23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 EYLÜL 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ÎSMAÎL GÜLGEÇ MÜZİK FÎLtZ ALİ HAYVANLAR Bir kez daha radyo yayıncılığı üzerine Radyodaki olumsuz uygulamalar Nitelik açısından hiçbir özelliği olmayan programlann çoğaldığı, 1. ve 2. programlarda yeterince yayımlanan geleneksel Türk müziğinin FM radyo kuşağına da sokulduğu, Türk bestecilerinin yeni eser yaratmalarına olanak sağlayan uygulamalann tedavülden kaldınldığı, dağılan TRTAnkara Oda Orkestrası'nı yeniden canlandırmak için hiçbir girişimde bulunulmadığı, radyolara kendi senfoni orkestralarını kurma olanağı sağlanmadığı ortada. Radyo yayıncıhğında BBC'nin (British Broadcasting Corporation) gerek tarafsız yayıncıhk ilkesine şaşmaz bağlıliğı, gerek kültür, sanat, eğitim ve habercilik alanlarında örnek öncülüğü bugün bütün dünyada tartışılmadan kabul ediliyor. Yeni kurulan TRT'nin de BBC'yi örnek almış oiması, radyo ve TV yayıncılığında attığımız en olumlu adımlardan biriydi. Ne var ki, BBC örnek alınarak başlatüan yayın politikalanrun, özellikle tarafsız yayıncüık ilkesinin kısa zamanda bünyemize (!) uygun olmadığı anlaşılacaktı. Kültür ve sanat programlan ise önceleri hızlı bir gelişme göstermiş olmakJa birlikte, zaman içinde hastalıklı bedene yapılan organ transplantasyonu örneği, bünye tarafından reddedilecek, sadece kültür ve sanata değinen programlar tercih edilecekti. için yayıncıhk yanında ek programlan da örgütler. Avrupa radyolannın hemen hepsinin en az bir tane Radyo Senfoni Orkestrası vardır. Bu orkestralar kâr amacı güden kuruluşlar olmadıklanndan, yeni akımlara şans tanıyan, genç bestecilerin eserlerinin seslendirilmesine öncelik veren, yine kendi bestecilerine eser ısmarlayarak onların ve dolayısıyla ülkenin müzikal gelişmesine katkıda bulunan, uluslararası forumlar duzenleyerek dünya bestecilerini ve eserlerini bir araya getiren orkestralardır. Radyo Senfoni Orkestralarınm en önemli ayrıcalığı, ticari kaygıları olmadan ses kaydı yapabümeleri, bu kayıtları (bantlan) gerektiğinde plağa dönüştürmeleri, bantlan dünya radyolanna ödünç vererek yaygınlaştırmaları ve en önemlisi, müzik arşivlerini zenginleştirmeleridir. gınlık kazanmıştır. Üstelik, Proms konserlerinin çoğu avantgarde nitelikli programlan tahminlerin üstunde ilgi görerek, ticari kaygı ile suya sabuna dokunmayan programlar yapmayı sürdüren bağımsız orkestraların ve festivallerin korkularının yersizliğini göstermektedir. TRT Yasası'nda da radyonun görevleri arasında orkestra, koro, çeşitli müzik topluluklan kurma, eser ısmarlama, Türk bestecilerinin eserlerini yorumlama, banda alma, yayımlama ve yaygınlaştırma, arşivleme gorevleri sıralamyor. Nitekim, TRTnin ilk 10 yılında bu görevlerin hepsini olmasa da yarısından fazlasını yerine getirdiğini göruyoruz. Gerçi, Radyo Senfoni Orkestralan kurulmadı, ama TRT Ankara Oda Orkestrası, TRT Gençlik ve Çocuk Korolan, TRT Çokses11 Korosu, TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası olumlu adımlardı. Yine bu ilk 10 yıl içinde rahmetli Faruk Guvenç'in itici gücüyle Türk besterilerine eserler ısmarlandı, bu eserler TRT desteğiyle seslendirildi ve arşivlendi. KİM KjME DUM DUMA gâknn var BEHIÇ AK Siliuorom • Çtmdiye kadar fynra da yemeâe faanhğım her erAek çıkmau, kfof ederkn vhftıafiz, tamhktan jonra da daii$a ailmtui.. TRT'nin müzik etkinlikleri Ne var ki, TRTnin ikinci 10 yılı süresinde müzik yaymlannda, müzik etkinliklerinde, müzik örgütlenmesinde yokuş aşağı hız.la iniş gözlemlenmekte, üçüncü 10 yılında ise durum vahamet kazanmaktadır. FM, yani çok kısa dalgadan kaliteli müzik yayınlama ile görevli 3. program yayınlarında, FM Radyo yayıncılık ilketlerine ters düşen uygulamalara başlandığı görüldü önce. Nitelik ve içerik açısından hiçbir özelliği olmayan programların çoğaldığı, 1. ve 2. programlarda yeterince yayımlanan geleneksel Türk müziğinin (Türk Sanat ve Halk Müziği ki bu müzikler çoksesli ohnadığından stereo yayın yapan kanalda ne işleri var diye sorulabilir) FM Radyo kuşağına da sokulduğu, Türk bestecilerinin yeni eser yaratmalanna olanak sağlayan uygulamalann tedavülden kaldınldığı, dağılan TRT Ankara Oda Orkestrası'nı yeniden canlandırmak için herhangi bir girişimde bulunulmadığı, radyolara kendi senfoni orkestralarını kurma olanağı sağlanmadığı ortada. BiZ }£/V/A/ P İ K N t K PtYALE MADRA Gençlik ve geleneksel müzik Özetleyecek olursak, BBC başta olmak üzere Avrupa radyolannın çoğu, kendi ülkelerinin müzisyenlerini, müzikseverlerini, potansiyel konser dinleyicisi veya müzisyen olmayı aklına koymuş gençleri kollayacak biçimde örgutlenmiş kurumlar. Radyo Senfoni Orkestralan, oda müziği grupları, çağdaş müzik, antik müzik veya caz topluluklan vardır bu radyoların. Ayrıca geleneksel müziğe de önem veren bu radyolar, geleneksel halk muziklerini de bilimsel olarak araştıran eğitici ve öğretici programlar yaparlar. Eğlence ve pop muziği ise radyoların başka bir kanalında sunulur. BBC, Londra'daki Proms konserlerini örgütler ayrıca. BBC başta olmak üzere, dünProms (Promenade) konserleri ya radyolarının çoğu, kitle sanat bağımsız herhangi bir müzik feseğitimini, beğeni düzeyini geliştivalinin göze alamayacağî veya tirme ilkesini benimser ve bu almaktan çekindiği programlan doğrultuda yayın yapabilmek cesaretle gerçekleştirmesiyle say BBC örneği Doğruluk ilkesi Müzik yayınlannda titizlikle uygulanması gereken doğruluk ilkelerine pek kulak asılmadığının da her dikkatli dinleyici farkında. Hatta bazen senfonik şiir'in "şiirinin nerede?" olduğunu soran yetkililere bile rastlanabüiyor. İtalyanca, Almanca müzik terimlerinin çoğu kez yanhş okunduğu ya da şahıs isimlerinin tngilizce telaffuz edildiği (Rihard VVagner yerine Riçırd Wagner örneğinde olduğu gibi) durumlar gitgide sıklaşmakta. Bütün bu olumsuz uygulamalara karşı koyan müzikçiler yok değil. Fakat çuvaldızı kendimize, iğneyi başkalarına batırmayı göze alıyorsak, kendi içimizdeki umursamazlığı ya da yılgınlığı da göz ardı edemeyiz. Ister ihmal diyelim ister adamsendecilik, kendi içimizde birlik olup, nitelikli müzik yayını yapmaya çalışanlara sahip çıkmamız gerekmez miydi? Stereo yayına geçilen şu günlerde, TRT'nin ilk kurulduğu donemin doğnı ilkelerine ve olumlu uygulamalarına yeniden bakmakta ve nerede yanhşlar yapıldığının bir muhasebesini çıkarmakta yarar olduğuna inanıyorum. HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN PAllSlARıMlZ OgPA KVRULMUŞTU.. Ç İ Z G t L t K KÂMtL MASARACI JAPONYA TURNESİNDE Michael Jackson, 1984'ten bu yana hayranlannm karşısına Uk kez Japonya'da çıktı. Japonya konserlerini sürdüren sanatçı, dünya turnesine Avrupa ve ABD'de devam edecek. (Fotoğraf: REUTER) Michael Jackson "Bad" adlı yeni albümüyle gündemde Beş yıl sonra müziğe kolay olmayan dönüş Jackson'ın kaygısı, Prince gibi gözüpek yenilikçilere karşı kaliteyi yüksek tutarak karşılık vermek. Argoda "fena, hızlı" anlamına gelen "Bad" gibi bir ismi seçmiş olsa da, ilk dinleyişte teknik kusursuzluğu ile kişiyi çarpan, bu arada "klasik Jackson" çizgisini koruyan bir çahşmayla dikkati çekiyor Michael Jackson. "Off the Wril" ve "TBriDer" albümlerindeki keskin, vunıcuritmanlayışı, "Bad"de yerini daha derinlikli, yer yer daha yalın, daha da ustaca işlenmiş, "souT'u "funk" ın önune çıkaran bir anlayışa terk etmiş görünüyor. "Bad"i oluşturan 10 parçadan 8'inde Michael Jackson'ın imzası var. Yani "Bad", önceki albümlere kıyasla daha "kişisel". Albümle ayru adı taşıyan ilk parça bunlardan biri. Usul usul kana işleyen ve büyüyen ritmiyle insam saran, "funk" çığlıklan atan gitarlar ve nefeslilerle direnilmez bir dans parçasına dönüşen "Bad"de Jackson, kendisini küçümseyen birine (belki de en büyük rakibi Prince'e) meydan okuyor. Onu izleyen "Tıe H i y Yon Made Me Fed", ilk parçanın hızım kesen, itici ve tutuk bir çalışma. "SfMcd Demon"da klasik hıçkınklannı ve falsetto ataklannı bütün gücüyle kullanan Jackson, DavidBowk'nin "ChinaGiri'de yaptığıru "Liberian Giri"de, akıldan çıkmayan melodik bir yapırun egemen olduğu bir "ballad"da derüyor: Sınır ötesi aşk. Yer yer Swahili dilinden romantik kavramlann da kullanüdığı "Liberyah Kız"ı izleyen Stevie Wonder Michael Jackson ortak çalışması "Just Good Friends" ise, doğrusunu söylemek gerekirse, bir felaket. Ritmik açıdan hiçbir eksiği olmayan parçada, sesleri birbirine yakın olan iki şarkıcı, birbirlerini adeta "nötr" kıbyor, melodideki tüm renkleri alaşağı ediyorlar. "Another Part of Me" ile "Man in the Mirror", albümdeki müziksel ve duygusal yapının doruğa ulaştığı iki parça. llkindeki aranjman, Uk dinleyişte pek kendini belli etmese de, pek kolay rastlanmayacak ustalıkta. Kişinin kendisiyle hesaplaşmasını isteyen Jackson, "Man in the Mirror"da, Andre Crouch'un ünlü gos pel korosunu da kullanarak "ulvi" bir duygu patlamasına ulaşabiliyor. 'Bad", Jackson hayranlarını kesinlikledüşkınklığma uğratmayacak ve kendi ayaklan üstünde duran bir albüm. Bugüne kadar 40 milyon satan "Thriller" dünya gençliğinin gözlerini Jackson 'ın üstüne çevirmesine yol açmış, beklentiler astronomik boyutlar kazanmıştı. Pop müziğinin bu ünlü şarkıcısı, "Thriller"ın başansını acaba nasıl aşacaktı? YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM Rekorla süslenen her başannın, kflçflk ya da büyük, bir bedeli var. "Bürön n m n l ı n ı en çok sataa albömü"nün yaratıası Mkfcad Jackson, "TfcriDer" adını taşıyan o mükemmel çalışma sayesinde bir hayli para ve Borneo ormanlannın ırak kabilelerine vanncaya kadar ün kazandı, ama bu çarpıcı başannın bedelini beş sessiz yılla ödedi. Bugüne kadar 40 milyon satan "TbriDer", dünya gençliğinin gözlerini Jackson'ın ustüne çevirmesine neden olmuş, beklentiler astronomik boyutlar kazanmıştı. pop müziğin bu ünlü şarkıcısı "Thrilkr"m başansını acaba nasıl aşacaktı? özel yaşamında türlü tuhaflıklann (California'daki konağında binlerce oyuncağın arasında yaşamak, oksijen çadınnda uyumak gibi), müzikte ise kılı kırk yaracak ölçüde bir kusursuzluk anlayısının elinde "tntsak" olan Jackson'ın müzik dünyasına ancak beş yıl sonra dönebilmesinin nedeni işte bu. "Bad" adını taşıyan yeni albümü, söylentilerde gerçek payı varsa, sanatçuun en sıkıntüı döneminin ürünü. Jackson'ın son üç yıl boyunca bu yeni albümü üç dört kez baştan sona kaydettiği, ama her defasında piyasaya sürmekten son anda cayarak kayıtlan sildirdiği, stüdyoyu yaz boz tahtasına çevirerek, tanmmış yapıma Qoiııcy Jones'la yardımcısı Brnce Swedien'e kök söktürdüğü söyleniyor. 30 yıllık yaşamımn 25 yıhnı sahne ve stüdyoda geçirmiş, üstelik zengin bir sanatçının buna hakla olacak elbette. Günümüzde dev bir eğlence makinesine dönüşen "rock" ve "funk" dünyasında *>n iyl" sıfatım korumak gün geçtikçe zorlaşıyor. 2. Akdeniz Akdeniz Müzik Festivati Kültür Servisi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesinde Antalya Kültür Sanat ve Turizm Vakfı ve ART'nin (Anadolu Radyo Televizyon) oıtaklaşa düzenlediği ve ARAT'ın (Tanıtım ve Organizasyon Ltd. Şti.) tanıtım ve sempozyum konularım üstlendiği 2. Akdeniz Akdeniz Müzik Festivali bugün saat 16.00'da Kenan Evren Bulvan'nda yapılacak olan festival geçidiyle başhyor. Dün Antalya Belediye Başkanı ve AKSAV Başkanı \ener Ulusoy bir basın toplantısı duzenleyerek festival programı ve katılan sanatçılar hakkında bilgi verdi. Ulusoy, Akdeniz Akdeniz Müzik Festivali ve hemen ardından gerçekleştirilecek Antalya Film Festivali için yaklaşık 500600 milyon liralık bir bütçe ayrıldığını belirterek bu paranın 87 milyon lirasının Kültür ve Turizm BakanlığYnca karşılandığını söyledi. Ulusoy, "Amacımız, en iyisini en güzelini yapmaktır" dedi. Bu yıl ayrıca geçen aylarda olen sanatçı Dalida adına bir ödül konduğunu belirten Ulusoy, Akdeniz Akdeniz Müzik Yarışması'na katılan sanatçılar arasında Seçici Kurulun belirleyeceği "en iyi yorumcu" ya bu ödülün verileceğini de sözlerine ekledi. Bu arada Fransız basınının Banş Manço, Ajda Pekkan, Ayla Algan, Esin Afşar ve Zerrin Özer arasında bir seçim yaparak sanatçılardan birine "Ölümsüz Dalida Ödulü" vereceği belirtildi. AĞAÇ YAŞKEN EĞtLİR KEMAL GÖKHAN m. m C< TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 23 Eylül 196?'DE BUGÜU, &ESS4M ALI SAMİ BOYA&,&} ÖUXJ. YÜZYtL SAŞLAGtND* , BANR.İYEPE RESME YAtCIMUĞı A/EDEA/lYLS SAMAyıı K/EP'SE 'MEfjGÜZEL SAAJA7TAR AfCAOBMİSİ') OEVAM ', BlTİ/ZPıKJEN SONRA OA PA&S'E GırM/ŞTÎ. KESSAAA OD/eMOH'UH ATELY&S.I'NPE 4 YtLÇALtŞAN 8OYAR., YU££>A PÖUÜNCE,&M&y£OEN EMEK UYE AY&LM/ŞrtUZ.UIil YILLAK ÇEŞİTLİ MÛZELERDE' MÜPÜR OLAJSAK BUUlMMUÇ, BU ABAPA POS7& PULLAR1 VE KAGJT PA/SALAIS./N ÛSWKIJ>EtJ ISES'tMLEISİ yAFM/ÇT7. YAGUBOYA yAPlTLARlNDA YE/S. YE/S. İZUE~ NİMCİ (EMP/SESYONİST) ET/CİL£(S. GÖIZÜLMESİME ,. . •.. ^gy^ç SASM/ÇTIfZ.. Çızd<Qı bir dea6fülz. BAHR/YBU RESSAM BOYAR.. 50 YIL ÖNCE Cumhurjyet Mühim bir ihbar Aldığımız malumala nazaran son zomanlarda yapılan hır ihbar uzenne Suleymanıyc kuiuphanesmde mühıın bir lahkıkaıa başlannuştır. Mulıve ve Maarıf Vekaletlerını alakadar eden bu tahkıkaı. elyuzısı ııç kıymetli kıiabın kayholması ve dığer bazı iıtasraflann yolunda 23 Eylül 1937 senıtlerınde açılacak olan pazar yerlerı Bevoğlıt kazası harıç olmak ıızere lesbıı olunmuitur. Beyoğlundıtn buika dığer kazalardu açılacak pazarların adedı kırkiıı. Beyoğlıı cıheiı kesıj olduğundan bu ınıntrkadu açılucak pazaı yerlerı dıecr kazulura nısbvtle daha la:la olucuklıı. 19371987 vapılınasııle munasebaııardtı. Sovlendığıne nore kaybulan kıymeilt kıiablardan bir luncı evvelce bu kuıuphane\c suitunlardan bırının kumbhanenrıden l'tızar yvrlıri 1 eşnnıevvelin bırindeıı ıııbarcn oileve kudat dc\ uııı etnıek nzere ^elırııı ımıhıclıj
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear