Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 HAZİRAN 1986 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 El Sahadorlda Güvenlik kuvvetleri 3 hapishanedeki mahkumların isyanını amansızca bastırdı askeri üsse kanh baskın ölü sayısında rakamlar çelişmekle birlikte 70'den az değil. SAN SALVADOR (Ajanslar) Orta Amerika ülkelerinden El Salvador'da da önceki gece kan su gibi aktı. Solcu gerillalann San Miguel kentindeki büyük bir askeri üsse saldınnalanyla başlayan çatışmada her iki taraftan toplam 100 kadar kişinin öldüğü bildirildi. Ancak ölü sayısı konusunda hükümet çevreleri ile gerillalann verdikleri rakamlar birbirini tutmuyor. Hükümet 50 asker ve 20 gerillanın öldüğünden söz ederken, gerillalar 200 asker öldürdüklerini kendi kayıplannın ise 12 olduğunu ileri sürüyorlar. Ülkenin doğusunda bulunan üsse düzenlenen eylem ve bunu izleyen çatışmanın 2 saat sürdügü, üste ABDIi askeri danışmanların da bulunduğu öğrenildi. Bilindiği gibi El Salvador'da uzun bir süreden beri gerilla eylemleri iç savaştan söz ettirecek yoğunlukta izleniyor ve yönetim ile gerillalar arasında bir uzlaşma sağlanamıyor. Hesmi çevreler 24 saat süren çarpışmalar sonunda en az 276 ölü olduğunu açıkladı. Gayri resmi kaynaklar ise 320 ölüden söz ediyor. Dış Haberfcr Servisi Latin Amerika ülkelerinden Peru'da önceki gün üç büyük cezaevinde birden çıkan isyan, ordu ve polis güçlerinin müdahalesiyle çok kanh bir biçimde bastırıldı. Resmi çevreler 276 kişinin öldüğünü açıklarken gayri resmi çeşitli kaynaklar en az 320 ölüden söz ediyorlar. Başkent Lima'da pazartesi günü başlayacak olan Sosyalist Enternasyonal toplantısının ise bu gelişmeler üzerine tehlikeye düştüğü bildiriliyor. Olaylar, kendilerini "Maoist" olarak niteleyen "Aydınlık Yol" adlı terörist örgüt üyesi tutuklularaı üç gün önce ülkenin Uç değisik hapishanesinde aynı anda isyan çıkartmalan ve toplam 9 gardiyanı rehin almalarıyla başladı. Peru'da uzun süren bir askeri dikta yönetiminin ardından bir Peru'da kan ve şiddet: 276 ölü nak, baskın emrinin bizzat Alan Garcia tarafindan verildiğini açıkladı. Çeşitli kaynaklardan gelen haberlerde, başkent Lima'daki Lariganche hapishanesi ile Santa Barbara'daki kadın tutuklulann kaldığı Callao hapishanesinin, kısa süren çarpışrnalardan sonra baskmları düzenleyen deniz piyadelerinin eline geçtiği, buna karşılık Lima yakınlanndaki bir adada bulunan El Fronton hapishanesinde 24 saat geçınesine rağmen çarpışmaların hâiâ sürdüğu belirtildi. Ülkenin en büyük hapishanesi olan El Fronton'da 9700 mahkumun kaldığı öğrenildi. a.a.'nın haberine göre, Peru ordusu başkomutanlığmca yapüan açıklamada "El Fonton'daki ölü sayısuun kesin olarak saptanması henfiz mümkün değil" denildi ve buna gerekçe olarak hapishanede çok büyük hasar olduğu ve yıkıntılar altında cesetler bulunabüeceği kaydedildi. Bununla birlikte yetkililer üç hapishanede toplam en az 276 kişinin ölmüş olduğunu açıkladılar. Gayri resmi kaynaklar ise bu rakamlara karşı çıkarak, ölü sayısının en az 320 olduğunu iddia ettiler. DUNYADA BUGUN AIİ SİRMEN BOLIVYA Peru'nun kimliği Yüzölfümü: 1.285.220 km> Sufusu: 20 milyon Kentleşme oranı: Yüzde 72.6 Kisi başına yılUk getiri: 800 dolar. Yönetim biçlmi: Parlamenter demokrasi. Devlet Baskanı: Alan Garcia Baskenti: Lima (4.200.000) Alan Garcia Zor durumda. yıl önce yapılan seçimlerle iktidara gelmiş olan solcu başkan Alan Garcia yönetimi, isyancı mahkumlann pazarfık önerilerini reddetti ve teslim olmalarını istedi. "Ayüuılık Yol" örgütüne bağlı tutuklulann eylemlerini sürdürmeleri üzerine asker ve polisten olusan güvenlik güçleri her üç hapishaneyi de bastılar. AP Ajansı'nın haberine göre devlet başkanma yakın bir kay Ülkede meydana gelen son şiddet olaylan üzerine Peru yetkilileri pazartesi günü Lima'da başlaması gereken Sosyalist Entemasyonal toplantısı için alman güvenlik önlemlerinin arttırıldığını, görevli polis ve asker sayısının 20 bine çıkanldığını, toplantımn yapılacağı otelin çevresinin trafîğe kapatıldığını açıkladılar. Içişleri Bakanı Abel Salinas, isyanların Lima'da yapılacak Sosyalist Enternasyonal toplantısından önce ülkesinin saygınhğını zedelemeyi amaçladığını söyledi. Siyasal gözlemciler ise mahkumlann ayaklanmasının böylesine kanü bir biçimde bastınlinasının, söz konusu toplantmın gerçekleşmesini tehlikeye düşürdüğunü dile getiriyorlar. Nitekim Norveç Basbakanı, Lima'ya gitmekten vazgeçtiğini açıkladı. Ancak gerekçe olarak "can güvenliğinin olmayısı" gösterildi. "Aydınhk Yol" adlı örgüt, 1980'den beri Peru'da gerçekleştirdiği son derece kanlı eylemlerle tamnıyor. Kendisini "Maocu" olarak tanıtan örgüt, gerçekte Kızıl Kmerlerinkine benzer tipte bir tür "köylü komünizmi"ni savunuyor. Kıbrıs ve Sovyetler Birliği Ankara'daki gazetecilerin çoğunluğunun Claude Cheysson^ un gezisiyie iigilendiği günlerde, Kıbns konusunun yeniden ısırv maya başlayacağını gösteren belirtiler de arttı. önceki gün Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyen Sovyet Büyükelçisi Lavrov, ülkesinin Kıbrıs konusunda uluslararası konferans toplanmasında dirençli olduğunu bir kez daha açıklamış bulunmaktadır. 1974 Banş Harekâtı'nın hemen ertesinde, uluslararası konferans önerisini ortaya atan Moskova'nın girişiminin ardındaki nedenleri anlamak pek güç değildir. Sovyetler Birliği'nin bu girişimle, Kıbns'ın askersizlestirilmesini ve NAID'nun dışında, bağımsız bağlantısız bir devlet haline getirilmesini amaçladığı herkesçe bilinen bir nokta. Doğrusu, Sovyet önerisindeki haklı yanı görmemek de olanaksız. Kıbns'ın NATO çerçevesi dışında bağımsız ve bağlantısız bir devlet olarak varlığını sürdürmesinde, üstelik de tüm üslerden arındınlmasında, tüm bölge devletlerinin olduğu kadar Türkiye'nin de çıkan vardır. Sovyetler Birliği'nin önerisi bu açıdan ilk bakışta tüm bölge devletlerinin ve hatta Türkiye'nin de çıkarianna yanıt getiriyor görünmektedir. Ama ne yazık ki, olaya biraz daha yakından bakıldığında, gerçeklerin oldukça degişik bir görünüm sergilediği kotayca anlaşılmaktadır. Herşeyden önce, uluslararası bir konferans, sorunun çözümüne herhangi bir katkıda bulunmayacaktır. Çünkü böyle bir girişim, olsa olsa Rum tarafının ve Yunanistarün Türkiye'yi uluslararası alanda köşeye sıkıştırma politikasırra yarayacak, Atina ve Kıbrıs Rum kesimi böyle bir girişımde, kabul edilmesi olanaksız önerileıie, ışi sürekli yokuşa sürecekierdir. 1974'te geçerli olan bu görüş, 1986'da daha da ağırlık kazanmış bulunmaktadır. Çünkü bugün Kıbrıs Rum kesiminin politikasını saptayan güç Atina'dır. Bu noktada "Lefkoşe'yi zaten hep Atina yönlendiriyordu. Olaya bu açıdan bakınca değişen bir şey oimamıştır" denebtlir. Bu görüş doğrudur, ancak bugün Atina'da iktidarda bulunan Papandreu'nun dış politikasının temel taşının Türkiye ile çekişme olduğu gerçeğini gö? ardı etmektedir. Kısacası bugün Atina Kıbrıs'ta çözümsü7İüğü her zamankinden fazla istemektedir. Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün sürmesi, Yunan polrtikasına Ege'de daha geniş manevra olanaklan sağlamakta, Papandreu'nun Türk tehdidi propagandasına güç katmaktadır. Böyle bir durumda toplanacak olan uluslararası bir konferansı n, çözümsüzlüğü katmerleştirirken, Yunan propagandasına da kuvvet kazandırmakian başka bir sonuç vermeyeceği ortadadır. Bir an için konferansın başanyia sonuçlanabtleceğini ve uluslararası garantilerle Kıbrıs konusunun çözüleceğini düşünsek bile geçmişin deneyleri, Türkiye'nin güneyinde, sıcak karnına yönelmiş bir noktada böylesine görünüşü cafcaflı ama uygulamada değeri olmayan bir güvenceye güvenmesinin aymazlıktan başka bir şey olmayacağını açıklıkla ortaya koymuş bulunmaktadır. İşte bu iki neden Türkiye'nin Sovyetler Birliği'nin uluslararası konferans tezini kabulünü olanaksız kılmaktadır. Durum böyle olunca, Moskova'nın bu öneriyi ikide bir neden yinelediğini anlamak güçtür. Kıbrıs konusunda Moskova uluslararası konferans önerisini yinelerken, VVashington da, Özal'ın önümüzdeki ay adaya yapacağı geziye karşı olduğunu belirtmektedir. ABD'nin bu konudaki gerekçesi ise BM Genel Sekreteri'nın banş çabalannın engellenmemesı gereğidir. Rum tarafi de Cuellar'ın önerilerini kesinlikle reddettiğine göre, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin çabalan zaten sonuçsuz kalmış demektir. Artık bu gerekçeyi ileri sürmenin bir anlamı yoktur. Bu gerçeğin bilincinde olan ABD'nin, Ankara'ya el altından böyle bir gezinin ya da Türkiye ile KKTC arasında imzalanacak bir savunma anlaşmasının Papandreu'nun ekmeğine yağ süreceğini, saldırgan Türkiye görüntüsünü güçlendireceğini ileri sürmesi beklenebilir. Ancak bu girişimin de Ankara'da yankı yapmasını ve özal 1 ın KKTC ile bir savunma anlaşması imzalamaktan vazgeçmesini beklemek boşunadır. Rum ve Yunan tarafı Kıbrıs sorununu sürekli sürüncemede bırakarak kaçınılmaz sonu hazırlamışlardır. Türkiye artık, Rumlar ile diyaloğun hiç değilse bugünkü koşullar altında bir sonuç vermeyeceğinin bilincine varmıştır. Bu durumda yeni koşulların gerektirdiği her girişimin yapılması kaçınılmazdır. Kıbrıs konusunda çözüm isteyenler, artık baskının uzlaşmaz Rum ve Yunan tarafına yöneltilmesi gerektiğini anlamalıdırlar. Ozetle KuveytHeki patlamalara tepki Reagan'dan Gorbaçovh ılunh yanüIrkçı Gorbaçov'un silahsızlanmaya ilişkin yeni önerileri konusundaki görüşlerini ilk kez dile getiren Reagan, Sovyetler'in ciddi çabalar sarfettiğini ve ilişkilerin bir 'dönüm noktası"na geldiğini belirtti. Dış Haberler Servisi ABD Baskanı Ronald Reagan, Sovyetler Birliği lideri Minail Gorbaçov'un silahsızlanma konusundaki yeni önerilerine ilişkin düşüncelerini ilk kez açıklayarak "Öyle gözttküyor U Sovyetler ciddi bir caba sarfetmeye başladı" dedi. ABD Baskanı, Sovyet önerilerini aynen benimsemelerinin söz konusu olmadığmı, ama "bu önerilerin göriişmeierdc dönüm noktası oluşturabikcegini" söyledi. Baskan Reagan, Sovyetler'in yeni önerilerini New Jersey'deki Glassbora Yüksek Okulu'nun mezuniyet töreninde yaptığı "banş ve özgiiriiigün gelecegi" konulu konusmasında yanıtladı. 19 yıl önce, 2325 Haziran 1967'de bu okulun, o zamanki ABD Baskanı Lyndon B. Johnson ile o zamanki Sovyet Baskanı Aleksi Kosigin arasında bir zirve görüsmesine sahne olduğunu anımsatan Başkan Reagan, üst düzey görüşmelerin iki süper güç arasındaki çok karmaşık sorunlan çözmeye yetmeyebileceğini kaydederek şöyle konuştu: "Buraya, Glassbora'da o zamanki zirvenin yeterli olmadığını, Cenevre'dekd zirvenin yeterli olmadıgını, yani kısacası sadece konuşmanın yetmedigini söylemeye geldim. Buraya Sayın Gorbaçov'u bana banş adına bir eyleme eşlik etmeye da>ete gddim." AP Ajansı'na göre, ABD Başkam Gorbaçov'la yeni bir zirve görüşmesinin yerinin önemli olmadığını kaydederek, "Amaç basittir. Söz konusu olan, yeni ve daha güçlü füzelerin nasü yapılabüecegi degfl, nükleer füzelerin nasıl azaltılabileceği ve sonunda tümünön ortadan kaldınlabilecetidir" dedi. Sovyetler Birliği ile nükleer santral güvenliğinden konvansiyonel silah indirimine kadar birçok alanda yaptıklan öneriler üzerinde bir anlaşma sağlanabileceğinden umutlu olduğunu belirten Başkan Reagan, yakın bir zaman öncesine dek Moskovanın ABD'den gelen her öneriye ters tepki göstermiş olduğunu anımsattı. Reagan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugünlerde silahsızlanma görüşmelerıne dikkat etmemiz gerekir. Çünkü eğer Sovyetler istekli ise bu, iki ülke arasındaki ilişküeri ileri götürmek için bir fırsat olabilir;' Reagan, Sovyet liderine iki ülkenin üst düzey yetkililerinin bir araya gelerek gelecek zirve toplantısının hazırlığını yapmalanru önerdiğini de kaydetti. Bu arada, a.a.'nın Reuter Ajansı'na dayanarak verdiği habere göre, Beyaz Saray çevresinden çeşitli üst düzey kişiler de ABD'nin Sovyet önerilerine çok olumlu karşılık vermeye hazır olduğunu belirttiler. Bir yetkili, Moskova'run stratejik silahlarda indirim konusundaki en son önerilerine Amerikan tepkisinin, " daha olumlu" olduğunu belirtti. Güney Afrika Kuveytin Ahmedi bölgesinde önceki gün meydana gelen patlamalar veyangın, Körfez tşbirUği Konseyi ülkelerinde tepki yarattu Abu Dabi gazetesi Al Ittihad, patlamalann siyasal boyutlan konusunda dikkat çekici bir yorum yaparak, "Ajanlarca yerlestiruen bombalar, ekonomik zarar vermenin ötesinde amaçlar taşıyordu" dedi. yönetim dünyaya aldırmıyor Tepkilere rağmen baskılar arttmlarak sürdürülüyor. On beş bölgede gece sokağa çıkma yasağı kondu. SSCB'nin tsraiVdeki casusluk faaliyeti ABD'de yayanlanan "Aviriton Week and Space Technology" adh dergi, tsraUin ABD'den sonra Sovyetler Birliği'nin casusluk faaliyetlerinin en büyük hedefl haline geldiğini yazdu ÖzeüikU havaahk konulannda uzmanlaşmıs olan dergiye bir açüüama yapan ABD Savunma Bakan Yardımcısı Stephen Bryen, tsrail Silahlı Kuvvetleri'nde kullamlan çok gelismis Amerikan yapımı askeri malzemenin, Sovyet casusummn ügisini çektiğini söyie Trablus'ta izlenim: Kaddafi "gidici" Avrupa Parlamentosu üyesi Sosyal Demokrat Parlamenterlerle Trablus'a giden DPA Ajansı vorumcusuna göre "SSCB'nin gönlünde Kaddafi'nin yerine Callud yatıyor" Galüıd Parhyor. Kaddafi Sönüyor. TRABLUS, (UBA/DPA) Libya Lideri Mnammer Kaddad L : fi'nin 15 nisandaki ABD saldınsının ardından iyice gözden düştüğü ve yetkilerinin büyük oranda sınırlandığı öne sürüldü. Avnıpa Parlamentosu Federal Kapatılan Dayanısma Sendikası lideri Lech Wausa, Roma 'da Alman Sosyal Demokrat heyetigelecek ay düzenlenecek olan nin ABD saldınsmdan sonra boUluslararası Banş Konferansı '• zulan LibyaAvrupa ilişkilerini na katılmak için Polonya ma canlandırmak amaayla Trabkamlanna başvurdu. fValesa'nm lus'a yaptığı ziyarete katılan Alsözcüsü, sendika liderinin ttal man DPA Ajansı yorumculannyan hükümeti tarafindan konfe dan Klaus Bering, "Sovyetler ransa gelmesi için bir davet al Birliği'nin gönlünde Kaddafi'in dığını söyledi. Walesa'ntn yar yerine Abdüs Setam Callud > atıdtmcısı Barbara Mostek, pasayor" dedi. port basvurusunun Gdansk'ta Klaus Bering, Muammer Kadyerel yetkililere yapüdığını ve dafi'nin uzun süredir görünmeposta ile cevap gelmesinin bek diğini, Libya'daki ABD üslerinin lendiğini kaydetti. sökülüşünün 16'ncı yüdönümü nedeniyle 11 haziranda düzenlenen "bağımsızhk günü"ne katılmayan Kaddafi'nin yaklaşık iki saat süren televizyon konuşması Italya'mn Cenova kentinde üç sırasında da elindeki metin ongün önce baslayan Achille Laudan ahşılan, beklenen canlılıkta ro duruşmasmın bugünkü celsestnde, Filistinli sanıklann slogan okuyamadığını belirtti. Alman Parlamento heyetinin atmalan üzerine, savcı salonu üst düzeydeki tüm Libya yetkiliterk etti. Yetkililer, iki sanığın leriyle görüstüğünü kaydeden Arapca slogan attıkumnı, ancak DPA yorumcusu şöyle devam mahkeme çevirmenin sloganlan etti: ttalyancaya çevirmesinin yasaklandığım bildirdiler. "Olaylı" Dunya kulisi geçen duruşmada tbrahim Fatayer Abdelatif ile Yusuf Mecid ElMulki'nin üçüncü Filistinli sanık Ahmed Maruf ElAssadi aleyhinde slogan attıklan da kaydedildi. Walesa pasaport için başvurdu dan auşveriş yapmayı yeğliyoriar. Hatta, Kaddafi Urafından bir süre önce yasaklanmasına rağmen pazar yerlerinde büyük kalabakkJar oluşturarak ülke meselelerini konuşuyorlar." Libya'da bir geçiş dönemi yaşanmakta olduğunu belirten Alman gazeteci, büyük ölçüde Trablus'taki Batılı diplomatlara dayandırdığı izlenimlerine şöyle devam ediyon "Abdus Selam Callud ikinci adamrolüne daba ne kadar devam edecek? Ya da edebi olarak ikinci adam mı kalacak? Callud'un Mosko^'ya yaptığı ziyaretten sonra gündeme gelen bu soru, Callud'un Varşova Paktına ilişkin olarak yaptığı açıklamalar sonrası daha sık sorulmaya başlandı. Moskova'nın, Kaddafi'nin kontrol edilemeyen çıkışlanndan rahatsız hale geldiği açık... Sovyetler Birliği'nin gönlünde Batının adamı görüntüsüne rağmen Kaddafi'nin yerine Abdüs Selam Callud'un yattığı sanılıyor. Ancak hiç kimse Muammer Kaddafi'nin kolaylıkla tasfıye edilip edilemeyeceği konusunda bir şey söyleyemiyor." Achille Lauro duruşması "Alman parlamento beyeti programda olduğu halde, sadece nerede olduğu bilinmeyen Muammer Kaddafi ile göriişemedi. Kaddafi'nin nerede olduğunu yakın çevresioden başka bilen yok. Libya televizyonu, Amerikan dizilerinin ve çizgi filmlerin arasında Kaddafi'nin çöl yaşantısına ilişkin arşiv filmleri gösteriyor. Trablus'un her yerine Kaddafi'nin fotoğrafı asılı ancak, Libya'nınikinciadamı Abdüsselam CaUnd'un Halk Sarayı'nda bulunan biirosunda Kaddafi'nin fotoğrafının sadece çivisi kalmış." Alman DPA Ajansı yorumcusu Klaus Bering, Libya Lideri Kaddafi'ye karşı doğrudan olmasa da çeşitli eleştirilerin yoğunlaştığını kaydederek, ülkenin tek günlük gazetesinde Libya Haberalma Servisi'nin ABD saldınsı öncesinde görevini ihmal ettiği, petrol gelirlerinde büyük düşüşler olduğu, yakında içinden çıkılması imkânsız ekonomik sorunlarla yüzyüze kaknacağı biçiminde eleştirel yaalar çıktığmı anlattı. Klaus Bering'e göre: "Libyalılann büyük çoğunluğu, devlet tarafindan açüan büyük mağazalar yerine pazarlar PRETORIA, (Ajanslar) Irkçı Güney Afrika Cumhuriyet'inde yönetim yurtdışından gelen tepkilere aldırmadan baskı politikasını daha da sertleştirerek sürdürüyor. Irkçı yönetim son olarak, olağanüstü durum uygulamasımn başlamasından beri şiddet eylemlerinin arttığı Eastern Cape Tovvn'deki 13 bölgede gece sokağa çıkma yasağı flan etti. Yasağın başta Port Elizabeth olmak üzere çevredeki sanayi bölgelerinde bulunan siyah yerleşim merkezlerini etkilediği öğrenildi. Bu arada siyahların ırkçıhğa karşı mücadele veren çeşitli örgütlerin adlan yazılı tişörtler giymeleri de yasaklandı. Irkçıhğa karşı gösterilerin yapıldığı Durban Üniversitesi de belirsiz bir süre için kapatıldı. Siyasal gözlemciler, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerde kamuoyunun ırkçı yönetimin uygulamalarına karşı tepkisinin büyüdüğü bu günJerde Botha'nın politikasını değiştirmemesinin "çok ciddi" sorunlara yolaçacağını savunuyorlar. ANC lideri, Afrika ülkelerini ortak savunma gücü kurmaya çağırdı Oliver Tambo, ırkçı yönetimin saldırılarına karşı Afrika ülkelerinin "Afrika Savunma Gücü" oluşturmasım önerdi. Lübnaıvda 6 Hıristiyan rehîne daha serbest bırakıldı BEYRUT (aa.) Beyrut^ un Müslüman kesiminde hafta başında kaçırılan altı Hıristiyan önceki gece "Kaçınlanlaran Salıverilmesi Bağımsız Hareketi" tarafindan serbest bırakıldı. örgütun elinde yalnızca 7 mayısta kaçınlan Be>rut Amerikan Üniversitesi prefesörü Nebil Matar'ın bulunduğu bildirildi. Daha önce Beyrut'ta on kişinin kaçırılması olayını üstlenen örgüt, yayımladığı bildiride, dığer rehineleri de serbest bırakacağını ve bu barışçı tutumunun sonuçlarını ahnayı arzu ettiğini belirtti. örgüt özellikle Maruni patriğinden Maruni toplumunu uçuruma sürükleyen Lübnan Devlet Baskanı Emin Cemayel, eski Başkan Kamil Şamun ve Hıristiyan milislerin yoneticileriyle hesaplaşmasını istedi. Bu arada "Devrimci Adalet Örgütü" adına "AnNahar" gazetesine telefon eden bir kişı 8 martta Lubnan'da kaçırılan Fransız Antemne2 televizyonunun dört muhabirinden ikisinin "24 saat içinde" serbest bırakılacağını bildirdi. MICHAEL JACKSO\ Parasını ve korunmasını arttırıyor ABD ABD için hangisi tehlikeli? Ülkemızde "Turk dostu" olarak lanınan ABD'li demokrat Temsılciler Meclisi uyesi Stephen Solarz Demokrat Partı'nm Seatlle'da toplanan ulusal kongresine sunduğu dış politikayla ilgili bir raporda şu göruşe yer verdi: "Sovyetler Birliği'ni kendine model almış olan MarksistLeninist rejimler aynı derecede baskıcı, ama Sovyet Blokuna dahil olmayan ülkelere oranla ABD çıkarlarını stratejik planda çok daha fazla tehdit etmekteler." ABD'de geliştirümekte olan en modern teknoloji üriinü "ATB" bombardıman uçağına ilişkin programın 1981 fîyatlanna göre 36.6 milyar dolara mal olacağı bildirüdL ABD Savunma Bakanhğı 'Pentagon' tarafindan yaytmlanan verüere göre bir "ATB" uçağımn maliyeti, 277 milyon dolan buluyor. Aynntılan gizli tutulan program çerçevesinde 132 adet uçağın üretimi öngörülüyor. "ATB" bombardıman uçası JJzay mekiğinden uydu firlatma Amerikan Uzay ve Havaahk Dairesi "NASA"mn, Jüpiter ve Günes'e uzay mekiğinden uydu firlatma tasarısından vazgeçtiği bildirüdL NASA sözcüsü önceki akşam, Avrupatüar tarafindan gelistirilen "Ulysse" ve NASA tarafindan yapüan "GaaTeö" adu iki uydunun, mekiklerin ambar bölümüne yerleştirilerek yörüngelerine oturtulmalannın planlanmıs olduğunu hatırlattu Sözcü, yörüngelerine oturtulan uydulann, sıvılaştınlmış oksijenhidrojen kansımı bir yakıt kullananfüze motorlannm ateşlenmesiyle Jüpiter ve Günes'e doğru yola çıkmalannın tasarlandığvu belirtti. Tanınmış şarkıcı Michael Jackson'ın serveti her geçen gün biraz daha büyüyor. Sadece meyve suyu ve Fransız maden suyu içen Michael Jacson Pepsi fırması için yaptığı üç yeni reklam spotundan 15 milyon dolar aldı. Ayrıca bu yıl piyasaya kendi adını taşıyan giysiler, "Thriller" adlı bir parfüm sürmeyi planlıyor. Bu kadar yoğun işlerinin arasında korunmasını arttırmayı da ihmal etmiyor. New York sokaklarında alısveriş yaparken kendisini hayranlanndan iki goril, mikroplardan ise yüzune taktığı maske koruyor. ABD Shultz fazla kilolannı atıyor ABD Dışişleri Bakanı George Shultz son aylarda peşpeşe yaptığı sert çıkışlan ile göze çarpıyor. Örneğin, nisan ayında Libya'ya yapılan saldırmın ateşli savunuculan arasında idi. Weinberger, daha temkinli tutumuna rağmen teröristeler karşı askeri misilleme yapılması gerektiğini inatla savunuyor. Beyaz Saray'daki tanışmalarda da zaman zaman sert çıkışlar yaptığı gözlenıyor. Bunun bir dizi nedeni olabilir. Ama Washington'da Dışişleri Bakanlığı yetkılileri ilginç bir neden gösteriyorlar: Shultz zayıflama kürü yapıyor. Dışişleri Bakanı da bu nedenle sinirli. Shultz bu yıl başından beri tam 15 kilo kaybetmiş. Böylece 105 kılodan, 90 kiloya inmis. Shiltz'a zayıflamak için hangi yöntemi uyguladığını FBANSA Bakan, nükleer telaş yarattı Fransa'nın endüstri, posta turizm ve nükleer santrallardan sorumlu bakanı Alain Madelin nükleer kazalar karşısmda korkuya kapılan Fransızlan yatıştırmak isterken isleri busbütun karıştırdı. Madelin'in Lyon yakınlanndaki Bugey nükleer santralını gezerken Fransızlan tehdit eden tehlikeler konusunda verdiği örnekler herkeste şok etkisi yarattı. Madelin'e göre sigara yılda 700 bin, alkollu içkiler ise 50 bin Fransızın hayatına mal oluyordu. Bununla da yetinmeyen Madelin, Alsas'ta oturan kişilerin, tıbbi tedavi görene kadar, Çernobil'den sızan radyoaktif maddeler içeren ıspanaklardan kilolarca vemis olacaSını rln öne sürdü. soranlara ise, Dışişleri Bakanı gayet kısa yanıt veriyor: "Daha az yiyorum." Yakınları Shultz'un resmi davetlerde cips ve alkollü içkilerden kaçındığını belirtiyorlar. CENEVRE, (UBA/DPA) Güney Afrika Cumhuriyeti hükümeti tarafindan yasadışı ilan edilen "Afrika Ulusal Kongresi" (ANC) lideri CMher Tambo, Guney Afrika'nın devlet terörüne karşı, "Afrika Savunma Gücü" kurulması çağrısında bulundu. Oliver Tambo, Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında "Afrika Savunma Gücü"nün, ırkçı Güney Afrika rejiminin tehdidi altındaki ülkelerce oluşturulabileceğini beUrtti. Tambo, sadece özsavunma amacını taşıyan bu güce ırkçılık aleyhtarı bütün Afrika ülkelerinin katıiması gerektiğini de vurguladı. "Afrika Ulusal Kongresi" (ANC) lideri Oliver Tambo, bir soru üzerine örgütün, 20 yıldır hapiste bulunan doğal lideri, Nelson Mandela ile aralarında sürtüşme olduğu yolundaki iddialann gerçekle bağdaşmadığını söyledi. Öte yandan, "Uluslararası Çahşma Örgütü" (ILO) toplantılanna katılan İsrail delegasyonu baskanı Efraim Dowek, ülkesinin Güney Afrika'da çeşitli sosyal sorunlara yol açan ırkçı uygulamalara karşı olduğunu söyledi. Efraim Dowek, İsrail ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki ticari ilişkilerin son derece sınırlı olduğunu ve bu ilişkinin ırkçı sisteme ekonomik bir destek anlamına gelmeyeceğini kaydederek, "Güney Afrika'ya asıl ekonomik destek Arap ülkelerince verilmektedir. İstatistikler, Güne> Afrika'nın petrol ihtiyacının yüzde 76'sının Arap ülkelerince karşılandığmı göstermektedir. Arap Ülkelerinin Güney Afrika'ya yaptığı petrol ihracatı her geçen yıl artış göstermektedir " dedi. BAŞSAGUĞI 13.6.1986 günü elim bir trafik kazası sonucu değerli meslektaşım, canım kardeşim, Oft. Op. Dr. HÂTİCE GİRGİN (TOMRUK) ve kuçuk yavrusunun kaybını büyük bir acı ve kederle öğrenmiş bulunmaktayız. Bu arada, aynı kazada yaralanıp, Eskişehir Tıp Fakültesi'nde yatmakta olan değerli arkadaşım Radyolog Dr. Sinan Girgin ve büyük oğulları sevgili Buğra'nın durumu üzüntümüzü daha da arttırmıştır. Merhuma ve yavrusuna Tann'dan rahmet, kederli Girgin Tomruk aileleri ve tüm sevenlerine Tann'dan başsağlığı dilerken, hastalanmıza acil şifalar niyaz ederiz. Dr. HÜSEYİN İZZETZADE ve EŞt REUNİON'A ÇAĞRI Üsküdar Amerikan Ki7 Lisesi Mezunları Derneği 1936414651566166717681 seneleri mezunlarını " R E U N t O N " a bekler. 21 Haziran 1986 Cumartesi 1118 arasında KÖFTE GÜNU İzmn, Talas, Tarsus, Üsküdar Amerikan Kolejleri mezun \e mensupları 22 Haziran 1986 pazar günü 11.30'da Üsküdar Amerikan Kız Lisesi bahçesindeki "Köfte Gunü"nde buluşahm.