25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 HABERLER 13 AĞUSTOS 1986 € Ecevit'ten SHP'ye ağır BÜLENT ECEYİTtlV KONUŞMASEVDAN Atatürk neden Kurtuluş Savaşı'nda ordudan istifa ettiyse, ben de onun için CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa ettim. CHP kapatıldıktan sonra seslerini çıkarmayanlar, SHP'yi kurdular. Ben, o çatıdan kurulan partiyi desteklemiş olsaydım, kendisine aydm diyen halktan kopuk bu insanlar, bana şimdi alkış tutacaklardı. Eğer bir muhalefet partisi, yatıp kalkıp iktidarın başarısızlığma dua ediyorsa, o muhalefetten ülkeye hayır gelmez. Siyaset kötüyse, çamursa büyük holdinglerin başındakiler siyasetle ilgilenmesinler, çamura bulaşmasınlar. Askerlere siyaset akh veren sahte demokrat siviller var. Halkı siyaset dışına itmek isteyen sivil güçler var. ANKARA. (Cumhuriyel Bürosu) Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Bıilent Eccvit, DSP'nin Izmir'den sonra Ankara'da duzenlediği kahvehane toplantılannda yaptığı konuşmalarda SHP'nin, bütün umudunu iktidarın başansızlığına bağladığını öne sürdü. 6 yıllık bir aradan sonra Ankaralılara seslenme olanağı bulan Ecevit, DSP'nin kapısını, bacasını daha soldakilere sımsıkı kapatmasını istedi ve "Bu bazılannın Mdia ettigi gibi McCarthycilik, bagnazlık falan değil. herkes gitSİD kendi partisini kursun" dedi. DSP'nin Demelevler Birinci Caddede düzenlediği kahvehane toplantıana eşi Rahşan Ecevit ile birlikte gelen Ecevit, burada "Haikçı Ecevit" ve "Ecevit yalnız degilsin" sloganlan ile karşılandı. Ecevit, Demetevler ve Şentepe'de konuştuğu kahvelerde genellikle devlet ve rejim konusu üzerinde durdu. Ecevit, "Böylece günliik olaytann, potemiklerin, tarüşmalann bir ölçüde uzagına çekildiğini" söyledi. Okullardaki askerlik derslerinde hep Ankara'nın nasıl ışgal edileceğinin anlatıldığına dikkati çeken Ecevit şöyle konuştu: "Ankara'da devlet ele geçirildi mi bütün Türkiye ele geciyor. Ankarada demokrasinin nefesi kesiMi mi bütün Türkiye'nin nefes kesiliyor. O nedenle Ankaralılann, devlet konusun da, rejim konusunda gece gündüz duyarlı, bilinçli ve nöbet başında olmalan gerekir. Ankaralılar demokrasiye sahip çtkmazlarsa başkalan istese de çıkamaz." Anayasanm siyasi partileri demokratik rejimin vazgecilmez unsuru saymasına karşm partilerin, ellerinin, kollanmn, ağızlannın, kulaklannın bağlı olduğunu belirten Ecevit, şunları söyledi: "Ne hikmetse bn vazgecilmez unsurlann elleri kollan bağlanmıştır. Gözleri kuiaklan baglanmtştır ve bu partiler ondan sonra direksiyonun başına oturtulmuş, 'Hadi devlel arabasına selametle götiir' denraiştir. Ayakları, elleri, kuiaklan baglı demekle partilerin orgütlenmesine getirilen kısıtlamalan söylüyorum. 1%0'ta partilerin ocskbucak teşkilatlan kapatıldıgından beri Türkiye^ de partilerin elleri, kollan, kulaklan, gözleri bağlanmıştır. Ondan sonra da haydi memleketi selametle idare edin denmiştir. Ve idare edemeyince, tökezleyince de bu sivillerde, polilikaalarda, partilerde iş yok deyip 810 yılda bir askerler diımenin başına gecmişlerdir." Bir ordu komutanına, "Bütün yetkiler sende" denildikten sonra ona, "Ama kolordu, tümen vt lugayınla lemas edemezsin" şartı kosulduğunda o komutanın nasıl başarılı olacağını soran Ecevit, aynı durumu toplumla bağı kesilen siyasi parîiler için de söz konusu olduğunu söyledi. Ecevit, "Bunlan askerlere taviz olarak söyledigim zannedilmesin. Siyaset onlann bilim dalı değil. Ama askerlere bu aklı veren sahte demokrat siviller var. Halkı siyaset dışına itmek isteyen sivil güçler var" şeklinde konuştu. 50 yaşına kadar siyasetle ilgilenmeyenlere devlet yönettirilrnek istendiğini kaydeden Ecevit, "Ülke yönelmek ordu yönetmekten. bina yapmaktan daha mı kofaıy" diye sordu. Siya&etin kötülenmeye çalışıldığına dikkat çeken Ecevit, "Siyaset kötüyse, çamursa, büyük holdingleri, ba CHP için sesini çıkarmayanlar, SHP'yi kurdular' Ayiiiesi iştir eleştiri eleştiren Ecevit, "Peki benim konuşmama yasalar, anayasa engel değil mi?" diye sordu. Ecevit, halkı hor gören, tepeden bakan aydınlann kendisini eleştirdiğini belinerek, "Ben o çatıdan kurulan partiyi desteklemiş olsaydım, kendisine aydın diyen halktan kopuk bu insanlar, bana şimdi alkış tutacaktı" diye konuştu. Ece\nt, şunlan söyledi: "Partiler eğer bir ölçunün ötesinde iktidann başansızlığına bel bağlayacak olurlarsa, ülke burejimdeileriye gitmez, sürekli bocalar dunır. Eğer bir muhalefet partisi, yatıp kalkıp iktidann başansızltgına dua ediyorsa, o muhalefetten ülkeye hayır gelmez." Ecevit'e konuşması sırasında kendisini dinleyen kalabalık arasından "Niçin CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa ettiniz?" şeklinde bir soru yöneltildi. Soru yonelten şahsı yanına çağıran Ecevit, bu kişinin SHP'li olduğunu öğrenmesi üzerine sinirlenerek, "Atatürk neden Kurtuluş Savaşı'nda ordudan istifa ettiyse, ben de onun için CHP Genel Başkanlıgından istifa ettim. CHP'liyim diyebiliyorum. Çünkü ben CHP'li olarak hapse girdim. Ama CHP kapauldıktan sonra seslerini çıkarmayanlar SHP'yi kurdular" dedi. Halefoğlu, seçim kampanyasını Ziya Paşa'nın beyti ile açtı Özal'a Göre İstikrar... (Baştarafı 1. Sayfada) farkındadır. Onun içindir ki özal, partisinin seçim başarısı ile ülkede "istikran" eşanlamlı görüyor; "İstikrar isteyen oyunu ANAP'a verir, DYP'den kaçar" sözünü gün geçtikçe sloganlaştırmaktadır. Yalçin Doğan'ın bir sorusu üzerine Sayın Özal, şu karşılığı vermiştir: "Eğer Anavatan, diyelim ki, bu ara seçimde ekseriyeti alamadı; Türkiye'nin en önemli meselesi geriye mi döneceğiz, ileriye mi gideceğiz? İstikrar içinde kalacak mıyız, kalmayacak mıyız? Ilerisi için istikrarsızlık getirecek mi? Türkiye'ye akmakta olan krediler acaba bir sual işareti koyacak mı? Herkes biliyor, bir memlekete kredi verilmesi için önceiikfe o memleketin siyasi olarak istikran var mı, bu adam iktidarda kalacak mı diye soruyortar. Bunu saklamaya gerek yok. Bütünriskanalizi yapanlar önce Özal kalacak mı, özal'ın sıhhati nasıl diye soruyorlar. Bu seçimde bizim şüpbeli bir netice almamız tabiatıyla işimizi yavaşiabr. Yani önümüzdeki iki seneyi hizmet bakımından tam anlamıyia yapmamıza mani oiabilir. Olumsuz netice alınca insana devamlı yükleniderf' Böyle bir duruma yol açabilecek seçim sonucu konusunda özal, Demirel'den farklı düşünmektedir. Sayın Demirei, ANAP'ın yüzde 35'in altına düşmesini "yenilgi" olarak nitelemektedir. Buna karşılık Sayın özal, oy oranının üstünde durmaktan kaçmmakta, seçimin ANAP'ın aleyhine "56" sonuçlanmasından söz etmoktedir. 28 Eylül seçiminin nasıl sonuçlanacağını bugünden kestirmek güçtür. Ancak, bir ara seçim olmasına karşın ülkemiz siyasal sonuçları açısından son derece ilginç bir seçime sahne olacaktır. Son bir noktaya değinmek isteriz. Özal, ülkede "istikran" ANAP'ın başarısı ile bir tutmaktadır. Bu görüşü payiaşmamız olanaksızdır. Kendisi Türkiye Cumhuriyeti'nin ne ilk başbakanıdır, ne de son başbakanı olacaktır. Sayın Özal, bu hususu lütfen gözden kaçırmasın. 'Nıırettin'i assınlar' CELAL BAŞLANGIÇ ÖMER YURTSEVEN ÇAL Nurettin'in yüzü buruşmuştu. Dokuz kişinin katil zanlısı Nurettin Akşit, elleri zincire vurulmuş, 165 santimlik boyu, 60 kiloluk bedeniyle duvara dayanmış kuçucuk duruyordu. İnsan, karşısında "dokuz kişilik katil" olarak daha iri yan birisini beklediğinen, ister istemez soruyordu: Gerçekten Nurettin dokuz kişiyi öldürdü mü? Bu soru, salt Nurettin'in ufak tefek biri olmasından değil, şu ana kadar Çal Cumhuriyet Savcılığı'nın da çözmeye çalıştığı iki ayn yerde işlenen cinayetlerin mekân ve zaman otarak bir kişi tarafından gerçekleştirilmesinin zorluğundan kaynaklanıyordu. Nurettin'in ağzını jilet bile açmıyordu. Flaşlar patlarken, "Neden öldürdün?", "Tek başına mıydın?", "Dokuzunu da sen mi öldördiin?" sorulanna kimi zaman gözlerini kapatarak, kimi zaman kaşlannı olduğundan da yukarıda birleştirerek, kimi zaman da yüzünü buruşturarak yanıt veriyordu. Gazeteciler, haberlerini geçmeye hazırlanıyordu: "Nurettin, dokuz kişiyi öldürdü", "Çal canavan", "Vahşet..." Acaba aslı neydi? Sorumuzun yanıtını almak üzere küçük dağlardaki toprak yoldan Nurettin'in köytine, Dağmarmara'ya gidiyoruz. 15 kilometrelik toprak yolun sonunda karşımıza 600 kişinin yaşadığı 120 evli bir yörük köyü çıkıyor. şındakiler siyasetle ilgilenmesinler, çamura bulaşmasınlar" dedi. Bülent Ecevit, sağdaki ve soldaki bazı egemen güçlerin siyasette kendilerinin yarattığı boşluğu dolduramamalan nedeniyle askerlere çağrı çıkarttıklarını söyledi. Ecevit, Türkiye'de demokrasinin kesintiye uğramasının kabahatinin halkta olmadığını ifade ederek, demokrasinin kesintiye uğramasındaki suçun halka güvenmeyen sağlı, sollu aydınlarda olduğunu söyledi. Ecevit, tskandinav ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye'de de halkın demokrasiye uyum göstereceğine inandığını söyledi. Kahvehanelerin kapısının iç tarafına konulan masaya çıkarak kapı ağzından konuşan Ecevit, DSP'nin kapılarını daha soldakilere simsıkı kapatmasını isterken de, "Özellikle kaptmzı daha soldakilere karşı sımsıkı kapalı tutmanız gerekir. Bu bazılannın iddia ettigi gibi Mc Carthycilik. bağnazhk falan değil. Kapının dışında bıraktığınız daha soldakilerin haklannı savunacaksınız, ama kapınızdan bacanızdan içeriye adım attırmayacaksımz" dedi. Herkesin kendi partisini kurması gerektiğini kaydeden ve daha solda bir parti kurulması için "anayasa ve yasalar engel göriişünü" belirtenleri kişinin lafa 9 bakumaz SEDAT ERGİN ANAP il merkezini ziyaret eden Vahit Halefoğlu, seçim sonucu için iddialı konuştu: 'Işimiz zor olmayacak.' Dışişleri Bakanı, rakiplerinin suçlamaları 'seçim şakası' olarak nitelendirerek, 'Bu şakalar bizi neşelendiriyor' dedi. " L a h e y ' d e büyUkelçiyim. Türkiye'den gelen bir heyete büyükeiçilikteyemek verdim. Bizim Lahey'deki sefaret gösterişli bir yerdir. Duvarian yaldızkaplıdır. Yemekten sonra bir konuk yanıma geldi ve kulagıma "Sefirlik, padişahlık gibi bir şeymiş" dedi. Ben de onun kulağına eğilip şoylefısıldadım: 'Evet, iyidirhoştur da babadan oğulageçmez...'". Halefoğlu, iç politi kada da diplomasi taktikleri izliyor. örneğin, muhalefetten kendisine gelen eleştirileri ciddiye alıp, bir sorun varmış izlenimini yaratmaktan dikkatle kaçınıyor ve böylelikle karşı tarafın atagını püskürtmüş oluyor. Ancak, bunu yaparken karşı tarafı hafife alma eğilimi de açıkça belli oluyor. Örneğin, "Rakiplerimin ertikleri laflar, aslında bir şey söylenmiş olmak için söylenmiş laflardır" türü cümlelerkullaruyor. Bazendahadaileri gidiyor ve rakiplerinin suçlamalarını " ş a k a " olarak gördüğünü belirterek, şöyle diyor: "Her ne kadar bazılan, 'Halefoğlu seçimde batacak' gibi sesler çıkarıyorlarsa da hiç merak etmeyin, biz bunlan seçim şakası olarak kabul ediyoruz. Bunlar ciddi bir iş olan seçimi yumuşatmak için yapılan şakalar. Bunlar bizi neşelendiriyor. Bunun için bu şakalan yapan arkadaşlara leşekkür borçluyuz...". Ve hepsinden önemlisi Halefoğlu artık gerçek bir ANAP'lı: "Biz bu işleri biliriz. Ankara 2. Bölgede son üç yıldaki icraatımıza bakın. ANAP'ın yaptıkları bundan sonra yapacaklannın da garantisidir. tşimiz zor olmayacak..." Bu arada, seçimleri bir hizmet yarışı olarak alıyor: "Bu insana gurur veriyor. Çünkü artık seçimler bir hizmet yarışı olarak görülöyor. Bundan daha güzel bir şey olamaz". Halefoğiu'nunbuyaklaşunına biraztakıldık. Çantasmdaki dosyalarda yazılı ilçelere ait ihtiyaçların karşılanmasında iktidarda olmanın avantajlarına dayandığı, muhalefetin ise bu tür araçlardan yoksun olduğu hatırlandıgında, Halefoğlu için bundan daha güzel bir yanş oiabilir mi? CÛNEYT ARCAYOREK yazıyor Solda seçim hesapları ANKARA SHP Genel Baş'Jcanı Erdal Inönü, saptadığı seyim stralejisini pek değiştireceğe benzemiyor. Günlük olaylardan esinlemrek bu stratejiye yeni yöntemler getirmeye pek yanlı değil. Tersine, seçim uzmanlanyla kararlaştırdığı yönde, 28 eylüle dek inatla yürüyeceğe benziyor. Erdal Inönü ile söyieşirken şu izlenimleri aldık: SHP, seçime bir buçuk ay kala çarpıcı davranışlar yapma yerine ağır ağır tansiyonu arttırmaya kararlı. özellikle seçime üç hafta kala iktidarla arasmdaki kozlarm paylaşüacağı göruşünde. Bayramdan sonra hmir'le başlayacağı geziterini Samsun'a ve ilçelerine, ardından da öteki bütün seçim illerine yaygmlaştıracağını söylüyor. "Seçim kam panyasında muhalefet tutumumuz ağır ağır artacak " diyor. Buna karşı Inönü'nün DSP'nin SHP'ye karşı saldırgan bir davranış sergilemesiyle ilgili kararlılığı hiç değışmeyecek. Tartışmaya girmeyecek Ecevit'le ve partisiyle. Ama, SHP örgütünün Ecevit'in ağır saldınlan karşısında sessiz kahnmasma yanlı olup olmadığı sorusu da ortada. Erdal Inönü, "Örgütte hemen herkes DSP'nin tutumuna kızgın. Bize, gerekli yanıtlann verilmesi, siyasal savas açılması için harekete geçmeyi ısrarla öneriyorlar. Fakat biz, DSP ile bir kavga ortammın doğmaması için bu istekleri geri çeviriyoruz" diyor. Bundan çıkan anlam açık. SHP örgütü, Ecevit'in hücumlarına karşı harekete geçip gerekli yanıtları yörelerinde vermeyi isterken, genel merkez, DSP ile belki de DSP'nin isıediği gibi sol oyları olumsuz etkileyecek bir "kavgamn yapılmaması" kararında. Ne var ki, EceviCle konuşurken görüyoruz ki, bunca içten uyarı yazjlarına, soldaki bu savaşıma son vermesi dileklerine tümüyle kapalı. "Barışa karşı savaşı" ana ilke kabul ettiğinden, bir iki gün sonra çıkacağı yeni gezilerde SHP'ye karşı salvo atışlarmı sürdürecek, belki de seçime yakm günlerde bu ateşi daha da körükleyecek davranışlar, konuşmalar yapacak. Ancak, Ecevit'in bir iki noktayı özenle irdeleyip buna göre yeni bir davranış sergilemesi gereği ortada. Örneğin Ecevit'le yaplığımız söyleşide şu iki önemli varsayımın yanıtını bulamadık: Kendisinin de kabul ettiği gibi, hemen hiçbir yerde sağlam örgütü kurulmamış, sadece "kişisel bir güce dayalı" olduğu açık seçik görünen bir partiyle bu seçime katılıyor. Adı belirli kesimlerde geçerli olan bir "kişi" her ile gidebilir, orada bir ölçüde "fırtma yaratabilir" ama bufırtınanın sürekli olabilmesı, istenilen sonuçlara gidebilmesi için yaratıldığı öne sürülen havanın sürdühilmesi gerekir. Oysa, Eceviıin yer yer yaptığı toplantılarda gözlediğini söylediği heyecan, hatta "kazandığım öne sürdüğü moral" örgütü olmayan birpartide bir günlük gösteriler olarak kalabilir ve oya dönüşmeyebilir. Bir nefeslik ses gibi olumsuz bir tortu bırakabilir. tkinci önemli nokta, Ecevit için 29 eylül sabahı bir "oy hüsranı" getirebilir. Örgüte dayanmayan bu eylemlerin dilediği, hatta beklediği ölçüde sandığa yansımadığı ortaya çıkar. O zaman adı çevresindeki "sosyal demokratük halesi" sönüp gittiği gibi, Ecevit'in geleceğini etkileyecek önemli bir sonuç doğacak. Henüz siyasal haklarını alamayan Ecevit, oy tabanmda artık destek görmeyen bir "eski lider" durumuna düşmeyecek mi? Nitekim, Erdal İnönü de söyleşimizde bu noktayı daha değişik bir uslupla açıklıyordu. Inönü, "Tamnmış birçok kişiyi bugün alkışlayan pek çok. Ama bu, o kişiye oy verecekleri anlamma hiçbir zaman gelmez" diyordu. Sadece örgütte değil, sağduvuvla donanmış iktidar dışmda her çevrede Ecevit'e karşı duyulan tepkilerin yanı sıra, yer yer görülen alkışın oyla eşdeğerde tutulmadığım söylüyor. DSP'ye karşı barışçı yollardan partisinin sonuç alacağından kuşku duymuyor. Pekişmiş bir başka yargısı, DSP'ye karşı davranış göstermemesindeki öteki neden, "DSP'ye açılacak siyasal bir savaşımın tümüyle Turgut Özal'ın işine yarayacağı" noktasında toplanıyor. Erdal înönü için önemli olan da buydu, yoksa Ecevit'le siyasal savaşıma girmekten çekinir olmak değil. Oysa, Erdal İnönü'nün gözleri doğrudan ANAP'ın seçim öncesi yapacağı davranışlara yönelmiş, sözlerinden öyle anlaşılıyor. ANAP'ın bugün suskun duran kadrosunun eyül ayında seçmeni etkileyecek günübirlik hangi marifetleri tezgâhlayacağmı saptamaya çalışıyor. Partisinin önde giden kadrosuna, "ANAP'ın hangi yöntemlerle seçimi etkileyeceğini öğrenmelerini" istediğini iletirken, başbakanın seçimden üç hafıa önce sahneye çtkacağına inandığını belirtiyor. iktidarın seçimlerde "para etkenini" kullanacağından hiç kuskusu yok. Erdal tnönü'ye göre, ANAP mutlaka parasal yatınmlarla seçimleri etkileyecek. Bu "etkilemenin" yöntemleriyle oranı üzerinde henüz birfıkre sahip değil. Ancak, "bazt göstergeleri" yine irdelemeyi sürdürüyor. Şöyle diyor Inönü: "Bu yöntemi uygulayacağma yönelik ufak tefek belirtileri görüyoruz. Bakınız kurban derilerinin Hava Kurumu 'na bağışını bile kaldırdı, FakFukFon'a bağladı. Yer yer bu f ondan para dağıtımma başladu Daha da önemlisini bir milletvekili arkadasımdan öğrendim, şimdi inceletiyorum, FakFukFon'a bir madde koymuşlar, 'Paramnkime verildiği açıklanmayacak' diye bir hüküm getirmişler. Seçim öncesinde, bugünden ufak tefek başlayan bu uygulama yaygınlastınlacak, ama devlet parasının kime verildiği açıklanmayacak. Bu daha da korkunç bir işlem. Bufon, örtülü ödenek değil Dilediğine ver, verdiğini açıklama. Olmaz böyle şey." Bu seçim, kuşku yok, iktidara karşı ciddi bir seçenek olması istenilen SHP gibi parti için olumlu ya da olumsuz ciddi sonuçlar getirecek. Fakat, hiç kuşku yok ki, genel eğilime karşı davranış koyarak sürdürdüğü bu kampanya Ecevit için "olmak ya da olmamak " gibi önemli bir sonuç verecek. ,SHP Hikmet Çetin pazarda* istanbul 6. Bölge milletvekili adaya Hikmet Çetin, seçim çahşmalanna pazarlardan başladı. Çetin, Şehremini ve Zeytinburnu 'ndaki salı pazarlannı dolaşarak pazarcılar ve halkla tanıştı, onlann sorunlarını dinledi. Tanıştığı her pazarcıya, 'Sizlerle tanışmaya, dertlerinizi dinlemeye geldim' diyen Çetin, her gittiği yerde alkıslarla karşılandı. DYP Cindoruk. adayını tanıttı Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, dün tstanbul'da yaptığı basın toplantısı ile partisinin 6. bölge milletvekili adayı Gökhan Evliyaoğlunu tanıttı. Cindoruk, 196165 döneminin kavgacı yazarı" olarak tanınan gazeteci Gökhan Evliyaoğlu'nu sunarken, "O cesur kalemiyle dönemin kasvetli günlerinde demokrasinin yolunu açan bayraktarlardan biri" dedi. Pusu: 9 şehit (Baştarafı 1. Sayfada) Kanlı saldırının dün saat 15.30 sıralarında meydana geldiği ve bölgeye Siirt'ten takviye gıivenlik kuvvetlerinin sevkedildiği büdirildi. Hakkâri'nin Uludere ilçesinin Şenoba jandarma sınır tabur ekipleri, dün Beyle yaylasına giderken, pusu kuran bölücü çete mensuplarının bombaJı ve silahlı saldınsına uğradılar. Olayda, 6 askeri araçta bulunan Tabur Komutanı binbaşımız ile 8 erimiz şehit oldu. Olaydan sonra kaçan ve PKK'cı olduklan sanılan teröristlerin kaç kişi olduklan henüz oğrenilemedi. Teröristlerin yakalanması için bölgeye Siirt'teki tugaydan takviye birlikler gönderilirken, bölgede geniş çaplı bir operasyon başlatıldı. Bölücü çete mensuplanndan ölü, yaralı olup olmadığı konusunda bir bilgi edinilemedi. Diyarbakır'daki 7. Kolordu ve Sıkıyönetinı Komutanlığı yetkilileri, helikopterle bölgeye gittiler. Bazı haberlerde ölü sayısının 12 olduğu yolundaki bilgiler bölgenin uzaklığı nedeniyle doğrulatılamadı. TEK SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN İKİ ADET BİNA TEMİZLETTİRİLECEKTİR 1Müessese Müdürlüğümiiz Tepebaşı'ndaki binası ile İstanbul II İşletme Müdürlüğümüzün Taksim Altıntepe'de bulunan bınalarımn günlük ve haftalık temizlik işleri kapa'ı zarfla teklif alraak süretiyle yaptırılacaktır. 2Bu ihaJeye ait şartnameler, Meşrutiyet Cad. Asmalımescit Sok. No: 63 Tepebaşı / İSTANBUL adresindeki Mak. Ikm. ve Stn. Grup Müdürlüğünden 10.000. TL. bedelle temin edilebilir. 3Bu ihalenin geçici leminal miktarları teklif edilecek bedelin yüzde üçudür. 4Teklif mektupları en gec 27.S.1986 günü saat 10.00'a kadar Müessesemiz Muhaberat Servisi'ne eiden verilecek ve aynı gün 10.30'da alenen a^ılacaktır. 5Muesseseraiz 2886 sayılı yasaya tabi değildir. BaMiı: 2566^ Liderler bayramda nerede (Baştarafı 1. Sayfada) di. AN \P Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal'ın Kurban Bayramı'nda Ankara'da olacağı ve seçim çalışmalannı yürüteceği belirtilirken, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü ise, ilk gün Ankara'da partililerle, ikinci gün İstanbul'da ailesiyle, üçüncü ve dördüncu günler de İzmir'de seçmenleriyle bayramlaşacak. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk: Ankara'da olacak ikinci gün partide bayramlaşma olacak, diğer günler Ankara ilçelerinde buiunaca.,. HDP Genel Başkanı Mehınel Yazan Bayramın ikinci günü partide bayramlaşmaya katıldıktan sonra Ankara ilçelerinde seçmenlerle sohbet toplantıları yapacak. IDP Genel Başkanı Aykut Edibali: İzmir veya Ankara'da olacak. MÇP Genel Başkanı Ali Koç: Bugün karayoluyla aday olduğu Gaziantep'e hareket etti. Bayramın birinci günü Gaziantep'te kalacak olan Koç, son üç günü Ankara'da olacak. Bu arada, Süleyman Demirelin Ankara'da, Necmettin Erbakan'ın İstanbul'da yakınlanyla bayramlaşacağı belirtiliyor. ANKARA Ara seçimlerde ANAP'ın Ankara'daki ağırtopu Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, seçim kampanyasını dün partininil merkezinde Ziya Paşa'dan beyitler okuyarak açtı ve kendisine "Kazanamazsın" diyen rakip partilerin adaylanna şöyle seslendi: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, Şahsın görünür riitbei aklı eserinde..". Ankara 2. Bölgeden milletvekili adayhğı, siyasi vediplomatik çevreleı de ve aynca N ATO, AET ve Islam Konferansı'nda büyük Nurettin, ancak 15 yaşına kadar bir sürpriz yaratan Halefoğlu, yaşayabilmiş bu köyde, Ondan dün Farabi Sokak'taki ANAP tl sonra cezaevleri, askerlik ve yine cezaevi. Mer kezi' ni ziyaret ederek, Sanayi Bakanı Cahit Aral, İl Başkanı Eniştesi Hüseyin Battal, NuRıfat Diker, milletvekilleri ve il rettin'le konuşmuyor. Battal'a yöneticileri ile seçim stratejisini göre babalan ve kardeşleri de belirledi. oturup yemek bile yemiyorlar. Yılların diplomatı strateji beNeriman'ı kaçınp 1,5 yıl hapis lirlerken, yanındaki kurmayları cezası yemiş Nurettin ve Dağbu kez Dışişleri'nin teknisyenlemarmara'da dokuz kişinin öldüri değil, ANAP'ın yöneticileriyrüldüğü geceden iki ay önce çıkdi. Çantasından da mış hapisten, lnfaz Yasası'ndan büyükelçiliklerden gelmiş telgrafyararlanarak. lar, ABD Dışişleri Bakanı Dağmarmara'nm tek kahvesiShultz'un mektubu ve müzakere nin sahibi Süleyman Altaş, pozisyonları yerine Ankara'nın "İçerde ya da askerde olmadığı Nallıhan, Polatlı, Ayaş gibi ilçezaman, gelir burada otururdu lerinin su, elektrik, telefon, yol gibkşama kadar. Hiçbir iş yapmazbi ihtiyaçlarını gösteren listeler dı" diye anlatıyor Nurettin'i. çıktı. Diplomasininprotokoleuy"Peki" diyoruz, "Nurettin'in aygun resmi el sıkışma merasiminin nı gece içinde hem Akcan, hem yerini de bu kez " S e l a m ü n Atay ailelerinin evini bastıktan aley kümAleyküm selam " lı sarısonra Ünal ailesinin yaşadığı bag Iıp öpüşmeler almıştı. eyine giderek altı kişiyi öldiirmeKendisi için yeni bir uğraş olan si miimkün raü?" Süleyman Akaktif politikada, diplomasiden taş'ın yanıtı, "Hayar" oluyor. Dagelenbirikimivedeneyimi, Haleha önce kaçırdığı için hapse girfoğlu'nun en büyük yardımcısı. diği Neriman'ın annesi Hanım • Şöyle ki, partililerle görüşmeAkcan ile Medine Akcan'ı öldülerinde sık sık büyükelçilik görevrüp, daha sonra kaçırma olayınleri sırasında başından geçmiş da aJe>hınde tanıklık yapan Nuilginç olaylan anlatıyor. Halefoğriye Atay'ı öldürüyor ve H. Ali lu'nun anlattığı öyİcülerin partiAtay'ı ağır yaralıyor. Bu olayın lileri oldukça etkilediği anlaşılıyor gerçekleştiği, üç kişinin öldurülki, dün ANAP İl Başkanı Diker, düğü, bir kişinin yaralandığı yerdayanamayıp, "Sayın Bakanım, le, altı kişinin öldürüldüHten şu Lahey'deki hikâyeyi bir kere sonra cesetlerinin yakılmaya kaJdaha anlatır mısınız? Çok güzel kışıldıklan yer arasında tam 1,5 bir hikâyeydi, arkadaşlar da saatiik ara var. Süleyman Aktaş, duysunlar" dedi. Halefoğlu, La"Bir kişinin bu işi yapması miimhey'de büyükelçi olduğu sırada kün degil. İlk ola>ın olduğu yer başından geçen olayı şöyle anlattı: köyün dogusunda, ikincisi ise batısında. Yürüyerek gidilebilir ancak" diye anlattıktan sonra soruyor: (Baştarafı 1. Sayfada) Ünal ailesinin bu işle ne ilsttnün büyük mücadelesi yasanıgisi var? yor. Dar gelirlinin *İKIIZ ohır" diAGLAMA DEĞtL, İNLEME ye doldurduğu Sultanhamam soÜnal ailesinin yattığı evin dakaklannda, mağaza sahipleri bamından ağlamadan çok inleme şedemedikleri işportatılara karşı sesleri geliyordu. Baba Hüseyin "kendi tezgAkbnm" oluştururken, Ünal, dört oğul, bir gelin ve bir işportacüar bir gözü belediye zade torun yitirmişti. Bir tek 2 yabıtalarında avazı çıktığı kadar şındaki torunu Suna kurtulmuşbağırarak, çetin rekabetten pay tu Hüseyin Ünal'ın. "Ne ilginiz kapmaya çalışıyorlar. Kendileriyyar olayla?" sorusuna, "Hiçbir le konuştuğumuz mağaza sahipilgimiz, bir alışverişimiz yok. leri, " H e r k e s i n müşterisi Hiçbir de düşraanımız yok" karkendine" derken, bir yandan da şılığını verdikten sonra, "Ben "Biz vergimizi ödüyoruz. Onlakanlımızı biliyorum, ama şimdi nn ise ne vergisi, ne kirası var" konuşmayacağım" diye sürdürüdiyerek, dolaylı olarak "ihbarda" yordu hıçkırarak. bulunmaktan da geri kalmıyorlar. Nurettin'in, kaçırmaya kalktığı için 1,5 yıl hapis yattığı, önceHer ne kadar yaklaşan bayram ki gece de annesi ve kız kardeşi"kurban" olsa da, en çok alınan ni öldürdüğü N^riman'ların evimalların başında şeker geliyor. ne gidiyoruz. Nurettin, kaçırmaAncak, bu bayram, şekerciler ya kalktığında Bayram ile nişandurumlanndan pek memnun delıymış Neriman. Evlenince soyağil. Şeker imalatçısı Abdullah dı Yeler olmuş. Neriman hiç koAltan, sözlerine "Çok şükür karnuşmuyor, yerine kocası Bayram nımız doyuyor" diyerek başhyor, yanıtlıyor sorulanmızı: ancak hemen ekliyor: "Peraken Böyle bir şey olacağı başındeci müşterilerimiz ya uğramadı, dan belliydi. Cezaevinden çıktıya da çok az alımlarla yetindi. ğından beri kötıi kötü bakıyor, Şimdi bayram arifesinde her yayolda omuz atmaya, yol kesmena kurulan şeker tezgâhçüannı ye kalkıyordu. Ama boyle bir şey bekliyoruz." Şeker perakendecibeklemiyorduk. si Ömer Çelikten ise, "Bizim müşterimiz, Bayrampaşa, Zey65 yaşındaki Meryem Akşit, tinburnu'ndan gelir. 150200 oğluna beddualar yağdırıyordu. gram şeker alıp gider. Kimisi de "Yalvanyonım, acımasınlar, onu fiyatlara şöyle bakıp geri döner. idam etsinler. Nurettin'in öldüSiz asıl gidip, Nişantaşı, Bağdat riilmesi için aile kararı almıştık. Caddesi'ndeki fiyatlan bir göAma kardeşleri kıymadılar. Airün. Onlann işleri hiç aksamaz" lenin karannı keşke uygulasaydiyor. dık" diye ağlıyordu. Ünlü bir çikolata firmasının Gözaltında bulunan Nurettin Eminönü'ndeki perakende maAkşit, "İntikamımı aldım" demekle yetiniyor ve eğer jandarmalar yakalamasaydı bütün köTEM SANAT GALERISI yü ateşe vereceğini söylüyordu. Kardeşleri suçu üzerlerine almaya çalışırken, Nurettin "Benim" seçme eserlerle diyor, "nasıl olsa hayatım sönmüş. Bundan sonra yaşasam da 11 Ağustos yaşamasam da fark etrnez." Pazartesi, Tüm suçu üstlenen Nurettin, 12 Ağustos Salı, yürüyerek 1,5 saatiik arası olan iki ayrı yerde dokuz cinayeti bir13 Ağustos den nasıl işlemişti? Kendisiyle Çarşamba konuşmayan, hatta aile meclisinde öldürme kararı alan kardeşgünleri 12.0017.00 leri, Nurettin'e yardımcı olmuşarası lar mıydı? Neden Nurettin, "Bu sanatseverlere işi ben tek başıma yaptım" diyordu ve neden kardeşleri, "Biz de açıktır. katıldık" diye ısrar ediyorlardı? Kuyulubostan Sok. 44/2 Olayla, görünen hiçbir ilgisi olNimet Apl. Nişantaşı mayan Ünal ailesinde altı kişi neTel: 147 08 99 147 97 56 den öldürülmüştü? Bayram sevinci işportada ğazasımn önünde geçen bayram gördüğümuz kuyruğu, bu bayram göremeyince, girip "Zam mı yaptınız?" diye sorduk. "Fıyatlanmız hiç değişmedi. Ama nedense, bu bayram öncesi kapımızı açan olmadı" yanıtını verdiler. Bayram alışverişlerinin yapıldığı Eminönü, Nişantaşı, Sultanhamam, Mahmutpaşa, Osmanbey gibi merkezlerde, genel olarak durgunluktan yakınılsa da, bir "bayram havası" esiyor. Alışveriş yapanlar, salt kalabalık gördüğü için merak edip birikenler, işlilerişsizler, binlerce kişi İstanbul sokaklarının "alışılagelmiş" hareketliliğine biraz daha canlılık getiriyorlar. Hem de bunaltıcı sıcaklara rağmen. • (Baştarafı 1. Sayfada) nı Gürkan Tekin, İlköğretim Genel Müdürlüğü'nün söz konusu yönetmelik değişikliği isteminin "şimdilik buna gerek görülmediği" gerekçesiyle geri gönderildiğini belirtti. Tekin, ilgili genel müdüriüğün yeniden bir yönetmelik değişikliği önerisinde bulunup bulunmayacağının kendi kararına bağh olduğunu, ancak Talim Terbiye Kurulu'nun böyle bir yönetmelik değişikliği önerisini "şimdilik uygun görmedigini" bildirdiğini sözlerine ekledi. Gürkan Tekin, "Şimdilik diyorsunuz, ilkokullarda mescit açılmayacak. Ortaokullarda açılabilir m i ? " sorusunu ise yanıtlamadı. Tekin şöyle konuştu: "Halen ilkokullann bir yönetmelik değişikliğine ihtiyacı yoktur. Değişiklige ihtiyaç duyulmaması 12 yıl sürebilir. Ancak İlköğretim Genel Müdüriüğü'nün yönetmelik değişikliği istemi bizim uzmanlar kurulumuzda görüşüldü ve geri iade edildi. Bu konuda acil bir yönetmelik değişikliğine ihtiyaç yoktur." GUZEL BAMATIJUt FAKÛI.TZLEU ITETEMEK SIKAVI ı m ı l ı ı v 1 V U K U BJUİAT «ClrrMl Dkokıdlara GALERİMİZ • DESEN • YAĞLI BOYA • VİTRAY •BATİK • ÇOCUKLARLA RESIM İ SANAT ATÖLYKSI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear