02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30MART 1987 CUMHURİYET/13 tpek Yolu'na soluk VtRANŞEHİR (MA.) lpek Yolu tizerinde bulunan kaçak yapılann yıktırüması için çahşmalara başlandı. Şanhurfa Valisi AipaslaB Karacsn, Mardin'in Silopi iie Şaniıurfanm Viranşehir ilçeleri arasında, lpek Yolu üzerine yaptınlan kaçak yapılann yıkünlması iie benzin ve mazot kaçakçılıgının büyük ölçüde önlenecegini belirtti. Irak'tan dönen tankerlerin yol kenannda kaçak oiarak yaptırüan kulübelere düşOk fiyatla yakıt sattıklanıun tespit edüdiğiai vurgutayan VaÛ Karacan, bunu önJemek için gecekondu türündeki yapılann yıkımının zorunJu taale geldiğini kaydetti. 2G0 milyonluk naylon fatura tSKENDERUN (a*.) Iskenderun'da piyasaya naylon fatura sürcn ikisi kardeş, 3 kişi tutuklandı. îskenderun Emniyct Amirliği yetkililerinden alman bilgiye göre, bir matbaaya sahte evraklarla fatura bastırmak isteyen Ahmet Birmaç iie kardeşi Ali Binnaç ve Osman Çelik'in dunımundan şüphelenen matbaa sahibi, durumu emniyet amirliğine biidirdi. îtabar uzerine Ahmet Birmaç, Ali Birmaç ve Osman Çelik'in ev ve işyerlerinde yapılan aramada piyasa değeri 200 milyon lira olan 60 cilt naylon fatura ele geçirildi. Birmaç kardeşler ve Osman Çelik, ilk sorgulamalan sonucu tutuklandılar. BURŞA (UBA) Uludağ Üniverskesi Tıp Fakültesi'nde, kan bağışında bulunanlara ücretsiz AIDS testi yapılacak. Tıp Fakultesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kaya Kıiıçtnrgay ve Doç. Dr. Okan Töre, yaptıklan açıklamada, Tıp Fakultesi'nde kan stoklannm tükendiğini bildirdiler. Kan bağışını teşvik etmek için bağış yapanlara AIDS testinin ücretsiz uygulanacağV nı belirten doktorlar. kanında AIDS viriisü olduğu saptananlann isimlerinin TOKYO (Reuter) Yasuhiro Nakasone hükümetinin geçen gürüerde tutuiacafpm söylediler. gizli aldığı karardan sonra yürurlüğe giren yüzde S oranındaki satış ver Doç. Dr. Okan Töre, araç gisini protesto etmek amacıyla, Japonya başkentinde bir yürüyüş gereç ve ilaç ureten firmadüzenlendi. GöstericUerin ön sıralannda, işçi sendikalan temsilcilann AIDS'i körükleyerek leri yer aldu Yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı yürüyüş sırasında, hü halk arasında paniğe neden kümet aleyhinde sloganlar anldu Protestoculann gösterisi, herhan olduklarını öne sürdü. gi bir olay meydana gelmeden sona erdi. Kanbağışına formül Kapıkule'ye 14 free shop ANKARA (ANKA) Maliye ve Gümrük Bakanhğı Gümrükîer Genel Müdürü Ertan Cireli, Kapıkule'deki 14 free shop'un haziran ayında açılacağını bildirdi. Cireîi, Kapıkule'de karavaıdarda yuriitülen satışların derli toplu mağazalafda yapüacagım söyledi. Cireli, Ankara ve Istanbul'daki toplam 42 mağazanm ise (shopping center> temmuz ayında açüacağını kaydetti. Genel Müdur Cireli, 24'ü Istanbul Atatürk Havaalanı'nm, 18'i Ankara Esenboğa Havaalanı'run FRANKFURT (Reuter) Sert ve yoğun geçen kış mevsiminin ar yakmında oian mağazaladından, Avrupa, birden bire bahan yaşamaya başladı. însanlar parknn yapım çalışmalarının lan doldururken, hayvanat bahçesi sakinleri de odalanndan çıka özel sektör tarafmdan yaprak, kendilerini bahar güneşinin ıhkhğına bıraktılar. Frmkfurt Hayişletdevret modeli iie sürvanat Bahçesi'nin 6 aylık gorili Horst da annesi Dorett Ue yaşamı dürüldüğünü ifade etü. run ve yüın ilk "ılık pazan "nı geçirmenin sevinci içindeydL Yüzde 5 vergiyi protesto Horst'un ilk ılık pazarı HABERLERİN DEVAMI Muhalefetten karşdamaya tepki Erdemir'de 8 yıldır bitmeyen çile IŞIK KANSU KARADENİZ EREĞLİ İşçile rin 8 yıldır serbest toplu pazarlık sonucu toplusözleşme yuzu goremedikleri Erdemir işyerinde sendikal yetki konusunda tam bir kördüğum yaşanıyor. Bu kördüğumün yaratıcıları arasında başta ANAP iktidan olmak üzere, işveren, sendikalar, işçilerin kendisi bulunuyor. Yetki kördüğümünün çözülmemesinde başrol oynayan ANAP iktidarı, OıomobilIş Sendikası'nın toplusözleşme yetkisini almasına çeyrek kala şöyle devreye girdi: Toplu tş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası uyarınca bir işyerinde toplusözleşme yetkisi alabilmek için, o işyerinde çalışan işçilerin yüzde 50 artı l'inin bir sendikaya üye olması gerekiyor. Bu barajı aşan sendika toplusözleşme yçtkisini almış oluyor. Erdemir işyerinde 7 bin 888 kişi çalışıyor. Bunlardan 2 bin 102'si sendika uyesi olamayan A tipi personel, 9'u öğrenci ve 153'u guvenlik görevlisi, 5 bin 624'ü de B tipi personel. Erdemir'de A tipi personelin ayn bir statusü var. A tipi personel, ayrı bir yönetmelik uyarınca çalışıyorlar ve işveren bu personele, B tipi personelden çok daha fazla ücret ödüyor. Sendikalı olabilme özellığine sahip A tipi personel, yüksek ucret aldıklan için ve işveren tarafından işyerinde imzalanan toplusözleşmelerle verilecek haklardan çok daha fazla haklara sahip olduklarından, sendikalara girmiyorlar. B personeli ise sendikalı işçilerden oluşuyor. Bu noktada düz mantıkla düşunuldüğünde, işyerindeki yetki barajı için, yetki alacak sendikanın >apacağı toplusozleşmelerden yararlanacak olan yalnızca B tipi personelin sayı. auun göz önüne alınması gerekiyor. Neden? Çunkü A tipi personel, toplusözleşmelerin getirdiği hiçbir haktan doğrudan yararlanmıyor da ondan. Oysa bugünkü uygulamayla, yetki barajı belirlenirken, 5 bin 624 B tipi personel sayısına 2 bin 102 A tipi personel sayısj da ekleniyor. Kimin isteğiyle? Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanhğı'nın... Bu nasıl gerçekleşti? Bağımsız Otomobillş Sendikası 4 bin 102 üyesi olduğunu belirterek, 1985 yılında işyeri yetki tespiti için mahkemeye başvurdu. Zonguldak 1. lş Mahkemesi, 22 Şubat 1985 gür.ü Erdemir'deki toplu işci sayısından A tipi personel, 153 guvenlik personeli iie 9 öğrencinin sayısı düşuldükten sonra kalan işci sayısı göz önüne alınarak, Otomobillş Sendikası'nın yuzde 50 artı 1 barajını aşıp aşmadığının belirlenmesi için dosyayı bilirkişiye gönderdi. Mahkemenin bu kararından sonra, kararı veren Zonguldak 1. İş Mahkemesi Yargıcı Nuray Turcan, önce Alanya'^ daha sonra da Çaycuma'ya atandı. personelin yetki sayısına dahil edilmesini istedi. Sonuç? Mahkeme, A tipi personelin, işyeri yetkisi belirlenirken goz önüne alınması gerektiğine karar verdi. Karar temyiz edildi. Yargıtay da bu kararı onayladı. Yargıtay'ın kararı onayladığı gün de ANAP iktidan bir kez daha devreye girerek, leşmil kararnamesını hazırladı ve devreye soktu. Erdemir'deki teşmil kararı gereğince, teşmil A tipi personele uygulanmayacaktı. Yani, Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanhğı'nın ısrarla savunduğu, işyeri yetkisinde sayılan göz önüne alınması gereken A tipi personele... Bağımsız Otomobillş Sendikası1 nın 1986 yılındaki yetki istemleri de çeşitli gerekçelerle kabul edilmeyince, 8 yıldır toplusözleşme yapılmayan işyerindeki işçiler, yılgınlık sonucu TurkMetal Sendikası'na kaymaya başladılar. Erdemir'de işçilere karşı işveren baskısı, bir sendikadan öbur sendikaya geçen işçilerin çelişkili hareketleri Ue birlikte başladı. tşten atılmalar, ihtarlar ardı ardına geldi. Erdemir'de bugün hâlâ hiçbir sendika, görunuşte, yetki barajını asabilmiş değil. Gerçi TürkMetal Sendikası'nın Otomobillş Sendikası'ndan daha fazla uyesi olduğu seâliyor, ama bir kaygan zeminde hareket eden işçilerin, ne zaman hangı sendikadan istifa edip öburune geçecekleri belli değil. Şu andaki duruma ılişkin taraf sendikalar ne diyor? Turktş'e bağlı TürkMetal Sendikası Ereğli Şubesı Sekreteri tlhami Erdoğ, 4 martta bakanlığa yetki istemi için başvurduklarını belirtiyor. tlhami Erdoğ, 4 bin 800 üyeleri olduğunu ileri sürerken, şöyle konuşuyor: "Erdemir'deki bazı iisl kademe yoneticfleri He göruşmeler yaptık. TürkMetal'in kendisine has agıriığını ortaya koyduk ve işçilere yuzde 25 avans verilmesini sağladık. Bunun vanı sıra olobus servisinin gitmediği bölgeler vardı. Yine sendikamız sayesinde bu bolgelere servis konuldu. İşte, bizim yetki almadan japtığıraız hareketler." TurkMetal Şube Sekreteri, bu noktada Cumhuriyet'in "Neden işveren iie diğer sendikalar böyle bir diyaioğa giremivoriar da, siz giriyorsunuz?" sorusuna da şu karşılığı veriyor: "Biz güçlü sendika oldugumuz için. Cıltz bir sendika yerine bizim isteklerimizi yerine getiriyor. Biz yüzde 5l'i sağlamadan önce bir defa dahi işverenin kapısına gidemedik. İşveren isteklerimizi j'erine getirivor. Çünkü, >ann, öbür gün yetkili sendika oiarak karsdanna dikilecegimizi biliyor." Erdoğ, Erdemir'de üretimi 2 milyon tona ulaştıranlann, çalışkan Erdemir işçisi olduğunu da vurguladıktan sonra, "Bunda Erdemir Genel Müdiini Saym Tümer Özenç'in de fonksiyonu vardır" diyor. OTOMOBtDtŞ: "TÜRKMETAL'tN ÇAĞRISI NAYLON" Otomobilİş Sendikası Genel Sekreteri Celal Özdoğan ise, TürkMetal'in yetki tespiti isteminin naylon olduğu görusunde ısrar ediyor. Otomobiltş'in Erdemir'de fıili oiarak çoğunluğu sağladığı görüşunü yineleyen Özdoğan, sonuçta Erdemir'de yetkili sendikanın belirlenebilmesi için en kısa ve en demokratik yolun referandum olduğuna inandığını belirtiyor. Ozdoğan'ın, TürkMetal'in çağnsı konusundaki göruşleri de özetle şöyle: "ANAP iktidan, Erdemir'de fiili çoğunluğu bize lanımamakta, sendikal alanda vedek gucu olan TiirkMetal'i Erdemir'de çoğunluğu olmadıgı halde, >etkili kılmak istemektedir. ANAP iktidannın bu polilikasını Erdemir'de hayata geçirme>e çalışan paralı Genel Muduru Tumer Özenç. işyerinde lam bir TürkMetal Sendikası militanı gibi çalışmış, işçilerin uzerinde baskılar kurmuş ve son oiarak da yetkili sendikanın en kısa yoldan belirlenebilmesi için referandum Ue ilgili dilekçe haklannı kullanan 7 u>emizi işten çıkarmış. 300 dolayında arkadaşımıza disiplin cezası vermiştir. ANAP iktidan yasal yollardan Erdemir'e giremeyen TurkMetal'i yönelim teröni iie işverine sokmak istemektedir. TürkMetal Sendikası'nın Erdtmir'de >üzde 50 artı l'i voktur, yaptıgı çagn sahtedir." Erdemir işyerinde en az uyeye sahip sendika da ÇelikIş Sendikası. Çeliktş Sendikası Şube Başkanı Mehmet Özhan da, 280 dolayiarında uyeleri olduğunu belirterek, Erdemir'de en iyi çözümün referandum olduğu kanısını ileri sürüyor. EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) halen 2.640 kadronun boş olduğu, bunun yanında 38500 öğrencinin mezun olduğu beliriendi. 11 yıl içinde 42.000 imam hatip liselerini bitirmiş kişi, yargıç, avukat, yönetici, öğretmen, mühendis oiarak unrversiteden mezun oldu. Araşlırma sonunda meslek liseleri iie öğrencilerinin sayılannda azalma görülürken imam hatip mezunlannda önemli artışlann göze çarptığı, halen 28.679'u kız, 231.654 öğrenciye karşılık, erkek meslek liselerinde 166.960, kız meslek liselerinde 63.160 ki, toplam 230.120 öğrenci öğrenim görüyor. Gereksinim duyulan tarım meslek liseleri 1980 yılında 36 iken bu sayı 16'ya yine 1980'de 28 olan köy ebe okulları 8'e düşürüldü. Ticaret ve turizm okulları sayısı aynı dönemde 230'dan 219'a öğrenci sayısı 99.877'den 92527'ye düşerken sağlık okullarının sayısı 93'ten 91'e, öğrenci sayısı da 19.230'dan 18.769'a indirildi. Son günlerde kurtuluş bayramı nedeniyle Bayburt'ta toplanan bakanlann iki imam hatip okulunun daha açılışını yaptıklarını gazetelerden öğrendik. Bütün bunların yanında ancak 31 Mart ve Kubilay olaylan paralelindeki olaylara eleman yetiştirmekten ileri gidemeyecek çağ dışı ortamda yetiştirilen yüzlerle yatılı Kuran kursları (ki 18 yıl önce Düzce'nin 30 Km. batısında bir dağ köyünde bunlardan birini görmüş ve şaşakalmıştım) köy ve şehirlerde 70.000' in üstünde olacağını düşündüğüm Kuran kursları, ilk, orta ve liselerde mecburi din dersleri laik Türkiye'mizde neyin nesidir!" SHP: Bu hafıflikleri ve alenen parti propagandası olan gösterileri yayımlayandevletinTRT'si mi.özal'ın TRT'si mi? D YP: Saym Başbakanm yurda dönüşünün bir şov, bir festival haline getirilmesini ve TRT'nin buna alet edilmesini doğru bulmuyor, devlet imkânlarımn parti propagandasmda kullamlmasım kmıyoruz. DSP: Elbette bir partinin kendi genel başkamnı karşılamak hakkı. Ama, ulusal kahraman süsü verilmesi yanlış. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut ÖzaFın "dillere destan" bir törenle karşılanması muhalefet partilerinin sert tepkisine neden oldu. özal'ın havaalanından Ankara'ya doğru dönüş seferi sürerken SHP, DYP ve DSP yoneticileri yayımladıklan bildirilerle karşılamayı eleştirdiler. SHP Genel Sekreteri Fikri Saglar, törenleri "çadır eğlencesi"ne benzetirken DYP, karşılamanın "festivale döniiştüğünü", DSP de yapılanların "ANAP'ın gövde gösterisi "nden başka bir şey olmadığını duyurdu. Bu arada Başbakan yurda dönerken, İnönü dışında tüm siyasi parti liderlerinin Ankara dışında olduğu gözlendi. DSP: "KARŞILAMA HOŞ DEGİL DSP Genel Sekreteri Nuri Korkmaz, Başbakanm yurda dönüşünün ANAP'ın gövde gösterisine dönüştürüldüğünu bildirdi.1 Korkmaz, "Elbette bir partinin kendi genel başkamnı karşılamak hakkı. Ama, ulusal kahraman süsü verilmesi yanlış" dedi. Korkmaz, şunları söyledi: "ANAP bu karşılamayı gövde gösterisine dönüştürmek için eiinden gelen gayreti sarf etmiş. Bir insana bu derece aşırı ilgi gösterme gayretleri kamuoyunca hoş karşılanan şeyler değil. Bir \andan protokol yapılıvor, bir yandan partinin biitün örgiitü toplanıyor. ANAP hiçbir şeyden çekinmeden her türlü parayı harcayarak karşılamanın propaganda vönüne ağırlık vermiş." SAĞLAR: "ÇADIR EĞLENCESİ" SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, Başbakan Özal'ın TV'den naklen yayınlanan karşılama törenini, " 3 . sınıf çadır kumpanyası eglenceleri"ne benzetti. Sağlar, Özal'ın bu gösteride "çadır tiyatrosu şarlatanı gibi" olduğunu bildirerek, "Bu hafiflikleri ve alenen parti propagandası olan gösterileri yayımlayan devletin TRT'si mi, Özal'ın TRT'si mi?" diye sordu. Rabıta'dan hâlâ maaş alan imamlar olduğunun açıklandığını belirten SHP Genel Sekreteri, "Bu karşılama için harcanan paralarla devlet görevlisi din adamları için Rabıta'ya el açmaktan kurtulabilirlerdi. Bu tür harcamalara para ve doviz bulanlar, yurtdışına giden din görevlileri için döviz yok deyip şeriatçı örgütlere el açıyoriar." DYP Başkanhk Divanı lara fından yayımlanan bildiride de, Başbakan Özal'ın yurda dönüşünün "bir şov ve festivale" dönüşturulduğu belirtildi. Bildiriyi açıklayan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, TRT'nin naklen yayını sırasında bazı firmaların reklamının da yapıldığını sögedi. Bildiride şöyle denildi: w "Saym Başbakanm Turkiye'ye sağlığına kavuşmuş oiarak dönmesini sevinçle karşılıyoruz. Kendisine bir defa daha geçmiş olsun diyoruz. Ancak, Sayın Başbakanm yurda dönüşünün bir şov, bir festival haline getirilmesini ve TRT'nin buna alet edilmesini doğru bulmadığımızı ifade ediyor, devlet imkânlarımn parti propagandasmda kullamlmasım kınıyoruz." LİDERLER ANKARAYI TERK ETTİ SHP Genel Başkanı Erdal İnönü dışındaki tüm siyasi parti liderleri dün Ankara dışında bulunuyordu. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve DSP Genel Başkanı Rahşan E«vit iie eski başbakanlardan Bülent Ecevit tstanbul'da, RP Genel Başkanı Ahmet Tekdal Malatya'da, IDP Genel Başkanı Aykut Edibali İzmir'de idi. Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel cenaze törenleri için Ankara dışında, kapatılan MSP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan ise yurtdışındaydı. InönüVien işçilere destek (Baştarafı 1. Sayfada) yayımlanan bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurması üzerine dün gece 21'de eylemlerine son verdiler. SHP Zonguldak bolge toplantısı dönuşunde önceki gece yansı Erdemir'e uğrayan SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, ölüm orucu tutan İsmail Mutlu, Mustafa Başoğlu ve Hasan Aslanbay'Ia göruşerek eylemlerine son vermelerini istedi. Inönu'den Erdemir'deki antidemokratik uygulamalan kamuoyuna duyurmasını ve TBMM gündemine getirmesinin yanı sıra sendika seçme özgürlüğü için Referandum Yasası konusunda çalışma yapmasını isteyen işçiler, "Biz ölümii göze aldık ama, işçiler kolay kolay ölmez" diye konuştular. Erdemir'deki olayların takipçisi olacağını bildiren İnönu, "Bize sağ oiarak çok lazımsımz. Mucadelenizi surdürmek için >aşamanız ve sağlıklı olmanız gerekir" dedi. Yetkili sendikanın belirlenmesini istedikleri için 4 arkadaşları Ue birlikte işten atılan Otomobilİş üyesi üç işçinin aileleri de SHP Genel Başkaru'na dilekçeler vererek sorunlarını dile getirdiler. Otomobilİş Sendikası Ereğli Şubesi'nde süren olüm orucu sırasında eşlerinin yanından ayrılmayan kadınlar dilekçelerinde "Kocalanmızın Erdemir'deki 15 yıllık emeklerinin karşılığı sokağa atılmak mı olmalıydı? Eğer bu mücadelede eşlerimiz öliirse onların bıraktıkları yerden bizler başlayacağız. Bizler de ölürsek çocuklanmız sürdürecek" dediler. Ölüm orucu nedeniyle bir hayli kilo veren ve konuşmakta bile güçlük çeken işçilerden İsmail Mutlu, SHP Genel Başkanı İnönü'ye sorunlarını iletirken, şunları söyledi: "Referandum istedik diye işten atıldık. İşten aülmamızın nedeni demokrat insanlar olmamız. Miicadelemiz sonuna kadar sürecek. İşten atılan 7 arkadaşın yanına yenilerini katmak istemiyoruz. Fabrikada iki kişi bir araya gelip konuşamaz duruma düştiik. Binlerce İsmail, Hasan, Mustafa biz ölürsek davamızı sürdiiriir. Biz ölümii goze aldık. Bizi zatf n Erdemir açlığa mahkum etmişti. Ama işçiler kolay ölmez." Otomobilİş Ereğli Şube Başkanı Hüseyin Türkoglu da, keyfi işten çıkarmalar yapıldığını, Erdemir Genel Mudürü Tümer Özenç'in ANAP'ın memuru gibi hareket ettiğini söyledi. Turkoğlu, Özenç'in daha önce Seydişehir'de görev yaptığını belirterek, bu dönemde çıkan olaylara dikkat çekti ve "Seydişehir olaylan şimdi Ereğli'de oynanmak isteniyor. Aynı senarvo burada uygulamaya konuluyor" dedi. Başuçlarında bekleyen eşleri ve çocuklarının huzünlu bakışları arasında süren bu konuşmalardan sonra işçiler, SHP Genel Başkanı İnönü ve beraberindeki oteki parti yöneticilerinin soruna sahip çıkacaklarını belirtip eylemlerini sona erdirmeleri için yaptıkları ısrarh isteklere olumlu yanıt vermediler. İnönü'nün yanında bulunan SHP Kahramanmaraş Milletvekili Turan Bayezit'in "Siz eyleminize son verin. Ölüm orucunu biz sürdürelim" isteğini de geri çeviren eylemci işçiler, "Biz düşeeek olursak, bayrağı size veririz. Henüz düşmedik" diye konuştular. Doktorun 12 gün içinde yaşamsal açıdan kritik bir duruma gireceklerini belirttiği işçiler, ısrarh istekler karşısında, SHP lideri İnönü'nün sorunu ve Erdemir'deki olayları anlatan bir basın toplantısının TV'de yayımIanmasından sonra ölüm orucuna son vereceklerini vaat ettiler. işçiler SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar ın ölüm orucuna hemen son vermeleri ve basın toplantısını Ankara'da birlikte yapmaları isteğini de kabul etmediler. İNÖNÜ'NÜN ÇAGRISI Ankara'ya donen SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, işçilerin ölum orucunu dün düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. TV'den de akşam haberlerinde yayımlanan basın toplantısında İnönü, Erdemir'de yürütülen baskıların facialara yol açmak üzere olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Bu iktidar işçilere baskı vapıyor. Baskıyla çalışma banşı sağlanamaz. Erdemir işçileri; haklı davanızı duyurdunuz. Ölüm orucunu artık bırakın. Başbakanm sağlığına kavuştuğu bugunlerde sağlık sorunu ön plana çıktı. Benim için sizin sağlığınız önemli. Sorunlarınızı TBMM'de gundeme getireeeğiz. Sendika seçme ozgürlüğü için referandum yasa önerisi vereceğiz." İnönü'nün bu açıklamasından sonra Erdemir işçileri gece saat 21'de eylemlerine son verdiler. İşçiler yaptıkları yazılı açıklamada, "Biz Erdemir işçileri adına direndik, biz demokrasi için direndik. Eylemimiz başarıya ulaşmıştır" dediler. Ölüm orucunu bırakan işçiler, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Ereğli SSK Hastanesi'ne kaldınldı. İşçilerin iki gun süreyle hastanede kalacaklan bildirildi. Notlar (Baştarafı 1. Sayfada) len partili belediye başkanlan, il başkanlan, ilçe başkanlan, hemşehriler, tanıdık tanımadık yuzlerce kişiye ayrı ayn hitap etmeye büyük çaba gösterdi. "Her iktimgle karşı" bıri yakasına iliştirilmiş, biri de eline verilen iki mikrofondan çevreye hitap eden Başbakan, otobuse kadar olan yolda "Oooo, Metin bey, hoşgeldin", "Sagolun, sagolun". "Pekâla, pekâla", "Sizleri de çok özlemişim. Gazelecileri de çok özlemişim", "Baan mensupfaınni vallahi örfemişiın". "Yaşayın, yaşajın,", "Meraba Ahmet Bey," "Meraba yahu", "Hoca ne haber?", "Sen de sağol" sözlerini yuzlerce kez tekrarladı. Koluna girmiş bulunan eşi Semra Özal'la birlikte, kendisini öpmek üzere yanına yaklaşmaya çalışanlara, korumalarının da yardımıyla oldukça sıkı şekilde direnen Özkl, bir partilinin kendisini öpmek istediğini soylemesi uzerine, "CHmaz, bir kişi yıpü mı berkes ister o zaman" diyerek itiraz etti. Koruma polislerinin üstun çabalannın yanı sıra, Ankara Anakent Belediye Başkanı Mehmel Altınsoy'un da olağanüstü gayreti dikkat çekiyordu. lstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ve ANAP il başkanı Eymen Topbaş ise, kenardan, ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak Başbakanı selamlıyorlardı. Özal da onların yanından geçerken, "Meraba Bedri... Eymen..." diyerek el salladı. Bazı partililer ise, Başbakan önlerinden geçerken olanca güçleriyle bağırarak kendisme seslenmeye çalışırken, bir kısmı da gul yaprakları atıjordu. Özal, panili bazı taşra yöneticılerini gördüğunde zaman zaman geldikleri illerin sorunlarıyla ilgili espriler de yapmayı ihraal eünedi. "Yollariyi mi?", "Nasıl? Sizm su işi halloklu mu?" gibi... Televizyondan naklen yayını gerçekleştirmek için tüm izinlerin kaldınldıgı ve 52 kişitik ekibin 9 ayn kamerayla olayı izlediği bildirildi. Yayının sonlarına doğru, milyonlarca yurttaş nihayet "çok merak edfen" kurban sahnesini izledi. Kurbar, kesildikten sonra kanı Başbakan veeşinin alınlanna sürüldü. Törenden sonra herkes bırbınne, ne kadar yorulduğunu, çeşıtli illerdes gelen partililer de "en kalabalık kadi gnıplannn katıldıgım" anlatnuya koyuldular. lstanbul milletvekii Leyla Yeniay Köseoglu da, kiralaiklan küçuk uçaktan konvoyu nasıl ızlediğini ve Özal posterlerini nasıl attıklannı anlatıyordu. Özal'ın geçtiği yollara asılan pankstlar arasında yeralan "Seni Sevmoen ÖISÜD" pankanı ise, biraz "•abesk" olduğundan biraz da "•uhaJefeti gücendireceginden" ol sagerek hemen ındirildi. Daha sonra ise bilirkişi, bağımsız Otomobillş Sendikası'nın 3 bin 205 uyesi olduğuna karar verdi. 3 bin 205 sayısı, A tipi personel, guvenlik görevlisi ve öğrenci sayısı düşuldükten sonra toptusözleşmeden yararlanacak 5 bin 524 B tipi personeli Erdemir işçisinin yuzde 50 artı l'i olan 2 bin 813 üyenin, 392 işçi fazlasıydı. İşte bu noktada ANAP iktidan devreye girdi. Mahkemeye Çalısma ve BÜYÜK İLGİ Başbakan Turgut Özal'ı bakanlar, milletvekilleri Sosyal Guvenlik Bakanlığı ozel oiave parti yöneticilerinm yanısıra 67 ilden gelen binlerce yurttaş kar müşavir gönderdi ve Bolge Çarak şıladı. (Fotoğraf: RIZA EZER) lışma Müdürlüğu 2 bin 102 A tipi (Baştarafı 16. Sayfada) ne hakaret ve toplum içinde yakışıksız davranışlarda bulunmaktan oraakta tutuklandı. Diego'nun özür dilemesi bile yargıcm fıkrini değiştirememişti. Birkaç hafta önce Diego'nun intiharı iie sonuçlanan olay, 1986 şubatında böyle başlamış tı. Daha sonra Diego'nun tutuklanmasına neden olan kanun maddesinin çağdışlığı, İspanya çapında geniş tartışmalar açtı. Eyalet mahkemesi Diego ve Maria Dolores için 5 ayda 2 ay hapis cezasına ve 30 bin pezo iie 20 bin pezo para cezasına karar verdi. Kararda gençlerin, "Normalde daha gizli yerlerde yapılacak müstehcen eylemler sergileyerek gelenekleri çiğnedikleri" belırtiliyordu. Mahkeme bu kararı alırken, 1848'te yapılan ve o zamandan beri de değiştirilmeyen İspanyol Ceza Kanununun 431. maddesine dayanmıştı. Bu yasada hangi davranışların âdetlere aykırı olduğu tamamıyla yargıçlann kendi yorumlarına bırakılmış bulunuyor. Der Spiegel dergisi, Franco diktatörlüğünün ardından İspanya'nın büyük kentlerinde bütün değerler sistemini alt üst eden bir cinsel devrim yaşandığını, ancak taşrada önemli bir değişiklik olmadığını ve Navarro gibi pek çok yargıcın çağdışı kalmış kuralları hâlâ uygulamaya devam ettiğini belirtiyor. Intihara Bozer (Baştarafı 1. Sayfada) den gelen gayreti" gostermesini de isteyecek. Ali Bozer'in, cumartesi gunü AET Komisyonu Akdeniz Havzası Sorumlusu Claude Cheysson iie yaptığı temasın hemen hemen bir eşini oluşturacak olan bugünkü goruşmenin tek farklılığı, Türk bakanın Ankaramn AET'ye "sijnsi" tam uyelik başvunısunu bu defa Ortak Pazar'ın hukumetler kanadını oluşturan Konsey'e iletecek olması. Yani, diğer bir deyişle, bugünkü temasta Türk temsilcinin Belçika aracılığıyla bütün AET başkentlerine "siyasi başvunı" mesajını iletecek clması. BozerTindemans göruşmesinde Türk tarafırun Belçikah bakandan talep edeceği nokta ise, Ankara'mn "hukuki" başvuruyu resmen iletmesinden sonra, bunun donem başkanhğı tarafından "normal prosedure uygun biçimde vunırlüğe konulması" olacak. Yani, Ankara, daha önceki AET uyeliklerinde olduğu gibi, başvurunun danışma organı komisyona gönderilmesini, sonra Avrupa Parlamentosu'nda tanışılmasını ve en sosonunda Bakanlar Konseyi'nin kesin karar vermesini isteyecek. Türk tarafının bu "normal prosedürde" ısrar etmesinin nedeni, Yunanistan'ın daha ilk başvuru girişiminden sonra veto uygulamasını engellemeye çalışmak. Bilindiği gibi, Atina tezlerine göre, üye ulkelerden herhangi birinin başvurusunun hemen ertesinde veto mekanizmasını çalıstırması mümkün. Tindemans'la gerçekleştireceği temastan sonra bugün öğleden sonra AET Komisyonu Başkan Yardımcılarından Lorenzo Nataii ıle de görüşecek olan Ali Bozer, yarın da aynı komisyonun genel sekreteri Emile Noel Ue bir araya gelecek. Bozer, randevulan kesinleştiği takdirde Brüksefden Bonn ve Kopenhag'a geçecek. (Baştarafı 1. Sayfada) Ozal, havaalarunda yaptığı konuşmadakavuşmanın mutluluğu ıçinde olduğunu belirterek şunları söyledi: "Uzun zaman oldu ama ümit ediyorum ki sıhhatime kavuşmuş bir şekilde daha çok çalışma arzusu Ue elimdeıı geldiği kadar hizmet için çok daha fazla gayret sarf edeceğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun tecrübesini aşağı yukarı sekiz dünya televizyonuna ayn ayn beyanat vererek yaptım. Meşhur kriz hikâyesi işini de lehimize çevirdik." ÖZAL ANKARA YOLLARINDA Havaalanında sadece bakan, milletvekili, il ve belediye başkanlarının bulunduğu karşılama töreninden sonra özel oiarak hazırlanmış Petek1 otobusüne binen Başbakan Özal'ı, otobusun içinde de kızı Zeynep Ekren ve oğlu Ahmet Özal karşıladı. Çam dalı ve karanfillerle süslü beyaz renkteki Petek1 'in önünden yaklaşık 200 basın mensubunu taşıyan iki kamyonet ilerledi. Bu sırada arkasında "şükiir kavuşturana" yazılı bir uçak havada dolanıyordu. Alana giremeyen partililerin oluşturduğu kalabalığı gören Özal, "Bu Türkiye'nin gücünü gösteriyor. Basını, uçakları, insanları OzaPa 6hasret şov' •• burada" biçiminde konuştu. Özal ve eşi otobüsün ön koltuğunda oturup vatandaşı selamlarken otobüsün hoparlörlerinden Mithat Körler'in sözlerini yazdığı. TV'de yayımlanan "Perihan Abla" adlı oyunun müziğinden uyarlanan "Hoşgeldin Başbakanım" şarkısı çalınıyordu. Yol boyunca Özal da şarkıya mırıldanarak eşlik eddi. "DEVELER POZ VERİYOR" Mikrofondan gazetecilere "Beni nasıl buldunuz?" diye soran Özal, Silifke Folklor Ekibi'nin oyununu izlerken, "Silifke'nin yoğurdu ne oldu?" diyerek espri yaptı. Yol boyunca ANAP'lılann geldikleri parti örgütüne göre gruplar halinde bekledikleri gözlendi. Bakanlar ve milletvekilleri ise "hemşerilerinin" yanında yeralıp başbakanlannı selamladılar. Özal, bayrak ve pankartlarla donatılan develeri gorünce de, " Develerin maşallahı var. Onlara dokunmak yok.Güreş develerine benziyorlar." dedi. Bu sırada gazetecilerin resim çekmek için develerin bulunduğu yere doğru koştuğunu gören Başbakan "Bakın develer nasıl poz veriyor" diye beğenisini dile getirdi. Guvenlik kuvvetleri konvoyun ağır işleyişi sırasında iki yanke siciyi suçüstü yakalayarak gözaltına aldılar. Petek1'in güvenliğinden sorumlu çevik kuvvet ekipleri de yolu otobüsün etrafından koşarak katettiler. Bu arada bir guvenlik görevlisi iie iki gazeteci otobüsten düşerek hafif yaralandı. Taşar, Keçeciler ve bazı milletvekillerinin konvoyun düzenli olması için yoğun çaba harcadığı gözleniyordu. OTOBÜSÜ GÜLSUYU İLE YIKADILAR Devlet Bakanı Ahmet Karaevli yol boyunca Petek1'in önündeki araçtan talimatlar yağdırdı. Özal'ı karşılayan partililer "Sizi bize bağışlayan Allah'a şükiirler olsun", "Gemiş olsun, çok özkttiniz", "Yüce Mevla sizi bize bağışladı" biçiminde pankanlar taşıyorlardı. Isparta il örgütü yoneticileri de bir kamyonun üzerine yerleştirdikleri hortumlarla Özal'ın otobusüne gülsuyu sıktılar, otobüs gülsuyu iie yıkanırken koruma görevlileri ıslanmaktan kurtulamadı. Karaevli'nin sık sık "Yeni kalbiyle Özal sizleri selamlıyor" anonsu iie 3.5 saatte Ankara'ya ulaşan Özal'ın ardındaki araç konvoyu Pursaklar yakınlarında sona erdi. Toplam 37 kilometrelik yolun son on kilometrelik bölümü biraz daha hızh aşıldı. Kente girdikten sonra Hasköy yakınlarında Özal'ı Keçiören ve Altındağ belediyelerinin organize ettiği kalabalık karşıladı. Altındağ Belediyesi'nin bölgede çahşan tüm minibüsleri getirttiği görüldü. KARAEVLİ: "KIVIRIN GENÇLER" Özal'; Dışkapı yakınlarında da "Size Selam Ğetirmişem" türküsü eşliğinde göbek atan gençler karşıladı. Bu arada Karaevli de mikrofondan "haydi gençler kıvınn, kıvınn" biçiminde tezahürat yaptı. Gençlerin çoğunlukta olduğu grup Petek1'in etrafım sararken müdahale eden güvenlik kuvvetlerini ikaz eden Karaevli, "siz otobüsün etrafını çevirin yeter, vatandaşa kanşmayın" diye çıkıştı. Nihayet Özal'ın otobüsu Başbakanlık Konutu'na geldiği sırada saat 18'i geçiyordu. Son oiarak Başbakanlık Konutu önünde kesilen 50 koyun iie birlikte yol boyunca Özal için bine yakın koyun kurban edildi. Petek1 Başbakanlık Konutu'nun giriş kısmından sığmayınca çıkıştan konuta girdi ve Özal eşi iie birlikte 56 gün sonra evine kavuştu. Daha sonra bazı bakanlar, Başbakanlık Konutu'na girerek Özal iie bir süre görüştüler. Mahalleden (Baştarafı 16. Sayfada) den alınarak Korkut Özal'ın şirketine verilmesi, Mersinli balıkcıların büyük tepkisine yol açtı. Akdeniz Balıkçılar Kooperatifı Başkanı Süleyman Yıldızhan, konuyla ilgili açıklamasında, Bayraktar Petrol'ün gelmesinden sonra balıkçı barınağının petrol artıklarıyla kirlenmeye başladığını söyledi. Bayraktar şirketinin müdürü Kerim Aksoy, "Boru battının çevrede tehlike yaratıp yanıtmadığına" ilişkin sorumuza karşılık, teknik bilgi vermeye yetkili olmadığını söylerken, "Belediyeden ruhsat alarak hattı döşedik ve belediyeye tonaj üzerinden kira ödüyoruz" demekle yetindi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear