02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER sonra ıse oğrencılere "Turkçe" olarak ders vermeye başlamalan "onşartı" yer abyordu Istanbul Unıversıtesıne gelen bu bılım adamları ıçerısınde en erken Turkçevı oğrenen ve oğrencılere ılk kez "Turkçe" olarak ders vermeve başlavan bılım adamı, azız hocamız Hırsch'tır 1986 vılı ıçerısınde memleketımi7e resmî bır zıvarette bulu nan Batı ^Imanya Cumhurbaşkanı ıle bırlıkte ve avrıca bundan bır ay kadar once tekrar vurdumuza gelen ve 1933 yılında azız hocamız Hırsch'le beraber Hıtler rejımınden kaçan Musevı asıllı hocalar arasında Istanbul Unıversıte'sıne davet edılen ve "Istanbul Iktısat Fakultesı Malıye Kursusu"nu kuran dunyaca unlu ve halen Frankfurt'ta "emerıtus" bır profesör olarak oturan ve o yer unıversıtesı rektorluğunde de bulunan ve Turk ıye'de geçen gunlerını "Boğazıçıne Sığınanlar" adlı bır 'anı" kıtabmda toplayıp vayımlavan malıyecı Fntz Neumark, azız hocamız E Hırsch'ın "Turkçe" oğrenmesı ıle ılgılı olarak o "anı" kıtabında bakınız ne dıyor: "Istanbul Hukuk Fakultesı'nde gorev vapan profesör Hırsch, aramızda, en gencımız dı Çok usta bır hocaydı ve çok kısa sure ıçınde Turkçe'yı başlangıçta yalnız sınavlarda cevapları anlayacak, ama hemen son ra da kıtaplannı bıle bu dılde vazabılecek kadar oğrenen ender kışılerdendı" (2) Profesör Neumark'ın da dedığı gıbı, azız hocamız Hırsch son derece "usta" bır hoca ıdı O, oğrencılerıne, "hukukî duşunce" kabılıyetını artıran pe dogojık bır yontemle ders verırdı O, oğrencının " k u r u ezbercılığı" terk ederek, kendı muhakeme kabılıyetını gelıştırmek suretıyle, kanun metınlerını maddı olaylara en doğru bır bıçımde uygulayabılme veteneğını elde etmesını ısterdı O, ders anlatırken kursude sankı bır or kestra şefı ımış gıbı, el ve kol hareketlen yaparak kursunun bır yanından obur yanına, durmak sızın hareket eder, asla oturarak ders anlatmazdı ve bu hareketlı halıyle de dershanedekı butun oğrencılerın dıkkatlerını ders bovu suresınce kendı uzerıne toplamayı başarırdı Kıtaba ve yanında getırdıeı ders notlarına bakmadan, kendısınden emın ve anlattığı konuya egemen bır tarzda "ırtıcalen" ders anlatırdı Hocamız E Hırsch, 1926 ta rıhlı eskı "Tıcaret Kanunu"nun Arapça ve Farsça kokenlı terım lerıne ve hatta pek çok Turk hukukçularının bıle anlatmakta guçluk çektığı ıfade tarzına, en ınce nuanslarına varıncaya kadar nutuz ederek Turkçe "konuşma" ve ' yazma" dılını öğrenmış, 4050 Alman profesör arasında, tek hocadır <\zız hocamız, sadece hocalık yapmakla kalmamış ayrıca da 1 ocak 1952 tarıhınde yuıurluğe gıren ve halen yururlukte bulunan 5846 sayılı "Fıkır ve Sanat Eserlerı Kanunu" ıle, 1 Ocak 1957 tarıhınde vururluğe gıren ve otuz yıldır vururlukte olan "Turk Tıcaret kanunu" tasarılarını bır kuruş bıle ucret almadan Turk Hukumetı adına "tek başına" hazırlamıştır 1 Hazıran 1981 gun ve 2467 sayılı ozel bır kanunla o zamanın Adalet Bakanı tarafından"Turk Kanunu Vledenısı ıle ılgılı çalışmalar yapmak uzere" 13 kışıden oluşturulan "huzur ucreth" komısvonun dort yılda ancak hazırlayabıldığı ve fakat her yonden hukukçuların buvuk eleştırılerıne uğrayan "Me denî Kanun on " o n tasarısı"nı dıkkate aldığımız takdırde, azız hocamız Hırsch'ın, soz konusu ıkı kanun tasansını, hıç ucret almaksızın hazırlamak suretıyle gosterdığı maddı fedakârhğı ıle, bılım çapının ne kadar buyuk olduğunu, bugun daha ıvı anlıyoruz SONUÇ Oğrencısı olmak ve ondan 'feyz almak mutluluğuna erıştığım gunden berı kendısıne karşı sonsuz sevgı, savgı ve hayranlık duvgularıvla "dopdolu" olduğum azız hocamın bu ıkıncı olum vıl donumunde ruhunu şâd'etmek ve ona karşı "vefa" borcumu veııne getırebılmek ıçın bu satırları vazıvorum Azız hocamız Hırsch, 1982 yılında Almanya'nın Munıh şehrınde, Turkıye'den Almanya'va donunceye kadar geçen havat hıkâvesını Almanca bır 'anı" kıtabında yayımlamıştı Daha sonra bu " a n ı " kıtabının Turkıye ıle ılgılı bolumlerı, ılk kez (bu satırların yazarının tavassutu ıle) Turkıve'de yayımlanan gunluk bır gazetede (3) tefnka edıldıkten sonra, bu defa, hocamızın once oğrencısı, sonra asıstanı ve daha sonra da meslektaşı olan Prof Dr ^ aşar Karavalçın'ın, Banka ve Tıcaret Hukuk Araştırma Enstıtusu Muduru olarakgosterdığı gavret sonucu, kıtabın tumu, 463 sayfa olarak 1985 yı lında dılımıze çevrılerek "HatıralarımKayzer Donemı, VVeımar Cumhurıyetı, Ataturk Ulkesı" adı altında vavımlandığı gıbı, azız hocamızın Turk Tıcaret Hukuku'na vaptığı buyuk hızmetlerıne karşı bır "şukran nışânesı" olarak, yıne aynı Enstıtu tarafından 1986 yılında, hocamızın Turkıye ve Almanya'dakı oğrencılerı, asıstan lar ı, dost ve hayranlannın ışbırlığı ve akademık katkıları ıle 918 sayfalık, "Prof Dr Ernst E Hırsch'ın Hatırasına Armağan" adlı "dev bır eser'"de yayımlanmış bulunmaktadır Turkıye'de bulunduğu vırmı vıllık oğretım hasatını oğrencısı ve meslektaşları tarafından sevılmek \e sayılmaktan kaynaklanan bır onur halesı ıle çerçeveletmesını başaran ve ıkı vıl once sonsuzluğa goçmuş bulunan, azız hocamız Hırsch'ın oğrencısı ıken, takdır ve teveccuhune mazhar olmuş ve sonra da olumune dek, mektuplaştığı eskı bır "dostu" sıfatıyla, onun hakkındakı kışısel kanı ve duygularımızı olduğu gıbı burada yansıtmayı, kendımız ıçın yerıne getırılmesı gereklı bır gorev savdiK O, ancak yuce Tann'nın pek nadır kullarına nasıp ettığı ınsanlık ve hocalık nıtelık ve becerılerını, kendı nef sınde toplamış ve bâkı kalan bu kubbede "bır hoş sâda" bırakabılmış fânı'lerden bırı ıdı Butun oğrencılerının, onun azız anısını sonsuza değın, savgı, sevgı ve hayranlık duvgusu ıle yaşatacaklanna ınanarak azız anısı onunde saygı ıle eğılıyorum (1)HorsiVV dmann Surgun \e Eğııım Yardımı (Alman dıl konuşan akademıs >enlenn 193^ ^onrası Turkıve \e ıltiLası) Frankfun 19^^ Ernst Reuter Mektuplar Berlın 19^2 VVılhelm Ropkc Mekıuplar 19'4 1966 Zurıh I f 6 Rudolf Nıssen Bevaz >apraklar snah V. apraklar Sıuıt gart 1969 (2lOrd P ol Dr Frılz Neumark Boğa zıı,tne Sıgınanlar (Turkı\e'>e llııca eden Alman ıhm suasel ve sanat adamları 1911 1953 Frankfurt Am Maın Aralık 19"9 Turkı,eNe çevıren Şefık Alp Baha dır Isl 1982 sh 6 ' (3) Mıllıveı Gazeıesı 10 kasım 1982 l"î Kasım 1982 30 MART 1987 Atatürk'ün (Jlkesinde Yirmi V ıl Hııkıık Hocalığı Hocamız E. Hırsch, 1926 tanhlı eskı "Tıcaret Kanunu"nun Arapça ve Farsça kökenlı terımlerıne ve hatta pek çok Turk hukukçularının bıle anlamakta guçluk çektığı ıfade tarzına, en ınce nuanslarma varıncaya kadar nufuz ederek Turkçe "konuşma" ve "yazma" dılını öğrenmış, 4050 Alman profesör arasında, tek hocadır CUMHURIYETTKV OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Vururlar merıkalı yazar Kurt Vonnegut, kıtabını yaktıran okulun yonetım kuruluna şoyle seslenıyor "Eğer sız ve yonetım kurulunuz, gençlerınızın eğıtımı üstündekı yetkılerınızı kullanırken erdemlı ve olgun davrandığınızı gostermek ıstıyorsanız, kabul etmenız gerekır kı, kıtaplan, hem de okumadığınız kıtaplan yargılayıp yakmakla, ozgur bır toplumda yaşayan gençlere çok kötu bır ders öğrettımz Karar verebılmelerı ve yaşamlarım surdurebılmelerı ıçın çocuklarınızı her turlu duşunce ve bılgıye açık tutmayı seçmelısınız " Polonyalı Stanıslav Baranczak da kendı sorumluluğunu şöyle ozetlıyor 'Bır yazarın tek bır sorumluluğu vardır, o da dunyaya ılışkın soyleyeceklennı eksıksız olarak ve sanatsal bakımdan katkısız bır bıçımde sunmaktır Yazar bu sorumluluğunu yerıne getırecekse, ıç ya da dış her turlu sansurden arınmış olmalıdır Boyle bır ozgurluk karşısında ne kadar bedel ödese azdır." Atılla Özkırımh ıle Celal Uster'/n hazırladığı "Yazarları da Vururlar" adlı derlemenın bır bolumunde çeşıtlı nedenlerle yazdıkları yuzunden başı yetkılılerle derde gırmış olan yazarlann, gazetecılenn lıstesı yer alıyor Sayfalarca uzayan bır lıste. Padışahlar değışmış, cumhunyet hukumetlerı değışmış, ama olay hıç değışmemış Her yonetım dönemınde yazarlann başları hep derde gırmış Işte Abdülhamıt donemmden bır yayın yakma ışlemı "Encumen mahzenınde toplanıp Çemberlıtaş Hamamı kulhamnda yakılması ve ımhası, şerefle akla gelen padışah hazretlerının yuce ıradelerı gereğınce, yuz ellı çuval zararlı evrakın kımse gormeyerek uygun bıçımde anılan yere naklı ıçın, nezaret daıresıne bıtışık hamamın bahçe duvarından bır geçıt açılmasıyla, bugun saat altı buçukta yakılmasına başlanılmış ve vaktın musaadesı ve kulhanın alabıldığı derecede saat on buçuğa kadar on çuval, mevcut olduğumuz halde yakılmış ve hepsı kul halıne geldıkten sonra su dokturulup mahvedılmış " Evet boylece "zararlı yayınlar mahvedılmış" oluyor, hoşgorusüz yönetımler bır "zafer" daha kazanıyor 1884'te Cendeı Havadıs gazetesı suresız kapatılır Suç da "Yıldız ve Dolmabahçe Sarayları arasında bır şomendöfer ınşa edıleceğıne" daır bır haber yayımlamış olmasıdır. llhan Selçuk, "Dışımızdakı ve Içımızdekı Sansür Gorevlısı" başlıklı yazısında sansurun görunmeyen yanını vurguluyor ve "Bu durumda yazar veya çızer, ıster ıstemez, kendı kafasına bır sansur gorevlısı oturtuyor" dıyor Pekı ne zamana kadar surecek bu Yanıt yıne llhan Selçuk'tan "Fıkır ozgurluğu ulkemızde geçerlı oluncaya değın, gorunur ve gorunmez sansür, yururlukte kalacak Matbaa, Batıda ıcat edıldıkten 250 yıl sonra Turkıye'ye gırebıldı Fıkır ozgurluğu kaç yuzyıl sonra ulkemızı yonetenlenn gumruğunden geçebılecek 7 Ya da halkımızın bılıncı, bu gumruğu ne kadar surede ortadan kaldırabılecek''" İSMAİL DOĞANÇAY Yargıtayll. Hukuk Dairesi eski Başkanı Ekım 19331953 arasında, önce Istanbul ve daha sonra da Ankara Hukuk Fakultesınde "Tıcaret Hukuku, Fıkn Haklar, Hukuk Felsefesı ve Hukuk Sosyolojısı, Pratık Hukukta Metod" derslerı okutan azız ve muhterem hocamız Ord Prof Dr Ernst E Hırsch'ı, bundan tam ıkı yıl once, Almanva'nın "KonıgsfeldScvvarzvvald" kasabasındakı evınde, geçırdığı bır amelıyat sonucu, 83 yaşında yıtırmıştık ERNST E. HİRSCH'İN HİZMETLERİ Saygıdeğer hocamız Turkıye'de bulunduğu bu yırmı yıl ıçınde yetışen butun hukukculann ya doğrudan doğruya ya da eserlerı ıle dolaylı olarak hocası olduğu gıbı, yetıştırdığı "bılım adamları" nedenıyle de bugunku kuşak hukukçuların da "hocaların hocası" durumunda ıdı Dıktator Adolf Hıtler'ın "ustun ırkçılık hışmıyla" bılmeden bıze yaptığı en buyuk ıyılık, ulkesınden kovduğu, her alanda pek seçkın ve dunya çapında, Musevı asıllı, bılım adamlarının çoğunun Turkıye'ye sığınmalarına neden olmuş bulunmasıdır Bızım kuşağın gayet vakından bıldığı uzere, unıversıtelerımız, Hıtler dönemınde "altın" vılllannı yaşadı Hıtler rejımınden kaçan çok değerlı bılım adamlarından 4050 kadarı vurdumuza sığındılar Rahmetlı Dr Reşıt Galıp'ın Mıllı Eğıtım Bakanı oldugu 19321933 vıllarında, Ataturk'un emır ve dırektıflerıvle, Isvıçre'den çağnlan Profesör Malche'nın hazırladığı bır rapor uzerıne, ozel bır kanunla, eskı "tstanbul Darultununu" lâgvedılerek, bugunku "Istanbul Unıversıt£sı"nın kurulması yonune gıdılmış ıdı Işte tam bugunlerde, Hıtler rejımınden kaçan bu Musevı asıllı 4lman hocalarla avrı avrı sozleşme vapılarak, bugunku "Istanbul Unıversıtesı"nın faalıyete geçmesı sağlanmış oldu Işte, azız ve savgıdeğer hocamız Ernst E Hırsch de, Istanbul Hukuk Fakultesı Tıcaret Hukuku Kursusu ıçın yurdumuza çağnlan o Alman profesorlerden bırısı ıdı İlk zamanlarda onları el ustunde tutup "baştacı" >aptık ve onlara geleneksel Turk konukseverlığını gosterdık Onlar da bunun kadrını bıldıler Butun bılım dağaraklannı ve yetkın çalışma yontemlerını comertçe genç Turk kuşaklarına aktardılar Hukuk, Iktısat, Tıp, Edebıyat, Dışçıhk ve Zıraat Fakultelerımızı bır Batı unıversıtesı duzeyıne çıkaıdılar Çok değerlı asıstan ve doçentler yetıştırdıler ve onların yetıştırdıİclerı o asıstan ve doçentler bugun unıversıtelerımızde profesorluk yapmakta ve o bılım vuvalarını onlar ve onların daha sonra vetıştırdıklen daha genç bılım adamlanmız ancak ayakta tutmaktadırlar Bu Alman hocalar, Turkıye'de kaldıkları uzun sure ıçınde, Turk bılım hayatına yazdıkları ders kıtaplan, makaleler, konfranslar ve hatta Turk hukumetı adına hazırladıklan kanun tasarıları ıle pek buyuk ve asla unu tulması mumkun olmayan genış kapsamlı bılımsel hızmetlerde bulundular Kışısel kanımca bızım yonumuzden en onemlı olan husus, kendı yer ve kursulerıne en ufak bır kıskançlık duygusuna kapılmadan gerçekten çok değerlı "Turk bılım adamları" yetıştırmış olmaları halıdır O Alman hocalar yıllar bo>u Turk oğrencılerını eğıtıp onlara bılımsel yontem ve araştırma şevkını aşıladılar Turk toplum havatına alışıp bızlerle ıvıce kaynaştı lar ve bızlerı, o sıkıntılı gunlerın de kendılerıne kucak açan "ka ra gun dostu" savdılar Turkı ve'vı ıkıncı bır anayurt edındıler Bu nedenle de, basta azız hocamız E Hırsch olmak uzere buyuk bır kısmı Turk vatandaşlığına gırdı Ikıncı Dunya Savaşı Adolf Hıtler rejımını tasfive ettıkten ve her şey duzelıp " b a n ş " geldıkten sonra, o zamankı unıversıte yonetıcılerının onlara karşı takındıkları olumsuz tutumun da etkısı ıle anayurtlan Almanya'ya donunce de vıne bıze kar^ı "vefalı" çıktılar ve bu vefalarını konuşmalarında ve yayımla dıkları anılarında (I) mınnetle behrttıler, havatta kaldıkları surece de "Turk dostu" olarak kaldılar TURKİVEYE BAĞLILIĞI Azız hocamız E Hırsch, Turkıve'den ayrıldıktan sonra da Turklerle olan ılışkısını kesmemış, tersıne gerek Hur Berlın Unıversıtesınde rektor olarak gorev yaparken ve gerekse "emerıtus" olduktan ve Batı Almanya'nın "Karaormanlar" mıntıkasındakı "sakın" ve buyuk bır bahçe ıçıne ınşa edılmış olan evınde bılımsel çalışmalarına devam etmeye başladıktan sonra da, onun evı oğrencısı ol sun veva olmasın her Turkun sankı bır "zıyaretgâhı" ıdı O, her Turk'e karşı gulervuz gosterıp ona yardım etmekten adetâ bu>uk bır zevk alırdı Işte bu yuzdendır kı, kendısı "Hur Berlın Unıversıtesı Rektoru" bulunduğu vıllarda, Alman meslektaşları, ona, yarı şaka, >arı cıddî bır ıfade ıle "Turk'ten daha çok, Turk taraftan", demekten bır turlu kendılerıra alamıyorlar dı Meslektaşlarının bu sozlerı dahı, onun, Turkrye've bağlılığını açıkca gostermektedır Istanbul Unıversıtesı'nın muhtelıf fakultelerıne Mmanva'dan çağnlan o şohretlı hocalarla yapılan sozleşmelerde, kendılennın ılk vıllarda tercuman asıstan, doçent veva 'Mmancayı lyı bılen, dışardan herhangı bırının vardımıvla ve fakat uç vıl OKT4Y AKBAL EVET/HAYIR Mektupların Getirdiği... OKURLARDAN PTT, paramızı çalıştırıyor 25.2.1986 tarihmde 442086 odenti makbuzu ile tercihlı telefon almak için 100 bin lıra yatırarak sıraya gvrerken, telefonun ocakşubat 1987 aylarında bağlanacağı soylenmışti. Fakat şubat 1987 ayında dağıtılan telefon listeleri ve tebligatlarda ısimlerimıze rastlanmamıştır. Sorulduğunda, "Bulunduğunuz semtte şebekemız olmadığı ıçın telefonunuzu veremiyoruz''' dediler, tabii bu gidişle ne zaman verileceği de şupheli. Biz tercihli telefon içın 100 bin TL 'yi PTT'ye yatırdığımız zaman bankalar uç aylık vadelere 21 bin TL net faiz veriyordu. Bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla paramız 14 aydır PTT'de çalıştınlıyor. Vatandaş olarak aklımızın ermediği bir husus vardır. Acaba PTT ticarethane mi, yoksa devletin resmi kurumu mudur? Bu nedenle bu mağduriyetimizi nasıl, nerede 350 bin liraya değil de 210 bin liraya mal edeceğimızi şaşırdık. Bu itibarla yetkililere seslenıyoruz, sorunlanmıza mutlaka bir çozum getirmelerini istiyoruz. HA YDAR SELAMİ DSI13 BÖL MUD ANTALYA telefon açıUs torenlerıne de katılıyorsunuz. Kent içınde yeraltı kablosu ıçin kazılar da yaptınyorsunuz. Gorunurde bir çalısma var gibi... Fakat benim, 13 yıl once muracaat ettiğim halde telefonum yok. Öyle ise, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. TURAN ALTUSTAŞ ADANA hava şartlanmızda da denenmesi gerekır. Bu da bilimsel araştırma muesseselerınde yapılabilir. Yabancı referanslarla yetinilemez. Buna da aldırış eden yoktur. Ote yandan pek çok hastahk ve bocekler tohumlukla taşmabılmek tedır. Topraklarımıza da pek çoğu boyle dışardan bulaşmıştır. Bır başkası, tohumluk pahalı bir nesnedır. Çıftçtnin gelırı genellikle az olduğundan yabancı tohum onlar ıçin yıkım olmaktadır. Vihayet teknik ozellikler \e bılgıye ihtiyaç gosterır. Lreticı hatalar yapabılmektedır. Yol gosteren yoktur. Sadece tohumluk ışinde bıle tutulan yol yanlıştır. Şımdı tum bunlara tarımda reform denmektedir. Bunun ıçın once guçlu bir kadro ister. Se bakan, ne musteşar \e çevresı tarımcı bile değildır. 4rabesk bır reform duşunuluyorsa o başka. \1A ISTANBUL Otobüslerin yetersizliği Istanbul'da İETT otobuslermin yetersızhği herkesçe bitiniyor. Ancak yetkilılerın bir noktaya dikkatlerîni çekmek istıyorum. Sarıgazı Lojmanları 'ndan Mecıdıvekoy 'e gıden 122 numaralı İETT hattından, sabah saatlerınde dığer duraklarda otobüslerin dolması nedenıyle Lmraniye ve Çamlıca halkı yararlanamamaktadır. Sabah saatlerınde otobuse bınmek mumkun olmamakta, hatta otobusler durmamaktadırlar. Dolayısıyla, Mecıdiyekoy 'e gitmek ısteyenler dolambaçh yolları seçmek zorunda kalmakta, bu da hem zaman, hem de parasal kayba neden olmaktadır. İETT yetkılilerınden sabah saatlerinde Umranıye 'den otobus kaldırmalarını rica edıyoruz. Llaşım sorunlarımız, boylece kuçuk olçude çozumlenmiş olacaktır. Saygılanmla SEZGI\ DOĞAı\ UMRAMYE TEŞEKKUR Oğlum Banş Ozankça'nın amehyatın; başarıyla yapan, maddı ve manevı yardımlarını esırgemeyen Cerrahpaşa Unıversıtesı Tıp Fakultesı KBB Kliniğı'nden Okurlardan gelen mektupları zaman zaman dosyalara yerleştırırım Içlerınden guncel sorunlara değınenlerın bu sutunda yer almasında yarar gorürum Öyle açıklamalar belgesel dıyebıleceğım yakınmalar var kı, yasaların gozunde kanıtlanması zor olduğundan onları bır yana ayırmak zorunda kalıyorum Falanca yerdekı okulda ya da devlet daıresınde bellı bır partının mılıtanları ortalığı kasıp kavuruyormuş, ya da aşın sağcılar şurda burda öbekler oluşturmuş, kendılennden olmayanları ordan oraya savuruyorlarmışi Bu tur mektupları gereklı bıçımde ıncelemek, bu tur olayların gerçeklere ne denlı yakın olduğunu soruşturmak gerekır Bu yuzden bana gonderılen 'belgesel' nıtelık taşıyan bu tur mektuplara bu sutunda rahatlıkla yer ayıramıyorum Bugun sıze ıkı ılgınç mektup sunacağım Bırıncısı yaşlı bır aydın okurumuzdan gelıyor ulkemızdekı dın eğıtımının gunden gune nasıl tehlıkelı bır duruma geldığını belırtıyor Ötekı de 23 Nısan bayramında aılelere yukletılen 'gıysı' sorununu dıle getırıyor Ödemış'ten M Tuzel yazıyor "llkokulda çocuğu bulunan bınlerce velıden bırısı olarak sızlere ıletmek ıstedıklerım var Konu, 23 Nısan Ulusal Egemenlık ve Çocuk Bayramı ıle ılgılı Bılındığı gıbı, Ataturk bu bayramı çocuklarımıza armağan etmıştır Her yıl bu bayram coşkulu törenlerie kutianır Değınmek ıstedığım çocukların kıyafet sorunu Öncelerı her ılkokulda olanaklar ölçusunde bır ızcı takımı kurulur, oğrencılerın bır kısmı bu özel kıyafetlı takıma gırer, ötekıler ıse normal okul önluklu kıyafetlerıyle bayram torenlerıne katılırlardı Oysa son yıllarda bu tur bayramlar bazı kışılerın para kazanmalan ıçın duzenlenen torenler oldu' Her yıl çocuk gıyımı ıle uğraşanlar, gerek ılkokul mudurlerı ıle ve gerekse Mıllı Eğıtım mudurlerı ıle fazla samımı olma yoluna gıdıp, çeşıtlı hedıyelerle onları kandırma ve okulların kıyafet ışlennın kendılerıne verılmesını sağlama durumuna girıyorlar Bu ışlerde neler dönmu1 yor neler Bır araştırılsa, kımbılır neler çıkacak ışın altındarY? Kendı partılılerını kayıranlar mı ıstersınız7 Partıye yapılan ba7 ğış karşılığı bu ışı alan tuhafıyecıler mı Çocuklarımız bızım her şeyımız Hıçbır ana baba çocuğunu üzmek ıstemez Ne var kı, herkesın belırlı bır butçesı var Dışınden tırnağından arttırıp çocuğunu okutanlar var Arkadaşı yenı, pırıl pırıl gıysılerle bayrama katılırken, kendı çocuğunun boynu bukük şekılde, önlukle katılmasını hangı ana baba ıster? Sıze seslenıyorum Sayın M E B yetkılılerı, ılle de bırılennın para kazanması mı gerekır? Ille de bazı dar gelırlı aıle çocuklarının uzulmesı mı gerekır' Her çocuk torene önluklerıyle katılsa, yenı bır kıyafet zorunluluğu olmasa hele hele yalnızca bır gun ıçın gıyılecek bır kıyafete bunca para odenmese ne olur? Bılıyorum, boşuna bu duşunceler Işte, gelıyor 23 Nısan, ama neşe dolmuyor ınsan1 Yıne okul muduru çağıracak, gıdeceğız "Oğlunuza ya da kızınıza ışte şu üç kıyafetten bırını seçınız Zorunlu değıldır Kıyafet seçımı yapan velı o kıyafetın satıldığı mağazaya gıdıp alacak" dıyecek Istemesek de, çocuğumuz ağlayıp yalvaracak ve kıramayacağız onu Beğensek de beğenmesek de, ucuz da olsa pahalı da, gıdıp alacağız Bırılerı köşeyı donecek, bırılerı de "sana bu kadar mal sattırdım. benı gör" dıyecek Olanlar kıme olacak, zararı kıme bu ışın' Yazık değıl mı?" Istanbul, Kadıkoy'den R Hacaloğlu yazıyor "Imam hatıp okulları dın adamı yetıştırmek gereksınımı duyan CHP dönemınde 7, ayağının tozu ıle Turkçe ezanı Arapçaya çevıren 10 yıllık DP dönemınde dahı 5 daha eklenerek (kı nufus artış oranına paralellık taşıyor) 12'ye yukseltıldı Suleyman Demırel ve MC hukumetlerı dönemınde 240'a, 12 Eylul dönemınde ımam hatıp lıselerı toplamı 340 sayısına yukselırken(bellı kı belırlı bır hedefe ulaşmak gayretı ıçınde)uç yıllık Özal ıktıdannda, bunca ılk ve ortaokul ve dığerlenne gereksınım varken, 401 yerde ınşaat, buyutme, pansıyon ve tesısler yanında 386 lıse ve 721 ımam hatıp ortaokulunda oğrencı sayısı 231 654'e yukseltıldı llahıyat Fakultelerıyle Islam enstıtulerı bu sayının dışındadır Turkıye'mızde 51 000 camı, 11 000 mescıt ıçın 62 000 ımam, 67 ıl 637 ılçe ıçın 700 muftu, 2100 vaız kardosuyla toplam 64300 dın adamı kadrosu olduğu, ölüm, ayrılma, emeklılık nedenıyle (Arkası 13. Sayfada) Dr ORHAN SUNAR'a Dr. TARIK ATAĞOĞLU'na Dr. İRFAN PAPİLÂ'ya ve Hemşıre HALtDE SAĞIR'a teşekkuru borç bılinm ALİ ÖZARIKÇA Tarım Reformu t\ice ihmallerden sonra tarımın yenıden canlandırılması ıçin gırışımler var. Bır takım ayrıntılar da veriliyor. Çoğu parasal nitelikte. Pek azı ise teknolojik. Orneğin tohumluk konusuna yer venlmış. O da, bu materyalin ithalmden ıbaret. Tohumluk, tarımın temel konularından biri Hayati değerde. Hiç goz boyamaya gelmez. Oysa bu işler, şımdiye değin bir zahire tuccarı kafası ve tavnyla yurutulmustur. Bır defa kârlı dıye her onune gelen tohum ticaretıne dalmıştır. Adam, ne anlar, ne anlamaz kurcalanmamıştır. Sonra tohumluk materyalmın kendı çevre, iklim, toprak, ELEMAN ARIYORUZ Seçkın bir gazetenin abone kampanyasında çalışacak, kulturlu bay ve bayanlara yuksek gelir olanağı... Şahsen muracaat. Alaykoşku Caddesı, Eryılmaz Sokak No 13 CağaloğluİSTANBUL 13 yıldır telefon bekliyorum 28.3.1975 tarıhınde, Adana TelgrafTelefon Merkez Mudurluğu'ne muracaat etmiştim. 1975 tarihmde 42 yasındaydım, şimdı (1987) tam 55 yaşındayım. Tam 13 yıl PTT'den telefon beklemişim. 1975'te çocuk yaşta olanlar, 1987'ye dek buyuduler. Tercihlı, super telefon parası verip, birer ikişer telefon aldılar. Ben emekli oldum. 13 yıl bekleye bekleye ihtiyarladım. \ormal yoldan sıram gelıp de telefon alamadım. Adana PTT Merkez Mudurluğu'nun, dilekçeme verdiği yamtta: "1972 tarihine kadar olan talepler karşılanmıştır... 27319 sırada kayıtlısınız... Yeterlı santral ılavesi yapıldığında muracaatınızın karşılanması mumkun olacaktır" deniliyor. En iyi niyetlerle daha 3 yıl bekleyeceğim. De\leümm telefon sırasmda 16 yıl bekledikten sonra, sanırım omrum, sıraya kaıuşamadan gelip geçecek. Sayın blaştırma Bakanı, 8. Ulaştırma Şurası'nda, "hedefin her aıleye bır telefon" olduğunu soyledıniz. Daha öncelerı de, "Telefonsuz koy kalmayacaktır'' dıyordunuz. Bunun yanında, otomatık BIR DÜNYAYA... l\apris'e xxhoşgeldin// diyelim. Kapris, kadınlara yepyenl seçkin bir hayati müjdeliyor. Kapris benzersiz, çekici üslubu ile herkesi peşinden koşturacak, erkekleri de... Daha önce görmediğiniz güzellikteki sayfalarında nefis mutfaklardan tadacak, özel kişilerle tanışacaksınız. Kapris modasından esinlenecek, rüya gibi seyahatlere çıkacaksınız. Kapris'e hoşgeldin deyia Kapris'in renkll harika dünyasına siz de katılın. RENKÜ.HARİKA ZEVK IÇİN YAŞAYAN.AI? MODERN KLASIKLER KALİTE 1AN S'MA? AYLIK DERGI • BOYUTLAR 23X27 5 c m • KAPAK 130grKUŞE IÇ SAYFALAR 90 qr KUŞE • TUM SAYFALAR RENKLI • FIYATI 1 500 TL 1 NİSAN'DA ÇIKIYOR!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear