Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/12 HABERLERfN DEVAMI 20 MART 1987 Hazin Manzara. tanlar, ülkede hükümet edenler, bir zamanlar altına imza koyduklan karartan hatırlamadıkBunun en son örnegine ABD'de tanık lannı ya da bu konuda bilgileri olmadığını beolunmuştur. Başkan RonakJ Reagan, İrangayan edebilmektedirler. Hatta en önde gelen te skandalında bütün sorumluluğu üstlenyetkililerden biri, "Hata yapmış olabilirim; mekle kalmamış, aynı zamanda Amerikan ama Atatürk'ün 100. doğum yılı törenlerine kamuoyunun karşısına çıkarak hatasını karastlıyordu, çok sıkışık bir dönemdi" diyebilbul ettiğini de açıklayabilmiştir. Bu davranış, "devlet adamı sorumluluğu" kavramına yakı miş, sorumluluktan sıynlmak istercesine böyle bir mazereti öne sürebilmiştir. şan bir tutumdur. Ülkemiz açısından gerçekten çok acı bir durumdur bu. Bu açıdan bakıldığında, son birkaç günBir hükümet adamının, attına imzasını atdur ülkemizdeki manzara ne yazık ki hüzün tığı bir karar hakkında bilgisinin olup olmavericidir. Hükümet ya da devlet adamı sorumması, sonradan onu hatırlayıp hatırlamaması luluğuna tamamen ters düşen davranışlar bir gerçegi değiştiremez: O karardan kendibirbiri ardından sergilenmektedir. Bir dönemsi "soıvmludur" de styasal iktkjan tam yetkiyte ellerinde tu(Bcftanfı 1. Sayfada) Rabıta zînciri uzuyor (Baştarafı 1. Sayfada) TBMM camisi için 20 milyon lira bağışta bulunduğu ve bağısın Diyanet îşleri Baskanhğı'nca TBMM Baskanlığı'na iletildiği kaydediliyor. Rabıta Örgütü'nce yayımlanan "A Worid Guide To OrganizaÜons of Islamic Activifes" adlı rehberin "Rabıta Ofisleri ve TemsUcfleri" ile ilgili bölümünde şu örgütlerin adları, bağlı kuruluş ve temsilcilikler olarak kaydediliyor Merkezleri lstanbul'da bulunan " D o g u Türkislan Göçmenler Derneji" istanbuJ Üaiversitesi'ne bağlı "İslami Arastırmalar Enstilüsü", 1970 yılında Kadir Mısıroğlu'nun Atatürk aleyhine konuşmalar yaptığı, "Milli Türk Talebeler B M t i " ile merkezi Izmir'de bulunan '•Milli Türk tzmir Yüksek İslam Enslitüsü Yaptırma ve Koruma Dernefi", merkezi Nikosa'da bulunan "Kıbns Türk lslam Cemiyeti".. Brüksel'de yönetim kurulunda Türk Büyükelçiliği'nin de yeraldığı "Centre Islamique el Culturel de Belgique" de Rabıta Örgütü'nün bağlı kuruluşu olarak kaydediliyor. Rabıta örgütü'nce yayımlanan rehberde, aynca, "TürkSuudi Pamle: Ento Dostluk Cemiyeti" ile Avustralya'daki "Törk Sesi" adlı kuruluşlann da adresleri veriliyor. Kadir Mısıroğlu, Rabıta örgütü'nün rehberine bağlı kuruluş olarak yer alan Milli Türk Talebe Birliği'nde 1971 yılı başında "Mehmet, sizin emrinizi ifa eder, paşa olmasına ragmen Mustafa Kemal Pasa'nın oluşunu muhakeme eder" biçiminde konuşmuş; ancak İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca bu sozlerde suç öğesi bulunmamıştı. tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca 1972 yılında verilen kovuşturmaya yer olmadığı karan, Milli Savunma Bakanlığı'nca kaldırılmış, ancak devrin Sıkıyönetim Komutan; Orgeneral Faik Türün, Mısıroğlu hakkında soruşturma emri vermemişti. Bunun üzerine, Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral lrfan Özaydınlı, Mısıroğlu hakkında soruşturma actırmış, yapılan yargılama sonunda Kadir Mısıroğlu ve arkadaşlan mahkum olmuşlardı. Mısıroğlu'nun, şu sıralarda, Avrupa'da yaşadığı ve Rıza Nur'un anılarını tslamcı Örgütlere parasız olarak verip, bu kitaplardan bu örgütlere yaklaşık 700 milyon Türk lirası gelir sağladığı belirtiliyor. Bilindiği gibi, 1984 yılında, Faisal Finans Kurumu, Rabıta örgütü kurucu meclisindeki Türk Temsilcisi Salih Özcan'ın girişimleriyle kurulmus; özcan, paylarının bir kısmını, AP ve MHP'li eski bakanlar ile bazı ANAP yöneticilerine devretmişti. Örgütün ayrıca Kocaıepe camisine 2 milyon ve Adana bölgesinde 1980 yılında meydana gelen sel baskınında hasar gören cami ve mescitlerin onanmı için de 5 milyon lira yardımda bulunduğu ortaya çıktı. Yine resmi kaynaklardan alınan bilgilere göre, 1980 >ılı mart ayında Kıbrıs'ta yapılan Ulam konferansına katılan ve bu ziyaret dolayısıyla da Devlel Bakaniığı'nın daveti üzerine Türkiye'ye gelen Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri M. Ali El Harekan ve beraberindeki heyetle söz konusu yardımın konusu ele alınarak. gerçekleştirildi. KARAKAŞ: HATIRLAMIYORL'M 1980'lerin CHP'den Meclis Başkanı olan ve şimdi DSP'nin Grup Başkanı olan Zonguldak Milletvekili Cahit Karakaş, Rabıta'nın Meclis camisi için 20 milyon liralık yardımda bulunduğu iddialarını "HaUrlamıyorom" seklinde yanıtladı. Karakaş, Cumhuriyet muhabirine şunlan soyledi: "O dönemde Medise cami yapılması henüz bir proje biçimini bile almamıştı. Sadece Plan ve Bütçe Komisyonu'nda cami yapılması konusu görüşülüyordu. Rabıta örgütunün Meclis Başkanlıgı'na 20 milyon lira yardımını hatırlamıyorum. Bana böyle bir yardım gelmiş değildir. Ancak Başkanlık Divanı üyelerine böyle bir yardım yapıldı mı, onu bilemem. Odönem Başkanlık Divanı'nda görev yapmış arkadaşlarla konuşarak konuyu araştıracagım." UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) kanlığı olacak), Cağaloğluİstanbul. Milli Türk Izmir Yüksek İslam EnsMüsü Yatırma ve Koruma Derneği, 1332 Sokak 19, Kat 3 izmir. CyprusTurkish Islamic Association, Kıbns Türk İslam Cemiyeti, 4 Hasan Nihat Apt. Nicosia. Mersin 10 VİA TurkeyMersin... Rehberde, ayrıca "TurkishSaudi Friendship PartyTürkSuudi Dostluk Derneği" adresi olarak da TBMM adresi yer alıyor. Aynı rehbere göre, Avustralya'da, "P.O. Box 160 Port Melooume" adresindeki "TürkSesi" adlı kuruluş da "Ra GOZLEM bıta örgütü"ne bağlı... AHKARA'dan YAlClN DO&AN kınca, imzalar ortaya çıkınca, herkes herşeyi ammsamaya başhyor. Bu arada, ANAP hükümeti olayı hızla saptırmaya çalışıyor. "ÇankayaANAP hükümeti işbirliğinin " tipik örneklerinden bir yenisini yaşıyoruz A nkara 'da. Gerek Başbakan Vekili Kaya Erdem, gerekse Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel, "tlk kararname Demirel döneminde çıkmıştv"diyerek, 1981 yılı nisan ayında, yani 12 Eylül döneminde yürürlük kazanan kararnameyi "ikinci plana itmek " istiyor. 12 Eylül döneminde yüzlerce kararın geçerliği, hatta partilerin kendileri, anayasa ortadan kaldırılırken bu kararname neden yeniden hazırlanıyor ve tam tersine neden kararname yeniden yürürlüğe giriyor? ANAP hükümeti böylelikle "olaya Demirel gölgesini dahü etmeye'' çalışıyor. İkinci nokta da şu: Resmi açıklamalarda "kararnamede Rabıta adı geçmiyor" deniyor. A NA P hükümeti' 'ayıp ediyor'' en hafîf deyimiyle. Çünkü, "karamamenin ekinde" açıkça yer alıyor "Rabıta"adı. Hatta, kararname öncesinde, konunun devlet bakanlığına ilk sunulduğu yazıda da zaten paranın imamlara "Rabıta" tarafmdan ödeneceği açıkça yazılı. ANAP hükümeti daha kimden, neyi saklamaya çalışıyor? Bir de olayın başkentte yarattığı havayı aktarmakta yarar var. ' 'Resmi hava inamlmaz bir mantıkla"işliyor. Konuyu "mazur göstermeye çatışan resmi hava"ntn özeti şu: ' 'İmamlar yurtdışına gitti mi? Evet, gitti. O dönemde devletin dö'viz sıkışıkhğı var mıydı? Vardı. Eh, o tarihte yurtdışına giden imamlann ayiıklannı eğer Rabıta ödemeseydi, bir başka örgüt öderdi. Rabıta 'yı hiç olmazsa biz biliyoruz. İmamlann parasını ya bizim bilmediğimiz örgütler ödeseydi daha mı iyi olurdu? Elbette olmazdı. Aynca, paranın Rabıta tarafmdan ödenmesini devlet organize etmiştir. Devlet organize etmekle iyi etmiştir. Çünkü, bir yandan yurtdışındakı vatandaşlanmızın imam ihtiyacı gideriuniş, bir yandan da bizim tanıdığımız bir örgüt paralan ödemtştir". Devletin en üst düzey yöneticilerinin mantığı işte bu! ANAP hükümetinin tavrı işte özetlenen noktalarda dile geliyor. Bu "resmi tavır ve resmi havanın " dışında, bir de aynca olaya adı karışanlann tavrını vurgulamak gerek. fkiüç gün önce olaya adı karışanlann istisnasız tümü"bilgileri olmadığını" söylüyor. Bugün ' 'galiba hatırlayabildiklerini'' ekliyor. Olaylann akışı, gelişmesi, söylenen sözlerin tümü, konuyla ilgili ek biryorum yapmaya artık zaten gerek bırakmtyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Başkanı" sı/atıyla imzası var... Sağladığımız bilgiler, gazetemizdeki yayınlardan sonra, Cumhurbaşkanı Evren'in konuyu çevresiyle tartışmakta olduğunu ve "kararnameyi bildiğini" ortaya koyuyor. Belki biraz güç anımsanabilir. Binlerce kararname, yOnetmelik, yasanm yürürluk kazandığı bir dönemde, "bir kararnameyi ilk anda ammsamak güç olabüir". Evren, olayın ayrmtılannm araştınlması, sonucun kendisine aktanlması için de devletin ilgili birimlerine gereken talimatı veriyor. Şu anda konuya dönük olarak kendisine "bir dosya hazırlamyor". Aslında, olayı dün Evren haftalık görüşme sırasmda Başbakan Vekili Kaya Erdem 7e görüşüyor. Erdem, Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel tarafmdan basın toplantısında yapılan açıklamaya temel oluşturan bilgileri görüşmede Cumhurbaşkam'na aktanyor. Kararname ortaya çı Güzel: Rabıta uygulamasını biz (Baştarafı 1. Sayfada) çıkanlan üç kararname ile karar verildiğini ve uygulamamn temmuz 1985'e kadar da sürdüğünü açıkladı; Rabıta'nın, maaş verdiği din görevlilerine herhangi bir baskı yapmadığını ve bu görevlilerin laiklik ilkelerine uygun görev yaptıklarını söyledi. Güzel, Özal hükümetinin ilk günden itibaren uygulamayı incelediğini ve "faydalı olmakla biriikte geçici bir çözüm olarak gördüklerini" söyledi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Hasan Celal Güzel, dün Bakanlar Kurulu'nda alınan kararlan açıklamak üzere yaptığı basın toplantısında Diyanet İşleri Başkanlığf na bağlı olarak yurtdışında görev yapan din görevlilerine Rabıtatül Âlemül Islam'dan (Dünya lslam Birliği) maaş ödenmesi konusunda da açıklama yaptı. Güzel, ilk kez 1978'de 10 adet yurtdışı din görevlisi kadrosu oluşturulduğunu belirterek, Diyanet İşleri Başkanhğı'nın 5 Ağustos 1980 tarihinde 1195 sayılı yau ile Başbakanlığa başvurduğunu kaydetti. Güzel'in okuduğu ve dönemın Diyanet işleri Başkanı Tayyar Altıkuhç'm imzasını taşıyan yazıda "iilkenin döviz sıkıntısı göz önüne slınarak başka kaynaklar araştınldıgı ve Belçika belediyelerinden ve merkezi Mekke'de bulunan Dünya tslam BirUgf Genel Sekreterü«i'nd«n bir mikUr kadro temin edildiği" belinilerek ilişikte adlan bulunan 34 kişiye üç yıl şüre ile "maaşaz izin verilmesinin" istendiği ifade ediliyor. Başkanhğın bu yazısı ve Milli Eğitim Bakanlıgı'nın oluru uyannca sınavla belirlenen 34 din görevlisinden 32'sine Bakanlar Kurulu'nun 17.8.1980 tarih ve 8/1500 sayılı kararname ile ücretsiz izin verıldiğini belirten Güzel, bu kararnamenin "kamuyu ilgilendiren kararnamelerden olmaması" nedeniyle Resmi Gazete'de yayımlanmadığını açıkladı. Bu uygulamamn MGK döneminde de sürdüğünü anlatan Güzel, dönemin Devlet Bakanı Mehmet özgüneş'in 20 Nisan 1981 ve 0919 sayılı ve Diyanet İşleri Başkanlığı antetli bir yazı ile bu kez 41 din görevlisine aynı amaçla üç yıllık maaşsız izin istendiğini kaydetti. özgüneş'in bu yazısı uyarınca Bakanlar Kurulu'nun 28 Nisan 1981 tarih ve 8/2038 sayılı kararnameyi hazırladığım aktaran Güzel, bu uygulamamn kendi hükümetleri döneminde de sürdüğünü dile getirdi. Din görevlilerine Rabıta'dan maaş verilmesine 1984'te de devam edildiğini ifade eden Güzel, Devlet Bakanı Kazım Oksay'ın da 1 Ağustos 1984'te Başbâkanhğa gönderdiği bir yazı ile yurtdışındaki bu görevlilerin görev süresinin bir yıl daha uzatılmasının istendiğini söyledi. Güzel, Oksay'ın bu yazısı uyarınca Bakanlar Kurulu'nun bu din adamlannın görev sürelerini 1 Temmuz 1985 tarihine kadar uzattığını açıkladı. Güzel, 4 Haziran I985'ie Başbakanlık Müsteşarı olarak kendi imzasıyla Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen bir yazı ile bu görevlilerin maaşIarının 1 Temmuz 1985'len itibaren Dışişleri Bakanlığı Türk Kültür Varlığını Koruma ve Tamtma giderleri harcama kaleminden karşılanmak üzere 320 din görevlisi kadrosu tahsis edilmesinin istendiğini söyledi. Bu tarihten sonra din görevlilerinin maaşlannın Dünya lslam Birliği Genel Sekreterliği'nden karşılanmasından vazgecildiğini dile getiren Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir taraftan yurtdışındaki vatandaşlanmızın ihtiyaçlannı karstlarken, bir taraftan devletin bıraktıgı boşlugu islismar etmeye çalışanlara mani olmak zorundayız. Geçici din görevlisini bu şekilde göndermek çözüm değildir. Biz köklü çözüm aradık. Bu uygulamayı da bu sebeple devam ettirmedik. Bu şekilde faydalı da olsa din görevlisi bulundurma yoluna gitmedik. 1985'e kadar Dünya tslam Birliği'nden raaas alarak görev yapan, ancak hukümete gelir gelmez başlatlıgımız bir çalışmanın haziran 1985'te neticelenmesi ile temmuz 1985'ten itibaren değişik bir uygulamaya geçtik. Önce 320 olan din görevlisi kadrosunu 485'e çıkardık. Bu görcvlilere iki bin mark maaş vermeye başladık. Dünya İslam BirligTne devlel olarak bakış tarzımızı söyleyeyim. Bn kuruluşun başlıca gayesi İslam ülkelerinin dünyaya anlalılması ve İslama karşı propagandaya karşı konulmasıdır. Birlik Suudi Arabistan hükümetinin denelimi altında faaliyet gösterraektedir. Birlik gayeierinin tamamıyle devletimizin laiklik ilkelerini tam olarak bağdaştırmak mümkün olmayabilir. Ancak, birlik faaliyetlerinin önemli bir kısmını meydana getiren Müslüman azınlıklar konusundaki rardımt bizim memleketimizin de menfaatlerine yardım eder niteliktedir. Nilekim birlik Kıbns'taki. Bulgaristan'daki Müslüman azınlıklann meselelerini de her zaman desteklemiştir. Bu leşkilaün bir özelligi de din görevlilerimize herhangi bir yönde propaganda yapılması bakımından baskı yapmaması esasen onlarla muhatap olmamasıdır. Götürülen hizmet laik Türk devleti ilkelerine göre olmuştur ve aynen Türkiye'deki din hizmetlerine uygulanan kaidelere uygun olarak cereyan etmiştir. Dolayısıyla Belçika devlelinin veya herhangi bir milletlerarası kuruluşun yardımı neyse, birliği n yardımt da odur. Kaldı ki birliğin yardımı sadece din görevlilerinin maaşiannın karşılanması değildir." Güzel, daha sonra kendisine yöneltilen sorular üzerine Rabıta'dan maaş alan din görevlilerinin biri dışında tamamınm döndüğünü açıkladı. Güzel, "İşbirliği içinde bulunmak, bu kuruluşun büıün görüşlerini paylaşmak anlamına gelmez. Ama tabii ki paylaşılan noktalar da vardır" diyerek, Rabıta ile girişilen işbirüğini savundu. Din görevlilerinin maaşiannın karşılanmasımn Türkiye Cumhuriyeti'nin görevi olduğunu söyleyen Güzel, "Bütün hükümetler bu konuda ellerinden geleni yapmışlardır. Ama imkânlar arttıkça daha iyisi yapılmıştır" biçiminde konuştu. "Rahıta'nın Türkiye aleyhine irtkai faaliyellerde bulunan kunıluşlara yardım edip elmedigi" biçimindeki bir soruya Guzel, bu konuda ellerinde bilgi bulunmadığını, inceleneceğini söyleyerek yanıt verdi. Güzel, bir soru üzerine kararnamenin çıkanlma amacının "iicretsiz izinli görevli gömJermek" olduğunu, "ancak kararnanıenin teklif yaosında bu görevlilerin ne maksatla, nasıl gönderueceginin beürtSdigini" ifade etti. Halen yurtdışında bulunan din görevUlerinin Rabıta'dan maaş alıp almadıklan sorusuna da Güzel, "Bir kuruluşun bir görevliye para verip vermedigini nasıl denetlersiniı?" karşılığını verdi. Güzel, Rabıta'nın maaş vermesini, Türkiye'de olan bir depreme Hıristiyan yardım kuruluşlarının yardım etmesine benzeterek, "Belçika belediyelerinin yardunını neden sormuyorsunuz?" dedi. Güzel, özal hükümetinin ilk günden itibaren bu olayı incelediğini, "faydalı olmakla biriikte geçici bir çözüm olarak gordükleri kanaatinde olduğunu" dile getirdi. Güzel, Rabıta'nın bu maaşiannın Dışişleri Bakanlığı kanalıyla bankalara gönderildiğini vurguladı. Ayrıca Rabıta'nın yardımının bu biçimde yönlendirilerek yurtdışında Türkiye aleyhine faaliyet gösteren bazı kuruluşlara verilmesinin de önlendiğini savunan Güzel, din görevlilerine Rabıta'dan maaş verilmesine ilk olarak Dünya tslam Birliği Genel Sekreteri M. Ali ElHarekan'm Türkiye'yi ziyareti sırasında karar verildiğini de açıkladı. Öte yandan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Kaya Erdem, imamlara Rabıta örgütü tarafmdan maaş ödenmesine olanak sağlayan ilk kararnamenin 12 Eylül öncesi hükümeti tarafmdan çıkanldığım açıkladı. Erdem, bu kararnamede ve daha sonra 1981'de çıkartılan kararnamede, imamlara üç yıl süreli ücretsiz izin verildiğini, ancak imamlara ücret ödenmesine ilişkin bir hüküm bulunmadığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Erdem, dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le görüşmeden çıkışında bir soru üzerine "Rabıta olayını" Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü ve bu konuda bilgi verdiğini açıkladı. Erdem konunun Almanya, Belçika ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen imam talebinden kaynaklandığını belirterek şunlan söyledi: "Bu ülkelere gönderilecek şahıslann ücretsiz izinli sayılması için ilk kararname 17 .Ağustos 1980 tarihinde çıkanlmıştır. Çünkü bu ülkelerden gelen taleplerde ücretlerin oranın maballi idaresince ya da Türk biriiklerince karşılanacağı belirtUmiştir. Bu konudaki ilk kararnamenin sayısı 8/1500'dür. Bu kararnamenin larihi ise 1981. Üç yıl ücretsiz izinli sayılmalannı öngörüyor bu da." Erdem, bu tür kararnamelerin Devlet Personel Yasası'na göre normal olduğunu, aynı biçimde bir memurun yurtdışında çalışmak istemesi halinde 35 yıl ücretsiz izinli sayilabileceğini, dönüşünde tekrar eski görevine başlayabileceğini beJirtti. Milli Piyango dün çekildi Milli Piyango'nun dün Ankara'da yapılan 19 mart çekilişinde ikramiye kazanan numaralar: 100 milyon: 864081 50 milyon: 796623 30 milyon: 493720 20 milyon: 399601 10 milyon: 607639 8 milyon: 401253 6 milyon: 163690 4 milyon: 711518 810926 2 milyon: 015387 118138 380944 502005 934823 1 milyon: 044938 207593 283945 390912 456396 486126 584883 686522 909240 932010 500 bin: 019320 041942 111350 131698 182148 183023 204105 253032 337660 391746 403745 430218 564795 571899 603793 736824 797254 821342 837369 983980 400 bin: 025841 035310 039594 069536 077852 083132 121152 125224 125643 178643 226051 231153 281963 309178 363067 423472 456158 469317 481531 566040 573639 684467 707038 801267 928280 300 bin: 074140 110682 170050 193105 216341 228391 243773 290657 293643 323060 377748 402966 411089 423826 435401 446891 480736 484927 491660 495742 496548 505126 540669 559281 577632 582846 669629 711436 748607 809871 845793 858303 957359 968509 973201 200 bin: 036087 041866 054517 077159 092578 093520 137409 149161 152653 176758 203565 284527 286067 366107 389602 417957 418705 423527 432748 455257 455342 479581 514154 568926 594601 607531 612334 625732 626311 627020 635566 643292 647177 691199 707029 724027 737440 818964 903129 905734 913677 945923 951915 960795 978232 100 bin: 000043 001674 013492 016558 035342 061237 082340 087237 089528 109012 120896 144358 148699 198296 203884 213314 228501 231302 251356 253665 257371 300979 308066 356961 385237 395148 405201 486732 504503 507079 515029 525032 533380 540564 545878 557843 560653 574423 580778 593884 596754 611217 645791 654035 679737 687073 702199 714767 785649 786283 803911 816387 850229 853016 871813 909769 918077 927154 983958 984814 50 bin (Son 5 rakamı): 04875 12791 13526 14608 20028 20986 27789 40992 41109 43137 43356 44022 46948 47989 52507 54114 59563 63428 64109 67871 70529 71482 72953 73885 77298 82025 83090 87874 92543 96244 97898 98976 20 bin (Son 4 rakamı): 0117 0181 0806 0934 1931 2559 3556 3643 4101 4115 4473 7328 7517 8376 9623 9717 6 bin (Son 3 rakamı): 119 361 374 569 704 753 757 911 4 bin (Son 2 rakamı): 03 33 Amorti: 0 8 54 63 Rehberin incelenmesinden anlaşılıyor ki, "Rabıta örgütü" Brezilya'dan Avustralya'ya, İsveç'ten Güney Amerika'ya, Amerika'dan Japonya'ya kadar hemen hemen her ülkede örgütlenmiş... Avrupa'daki Müslüman azınlıklar "Rabıta örgutü"nun egemenlik alanları içinde... Örgüt, en büyük ağırlığı Avrupa'ya vermiş... Rehberi kapayıp, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca onbeş günde bir çıkanlan "Diyanet Gazetesi"n\ açıyoruz. Önce tarihe bakalım: 15 Nisan, 1 Mayıs 1980... Bu tarihin altında bir tarih daha var. Okuyorum: 29 cemaziyel evvel 16 cemaziyelahir 1400... Gazetenin ilk sayfasındaki haber şöyle: Başkanımızın davettisi olarak Türkiye'ye gelen Dünya İslam Birliği heyeti, başkanlığımızı ziyaret etti... Haberde, Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç tarafmdan Türkiye'ye çağrılan "Rabıta örgütü" Genel Sekreteri Muhammed Ali El Barakan'ın Diyanet Vakfı'na maddi katkıda bulunacağı bildiriliyor ve ayrıca şu haber de duyuruluyor: TBMM'ye yapılacak olan cami için 20 milyon, Adana'daki sel felaketine uğrayan yurttaşlanmızın ihtiyaçlannda kullanılmak üzere de Diyanet Vakfı'na 5 milyon liralık teberruda bulundular... Atatürk'ün eliyle kurulan laik cumhuriyetin Meclisinde şeriat örgütü "Rabtta"n\n mali katkıları ile camii yaptırılıyor! Ozan, Ceyhun Atuf Kansu'nun deyişi iie "Kurtuluş Savaşı ustası" Mustafa Kemal, Anıtkabir'den kalkıp başını uzatsa da evet uzatsa da görse şu günleri: Ne yapardı Mustafa Kemal, başını kaldırıp bütün bunları görseydi? Evet, söyler misiniz ey Atatürkçüler, ne yapardı? Herhalde, başına kalpağını geçirip doğru Samsun'a çıkardı. Doğru Samsun'a! Bu "seriatçı isbirlikçileri" için "devrim tarihi" elbette böyle yazar ve böyle yazacak. Ya "Inkılap tarihi" ve günümüzün "inkılap tarihçileri" nasıl yazacak bütün bunlan? Yürekler sızlamadan, nasıl, nasıl? Altıkulaç: İlk teması (Baştarafı 1. Sayfada) rine Ankara'ya geldiler ve Sayın Başbakan (Demirel) başta olmak üzere bazı görüşmeler ve temaslar yaptılar. Bu arada biz de kendileriyle bir İslami kuruluş olarak, bir kardeş kuruluş olarak ilgilendik. Dışişleri Bakanlığımız tarafmdan kendileri devlet misafiri olarak ağırlandılar. Siz bu Rabıta adlı örgütü nasıl değerlendiriyorsunuz? ALTIKLLAÇ Bu kuruluş, Müstümanlann dünya üzerinde azmlık halinde bulunduklan ülkelere çeşitli taahhütleri arasında kendi dilItrinde konuşan din görevlisi de gönderen kuruluştur. Toplum hangi dili konuşuyorsa, o dilden konuşan görevliler. Bizim Avrupa'daki ve diğer ülkelerdeki vatandaşlanmıza yeteri kadar din görevlisi gönderemediğimizi dikkate almış olacaklar ki, bu görüşmelerde halya'ya, Suudi Arabistan'da dini tahsil yapmış gençlerden, bu ülkelerdeki Türk toplumunun ihtiyacını karşılamak üzere din görevlisi gönderme hazırlıklarında bulunduklannı ifade ettiler. Biz bu konu ile ilgilendik. Ancak bu görevlilerin seçiminde toplumumuzun bünyesine uymayan bazı hataların yapılabileceğinden endişe ederek, yurtdışındaki topluluğun bassas yönleri bulunduğunu anlattık. Bu yüzden bizimle ilişki kurmadan böyle bir uygulamaya geçmeyin dedik. Daha sonra ne oldu? ALTIKULAÇ Endişelerimizi haklı buldular. Siz seçin Avrupa'ya ve Avustralya'ya gidecek din görevlilerini, bildireceğiniz adrese biz göndeririz, dediler. Tabii görevlileri biz seçecektik. Bu yöntemi seçtik, Başbakanlığa yazdıgımız bir yazıyla olayı hikâye ederek teklifımizi sunduk. Bu yazı benim imzamı taşıyor. Rabıta'dan din görevlilerine aylık bağlanması işi ne zaman başladı? ALTIKULAÇ Bu ilk olarak Demirel hükümeti zamamnda başladı. Biz Rabıta ile görüştük. O zamanki Başbakan Süleyman Demirel'e, 'Gidecekleri biz seçelim de, onlar parayı versin' dedik. Şifahen onayladılar. Demirel hükümetinin Devlet Bakanı Muhammet Kelleci o zaman istifa etmişti. Başbakan Demirel, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı doğrudan Başbakana bağlamıştı. Ben Diyanet İşleri Başkanı olarak doğrudan, Başbâkanhğa teklifimi yaptım. Kararname çıktı. Belçika görevlileri arasında üç kişinin ayhklannın Rabıta'dan ödenmesi böylece sağlanmış oldu. Siz önerinizde ne demistiniz? ALTIKULAÇ Bu iki kısımdı, (A) Belçika mahalli idarelerinden ayhklan karşılanacak olanlar, (B) Merkezi Mekke'de bulunan Dünya lslam Birliği Genel Sekreterliği'nden bir miktar kadro temin edilenler şeklindeydi. 32 kişiden 3 kişi böylece Rabıta'dan gitmiş oldu. Bakanlar Kurula'nun tarihi, numarası neydl? ALTIKULAÇ 17.8.1980 tarih 8/1500 sayılı kararname. Kararnamede künierin imzalan var? ALTIKULAÇ Cumhurbaşkanı Vekili İhsan Sabri Çağlayangil, Başbakan Süleyman Demirel, Devlet Bakanı Orhan Eren yerine Köksal Toptan, Ekrem Ceyhun, Ahmet Karahan, Metin Musaoğlu, Ömer Ucuzal, Ahmet Ihsan Birincioğlu. Içişleri Bakanı Mustafa Gülcügil yerine Orhan Eren, Hayrettin Erkmen, Ismet Sezgin, Orhan Cemal Fersoy, Selahattin Kılıç, Halil Başol, Münif İslamoğlu, Ahmet Çakmak, Hüseyin Özalp, Cemal Külahlı, Cavit Erdemir, Nuri Bayar. Esat Kıratlıoğlu, Barlas Küntay yerine Tevfik Koraltan, Turgut Toker, Ahmet Karayiğit, Hasan Ekinci, Talat Asal, Sümer Oral, .Tevfik Koraltan.. Bakanlar Kurulu karannda ne deniyor? ALTIKULAÇ 'Ekli listede adlan ve görevleri yazılı 32 personele yurtdışında görev alabilmeleri çin üçer yıl müddetle maaşsız izin verilmesi 657 sayılı kanunun değişik 77. maddesine göre, 17.8.1980 tarihinde kararlaştırılmıştır.' Ecevit döneminde Rabıta'dan para alan oldu mu? ALTIKULAÇ Hayır olmadı, belki, Belçika mahalli idarelerinden olabilir, hatırlamıyorum. Sizin bu olayla Ugili degerlendirmeniz nedir? ALTIKULAÇ Konuşmamm bütünü içinden de çıkanlacağı gibi, şu veya bu kaynaktan imkân sağlayarak, yurtdışındaki vatandaşlanmızm dini ihtiyaçlannın karşılanması konusunda Diyanet tşleri Başkanlığımızın gösterdiği gayrette ortaya koyduğu projeler bence bir takdir konusu olmak gerekir. Şu veya bu kaynak derken neyi kastediyorsunuz? ALTIKULAÇ Dünya lslam Birliği Genel Sekreterliği de bunun içindedir. Diyanet tşleri Başkanlığı olaya şöyle bakmış ve her dönemde Dünya lslam Birliği Genel Sekreterliği ile ilişkiler konusunda hükümetler, hükümetlerin ilgili bakanları olumlu bir yaklaşım içinde bulunmuşlar. Bir önceki hükümet döneminde Sayın Başbakan, Sayın ilgili bakan ve Dışişleri Bakanhğımız kendileri ile ilişki kurmuşlar ve 12 Eylül sonrası dönemde de zamanın Sayın Devlet Bakanı bu kaynaktan sağladığımız desteğe olumlu bir yaklaşım göstermiş, bizim teklifimize resmiyet kazandırmış ve kendisi bizzat Suudi Arabistan'ı ziyaretinde bu kuruluşun gend sekreteriyle görüşmüş, yemeğine icabet etmiş, bu kadrolar ve bu konuyla ilgili olarak teşekkürlerini ifade etmiş, ilişkilerin geliştirilmesi dileğini onaya koymuş ve yapılan bu tahsisin arttınlması temennisini ortaya koymuştur. Diyanet İşleri eski Başkanı olarak Rabıta'yı nasıl değerlendiriyorsunuz? ALTIKULAÇ Diyanet işleri Başkanlığı olarak bize düşen bir kardeş kuruluşla İslamiyet çerçevesindeki münasebetti. Çünkü onun sistemi, rejimi, rejim anlayışı ister laiklik lehine veya aleyhine olsun, ister şeriat veya aleyhine olsun, bunu göz önünde bulundurmadan genelde bizim Türkiye içinde ve dışında verdiğimiz hizmetlere paralel hizmetler veren bir kuruluştur. Anlasılmıştır ki Dünya tslam Birliği'ne Türkiye'yi bir şeriat rejimi noktasına getirmiş, ne de Türkiye onlan laiklik ilkesi noktasına getirmişür. Bunlar devletlerin temel ilkeleridir. önemli olan asgari müstereklerde isbirüği yapabilmektir. Siz ikiüç dönem gördünüz, Ecevit döneminde gddiniz, Ecevit bu olayı nasıl karşıladı, Demirel nasıl karşıladı? ALTIKULAÇ Sayın Başbakanla bu konuda bir görüşmem olmadığını ifade edeyim, ama genelde muhatabamız ilgili bakanlardı. Her seferinde her vesileyle bu kademede verdiğimiz brifinglerde bu statüyü dile getirmeye çalışıyor, görüşümüzü tekrarlıyorduk. Hak veriliyordu bize. Mesela 10 kişilik kadro Lütfü Doğan döneminde tahsis edilmiştir. Altıkulaç'ın açıklamaiannı da içeren haberle ilgili olarak Diyanet tşleri eski Başkanı Altıkulaç, şöyle dedi: "Vanlış anlamaya sebep olacak bir hususu şoyle belirtnıek istiyorum. Benim Rabıta'dan din görevlilerine maaş ödenmesi konusunu, önce Devlet Bakanı Özgüneş'e, sonra M8li Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Haydar Saltık'a önerdiğim, Sayın Saltık'ın onayının alınması üzerine de, Özgüneş'in Başbakan Sayın Ulusu'ya bir yazı yazdıgı ve Bakanlar Kurulu karannın da bnnun üzerine pktığı gibi anlaşıhyor. Dogrusu şudur: Sayın Özgüneş'in yazısı Sayın Saltık'la göriişmemizden öncedir. Bu yazı Sayın Saltık'ın onayı söz konusu olmaksızın Mzim önerimiz üzerine yazılmıştır. Sayın Saltık'ın devreye girişi. kararnamenin kendilerine ulaşmasından sonradır." Ozgüneş: Teklif (Baştarafı 1. Sayfada) ya Konsey'in herhangi bir rolü yoktur. BugünkU (dünkü) yazınızdan öğreniyorum ki, bu mutabakat yapılırken sayın Saltık'la da aynca görüşülmüş ve onun da tasvibi alınmış. Demek ki, mutabakat Diyanet'çe sağlanmış, Rabıta ile onlar görüşmüşler, kadrolar alınmış. Ikinci safha, Başbakanhğa bir teklif yazısımn sunulması... Yazınızda 'Özgüneş'in teklif yazısı' diye söylenen, benim teklif yazım değil. Diyanet tarafından hazırlanmış ve benim tarafımdan tasvip edilmiş, teklif yazısıdır. Diyanet Işleri Başkanı tarafmdan da Başbakanlığın ilgili kuruluşuna, yani Kanunlar ve Kararlar Dairesi'ne gönderilmiş ve orada incelenmiştir. Yazının tarihine dikkat edilirse, 20 Ocak 1981'dir. Yani Atatürk'ün 100. doğum yılı merasımlerinin en yoğun olduğu dönemdir. Ben Diyanet'in hazırladığı ve onların kâğıdına basılan bu teklif yazısını yeteri kadar etraflıca incelememiş olabilirim. Tamamen hatırlamıyorum. Muhakkak olan şudur, Diyanet tarafmdan hazırlanan teklif yazısı benim tarafımdan tasvip görerek Başbakanlığa sunulmuştur. Üçüncü safha da, kararnamede şimdiye kadar deniliyor ki, 'Rabıta'dan gönderilmek için kararname vardır.' Hayır. Yine kararnamede incelenir, hatta Başbakanlıktan gider, ya da Resmi Gazete'de kararnamenin süresini görürseniz kararnamede sadece ve sadece izinli sayılmalan içindir. Teklif yazısı, kararnamenin metnine dahil değildir. Eğer kararnamede '28 tane imamın maaşlarının Rabıta'dan alınması için mutabakata vanlmasına veya gerekli anlaşmanın yapılmasma ve bu imamlann da izinli sayıJmasına' denilseydi, o zaman iddialar doğru olurdu. Halbuki böyle değil, kararnamede sadece bu imamlara izin ven'lmesi hakkındadır. Sizin Suudi Arabistan'ı zjyaretinlz sırasında Rabıta ile göriiştüğüniiz söyleniyor. ÖZGÜNEŞ Ben Suudi Arabistan'a ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne beşer gün resrai ziyarette bulundum. Resmi ve gayri resmi birçok yemeklere katıldım. Gayri resmi ziyaretlerde ne oMn? ÖZGÜNEŞ Sayın Altıkulaç orada olmadığı için kendisine intikal ettiren kisiler, konuyu biraz değişik anlatmış olabilirler. Problem değil. Altıkulaç'ın bahsettiği gibi resmi bir yemek değildir. Rabıtatül Alemil lslami'yi benim ziyaretim de gayri resmi bir ziyarettir ve orada da kendileri bana uzun uzun Müslüman memleketlere yaptıkları yardımdan bahsettiler. Hatta şöyle bir teklif getirdiler: "Romanyaile bizim münasebetlerimiz pek çok, acaba siz Türkiye olarak Romanya Müslumanlanna yardunda araa oUbilir misiniz?" Bunun mümkün olmadığını söyledim. Ve böylebkle bittî. Haydar Saltık'm onayından söz ediliyor? ÖZGÜNEŞ Saltık'ın tasvibini gazetenizden öğrendim. Ne Sayın Altıkulaç, ne de Saltık Paşa bu konuda bana herhangi bir bilgi verdiler. Sayın Saltık'ın o zaman yetkileri vardı, Altıkulaç'ı yanlanna çağırmıs, direktif vermiş ve bu konudaki tasviplerini söylemiş olabilir. Bu kendilerinin yetkisi dahilindedir, ama benim haberim yoktur. Siz Diyanet İşleri Başkanbğı'ndan gelen öneriyi neden incelemediniz? ÖZGÜNEŞ Bildiğiniz gibi Devlet Bakanlıklannın sadece bir özel kalem müdürü ve birkaç da memuru vardır, ne de müşaviri ve hukuk müşaviri.. Gelen bütün yaaları Devlet Bakanı şahsen incelemek zorundadır. Burada belki de islerin çokluğu ve belki de Rabıta adının geçmeyerek DUnya lslam Birliği denilmesi beni yeteri kadar incelemekten alıkoymuş olabilir. Burada zannediyorum ki, benim yeteri kadar incelememe hatam vardır. Bugün Devlet Bakanı olsaydımz, Altıkulaç size böyle bir teklif getirseydi, ne yapardımz? ÖZGÜNEŞ Daha titizlikle incelerdim. Bu arada söyleyeyim, benim üzerime şahsen bir sorumluluk geliyorsa, hiçbir zaman sorumluluktan kaçmadım, bugün de kaçmam. Şurasını da açıkça söyleyeyim, Rabıtatül Alemil Islami, kendi memleketinde saygm bir dernektir. tLHAN ÖZTRAK NE DİYOR? Ulusu hükümetinin Devlet Bakanlanndan Prof. İlhan Öztrak, Rabıta ile ilgili kararnameyi anımsayamadığını açıkladı. Öztrak, bazen günde yiiz kararname imzaladıklanna dikkat çekerek, bütün kararnameleri okuduğunu, imamlann ayhklannın Rabıta örgütünce ödenmesi konusunun kararname ekinde bulunmaması nedeniyle konudan bilgisi olamayacağını anlattı. Bakanlar Kurulu'ndan çıkan her kararnamenin Resmi Gazeıe'de yayımlanmadığını, aynca gizli kararnamelerle yurtdışında görevlendirilenlerin isimlerinin güvenlik gerekçesiyle de yayımlanmadığını belirten Öztrak, "Hükümet, imamlan, kendi kontroiünde bulunduğu için göndermis olabilir" dedi. Demirel: Bizim kararnamemizde ücret konusu yok ADDS virüsü (Baştorafi 16. Sayfada) Fransız Haber Ajansı AFP, Türk hükümetinin de şubat ayında, dış ülkelerde çabşan Türk işçilerini, dış ülkelere sefer yapan şoförleri ve yabancı turistlere hizmet veren rehberleri AIDS kontrolündengeçirmeyi kararlaştırdığını hatırlatıyor. Ajans, bu karara rağmen, Türk hükümetinin henüz bu konuda somut önlemler almadığım belirtiyor. Japonya'da da, AIDS hastalannın ülkeye girmesini yasaklayan bir yasa taslağımn mart, ya da nisan ayında parlamemoya sunulması bekleniyor. Tasarıda aynca, doktorların AIDS hastalarım adlannı gizli tu(mak kaydıyla yetkililere bildirmesi zorunluluğu da getiriliyor. Yalancı bilgi veren, ya da düzeıili tedaviden kaçan hastalar da 700 dolar para cezasına çarptınlacak. ABD'de ise, ülkeye girecek yabancılar için AIDS testinden geçirilme zorunluluğu getiriltnedi. Bu konuda yalnızca sağbk yetkililerinin, göçmen kabuJünü yasaklama nedeni sayılan cüzam, verem ve 5 cinsel hastalığa AIDS'in de eklenmesi konusunda geçen yıl hazırladıkları bir yasa tasarısı bulunuyor, ancak turistler için henüz hiçbir önlem düşünülmüyor. Aynı konuda Latin Amerika ülkeleri de henüz hiçbir önlem almadılar. Meksika Sağlık Bakam, her gün ülkeye gelen yığınla turiste karşı AIDS testi uygulamamn imkânsız olduğunu bildirirken, 785 kayıtlı AIDS hastasının bulunduğu Haiti, bu tür önlemlerin ekonominin yıkımı anlamına geleceğini belirtiyor. Afrika ülkeleri de Latin Amerika gibi bu konuda henüz harekete geçme eğiliminde görünmüyor. Bu ülkeler, Batı dünyasının uyguladığı önlemleri "ayınma ve ırkcı" olarak nitelendirerek eleştirmekle yetiniyorlar. Kenya'nın Mombasa Limanı yetkilileri ise karşı önleme başvurarak, halkı limana yanaşan Amerikan gemilerinin personeli ile yakın ilişkiye girmemesi için uyarıyorlar. Bir parlamenter daha da ileri giderek, Amerikan gemilerinin personelinin limana inmesine izin verilmemesini istedi. ANKARA (ANKA) Yurtdışında görevli Türk imamlara Dünya İslam Birliği (Rabıta), taraftndan aylık ödendiğinin ortaya çıkmasıyla biriikte başlayan tartışmalara eski başbakanlardan Süleyman Demirel de katıldı. Süleyman Demirel, Başbakan Vekili Kaya Erdem ile Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel'in "İmamlann iicretsiz izinli yurtdışına gitmelerine olanak sağlayan kararnamenin ilk kez kendi başbakanlığı döneminde çıktıgım" bildiren açıklamalarını yanıtladı. Süleyman Demirel, ANKA muhabirinin Rabıta tartışmalarıyla ilgili sorusu üzerine şunları söyledi: "Kararname çıktıktan 15 gün sonra hükümeti bıraktık. Her bıraktığımızı icra mı ettiler? tcra etmeselerdi. Kararname sadece din adamlarına ücretsiz izin verilmesine imkân lanıyor. Ücret konusu yok. Kararnameyi çıkartmışız, ama icra etmeden hükümet gitmiş. Bize bir sorumluluk gelmez. Sorumluluğun vardır diyen olursa da tartışırız." İnönü: Rabıta için Meclis soruşturması isteyebiliriz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, Rabıta ile ilgili konu hakkında, dönemin sorumlulan için Meclis soruşturması önergesi verebileceklerini söyledi. lnönü, Cumhuriyet'in bu konudaki sorusunu yanıtlarken gazetemizde süren yayınlarda her gün daha ilginç olaylann ortaya çıktığını belirterek, "Meclis soruşturması açılmasını isteyebiliriz" dedi. Anayasanın geçici 15. maddesi, "Milli Güvenlik Konseyi'nin ve bu konseyin yönetimi döneminde kunılmuş bükümetlerin. Danışma Meclisi'nin her türlü karar ve tasarruflanndan dolayı haklannda cezai, maü veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülmeyecegini ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamayacağı" hukmünü içeriyor. Ancak, o dönemin hükümetlerinde Maliye Bakanlığj görevinde bulunan Adnan Başer Kafaoğlu hakkında, "Anadolu Bankası'nı zarara uğraltığı" gerekçesiyle Meclis soruşturması açılması için önerge verilmişti. Bu önerge üzerine açılan tartışmalarda en yetkili ağızlar "Verilen kararlarta devletin zarara ugralılnuş olraası dunımunda soruşturma yapılamayacağı görüşünün yanlış olduganu, soruşturma açılabilecegi" görüşünü dile getirmişlerdi. 1123 NİSAN ARASI DOĞU TURU YAPACAK ALMANCA TERCÜMAN REHBER ARANIYOR 163 77 96'dan FARUK (Akşamlan) . RABITA NEDİR? • Haber Merkezi Suudi kökenli "Rabıta" örgütünün tam ismi "El Emanetül Ammeii Rabıtatül Âlemül İslam". Örgütün Ingilizce adı metinlerde "World Mııslim League" olarak geçiyor. Türkçe resmi yazışmalarda Ingilizceden çevrilerek "Dünya lslam Birliği" sözcüğü kullanılıyor. Rabıta örgütü "Müsiüman memleketlerde yönetimin İslamcı kurallara ve şeriat esasına göre düzenlenmsi için" çalışıyor. Rabıta örgütünün maddi kaynakları çok gizli tutuluyor. Ancak bu kaynaklar arasında Suudi Amerikan petrol ortaklığı "Aramco"nun da yer aldığı ve Aramco'nun yıllık gelirinin yüzde 2.5'inin Rabıta'ya ayrıldığı öne sürülüyor. Rabıta dünyadaki Islamcı örgütlerin en zengini ve en güçlüsü. Rabıta'nın 41 kişilik kurucu meclisinde bir de Türk temsilci yer alıyor. Eski MŞP Şanhurfa Milletvekili Salih Ozcan. Rabıta örgütündeki diğer Türk temsilci ise eski AP Konya Milletvekili Ahmet Gürkan.