22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30MART 1987 EKONOMİ CUMHURİYET/11 TÜRKİYE'den Fatih Köprüsü'ne 27 milyar yen A nkara (axt.) Bakanlar kurulu, 2'nci Boğaz Köprüsü um. ve KınalıSakarya Otoyolu Projesi'nin kısmi dış fınansmanı için Japon hükümetinden sağlanan 27.3 milyar Japon Yeni tutanndaki kredi anlaşmasını onayladı. Japon Denizaşırı Ekonomik Işbirliği Fonu (OECF)'den sağlanan kredi, projenin uygulanması için gerekli mal ve hizmetlerin satın almmasmda kullanılacak. OECF ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı arasmda 12 martta imzalanan ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan anlaşma uyannca, sağlanan kredinin faizi yüzde 5 olacak. Kredinin 737.8 milyon yenlik kısmı ilk 7 yıl içinde, kalan kesimi eşit taksitlerde, 2012 yılına kadar ödenecek. Faiz ödemeleri de 6 ayda bir yapılacak. Ekonomide 'kritik' dönem BİLAL ÇETİN ANKARA Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)'nin Türkiye ekonomisi ile ilgili olarak hazırladığı 17 Mart 1987 tarihli son raporu, Türkiye ekonomisinin, enflasyon, ödemeler dengesi ve dış borçlar yönünden "kritik." bir aşamadan geçmekte olduğunu ortaya koydu. "Hizmete Özel" kaydı düşülerek yayımlanan "Turkey: Current Economic Trends and The Outlook For The Balanca Of Paymenls" (Cari ekonomik trendler ve ödemeler dengesine bakış) konulu raporda, 1986 yılında tanmdaki "üretim artışlan ve bunun getirdiği fiyat düşüşleri, petrol fiyatlarının ve dolayısıyla enerji maliyetlerinin ucuzlatılmasi sonucu gerçekleştirilen enflasyon düşüşünün devam ettirilebilmesi için, bu yıl daha dikkatli politikalar uygulanması gerektiği vurgulandı. 1986 sonu itibarıyla 31 milyar 445 milon liraya ulaşan dış borçların Türkiye ekonomisi üzerinde ağır bir yük oluşturduğuna da dikkat çekilen raporda, Türkiye'nin kredibilitesinin büyük ölçüde resmi kredilere bağlı olduğu kaydedildi. OECD raporunda Türkiye ekonomisiyle ilgili olarak dile getirilen görüşler özetle şöyle: " Hiıkümetin 1987 yılı için öngördüğü büyüme hızı bir puan fazlasıyla yüzde 6 civarında gerçekleşebilir. 1987'de cari işlemler açığı ve buna bağlı dış finansman açığının geçen yılki düzeyinde seyredeceği tahmin edilmektedir. 1986'da 1 milyar 570 milyon dolar (Merkez Bankası'na göre 1 milyar 518 milyon dolar) düzeyinde gerçekleşen cari işlemler açığı 1987'de de 1.3 milOECD raporundan TÛRKİYE'MİN ÖDEYECEĞİ Dl$ BORÇLAR (Milyon $) 1987'de enflasyonla mücadelenin koşulları daha 1987 : 5.520 5.964 ağır olacak. Merkez 1988 5.785 Bankası'nm daha sıkı bir 5.554 1990: para ve kredi politikası 5.457 1991 : izlemesi gerekmektedir. 5.580 1992 : 31.4 milyar dolara ulaşan 1993 : 5.490 . 5375 dış borçlar, Türk ekonomisi 1994 : . 5.210 1995 : üzerinde ağır bir yük Kaynak: OECD oluşturuyor. Türkiye en ağır dış borç ödemesi dönemine giriyor. 1987'de 5.5 milyar dolar, 1988'de de 6 milyar dolar tutarında borç ödemesi yapılacak. CONHIItsll ORGİHISATION FO* EOMCM1C COOPOUTION «10 DEVELOPSEST 1.L OECD'nin Türkiye ile ilgili son raporunu açıklıyoruz OSMAN ULAGAY EKONOMİ NOTLARI Töbank kurucu ortağından ihbar nkara fa.a.J Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası ve Emlak Kredi Bankası tarafından hisselerinin büyük bölümü bir süre önce devralman Töbank'ın, bu duruma gelmesinden bankada en büyük hisseye sahip bulunan Sait Kemal Mimaroğlu'nun sorumlu olduğu öne sürüldü. Bankanm kurucu üyesi ve ortağı Turgut Can, dün DYP Cenel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Can, Töbank'ın 1943 yılında çıkan bir kanunla, her öğretmenin maaşından yüzde 4 kesintiyle kurulan, (tlkokul Öğretmenleri Yapı SandtğıJ'nın daha sonra banka haline getirilmesiyle, 1958'de "Türkiye öğrelmenler Bankası" olarak kurulduğunu belirtti. Mimaroğlu'nun 1978 yılında kızkardeşine yüzde 1 faiz ve 10 yıl vadeyle, 9 milyon 410 bin liralık kredi verdiğini ileri süren Tiırgut Can, bu paranın 9 milyon 365 bin lirası ile bankanm hisse senetlerinin satın alındığını iddia etti. Can, Merkez Bankası ve diğer ilgili makamlarmın konuya eğilerek arastırma yapmaları halinde, her şeyin ortaya çıkacağım ileri sürdü. C0HPIDENT1A1. Paris, drafted: Consortıui«/Turicey(87)I diFi: COtiSüBTItjH KIH T1MKEY l i t h narch 1987 17th Harch Oı. 1967 Er.,1. tur. Bunun için 1987'de enflasyonun kontrolü, Merkez Bankası'nm izleyeceği sağlıklı bir para arzı ve kredi sınırlandırması politikalanna bağlı olmaktadır. Kredi itibarı: Türk hükümetlerinin aldığı olumlu ekonomik karaıiar ve uygulamalar sonucu ülkenin uluslararası piyasalarda kredi itibarı artmıştır ve yeterli düzeyde orta ve uzun vadeli kredi alabilmiştir. Ancak, Türkiye'nin tkari kredi alabilirliği, büyük ölçüde resmi kaynak ve kredilere dayanmaktadır. Yani Türkiye resmi borç, devletten devlete veya Dünya Bankası'ndan kredi alabilirse ticari kredi de sağlayabilmektedir. Bütün zorluklara rağmen Türkiye Merkez Bankası, Avrupa piyasalannda bir miktar kendi borç senetlerini satmayı başarabilmişlir. .. Bu yazı yayımlandığında Başbakan Özal Türkiye'ye'dönmüş ve herhalde dilediği gibi karşılanmış olacak. Biz de Sayın Başbakan'a "hoşgeldiniz" diyor ve önümüzdeki dönemde Sayın Özal'ı en fazla meşgul edecek konular arasında yer alacağını sandığımız bir ikileme değinmek istiyoruz. Bize öyle geliyor ki, genel seçimlere kadar gececek olan dönemde Sayın Özal'ı en çok zorlayacak olan tercihlerden biri, ekonomisi" seçeneği arasmdaki tercih olacak. Bu tercihin ne denli önemli ve kritik bir tercih olduğu, sadece bir ara seçim yılı olan 1986'ya bakıldığında bile kolayca görülebiliyor. 1986 yılının özellikle ilk yarısında, petrol fiyatlarındaki düşüşün de getirdiği gevşemeyle, kamu yatırımlarının ve belediye yatırımlarının başını alıp gitmesine izin verilmesi sonucunda, dış ticaret dengesinin hemen olumsuz etkilendiği ve enflasyon baskısını besleyen bir ortamın doğduğu görülüyor. Ekonomik yönetimin kilit noktalarında bulunan teknisyenler, bu durumu çok yakından gördükleri için, cesaretle tehlikeyi haber veriyorlar. Seçim ekonomisi heyecanına kapılıp kamu ve belediye yatırımlarını pompalamanın bedelinin ekonomik dengelerın altust olması olacağını belirtiyorlar. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Sayın Yavuz Canevi'yle yaptığımız (dünkü Cumhuriyette yayımlanan) söyleşide değinilen önemli tercihleri ve sonuçlarını kısaca hatırlamak bu açıdan önemli. • Kamu ve belediye yatırımlarının hızlandırılması, ekonominin canlanmasına ve büyüme hızının artmasına yardımcı oluyor, ancak aynı zamanda ekonominin çok duyarlı iç ve dış dengelerinin korunmasını, enflasyon ve dış ticaret dengesi hedeflerinin tutturulmasını zorlaştırıyordu. • Kısa sürede üretim kapasitesine katkıda bulunacak ve dolayısıyla ihracata da destek sağlayacak olan üretken yatırımlar ihmal edilirken, kısa sürede büyük harcama gerekliren, ancak uzun sürede üretime katkı sağlayabilecek olan altyapı yatırımlarına hız verilmesi de gösterişli birtakım projelerin ortaya konması ve ekonominin canlandırılması açısından belki çekiciydi, ama ekonominin iç ve dış dengeleri açısından sakıncalı sonuçlar doğuruyordu. • Türkiye, bir yandan altyapı yatırımlarını ve başta belediye yatırımları olmak üzere kamu yatırımlarını ölçülü tutarken, diğer yandan ihracata katkıda bulunacak marjinal/tamamlayıcı yatırımlarla üretim kapasitelerini kısa sürede arttıramadığı takdirde gene ekonominin iç ve dış dengelerini tutturması kolay değildi. DPT Müsteşar Yardımcısı Sayın Ertan Yülek'in, İstanbul Sanayi Odası Dergisi'nin 15 Şubat 1987 tarihli sayısında kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar da, Sayın Canevi ile aşağı yukarı aynı kaygıları paylaştığını ortaya koyuyor. Büyüme hızıyla enflasyon ve dış denge arasmdaki duyarlı ilişkiye dikkat çeken Sayın Yülek, 1987'ye ilişkin çalışmalarmı ve beklentilerini anlatırken şöyle diyor: "Kamu kuruluşlannın yatınm büyüklüklerini belirlerken, enflasyonu yüzde 20'ye düşürme hedefi göz önüne alınarak büyük yatınm artışlanna müsaade edilmedi. Özellikle mahalli idarelerin altyapı yatırımları 1986'da çok artmıştı, 198Tde biraz normalleştirildi. Bu hadise, enflasyonla mücadelede son derece önemliydi. Düşünün ki yüzde 50 veya yüzde 45 civarında faizle bono satan, tahvil satan bir devlet bunu alır da dönüşü çok uzun olan bir yere kaynak aktarması yaparsa, bu fevkalade rahatsız edici neticeler ortaya çıkarır." Sayın Canevi ve Sayın Yülek'in ortaya koydukları tablo, Sayın Özal'ı bekleyen ikilemi de ortaya koymaktadır. Hükümetin seçim öncesı dönemde gösterişli altyapı yatırımlarını hızlandırmak; köprüleri, yolları, kaldmmlan halka sunmak; özel sektörün bıraktığı yatınm boşluğunu doldurmak, böylece ekonomide bir canlılık yaratmak ve istihdamı arttırmak istemesi doğaldır. Aynca yetersiz iç kaynakları takviye eden dış kaynakların, dış kredilerin, büyük ve gösterişli altyapı projeleri için daha kolay sağlanabildiği de bir gerçektir. Ne var ki bu yola girildiğinde, ekonominin iç ve dış dengelerinin hemen olumsuz etkilendiği, enflasyon ve dış denge hedeflerini tutturmanın olanaksızlaştığı görülmektedir. Muhalefetin tırmanacağı önümüzdeki dönemde bu ikilemi çözmek, Sayın Özal için hiç de kolay olmayacaktır. Özal'ı Bekleyen İkiiem. "ekonominin dengelerini koruma" seçeneğiyle "seçim TUMİtlf: CUKKENT ICOMOHIC TRENDS MID ÎHE OUTLOOK fOB THE EAUJICE Of PAtHCSTS lı.'.roduction 1. Nactoeconouic dev«lopK«mls ıu 1986 vere cluractetised by a sttonger ıhaıt planned expansion of econoaic activily. OveraU, real GN? is reforted provısicmally to bave risen close to 8 per ceot. Sharply increased actıuıty vas p'ircipal!; ^ji to . İ ^ U L Ü U ^ froE". oi du»estic deaana uoth consusptıon Borç Ödemeleri: Türkiye'nin 31.4 milyar dolan aşan dış borçları ekonomiye ağır bir yük getirmektedir. Son 23 yılda alınan taze kredilerin büyük bir kısmının geri ödemeleri 1995'ten önce gerçekleştirilecektir. 1986 yılında 4.6 milyar dolar olan ana para ve faiz ödemeleri toplamı, 1987'de daha da ağırlaşarak 5.5 milyar dolara. 1988'de 6 milyar dolara yükselecek, 1995e kadar da 5.5 milyar dolar civarında seyredecektir. Bu açıdan eğer ödemeler dengesinde, öngörülenin veya tahmin edilenin üzerinde bir iyileşme sağlanamazsa, özellikle gelecek üç yıl içinde dış borç ödemeleri Türkiye için ağır bir yük olacaktır. Eğer cari işlemler açığı beklenenin üzerine çıkmaz, kontrol altına alınabilirse, bu yük, 1990'dan sonra nisbi olarak hafifleyecektir. Dışa Açık Yatırımlar: Bu arada, Türkiye dış krediye dayalı yatınm projelerinin seçimine ve bunların fînansmanına da büyük önem vermek durumundadır. Öncelikle, bu tür yatırımların kısa dönemde fayda sağlamaları, ihracatı arttırmalan veya ithalatı ikame etmeleri hedeflenmelidir. Tabii ki bu seçimi Türk hükümeti yapacaktır. Ancak, burada resmi kredi kaynaklan ve bankaların tutumları da karar üzerinde etkin olacaktır." Bu arada, OECD'nin yaptığı hesaplamalara göre, Türkiye'nin 1987 yılı cari işlemler açığı 1.3 milyar dolar ve bundan sonra da 1995'e kadar her yıl 1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşecek. Ayrıca, 1986 yılı sonunda 9 milyar 605 milyon dolan kısa vadeli 21 milyar 840 milyon dolan orta ve uzun vadeli olmak üzere 31 milyar 445 milyon dolar olan dış borçlar, 199Ö'da 14 milyar 784 milyon dolan kısa, 20 milyon 161 milyon dolan orta ve uzun vadeli olmak üzere 34 milyar 945 milyon dolara, 1995 yılında da 18 milyar 124 milyon doları kısa, 19 milyar 421 milyon dolan da orta ve uzun vadeli olmak üzere 37 milyar 345 milyon dolara vükselecek. Sabancu Zordakini kurtarırsan istismar başlar A dana (Cumhuriyet Güney ı \ /İleri Bürosuj Adana Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabancı, zorda kalmış şirketlerin kurtarılmalarım öngören yasayı eleştirirken, "Zordaki şirketi illa devlet kurtaracak diye bir kural yoktur. tşine yarıyorsa özel sektör de alır, işletir" dedi. Naci Sabancı, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, olayın istismara açık Hacı Sabancı Adana Sanaolduğunu ifade ederek, yi Odası Bafkanı. "Zordakini kurtarmaya geçtin mi istismar başlar, zorda olmayan da çıkıp gelir 'beni de kurtar' derse, bununla başa çıkmak mümkün değildir. O zaman çok daha zorluklarla karşılaşırız. Kimse bu ülkede döviz ödenerek kurulmuş bir fabrikanm durmasını istemez. Mutlaka çahşmalı, ama ille de işleteceğiz diye dar hesaplar içine girip kötü örneklere davetiye çıkanlırsa, büyük bir tehlike ile karşılaşabiliriz" diye konuştu. yar dolar düzeyinde olacaktır. Enflasyon: Enflasyonda 1985'in ikinci yansından iıibaren başlayan düşüş, 1986 sonuna kadar belirgin bir biçimde devam etti. 1986da tarımsal üretim artışı nedeniyle tarım fiyatlarının düşüşü, petrol fiyalları ve dolar değerindeki duşüşe bağlı olarak enerji fiyatlarının düşüşü, 1986 yılında enflas\onun oranının aşağı çekilebilmesinde etkili oldu. Ancak, bu yılın ilk iki ayında fiyat artışlan oldukça yüksek oldu. Fakat. Türk şirketleri daha çok yılın ilk aylarında tiyatlannı yükseltme yoluna gittikleri için, yılın ilk aylık verilerinden sağlıklı bir sonuç elde edilemeyebilir. Ancak, yine de 1986'daki olumlu şartların 1987'de de aynı derecede hissedilemeyecegi bellidir. Petrol ve hammadde fiyatlarında düşüş olmayacağı, aynı zamanda mark olarak ithal edilecek girdi fıyatlarının yükselececeği, bunların da maliyelleri etkileyeceği göz onune alınmalıdır. Para arzı 1986'da çok yüksek seyretmiştir. 1986'nın son çeyreğinde dar tanımlı (ml) para arzı yüzde 57. geniş tanımlı (nr) para arzı da yüzde 40 oranında artmıştır. İç kredi hacmindeki genişleme ise yüzde 70'i bulmuş PARAYI YÖNLENDİRENLER RAHAT Dolann düşüşü 'korkutmuyor' Canevi: ABD Doları'nın Japon Yeni karşısında değer kaybetmesi Türkiye'yi etkilemez. Bunlar kısa süreli dalgalanmalardır. Olumsuz etki yaratmaz. Ytldırtm: Dolar, zaten Türk Lirası karşısında değer kazanıyor. Dolann yen karşısında gerilemesi bizi etkilemez. İSTANBUL (a.a.) Türk ekonomisinin parasal geiişmelerini ve dış ticaretini yöneten üst düzeydeki bürokratlar, son günlerde ABD Doları'nın Japon Yeni karşısında değer kaybetmesinin "Türkiye'yi etkilemeyeceğini" belirterek, "gelişmelerden kaygı duymadıklannı" söylediler. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Yavuz Canevi, ABD Dolan 1 nın değer kaybının uzun sürmeyeceği görüşünü savunarak, "Bunlar kısa süreli dalgalanmalardır. Olumsuz etki yaratmaz" dedi. Ekonomideki "borç degişimi" tekniklerini kullanarak dolann dalgalanmasından olumsuz etkilenilmemesi için önlemler alındığını belirten Müsteşar Canevi, bu yöntemlerin "döviz swap" ve "faiz swap" olarak adlandırıldığını söyledi. Canevi, "Böylece, bir ülke para biriminin hızla değer kazandığı, diğer ülke para bidaki değer kaybı ile ilgili soruları yanıtlayan Merkez Bankası Başkan Vekili Zekeriya Yıldırım da, "Gelişmelerden kaygı duymadıklannı" söyledi. Dolann kısa süreli bir dalgalanma içinde bulunduğunu ifade eden Yıldırım, "Dolar, zaten Türk Lirası karşısında değer kazanıyor. Bütün hesaplarımız da bu yöndedir. Dolann yen karşısında gerilemesi bizi etkilemez" dedi. YEN BORÇLARI Geçen yıl Türkiye'nin Japon piyasasından tahvil satışı yoluyla borçlandığını hatırlatan a.a. muhabirine konuyla ilgili görüşlerini açıklayan yetkililer, bunların "orta vadeli" borçlanmalar olduğunu, Türkiye'nin bu borçlarıyla ilgili sıkıntıya girmeyeceğini söylediler. Merkez Bankası Başkan Vekili Zekeriya Yıldırım, "Japon piyasasından yapılan borçlanmalar 78 yıllık gibi orta vadelidir. Dolann değer kaybı ise kısa süreli olacaktır" dedi. Tayland ile ticaret geliştirilecek konomi Servisi Türkiye ile Tayland arasında ekonomik işbirliği anlaşması imzalandı. Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler başkanlığındaki Türk heyetinin Tayland'ı ziyareti sırasında imzalanan anlaşma ile, iki ülke arasmdaki 5 milyon dolartık ticaret hacminin 50 milyon dolara çıkarılması hedeflendi. Anlaşmada, serbest dövize dayalı ticaret, ekonomik ve teknik işbirliği ile ortak müteahhitlik hizmetleri öngörüldü. Bu arada, heyette bulunan bankacı ve işadamları da fırma düzeyinde ilişkiler kurdular. Bunlardan Caranti Bankası, Bangkok Bank ve Thi Farmers Bank ile muhabirlik anlaşması yaptı. Her üç banka, TürkiyeTayland arasmdaki ticaretin finansmanında işbirliği yapacak. CaneviHazlne Musteşan YıldınmMerkez Bankası Bfk.ytkili Erdemir'in ürünleri standart dışı A nkara (a.a.J Türkiye'nin yassı mamül üreten tek S~m kuruluşu dunımundaki Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalan T.A.Ş. 'nin (Erdemir) ürettiği 12 demir çelik ürününün standart dışı olduğu belirtildi. Erdemir'in yıllık faaliyetlerinin değerlendirildiği denetleme kurulu raporunda, şirkeün üretiminin standart dışı olduğu kaydedilerek, önlem alınması istendi. Denetleme kurulu raporunda, "Mamullerimizin standardizasyonunu sağlamak üzere, bir an önce Türk Standartları Enstitüsü'ne başvurulmalı ve özellikle sanaykilerin bu yüzden karşılaştıkları sıkmtılar giderilmelidir" denildi. BMC ve Bebimot'tan TSE iptali A nkara (anka) BMC, Leyland marka 140 tipi Jr\ damperli kamyon ile Yavuz marka 2200 tipi kamyon için TSE ile imzaladığı imalat yeterlilik betgesinin iptalini istedi ve TSE de bu istem üzerine belge kullanma sözleşmesini iptal etti. Aynca Bebimot Belde Bisiklet ve Motor Sanayi A.Ş. 'de Güçlü, Kobra, Pinokyo, P. Junior ve Polo marka bisikletler için imzalamış olduğu imalat yeterlik belgesinin iptalini istedi. TSE, Bebimot'un bu isteği üzerine belge kullanma sözleşmesini iptal ettiğini açıkladı. riminin değerinin de bu ülke para birimi karşısında düştügü or(amlardan fazlaca etkilenmiynruz. Bu, bizim olduğu kadar bizle borç degiştiren ülkelerin de yarannadır" diye konuştu. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Yener Dinçmen de, dolann toparlanacağını, uzun süreli ve büyük oranlarda değer kaybının beklenmediğini kaydetti. Dinçmen, "Dolar toparlanır. Bizim için de sıkınlı yaratmaz" dedi. Dolann Japon Yeni karşısın | İhracatçı: Asgari ithal fıyatı kaldırılsın AET'ye kuru üzüııı ihracatı durdu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AET'nin Üçüncü Dünya Ülkelerinden çekirdeksiz kuru uzum ithalaıında uyguladığı asgari fiyat.i uymayanlar için verilen cezalar artınca, Türkiye'nin topluluğa üzüm ihracaıı durdu. Cezalann Yunanisıan'ın baskısıyla yükseltildiğini belirten ihracatçılar. "Asgari ithalfiyatı1300 ile 1350 dolar arasında değişiyor. Bu fiyat çok yüksek. Alünda satış yapıldığında 350 dolarlık ceza uygulanıyor. Asgari iıhal fiyalı kaldınlmalıdır" dediler. Ege Kuru Meyve llıracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi Fikri Özatılgan, cezalann yükseltilmesinden bu yana AET'ye üzüm sauşının durduğunu belirterek. "Yunanistan elindeki üzümün tümunu sallıklan sonra ancak Tiirkiye'ye sıra gelir" dedi. Özatılgan, "Türkiye'nin $u anda AET'ye mal satabümesi için 850 dolar fiyal vermesi gerekir ki bu iç piyasa koşullannda mümkün değil. Zaten fiyatlar düşürüldüğünde Yunanislan cezalarla oynuyor" biçiminde konuşlu. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatçısı Erdinç Kapkaç ise yılbaşından bu yana üzüm ihracanndaki anormal durgunluğa dikkati çekti. Bugüne kadar Türkiye'nin eiindeki üzümü bitirmiş olması gerektiğini öne süren Kapkaç, fiyatların yüksek olması nedeniyle lopluluğa satış gerçekleşliri Yunanistan'ın baskısıyla, kuru üzümde asgari ithal fıyatına uymayanlara verilen cezalar yükseltilince, Türkiye Ortak Pazar'a ihracat yapamaz oldu. lemediğinı vurguladı. AET'nin üzümde asgari ithal fiyatı uygulamasıyla Türk üzümlerinin topluluktaki satışı güçleşirken, ihracatçılar. "Mal saıabilmek için boşluk arar olduk. Bir ara İsviçre üzerinde topluluğa mal satışı gerçekleştirdik. Ancak asgari ithal fiyatının altında mal alana uygulanan cezalar anınca çare kalmadı" biçiminde konuştular. Daha önce 250 dolarlık cezayı göze alan ilhalatçılar. ucuza iıhal ettikleri Türk üzümleri için eezayı ödeseler bile Yunanistan'ın satış fiyatıyla arada büyük bir fark oluşmuyordu. Yunanistan'ın fiyatının 1150 dclar olduğuna dikkati çeken ihracatçılar. "Bu durumda biz 850 dolardan satmaK durumunda kalınz. Ama bu fiyal da çok dıişiık" görüşünü savuıidular. Hükümete başvurarak, AET ile asgari ithal fiyatlarının kaldırılması için görüşmelerde bulunulmasını isleyen ihracatvilar, yaptıkları girişimin "sonuçsuz" kalacağını belirttiler. Ege Kuru Meyve İhracatçılan Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Beşikçioğlu, "AET asgari ithal fiyatı uygulayınca Türkiye de bu fiyata uygun asgari ihraç fiyalı uyguİaması başlatmışlı. AET'ye uyeligin gündemde olduğu bugünlerde asgari ihraç fiyalı uygulaması hükümelin eünde bir koz niteiiğinde. Biz kurallara uyuyoruz diyecekler. " dedi. DUNYA'dan Almanya ve îngiltere'de dışfazla T? konomi Servisi Federal Almanya'nm şubat ayındaki Mlı dış ticaret fazlasının 10.4 milyar marka yükseldiği açıklandı. Ocak ayında bu rakam 7.2 milyar marktı. Ancak ekonomi uzmanları markın değer kazanmasının ihracatta kaydedilen düşüşü gizlediği görüşünde. Ingiltere'nin ödemeler dengesi fazlasının da şubat ayında ocak ayı rakammı 5'e katlayarak 376 milyon sterline ulaştığı belirtildi. Ifetkin: Tbprak reformu olmadan tarun reformu yapılaınaz ANKARA (ANKA) Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, "İktidar bir kandırmaca içinde" diyerek, toprak reformu olmadan, tanm reformu yapılamayacağını söyledi. Yetkin yaptığı açıklamada, toprak adaJetsizliğini giderici toprak reformu yapılmadıkça, tarım reformu adı altındaki düzenlemelerin, çiftçilere bir şey kazandıramayacağını ifade etti. Türk çiftçisinin 1980'den bu yana ciddi boyutlarda yoksulluk sürecine girdiğine dikkat çeken İbrahim Yetkin, "Özal iktidan çitfçiye yeni hak vermiyor. Zamanında aldığı haklardan bazılarını veriyormuş gibi davranıyor" dedi. Tanmda devletçi bir politika uygulanması gerektiğini belirten Yetkin, şunları söyledi: "Tarım üretim planlaması çalışmalarına başlanmalı, hangi bölgede hangi ürünün ekileceği saptanmalı. Tarım fiyat sistemi, ön fiyat ve kesin fiyat biçiminde yapılmalı. Taban fiyatlar tarımsal meslek kuruluşlannın oluşturacağı komisyonlarda belirlenmeli. Tanm girdilerine uygulanan tanm kredi faizleri asgariye indirilmeü. tüm ürünler devlet desteklenii. kapsamına alınmalı" dedi. DÜZELTME • Goodyear'ın bu yıl dağıtacağı temettü oranı cumartesi günü yayımlanan gazetemizin ekonomi sayfasında yüzde 820 olarak çıkmıştır. Doğrusu yüzde 200 olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Fransa'da işsizlik rekor kırıyor T7 konomi Servisi Fransa'da £1/ Chirac hükümetini en çok korkutan göstergelerden olan işsizlik, şubat ayında yeni bir rekor kırarak 2.65 milyona yükseldi. Çalışma Bakanhğı'ndan yapılan açıklamada, işsizliğin çalışanlara oranının yüzde ll'e ulaştığına dikkat çekildi. Mevsimsel değişmelere göre ayarlanmış rakamlar sonucu Fransa'da 1986 sonu ittbarıyla işsiz sayısı 2.57 milyon ve işsizlik oranı yüzde 10.7 idi. Belli başlı sanayileşmiş ülkeler arasında en yüksek işsizlik halen Fransa'da. tssizlik, Federal Almanya'da yüzde 10, ABD'de yüzde 6.7 ve Japonya'da yüzde 3 seviyesinde. Fransa Başbakanı Jacques Chirac, geçen hafta yaptığı bir televizyon konuşmasmda, geçen yıl 50 bin kişiye iş olanağı yaraııldığım ve gelişmelerin olumlu yönde olduğunu söylemişti. Yatırım Danışman Asistanı ARANAN NİTELİKLER • • • • • En az lisans dereceli yüksek öğrenim Pratik zeka, matematiksel işlem kabiliyeti İkna gücü. çevreye uyum sağlama Girişken ve prezantabl olma 30 yaşını geçmemiş olma. İstanbul şubelerimizde (,alışmak iste\en adaylann, iki f(Xoğraf, ayrıntılı ozgeçmiş. adres ve telefon numaralarını 1741987 tarihine kadar aşağıdaki adrese göndermeleri gerekmektedir. UaiSlARARASl ENDÜSTRİ VE TİCARET BANKASI A.Ş. Perscmel Bölümü (PB 2) Büyükdere Cad. 108/C Esentepe İstanbul Erkek adaylarda askerliklerini yapmış olma şarti aranacaktır. Başvurusu uygun bulunan adaylarîngilizce ve genel yetenek sınavına girecek olup, bu sınavlarda bâşarı gosterenler mülakata çağrılacaktır. Kabul edilen adaylar. uluslararası Eğitim Merkezi'nde "Bireysel Bankacılık" eğitimine katilacaktır. Ulu»larara$ı°nda başvurular gizli lutulur. SERMAYE PİYASASINDAN Arkadaşımız Yener Kaya, i stanbul Menkul Kıyrnetler Borsası'nın Amman Borsası'nı yerinde incelemek amacıyte1 düzenlediği geziye katıldığından bu hartakı yazısını yayımlayamıyoruz Daktilo tarihe mi gömülüyor? DOVIZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçıka Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 isveç Kronu 1 isviçre Frangı 100 italyan Lireti 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 S.Arabistan Rryali 30 MART 1987 Döviz Döviz Efektif Efektif Alış Alış Satış Satış 778.35 782.24 778.35 790.03 543.83 546.55 532.95 551.99 60.71 61.01 60.71 61.62 426.90 429.03 426.90 433.30 20.63 20.73 20.22 20.94 113.38 113.95 113.38 115.08 128.57 12b.57 130.50 129.21 378.21 380.10 378.21 383.88 122 48 123.09 122.48 124.32 512.58 515.14 512.58 520.27 59.97 60.27 58.77 60.87 2836.55 2850.73 2779.82 2879.10 1249.64 1255.89 1249.64 1268.38 207.62 208.66 203.47 210.73 P aris (a.a.) ~ Daktilo makinesi kullanamayan ya da kullanmak istemeyenlerin de bundan böyle "bilgisayar devrimi"nin nimetlerinden yararlanabilecekleri açıklandı. Merkezi Paris'te bulunan Anatex adlı fırma tarafından Macintosh bilgisayarlarında kullanılmak üzere geliştirilen bir programla, daktilo kullanamayanlara da bilgisayar aracılığıyla ihtiyaçlarmı karşılama imkânı sağlandığı belirtiliyor. Firma Genel Müdürü Xavier Maury, klavye yerine elektronik bir levha ve özel bir top başlı yazıcı kullanılan sistemin gelecek ay piyasaya çıkanlacağım, daktilo kullanmasını sevmeyenlerin bu gelişmeye büyük ilgi göstereceklerine inandığını söyledi. Sistemin, elektronik levhamn üzerine bir kâğıt konularak kullanıldığını belirten Maury, en istikrarsız ya da aceleyle yazılmış harflerin bile istenilen şekilde kayda geçirilebiteceğini bildirdi. INTERBANK ^ ULUSLARARASI ULUSIARARASI ENDÜSrRİ VE Iİ(^REI BANKASI A.5.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear