23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİMJ987 tstar bul ' Dai Fuan dün açüdı. 46fbmanm kattldığı fuarda derinin yanı sıra kürkler de yer ahyor. Sergüenen eşya ve giysiUrin 500 milyar liraya sigortalandığı fuar kendi alanında şimdiye kadar açılan en büyük ve değerttfuar oluyor. Fuarda serginin yanı sıra ihracat bağlantılan da yapüacak. (Fotoğraf: SİNA KOLOĞLU) y J TÜY APSergiSarayı'nda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yılın ikinci ay tutulması bugüngerçekleşecek. Ay tutulması, Türkiye'de saat 0l.59'da maksimum düzeye ulaşacak ve 57 saniye süreyle izlenebilecek. ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu Fizik Bölümü'nde teleskopla gözlem yapıp, ay tutulmasının resimlerini çekecek. Kuzey ve Güney Amerika'dan gözlemlenecek olan yılın ikinci ay tutulması bugün meydana gelecek. Ay, balık burcunda iken dünyanın yan gölge konisine saat 03.05'te girecek ve saat 05.14'te maksimum dereceye ulaşacak. Yan gölge ay tutulması en iyi Alaska ve Hawaii'den, saat 05.14'den itibaren, 57 saniye süreyle gözlemlenecek. Sabah saat 07.52 dolayında ay, dünyanın yarı gölge konisinden çıkacak.Türk iye"de saat 23.52 ve 04.15 saatleri arasında yan gölge ay tutulması izlenebilecek. Bugünay tutulacak Akis Dergisi mahkemede İSTANBUL (AA) TürkiyeIran ilişkilerini bozacak şekilde yayın yaptıfp iddiasıyla Akis Dergisi yöneticileri hakkında açılan davaya başlandı. lstanbul DGM'deki duruşmada, tutuksuz olarak yargılanan derginin başyazan ve sahibi Kurtul Altuğ ile yayın kurulu üyeleri Metin Çatan, Argun Verker, llhami Soysal, Nimet Arzık, Ankara temsilcisi Turhan Temuçin, haber sorumlusu Atilla Bartınoğlu hazır bulundu. Davada, derginin 2531 Mayıs 1987 tarihli sayısında yayımlanan "Humeyni ve SeksDin ve Humeynice Aşk Hayatı" başlıklı yazıların, Türkiyelran ilişkilerini bozacak nitelikte olduğu iddia edilerek, sanıklar hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis cezası istendi. Gelecek yazın modası Federal Almanya'da kışın daha yeni gelmesine rağmen, gelecek yazın giysileri sergilenmeye başlandı. Münih kentinde düzenlenen defelede yapay çiçeklerle süslenmiş gelincik en fazia beğeni kazanan giysiler arasında idi. Güvercinle şakalaşmak Güvercin şakası, ama fazia samimi' hoştur, leşip basmızın üstüne konarsa canmız yanabüir. Nitekim Londra'run Trafalgar Meydanı'nda güveranlerleoynayan turist bayan Julia Maynard'm kuşlann aşın sevgisinden biraz cant yanmış görünüyor. HABERLERİN DEVAMI Dün ve Bugün... (Baftarafi 1. Sayfada) karenin, her bir fotoğrafm çağnstırdığı o kadar çok şey var ki!.. Siyaset bilimcileri, tarihçiler ve politika adamlarının kişiliklerini inceleyen araştırmacıtar açısından son derece ilginç ve zengin bir donem yaşanmaktadır. Ömeğin, bir askeri harekâtın Ikjerinin, iktidardan devirdiği, hapsettiği parti Ikjerleriyie, bir süre sonra çok partili sistem içinde ve cumhurbaşkanı, parti lideri çerçevesinde göruşebilmesi, herhalde eşine ender rastlanan bir siyasal olaydır. Yainızca bu ömek bile, Türkiye'nin özellikle siyasal açıdan ne denli heyecan verici ve şaşırtıcı bir ülke oiduğunu göstermeye yetmi, yor mu? • Biz şimdilik bu buluşmaların güncel anlamı üstünde durmak istiyoruz. Sayın Ecevit ve Sayın Demirel'in gerek birbirteriyie görüşmeleri, gerekse Cumhurbaşkanı Sayın Evren'i ziyaret etmeleri rejim açısından normaldir. Bu adımların atılması, ülkemizde siyasal yaşamın doğal seyrine kavuşabilmesi için yarartı olmuştur. Yer yer zoraki, pek fazla inandırıcı olmayan özeilikler tasısalar da, bu tür diyaloglann kurulması hiç kuşkusuz olumludur. Muhalefet kanadındaki siyasal normalleşmeye yönelik bu gelişmelere karşılık, iktidar sahnesinde tam tersine çabalar sahnelenmektedir Normallesmenin değil, ıstikrarsızlığın ve bunalımın tohumları ekilmektedir. Bir seçim öncesinde ANAP iktidannın yaratmıç olduğu hukuk kargaşası ve karmasası, gözükara bir gidişin gelecek açısından tedirginlik verici ürünüdür. Hele Meclis Başkanı Sayın Necmettin Karaduman'ın, anayasanın son derece açık ve seçik hükmüne karşın, Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmamakta direnmesi, hukuk devleti açısından artık söylenecek bir söz bırakmamıştır. DemireiEcevit buluşmasına, "Dun nerelerdeydiniz?" diye soranlann, "Bugün nereye g> diyoruz?" sorusunu da kendilerine yöneltmelerinde sonsuz yarar vardır. Çünkü eğer geçmişten ders çıkarabilmişsek, bugünkü gidişin de pek parlak olmadığını görebiliriz. DYP'li Yılmaz Hastürk, cumhuriyet savcılığına başvurdu DYP Milletvekili Yılmaz Hastürk'ün, TBMM Başkanı Necmettin Karaduman hakkında, Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmayarak "görevini kötüye kullandığı" savıyla cumhuriyet savcılığına yaptığı başvuru incelenmeye başlandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye'de ilk kez bir TBMM Başkanı hakkında "görevini kötüye kullandığı" savıyla savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. DYP îstanbul Milletvekili Yılmaz Hastürk'ün yeterli imzayı taşıyan iki önerge verildiği halde TBMM'yi toplantıya çağırmayı reddeden TBMM Başkanı Necmettin Karaduman hakkındaki başvurusunu Ankara Cumhuriyet Savcılığı incelemeye başladı. Meclisin olağanüstü toplanma çağnlannı reddeden Karaduman'a eleştiriler dün de sürdu. DYP'li Hastürk'ün savcılığa dün yaptığı yazılı suç duyurusu şöyle: "TBMM Başkanı Sayın Necmettin Karaduman, yüce Meclisin olağanüstü toplanması için 101 ve 106 imzayla verilen iki önergeyi anayasanın 93., içtüzügün 7. maddesi ve anayasanın geçici 6. maddesi ne ragmen reddetmiş bulunmaktadır. Olayı, anayasa hukukçusu bilim adamlan, anayasanın ihlal edilerek, anayasa suçu işlediği şekliode yorumlamaktadırlar. TBMM Başkanı Sayın Karaduman bakkında gerekli kovuşturmanın yapılması için, milletvekili olarak yaptıgım yemine sadık kalarak, hukukun üstünlügunü sağlamak amacıyla suç duyurusunda bulunuyonım." Ankara Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri, bir Meclis Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulmasının Türkiye'de ilk kez olduğuna dikkati çektiler. Yetkililer, Karaduman'ın milletvekili dokunulmazlığının yanı sıra TBMM Başkanı sıfatının bulunduğuna işaret ederek, bu durumun suç duyurusu için yapılacak işlem konusunda bir yorum getirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkardığını söylediler. Suç duyurusunun ciddi bulunması halinde Karaduman hakkında gerekli fezleke hazırlanacak. Savcılık da Karaduman hakkında soruşturma yapabiimek için, milletvekili dokunulmazlığının kaldınlması isteğiyle Adalet Bakanhğı'na gönderecek. Bakanlık bu isteği TBMM Başkanlığı'na iletecek. Suç duyurusunun ciddi bulunmaması halinde takipsizlik karan verilecek. DYP'li Vural Ankan Meclisin olağanüstü çağrısını reddeden Karaduman'ın anayasayı iki kez çiğnediğini, kendisinden iki kez hesap sorulması gerektiğini belirtti. Ankan, Karaduman'ı cehalette suçlayarak, "O, Başbakandan izin almadan Meclisi toplavamaz. Başbakanı padişah, kendisini de veziriazam zannediyor" dedi. Ankan, bugun ımzacılar olarak yeniden bir araya gelerek, izleyecekleri yolu görüşeceklerini bildirdi. DYP'li Ankan, TBMM Başkanı için "O kadar cahil ki, hiç degilse tutanaklan okusun. Böyle cahil insanlardan Karaduman için suç duyurusu memlekete çok zarar gelir" diye görüş belirtti. SHP Grup Başkan Vekili C«hit Tutum, Karaduman'ın "Subjektif keyfi tutumunu" sürdürdüğünü söyledi. Tutum, "Karaduman sanki bu Meclisin yasama dönemi bitmiş gibi bir tavır içinde Meclisi toplamamakta, çalıştırmamakta ısrar ediyor. Anayasaya aykırı tavnnda direniyor. Eğer bu Meclisin yasama dönemi bitti ise, kendisinin de görevi sona ermiştir" diye konuştu. DSP Grup Başkan Vekili Sunıri Baykal da Karaduman'ın Meclis Başkanı makamında kalma hakkını yitirdiğini bildirdi ve Meclisi toplamayan zihniyetin er geç mahkum olacağını kaydetti. TUSIAD (Baştarafı 1. Sayfada) Dinçkök, bu ziyaretlerdeki temel amacın, hazırlanacak seçim bildirgelerinde ekonomiye geniş yer ayrılmasını sağlamak ve TÜSİAD'm önemli gördüğü konulann altını çizmek olduğunu söyledi. Son bir ay içinde basına duyurmadan tüm parti liderleriyle görüşmeyi başaran TÜSİAD Başkanı Ömer Dinçkök, 4 parti lideriyle göruştükten sonra partiler arasındaki ekonomik yelpazenin daraldığını ve ortak noktaların çoğaldığını tesbit ettiklerini söyledi. Dinçkök partilerin görüşlerinin birbirine yaklaştığı konulara örnek olarak Türkiye'nin Ortakpazar üyeliği ve enflasyon konularını verdi. Dinçkök buna karşılık partilerin özelleştirme konusundaki görüşlerinin birbirinden aynldığım ve SHP ve DSP'nin özelleştirmeye karşı olduklarını kaydetti. önümüzdeki 5 yılda kim iktidar olursa olsun 1 Demokrasi, 2 Piyasa ekonomisi ve 3 lstikrardan oluşan 3 unsunın bir arada mevcudiyetinden vazgeçemeyeceğini dile getiren T1JSL\D Başkanı Dinçkök, aksi halde kalkınmanın gerçekleşmiyeceğini kaydetti. Dinçkök, tüm partilerin Türkiye'nin AT üyeliğinden yana olduklarını hatırlatarak, bu durumda yine tüm partilerin serbest piyasa ekonomisine de karşı olmadıklarını belirtti. Basına kapalı olarak yapılan toplantıdan sızan haberlere gö" re ise Dinçkök'ün açılış konusmasından sonra söz alan TÜSİAD üyelerinin tümü, enflasyon konusu uzerinde durdular ve özal hükümetinin son dönemde enflasyonla mücadeleye gereken önemi göstermemesinden yakındılar. Yüzde 40'lara, 50'lere yaklaşan bir enflasyonla Avrupa Topluluğu'na girmenin ancak hayal edilebileceğini ve lafta kalacağını dile getiren işadamlan, TÜStAD yönetiminin bu toplantının ertesinden hazırlayacağı ve yine 4 partinin üst yönetimlerine sunacağı ekonomik öneriler paketinde enflasyonla mücadeleye birinci önceliğin verilmesi dileğinde bulundular. Nitekim Ömer Dinçkök de toplantı sonrasında basına yaptığı açıklamada kendisine yöneltilen bir soru üzerine "TÜSİAD üyelerinin yapüklan konuşmalar yararlı oldu. Mesela enflasyon konusunda uyarıcı konuşmalar yapıldı ve bu konuşmalar sonucunda biz, ytibaşından bu yana yeniden tırmanışa geçen enfiasyonu bir miktar gözardı ettigimizi fark ettik. Bu toplantı sonrasında orneğin enflasyon konusu. bazırlayacağımız rapora daha agırlıklı olarak girecek," dedi. Kapalı toplantıda Ömer Dinçkök'ün takdim konuşmasının ardından DYP'nin milletvekili adayı Prof. Emre Gonensay'ın epey uzun bir konuşma yaptığı, ardından Prof. tbrahim Üzümcü, Koç Holding Araştırma Geliştirme Bölümü Başkanı Nec«ti Ankan, Yapı ve Kredi Bankası'ndan ayrılarak kendi bankasını kurmaya hazırlanan Hüsna Özyeğin, Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Berker, lzmirli işadamı Şinaşi Ertan'ın söz aldıklan öğrenildi. Bu arada toplantı, basına kapandıktan hemen sonra yeniden açıldı ve TÜSİAD'ın bu tür toplantılarında pek görmeye alışık olmadığımız işadamı Vehbi Koç, toplantıya kaülan TÜSİAD üyelerini Aile Planlaması Vakfı'na bağış yapmaya çağırdı. Vehoi Koç bu konuşmayı yaptıktan kısa bir süre sonra toplantıdan ayrıldı. Suçu, çikolata çalmak SÜLEYMAN SARILAR Bütün çocukların çikolataya duskünlüğü bilinir. Hele bazılan öylesine severler ki, çikolata için babalannın cebinden habersızce birkaç yüz lira aldıkları olur. Ya böylesine "masum hırsıdık" yapacak bir cep bulamayanlar ne yapsın? Annebabasından ayrıysa, ya da uzak bir kentte konuksa... Işte o zaman çikolata aşkı, başına kocaman bir iş açabilir. Dün.yargı önüne çıkan 12 yaşındaki Özkan Kdeş'in öyküsü de işte böyle bir oykO. özkan Keleş smıfını geçti diye ödüllendirilen çocuklardan... Ancak Özkan, ödül diye geldiği Istanbul'da cezalandınlmış. Hem de cezaların en ağmyla. Ellerine kelepçe vurulup, cezaevine konmuş özkan, özkan 12 yaşında. Bursa'da ilkokul öğrencisi. Son sınıfa geçince babası Ahmet, annesi GUlşen, özkan'ı ödüllendirmek için Istanbul'a teyzesi Gülyaşar'ın yanın göndermişler. Sık: sıkı da tembihlemişler. Teyzesinin sözünden dışarı çıkmasın diye. özkan, tstanbul'da ÇeliktepVde teyzesinin evine yerleşmiş. Teyzesinin oğlu 13 yasındaki Biilent Boz'la gezip tozmaya, oynamaya başlamış. Bülent bir lokantada çırak. Bir gün Bülent işten kovulunca, daha önce belirli zamanlarda görüşen kuzenler her gün birlikte olmaya başlamışlar. Ancak bu birlikıelikleri iki ay boyunca cezaevinde de sürmüş. Anlattıklanna gore özkan'la Bülent bir gün Atatürk Sanayi Sitesi'ne gitmişler. Bülent kovulduğu işyerinde alacağını isteyecekmiş. Ancak patron para yok diye vermemiş. Özkan'la Bülent elleri boş dönerken birden bir büfenin vitrinini süsleyen çikolatalar gözlerine ilişmiş. Vitrin, televizyon reklamlannda ballandıra ballandıra anlatılan rengarenk ambalajlı çikolatalarla doluymuş. Küçük sanıklann anlattıklanna göre, birden Bülent'in aklına o çikolatalardan alıp yemek gelmiş. özkan da çikolatayı çok sevdiğinden kuzeninin isteğini onaylamış. Özkan'la Bülent çikolatayı nasıl alacaklarını düşünürken büfeyi şöyle bir kolaçan etmişler. Vitrin camı hani şöyle dokunsan açılacak türdenmiş. Ve dokunuvermişler cama. Sonra da çikolatalan doldurmuslar ceplerine. Çiklet, el feneri gibi şeylerde almışlar çikolatalan bir yandan da atıştırrruşlar iştahla. Kalanlarını saklamışlar, daha sonra alıp yemek için. Bülent yeni bir iş bulunca Özkan, çikolatalan almaya gitmiş. Polisi görunce de kaçmaya başlamış. Tabi yakalanıp karakola götürülmüş ve çocuk saflığıyla anlatmtş her şeyi. Bülent'i de almış polis. Mahkemedeki ifadelerine göre öteki çikolatalan da polisler yemiş. Savcılık falan derken Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesi bu iki "çikolata hırsınnı" tutuklamış. Böylece özkan'la Bülent'in beraberliklerine bir yenisi daha eklenmiş. Cezaevinde iki ay aynı koğuşta sürdürmüşler yaşamlarını. Özkan'la Bülent şimdi Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 987/598 numarah hırsızlık dosyasının sanıkları. Haklarında TCY'nin 493. maddesi uyannca sekiz yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ddnci ret (Baştarafı 1. Sayfada) genel görüşme açılması için 104 milletvekilinin yaptığı olağanüstü toplantı çağrısını dün yanıtladı. Çağn önergesine ilişkin kararını ilk imza sahibi olan DYP'li Vural Ankan'a gönderen Karaduman, ikinci çağn önergesini de, birincisinin devamı niteliğinde gördüğünü bildirdi. Karaduman, TBMM Başkanı'nın tutumu hakkında genel görüşme yapılması için acil bir durum olmadığını kaydederek, böyle bir denetimin Meclisin olağan toplantı döneminde de yapılabileceğini belirtti. TBMM Başkanı Karaduman, ikinci olağanüstü toplantı çağrısını ret gerekcesinde, şu görüşlere yer verdi: "Bu defa verdiğiniz olağanüstü loplantıya çağn önergesi, 1 Ekim 1987 tarihinde başkanlığa verilen ve gerekçesi başkanlıkça paylaşılmadığından yerine getirilmesi mümkün görülmeyen çağn önergesinin bir devamı niteliginde göriilmüştür. Bu nedenle 1 Ekira 1987 tarihinde verilen çağn önergesindeki talebin yerine getirilemeyişine dair gerekçeler, bu önerge için de geçeriidir. Bu gerekçelere ilaveten şunlan da kaydetmey i gerekli görmekteyim: Ülke bir seçim satbı mailine girmiştir. Seçimlerle ilgili işlemler süratle tamamlanmaktadır. Bir taraftan da bütün siyasi partiler ve aday olan tüm TBMM üyeleri seçimleri amaçlayan bir calışmanın çabası içerisindedirler. Bu durumda, TBMM üyelerini sebebi zorunlu ve mustacel görülmeyen olağanüstü toplantıİarla parlamentoda bağlı tutmanın uygun olmayacağı açık bir gerçektir. Ote yandan, TBMM Başkanı hakkında olağanüstü bir toplantı yapüarak, genel görüşme açdmasına icbar eden mustacel bir dunımun mevcut olmadığı mütalaa edilmektedir. Çunku, genel göriışme isteğinin Meclisin normal çalışma dönemi içinde gündeme getirikrek, bunun uzerinde bir genel görüşme açılması, her zaman mümkündür. Olağan döaemde de bu deoetim yolu açıktır ve her zaman başkan hakkında bu yolda gerekli denetimin yapılması imkanı vardır." Karaduman, bu gerekçelerle olağanüstü toplantı isteğinin iç tüzüğün 7. maddesi çerçevesinde yaptığı değerlendirme sonucunda uygun görmediğini belirtti. TV'de Propaganda Partiler fihrüerle yurışacak ANKARA (AA) Yüksek Seçim Kurulu, siyasi partilerin 1 kasım pazar günü yapılacak milletvekili genel seçimi öncesi radyo ve televizyondan yapacakları propagandayla ilgili ilkeleri belirledi. Karara göre ANAP, SHP, DYP ve DSP, TRT dışında hazırlatacakları göruntülü propaganda materyalini TV'den yayımlatabilecekler. TBMM'de grubu bulunmayan, ancak seçimlere katılan siyasi partiler ise, ilk ve son gün 10'ar dakikahk konuşma şeklindeki propaganda dışında TRT mikrofon ve ekranından yararlanamayacak. By durumda TBMM'de grubu bulunmayan IDP, MÇP ve RP, ilk ve son gün 10'ar dakikalık propaganda sürelerini, yalnız konuşma şeklinde kullanabilecek. YSK'nın propaganda hükümlerini düzenleyen bu karannı, göruntülü propagandadan yararlanacak siyasi partileri belirIeyen 4. maddesini oy çokluğu, diğer maddelerini ise oybirliği ile aldığı belirtildi. Üyeler karşı oy yazılarında, karara dayanak olan 298 sayılı yasanın "radyo ve televizyon ile propaganda" başlığını taşıyan bolumde zikredilen (ilk ve son olmak üzere iki konuşma yapılır) hükmünun, yalnızca konuşma olacağı şeklinde yorumlanamayaîağı göruşünu savundular. ANAP; imzacılan eleştirdi ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Tuncer imzacı milletvekillerini Türkiye'yi çalkantıya sokmaya çalışmakla suçladı. Tuncer, "Kanunu en önde savunan ve alkış tutanlan da bunlann arasında görmek, maalesef çok üzücü olduğu kadar çok da çirkindir" dedi. Tuncer dün düzenlediği basın toplantısında, önceki gün Meclisin olağanüstü toplantıya çağrılması için TBMM Başkanlığına önerge veren milletvekillerini eleştirerek. "bazı milletvekili arkadaşianmız istedikleri yerden veya istedikleri sıradan aday gösterilmediler diye, Türkiye'yi bir çalkantıya sokmak amacıyla yeni bir manevra ile seçimleri iptal etmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu. Salıverildiler Çikolatacı kuzenler elleri kelepçeli ve utançlarından yüzlerini kapayarak dün çıkanldıklan dunışmada, dükkân sahiplerinin şikâyetinden vazgeçmesi üzerine salıverildiler. Salıverilmelerine r t i sevinemedi küçük kuzenler. Cezaevinde gazetecilerle konuşurken "babamı özledim" diyerek ağlayan Özkan, duruşmada babasını görünce yüzüne bakamadı. Babası duruşma sonunda özkan'ın cezaevindeyken iki kez utanandan görüşmeye çıkmadığını soylerken, "Hâkimin vereceği cezadan degil benim verecegim cezadan korkuyor" diyor. Babası her ne kadar cezalandırmayı düşünse de "kim bir şeyler calmamıştır çocukluğunda" diyerek Özkan'ı affedeceğini ima ediyor. Aktif tarafsızlık (Boftara/ı 1. Sayfada) gördüğü saygınlığın önemli bir kanıtı olduğu bildirildi. Ankara'nın bu özel konumunun, özellikle tran ile diyalog kopukluğu olan Batılı ülkelerin, Türkiye'nin Körfez savaşı ile ilgili görüşleriyle yakından ilgilenmelerine neden olduğu belirtildi. Tahran ve Bağdat'm karşıhklı çıkarlarının Ankara tarafından korunmasını islemelerinin, Türkiye'nin bir arabuluculuk xolü üstlenmesine doğru bir adım olarak yorumlanmaması gerektiği kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı çevıelerinden edinilen bilgiye göre, Türkiye'nin Iranlrak savaşındaki özel konumu şu noktalardan kaynaklanıyor: "1) Ankara, savaşın başlamasından bu yana iki tarafı gücendinneden, gerek Bagdat, gerekse Tahran ile yakın ilişki sürdürmede başanlı oMu. 2) Türkiye. Irao ve Irak'la olan yakın ilişkilerini karşılıklı ve önemli ekonomik çıkarlara dayandırarak, pekiştirdi. 3) Ekonomik çıkarların yanısıra; Güneydoğu Anadolu'da aynlıkçı unsurlann. savaşın yarattıgı boşluklardan yararianmalan ve Türkiye'nin, daba çok tran'dan, fakat aynı zamanda Irak'tan bir mülteci akını ile karşılaşması gibi hususlar, Ankara'yı Körfez savaşı konusunda daha aktif bir larafsızlık politikası izleraeye sevketli." • Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Türkiye'nin bu ozel konumunun, özellikle Iran ile diyalog kopukluğu içinde olan Batılı ülkelerin, Ankara'nın Körfez savaşı ile ilgili görüşlerine büyük itibar göstermelerine neden olduğunu ifade ettiler. Ömek olarak, Berlin'de geçen ay sonlarında yapılan Uluslararası Demokratlar Birliği toplantısı sırasında, Başbakan Özal'ın Batılı hükümet başkanlarıyla yaptığı ikili görüşmelerde, İKanIrak savaşının ön planda olmasını gösterdiler. Hafta sonunda Türkiye'ye gelen' ABD Enerji Bakanı Jotan Herringion'un, Başkan Reagan'ın bir mektubunu iletmek üzere Başbakan Özal ile yaptığı görüşmede de bu konuya geniş yer verildiğini bildirdiler. Gözlemciler, Reagan'ın mektubunda Körfez konusuna deâindiğini tahmin ediyorlar. Iran ve Irak'ın karşıhklı diplomatik çıkarlarının Türkiye tarafından temsil edümesini istemelerinin, Ankara'nın "aktif tarafsızlık" politikasının bu ülkelerin başkentlerinde gördüğü itibann bir kanıtı olduğu ifade ediliyor. Ancak bunun, Türkiye'nin bir "arabuluculuk" rolü üstlenmesine doğru atılmış bir adım olarak görülmemesi gerektiği belirtiliyon Dışişleri çevreleri, bu konuda şu görüşlere yer verdiler: "Türkiye'nin amacı, diyalog kopukluğunu gidermeye yönelik. Dışişleri Bakanlığı Miisleşan NUzhet Kandemir'in bölgeye yaptığı ziyaretlerin temelinde bu yatıyor. Derde konjonktürun uygun olması durumunda, Türkiye iki ülke arasında sağlanacak bir uzlaşmada rol alabilir. Şu anda böyle bir uzlaşma ihtimali gözükmüyor. Savaşan (araflann 8 yıllık bir aradan sonra, ancak şimdi diplomalik ilişkileri kesroeleri bunu gösteriyor. Biz yine de bir kapıyı açık lutuyoruz." . Kolej mezunu Boğaziçili'den evinizde îngilizce. NURAY (19.00'dan sonra) Tel.: 345 18 64 lstanbul Tıp Fakültesi şebekemi, sınıf kartımı, pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. HAKAN ÖZTÜRK Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET TAMER IŞIKÖREN ABD askeri yardımı geçen yılki düzeyinde olacak WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD Temsilciler Meclisi Odenekler Komisyonu üyesi Smith, kongrenin bütçeyi karara baglayamaması yüzünden Türkiye'ye yapılacak askeri yardımın şimdilik geçen yılki diizeyde tutulacagını soyledi. Smith uydu aracılıgıyla Türk gazetecilerin sonılannı yanıtlarken, Başkan Reagan'ın imzaladığı devamlılık yasasının yürürlükte olacağı 10 kasıma kadar kongrenin yapılacak yardımlar konusunda kesim karan olması gerektiğini belirtti. Türkiye'ye yapılan yardımlarda kesintiye gitme nedenlerinin sorulması üzerine kongrenin sadece Türkiye'ye yardımda kesinti yapmadığını belirten Smith, genef bir uygulamaya gidildiğini öne surdü. Ödenekler Komisyonu üyesi Smith lobilerin dış yardımlann belirlenmesinde etkili olup olmadığı şeklindeki soruya ise "lobilerin yetkili olduğunu kabul ediyorum" karşılığını verdi. Dışyardım (Baştarafı 1. Sayfada) ABD Senatosu Odenekler Komitesi'nin, dış yardım yasasının Türkiye ile Yunanistan'la ilgili bölümüne "NATO'ya yönelik hertaangi bir tefadit durumunda Türkiye ve Yunanistan'ın Kıbns1 ta ABD silahlan bulundurabilecekleri maddesinin eklenmesini "benimsedigi" ve "kabul ettiği" belirtiliyor; bu şekilde de maddenin dış yardıma eklenmesi olasılığının çok yüksek olduğu izlenimi veriliyor. Raporda "Savunma ve Ekonomik Işbirliği Anlaşması (SEİA)'nın müzakereye açılmasının Türkiye'deki üslerin faaliyetini engellemediği" vurgulanıyor. Raporda, Yunanistan'ın 1976 yılından bu yana alamadığı ekonomik yardımı bu yıl "ödemeler dengesine destek" adı altında alabileceğine işaret ediliyor. Kıl)rıs a 3 bin Yunan subay ve askeri gitti LEFKOŞA (AA) Rum Milli Muhafız Ordusu'nun her yıl kasım ayı başlarında düzenlediği "Nikiforos Tatbikatı"nda bu yıl yeni aldığı silahlan da kullanacağı öğrenildi. BBC Radyosu da 3 bin Yunan subay ve askerinin yasadışı yollardan Güney Kıbns'a gittiğini duyurdu. KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol, Rumların silahlanmaları ve adaya Yunan askeri getirilmesi konulannda Birleşmiş Milletler'in dikkatini çekti. Lefkoşa'da, Atina'dan ulaşan haberlerden Yunanistan'ın Kıbns Rum Milli Muhafız Ordusu'nu güçlendirmek amacıyla Rum kesimine bir filo savaş uçağı ile 4 hücumbot satacağı öğrenilmişti. İngiliz BBC Radyosu, Güney Kıbns'a yasadışı yollardan üç bin Yunan subayı ve askerinin gittiğini haber verdi. BBC'nin haberinde Rum Milli Muhafız Ordusu'nun yeni silahlarla donatıldığına da işaret edildi. Haberde Yunan askerlerinin gelişinin BM Barış Gücü'ndeki lsveç askeri birliklerinin ayrılacağı zamana rastlamasına dikkat çekilerek iki olayın birbiriyle bağlantılı olduğu kaydedildi. Öte yandan KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol, dün sabah Lefkoşa'da BM Barış Gücü Komutanı General Griendl'la yaptığı görüşmede Rumlann 1 ekimde sergiledikleri yeni yeni silahlar, devam eden silahlanma faaliyetleri ve Güney Kıbrıs'a yasadışı yollardan 3 bin Yunan askeri getirilmesi konularına değinen Atakol, Birleşmiş Milletler'in duruma ciddiyetle eğilmesini ve önlem almasını istedi. Griendl'ın dikkatini, Rum kadınlann KKTC'ye yürüyerek sınırı geçecekleri yolundaki haberlere de çeken Atakol, KKTC'ye giriş ve çıkışın yasalarla düzenlendiğini, bu yasalan çiğneyecek olanlar için gerekli tedbirlerin alınacağını belirtti. KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Atakol şöyle konuştu: "Rumlann, Birieşmiş Milletler Genel Kurulu'na gitmeye çalıştıklan bu günlerde, suni krizler yaratmaya çalıştıklarını gözlemlemekteyiz. Biz bu tahriklere kesinlikle kapılmayacağız. Her zaman olduğu gibi banşçıl çabalanmızı surdürecegiz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin 29 Mart 1986 belgesi halen masadadır. Biz bu belge çerçevesinde görüşmeye hazınz. Rumlan bir kez daha, Genel Sekreter'in girişimlerini sabote etmekten vazgeçip ve Genel Sekreter'in 29 mart belgesini kabul etmeye ve göriışmekre bir an önce başlamaya davet ediyonız." Ermeni terörist Sarkusyan ABDde yakalandı UFUK GÜLDEMİR WASH1NGTON Ermeni terör örgütü Asala üyesi Ermeni terörist Viken Sarkusyan'm eylül ayı sonunda Los Angeles Uluslararası Havaalam'nda Amerikan Federal Soruşturma Burosu (FBI) görevlilerince yakalandığı öğrenildi. Sarkusyan, Kanada ve Isviçre havayollan bürolanna yapılan bombalı saldırılar dolayısıyla beş yıldan beri Interpol tarafından aranıyordu. FBI'ın "Ortadoğu'daki çeşitli terörist gruplarla ilişkisini tespit eltigi" bildirilen Irak doğumlu Sarkusyan (34) yakalandıktan sonra çıkarıldığı mahkemede Yargıç John R. Kronenberg tarafından tutuklandı. 21 eylülde yapılan ilk duruşmasında ise savcı, sanık hakkında, "Bombalı saldın girişiminde ve uluslararası ticareti engelleyici davranışta bulunmak" gerekçeleriyle toplam 65 yıl hapis cezası istedi. Los Angeles Havaalam'nda Asala militanı Sarkusyan'ı yakalayan polis makamları, "teröristin, neden arandığı ülkeye geri dönmüş olabileceği" sorusuna yanıt aradıklarını açıkladılar. 1 idam (Baştarafı 1. Sayfada) cağını açıkladı. ~ Tutuklu olarak yargılanan diğer sanıklar Tahsin Aydogdu ve Sema Yigit de önce idam cezasına çarptınldı. Ancak hafıfletici nedenleri gözönüne alınarak Sema Yigit'in cezası ömurboyu ağır hapis, Tahsin Aydoğdu'nun ise 16 yıl 8 ay hapis cezasına çevrildi. Aynı davada tutuksuz yargılanan Ayhan Camalan 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum olurken, Mustafa Ekinci ise "delil yetersizliginden" beraat etti. THKO/TDY davasında aynı mahkemede daha önce de Zafer Koç'u idam, Tahsin Aydoğdu ve Sema Yiğit'i ömürboyu ağır hapse.3 sanığı da çeşitli cezalara çarptırmıştı. Ancak Askeri Yargıtay 5. Dairesi karan bozmuştu. Kılçıldı semıner dBASE III Başlangıç : 1213 Ekım 1987 lleri : 1415 Ekım 1967 semınerlerı kısıtlı sayıda katılımcı ıçın duzenlenmıştır Seminerler S E S Semıner Salonu'nda saat 14.0018.00 arasında gerçekleştırılecektır Sehmehatun Camıı Sok 13/6 FINDIKL1 Tel. 1451980 (Baştarafı 1. Sayfada) sagladığı döviz tutan ile Türkiye'nin bu alandaki ihraç kapasilesine ilişkin verileri DPT'ye bildirdik. Konunun soruşturması DPT'nin yetkisinde bulunuyor." DPT'den bir üst düzey yetki!i de, firma hakkında henüz herhangi bir soruşturma açılmadığını, Bruksel Ticaret Ataşesi'nden gelecek bilgilerin beklendiğini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear