25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ARALIK 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR I. \II1< >KI T tl Seyirciye müzîkal sövgü Peter Handke'nin "Seyirciye Sövgü" adlı oyununun yönetmeni Brigitta Linde, oyunun, sözcük oyunlan içeren bir tür konser olduğu kanısında. Linde, "Seyirciye Sövgü"nün, ahşılmış tiyatro anlayışına karşı bir oyun, değişik bir hareket biçimi olduğunu belirtiyor. UYGAR EREMEKTAR Alman Kültür Merkezi'nin kasım ayı etkinliklerinde yer alan Peter Handke'nin "Seyirdye Sövgü" adlı oyununu izlemeye giderken neler olabileceğini düşünmekten alamıyordum kendimi... Birincısi, oyunun adında "sövgüden" söz ediliyordu... Hem de seyirciye. Yani kelimelerde naziklik yapılmış, "yalnızca küfür edecekler" türünden bir laf, uygun bir şekilde vurgulanmıştı. Ustelik oyunun afişindeki "şirin" insan yüzleri de pek iç açıcıydı (!) doğrusu. Ya kavga çıksaydı?.. Öyle ya, bizim küfür repertuvanmız, milletçe geniştir. Ve bu repertuvann kullamlması, genellikle boks repertuvarına göndermeler yapar. Hoş oyun Almanca oynanacağından, kavga konusu çok büyük bir olasılık gibi görünmuyordu. Ancak ikinci sorun da buradaydı. Oyun Almanca oynanacaktı ve ben Almanca bilmiyordum. Oyun hakkındaki tüm bilgim, Alman Kültür Merkezi tarafından gönderilen "oyunun gecmişi" türü bilgiden fazla değildi. Kenter Tiyatrosu'nda oyunun yönetmeni Brigitta Linde ile karşılaştığımızda küçük bir sorun vardı. Nasıl anlaşacaktık?.. Alman Kültür Merkezi Müdürü bu konuda hemen imdada yetişti. Ama nasıl?.. Ben sorulanmı bildiğim tek dil Fransızca'dan soracaktım, Kültür Merkezi Müdüıü Dr. Rudolf Nunn soruyu Almancaya çevirip yönetmen Linde'ye yöneltecekti. Ve cevap aynı karma Peter Handke'nin oyununu 4 Alman kadın oyuncıı sergiledi P İ K N İ K PİYALE MİDR İlk kez 1966'da oynanmıştı Peter Handke'nin •'Seyirciye Sövgü" adlı yapıtı ilk kez 1966da Frankfurt'ta sahnelenmışti. Bu kez, Barbara Englert. Gisela A. Marx, Angelika Sieburg ve Ursula Liilig'den oluşan başka bir Frankfurt topluluğu. oyunu İstanbul'da ve Ankara'da yeniden sahneledi. şık yoldan geçerek bana ulaşacak. ben de bunlan sonradan Türkçe'ye çevirecektim. Peter Handke bu ortamda bile uluslararası niteliğini sürdürecekti böylece: Niçin "Seyirciye Sövgii"yü oynuyorsunuz? LİNDE Oyun ilk kez 1966'da, Frankfurt'ta gösterildi. Biz de bir Frankfurt topluluğuyuz. Handke, ilk gösterimden beş yıl sonra da, "anli tiyatro görevini ysptı, artık bir yenilik degil" diye oyunun tüm haklarını geri aldı. 22 yıl sonra biz yeniden sahneliyoruz. Tek neden bu rnu? LİNDE Hayır... Tabii değil... Bu oyun bir tür konser. Söz ve sözcük oyunlan. Handke dilbilgisiyle oynayan bir yazar. Ve bu yolla anlatıyor bazı şeyleri. Oynn 1966'daki haliyte mi oynanıyor? 22 yıl sonra metinde kimi değişiklikler yapma gereğini duydunuz mu? LİNDE Bizim metin üzerindeki tek çalışmamız sıralan değiştirmek oldu. Orijinal metinden yola çıkıp, bölümlerin yerlerini değiştirdik o kadar. Oyun ilk oynandığında roller dört erkek oyuncu arasında paylaşılmış. Şimdiyse dört kadın oyuncu. Sözgelimi, niye iki erkek iki kadın oyuncu degil? LİNDE Yalnız kadınlar ya da yalnız erkekler diye bir zorlama yok. Zamanında erkeklerle birlikte kadın oyunculann da rol aldığı olmuş. Handke oyununu yalnızca erkek oyunculara göre yazmış değil. Bu oyunda oyuncular kadın, çünkü kadın sesi bana daha uygunmuş gibi geldi. Daha müzikal. Zaten oyun konser gibi. Oyun ilk gösterildiğinde "tiyatronun öliimiinii haber verircesine devrimci bir antioyun" olarak değeriendirilraiş. Aynı devrimci yöniinü koruyor mu giinümüzde? LİNDE Evet... Tekrar bir devrim. Oyun alışageldik tiyatro anlayışına karşı bir oyun; hâlâ yeni bir anlayış, değişik bir hareket biçimi. Dil kullanılıyor ve dille oynanıyor. Evet... Korktuğum başıma gelmişti işte. Handke, Almanca dilbilgisini kullanarak kelime oyunlan, ses uyumlan gibi unsurlardan yararlanarak yazmıştı bu oyununu da. Ancak bunlann hiçbiri benim oyunu anlamama yetmeyecekti. Ürkek gözlerle sahneye baktım. Dekor topu topu dört iskemle ve Handke'nin asılı bir portresiııden oluşuyordu. Ama yine de iskemlelerin önünde duran dört nota sehpası umut verieiydi. Ve oyun, yazarın kitabındaki önsözü okuyan bir erkek sesiyle başladı. Ardından rolleri paylaşan Barbara Englert, Gisela E. Mar\, Angelika Sieburg ve Lrsula Lillig hızlı hızlı girdiler sahneye. Ellerinde nota defterlen vardı. Fakat bunlann içinde yalnızca oyun metni yazılı kitapçıklar olduğunu anlamam uzun sürmedi. Cstelik ellerinde müzik aletleri de yoktu. Yine de ilerleyen dakikalarda kaygılarım kayboldu. Çünkü oyun her ne kadar Almanca dilbilgisi üzerine kuruluysa da oyunculann son derece başarılı mimikleri, ses tonlarıyla yaptıkları müzik ayrı bir zevk veriyordu. Oyunun bitiminden sonra bir de kulise gireyim dedim. Tabii, Dr. Rudolf Nunri'un değerli "dil" katkılanyla... Oyun süresince salonun ışıklan söndürülmemişti. Bu, oyunu sıkıcı bulan kimi öğrencilerin salonu terk ederken ürkek davranmalarına neden olduysa da sonradan cesaretlenenler gögüslerini gere gere, "muhabbet ederek" çıkmışlardı salondan. Acaba yönetmen ve oyuncular bu çıkışları daha rahat görebilmek için mi, yoksa seyirciyle bir diyalog kurabilmek için mi söndürtmemişlerdi ışıklan? LİNDE Hayır, bir diyalog kurma amacı yok bunun. Işıklar yanınca bir konser salonu havası doğuyor. Biz oyuna özellikle bu açıdan baktığımız için salon ışıklarını söndürtmüyoruz. Bir de izleyicilerin tepkilerini görmek için. Değişik tepküere göre oyunun akışında degişiklik yapıyor musunuz? LİNDE Metinde değil. Değişik biçimlerde hareket etme olanağı doğuyor böylece Bildik tiyatronun koşulları yok oluyor. Bir bölümde öksürük sesleri kullanılmışd. Salonda da önce bir izleyici çekinerek oksurdü. Sonra bunu bir başkası izledi, derken salondakilerin büyük kısmı öksürur oldu. Önceki oyunlarda bu tür bir şeyle karşılaştınız mı? LILLIG İzleyici genç olunca maalesef oluyor. Ama bu sık, ça yaşanan bir durum değil. Peki sahnede bu kadar konııştuktan, bu kadar bağırdıklan hemen sonra bir ikinci oyuna nasıl çıkıyorsunuz? LILLIG Profesyonejiz. Profesyonellerdi tabii. Öyle ki, tek kelime Almanca bilmeden, Almanca üzerine kurulu oyunlarını seyredip zevk aldığımı söylediğimde "Ne diyor bu adam?" diye üzerime yürümeyip güldüler, hatta alkışladılar. HIZLI GAZETECİ SE SllB 6ELEHE KbPAf? <5EREK£N Ti/M YBTKİLİ 54Y/M 9U KoW İTAtiSUL FoüsirilN m Ui6\liMAWıR.. ÖYIE 6BRBKLİ 60Rİ/IMÜŞTÜR.. OLABUİR.. ££**, 00 YA IKLAM YuflUAK SÖZ KOMUSd OLMAZ AKA Ş AMA ALPI6IM YANlT USP AYNI 0LW f ÇİZGİLIK KÂMİL M.4SAH4CI Mehmet Güleryüz kitabı desteklenmiş kapsamlı lyr yaşaGaleriNev, Mehmet Güleryüz'ün 25. yılsergisi dolayısıyla bir de kitap yayımladı. Metnini ressam ve möyküsüyle son buluyor. Mehmet Güleryüz kitabı, Gasanat tarihçisi Nan Freeman 'ın kaleme aldığı kitapta ressam Güleryüz'ün 90 renkli röprodüksiyonuyer alıyor.leri Nev'in on üçüncü, yeni başKültür Servisi Ressam Mehmet Güleryüz'un tstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçeklestirilen "Yinni Beş Yd" sergisinin yanı sıra serginin düzenlenmesini üstlenen Galeri Nev, sanatçıyla ilgili bir de kitap yayımladı. Metnini Nan Freeman'ın yazdığı Mehmet Güleryüz kitabında doksan renkli röprodüksiyon yer alıyor. Mehmet Güleryüz üstüne incelemeyi kaleme alan Nan Freeman, Amerikalı bir ressam ve yirminci ytizyıl sanat tarihçisi. MIT'ta Modera Sanat Tarihi Kuramı ve Eleştirisi konusunda doktora yapmış olan Freeman'ın ABD ve Avrupa'da yayımlanmış çok sayıda makalesi var. Freeman, halen Boğaziçi Üniversitesi'nde Fullbright konferansçısı ölarak dersler veriyor. Kitapta, Mehmet Güleryüz'ün, çocukluk ve gençlik yıllan ele alındıktan, aile ilişkileri irdelendikten sonra akademi yıllan üstünde duruluyor. Sanatçının 1960'h yıllann Türkiyesi'ndeki entelektüel ortamdan etkilenişinin, resminin temellerini oluşturuşunun irdelendıği bu bölümün ardından, Güleryüz çalışmaları 1970'ten 1988 yılına uzanan dört ayn evre içinde tartışılıyor. Daha sonra ise, sanatçının çalışmaları, dünya sanat tarihi genelinde, Romantizm, Goya, Geç On Dokuzuncu Yüzyıl Fransız Ekspresyonist (Anlatımcı) Resmi, Van Gogh ve Çağdaş AmerikaAvrupa Resmi çerçevesinde konumlandırılmaya çalışılıyor. Mehmet Güleryüz kitabı, metni izleyen ve renkli röprodüksiyonlan içeren bölümden sonra, sanatçının fotoğraflarla lanılan dizinin de ilk ürününü oluşturuyor. Kitabın ayrıca, Türkiye'de yayımlanmış, tek bir ressam üstüne kapsamlı bir eleştiriyi de fçeren ilk monografik çalışma olduğu belırtiliyor. AGAÇ YAŞKEN EGILIR KEMAL GÖKHA\ :arwz.\ CÜRSES onfta sonR y lat, yc^t H zaman geçtyçe S*lolrrTayı nd'k" ;M > (nr j<# / o1 J uw? «ı ^ 1 \ / uakır\3ri;aP c ' ^ ^ .n*.. ,.ı p gjg gopu^R 9oPrnauA ^ ^ TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKA\ ANADOLULU NOEL BABA.. 3 * 2 'DE BU6ÜN, NOEL BABA, MYKA 'C* ÖLOÜ.. MYKA, 6ÛNEYBATIANADOUI'PA KA$ KA2ASIHA 6OKnt U2AJCLIK7XKİ.$İMDİDEMBEAD/NI TA. ŞtyAM YERCHHAHADOLU'DA DO&UP Y£Tİ$EN NOEL BAgA, DİĞER APIAB/YLA, 'SAINT NICO LA£,"SANm CLAUg MYBA'DA P/SKOPOSLU4A DEĞİN YÜtcSSLMİŞ B/K PİN ADAMfYVH. HIRİST/yANLtR OMü DAHA SONRA "AZİZ*'SAYACAKLA/S&8.0NUN, 3 KIZ1SATILMAKTAN KLieTARDI&IUA İNANIRIAR. N0EJ BABA, âz£LLİtcl£ CJLERİN VE DENİ2CİLEJİİN YUCJJSU OLARAK DİR. 6 Arahk 1356 '&A BUGUN, UMLÛ BESTECİ LEYLA SAZ İSmt4. SUL, KIZILTOPRAtCn 86 YA$INDA OLDU. SEÇEN yÜZYlUN OATASINDA DOĞAN LEYlA HAN/M,DİLUAYAT*MWP*H$ONBA TİİBKMÛ&ĞİNİN İK/NÖ 8ÜYÜK KADIN BEST&ÛS/DtR.AİLESlMH SABAYLA VAKINLtSt NEDENİYLE O ÇEV8EOE YETİŞM/Ş,fHOİÇAHLARÛAN SAYGI VE İLSl GOftMUÇTU. MÜ ZIK U6MÇIS/MN rANt SISA &/£ DE MOU BBSTE KADIN BESrEC/M/Z L£WH SAZ LEMfŞ, SUNLARDAN 44 rAAİESİ 6OMÛMÛ ZE ULAŞAgiLMİÇrİK. "MANİ OLuYOg ' \ UAL/M<•TAKKlgEHİCAg/M't' BENİ'SEVİLEN YAPITL4R/NIMNDIII.. 60 YIL ONCE Cumhuriyet 6 Arahk 1928 mubayaa edilmiştir. Yalnız bunlann tahvilat faizleri yüzde beş olduğundan yüzde elli nisbetinde Isviçre Frangı olınak üzere bu nisbeııe faiz verilecektir. Şirketin liman üzerindeki bütün hukuku ile İskenderun limanmdakı tesısat ve hukuku hükümete intikal etmiştir. Üçüncü tnukaveleye göre AdanaMersin hattı aynı esaslarla hükümetçe mubayaa edilmekıedır. Bunda tahvilaı faizleri yüzde dört olduğundan hisse senedatma da yüzde elli nisbetinde olarak Isviçre Frangı faiz kabul edilmiştir. Şirketin gayrimenkul emvali Mersindekı iskelesi ve sairesi hükümete geçmiştir. Dördiincü mukaveleye göre hükümetin bu hatları ve lımaııı mubayaast ile beraber Zürihteki Şark Şomendoferleri bankasında mevcut olan hisse senedat ve tahvilatını mubayaa etmiştir. Nihayeı iş oda meclisine ve Vekalete aksetmiştir. Oda da Vekaleıten ihraç edilmek üzere başka mmtıkalara tahsis edilen deri miktarından bir kısmının İstartbula tahsis edilmesinı temenni etmişıir. Vekalet bunu tas\np etmemiş, tacirler tekrar şikayete başlamışlar ve bu sefer de hususi surette Vekalete müracaatte bulunmuştardır. S'eticede bu meseie Vekaletle lacirier arasında bir ihtilaf mahivetini almıştır. Hususi surette alman haberlere nazaran Ticaret odası tktisat Vekaletine bir kere daha müracaata karar vermiştır. Oda bu nuiracaatinde tstanbulun ithaiaı ve ihracaı merkezi olduğunu beyan ederek Isıanbuldan ihraç edilecek deri miktarının tezyıdini talep edecektir. Ford fabrikası tesisi Ankara 5 (Hususi muhabirirnizden) Ford Sİrketiyle aktedilen mukavele ?saslan şunlardır Hükümeı Ford şirkeıine otomobil, kaınyon, traktör, layyare malzemesi ve aksamını oarça parça gelirerek monte etmek için bir fabrika tesisi hakkını bahseımektedir. Fabrika muhitine monte edilmiş otomobil ııhal edilemeyecektir. Mukavele 25 sene için muıeberdir. Şirkeı emniyet ve sıhhati umumiyeyi haleldar etmeyen bilumum malzemesi memleket harici addedilen serbesı mıntıkasına bilcümle rüsumdan nıuaf olarak ithale mezundur. thracatta da aynı muafiyeıe ınazhar olacaklın Ancak bu serbesı mmtıkadan memleket dahiline yupabilecek ıthalaııa gümriik resmi, muamele vergisı A.S, tekalif alınacaktır. Memleket dahiline serbesı mmtıkadan ııhal edilecek her otomobil için hukümeı, şirkeıe 30 dolar priın verecektir. Ford, dokuz uyda imalata başlamağa ır.ecburdıır. Çıplak Adam 1978 Asım Lşler'in Montrouge'daki işi gösteri, resim ve heykel ağırlıkh yanı ile geleneksel imajını kabul PARİS Sanatçıların yeni ya ettirmiş. Önemi her geçen gün dupıtlarını gösterme olanağını bul yuluyor. dukları salonlar, Paris'in sanat 2000 sanatçının başvurusuna merkezi olmastnda önemli etken rağmen ancak 200 sanatçının kalerden biridir. Resim sanatının ön bul edildiği bu yılki salonda, Francelikli tanıtım yeıi olan salonlar, sız sanatçılar ağırlığı olujturmakakaderr.inin kuruluşundan bu ya taydı. Türkiyeli bir sanatçı olarak na varlığını sürdürüyor. Aslında Asım İşler'in yer aldığı (300x 150 bir dernek işleyişinde olan bu kusantimetre boyutlarında yağlıboruluşlar, ödül verme, asil ve onur ya) bu sergi basının ve sanatseverüyelikleri örgütlenişinde, önemli sanatçıların toplu sergilerine de lerin yoğun ilgisine uğradı ve yiyer veren kuruluş olarak her yıl ne bu dönemlerde açılan Ulusla Sergiye başvuran 2000 sanatçıdan 200'ü kabul edildi ESİN OKÇU rarası Paris Sanat Fuarı (FIAC) ile birlikte en çok gezilen sergilerden biri oldu. Asım İşler daha önce de Paris'te Realitees Nouvelles ve La Jeune Peinture gibi salonlara katılmış (1974), yapıtları sergilenmişti. Bu kez 14 yıl sonra tekrar Paris'te önemli bir sergide yer alışı ile dikkatleri çekti. Sergiye kabul edilen sanatçılann bir kısmı, Paris'te faaliyet gösteren galeriler tarafından destekleniyor. edilme <anMm elde ediyor. Moııırıuıge'un cspıisı cağda> modern anlayıv savunmak. Sergide yer alan yapıtların lunıu son bir yılda yapılmıs ve bu uyulması gereken kesin bir /orıınluk. CİCIK ve tanınnıanıis sanaıalaı yanıııda, günürnü/de isim yııpmıs oneınlı saııatçıların da sergide yer alnuiM saloııa ilgi çekici bir boyut ka/aııdırıyor. yazdığımız, dizdiğimiz, okuduğumuz eski gazetelerin yerine bastan aşağı herşeyi yeni olan bir sahada çalışıyoruz. Büyük Gazinin emir ve işaretile baş bayraktarı ve piştart olduğumuz muazzam harf inkılabımn zaferı için fedekarane uğraşıyoruz. Bütün vesailiıniz yeni ve eksik, hepimiz müpıedi ve acemiyiz! Bizi eksiklerden koruyacak yegane rehberimiz olan "tmla Lugatı" bile henıiz yansında... Yapılan inkılabın azametı, başlanan işin büyüklüğü, vesaitin eksikliği, zamanın darlığı dikkate alınınca bugünkü yanlışlura şükrjstmek lazım gelir. Biraz insaf! Çünkü en az on senede başarılabileceği tahmin edilen muazzam bir inkılabı üç ayda yapıık! belirli bir tarihte faaliyetleriııi sürdürüyorlar. Özellikle galerilerin az olduğu dönemde sanatçıların yer alabilmek için büyük çaba harcadıkları salonların anımsananları ve bugiin ayakta kalanlar arasında Salon d'automne, Salon des Refusees, Salon des tndependents, Salon des Realitees Nouvelles, Salon de Montrouge sayılabilir. 196O'lı yıllardan başlayarak özellikle önem kazanan Salon de Jeune Peinture ve Salon de Mai son yıllarda giderek önemini yitirirken 70'li yıllardan bu yana belirgin olarak gelişen ve öne çıkan Montrouge salonu giderek bir olay haline geldi. Bu yıl 21 eylül 24 ekim tarihlerinde 33. kez sanatseverlere kapılarını açan bu uluslararası nitelikteki sanatsal Momrouge'un diğer hir oın.nıDiğer bir bölümü ise kişiscl olarak başvuru sonucu sergiye kabul li işlevi, sanalcılarla galeri ee\resini bulu^lurmak, doğrııdar. bir iletişinıi gcreeklevliımek. lîu önemli ıeına> ve i>birliğı ıleriye dönük lanıtım ve yeni yeleneklerin önc .ıkmasıııı. plaslik sanallann yoğun hareket ve yoneli>lerini sağlayıcı bir alışverıs. tartıs Rüjekamızdan biri, iki gündiir ma, güncel veevrensel cğiliınleriıı gazeıelerdeki imla ve lerıip gelişim \e vuk.scvlipini de ŞIKyanlışlanna çalıyor. Gazeleci termc>i. olmıyunlur, guzetelerimizin Her yıl iiıılu biı sunuıçının lop henüz nasıl müşkilat içinde, lu sergısiııe yer veıeıı Momrouge harikulade hir gayretle salonu bu yıl Belcıkalı genç sanat çıklıklunnı bilmeyenler bu çıların yer aldığı geııis hir scryiııin yanlıslara lıiicum edebılııier. yanında 1920196(1 yıllan aıasııı Fakat ıçınuzden bir gazeteciııin da Monırouge'da ya>umiN sanal hatta bu lenkiılere hasrellİRİ çıların yapıtlarıııı da ö/el bir go^ 810 satırdu bile muıeaddid tcri ile sanaiseverlere sunclıı. IJıı yanhştar hulunan bir SergiyeyağliboyasıylakatıldıAsım İşler, Paris'te Montrouge Salonu'nda sanalcılar aıaMiıda Bmın Vaıı \tl gazeıecinin halden atılaınası duzenlenen uluslararası nitelikteki sergiye, 300x150 santimetre boyutlarında bir de, Ucolhy. Visicu. Jilııllu, lcr lazım aelmez mi? yağlıboyasıyla katıldı. iki bin sanatçının başvurduğu, ancak iki yüzünün kabuledü nand l^>er, (•allicıı. l'ayava ve Senelerin verdiği unsiyelle adela gö'zii kapalı bir suretle. difii sergide Fransız sanatçılar ağırlıktaydı. Pi(jnon du yer alıyordıı. Anadolu hattı hükümetin malı oldu Rus\xı\n deri ihracati Dün gazeteler nasıl okıındu? Dün sabah halk büyük bir alaka ve merakla gazerelere sarıldı. Foroğrafçılarımızm lesbit ertiği resimler dünkü tarihi manzaralar itibarile dikkata şayandır. Halkın bu alaka ve merakı harf inkılabmın istikba'i için fali hayırdır. Katiyen imantmız vardır ki harf inkılabımn nııra ve yükselmeğe doğrıı olan bu haınlesi de en az zamanda en kati zaferini kazanacaktır. Biraz insaf! Rusyaya yapılacjk ıhracal meselesi eirafmda rüccar ile Ankara 4 (Hususi Ticaret odası eirafmda zuhıır muhabirimizden) Anadolu eden ihıilaf dün Ticaret odası Demiryolları Şirketinitı meclisinde aktedilen hafı bir selahiyattar murahhaslarile celsede ınıızakere edilmiştir. Maliye Vekili Şükrü Bey thtilafın esası şudur: iirasmda cereyan eden İklisaı Vekaleti, bu sene müzakereler neticesinde huı Rusyaya ihraç edilecek eşya tamamen hükümeım malı mikmrıuı uiccar arasında olmuşlıır. Tahvilatın faizleri isıihsa! mınııkalanna göre tevr.i Isviçrc Frangı olarak verilecektır. Hisse seneticrine de eımişıır. ilfa rıihayetine Kadar teıııettıı Bu sebeblc htanbul tüccarı mukabili olarak yiızde elli Rusyaya ancak 15 bin kilo deri nislteıinde Isviçre frangı sevkedebilecekıir. rerilmek iizere dorl bııçıık faiz Halbuki hıaabııl deri vertlecektir. Müıedahil faize lacirlerindcn ekscrisi ınalkınnı tahi olmayıp 1933 senesinden Rusyaya ihraç etmeği ilibaren 25 senede tediye isıemekıedirler. Bunun için clı/nacaklır. Şirkele aiı Vekaletii 'cf'ik eftiği 15 hin bilumum emval hükümete kilo deri İstıinbul tacirlerini inıikal edecektir. ikinci talınin etnuınekiedir. Bundaıı mukavele Haydarpaşa dolayı tevziat komisyonu bu lımanında aynı şeraiılc işin ıçınden çıkamamıştır. I ASR1 KADIN GÜZELÜG1 KRi.M VKNUS I'HDRA VKNÜS RUJ VF.NİJS A I U K VFMJS RRIYAVTIN VF.NÜS F.SAVS VF.NUS A»rı Itadın guztiltginir Itkımı oldu. " • l l ~U.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear