullanmak için sizi limilinizin üstüne çıkacak şekilde borçlandınrlar. Siz de zannedersüıiz ki, benim kredim var, borçlanıyorum. Araerika ANAP iktidannı d*stekliyor mu sizce? DEMİREL Hükümet olarak evet. Bundan muhlis bir iktidar bulması mümkün değildir. Çünkü borcunu ödüyor bu iktidar ama Türkiye'nin burada caru çıksın. Onlar için ne fark eder? Son zamanlarda d^ poUtikadaki yoğanİDfn neye baglıyorsunnz? DEMİREL Şündi bunlar geldiler, 'Ekonomi her şeydir' dediler. Beş sene geçti. tktidarlannın birinci senesinde tablolanna bakın; yüzde 60 enflasyon, çok kötü bir gelir dağılımı. İki misline çıkmış iç ve dış borç. Pahalılığın altında ezilmiş milyonlar. Yatınma para yok. Devletin bircok yatınmı perişan vaziyete gelmiş. Artık bunlaria övünmeleri mümkün değil. Ovünürler ama kimseyi inandırmalan mümkün değil. Vites değiştiriyorlar. Dış politikayla içeriyi meşgul etmeye çalışıyorlar. Dıs politika yofiunlugu AT'ye başvunıyla basladı galiba? DEMİREL Efendim biz öyle cesur bir iktidanz ki, Ortak Pazar'a bile müracaat ettik. Ortak Pazar'a 1959'da Demokrat Parti müracaat etmiş. Yassıada'dan Imralı'ya giden o ölüm botunda merhum Bayar'ın, merhum Fatin Rüştü Zorlu'ya sorduğu sual Ortak Pazar'dır. Eİleri arkasında kelepçeli adamlann konuştuğu budur. Fatin Rüştü Zorlu'nun hayatının son dakikalannda orada gemide bulunan 20 kişiye izah ettiği de Ortak Pazar'dır. Ve 1963 senesi gelmiş, merhum Inönü hükümeti eylül 1963'te, ocak 1964'ten geçerli olmak üzere Ortak Pazar'la anlasma imzalamıstır. Benim basında bulunduğum AP hükümeti 1970'ten geçerli olmak üzere katma protokol imza etmiş, Türkiye birinci hanrlık döneminden geçiş dönemine gürniştir. Bu geçiş dönemi 22 sene olacaktır. Meğer 1990, 1991'de Türkiye'nin Ortak Pazar'a gireceği 27 sene evvel öngörülmüş. Bütün bunlan yapmak cesaret değil de bunlann neticesi olan Ortak Pazar'a gidip müracaat etmek mi cesaret, onu anlamadım. Zaten yapacağınız iş bu, yapmamamz ayıp. Bunun neresmde övOnülecek şey var? Mısır'a gittiniz. Mısır donanmasıyla Türkiye'nin müşterek tatbikat yapması neyin icabı? Siz söyleyln neyin icabı? DEMİREL Bana göre hiçbir seyin icabı değil. Mısır'la Türkiye'nin ortak manız kaldığı bir tehlike yok ki. Peki ne w ? DEMİREL Bilemiyorum. Bunlar propaganda malzemesi olarak kullanılıyor da onun için. Ondan sonra lsviçre'de bü" profesör Schwab bulmuşsunuz. Profesör Schwab gelmiş, gitmiş, Yunanistan'la sizi yan yana oturtmuş. Yunanistan diyor ki, 'Ben milli menfaatlerimden en ufak bir taviz vermem'. Siz diyorsunuz, meseleleri karsılıkl; saydık ama konuşmadık. Hiçbir şe>i çözmemişsiniz. BUnun çözümünü anında beklemeyiz, ama bunu bir zafer gibi göstermek ne? Şündi bu Schwab Nobel mükafat ödülüne aday gösteriyor sizi, bu adam sizi gösterme hakkını nereden buluyor? iki kisi yan yana oturursa Nobel mükafatına aday mı gösterilir? Bunlar gayri ciddi şeyler. Bu tepki filan değil. Benim tepkim, Türkiye'yi bu kadar gayri ciddi şeylerle oyalamanızdır. Ve bunu devletin radyo ve televizyonu yayımhyor. Bir gün geçmiyor, ikinci gün meğer bunun zamanı dolmuşmuş, diye yayın yapılıyor. Ayıptır ayıp... Pmpandreu'da bir tavır deglsikligi var mı sizce? DEMtREL Sanmıyorum. Çok usta sjyasetcidü, dikkat etmek lazım. Benim onun hakkında böyle düşündüğümü bildigı için benden hoşlanmaz. Ben iyi adamdır, kötü adamdır demiyorum. Ama usta bir siyasetçidir. Ortadogu'da IranIrak savaşının gergiali|inin azaltılmasında Tiirkiye'nin bir rol oynad gı öne sürtilüyor. Buna ne diyorsunuz? DEMtREL Tepesıne nerdeyse Sayın özal'ın Allah göstermesin, füze düşüyordu.. Eğer bu gerginliği gidermede bazı rolleri olacaktıysa, o zaman olsaydı. Füzeler tepesine inraeden yani. tranIrak savaşıada... DEMİREL lranIrak savaşında Türkiye'nin sözüyle bir yere vanlamaz. thtilaf o kadar ciddidir ki, iholaf o kadar nasırlaşmıştır ki, Türkiye'nüı sözü ne olacaktır? Veya Sayın özal'ın sözü ne olacaktır. Başlayın diyen biz değiliz ki, durun deyince dursunlar. Bunlan da fevkalade gayri ciddi teşebbüsler sayıyorum. Yann söylerler, biz o sebeple durmadık derler. Her ikisi de çıkar söyler. Duracaklan varmış durmuşlar. Bizim sözümüzle filan durmazlar. Biz kendimizi ne zannediyoruz Allahaşkına. Bugün süper güçler dahi taraflara sftz geçiremiyor. Yine bir propagandadan öteye gitmiyor diyorsunuz? DEMİREL Evet, hiçbir şey bilmiyorum hakkında ama açıkça söyleyebilirim. Zaman beni mahcup ederse risk alınm. Tesekkiir ederim Sayın Demirel." ÇAUŞANLAREV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Bu ayncalık neden?" SORU: Emekli aylığımı özel emekli sandığından almaktayım. Süper emekli oldum. Vergi iadesi için topladıgım fatura ve fişler eski aylığım tutarı kadardı. Şimdi bana özel emekli sandığından süper emekli olduğum halde vergi iadesini eski maaşıma göre ödüyorlar. Oysa ki SSK'dan süper emekli olanlann vergi iadeleri süper aylıklanna göre ödeniyor. Bu ayncalık neden? CErİSTANBUL YANIT: Sosyal Sigortalar Yasası'nın geçici madde 20. ile "Bankalar. slgorta şirketleri, Ticaret ve Sanayi OdaJan ve Borsalar" için en az Sosyal Sigortalar Yasası'nda öngörülen "İş kazalarıyla meslek hastalıklan, hastalık. anaük, malullük ve ölüm" yardımlarını sağlamak koşulu ile "özel emekli sandığı kurabilme hakkı" tanınmıştır. Yasanın bu maddesi uyannca da bazı bankalar ve sigoıta şirketleri ile Ticaret ve Sanayi Odaları ve borsaların özel emekli sandıkları kuruldu. ] No'lu Vergi İadesi Genel Tebliği'nde "Özel emekli sandıkları ndan emekli, maluliyet. dul ve \eiim aylığı alanların net ücret geliri"nin nasıl saptanacağı şöyle belirlenmiştir: "T.C Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile BagKur dışında kalan ve 506 sayılı kanunun geçici 20'nci maddesine göre kurulmuş olan özel emekli s^ndıklan ile diger özel emekli sandıklanndan emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı aJanlara. almış olduklan aylıklarının vergi ye tabi olup olmadığına bakılmaksızın, aylıkları (emekli ikramiyeleri dahill toplamından Gelir Vergisi ve Damga Vergisi kesilmekte ise bu kesintiler düşüldükten sonra kalan kısım net ücret geliri olarak kabul edilecektir." Cene aynı tebliğde "vergi iadesine esas alınacak harcama tutan, mal ve hizmet alımlannın gerçekleştiği dönernde elde edilen net ücret gelirini aşamayacaktır" denilmektedir. Özel emekli sandıklarınca ödenen emekli aylıklarından vergi kesilmekte ise net olarak ödenen kısım vergi iadesi kapsamındadır. BİRLEŞİK TÜRK KÖRFEZ BANKASI A.Ş. YÖNETtM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN OLAĞAN GENEL KURUL TOPLAIVTISINA ÇAGRI Bankamızın 1987 faaüyet yüı Olağan Genel Kurul toplantısı 30 Mart 1988 Çarşamba günü saat 15.00'te, Büyükdere Caddesi, No: 42, Doğuş Han, Kat 6 Mecidiyeköylstanbul adresinde, aşa&daki gündemi görüşmek ve karara bağJamak üzere yapılacaktır. Sayın pay sahiplerinin toplantı gününden bir hafta evveline kadar, sahip olduklan hisse senedi veya bunlara sahip olduklannı gösterir makbuzlarını bankamıza tevdi ederek giriş kartı almalan rica olunur. Bankamız 1987 yılı bilanço kâr/zarar hesapları ile faaliyet ve denetçi raporları 14.3.1988 tarihinden itibaren banka merkezinde sayın çay sahiplerinin tetkiklerine arz olunacaktır. GÜNDEM: 1. Başkanlık Divanı seçimi ve baskanlık divanına toplantı tutanağının imzası için yetki verilmcsi, 2. 1987 yılı faaliyetlerine ait yönetim kurulu ve denetçiler raporlannın okunarak görüşülmesi, 3. 1987 yılı bilanço ve kâr/zarar hesaplarının incelenmesi ve onayı ile yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin ibralan, 4. 1987 yılı kârı hakkında karar alınması, 5. Yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin seçimi ve ücretlerinin tespiti, 6. Yönetim kurulu üyelerine TTK'nın 334 ve 335'inci maddeleri uyannca yetki verilmesi. SELAHtYETNAME ÖRNEĞt: BtRLEŞtK TÜRK KÖRFEZ BANKASI A.Ş. GENEL KURUL BAŞKANLIĞI'NA Bankamızın 30 Mart 1988 Çarşamba günü saat 15.00'te yapılacak olan Olağan Genel Kurul toplantısında beni/bizi temsil etmek üzere 'yı vekil tayin ettim. Ortağın adresi TarihOrtağın ismi, imzası \ "Kendimizdcn çok ıcvdik ülkcyi vc halkı biz büyük umutlar, bOyttk şevdaltr koyduk yllrcJiınİK ve biliyorduk "dO^İerin cezasııu örttüler ttzrnmizc" ihtıyariımadan üstdık, ju gcnç yaşınnzda varsın olsun be tüm stvdiklerim [um özkdiklerim vıran bOyic olsun dü$lerde ya$amaya cezatandıysak ne çıkar bizim genç, diri, şttl, gillistM ya$anun imbiğiode sü2ülen döfkrâniz var yDanuk kadar çiplak yışanuk kadar canlı yaşimak kadar Köşk'te MÎT ve Vuralhan (Baştarafı 1. Sayfada) tışması ve Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın durumuyla ilgüi son gelişmeler konusunda da görilslerini anlattığ] belirlendi. Erdal lnönü, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada ekonomide bir darboğaza girildiğini belirterek hükümetin referandum ve seçimi kazanmak için hesapsızca yaptığı harcamalann acısının vatandaslardan çıkanldığmı belirtti. lnönü, hayat pahalüığının bugünkü seviyesinde yeni zamlarla pahaülığı daha da arttırmayı vatandaşlann kabul etmeyeceğini belirterek "Elbet yasalan zorlayarak vatandaşm tepkisi meydana çıkacaktır. Türklş'in yaptığı yemek boykotu eylemi bundan başka bir şey değildir. Vatandaşlar hükümetin hesapazca barcamalanmn cezaanın kendilerine ödetilmesine karşı çıkıyorlar. Bunun için yasalan zorlayarak yeni yoilar buluyorlar. Bu eylem bir baslangıçtır. Eger bu poUtika değjştirilmezse halkın tepkisini oria) a koyacak başka yoilar da çıkacaktır. Halk eninde sonund* bu zamlara karşı direnmenin yolunu bnlur" diye konuştu. kazandınlması gerektiğüıi vurguladı. lnönü gazetecilerin sorulan üzerine de "Gerek Vuralhan konusunda gerek MtT raporu diye sızdınlan bdgenin doğurmuş olduğu genel rahatsulık konusunda sayın Cumhurbaşkanım konuyla flgfli gördöm. Bu konalann bütün kamuoyamnzn rahatsız ettignıi Cnmhurbaşkammn da kabul ettigini gördüm. Onun için de onun da bu konularda kamuoyunnn kaygısını paylaştığını gördüm" dedi. lnönü, "Vnralhan konusunda Cumhurbaşkanı ne yapmalı" sorusunu ise, "Onu keadisine bırakıyornm, yetkiler belli. onun için de bu konuda başka bir şey söylemeye gerek yok. Gelişmeler meseieyi sonnca getirmiştir. Ama Başbakan tekrar işi başa götürmeye çalışıyor" diye yamtladı. lnönü, Basbakanın muhakkik raporu konusunda Cumhurbaşkamna bilgi vermesirü beklediklerini de kaydetti. Erdal lnönü, Cumhurbaşkanının ekonomik gelişmeyi yakından izlediğini, ama "bunun hükümttin sonınu oldugunu" söylediğini de kaydetti. NURHAN DÜLGER v a r s u 1 0İSUI1 ** dostlanm, scvdiklerim, ozkdikkrim E»i ıt Aüof 12.3.1980 Anısı ve mücadelesi yaşıyor "bSfcoUun ne çıkar" BURHAN DÜLGER ANMA Değerli oğlumuz, sevgili ağabeyim MUSTAFA FİDAN'ı ölümünün birinci yıldönümünde sevgi ve saygıyla artıyoruz. FtDAN AİLESİ BAŞSAĞUĞI Arkadaşımız Doç. Dr. Hasancan Okutan'ın kayınbabası Makine Y.Müh. Bu kadar da olmaz Ekonomi politikasından Cumhurbaşkanımn sorumlu olmadığını, ancak hükümetin bu konulardaki yanlış uygulamalarına gerektiğinde Cumhurbaşkanımn müdahale etmesini istediğini kaydeden lnönü, Evren'e Vuralhan konusundaki gelişmeleri de aktardığını bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakan 'Bana getirilen muhakkik raporu bir ön rapordur. Ben asıl incelemeri Dışişleri Bakanlıgı'run yapmasım bekliyonım' diyor. Daha 1 ay önce Başbakan. Dışişleri BakanlığTmn bu araştırmayı yaptıgını bilmesine karşın esas incelemeyi kendi mubakkikine yaptıracagını acıkladı. Şimdi muhakkikten rapor geliyor. Her halde bu rapor olumsuz ki Başbakan bunn açtklamıyor 'Bu bir ön rapordur, önemı yoktur' diyor. Miitemadiyen incelemeleri başkalanna alarak meseieyi örtbas etmeye cansıyor. Bu kadar da olmaz, bu kadar sorumsuzca meseleleri örtbas etmeye cahşırsa o zaman elbet herkes rahatsız olur. Sayın Cumhurbaşkanının yetkilerini knllanmasını beklemek de vatandasın hakkı olur." lnönü, MİT raporu ile ilgüi rahatsız edici gelişmeler olduğuna da dikkati cekerek konunun acıklığa kavuşturularak MlT'e yeniden güvenirlik Demirel Çankaya'da Evren'in Demirel'le görüşmesi 1 saat 35 dakika sürdü. Demirel, köşkün çıkışına kadar arabası arkada kendisi önde yürüyerek geldi ve gazetecilere şapkasını çıkararak poz verdi. DYP lideri daha sonra köşke Cumhurbaşltanj'nın daveti üzerine geldiğini ve en son göriişmesinden bu yana 2 ay bir hafta geçtiğini belirterek, şunlan söyledi: "Üikenin iç ve dış sorunJjm üzerindeki göriişlerimi Savın Cumhurbaşkam'na ilettim. Ben kendisine genHlikle şikayetler getinnem. Olaylar hakkında gorüşumu getiririm. Kendisinin danışmanlan vardır. Başka kaynaklar vardır, oralardan aldığı diger intibalaria bizimkilerini birleştirerek belki ülkeye yararlı olabilir düşüncesiyle de ben açık gönüllüliikle ne duşünüyorum, ne biliyorum onlan söyledim." Demirel, son iki buçuk ayda devleti yaralayan işlerin başında "MİT raporu ve Vuralhan olayının geldiğini" belirtti, her iki konudaki görüşlerini ilettiğini, Cumhurbaşkanı'nın da görüşlerini aldığını anlattı. Bu görüşlerin ne oldugunu ise açıklamadı. Cumhurbaşkanı Evren'in bu konudaki tepkisi sorulduğunda ise "Bir şey diyemem, beni iyi anlayınız. Ben buraya bir taleple gdmiyoram" dedi. Y.ZİYAVAMJK tTÜ KİMYA MÜHENDİSLtĞl BÖLÜMÜ ELEMANLARI 11.3.1988 günü vefat etmiştir. Tüm ailesine ve yakınlarına başsağhğı dileriz. KAYBIMIZ Ulemadan merhum Mehmet Tahir Efendi ve mc'hume Rahime Hanım'ın oğutları, Tevfîk ve Şerife'nin kardeşleri Dr. Y. Müh. Füsun Okutan ve Dr. Y. Müh. Mehmet Varlık'ın biricik babalan, Doç. Dr. Hasancan Okutan'ın kayınpederi, Burcu'nun dedesı, Dr. Ayşe Adnan Varlık'ın sevgili eşi, Karabük Demir Çelik Fabrikaları emekli müdürlerinden makine mühendisı Y.73YA VARLJDK 11 Mart 1988 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 12 Mart 1988 (bugün) ikindı namazını müteakip Şişli Camii'nden kaldırılacaktır. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear