29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 EKİM 1987 ır.ı Bübao'dan katliamları, kan gövdeyi götürmüş. Fransa'dan geçerken IspanBİLBAO lşte yine Bilbao. yol Bask ulkesine gittiğimizi kim Eskimiş bır evlilik gibi hep aynı duysa, acıklı acıkh bakmaya başkoku, aynı tat ve renkte. Oh yebyordu suratımıza. niden geldik diye çılgınca sevinGeçen hazıran, Bilbao'nun sıdirmese de bu kente ilgisiz kalı cak mahallelerinden tam 17 Turk namıyor pek. Otoyoldan çıktığı geçti. Bask ulkesinin can cekişen nız an, küfrederek de olsa taraf demir çelik tesislerinden birini oluyorsunuz. Ispanya'nın hiçbır teşrih masasına yatırmaya gelköşesinde insanın kanı donuk mişlerdi. Iskenderun yakınlannakamıyor zaten. Ya tepenize çıda ilk ağızda 400 kişiye iş saglakıyor ya hepten çekiliyor. yacak yeni bir demir çelik kompleksi kurulmaktaydı. Çeliğin eriNelcr olmuş bız yokken, neler. Oysa o kadar tembih ettim ke tildiği "haddane" adı verilen fınnı Bilbao'daki Nevacero fabriratalara. Aman çocuklar, ben kalanndan satın almış, sökümuyokken uslu durun, ne yapacaksanız şu eylülden sonra yapın da nü yapıyorlardı. biraz haber geçelim Istanbul'a, Ekibin başındaki üç mühendedim ya dinleyen kim? Altını dis, bize de merhaba demeye uğustune getirmişler yine ortalığın. radüar. Memleketten cezerye geAraba yakmalar, supermarket tirmişlerdi. Sevimli, genç, tuttuğunu koparan insanlardı. Gedikli Cnmbariyet okuyucusuydular. özel sektörun erdemlerine inanıyor, örneğin patron bizim Cumhuriyet okumamıza kanşmaz, diye övüyorlardı şirketlerini. Irticadan korkmuyor, ordu var ya, ordu sağlam, ordu bırakmaz diyorlardı. Nevacero çelik tabrıkalannın 2 haddanesi, 3 bin işçisi vardı, güzel gunkrinde. tşçilerin yansına geçen yıl yol verilmişti. öteki yansına ise, birini Türklerin, diğerini Guatemaiaklann soktüğü haddanelerin AT standartlarına uygun olmadığı için satüdığı, yerine yenilerinin alınacağı söyleniyordu. Oysa fabrika tasfîye oluyor, tesis kapanıyor, patronlar gider ayak umutsuzluğun yol açacağı şiddet olaylan istemiyorlardı. Londra'dan EDİP EMİL ÖY^İEN LONDRA Bugun sadece Londra'da 20 milyon bardak cay içilecek. Hayır, çay bayramı falan yok. Olağan bir gün. Ostelik çayı öyle saat 5*te içmek de şart değil artık. Değişen tngıliz toplumunda çay alışkanlığı da eski " a s e l e ( i " n i kaybedip "a>amlaştı". Bu avamlaşma, "Finaodal Times"ın pembe sayfalarına bile yansıdı. Son on yılda İngiltere'de çay tuketimi yiizde 20 azalmış. İki bardak çaya karşılık bir fîncan kahve içiliyormuş. Ama bundan 30 yu önce her 6 bardak çaya karşılık, bir fincan kahve Suyu ka>Tiatın. Içine çay konmus çaydanüğa doldurun. öylece bekletin. Demlemek, ocakta harıl hanl kaynatmak yok. lngıltere'de her şey sakın sakın yapıbr. Ça> da öyle. Çay "demtenince", bardağa. Üzerine de biraz sül. tngiliz çayı dendi mi işte böyle sütlü mütiü. "Avrupa'da kara çay içerler" demeleri de bir âlem. Sanki Ingiltere, Avrupa'da değil. Hindistan, Ingiltere'ye çahşıyor. Çayın tonu geçen yıl bizim parayla neredeyse 2.5 milyon liraya kadar çıktı. Yılda yaklaşık 180 bin ton çay tuketilen bır ülke burası. Kazancı sız hesaplayın. Buna torba çay da dahil ne yazık ki. Talaş tadlı ve ot kokulu torba c'ay, gerçek çayseverler için bir rezalet tabii. 50 çeşit çay demleme yöntemi hakkında kitap yazılan ve satılan bır ulkede torba çay ıçmek zul. Sırf pratik diye olsa bile. Torba ray o kadar netameli bir şey kı, büyuk otellerde odalardaki torba çayların her gun >atak değiştirir gibi kaldınlıp yenılerınin konması gerekıyor. Çayı saran ince kâğıi, odadaki butun kokuları, sprey, deodoran, parfüm kokulannı da sindiriyormuş. Çağımızın hızına ayak uyduracağım diye damağmı da kalitesizleştırmeye aldırmavanlara tavsıye olunur. Bu nedenle olsagerek, Ingilulere "Avrupa'ya gkJerken" yanlannda çay göturmeleri öğutlenıyor. Mideden çok, ke&eyı de korumak için. Metrekareye Ispanyol'dan çok İngiliz düşen tspanya kıyılannda 250 gram çay, bizim paramızla 1.300 lıra kadar. Marmaris'ten herkesın bir kere gidip görmeye can attığı Rodos'ta ise aynı çay 5.500 liraya. KaraçVden İskenderurîa giden bir gemi Çay™ ruunusunu kurtarmak Eroiıı kaçakçılığı MİNE G. SAULNİER ve Kalasııikof MÜMTAZ ARIKAN Yabancı gözüyle JOACH1M ROGGE tSTANBUL Yaaişleri Müdürümüz " 4 haftahgına IsUnbul'a gitmek ister misin?" diye sormuştu. Buna kim "Hayır" derdi ki. lstanbulDoğu'nun kapısı, Yeni Roma, Bizans ve KonstantinopelDüsseldorftan uçaga bindiğlm zaman bu binlççce yıllık kentin bütiin şanlı tarıhi kafamda adeta dans ediyordu. Aynca bu gezi Türk halkının yaşamına daha yakından bakmamı da sağlayacaktı. tstanbul'daki ilk izlenimim aynı zamanda son izlenimim oldu: Bu kent içinde yaşayanlar için sttrekli bir kâbus durumunda. Kente otomobiller hâkim olmuş. Yayalar ıse tam anlamıyla yaya kalıyorlar. Caddelerde karsıdan karşıya geçmeye çalışan ve bazen de bunu başaramayan yaşhlann ve sakatlann göruntüsü yüreğime oturdu. Gerçi Federal Almanya'da çoğu kez Guney ülkelerinde "vahşi" biçimde araba surulduğü, buna karşın az kaza olduğu söylenir, ama bu "romantik" tablo en azından lstanbul için geçerli değil. Boğaziçi'nde sokaklarda meydana gelen kazalar ve çok sayıda ölü bunu valanlıyor. Türkiye ATye bununla birlikte yerel ekonomide başgösterecek birçok probleme rağmen milmkün olan en kısa sürede tam üye olmak istiyor. Turkıye'nin bir Avnıpa ulkesi olup olmadığı sorusuna açık bir şekilde "evd" demek bana zor geliyor. tslami göruntuler hâlâ Türkiye'nin bu "gizii başkenti"ne de damgasını vuruyor. Türkiye politikası ile karşılaşmalanm bende Avrupa'ya bağlanmaktan çok söz edildiği, ancak Avrupaıdemokratik davranış biçimlerinde yetersizlik olduğu kanısını uyandırdı. Yoksa, Türkiye Avrupah mı? Söküm ışinde Türkler ve Guatemalahlarla birlikte çalışan Basklı işçiler, kopardıkları her parça ile işsız kalmaya bir adım daha yaklaşarak bu başka ulkelerden gelen insanlarla dost olubir başbakanın kasımda yapılayor, birlikte yiyip içiyor, onlara cak yeni seçimlerde, iki milyon ulkeleri için niçin bağımsızlık isseçmenin seçme hakkını bir ka tediklerini anlatıyorlardı. lernde yok etmesi nasıl açıklanaArada sırada içlerine bir kurt bilir ki? Yeni Seçim Yasası'nın da düşmüyor değildi. Türklere bugünku çoğunluk partisine yayanaşıp usulca soruyorlardı barar sağlayacak şekilde değiştirilzen: Bu haddanelerin yerine yemesi demokrasi anlayışındaki nilerinin geleceği gerçekten kesin eksikliğin göstergesi değil midir? miydi? Fabrika kapanmıyordu Eski politikacıların geleceği değil mi? Pekı, AT standartlaniçin yürütülen referandum kamna uygun olmayan haddaneyi niye alıyordu Türkler? panyası sırasındaki gözlemlerime göre Türkiye'deki politika On yedi yurtsever Türk işçisi, her şeyden önce "polemik ve tek bir gövde, tek bir ağız, Negüçlü bir dııygtısallaştınna" tavacero sahiplerınin "önemle rirafından belirlenıyor. Partiler ca ettigi" teraneyi yineliyorlardı toplumsal akımlann bir ifadesi bu sorulara karşı. Avrupa stanolmaktan çok, tek tek kişilerin dartlanna uygun değil, size yenisı aletleri durumunda. Katıldığım gelecek, ama bizi idare eder. toplantılarda sürekli olarak Üç genç mühendis, bize utankamçılanmış topluluklar sahnedıklannı söylemek yurekiilığinı ye hâkim oluyordu ve Guney'de gösterdiler. İskendenın'da bu işgördüğüm gibi, hayvanlann kurten ekmek yiyecek 400 aileyi düban edilmesi, gerçi derin bir poşünerek teselli oluyorlardı. Nevalitik inancı da simgeliyorlardı, cero işçileri gerçeği öğrense de Oğrenmese de çelik endüstrisinin ama aynı zamanda politik içerikkaderi cizilmişti Bask ülkesinde. lerin hesaplaşması konusunda bir eksikliğin de işaretiydiler. tki ay sürmesi öngörülen hadBu arada Federal Almanya iie danenin söküm ve yüklenmesi, o Türkiye arasındaki bağların ne günden bu vana tamamlanmış, kadar sıkılaştıgını da, otobüs ve Iskenderun'a kalkan gemi epeysokaklardaki birçok rastlantı tace yol almış olmalıydı. mşıklığı ıle anladım. Olmadıysa, günahı başkasının Hepsi, Almanya'dakı yasantıboynuna. lannı, aslından çok daha iyi bir Ama bazı sorular hâlâ yanıtşekilde, iyımser bir çarpıtmayla sız. anlatıyorlardı. Ama hafıza çok Çelik endustrisi tüm dünyada şeyi unutur. kriz içindeyken... \alnız Bask ulBen de dönüşümde kesinde değil, Avrupa'nın her yaBoğaziçi'ndeki bu kenti ve in nında bu tesisler bir bir kapanırsanlarını özleyeceğim, çunkü eg ken... AT'y'e üyelik için başvuran Türkiye'de demir çelik tesısi kurzoz gazları ve fabrika dumanlamak niye? n çoktan uçup gitmiş olacak. NOT: Federal Almanya'da Sökülen haddanenin, AT stanRutar bölgesinde >a>ımlanan dartlarına göre eski olduğu ger"Westdeutsche Allgemeine Ze çek. Avnıpa Topluluğu'na girmeitung CVV'AZ) gazetesinin muha ye hazırlanırken, standart dışı biri olan Joacbim Rogge bir a> haddane almak niye? Cumhurijet gazetesinin konugu Yollara asfalt dökup, iki gun olarak Türki>e'de kaldı. refe sonra boru geçirmek için kırmarandum kampanyasını izledi ve ya benzedi bu iş. iilkesine donerken izlenimlerini Yine bir bilenin, yine bir bilyazdı. diği vardır inşallah. Ortak Pazar da tngiliz'in çayı ile mesgul nedense. tngıhzier, zar zor ve buyıik dirençle metrik sisteme geçtiler geçmesine de akılları hâlâ obur sisteme ayarlı. Bu yuzden de çay kutuları, Ortak Pazar'ınkine uymuyor. 125 ve 25Ogramlık kutularda satılıyor çay. Brukselliler. ille de 100 gramlık kutuda satacaksınız diye tutturmuşlar. Bir şey değil, Ortak Pazar'a da kavga döğuş giren Ingilizler, sırf çaylanmn namusunu korumak için kafaları bozulur da "verin çayımızı, alın üyeliginizi'" deyıverirler mı? KARAÇt Geçen yılın aralık ayında başlayan kanşıkhklarda, iki yuz kişiden fazia insan Karaçi'de yaşamını yitirmiş, kent kanlı olaylara sahne olmuştu. Muhacir Kaumi Hareketi'yle, Pencabi Paktun Ittihaı grupları arasmda, etnik anlaşmazlıklar nedeniyle ortaya çıkan çatışmalar, ev ve dükkânlann yağmalanmasına değin uzanmıştı. Sonraki aylarda olaylar durmamış, her iki grup, gelişmiş silahlar kullanmış, en çok da Kalaşnikoflar dikkati çekmişti. Bu silahlan elde etmek, Pakistanlılar için bisiklet satın almak kadar kolaydır. Bu ticaretin kökenimn uyuşturucu kaçakçılığına uzandığını söylemek için de muneccim olmak gerekmez. Olaylan önlemesi gereken po 40 yaşında aşk ve iktidar NİLGÜN CERRAHOĞLU MADRİD "Nihayet o hep düşledigimiz, fakat 20 yaşında b t e yrfflkhınan dnsd özgürliigii 40 yaşuda yakalayabUdik. Hatta bu özgüriügü çocuklanmızla birlikte kesfederek yaşamaya başladık. Fakat bu kez de karşımıza bir sornn çıktı: 40 yaşında biz artık iktidarda olan bir kuşaktık. Cinselligi iktidara ulaşılan bir noktada keşfetmek pek o kadar da basit dcgi. Bu olgu kaçıulmaz olarak bir dizi komplikasyonu da beraberinde getiriyor..." Bu sözlerin sahibi, ıspanya'nın en çok satan ve en etkin gazetesi "El Pais'Mn Genel Yayın MüdürtJ Juan Luis Cebrian. 43 yaşında Ispanya'nın en güçlıi adamlarından biri olan Cebrian'ın bu sözleri bir "kişisel itirafUr" dizisinin parçası değil. Cebrian bunları, ülkesinde en çok satan kitaplar arasmda rekor kıran "La Rusa " (Rus Kadını)'nıyazmaya kendisini iten nedenleri açıklamak için söyluyor. tspanya'da da gazeteciler arasında moda olan, "Darbe gcienegi" üzerine yazma eğilimine karşı direnip, "Aşk"a değin yazmak cesaretiru gösteren deneyimli gazeteci, "çiçegi barauada" yazar Cebrian, " Amaam baflaııgıçta bir aşk romanı yazmakb" diyor ve devam ediyor: "Sadece bir aşk romanı. 40 yaşiannda evli bir Ispanyol, Paris'e gidiyor ve luzıl saçlı bir kıza âşık oluyor. Kafamdaki oykü baydu. Fakat sonra duşundiinı. 'Şu adama bak' diyecek okoriar. Avrupa'nın sayılı 56 gazetesinden biri olan koskoca 'H Pais'in yazan kalknuş kendini önemseven sıkıcı bir başyapıt ortaya koymaya çalışıyor... Bunu fark ettigin) andan itibaren eUerimin arasndaki roman şekil dcgiftirmeye başladı. tçine kan, esrar ve espiyonaj girdi." Birkaç ay içinde 80.000 kopya satan ve unlu lspanyol yönetmeni Mario Camus tarafından beyazperdeye aktarılan kitap, işte nin bundan sonraki bölumlerinde, "yasak askın (Mkenli yollan " temasından ziyade, "genç demokrasinin dikenü yollan" teması ağırlık kazaruyor. ÇUnkü hükümetin ETA ile anlaşma çabaları, Paris'te göruşmeyi yapacak örgut liderinin öldurulmesiyle suya düşüyor. Kısa sure sonra, tspanyol başkentinde göruşmeyi gerçekleştirmekle görevlendirilen diplomatın kendisi de apartman kapısı önünde iki kurşun darbesine kurban gidiyor ve bu cinayet bir yazı çıkmasın. Herhangi bir lspanyolun imzası ile yayımlandığında, çok da etki uyandırmayabilecek bir kıtap, Cebrian'ın imzasıru taşıması nedeniyle bambaşka bir boyut kazaruyor. Guçlu bir gazetenin genel yayın müdurü olarak bu can alıcı konulann iç ytlzü hakkında muhakkak ki çok şey bilen Cebrian, günümüz Ispanya'sının iktidar yapısındaki otoriter rejim artıklannı irdeliyor. Geçmişi tamamen unutup, 10 yılda her şeye yeniden başlamak mümkun müdür? ETA terör örgutü üyelerini sorgulayan polis komiserlerinin gerçek çehresi nedir? Kontrespiyonaj ya da enformasyon servislerınde çalışan ordu mensupları kimdir? Bu kişilerin genç demokrasi içindeki ağırhğı nedir? Bugunku Ispanya'nın genç sosyalistlerinin bu kesimlere karşı ağırlığı nedir? Bu sistemde içişleri bakanının ağırlığı nedir? Aydın yaklaşımla, "reel politik ",ın çakışması olası rnıdır? Istediği kadar, "Aman sakın ha, bak okuriann 'haber' göninümiı altında gazetemde yazamadıgım bazı şeyleri roman haline donuşturdügümu düşünmelerini istemiyorum" desin, "La Rusa"yı okuyan ya da gören herkesin akhna bu sorular geliyor. Juan Luis Cebrian, romanıyla tspanya'da bugünkü iktidarın geçmiş tarafından şartlandığını 'söyüiyor.' Cebrian bu kitabtyla, lspanyol siyaset dünyasına "geçmişin hortlaklannıa" kapısını açıyor. Madrid'den lis ise, uyuşturucu ticaretinden payına duşeni alarak susuyor. Öyle ki, akşamlan Karaçi kaldınmlannda açık açık eroin çekenlere rastlamak mümkun. Yoldan geçen zırhlı araçtaki polis ekibi onlara aldırmaz. Gözlerimle görmesem kolay kolay inanmazdım buna. 15 rupi (75Or TL.) karşılığmda bir içimlik eroinin alınabildiği kaldınmlarda işsiz güçsüz insanlar dizi dızı yatıp uyur. Betonda yatmaktan belleri agrıdığı için de masör kullanırlar. Açık tezgahlarda Afgan mültecileri için yollanmış eşya ve gıda maddeleri satılır. Bu tezgahlardan ahşveriş edenler arasmda, demirçelik fabrikalannda görevli Sovyet teknisyenlere rastlamak zor değildir. Ucuz fıyata Amerikan gömlekleri alırlar. Eskiden genelev olup, şimdi randevuevine çevrilen binalann önünde yığınla erkek, "şalvarkamlz" denilen giysileriyle dola şıp dunıyor. Dans izlemeyi seven bazıları, yandaki eski yapılann açık kapılanndan girip dar merdivenlen tırmaruyor. Çiğnedikleri "pan"ın kırmızı boyasını duvarlara tükürdükleri için her taraf kıpkırmızı... Katlardaki kızları yüz rupi karşıhğında kiralayıp dans ettiriyorlar. Kapı önünde iki polis mavzerlerini duvara dayamış sohbet ediyor. Bu, her şeyin denetim altında oldugunu (!) gösteriyor. Az ilerde genç bir Pakistanlı, kızkardeşini pazarlamakla meşgul! Otele dönmek için bir taksi çevirdiğimde, şoför götüremeyeceğini, çünkü 15 yıldır yalnızca kentin o bölümünde çaüştığını söyluyor. Bütün bunlar olurken, General Ziya ÜlHak, askeri nükleer güç peşinde koşmakta... Ulkesinin gereksinim duyduğu tek ve en önemli şeyi keşfetmiş gibi görünüyor. Onun karşısındaki muhalefet lideri Benazır Butto ise, Pakistan Halk Partisi'nin politik yelpaze içindeki yerini saptamaya çalışıyor. Rahmetli tsmet latatt'nOn vaktiyle Cumkuriyet Halk Partfai için açıkladığı "ortaun aota" şimdi Pmklftan Halk Partisi'nin . rotasını olusturacakmış. Ancak Benazir Butto'nun I sure önce, çok varîıklı bir I la yaptığı nişanın halk arasmda1 pek iyi bir etki uyandırdığı söylenemez. Hatta yer yer bu nişanın partiye bile zararh olacağiBi dile getirenler çıkmakta... Kendisi de bu olumsuz havayı farketmiş ki, "Daina luzkanicftaiz haikiBİa aramdaJd sagiaa btf lan zayıflatamaz" demek gereksinimini duymuş!.. Sonuç olarak, lşte, Paklsta»i dan insan manzaralan demek kalıyor galıba... İspanya'da en çok satan kitaplar arasmda rekor kıran "La Rusa"nın yazan Juan Luis Cebrian, aynı zamanda "El Pais" gazetesinin Genel Yayın Müdürü. Cebrian, kendisini bu kitabı yazmaya iten nedenleri açıklamak için, "40 yaşında biz artık iktidarda olan bir kuşaktık. Cinselligi, iktidara ulaşılan bir noktada keşfetmek pek o kadar da basit değil. Bu olgu bir dizi komphkasyonu da beraberinde getiriyor" diyor. bu noktadan sonra ilgınç olmaya başlıyor. Filmde Fransız aktöru Didier Flamand'ın, Cebrian'ın kendisi ve Kültür Bakanı Javier Solana gibi sosyalist iktidann ileri gelenlerinin çehrelerini çağnştıran fıziğiyle başanyla canlandırdığı 40 yaşlanndaki etkin bir lspanyol diplomatı, hükümeti tarafından, BASK terör örgütü ETA ile gızli bir görüşme için Paris'e gönderiliyor. Bu arada âşık olduğu kadın için kansını terk eden diplomatın serüvenide ETA'nın ustune atılıyor. Yazar, açıkça söylemese de, romanında her iki cinayetin arkasında da lspanyol gizli servislerinin ve demokrasinin gtiçlenmesinde çıkan olmayan ordu çevrelerinin oldugunu ima ediyor. lşte kısa süre önce ttalyancaya da çevrilen kitabın, birkaç ay içinde böyle etkili olmasının nedeni de, romandan çıkanian bu sonuç. Gün geçmiyor ki, lspanyol basınında, "Acaba Cebrian bu ronanı neden yazdı?" yollu TİYATRO osm BOLLUK (Plenty) •GÖSTERİ •SİNEAAA BEYOĞIU KUCUK SAHNE PERA 1469738 ORTAOYUNCULAR 143 64 17 144 43 27 ORTAKOY SANAT MERKEZI DORMEN W TIYATROSU Vonelen Pesembp 21 15 HALOUN DORMEN Cuma 15 30 Ctesı 183021 15 Pazar 15 30 Pers Indınmlı halk gunudur Her seans talebeye tndınmlıdır Tel 346 01 06 FERHANGİ ŞEYLER Perş.Cuma: 21.00 CumartesıPazar: 15.3018 30 Ferhan Şensoy 1 EKİM DEN İTİBAREN Yön: Fred SCHEPISI Merly STREEPCharles DANCE ISTANBUL'DA YALNIZ SINEMAMIZDA Seanslar: 12.1514.30164519002115 SEZON KART1 KAMPANYAMIZ SORMEKTEDİR. Derebovu CiC Ba'Saros Pasaı No 110 OrtaKOy i s ' Teı 1 6 1 7 9 4 3 $.11. KENT • Bevotyu SINEPOP • K M U ) MODA • Çctnberma, ŞAFAK • AU^mr KHISTAL • BMnrtıoy S1MEM» 74 lJJTi:t 33701» 5C2TT^ 52ı 5T 56 DÜNYASANA GOSTERİLERİ DıanyasinemcL sınısızlerjcinyeniden hazırloclı. 2 EKİM CU^Mdan itibaren SEÇKIN İNSAN DİNLEDİĞİ MÜZİKLE BELLİDİR TILSIMIM KORU TAKSİM SAHMESI nde a.K.M. 0DA TIYATROSUnda dMR) Oyun Ikı Bolum ÖNEMU ADAM Oyun Ikı Bolum Yazan MOLIERE SABAHATTIN KUDRET AKSAL Yoneten BOZKURT KURUÇ Yoneten KEMAL BEKIR 101314151617 Ekım 20 30 da 12378910141528293031 1117 18 Ekım 1500de Ekım 1 9 0 0 d a MARİANA PİHEOA 3^10113031 Ekım 1500de G LORCA Oyun Uç Perde MSAN MÛER Oyun Uç Perde Yoneten NIHAT AYBARS Yazan FRANZKAVER ROETZ 2728293031 20 30 da Yoneten ALEV SEZER 31 Ekım 1500 de 161721222324 Ekım 1900 da 171824 25 Ekım 15 00 de CADILAR MACBETH'ı A.K.M. BÜYOK S A I O N d a SHAKESPEAREMACBETH YED! K0CAU HÜRMÜZ Gençlık Oyunulkı Bolum Muzıkal Oyun!kı Bolum Uyarlayıp yazan ve yoneten Yazan SADIK SENDIL MUGE GURMAN Muzıkal Metm ve Şarkı Sozlerı 2021222324 Ekım 2030 da SEVGI SANU 2425 Ekım 15 00 de Yoneten CUNEYTGÛKÇER SlZ NE DERSİNİZ? Ikı Bolum 25 Ekım 1830 31 Ekım 21 30da Mıızıklı Danslı Çocuk Oyunu Ya^t . ve Yoneten FAİK ERTENER 149 69 44 4111825 Ekım 11 00de 151 56 00/2a4 DEVIH TİYATROUVRI T. C. KÜLTÜR VE TURİZM M K A N U Ğ I ŞEHiR I 5 T A N B UL TiYATROLARI B E L E D I V E S I ferhat tunç dinletisi USKUDAR MUSAHİPZADE CELAL TİYATROSU 333 03 97 TÜRKİYE PRÖMİYERİ Recep BİLGİNER KISKANÇ Yoneten Perıhan TEDU DekorKostum Nılgun GURKAN 0YNAYANUR Gülçın AKÇAYRauf ALTINTAK Saıt ERGENÇ Demıray ERUL Engın GURMENFılız TOPRAK Ozen TUTUCUArımet UZ Oyungunlerı Çarşamba 15002030/Perşembe2030/Cuma 2030/ Ctesı 15 0020 30'Pazar 150018 30 10 Ekim 1987 Cumartesi Saat: 21.15 Beyoğlu Emek Sineması Gişe Tel:144 84 39 FERHAT TUNÇ SANATÇIMIZIN KASETINE GÜSTERILEN ILGIYE TEŞEKKUR EDERIZ SÜPER PLAK VE KASETÇILIK jYonetrnen İ BALAYAN 1987 İstarjbul Sınema gunlerı "ALTINLALE"Odulu 1986 VENEDIK FılmSenhğı Seanslar 12.14J516.3O18.4521 DUNYA SİNEMASI 149 93 61 BAŞKA TANRININ ÇOCUKLARI VVILLIAM HURT MARLEE MATLIN Şişli SİTE 147 69 47 1214 151630184521 30 0112 T M M O B K I M Y A M U h E N D I S L E R I O D A S ISTAMBUL ŞUBES 1 ŞEHİR I S T A N B U L TİYATROLARI BELEDIYESİ MÜZİL JEJESİ. 1 EKİM'DEN BAŞLAYARAK HAfiBiyEM ERTUGfiUL nYATROSU 140 77 20 LÜKUS HAYAT E Reşıt REY/C Reşıt REY Yoneten Haldun DORMEN (1234 EKIM) ÇOCUK OYUNU AYININFENDI AVCIYI YENDİ Muharrem BUHARA Yoneten Engın GURMEN (10Ekıroden itibaren C tesı Pazar 11 00de) BÜYÜK ÖDÜLLER RLMİ HAKKÂRİDI BİR MEVSIM Yön: ERDEN KIRAL Kadıköy REKS 336 Suadıye ATLANTİK 355 43 70 FATIH REŞAT NURI TİYATROSU 526 53 80 HANÇER ÇOCUK OYUNU SAKA KUŞU 10 Ekım Cumartesi'y^ ertelenmiştir. BıtetSatışYefıen • Beyoğlu EMEK 144 84 39 • Ortakoy OSM 161 79 43 • Kodfcay MODA 33701 28 • BaknVoy PICCAUIRA57009 69 • Kımyo Muhendıste»ı Odası Ist Şb 1490009 ÜfiEDM (Nejat & Saım) yopımıdır Reşat Nun GUNTEKIN Yoneten Engın ULUOAG (1234 EKİMI Serpıl AKHLIOGLU Yonelen Oben GUNEY (10 Ekımden itibaren C tesıPazar 1100 USKUOAR MUSAHİPZADE CELAL TİYATROSU 333 03 97 Beyoğlu EMEK 144 84 39 Osmanbey GAZİ147 96 65 7'den 70'e ömürboyu dinleyeceğiniz eserler ÖZDEMİR ER006AN Muzık Tumm Orgarazasyon Sanayıı Tcarel A $ I M C 6 Btok 6617 Unkapanılsl KISKANÇ Recep 6ILGİNER Yoneten PenhanTEDÜ (1234 EKIM) Çocuk Oyunu DANS EDEN EŞEK E VOSS/Can GURZAP ,Yoneten HakanALTINER (10 Ekımden itibaren C tesı Pazar 11 OO'de) GİŞELEBİMİZ AÇILOI Tiyatro Gosteri Şinema ilanları hergün bu köşede Topkapı SÜR 523 67 12 Pek y a k ı n d a B>«.n,oy »NEMA ?< Kadıköy SÜREYYA 336 06 82 1113301618 302130 Teı 512 53 93 511 08 63 GUNLEJtt Ca'samba 15 0020 30 HcrjCTnbt 20 30 Cuma 20 30 t l « ı 15 0^20 30 Pa/ar 15 0 0 ^ 8 1 0 MERKEZ GİŞELER Taksım Saım OalcriM TakMm \ jklıordmı OYUN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear