Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ZUMHVRÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yecan ile zaman zaman paniğe dönüşmektedir. Açhk, susuzluk ve aşırı yorgunluğun meydana getirdiği içgüdüsel hareket bu insanlann askeri taktiğin gereği kendi gerisine doğru olan bir hareket yerine, sırtlar, tepeler ve dağlan terk etttirmekte; düzlüklere ve vüksekliklerin oluşturduğu vadilere yönlendirmektedir. Bunun doğal sonucu olarak birlikler kaybohnakta, değişik fırkalardan (bugünkü tümen eşiti birlik) değişik asker gruplan oluşmaktadır. Başkomutanlığın 13 Eylül 1921 Dua Tepe taarruzuna ve kesin zafere kadar ulusal ordunun hazın bir öyküsüdür bu. ÖLÜM KALIM SAVAŞIMI Kaçışan bir büyük grup bir vadide birleşirler. Vadinin sonu geniş bir ovaya açılmaktadır. O\a hasatı >ıapılamamış, belki de zamanı geçmiş ekin tarlasıyla kapUdır. Ovanın bitiminde ufak bir köy gözükmektedir. Köyün camisinin minaresinde büyük bir beyaz çarşaf sallanmaktadır. Bu gelecek düşmana köyun şimdiden teslim olduğunun belirtisidir. Kaçışan büyük grup köye giden en kısa yol olduğu için, ekin tariasına dalar. Dalmasına dalar, ama herkes kesin bir emir ile karşüaşır: Hemşerim sağdan, hemşerim soldan. Hayret! Ekin tarlasında bir askeri birlik mevzilenmistir.Maksim ağır makineli tüfeklerin kırmıa şeritleri tüfeklere takılıdır. Mürettebat çok soğuk kanlı ve oldukça kararlıdır. Kaçışan gruplar emirlere aynen uyar. bkin taıiasının güneyindeki ve kuze>nndeki ON'a bitiminde köye ulaşırlar. Köyde çok daha büyük bir faaliyet vardır. Her fırkadan bir konakçı heyeti gelmiş, kaçışan gruplara yüksek sesle bağuinaktadır: On beşinci fırkadan olanlar bura>ra, elli yedinci fırkadan olanlar buraya, altmış birinci fırkadan olanlar buraya, beşinci Kafkas fırkasından olanlar buraya... Güneş, batıdaki ufkuna bir hayli uzaktır. Silah ve top sesleri yoğunlaşır. Vadiye süratle giren düşman ihtiyathdır. Taktik tertiplenmesini yeniden yapar ve taarnız düzenınde ovaya açıhr. Korkunç bir çatırdı ve cayırtı başlar. Köydeki görevüler kaçışanlardan yeni birliklerini teşki! etmekle beraber çok heyecanlı olduklan yuzlerindeki ifadelerinden rahathkla anlaşümakvadır. Düşman topçusunun ekin tarlasını yer yer tutuşturduğu görülür. Bu geniş ovayı, yanan ekin dumanları ve silahlarm barut gazları bir sis ve duman perdesi ardında bırakır. Muharebe bütün şiddetiyle devam eder. Güneş artık kaybolmuştur. Fakat ova, namlu ağız alevleri ve ekin tarlasındaki yangınlar yüzünden gündüze yakın bir aydmlıktadır. Her geçen dakika daha büyük bir silah tarrakası ve gürültülü yaratır. Hiçbir şey hızmdan kaybetmez. Bu, bir ölüm kalım mücadelesidir. Yaratılan gerçek manzarayı ne bir roman yazarı anlatabilir ne de bir fılm kamerası, senaryo da olsa, tespit edebilir. Ama çok uzun yıllar yine de romanlara, öykülere ve filmlere konu olarak yaşayacaktır. Geceyarısına doğru düşman tarafından gelen topçu ve ağır silah seslerinin zaman zaman azaldığı tespit edilir. Köydeki deneyimli eski muharipler bağrışır: 13. Alay gavuru bozdu! ve birbirlerine sanlırken, sevinçten ağlaşırlar. Kimdir bu 13. Alay? Hangi fırkaya bağbdır? Herkes birbirine sorar, fakat hiç yanıt alamazlar. Bugüne kadar bu 13. Alayı hiç duymamışlardır. Sonra durum anlaşılır: 13. Alay Amasya, Merzifon, Gümüşhacıköy, Tokat, Zile, Artova, Erbaa, Niksar, Turhal, Havza, Taşova, Ladik, Vezirköprü vb.. cezaevlerinden gönüllü olarak çıkanhp teşkil ve teçhiz edilip, kısa bir eğitimden sonra cepheye sürülen bir alaydır. SONUÇ Bu anıyı 5. Kafkas fırkası 16. Alayında görev yapan ulusal bağımsızhk savaşı gazisi babam merhumdan dinlemiş, belge ve yer tespiti de yapnuştım. Köy, Eskişehir ilimizin Kanlıpınar köyüdür. Şimdi bu anıyı, düşüncelerinden, basit eylemlerinden, haksızlığa karşı çıktıklanndan, soygun ve talana direndiklerinden, gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlann, iti ite kırdırma formülü ile tutuklanıp cezaevlerine konulan (bölücü ve vatan hıyaneti suçu işleyenler dışında) binlerce yurttaşunızın daha insanca bir açıdan değerlendirilmesi dileğiyle zamanı geldiği için kaleme aldım. Yurtseverlik kimsenin tekelinde değildir. Yurteeverlik Kimsenin Tekelinde Değildir Yurtseverlik kimsenin tekelinde olamaz. Hapislere düşmüş nice yurttaşımız da hiç kuşkusuz yurtseverdir. Kurtuluş Savaşı'nın Sakarya'da en bunahmh günlerinde büyük önder Atatürk'ün hapishanelerden getirterek kurduğu birliğin başansım unutmamalı; cezaevlerindeki yurttaşlarımızın durumunu bu açıdan da değerlendirmeliyiz. PENCERE 20 MAYIS 1987 Evreıfin Konuşması 14 Mayıs 1950'den sonra Celal Bayar Çankaya'ya yerieşince, çoğu kişi "ulkede demokrasi kumkkı, aıtk efeşfin' s&besttür" yanıkjısına kapıldı. Ne var ki Bayar'a dönük eieştiriler Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesinin kapsamında "Cumhurbaşkanma hakaret" sayılarak birbiri ardına davalar açılmaya başlandı. O dönemde savcı ve yargıç bağımsıztığı da yok. Çankaya'dan buyruk üstüne buyrukla dava furyası ortalığt sardı. 27 Mayıs eytemiyle iktidara geçen "Milli Birlik Konritesi" çıkardığı 235 sayılı yasayla 158'inci maddeyi yeniden dOzenledi; Cumhurbaşkanma hakaret, sıradan yurttaşa hakarette eşdeğerli sayıldı. 1961 Anayasası yargıçlara bağımsızlık ve güvence de sağlayınca, Çankaya etestiri kapsamına rahatça girdi. Bu otay şimdi "tu kaka" sayılan 27 Mayts'ın nice demokratik katkısından birisidir; Sayın Evren'e yöneiik her yazıda "fankk art nfyati" arayan "yakın çevre"deki kimilerinin bilgilerine sunulur. Bu zorunlu başlangıçtan sonra gelelim Sayın Evren'in konuşmasına. Cumhurbaşkanımızm 19 Mayısta yayımladığı "mesaj"da şu satırlann altını çizdim: " Ne acdır ki (...) bu büyük insan (Atatürk) için, aramadan çıkan bazı saptk düşunce sahipieri ve boyinleri örümceklenmiş zavallıiar tarafından sinsice, turiü yaian ve ifüralaria karalama kampanyası surdürülmektedir. Her mfflet topluluğu içinden elbette bu gibi tek tük hain yapılı kişiter çıkabilir. Ancak bu gibi hainlehn seneler geçtikçe azalacağma çoğalma eğiHmine girdiğini görmek, muhakkak ki hepimizl derinden üzmektodir. SevgiU gençler, (...) aranızdan bir kı&m saptk ideotoji sahipieri ve cumhuriyeti ytkmak, Mark&istLeninist veya şeriat dözenlne dayalı teokratik bir deviet kurmak hev&slileri çıkmış ise de bunlar mUletimizin ve siz gençlerimizin de yardımı ile her seferinde bertaraf edümiştir." Sayın Evren'in "Atatürk sevgisi"nde içtenlikli otduğuna inanıyorum; ama bu "sevg/"ntn duygu düzeyinden bilinçli bilgi alanına ne ölcüde yansıdığını bilemryorum. Çünkü 12 Eylül eylemiyle siyasal gücü eline geçiren Milli Güvenlik Konseyi, cumhuriyet tarihtnde hiçbir tutucu ve gerici iktidann cesaret edemeyeceği işi yapmış, Atatürk'ün 1924 tarihli "öğretim Biriiği Vasas/"nı kökünden yıkarak ilk ve orta öğretime zorunlu din dersleri koymuş; çok partili rejimden bu yana ötesinden berisinden kemirilen laiklik devrimine en büyük darbeyi vurrnuştur. Eğer Sayın Evren'in mesajında vurguladığı gibi "hainier seneler geçtjkçe azalacağma çoğalma eğfflml" gosteriyortarsa 12 Eylül yonetimi bu alandaki sorumunu düşünmelidir. MGK, 1980'ler Türkiye'sinde 1924'ün gerisine düşmek talihsizliğini Ostlenmiştir. • Atatürk'ün '•devrim" rejiminde "rek parfj"nin ilkeleri devletin anayasasına geçirilmişti. O dönemde yalnız "mürted" ve "Marksist" değil, "flbe/a/ ekonomi yandaşı" da haindi; "devlet düsmanı" sayılması gereken adamdı. Hele birisi ortaya çıkıp da "Amerikasa yaşayamaya" desindi, haddine mi duşmüştü? Atatürk'ün devrim rejimi tutariıydı; ama artık geçmişte kaldı. Çok partili rejime geçtiğimizden bu yana "tutariıhk" ortadan kalkmıştır. (Arkası 13. Sayfada) •k YILMAZ ERKEKOĞLU Emekli J. Kd.Albay Yıl 1921. Ağustos ayının Anadolu bozkm üzerindeki kavuructf sıcaklığı sona enniş, yerini eylül ayının sıcak, rüzgârlı, tozlu, dumanlı ve puslu eylül ayına devretmiştir. General Trikopis komutasındaki Birinci Yunan Kolordusu, Eskişehir ilimizin batı bölümünü işgal etmiş, Ankara'ya bir an önce ulaşmak,Kemalist ordulan ve Kemalist hükümeti tepelemek coşkusuyla güneyde Haymana'ya doğru ilerleyen Prens Andreas Kolordusu ile yanş halindedir. Dalga dalga saldıran Yunan tümenlerinin er ve erbaşlanna, Ankara'nın karşı dağlann arkasında olduğu söylenmekte, her şafakta başlayan ileri harekâtta personelin moralini yükseltmek için tümen bandolan saldıran Yunan birliklerini arkasmda coşturucu marşlar çalmaktadır. SAKARYA'DA SANC1LI ANLAR Ankara tehlikededir. Ulusal Meclisin içerisinde hükümeti bir an önce Kayseri'ye taşımak düşüncesinde olanlar ile "Ya Istiklâl Ya Ölüm" parolası ile hareket edip şehri terk etmek istemeyenler arasmda düşunsel tartışmalar yoğunluk kazanmaktadır. PolathAlagöz Köyü Başkomutanlık Karargâhı yoğun bir faaliyet içerisindedir. tki odadan teşekkül eden mütavazı köy evinin bir odasında Garp Cephesi Kurmay Başkaru Albay Asım Gündüz, değişik birliklerden gelen raporlan tahta masaya açtığı askeri bir haritaya işlemekte, Onbaşı Halide Edip Adıvar eski paçavralardan kırpıp yaptığı ve bir iğneyle tutturduğu, dost ve düşman birlik flamalarını yerlerine takmak üzere cephe kurmay başkanına verrnektedir. Mustafa Kemal öteki odadadır. Her beş dakikada bir verilen kahve fincaru ve öbür elindeki sigarası ile bu odaya gelmekte, işlenmiş haritayı dikkatle tetkik ederek emirler vermektedir. Sağ kaburgası kınktvr ve hiç oturmamaktadır. Halide Onbaşı tarafuıdan bir taasır sandalyeye arada bir oturtulduğu zamanİarda zihni ve bedeni yorgunluktan o derece yayılmaktadır ki, onbaşıya çok ufak olarak gözükmektedir. Tekalifı Milliye (Ulusal Zorunluluklar) kanununun nal, çivi, bez, çorap, göğnek, don, arpa ve buğday isteyen maddeleri ivedilikle bölgenüı doğusundaki yoksul Anadolu kasabalanna ulaştınlmaktadır. Hattı müdafaa etmeyip, sathı müdafaa eden ve her kanş toprağı kanlarıyla sulayan Kuvayi Milliyenin (Ulusal Kuvvetler) ağır kayıplanru karşılamak ve noksan insan varlığını tamamlamak amacıyla henuz düşman tarafından işgal edilmemiş illere telgraflar çekilmektedir; riafif ve ağır hapis cezalarmdan hükümlü olup halen cezaevlerinde bulunanlardan ulusal davaya ve Kuvayi Milliye'ye katılrnak koşuluyla isteyenler serbest bırakılacaklardır. Yüz otuz kilometrelik cephe boyunca kahramanca dövüşen Mehmetçık, kendisinden sayıca ve silah bakımından çok üstün olan düşman karşısmda geri çekilmektedir. Sakarya Nehri'ni çoktan terk etmiştir. Bu çekiliş, belirsiz bir korkunun verdiği he EVET/HAYIR OKTVY AKBAL OKURLARDAN Ankara'mn sokakları Arabanu sokağa park edip, altşverişe çıktyorum. tfitni bitirip geri dönduğümde de arabamm ön camına iîiştirilmiş bir mektupla karşüafiyorum, Mtktup traflk poüsinden, gönişmek uzere beni karakola davet ediyorlar. Gidiyorum, "arabannı park ettiğîniz yere yakın çtvrede bulunan eski bir binaya ait duvarlann birinde çöküntiı oldu. Diğer bazı arabalarda olduğu gibi, size ait oUunndo da ufak tefek çizikler tespit etlik. Deviet gerekti önlemleri almadığt İçin, size karşı suçludur. Buyurun ahn fu 200 markı, zarannızı telafl edin." Bu olay E Almanya'nm Hamburg kentinde, I970'li yülarda basımdan geçmistir. Şimdi, yedi yıldan beri Türkiye'de bafkent Ankara'da yasıyorum. Ekonomik açıdan ve diğer bazı konularda ne Türkiye'nin F. Almanya ne de Ankara'nın Hamburg olmadığıntn çok iyi bilincindeyim. Bu nedenle de ne başkent Ankara'mızdaki cadde ve sokaklann kaymak gibi ya da Hamburg'ıaki benzerlerinin duzeyinde olmasım istiyorum ne de devletin ihmatinden kaynaklanan ufak tefek hatta büyük zjararlann telafî edilmesini. tstediğim sadece şudur: Tüm kentlerimizde olduğu gibi, Ankara'mızm da cadde ve sokaklannda akıl abnaz ö'yle çukuriar, tümsekler, keskin kenarlı asfalt çöküntuteri, kınk kaldınmlar, demir kazıklar ve daha neler var ki, bütün bu obnamaa gereken, pek öyle paraya pula da dayanmayan tehlikeli çirkmliklerin Allah'tan diye bitinen otumlere örneğin, keskin kenarlı bir asfalt parçasının ya da kazığın arabamm lastiğini yaraladığını, bunun çıkacağan şehirlerarası bir yolculukta büyük kazalara neden olacağım düsünüyor, irkiliyorum. Iste bunun için dıyorum ki, bir insan, bir vatandas olarak önce benim hayaıımı tehlikelerden korusun deviet. Tabii, ne benim canım çok laılı olduğu ya da her şey bitti de bu kaldığı için değil boyle olması gerektiği için böyie yapmah deviet. Kırmızı kaldınmlarmıs, kaymak gibi asfaitlarmtş, vatandas olarak bunlar benim önde gelen isteğim olamaz. Bırakaum asfaltlar yamalı hatta engebeli olsun, kaldınmlar ciciti bicüi değU. Yürürken ayağım kmlmasın, arabamle giderken çirkin ve tehlikeli ihmaüerden ö'türü kim vurduya gidenlerden obnayvn, şimdilik bu bana yeter. Benim olduğu kadar daha nicelerine ait olması gereken bu mütevazt, bu haklı isteğe cevap verecek, bu isteğin hakkını koruyacak, ülkemizde bir kurum, bir yetkili yok mudur ki defalarca yazüıp çizilmesine karşın, tehlikeli çirkinlikler azalacakları, tamamen yok olacaklan yerde, cadde ve sokakları gittikçe daha da doldurmaktadırlar, vatandaşlara stresin ötesinde kin ve act vermektedirler. HALİL ERDAL ANKARA Bir 19 Mayıs Daha 19 Mayıs'ı kutladık. Gerçekten kutladık mı? İnançla, güvenle, cumhuriyet devrimlerini yeni aşamalara götürmenin kararlılığıyla!.. Burası çok kuşkulu!.. 19 Mayıs 1987'de Atatürk döneminin sevincini, coşkusunu, umutlu yarınlara özlemini duyduğumuz yok. Varsa yoksa, gericiliğe ve gerici kafalara ödünler vermek, çağdışı tutumlara boyun eğmek, bizi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak görüşlerin, düşüncelerin uzağında başka yollar, başka hesaplar aramak... Türkİslam sentezinin el üstünde tutukluğu bir dönemdeyiz. 19 Mayıs 1919'dan bu yana tam 68 yıl geçti. Laiklik, halkçtlık, devrimcilik, cumhuriyetçilik, ulusalcılık ılkelerinin artık bu toplumda en sağlam biçımde yerleşmiş olması gerekmez miydi? Oysa ne görüyoruz toplum olaylarına, siyasal olayiara, yönetim başındakilerin tutumlarına baktıkça: Tam bir gerileme, tam bir çözülme. tam bir teslımıyet... Kime? Geri kafalılığa, çağdışı düşüncelere, ılkellığe, bilgısizliğe... On dokuzyirmi yaşlarında yüksek öğrenim öğrencisi kızlar 'ilte de başörtüsü isteriz' diye direnişler düzenliyor. Şimdi baŞörtüsü örtecekler, yann çarşafa girecekler, öbür gün peçe takacaklar, derken kafesii odalara tıkılacaklar, parası olan erkeklerin üçüncü, dördüncü eşleri olmayı göze alacaklar, miras haklarından vazgeçecekler, ikinci sınıf bir yurttaş olarak yaşamayı sürdürecekler! Böylesine akıl dışı bir tutum şaşırtıcıdır, ürperticidir. Lise öğrenimi yapmışlar, yüksek öğrenime giriş sınavını kazanmışlar; hukuk, edebiyat, tıp, mühendislik vb. dallarda öğretim görmeye başlamışlar, ama kafalannın içi örümcekli. Nerede, nasıl yetiştiler bu gençler? Bunun yanıtı hazır: Gözlerimizin önünde!.. 1950'den sonra 'halkın tuttuğututmadığı devrimler' ayrtmı ile başladı bu geriye dönüş... İlk seçmeli din dersleri, imam okullarının açılması, din duygularının parti politikalarında geçer akçe olarak kullanılmasıyta... Kırk yıldır sürdürülen bu ödüncü politika, Atatürk devrıminden uzaklaşış, 'öbür dünya' görüşüne teslırn ofuş sonucu şimdi on dokuz, yirmi yaşındaki genç kızlar başörtüsü' diye tutturuyor, aynı yaşta bir bölük delikanlı da oruç tutmayanları öldürmeye kadar varan saldırıtara girişiyor... Bunu da dinsel bir tutum sayıyorlar!.. 27 Ekim 1922'de, yani 65 yıl önceye götürsem mi sizi? Meydanlarda, okul önterinde başörtüsü direnişi yapan öğrenimli genç kızlanmızı, oruç tutmayan arkadaşlarına öfkelenen delikanlan... Bilırim, Mustafa Kemal Atatörk'ü sevmezler onlar, birtakım örümcekli kafalar onları Atatürk'ten uzaklaşmaya, Atatürk devriminden koparmaya çalışmıştır, sonunda başarmıştır. Bunu biliyorum. Atatürk'ün öğütleri, sözleri onları etkilemez. Etkilenmek, uyanmak, bir şeyler almak, öğrenmek, çağdaş bilime, kültüre yaklaşmak gibi erdemlerden uzaklaşmışlardır, uzaklaştırılmışlardır, bunlan da biliyorum. Yine de 65 yıl önce bu ülkeyi düşman çizmelerinden kurtaran, emperyalist devletlere boyun eğmiş saltanattan cumhurryete geçiren, yer üstünde Türk ulusunu kölelikten, tutsaklıktan, horlanmaktan, ezitmekten çekip sıyıran, Türkiye Cumhuriyeti'ni saygın bir yere kavuşturan insan, bakın ne diyordu Bursa^ da öğretmenlere: "Bugünün çocuWarınr yetiştiriniz. Onları ulusa yararlı ınsanlar yapınız. Bunu sizden bekliyorum. Asıl kurtuluş, sosyal yapıdaki hastahğı bulmak ve iyileştirme yollannı aramakla ekte eoVlir. Ve ancak bilimsel yol tutulur DOGRU SECİLMİS TERZÎYLE FENİŞ ALÜMİNYUM un"YeHcili Doğrama Firmaları" "Alüminyum Sistem Doğrama"larınızı uzman kadrosuyla projelendirip,uluslararası standartla yapılannıza uygulasın. Yapılarınız seçkinleşsin... Lider firma Feniş garantisi ile,sizde doğru seçim yapın.Hem kazanın, hem çağdaş olmanın keyfini yaşayın. isimlef olfabetik sıraya göredır • KARADENİZ ALÜMİNYUM SAHIL CAD 1 BULANCAK/GIRESUN TEL: 13 25 • AKEL METAL SIRMA SOK 28/G SITELER/ANKARA TEL 348 17 88348 70 18 • METAL VE YAPI VATAN CAD EMLAK KREDI BLOKL C/2 BLOK D 7 FAT1H/ISTANBUL TEL 523 34 01 • AK METAL HURRIYET MAH DR CEMIL BENGU CAD ÇIÇEK SOK. 22 ŞIŞU/ISTANBUL TEL 148 53 98 • MİMAL ALÜMİNYUM DERNEK SOK. 8 GÜLTEPE/ISTANBUL TEL 168 59 88169 18 93 • AKSOY ALÜMİNYUM KÖRFEZ SANAYI SITESl 313/B 22 IZMTT TEL 19 496 • MİMKO ALÜMİNYUM OBALAR CAD. SZEKI BUGAY IŞHANI 18/8 ADANA TEL 21 346 24 450 • ALİMSAN ALÜMİNYUM SIRMA SOK 38 SITELER/ANKARA TEL 348 70 62 • MİMSA NUMUNEBAĞI CAD IMREN HAN 48/51 BAYRAMPASA/ISTANBUL TEL 577 21 76 • ALKON ALÜMİNYUM 1ZZETPASA MAH HRINARKA SOK 9 ŞIŞU/ISTANBUL TEL 140 38 77 • MUFİ ALÜMİNYUM SEKERCT SOK 14 AKSARAY/ISTANBUL TEL 524 53 27 525 4049 • ALTES ALÜMİNYUM SARIÇAM SOK. 36 SITCLER/ANKARA TEL 349 29 8384 • ÖMER TURHAN ALÜMİNYUM KARADENİZ CAD 42/A FATIH/İSTANBUL TEL 525 <?3 7677 • ALSA ALÜMİNYUM <ANARYA SOK 8 ÇAĞLAYAN/tSTANBUL TEL 133 01 64140 70 36 • PAN ALÜMİNYUM GENÇOSNMN CAD 88 ÇEUKTEPE/ISTANBUL TEL 164 68 19169 64 51 • ALSAN ALÜMİNYUM BAĞDAT CAD SARIGÜL SOK. 254/4 GÖZTEPE/ISTANBUL TEL 359 19 79 • SARICA IHLAMURKUYU YONCA SOK. 17 ÜMRANIYE/ISTANBUL TEL 335 50 35 • ALVA ALÜMİNYUM SAMSUN YOLU DEMIRCILER SITESl 962 SITELER/ANKARA TEL 133 07 72 • ŞİŞİKLER ALÜMİNYUM BAHARGÜLÜ SOK 5 KIZILTOPRAK/ISTANSUL TEL 337 26 02 • ARI METAL YENIKAPt. KATIP KASlM BOSTAN SOK 17/1 AKSARAY/tSTANBUL TEL 524 67 57 • TAÇHAN ALÜMİNYUM KARTALTEPE MAH AVAZ KÖYÜ YOLU BELEN SOK. 7 BAYRAMPASA/ ISTANBUL TEL 578 48 56 • ARİŞ h'JRRIYET MAh EGITIM SOK 42 ŞIŞU/ISTANBUL TEL 146 94 83 • TEKNIK ALÜMİNYUM ESENVURT DURAĞI BAGDAT CAD 211 ICMALTEPE/'ISTANBUL TEL 352 29 53 • A.SA ALÜMİNYUM KENET SfTESl 1479 SOK 16/' ALSANCAK/IZMIR TEL 22 21 5627 15 31 • TEKYILDIZ ALÜMİNYUM ÇAGLAYAN PARK SOK. 35 ŞIŞU/tSTANBUL TEL 147 20 17147 63 79 • DE*A ALÜMİNYUM CUMHURİYET MEYDANI 94 GAZIOSMANPASA/ISTANBUL TEL 578 12 96 • TOLON ALÜMİNYUM ÇAGLAYAN LSMON SOK 7 ŞIŞU/tSTANBUL TEL. 147 96 67146 71 28 • DENİZLI ALÜMİNYUM IZMIR ASFALtl SÜMER MAH 2492 SOK 22 DENIZU TEL 12213 • ERSUN ALÜMİNYUM CB/IZUK MAH HAMAM SOK 2<5 BAKIRKÖY/ISTANBUL TEL 571 47 18570 1C 17 • TOPALOĞLU ALÜMİNYUM KAYIŞDA& CAD 202 GOZTEPt/ ISTANBUL TEL 357 38 57 • ÜÇLER ALÜMİNYUM 3AĞDAT CAD. SÜMBÜL SOK 14 K MALTEPE/ISTANBUL TEL 362 87 4647 • GÜLTEKİN TALATPAŞA CAD BACADIBI OTO SOK 1/3 GÜLTEPE ISTANBUL TEL 168 13 29 • UNİVERSAL ALÜMİNYUM VENIHAL ALT1. N.KEMAL CAD 1517 BURSA TEL 40 527 • GÛROL ALÜMİNYUM ANKARA CAD 198 BURSATEL 19 72617 743 • YILMAZLAR ALÜMİNYUM ÇaKTEPE ÇELEBl MEHMET SOK. 5.4.LEVENT /ISTANBUL TEL 164 36 17 • IŞIKLAR ALÜMİNYUM HAIBOYI) CAD 24/B BAKIRKÖY/ISTANBUL TEL 571 7830571 04 53 • İKİLER ALÜMİNYUM KARPUZLU SOK 59/A SITELER/ANKARA TEL 348 74 88348 36 52 FENİŞ ALÜMİNYUM"Yetkili Doğrama Firmalan* FENİŞ ALÜMİNYUM "Dogru seçim'' Stad Han, Büyükdere Caddesi 85 Mecidiyeköy İSTANBUL Tel: 172 39 00 ( 6 H a t ) Tlx: 26455 Alu Tfx: 172 94 23 FENİŞ HOLDİNG"AJüminyum Grubu" Üretici Şirketler FENİŞ ALÜMİNYUM TERME METALFENİŞ SİSTEM Pazartama Şirketleri: FEMAŞ (İç) FEPAŞ (Dış)