23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 5 EYLÜL 1986 Parmak Damgası. (Baştarafi 1. Sayfada) Birlikte yürüdüğümüz SHP'li memnundu durumdan. Erdal İnönü'nün sakin, ağırbaşlı havasınm her geçen gün daha çok tutulduğunu, sempati ile karşılandığını söyledi; kavgacı olmayan, hırçınlıktan uzak üslubunun büyük coşku yaratmasa da insanları etkilediğini öne sürdü. Üç gündür dolaşıyoruz, bu bakış açısını dile getiren birçok SHP'liye rastladık; genellikle şöyle diyortar: "Beyim, kavga dövüş istediği yok milletin. 12 Eylül sonrasmın havası geçmişten daha farklı. İnönü'nün bu havası güven veriyor insanlara; sakin, sakin, kızmadan, sinirtenmeden konuşması, sözüne bir ağırlık ve güvenilirlik katıyor." Bir nokiaya kuşkusuz dikkat etmek gerekiyor. Bir partiye gönül vermiş olan insanların, kendi genel başkanlannda bir şeyler bulmak isteyişleri, bulmaları son derece d o ğal bir duygu; iiderin her davranışının olumlu yanını bulup çıkarmanın, partililer açısından bakınca, anlaşılmayacak bir yanı yok. Ama bizim de benzer bir izlenim edindiğimizi söyleyebiliriz. Sayın İnönü'nün ağırbaşlı havasınm insanlara güven telkin etmeye başiadığının altı çızilebilir. Uç gündür İzmir, Denizli, Burdur taraflarında dolaşırken dikkatimizi çeken bir başka nokta daha var. Az önce aktardığımız gibi "12 Eylül öncesi", "12 Eylül sonrası" deyişlerisıksıkkulağımızaçalındı. "Eskiyeni", "denenmiş denenmemiş" gibi sözcüklerin politika konuşulurken çoğu zaman dile getirildiğine tanık olduk. Bu konunun yalnızca "koyu ANAP'lı" veya "koyu SHP'li" çevrelerde vurgulandığı sanılmasın. Bu açıdan siyaset olayına çok daha ılımlı bakabilenlerde de bu yaklaşıma tanık olduk. Seçim platformunda ANAP'la SHP'ye yarayacak bu durumun nedenlerine niçinlerine eğilmek, bunları tartışmak ayrı bir konudur Ancak "eski yeni", "denenmiş denenmemiş" havasınm varlığı kesindir. Bu olgunun 28 eylülde de, 1988'de de oynayacağı rolü görmek, gerçekçi bir tutuma işaret edecektir. Bir seçim öncesinde kimse, hiçbir partili kalkıp da "Benim yoğurdum kara" demez; doğaldır bu tutum. Samyoruz bu tutumun bir sonucu olarak yayımladığımız seçim araştırmaları hayli tepkiye yol açmış. Tahminlerde alta düşenler buruk, kızgın, hatta öfkeli bir hava içindeler. Tepkilerinde ölçüyü kaçıranlar da dikkati çekmiyor değil. Bir seçim geriliminin yaşandığını biliyoruz; onun için bu tepkileri anlayışla karşılama eğilimindeyiz. Ancak bir noktayı unutmayalım: gazetecilik ayrı, politikacılık ayrı bir meslektir; ikisinin de kendine özgü kurallan, ilkelen vardır; bunlan birbirine karıştırmaktan özenle kaçınalım, herkes kendi mesleğini en iyi biçimde yürütürse, bundan ülkemiz de, demokrasi de sonunda kârlı çıkar. Kimsenin kuşkusu olmasın. Zaııılar seçimi bekKyor Seçim sonrasına ertelenen KİT zamlarıyla bütçe açığımn kapatılması ve piyasadan para çekilmesi amaçlanıyor. Ekim aymda zamma uğrama olasılığı en yüksek ürünlerin başında Tekel maddeleri geliyor. aksadığı öğrenildi. Geçen yıl kaENİS BERBEROĞLU sım ayından bu yana ürün zamANKARA Ara seçimin mına gitmeyen TekePin ürünleri uzun süreden beri ertelenen zam için öngördüğü fiyat ayarlaması ların startı olması bekleniyor. oranının yüzde 2530 düzeyinde Hükümet. memurların durumla olacağı ileri sürülüyor. rını iyileştiren önlemlerin yer alTürkiye'nin son bir yıldır zadığı paketi bütçeye paralel biçim man zaman içine düştüğu şeker de hazırlıyor. sıkıntısının ağustos ortalarından Ara seçimin sonucundaki par itibaren yeniden su üstüne çıklamento aritmetiği iktidar deği ması da dikkati çekti. Şeker Fabşikliği yaratmayacağından, ekim rikalan'na satılacak şeker pancaayında ekonominin gündemi de rı sökümleri bir ay öne alınırken, yine hükümet tarafından çizile yaklaşık 9 aydır fiyat ayarlamacek. İç ekonomik gelişmelerde sı yapılmayan şekerin de ekim ayı zam listesinde yer alması beklekamuoyunu en çok ilgilendirecek tartışmalar ertelenen zamlar ve niyor. memur maaşlan üzerinde olaYeni sezon hazırlıklannı yürücak. ten Sümerbank'ın "üriin kaliteEkim ayında zam olasılığı en sindeki yükselme"ye paralel biçimde fiyai ayarlaması çalışmayüksek ürünlerin başında, tekel maddeleri geliyor. Tutün alımla sı yürüttüğü belirtilirken, Demirrını tamamlayan ve bu nedenle Çelik ve Petkim ürünlerinin de nakit sıkıntısına giren Tekel'in ekim ayı içinde zamlanması olaMaliye'ye ek vergi ödemelerinde sılığı gündeme geldi. tartışmalarında adı sıkça geçen petrol ürünleri konusunda ilgüıç bir gelişme bu ürünlerden alınan Toplu Konut Fonu kesintisinin yükseltilmesi ile ortaya çıktı. Operasyonun "fondan diğer fonlara yapılan aktarmalardan" kaynaklandığına işaret eden ilgililer, "kesintilerdeki artışın Akaryakıt İstikrar Fonu'n daki fazlalık nedeniyle zamma yol açmayacağı" görüşünü savundular. Ancak kesintilerdeki artışla birlikte doların hızlanması halinde bir zammın kaçınılmaz biçinde gündeme geleceği de vurgulandı. lizi yaptı: "Bundan sonraki aylarda aylık yüzde 2.2'lik fiyat artışı tahminieri çerçevesinde DİE toptan eşya endekslerinin yüzde 24 dolayında kalacağını samyoruz. Ama tek korkumuz ekim ayı. Bu ayda fiyat artışları bir ölçüde yükselebilir". Ekim aymda enflasyon artışının gündeme geleceği korkusu büyuk ölçüde seçim sonrası için planlanan "seri zamlara" bağlı olarak yorumlandı. MEMUR MAAŞLARI Başbakan Turgut Özal başkanlığmda hafta başından bu yana yürütülen toplantılarda, bütçenin ana büyüklüklerinin belirlenmesi çalışmaları sürüyor. Önümüzdeki hafta başına kadar tamamlanacak bu çalışmalar, memurların durumlarını iyileştirici önlemlerin yer aldığı pakete de yön veriyor. Başbakanlık tarafından hazırlanarak Maliye'ye sevkedilen bu paketin mali yukü hesaplandı. Rakamsal büyüklüğüne ilişkin bilgi edinilemeyen bu paket tekrar Başbakanlığa geri Hükümet, memur maaşlan için yeni ilkeler belirledi gönderildi. "Paketin bütçeye paralel olarak hazırlandığım ve bütçeyle birlikte Meclise sevkedileceğini" belirten bir hükümet yetkilisi, "Çalışmalar henüz Bakanlar Kurulu'na takdim edilecek noktaya gelmedi" diye konuştu. Piyasa pusuda Piyasalar, seçim sonrasmda beklenen büyük çaplı zamlar için pusuya yattı. Ertelenen KÎT zamları ve devalüasyonun 28 eylülden sonra uygulanacağı görüşünden hareket eden piyasa, özel sektörün de kamu kesimini izleyeceği inancıyla stok eğilimi içine girdi. OSMAN ŞENKUL Piyasalar, seçim sonrasında beklenen bü>iık çaplı zamlar için pusuya yattı. Ertelenen KİT zamları ve devalüasyonun 28 eylülden sonra uygulanacağı görüşünden hareket eden piyasa çevreleri, özel sektörün de kamu kesimini izleyeceği inancıyla stok eğilimi içine girdiler. Piyasalann "seçim sonrası" için görüşleri ve beklentilerini almak üzere görüştüğümüz çeşitli sektörlerden ilgililer, kendileriyle ilgili farklı durumlan yansıtırken, "zam ve devalüasyon" konulannda birleştiler. Örneğin, inşaat ve gıda piyasalarında "stok egilimi" daha ağır basarken, kumaş ve konfeksiyon gibi kışlıkları önceden hazırlayan piyasalarda, stok eğüimi görünmese de, her kesimin ortak noktası "yüzde 30'lara varacak zam"Iar oldu. GIDA SEKTÖRÜNDE STOK EĞİLİMİ "Piyasada seçim sonrası zamları ile ilgili soylentileri o denli yaygınlaştı ki, herkes gücünün yettiğince stok yapıyor" diyen gıda toptancısı Sevinç Gümüş, "Bu gidişle iiretici zam yapmasa da \NURt TEOMAN TOPRAĞA VERİLDİ Geçen saiı günü ölen eski Ankara, Antalya ve Hatay vaU ye belediye başkanlanndan emekli tümgeneral Nuri Teoman, dün Levent Camü'nde kılman öğle namazmdan sonra, askeri törenle Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine eski Antalya valiterinden Yümaz Türktekin, Antalya Belediye Baskanı Yener Ulusoy, Jandarma Merkez Komutanı Tümgeneral Tiırgut Tbprak, ailesi, yaktn arkadaşlan ve askeri erkan katıldılar. Cenazeye Cumhurbaşkanhğı Konseyi üyesi Nurettin Ersin, 1. Ordu Komutanhğu Milli Savunma Bakanhp, HarpAkademileri Komutanhjn ve Jandarma Bölge Komutanlığı 'nın yanı sıra çok sayıda çelenk gönderildi. Seçim sonrası zamların bir etkisi de, yılın ilk yansında 350 milyar liraya dayanan bütçe açığının kapatılması, devletin fon ve vergi gelirlerinin artmasıyla yaşanacak. Ayrıca piyasadan para da çekilmiş olacak. RESMİGÖRÜŞ Gelecek yılki enflasyon hedefini yüzde 20 düzeyinde koymaya hazırlanan hükümetin bir yetkilisi, ağustos ayındaki düşük fiyat artışına bağlı olarak şu ana Önümüzdeki yıl memur maaşlarının belirlenmesinde bütçe kadar yeni önlemler de etkin olacak. Kıdemli memurlann göstergelerinde önemli artışlar sağlaması beklenen bu önlemler ışığında memur zammı katsayı kadar gosterge yükselmesi ile uygulanacak. Hatta memur maaşlarında büyük uçurumlar yaratan yüksek katsayı uygulamasından vazgeçilerek, bu yılki katsayıdan düşük bir rakamın seçilmesi olasılığı da gözönünde bulunduruluyor. Ozal başkanlığındaki toplantılarda bir değişikliğe uğramazsa, memur maaşlarındaki zam oranı hedeflenen enflasyonun 10 puan kadar üzerinde ve yüzde 30 düzeyinde belirlenecek. Türklş'in Samsun mitingi (Baştarafi 1. Sayfada) Yılmaz, hükümetin söyleyecekleri doğrulardan korktuğunu belirterek, "Bir taraftan demokrasi saglıklı olarak yürüyor. her şey gülliik gülistanlık diyeceğiz. Daha sonra da yasal olarak düzenlediğimiz miting engellenecek. Hükümet, bizim doğrulan halka anlatmamızdan korkuyor" biçiminde konuştu. Yılmaz, 6 Eylül Cumartesi günü miting yapılacakmış gibi Samsun'a gideceğini, burada Türklş'in eğitim sitesinde kapalı salon ve basın toplantısı düzenleyeceklerini kaydetti. Şevket Yılmaz, şunları söyledi: "Bizler sabit gelirlilerin, işçinin, memurun, dar gelirlinin durumunu anlatacağız. 1980'lerdeki, 1983'lerdeki, 1986'lardaki doların. markın, nohutun, kunı fasulyenin ne oldugunu abartmadan anlatacağız. tşle bunlardan korkuyorlar. Radyo ve lelevizyon tek yanlı olarak yayın yapıyor. Bizim oralara giderek halka gerçekleri anlatmamızdan korkuyorlar". Türkİş'in Samsun miting sorumlusu ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Baiaban, valiliğin iktidan korumak amacıyla böyle bir uygulamaya başvurduğunu ileri sürerek, "ANAP Samsun tl Başkanlığı miting vapılmaması için İl Seçim kunılu'na başvurdu. İl Seçim Kurulu da bunu YSK'ya havale etti. Ancak YSK bu konuda bir karar veremeyeceklerini belirterek sorumluluğu valiliğe bıraktı" dedi. Baiaban, miting yapılmayacağını ama yeni bir eylem programı ve yeni bir tavır belirleneceğini de sözlerine ekledi. Başbakan Turgut Özal Türklş'in yarın Samsun'da yapmayı planladığı mitingin yasaklanması ile ilgili sorulan yanıtlamaktan kaçındı. Bir soru sorabilir miyiz? ÖZAL Soramazsınız. Türkİş'in Samsun mitingi yasaklanmış nasıl karşüadınız? ÖZAL ... Mitingin yasaklanmasını sizin istediğiniz öne sürülüyor? ÖZAL Herkes bir şey öne sürer. Yasaklamayı nasıl karşıladınız? ÖZAL (tki elini yana açarak) soru yok, soru yok. SALON TOPLANTISI DA ENGELLENEBİLİR Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Samsun'da duzenleyecekleri salon toplantısının da ertelenebileceği gibi bir eğilim belirdiğini söyledi. Şevket Yılmaz, Samsun mitinginin iptal edilmesinin kesinleşmesinden sonra Cumhuriyet muhabirinin sorularını yanıtlarken, •'Bizim işçimize, emeklimize, dargelirli memurumuza mutfağın sıkıntılarını saglıklı ve doğru bir şekilde anlatmamızdan rahatsız olanlar var" dedi. Yılmaz. şu anda, mitingin iptal edilmesinden sonra düzenlemeyi düşündükleri salon toplantısının da engellenebileceği şeklinde bir eğilimin belirdiğini söyledi. "salon toplantısının da engellenmesi durumunda ne gibi bir tavır alacakları" şeklindeki bir soruyu ise şimdilik yanıtlamak istemediğini kaydeden Yılmaz, iptal gerekçelerinin 28 eylülde yapılacak ara seçimlere dayandırıldığını ve bu nedenle de mitinglerin seçim sonrasına ertelendiğini bildirdi. Mitingin ertelenmesi üzerine şimdilik herhangi bir girişimde bulunmayacaklannı da kaydeden Yılmaz, cumartesi günü Samsun'a gitmek üzere yola çıkacaklannı ve Samsun'a 15 kilometre kala işçiler tarafından karşılanacağım anîattı. Türkİş ekibi daha sonra işçilerle birlikte Samsun Türkİş Bölge Temsilciliği'ne gidecek, oradan da salon toplantısının vapılacağı eğitim sitesine geçecek. Türkİş Baskanı Yılmaz, ayrıca dün, Samsun mitinginin iptal edilmesinden sonra danışmanlanyla birlikte bir araya gelerek Samsun'da düzenleyecekleri basın toplantısı metninin hazırlanmasına çalıştı. Türkİş'in Samsun mitingi eylem sorumlusu ve Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Baiaban. Türkİş'in Samsun'da düzeniediği mitinge izin verilrneme nedeni olarak Samsun Valiliği'nin şu nedenleri belirttiğini söyledi: "28 eylülde ara seçim yapılacak iller arasında Samsun'un bulunması ve bu nedenle Samsunda duyarlılığın had safhada bulunması nedeniyle miting iptal edilmiştir. Ayrıca can ve mal giivenliğine zarar verilmesi ihtimali de vardır. Bu nedenlerle Türkİş'in Samsun'da düzenlediği mitinge izin verilmemiştir." Baiaban, konu ile ilgili tepkisini belirtirken de Türkİş'in eyleminin herhangi bir olaya neden olmayacağını belirterek "Siyasal iktidar, Türkİş'in eyleminin kendisine zarar vereceğini anlamıştır ve şu andaki yasalar iktidara bu mitingi iptal etme imkânı vermiştir. Her şeyden önce bu yasaların degişmesi gereklidir. Hükümetin bu tutumunu protesto ediyoruz" biçiminde konuştu. Turkİş Genel Baskanı Şe\ket Yılmaz ise mitinge izin verilmediğini öğrendikten sonra şunları söyledi: "Bunlar, Türkİş'in ortaya koyduğu gerçeklerden, mutfak olayından korkuyorlar. Biz yine de Samsun'a gideceğiz ve orada salon toplantısı yapacağız. Benim Samsun'a girmemi engelleyen bir hüküm ınu var ellerinde? Ya da bana Samsun'a girerken pasaport mu soracaklar? Bizi Samsun'a girmeden 15 kilometre uzakta arkadaşlar karşılayacaklar. Ne tür bir uygulama yapacaklar, merak ediyorum. Miting yapmazsak salon topiantısı yaparız \e arkadaşlarımı/a tum gerçegi açıklaıı/. Onların yanlış rakamlarını, yanlış bilgiierinj, her şeyi anlatacağız. Bakalım o zaman ne yapacaklar?" CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafi 1. Sayfada) yattığını, siyasal alana küfrü, ağza almmayacak sozcukleri kimin soktuğunu göz önünde tutarak onaylanması güç son olayı eleştirmek zorunluğu doğuyor. Başbakan Özal'ın son olayı yadırgamasına, Canver'i eleştirip tek yanlı değerlendirmeler yapmasına şaşıp kalıyoruz Cumhuriyet tarihinde gelmis geçmiş hiçbir başbakanın ağztndan çıkmayacak küfurleri Sayın Özat'dan gazete manşeüehnde duymadık mı?.. Sayın Özal, uluslararası sorunlarda benımsediği üslupla siyasal tarihimize "küfrü seven devlet adamı" sıfatıyla geçti. Herhalde Canver'in bir hiddeı, bir tepki ortamında söylediğ: sözlerden almacak, bu sözcükleri eleştirip ayıplayacak en son kişi, Sayın Başbakan olmahydı. Sayın Özal'ın, Başbakan sıfatıvla "korku &" ile ya da uktç üstu oturdular" gibi devlet arşivine geçen nitelemelerinden, hele bu sözcükleri iç evrendeki kişiler için değil, uluslararası platformda söz sahibi olanlar için kullandığı bilindikıen sonra, bir milletvekiliyle bir aday arasında geçen onaylanmaz sozcükler solda sıfır kalıyor. Siyasal rakiplerini hiçe sayan, çevresinde olanları küçümseyen, "Bizden olanlar, bize karşı olanlar" aynmını, sadece siyasal alanda değil, basın evreninde bile uygulayan Başbakan Özal, ektiklerıni biçiyor, ne çare, tatsız bir olayın ardmdan insanın aklına "balık baştan kokar" deyıminin gelmesine önayak oluyor. Meclis koridorundaki olayın aynntılanna dikkatle bakılırsa, ağız dalaşına Sayın Özal'ın çanak tuituğu gibi bir izlenim kolaylıkla ortaya çıkabilir. Canverin atılgan, sert, lepki gösteren doğasını yakından bilmesi gereken Sayın Özal, Meclis kapısında Pakdemirli'ye "İşte. senin celladın Canver" derse, Canver'in tepki gösternıesi, hele ters bir doğaya sahıp olduğu bilinen Pakdemirli'nin birden alevlenmesi kaçınılmazdı. Pukdemırli, hakkındaki savlann aklanmasını istiyorsa Sayın Özal, Meclis 'in uç günlük çalışmasından pekâlâ yararlanabilir, öne •ntrüîen çıkar savlarıyla ilgili gonişmeler yapılmasını sağlayabılırdı. Ama, Başbakan Özal, yandaşı kalemlerin bile saklava2 madığı çıkar o/ayiunnın Meclis te değil, korıdorlarda, sokaKta konuşulmasından yanadır, Meclisfikrinin gelişmediği yönetimlerde son olayların doğması elbelıe kaçmılnıazdır. Oysa, olayın patlak vereceği dakikalara dek TBMM'de ağırbaşlı bir gorünüm vardı. Sınır dışı olayların izlenmesıyle ilgili kararname turtışılıyor, doğal olarak kuiiste seçim üzerinde sâyleşiler yapılıyordu. Bu sovleşılerde daha çok, ANAP iktidarının son bir ay içiııdeki tutumunun ne olacağını araştırıyorduk. Başbakan Özal'ın gezi programlarına şöyle bir göz attık: Başbakan, on bir seçim bölgesi arasında birkaç ile ağırlık veriyordu. Örneğin, Bingöl'de, Gaziantep'de bir gün kalıyor, ama Samsun'a iki, Izmir'e iki, Manisa'ya üç gün ayırıyordu. Özellikle bu üç ilde kuşkuları, kaygılan vardı ki, ANAP biçimi seçim yatırımlannı buralarda yoğunlaştırmak gereğini duyuyor. Hele ANAP önde gidenlerinin bugün 7 ilde seçimi cepte gördüklerini, ANAP'a olan ilginin giderek güçleneceğini, sonucun seçime yakın günlerde 910 milletvekilliğine yükseleceğini söylemeleri, yaptırdıkları özel anketlerden bu gözlemleri saptadıklannı özenle belirtmeleri Özal'ın oy yatırımlarında kimi özel hazırlıkları olduğunu gösteriyor. Sayın özal'da başka bir partinin herhangi bir ilde seçimi alabileceğine işaret eden göstergeler o denli "tahammülsüzlük " yaratıyor ki, tzmirdeİnönü'nün seçilmesi olasılığma karşı 'İddiaya girmeye" varan davranışlar sergiliyor. Büiün bu gelişmelere, ANAP'm gizli anketlerine, her ile, hatta her ilçeye gönderdiği gıcır gıcır seçim minibüslerine, her yörede kurdurduğu seçim bürolarıyla parayı ve vaatleri su gibi harcayan tutumuna bakılırsa, iktidann bu seçimleri almak için yapmayacağı şey yok denilebilir. Zafer çığlıklarını milletvekili sayısıyla eşleştirmeye çalışacağı anlaşılan ANAP, acaba oy oranlarını nasıl açıklayacak. Genel olarak iktidara karşı duyulan hoşnutsuzluğun sandığa nasıl yansıyacağı belli değil. Halkta görülen bıkkınlığm hangi partiyle yansıyacağı bilinemiyor. Ne var ki, muhalefet oylarınm toplamı iktidan çok aşarsa ulkede genel olarak ANAP'tan duyulan bezginlik kanıtlanmayacak mı? ANAP önderleri yaptırdıkları özel anketlerde oy oranlarının bugün yuzde 3233 'te durduğunu söylüyorlar, ama "giderek, ANAP'ın becerileriyle bu oranın yüzde 39'lara yükseleceğinden" kuşku duymadıklannı ekliyorlar. Ara seçimin başlarda hafife alan ikıidar anlayışt, gün geçtikçe bu seçimin ANAP için "hayati değer" taşıdığına dönüşmüş. Etkilisiyle, yeıkilisiyle konuştukça, hele Sayın özal'ı her gün izledikçe bu yargı pekişiyor. stok yapanlar durumu kurtarmak için fiyat artışına yönelecek" şeklinde konuştu. Piyasada yüzde 50'lik devalüasyon beklentisinin de kulaktan kulağa yayıldığını ifade eden Gümüş, "Tabii bu kadar yüksek oranda devalüasyon olmayacağını herkes biliyor, ama zamlann önemli gerçeklerinden biri de bu olduğu için belki de kendüerini inandırmaya çalışıyorlar" dedi. PERŞEMBE PAZARINDA ERKEN BAGLANTILAR Hırdavat ve iş aletlerinin büyük oranda ithalata dayandığını hatırlatan Perşernbe Pazan esnafından Tevfik Aral da, "Devalüasyonu ikiüç ay öncesinden bekliyorduk. Ama seçim olayı işin içine girince, 28 eylülden sonrasına kaldı, ardından da zamlar gelecek doğal olarak" dedi. İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ STOKTA Seçim sonrası zamlarını stok ile karşılayan sektörler arasında inşaat piyasası da bulunuyor. "Yalnızca fayansa yüzde 30 zam geleceğini duyunca, tüm paramızı malzemeye yatırdık" diyen inşaat müteahhidi Sami Tanır, "Seçimlerden sonraki zamlar esküerini aratacak söylentisi konuşuluyor. Ben de bir an önce birkaç daire satıp mal almaya çalışıyorum" dedi. Sami Tanır'a göre, söylenilen ölçüde zamlann gelmesi durumunda, inşaat piyasası yeniden durgunluk içine girecek. Televizyon, müzik seti gibi ürünleri kapsayan elektronik eşya ve ithal mallar grubunda ise "zam beklentisini" kullanarak bayilerini stok yapmaya iten kesim uretici ve ithalatçı oluyor, Elektronik eşya ve ithal malları toptancısı Süleyman Kolbaşı, "Bizde zaten piyasa durgun olduğu için pek alım yapmıyorduk. Ama bir süredir. ithalatçılar' devalüasyon olacak mal alîn, "üreticiler' zam yapacağız mal alın' diyerek bizi bir anlarada stok yapmaya itiyor" dedi. Bu nedenle piyasada büyük alımlar yapıldığıru ifade eden Kolbaşı "Bunun ardından zonınlu zam gelir" diyerek sözlerini tamamladı. Boyaya yapılan zamlann yılbaşından bu yana yüzde 62'ye ulaştıgını hatırlatan boya toptan cısı Ahmet İnci ise, "Seçimlerden sonra bir zam dalgası daha gelecek. Bu gidişle boya zamlan bu ydı yüzde 100 ile kapatacak" şeklinde konuştu. Boya zammı beklentisinin, yapılacağı düşünülen devalüasyondan kaynaklandığmı ifade eden İnci, "Bunu bize mal getiren boya üreticilerinin elemanlarından sık sık duyar olduk" şeklinde konuştu. Kumaşta ilk zammın Altınyıldız tarafından önceki gün yapıldığını hatırlatan Sultanhamam kumaş toptancılanndan Erol Arman ise, "Diğerleri onlan seçimlerden sonra izleyecek ve sanıyorum tüm sektöre yayılacak" dedi. Arman, kışlık kumaş satışlarının büyük ölçüde tamamlanması nedeniyle stok yapmanın kârlı olmadığını da ifade etti. Konfeksiyoncu Nizamettin Bayoğlu da, kışlıklar konusunda Erol Arman ile aynı görüşü paylaşırken, "Piyasanın zamlara rağmen seçimlerden sonra açılacağına inanıyorum. Çünkü, havalar soğudukça insanlar zorunlu olarak kışlık alışvenş yapacaklar" dedi. Universiteyi (Baştarafi I. Sayfada) cıyla başlatılan çalışmanın ayın 10'una kadar sonuçlanabileceğini dile getirdi. Bakan Emiroğlu soru üzerıne, "Bu konuda çeşitli talepler var. Bu talepleri değerlendiriyoruz. Biliyorsunuz biz halkın taleplerine karşı hassas davranıyoruz" dedi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı bir başka soru üzerine de bu durumdaki öğrencilere yeni bir hak sağlanması durumunda bunun "af" biçiminde olmayacağını vurgulayarak, "Çaiışıtıalarımız sürüyor ama bu bir af şeklinde değil de belki bir sınav hakkı daha şeklinde olabilir" dive konuştu. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı geçen gun okul müdürlüklerine bir genelge yollayarak universiteyi kazanmış takıntüı öğrencilerın önkoşulsuz öğretmenler kurulu toplanülannda durumlannın gözden geçirümesini istemişti. İLAN BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Dos>a No: 1985/1799 Mahkemenin 30/4/1986 tarıh ve 985/1799 esas ve 986/397 karar sayılı ilamı iie kuçuk Ramazan Bahçeli'ye M. Aii Kılkii vasi tayin edilmiş olup iş bu karara ıtırazı bulunanlann yasal sure içinde itiraz edebilecekleri, itiraz vaki olmadığı takdırde hükmün kesinleşeceği tebl i | yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 97^0 İLAN BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNDEN Esas No: 1986/365 Karar No: 1986/1147 Tokat Merkez Soğukpınar Mah. Cilt: 94, Sa>fa: 17, Kıituk: 144'le nüfusa kayıîlı Necati ve Melahal oğlu 1953 d.lu Nadir Ülker'in hacı altına alınarak, aynı yerde nufusa kasıtlı Ahmet ve Zeyntp kızı 1937 d.lu annesı Meüha Ülker'in \ası tayin edılmesıne M.K.'nın 369. nıaddesı gcrcğince mahkememizce 4.8.1986 tarihınde karar vcrılmistir. Basın: 9740 ANKARA SANAT TİYATROSU H. İBSEN BİR HALK DÜŞMANI Yön. RUTKAY AZİZ 12 Eylül'de KONAK SINEMASInda YALNIZ 2 HAFTA Tel. 148 26 06 C tesı/Pazar 15 30/18 15 Dığer gunler 20 30 (Baştarafi 1. Sayfada) Az gelişmış alaturka kapitalizmimize çok gelişmiş biraderler armağan ediliyor bu model ile... KorkutÖzal, "Hak Vaft//m^.Ş."şirketinin ortağı, şirketteki öteki ortak Eymen Topbaş. Eymen Topbaş Bahariye Mensucat Şirketi sahiplerinden. ANAP il başkanlığı denilince akla hemen Eyrnen Topbaş gelmiş. Turgut ve Korkut Özal kardeşler, Eymen Topbaş ile ayrıca "Ilim Yayma Cemiyeti"nde de beraberler. Korkut Özal'ın ortağı olduğu bir başka şirket de "Akabe İnşaat" adını taşıyor. Korkut Özal'ın çok kazançlı bir şirketi de "Özbayrak 77caret ve Sanayi Şirketi".. Bu şirket 1983 aralık ayında kurulmuş, daha sonra "ÖzalBayraktar ve Kimya Sanayi" adını almış... "Özbayrak Nakliyat Şirketi" de 9 Temmuz 1984'te kuruimuş. "Al Baraka Hak Yatınm", Suudi ortaklığı ile "Al Baraka Türk Özel Finans Kuruluşu"nu oluşturmuş, şirketin yönetim kurulu baskanı Korkut Özal. "Akoz Ticaret Müşavirlik ve Mümessillik A.Ş." de 9 Temmuz 1984'te kuruimuş. ANAP hükümeti 14 Aralık 1983 günü göreve başlamış, 16 Aralık 1383 günlü hükümet kararnamesi Başbakan Özal : ın kardeşi Korkut Özal'ın Suudi ortaklığına yasal olanak sağlıyor. Her şey bu kadar açık! Korkut Özal, Prof. Nevzat Yalçıntaş yerine "İslam Kalkınma Bankası"na danışman oluyor, aynı günlerde, İslam Kalkınma Bankası'na vergi bağışıklığı sağlayan yasa tasarısı Başbakan Özal'ın imzasından çıkıyor! 22 Şubat 1986 günlü Bakanlar Kurulu kararı ise çok ilginç: Bakanlar Kurulu kararı ile petrolün kara yolu ile taşınmasında "beher metrik tondan" 10 dolar Toplu Konut Fönu'na kesinti yapılacak. Ancak bir "istisna" var. O da şu: DPT, vereceği teşvik belgesi ile yükümlüleri bu "fondan muaf tutabilecek. Karayolu ile Ortadoğu ülkelerinden petrol taşımacılığı yapan kim? Korkut Özal... DPT adına bu "teşvikbelgesi"n\ vereçek olan kim? Başbakanın küçük biraderi Yusuf Özal! Özal modelinin kilit adamı, Prof. Ekrem Pakdemirli'dir. SHP Adana Milletvekili Cüneyt Canver'in Pakdemirli'nin ilgili olduğu şirketler konusundaki açıklamaları bu modelin oluşturduğu kazanç düzenini çok güzel anlatıyor. Ekrem Pakdemirli, "Mistaş Oto Göstergeleri imalat Sanayi ve Ticaret A.Ş" ortaklarındandır. Diğer ortaklar, Aslan Tekin Önel, Ataman Bükey, Nedim Aysan, Atilla Gün, Kadri Önel, Mustafa Teoman Gürkan, Necdet Özbilen ve Nuri Doğsağ Özpamir'dir. Şirketin adresi "izmir Cumhuriyet Bulvarı No. 69/4'tür. Pakdemirli'nin ortağı olduğu şirket ile aynı adresteki "Tekoplast, Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş." adh şirketin ortakları Aslan Tekin Önel, Ataman Bükey, Kadri Önel, Mustafa Teoman Gürkan ve Nuri Doğsağ Özpamir'dir. İki şirket aynı adrestedir ve Pakdemirii dışında ortaklar da aynıdır. Aynı adresteki bir başka şirket de "Raks Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş."öir. Bu şirketlerdeki ortaklar da aynıdır: Aslan Tekin Önel, Ataman Bükey, Mustafa Teoman Gürkan, Atilla Gün, Kadri Önel, Necdet Özbilen... Ve bir de emekli orgeneral: 12 Eylül generallerinden Ragıp Ulugbay! Mistaş Şirketi'nin ilk adresi olan "7375 sokak 25/104" ANAP'ın İzmir il örgütünün da adresidir. Bir siyasi partinin ticari şirketle iç içe olduğunu kanıtlayacak en somut örnek de bu olsa gerek. Bu adresteki ANAP il başkanlığına Pakdemirli'nin "ruh gibi arkadaşı" işadamı Atilla Yurtçu getirilmistir. Yurtçu, ünlü "İZDAŞ" şirketinin sahibidir. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Pakdemirli ile bu şirketler, görüldüğü gibi sarmaş dolaştır. "Tekoplastik" adlı şirket, vantilatör, bant, naylon torbalar, naylon iplikler üretmekte, dışalım ve dışsatımını yapmaktadır. Şirket, Iran'a vantilatör satma amacıyla DPT'den 4.6.1982 gün ve "Tubd 82/582 sayılı" ihracatı teşvik belgesi alır. Bu teşvik belgesi ile "döviz tahsisı'ne de hak kazanan şirket, İran'a satılacak vantilatörlerin bir kısmını yasalara aykırı olarak iç piyasaya sürer. İzmir mali polisi 29 Ağustos 1983 günü şirkette araştırma yaparken DPT Teşvik Uygulama Daire Başkanlığı Döviz Tahsis Grubu Baskanı İbrahim Paktaş'ın da şirkette bulunduğunu saptar. Durum vali tarafından Başbakanlığa bir yazı ile bildirilir. Ekrem Pakdemirli, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına hangi koltuktan sıçrayıp gelmiştir bilir misiniz? DPT, Teşvik ye Uygulama Daire Başkanlığı koltuğundan! Şirket hakkında soruşturma açılması o günkü izmir Valisi Hüseyin Öğütcen tarafından Başbakanlık makamına yazılan bir yazı ile istemiştir. Sonra 6 Kasım seçimleri yapılmış ve Özal Başbakan, Pakdemirli de devletin bütün mali ve ticari işlerinin bağlandığı müsteşarlığın başına getirilmistir. Tabii bu arada Vali Öğütcen de görevinden alınmıştır. Pakdemirli, "ekonominin liberalleşmesi" adı altında kaçak döviz bulundurmayı bile suç olmaktan çıkaran ve gümrük kaçakçılığını da büsbütün yok sayan bir düzen getirmiştir. Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel de işte Özal'ın ve Pakdemirli'nin getirdikleri bu kararnamelerle "mobilya yolsuzluğu" davasından kurtulup, salıverilmiştir. Şahinkaya'nın "Mekik" adlı yatı, 3 milyona alındığı (!) söylenen Fenerbahçe'deki lüks kat, Amiral Nejat Tümer'in oğullarına sağlanan milyarlık krediler, Korkut Özal'ın Arap ortaklığı ve petrol taşımacılığı ile önlenemeyen yükselişi, Başbakan'ın kızı ve damadına hediye edilen Jaguarlar, Pakdemirli'nin gizli ve açık ortaKİıkları, İZDAŞ'a sağlanan kazanç düzeni ve Atilla Yurtçu ve Pakdemirli'nin milletvekili adaylıkları. 12 Eylül öncesinde binlerce insan bunlar için mi ölmüştü? 12 Eylülden sonra binlerce kışi şu birkaç kişi böyle yollarla zengin olsunlar diye mi hapis yatmıştı; işkence görmüştü? Söyler misiniz bunlar için mi? Ey devletin dünkü ve bugünkü etkilileri ve yetkilılerı, vicdanlarınız sızlamazsa, yanıt verin bu sorulara... 12 Eylül'ün getirdiği "huzur" yoksa bunlar için miydi? GOZLEM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear