25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 HAZİRAN 1987 HABERLER CÜMHURİYET/13 Siyasi partiler ve seııdikalar ANKARA (Cnmhurivet Bürosu) Milü Güvenlik Konseyi, 20 Nisan 1983 günkü birieşiminde Siyasi Partiler Yasası'aı görüştü. Cumhurbaşkaru Kenan Evren, siyasi partilerin genel başkanlanyla ilgili olarak açılan göruşmede yaptığı konuşmada, "Devlet adamı yetişmiyor. Bir kişi geliyor, sonuna kadar kalryor. Arkaa ükalı. Kooperatiflerdc böyledir, şirketlerde böyledir, scndikalarda böyledir. Bir defa ele geçinnesin, geçirdi mi bitmiştir" dedi. Sendikalar Yasası'mn görüşüldüğü 2 Mayıs 1983 günu "üyelik aidata" ile ilgili madde tartışüırken Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in sorusu üzerine, "DİSK'in aidatlannın yuksek oldngunu" söyledi. Evren, "Onun için de kıyametleri kopanyordn" deyince, Şide'nin verdiği karşıbk, " O kapandı, bundan sonra yapamayacak" oldu. Siyasi Partiler Yasası görüşmelerinden ügjnç baa noktalar tutanaklara şöyle yansıdı: "Başkan Kenan Evren: *Bes defa genel baskan secflebUV dedik. Seçim iki senede bir yapılıyor. Buna 'Alo defa genel başkan seçuebUir' desek zannediyorum daha iyi olacak; toplamı 12 sene eder. Kasıt; bırçok makamlar, devletin üst kademeleri Cumhurbaşkanı dahil muayyen bir süre sonra değiştiriliyor. Hiçbir kademede bir kimse 15, 20, 25 sene kalmıyor, muhakkak değişiyor, yerine başkası geliyor. Fakat, bLrim ananelerimize bakın, hiçbir parti başkanı seçim kaybettiğinden dolayı değişmemiştir. Seçim kaybeder, yine genel başkan olur. Efendım, ıhtilal olur, uzaklaştırüir; yine parti başkanı olur. Yani, *Senin idaren zamanında bdyle bir şey oldu, sen arük çekiT demezler. Bir de devlet adamı yetişmıyor; bir kişi geliyor, sonuna kadar kalıyor, arkası ükalı; yeni yeni devlet adamı yetişmiyor. Hep bunun sıkıntüannı çekmipTriir biz. Bir tek adama bağlanmışızdır ve ona sanlmışızdır. Yüzlerce, binlerce insan vardır, söylersiniz, 'Bunu nlye degiştinnJyorsnnuz?' dersiniz; «Vafiahi balamryonız, başka da yok, o geçmiş bir defa başkanlıga' diyorlar. Yalnız bu mu?.. Kooperatiflerde böyledir, şırketlerde böyledir, sendikalarda böyledir. Bir defa ele geçirmesin, geçirdi mi bitmıştir; çünkü onu bir daha değiştirmek meseledir. Hftkim Tümgeneral Mnzaffer Başkaynak (Anayasa Komisyonu Başkanı): tfade buyurduğunuz gibi Türkiye'de genel başkanuk, bir nevi babadan oğula intikal eder tarzda, padisahlık tarzjnda devam olunuyor. Seçımi kaybetmesıne, başarısız olmasına ragmen birtakım kulis oyunlanyla bu makamı işgal etmektedirler. Bunu bir süre ıle sınırlamak zorundayız. Başkaa Kenan Evren: Şimdi, yine geçmij dönemleri hatırlarsak, bir partinin 50"ye yakın milletvekili vardı, seçimlerden sonra 2425 milletvekiline düştü. 'Zafer lt»j«ıİMn' diye ilan etti o seçimi ve yine genel başkanlıkta pekâlâ kaldı. Avustralya'da bir seçim yapüdı. Daha ilk geceki seçim sonucu ilanında partisinin kaybettiğini anlar anlamaz istifa etti. Tabii, eğer yaşı elverirse. Biz de 90 yaşına da gelse yine bırakmazlar. Başkan Kenan Evren: '...Milli, mahalli yahat mesleki çapta herhangi bir raarte bulnnamazlar' deniyor. Bundan kasıt nedir? Yani, 'Ben milletvekili Mfflinem, ijte yolunuz bozuk, bu yolu yaptırmak için eiimden gelen bütön gayreti sarf edecegim' diyemeyecek mi? Hâkim Tümgeneral Muzaffer Başkaynak: Hayır, burada 'miIB1 ve maballi' kelimeleri biraz çelişiyor; 'milli' bulunabilir de, 'mahalli yahut meslekf çapta herhangi bir vaatte bulunamaz. Baskan Kenan Evren: Mesela doktordur, tıp fakültelerinin çoğalulması için herhangi bir vaatte bulunamayacak mı? Hakim Tumgeneral Muzaffer Başkaynak: Hayır, o tarzda değil. 'Hâkimkrin maaşlannı artıracafını, doktorlann lazminatlannı çogaltacsgım' tarzında; yani oyu etkileyici, kendisine oy vermeyi etkileyici beyanlarda bulunamaz. Tutanaklara göre, MGK'deyasa tartışmaları B a ş k a n Org. Evren: Seçim kaybeder, yine genel başkan olur. Efendim ihtilal olur, yine parti rilen ilan öbüründe verilmiyor. Türkiye çapındaki baskısında olmuş olsa her tarafa gider. başkanı olur. Sen çekil demezler. Bir de devlet adamı yetişmiyor. Bir kişi geliyor, sonuna kadar Başkan Kenan Evren: Ama biz bunu böyle kabul edersek o zaman Türkikalıyor. Arkası tıkalı. Bir defa ele geçirmesinler... ye çapında dağıtılan baskısına koymaya mecbur. Adalet Bakanı Rıfat Bayazıt: Milliyet, Tercüman, bir de Hürriyet gazeteTnmg. B a ş k a y n a k : Oyu etkileyici, kendisine oy vermeyi etkileyici beyanlarda bulunamazlar. si. Ancak bu üç gazete muhtelif şehirlerde baskı yapıyor. Oramiral Nejat Timer 'Yayıathıııan ve ülke çantnda dagıtılan' şeklinde Sayın Cumhurbaşkanım, yalan söylemesin, o amaçlanıyor. olsa?.. Baskan Kenan Evren: Evet; 'Ankara, tstaabnl vt trair'de yayımlanan ve B a ş k a n Org. Evren: Biz hiçbir teşkilattan çekinmiyoruz Sayın Şide. ILO imiş, bilmem hangi ülke çapında dajıtılan günlük birer Kazelede' teşekkülmüş bize tesir etmez. Şimdi YÖK kanununa göre üniversitelere devam mecburiyeti var. Bu durumda olanları (işçi öğrenciler), bir taraftan sendikalaştırırsak, üniversitelerimizin içine Biz kimseden çekinmeyiz sendikacılığı sokmuş oluruz diye endişe ettik. Başkan Kenan Evren: Biz hiçbir teşkilattan çekinmiyoruz Sayın Şide. ILO, Sadık Şide: DİSK vardı efendim. DİSK'in aidatları hep yüksekti. Sayın Cumhurbaşkanım o kapandı. Bundan sonra yapamayacak. Org. Evren: Cezaevlerinde grev olursa bütün mahkumlar kaçar. Yani işçiler gidiyor, bir sanat öğreniyor. Orada bir grev olursa gitmez, cezaevinde oturur. Memurlara zaten yok. Talat Sargın: Sayın Cumhurbaşkanım mesela Ayşe fırımnın bakımı ile ilgili kişilerden beş teknisyen çalışmadı. Verilen görevi yapmadı. Işveren haklı sebeple hizmet akitlerine son verdi. Bu kişilerin yerine işçi alınmazsa fırının faaliyeti durur. B a ş k a n Org. Evren: Aday olmak için vehlecek para bir hayli tutuyor. Siyasi partiler aday bulamazsa ne yapacak? Aday buldu da iki katı bulamadı. Kimse para yatırmıyor. Başkan Kenan Evren: İyi ya, yaptıramaz ise ondan sonra da yalancı çıkar. O zaten belli olur ve ondan sonraki seçimde yalancı çıkar. Hakim Tumgeneral Muzaffer Başkaynak: Sayın Cumhurbaşkanım, yalan söylemesin, o amaçlanıyor burada. Böyle oy verme potansiyelini çoğaltmak için bu yola başvurulmasın isteniyor. Başkan Kenaa Evren: Ağanı kilitleyici bir durum bu. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Hisar gazetesi günlük, ama akşam üzeri çıkartılıyor ve bütün çıkardığı 1500 veya 2000 tane, gazetelerin hepsini alıyor. Başkan Kenan Evren: Hepsini birden hemen satın alacak. Orgeneral Necdet Ünıg: Üç yerde mi basılıyor acaba? Ankara, tstanbul ve Izmir ıllennın hepsinde de basılıyor mu? Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Evet. Başkan Kenan Evren: Ankara'da da basılan az tirajlı akşam gazeteleri var. "Ankara, tstanbul ve İzmir'de Türkiye çapında yayımlanan günlük birer gazetede...' Değil mi? Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Ülke düzeyinde. Başkan Kenan Evren: Ama İzmir'de yayımlanıp ülke düzeyinde dağıtılan gazete bulamazsınız. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Yeni Asır gazetesi var. Başkan Kenan E>ren: Yeni Asır gazetesi Türkiye çapında dağıtılmaz. Sosyal Guvenlik Bakanı Sadık Şide: Gidiyor efendim. Başkan Kenan Evren: Hayır, Doğu Anadolu'da yoktur; Ankara'ya gelir yalnız. Ankara'da da Türkiye çapında yayımlanan gazete yoktur. Bir de o var. Orgeneral Necdet Ürnj: Müsaade ederseniz 'yayımlanan' demeyelim, 'dağıtılan' diyelim. Başkan Kenan Evren: Evet,'Türkiye çapında yayımlaaan' değil de,'Tirkiye çapında dagıtdan' diyelim. Adalet Bakanı Rıfat Bayazıt: Sayın Cumhurbaşkanım, gazeteler muhtelif yerlerde baskı yaparlar. Tercüman gazetesınin Ankara baskısı ayn, Adana baskısı ayn, lstanbul baskısı ayndır. Birinde verilen havadis veya birinde ve Sendika kuruculan nasıl ilan edilir? Orgeneral Necdet Ünıg (Milli GUvenlik Konseyi Genel Sekreteri): Sayın Cumhurbaşkanım, hatırlayacaksınız, bunu münakaşa ederken böylece üç gazeteye bütün ilanların geçeceği endişesi belirmiş idi. Başkan Kenan Evren: Hayır, beş altı gazeteye. Orgeneral Necdet Ürng: Türkiye çapında üç gazete; Milliyet, Hürriyet ve Günaydın. Başkan Kenan Evren: Güneş var, Tercüman var. Orgeneral Necdet Ünıg: Evet, bu üç dört gazeteye bağlı kalacak. lleride bu gibı ılanlann neticede üç dört gazete içinde kalacagı endişesi belirmişti, bunu hatırlatmak isterim. Başkan Kenan Evren: Biliyorum da, ben buna bile takılmıştım, akşam gazeteleri aklıma gelmedi de. Doğru, akşamlan çıkan böyle ufak gazeteler de var. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Bunlar oldu efendim. Orgeneral Necdet Ünıg: 'Gunlük gazete' deyince, akşam gazetesi endişesi herhalde ortadan kalkıyor gibi geliyor. Başkan Kenan Evren: Kalkar, o da 'güulük' her gttn çıkıyor anlamındadır. imiş, bilmem hangi teşekkülmüş, bize bunlar tesır edemez. Bizim iç işlerimizdir bu ve ben yargı gozetimi altında bu görevi yaptınyonım. Dunyanın herhangi bir teşkilatı 'Nlye yargı gözetlaıi alnnda blr »eçün yapryorsnnuz?' derse, ben o kurulun demokratik esaslara inancından şüphe ederim. Buna eğer itiraz edecek olan bir kuruluş varsa ben o kuruluşun iyi niyetinden şüphe ederim. Başkan Kenan Evren: Şimdi YÖK Kanunu'na göre üniversitelerde devam mecburiyeti var. Devam mecburiyeti olunca zaten dışanda işçi olarak çalışması imkânı yok. Belki geceleri çalışabilecektir. Bu durumda olanları, bir taraftan işçi sendikasına Oye öbdr tarafıan işveren sendikasına üye yapıp sendikalaştırırsak okullanmızın ve ttniversitelerimizin içerisine sendikacılığı sokmuş oluruz diye endişe ettik. Bu durumda olanlann sayısı da azdır. Talebeleri kışkırtabilirler. tşveren kendisini işten cıkartmıştır; sevilen bir talebedir, bütün okulu peşine takıp göstenler yaptırabilir. Onun için, okula, kışlaya ve camiye politika ve bu gibi şeyleri sokmayahm dedik. Vaktiyle bunun acüannı çok çekti bu millel; Üniversitelerde, okullarda bu münakaşalar, bu kavgalar olmuştur; onun için koymayalım dedik. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Mahdut Uyeli sendikalanmız var. Bu işkollarında ne türlü faaliyet yaparsa yapsın Türkiye genelinde 6 binden fazla üyesi olmayacak sendikalar var. Dok Gemilş Sendikası, Havatş Sendikası gibi sendikalann üye sayjsı S bin 500 ile 6 bin kadardır. Bu rakamla hem yedi sekız sendika şubesinin hem de kendi genel merkezinin tüm masraflannı sekiz saatlik ücretle karsılayamaz gibi bir kuşku akla geliyor. Tabii, bir hesap meselesi. Başkan Kenan Evren: Bunu Türktş teklif etti. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Türklş sııur teklif edemez efendim. Aidatlar düzenleniyor Deniz ögretmen Albay Erberk tnam (Sosyal Güvenlik, tş ve İşçi tlişkileri Komisyonu Başkanı): Türktş sınır teklif etmedi efendim. Başkan Kenan Evrea:'SeUz saatlik brüt çıplak ücretl geccmez' teklifı kimindi? Orgeneral Necdet Ünıg: O bızim çalışmamızda vardı efendim. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Sendikalar da, maalesef, aidat 0de» meyen müesseseler arasına girdiler. Kirasını da ödeyemez hale gelirse diye ben endişe duyuyorum. Başkan Kenan Evren: Aidatı sendika fazla tutarsa işçi Oye olmaz. Sosyal Guvenlik Bakanı Sadık Şide: tşçinin elinde elbette. Başkan Kenan Evren: Tabii, illa üye olması zorunlu değil. Sosyal Güvenlik Bakaaı Sadık Şide: Şüphesiz efendim, bu bir nazik dengedir zaten. Genel kurulda kabul etmezler Sayın Cumhurbaşkanım. Konşrelerde en büyuk gürültü bu maddede kopar. Aidat tespitine geldik mi, hiç konuşmamış olanlar, o gün hep konuşurlar. Başkan Kenan Evren: Şimdiye kadar 1 günlük çıplak ücretin üzerinde aidat alan sendika var mıydı? Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: DİSK vardı efendim, DİSK'in aidatları hep yüksekti. Başkan Kenan Evren: İşte gördOnüz mü, onun için de kıyametleri kopanyordu tabii. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Sayın Cumhurbaşkanım, o kapandı, bundan sonra yapamayacak. Başkan Kenan Evren: Ama yine birisi pkar, bilek gücüyle almaya çalışır. Biz işçiyi de koruyahm dedik, bu ibarenin konulmasımn bir sebebi de bu; (azla ileri gıtmesinler. Çabşma Bakanı Turhan Esener: Efendim, tabii hakikaten bu oyle bir şey ki, aidatı yuksek tutarsuuz sendikaya kimse girmez. Başkan Kenan Evren: Ama aidatı yuksek tutmuş. Çalışma Bakanı Inrhan Esener: En azından yaptı, ama başka sebeplerden yaptı. Baskan Kenan Evren: Işverenin kalmasında gerek var mı? Deniz ögretmen Albay Erberk tnam: tşveren çıkabilir Sayın Cumhurbaşkanım, kalması gerekli olmayabilir. Baskan Kenan Evren: tşveren ne yaparsa yapar, zenginse daha fazla verir. "Bazı" yerlere Pentagon'dan izinsiz girilemiyor İncirlik 'te yasak duvarı MJçak hangarlan, havaalanının yolcu bölümü, kreş, hastane, bowling ve jimnastik salonları ile yüzme havuzuna üsteki herkes elini kolunu sallaya sallaya girebiliyor, ancak "Türk Silahlı Kuvvetleri İncirlik Üssü" yazılı bir bölgede belirli bölümlere Cumhurbaşkam Evren'in bile girmesi ABD'nin onayına bağlı. Gezi sırasında ziyaretçilere çok yardımcı olan bir Türk subay ile Türk sivil personel defalarca "Ancak bunlara izin çıktı" biçiminde "elimizden gelen bu" gibi boyunlarını büküyorlardı. EVREN DECKR ~ ADANA/tNCtRLtKİncirlik Hava Üssü'nde ilcinci gün bizleri neler beklediğini hiç bilmiyorduk. Ertesi sabah üsse gittiğimizde Amerikalı halkla ilişkiler subayı Yüzbaşı demens Gaines girmemize izin çıkan yerleri tek tek sıraladı: "Uçak hangarlan, havaalanı, kreş, hastane, bowling salonu, jimnastik salonu, yüzme havuaı." Amerikalı Yüzbaşı aynca, bizler için bir de emekli bir Türk müzisyen ile evli Amerikalı bir binbaşı ile röportaj olanağı da hazırlamıştı. Gerçi Türk kamuoyunda "incirlik Üssü nükleer silah deposu" şeklindeki iddialarla ilgili ozel bölümlere ya da en azından üssün Türk Komutanı Albay Taner Engin'in "Burada bazı yerlere Pentagon'dan izin alınmadan girilmez" biçimindeki açıklamalarında olduğu gibi ozel bölümlere girmeyi beklemiyorduk. Ama yine de beklediklerimiz daha farklı şeylerdi. Gezimiz sırasında gerçekten bizlere çok yardımcı olan bir Türk subay ile bir Türk sivil personel ise defalarca bizlere "Ancak bunlara izin çıktı" biçiminde "Eümizden gelen bu" gibi boyunlarını büküyorlardı. Tabii ki tüm bunlar "Burası bir Türk mu, NATO mu, yoksa Amerikan üssü mü?" şeklindeki sorularımızın doğruluğunu ortaya koyuyordu. sonra çocuklannın okullannda kayıp olmaması halinde Antalya'ya yerleşmek niyetinde olduklarını belirten Işık çifti, "mutlu olup olmadıklan" yolundaki sorumuza ise, kesin bir tavırla "eyet" yanıünı veriyorlardı. Işık çifti ile görüşmemizden sonra tam teşekküllü Amerikan Hastanesi'ni gezdik. Hastane Başhekimi Yarbay Jacqliene Morgan, hastanede her türlü servisin mevcut bulunduğunu belirtti. Yarbay Morgan, "Çok acil haller halinde Türk hastanelerinden yararlanıyor musunuz?" şeklindeki sorumuza ise, "Hayır, acil halierde hastalan uçakla Tel Aviv'e gönderiyoruz" şeklinde yanıt verdi. Edindiğimiz bilgilere göre çok acil dunımlar haricinde Türk hastalar hastaneye kabul de edilmiyordu. Hastanede en çok dikkatimizi çeken şey ise, girişteki panonun üzerine iri harflerle Ingilizce yazılı "içkili araba kullanmak saçmalık" sözleri oluyordu. İncirlik Üssü'nde gezmemize izin çıkan diğer bölümler ise Türk subaylannın da yararlanabildigi yüzme havuzu ve cimnastik salonuydu. Toplusözleşme, grev ve lokavt yasası Baskan Kenan Evren: Cezaevlerinde işçi statüsünde personel çalışıyor mu? Adalet Bakanı Rıfat Bayazıt: Evet Sayın Cumhurbaşkanım, 150 kişilik kadromuz var; hatta 107 kişi ile toplusözleşme yapümıştır. Başkan Kenan Evren: Hepsi bir cezaevinde mi? Adalet Bakanı Rıfat Bayazıt: Bunlar şuralarda çalışırlar efendim: Ankara Yanaçık Cezaevi'nde, Ankara Çocuk Islahevi'nde, tzmir Çocuk Islahevi'nde Buralardakı ışyerlerinde çalışırlar. Başkan Kenan Evren: Cezaevinde grev olursa bütün mahkumlar kaçar. Adalet Bakanı Rıfat Bayant: Cezaevlerinde işçi statüsünde personel çalışmaz. Başkan Kenan Evren: Mesela, oralarda çalışan aşçUar ve temizlik işlerinde çalışan kimseler midir bunlar? Adalet Bakanı Rıfat Bayazıt: Hayır efendim, bunlar sanatkârlardır. Çabşma Bakanı Tnrhan Eseaer Onun için efendim, benim ricam, ju kıstastan aynlmayalım: Devlet için vazgeçilmesi mümkün olmayan hizrnetler grev yasağına konulsun; ama onun dışındakiler konulmasın. Başkao Kenan Evren: Yani işçiler gidiyor bir sanat öğreniyor. Orada bir grev olsa, gitmez, cezaevinde oturur. Adalet Bakanı Rıfat Bayant: Efendim, bakanlıkta çalışan diger işçilere teşmil etmiyoruz. Başkan Kenan Evren: Ben zannettim ki cezaevinin muhafazası ile ügih kimseleri söylüyorsunuz. Yoksa, dışandan istihdam ediüp ıslahevlerinde sanat ögretiyorsa bence gerekmez. Orgeneral Nurettin Ersin: Müsaade ederseniz memurlara da koyalım, değil mi? Başkan Kenan Evren: Memurlara zaten yok. Talat Sargın (Çalışma Bakanlığı Temsilcisi): Sayın Cumhurbaşkanım, melesa; Ayşe fırırunın bakımıyla ilgili kişilerden beş teknisyen çalışmadı, verilen görevi yapmadı; işveren de haklı sebeple hizmet aktine son verdi. Bu kişilerin yerine işçi alınmazsa fınnın faaliyeti durur. Başkan Kenan Evren: Doğru, Ankara'da Gazi Çiftliği'nde oldu, ben hatırlanm, hayvanların memeleri.sağılmadığı için pathyordu. Bıraktılar gjttiler ve hayvanların sütü sağılacak, fakat kimse sağmıyordu. Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide: Ceylanpınar'da da oldu; ama yapanlar belli idi Sayın Curnhurbaşkanım. Orgeneral Necdet Ürng: Efendim, sendikalar da bundan rahatsız şimdi. Sayın Şide*yi, özür dileyerek huzurumuzda tenzih ederim efendim, ama bir gedikli sendikacılık vardır ve başma konmuşlardır. Tabii hepsi Türklş gibi değil; ama bir DİSK tecrübesi geçirdik. 25 senelik sendikacılar vardır, hepsi emeklidir efendim. Hepsi emeklidir, 25 senedir sendikacıdır ve DlSK'i bu hale getiren bu sendikacılardır, bu liderlerdir; bugün 68 kişi. Buna mani olmak için koyduk biz bu prensibi. Bu prensip çok doğrudur; fedaklrlık edilmemesi gereken bir prensiptir. Bunun için efendim, üç, beş veya on tane sendikacı biraz daha fazla hizmet etsın gibı bir görüşle prensibi feda etmemek gerekir. Orgeneral Necdet Ürag: Emekliler tasfiye olsun efendim. Müddetini dolduran. on iki yüını dolduran gider, böylece yeni ve aktif bir sendikacılık doğar. Baskan Kenan Evren: Bu suretle, arkadan gelecekler var, onlan önden alalım da yavaş yavaş yetişsin bunlar, diye de düşünürler. Başkan Kenan Evren: Siyasi parti aday bulamazsa ne yapacak? Hâkim Tumgeneral Muzaffer Başkaynak: Aday bulamadığı takdirde, bulamadığı yerlerde seçıme katılamamış olacak. Başkan Kenan Evren: Aday buldu da milletvekili sayısının iki katı aday bulamadı. Bir ilde diyelim yedi milletvekili çıkaracaktı, on dört yerine on üç milletvekili adayı buldu ve on dördüncüyu de bulamıyor; çünkü kimse para yatırmıyor. Hâkim Tumgeneral Muaffer Başkaynak: O zaman seçime katılamayacak efendim. Devlet Bakanı tlban Öztrak: O zaman parayı genel merkez yatıracak. Başkan Kenan Evren: Aday olmak için verilecek para bir hayli tutuyor. Bir milletvekilinin aylık maaşını geçmemek kaydıyla, belirli miktar paranın yatırılması var. Başkan Kenan Evren: Doğuda kışın köylerle irtibatı kesilen yerler vardır. Devlet Bakanı tlhan öztrak: Sayın Cumhurbaşkanım, onun için buraya seçimin yapılacağı yer ve tarihi filan deyip bu yetkiyi Yuksek Seçim Kurulu'na bırakalım. Başkan Kenan Evren: Seçim yapılacak bölge eğer kış bölgesi ise, seçim tarihinı erkene alır. tsmet Yanıkömeroiln (Yuksek Seçim Kurulu Başkanı): Sayın Cumhurbaşkanım, seçimin yapılacağı yer tespit edilir, tarihi; o yörenin coğrafi yapısına göre Yuksek Seçim Kurulu'nca düzenlenir. Ancak bu şekilde güç şartlardan kurtulunabilir. Orgeneral Necdet Ünıg: Onu da düşündük efendim, hiç bunlara lOzum yok. O zaman parlamemo daha evvelki ara seçimlerin yapılması karannı aur efendim. Başkan Kenan Evren: Ara seçim değil bu. Moral takviye İncirlik Üssü'nde en çok dikkatimizi çeken diğer olay ise yaklaşık her binanın üzerine yazılmış bulunan "We are Ready" sözcükJeri oluyordu. Nedenini sorduğumuzda aldığımız yanıt ise, "Herhangi bir savaş halinde Amerikalı askerler için moral takviye" idi. Amerikalı ikmal subaylannın kaldığı binanın üzerinde ise ikmal subaylannın simgesi olan "Kızıldereli kafasf'nın yanında, tngilizce, "Doğru insanlar, doğru zaman, haydi şimdi" sözcükJeri bulunuyordu. İüssün içinde dikkatimizi çeken bir nokta trafiğin işleyişi gerçekten de üssün Türk komutanı Albay Taner Ergin'in belirttiği gibi Türkiye 'nin hiçbir yerinde bu kadar düzenli bir trafik işleyişi bulunamazdı. Üs içinde normal sürat 30 kilometreydi. Üssün içinde dikkatimizi çeken diğer nokta ise trafiğin işleyişi idi. Gerçekten de üssün Türk komutanı Albay Taner Engin'in belirttiği gibi, Türkiye'nin hiçbir yerinde bu kadar düzenli bir trafik işleyişi bulunamazdı. Üs içinde normal sürat 30 kilometreydi. Acil halierde ise arabalann 90 kilometre sürat yapmalarına izin veriliyordu. Ve işte İncirlik Üssü'nde gezimiz sona eriyordu. Gerçi tncirlik Hava Üssü'nün bir Amerikan mı, bir Türk mü, yoksa bir NATO üssü mü olduğu yolundaki sorulanmız yanıtsız kalmıştı. Ama Amerikalılann Türklere olan yaklaşımını çok açık görebilmiştik. İki gün boyunca bizlerle birlikte olan Amerikan halkla ilişkiler subayı Clemens Gaines, nizamiye kapısına kadar bizi getirdikten sonra "tam bir misafirperveriik" örneği göstererek, "Güle güle" bile demeden jipe atlayıp yanırruzdan aynlıyordu. Bizler ise sabah kalkıp da dönmeyen Amerikan uçaklan için kayıp işlemi yapılan ya da TUrk toprakları üzerinde "Türk Silahlı Kuvvetleri lnciriik Üssü" yazılı bir bölgede belirli bölümlere Cumhurbaşkam Kenan Evren, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, yakında emekli olacak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Ürug'un bile Pentagon'dan izin çıktıktan sonra girebıleceklerini öğrendikten sonra, "Burası bir Türk mü, NATO mu, yoksa Amerikan üssü mü?" sorulan ile aynlıyorduk. Uçak hangarlan Üste bizler için programlanan gezinin ilk gündem maddesini uçak hangarlan oluşturuyordu. tspanya'daki Torenjon Üssü'nden rotasyon usulü ile lncirlik'te bulunan F16 uçaklannın bulunduğu bölümdeki uçak hangarlan gerçekten çok ilginçti. Amerikalı bir subay, uçakların bulunduğu hangarlann "ancak çok güçlü nükleer bombalarla" imha edilebileceğini belirtiyor ve bir yandan da "Herhangi alarm halinde hangarlann kapılan 2 dakika içinde açüır ve harekât başlar" diyordu. Ücak hangarlan bölümünde, önümüzdeki Amerikalı askerlerin bulunduğu eskortla kısa bir tur yaptıktan sonra bir hangann önünde durmamıza izin verildi. Amerikalı askerler bir F16'yı yakından incelememize izin veriyorlardı. Ancak bizde yapımına başlanan bu uçağa fazla ilgi göstermememiz üzerine çok kısa bir süre içerisinde uçak hangarlannın dışına çıkanlıyorduk. Gundemin ikinci maddesinde Incirlik'teki havaalanı vardı. Her gün ortalama iki gidiş ve geliş olan havaalanının ise yalnızca yolcu bölümünü gezmemize izin çıkmıştı. Uste. bizleri gezdiren jipe bindikten sonra bu kez Amerikalı askerlerin çocuklannın bakıldığı krese geldik. Burada 24 yaş ve 46 yaş gruplan ZEVKU SEFA İncirlik Üssü'nde gorevliler için her turlu spor ve dinlenme olanağı sağlanmış. Olimpik ölçülere yakm havuz, kavurucu sıcakta bunalanlann derdine deva oluycr, bowling salonları sporcuların hivnetinde, ama Türk kamuoyunun bilgisi ancak bu çerçeveyle sımrlamyor. Bazı bölgeler var ki çevresinde kuşun dahi uçması mumkün değiL (Fotoğraflar: RIZA EZER) için iki ayn bölüm bulunuyordu. Türk gazetecilerinin geldiğini öğrenen çocuklar, çocuk olmanın verdiği "safük" içinde bizlere gülerek baktılar ve el salladılar. evliliğimden /eyncp isimli bir kınm vardı. Daha sonra Deniz ve Susan ismini koyduğumuz iki çocugumuz daha dünyaya geldi." Ahmet Işık, 1973'ten sonra rotasyon usulü ile tngiltere, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunduklarını söyledi. Kısa bir süre sonra Jngiltere'ye gideceklerini belirten Tilla Işık da Türkçeyi çok iyi anladığını, ancak konuşmakta biraz zorluk çektiğini bildirdi. Ahmet ve Tilla Işık çifti çocuklannın din seçmelerine kesinlikle karışmadıklannı ve bu nedenle nüfus cüzdanlanndaki dinle ilgili bölümü boş bıraktıklarını da söylediler. Emekli olduktan Işık ailesi 1973 yıhndan bu yana Amerikalı hemşire Binbaşı Tilla Taylor (Işık) ile evli emekli müzisyen Ahmet Işık, "tam bir sevgi evliliği" yaptıklarını belirtiyor. Ahmet Işık eşi Tılla Taylor ile 19711973 yıllan arasında Çankaya'daki subay kulübünde görev yaparken tanıştıklannı belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Daha sonra 1973 yüında evlendik. Benim ilk
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear