25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MA YIS 1986 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Çünkü artık Ankara, geri dönuş noktasmı aştığını gostermiştir. • Rogers, NATO bünyesinde Türkiye'ye özellikle önem vermekte ve Ankara'nın Limni"den dolayı ittifaktan "sogumasını" engellemek istemektedir. Özellikle, Cumhurbaşkam Evren'in kendisine "kınlması", duygusal bile olsa NATO Başkomutam'nı kaygılandırmaktadır. Bu yüzden, Türkiye'ye karşı bundan böyle "daha temkinli ve sevimli" davranması beklenen olasılıktır. Bütün bu noktaları değerlendiren gözlemciler, General Rogers'ın "s«rt" çıkışının aslında bir gerileme olduğu ve Türkiyenin de Limni konusunda NATO içinde durumunu pekiştirdiğini ve Yunanistan'ın topladığı puanların pratikte bir sonuç vermeyeceğini vurguluyorlar. • General Rogers, bütun tepkisine rağmen zor durumda kalmıştır. Savaş planına Limni'yi dahil etmesi, "önlenebilecek bir g a f olarak nitelendirilmektedir, Şimdi belki güney kanat hızlı takviye plamnın içinde bir bölum oluşturan "Delta Ensure" geri çekilecek, ya da geri çekilmese bile "kadük" kalacaktır. Her halükârda Limni'nin NATO'da meşrulaştırılması, artık söz konusu değildir. • NATO Başkomutam, Yunanistan'ın yeniden askeri kanada dönmesine imkân veren "Rogers Plam"nın uygulanamamasından dolayı kendisini suçlu hissetmektedir. Özellikle Turk kamuoyunda kendisine duyulan tepki, Rogers'ı rahatsız etmektedir. Bu yüzden, Atina lehine herhangi bir girişimden özellikle kaçınacak ve belki "Rogers Plam"nın bütünüyle uygulanabilmesi için Yunanistan üzerinde baskı yapacaktır. KD%fiyata saklanıyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) KDV'nin fiyat etiketlerinin içine yerleştirilmesi uygulaması 1 haziranda yürürlüğe giriyor. Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri, "KDV'nin fiyatın içine konulması ile, vergi pazarlıgının öniine geçilecektir" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) Ben şöyle bir dizi düşünüyorum: Süleyman, genç bir mühendistir. Büyük bir fabrikanın başına geçirilmiştir. Muhendis Süleyman, yanına Turgut diye bir başka mühendisi alır. Bir gün fabrikada yangın çıkar. Çok sayıda işçi ölür. Suç Süleyman'ın üzerine atılır. Olayın tanıkları, Süleyman'ın yanı sıra Turgut'un da yangında ihmali olduğunu söyierler. Üstelik, yangın kazan dairesinde çıkmış; kazan da Turgut tarafından ısmartanmıştır. Turgut'un mahkemeye verileceği söylentileri yayılır. Ancak itfaiye müdürü, Turgut'un bir sorumluluğu olmadığını söyler. Fabrika sahibi, Muhendis Süleyman'ın yerineTurgut'u görevlendirir. Süleyman buna çok üzülür. Turgut için: Fevkalade ayıp etmiştir, der. Turgut, aldırmaz. Filanca zat, dıye Muhendis Süleyman'a yanıt verir. Olaylar böylece gelişir. "Hasar tespit çalışmalan" sürerken, Muhendis Süleyman küçük bir atölye açar; başına Avukat Hüsamettin'i geçirir. Hüsamettin, Turgut'un fabrikayı yönetemeyeceğini, kazan dairesinde yine yangın çıkacağını ileri sürer. Fabrikada çalışan işçileri ve ustaları da suçlar. Turgut'un fabrikasına rakip olarak çıkanlan, ancak daha sonra işleri bozulup, Turgut'un işyerine hammadde satan bir başka fabrika işçi ve ustalarına da ağıza alınmadık sözler söyler: Bunlar işçi ve usta değil, fabrika bekçileridir, der. Ayrıca ekler: Bir kurucu fabrika kurmak gerekir. İşçileri ve ustaJan başka yerierden alacağtz. Turgut, Avukat Hüsamettin'e karşılık vermez. Turgut'un başında bulunduğu fabrika ile Muhendis Süleyman'ın el altından yönettiği atölye arasında bir çekişme başlar. Avukat Hüsamettin, bir iftar sofrasında, bu fabrikaya hammadde veren bir başka fabrikada çalışan ustalarta karşılaşır. Bu ustalar, daha önce Muhendis Süleyman ile görüşmüşlerdir. Usta olarak çalışan emekli öğretmen Memduh, eski subay Musa ve radyo tamircisi Doğan, Hüsamettin'e "Bizler de sizin atölysnizde çalışmak istiyoruz" derler. Avukat Hüsamettin bu gelişmelerden rahatsız olur. Muhendis Süleyman'a: "Daha önce bu işçileri ve ustaları suçlamıştık" der. Muhendis Süleyman, "Dün dündur, bugün bugündür, eskiden sövdükterini şimdi öv" diye öğüt verir. Hüsamettin bu öğüdü tutar. Avukat Hüsamettin yan odaya geçer. Muhendis Süleyman, vali emeklisi İhsan Sabri'nin kulağına eğilip, "Hüsamettin bir davada beni bırakıp, karşı tarafın avukatı olmuştu. Şimdi onu da böylece harcadım" der. Kıs kıs gülerler. Muhendis Süleyman, bir gevrek kahkaha atar: Pilavdan dönenin gaşşığı kınlsın, der. Bu arada, film kesilir, araya reklam spotları girer: Bir sağa, bir sola, bir sağa, bir so/a.. Film yeniden başladığında gazeteci Bülent, Avukat Hüsamettin ile birlikte yeni bir toplusözleşme metni üzerinde çalışırlar. Avukat Hüsamettin, Muhendis Süleyman'ın yeniden Turgut'un fabrikasının başına geçirilmesi ile ilgili madde dışında, gazeteci Bülent'in ileri sürdüğü hiçbir maddeyi kabul etmez. Filmin ilk bölümü böylece en heyecanlı yerinde kesilmiş olur. GOZLEM geçerii" planınm desteklenmesi, Türkiye'de "hayâl kırıklığı" yaratıyor. Bu arada Yunanistan'ın, (Baştarafı 1. Sayfada) Limni'nin, NATO Kuvvet Hedefzorundayız. Türk Dışişleri Baleri Planı'na da dahil edilmesi gikanlığı ile Türk basını arasında rişimlerini sürdürmesi ve aksi elbette ilişkiler olacaktır. Tıpkı takdirde Amerika için büyük State Department ile Amerikan önem taşıyan kimyasal silahlann üretimini veto edeceği yolunda basını arasında olduğu gibi. Bu şantaj uygulaması, VVashingtonilişkiler Dışişleri Bakanlığı'nın un, Türkiye'nin Limni konusunTürk basınına emir vermesi anlamını taşımaz Sayırı Rogers bü da esnekleşmesi için telkinlerde yük bir çam devirmiştir. Amerı bulunmasına zemin hazırlıyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi kalı gazeteciler kendi yönlerini StrauszHupe, bu konuda Ankakendileri saptayacak kadar özra nezdinde girişim yapıyor ve gür duşünmesini bıliyorlar da, "hayır" cevabını alıyor. Tam bu Turk gazetecileri bu yetenekten sırada, geçen pazartesi günü, yoksun mudurlar? Limni'nin savaş planına dahil NATO Başkomutanı'mn Saym edildiği Türk basınına sızıyor, ya Evren'e yönelik düşünceleri ise da Dışişleri Bakanlığı tarafından büsbütün çarpıktır. Gerçi Saym Evren, MGK Başkanı iken, gaze "sızdınlıyor" ve Türkiye'de büyük yankılar yaratıyor. telerdeki yayınlan etkileyebilirdı. Ama, şimdi durum değişiktir. Bu aşamadan sonra artık ok Saym Rogers, bu değişikliği yaydan çıkıyor. Türkiye, Limni'"istihbar" edememiş görünuyor. nin, üstü kapalı da olsa NATO Türkiye'de 1983"te seçımler ya Kuvvet Hedefleri Planı'na konpılmış, parlamento kurulmuş, ması için Bruksel'de hem genel Evren Cumhurbaşkam olmuştur, sekreter, hem de ABD delegasartık gazete yaymlanm yasaklayonu tarafından dört gün boyunyabilecek konumda değildir. ca yapılan yoğun baskıları redABD Cumhurbaşkam Saym Redediyor ve kesin bir tutum takıagan'ın böyle bir yetkisi var mınıyor. Brüksel'deki tutum, Başdır? NATO Başkomutam bu kobakan Turgut Özal ve Dışişleri nuda da çıft standart kullanma Bakanı Vahit Halefoğlu'nun dealışkanlığının kurbanı olmuştur. meçleriyle Ankara'dan destekleSaym Rogers, demokrasiyi ülke niypr ve "dönüş olmayacağı" işamize bir türlü yakıştıramıyor. reti veriliyor. Başkomutan, Sayın Evren'le Hafta başında, NATO bahar dostluğu sayesinde, vaktiyle dönemi toplantılarırun başlamaTürkiye'den alacağmı aldı. Yuna sıyla da, Türkiye, Bruksel'de hem nistan'm NATO'ya dönüşünu ABD'ye, hem de Rogers'a yüklesağladı. Bu, yetmez mı? Şimdi niyor. Genelkurmay Başkanı Saym Cumhurbaşkanımızın GeNecdet Üruğ, çarşamba günü neral Rogers'ın hatırı için Türk Bernard Rogers ile yaptığı ikili basınına müdahale etmesini iste görüşmede, konuyu gündeme gemek biraz aşırı isıek değil midir? tiriyor ve NATO Başkomutanı'nı tutumundan dolayı eleştiriyor. Rogers'ın Türkiye'ye bakış Aynı şekilde, Milli Savunma Baaçısı bozuktur. Bu bozukluk dukanı Zeki Yavurtürk de, perşemzeltilebilecek turden değildir. En be akşamı ABD Savunma Bakaiyısi Başkomutanm görevinden nı Caspar YVeinberger ile yaptığı çekılmesı olacak. Çunku Saym temasta, Türkiye'nin Limni koRogers orada durdukça, Turkinusunda çok hassas olduğunu ve ye'nin NATO'ya guvenli gözlerRogers'ın planını geri çekmesi le bakması olanaksız görunüyor. için, NATO Komutanı nezdinde girişim yapmasını istiyor. Yine * • • aynı gün, General Rogers, öğle yemeği sırasında, Türk basmında kendisini eleştiren ve istifaya çağıran haberleri Reuter Ajansının Ankara çıkışlı bülteninde okuyor ve çok sinirlenerek Osman Olcay'a "serzenişte" bulunuyor. OLÂYLARIN Limni rafa kalktı mı? 1. Sayfada) saat ARDINDAKI (Baştarafı"savaş cevapta da, Ro Rogers'ın karargâhı, bütün15.00'e mektuba verilen kadar ambargolu ve basıgers'ın dnrnmu için EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) lar felsefe dersleri vermiş büyük aydınlarımızdandır. Yalnızca bir felsefe profesörü olmakla kalmamış, dil ve edebiyat konularına büyük önem vermiş bir kişi... Bir kaç kez Türk Dil Kurumu başkanlığını yaptı. Arslan Kaynardağ'ın Gökberk'le özel yaşamı, felsefe alamndaki yetişmesi, bu konudaki deneyimleri ile ilgili söyleşisi ilgiyle okunuyor. Gökberk'in aydınlık düşünce yöntemı genç kuşaklarca örnek alınması gereken bir nitelik taşımaktadır. Kaynardağ'ın kitabında yer alan ikinci felsefeci Halil Vehbi Eralp... Eralp, felsefenin yanı sıra edebiyatla, özellikle şiirle, Yahya Kemal'le yakından ilgilenmiş bir sanatseverdir ..."Onu fa^^ dıktan sonra ve kendisiyle yakınlık kurduktan sonra daha önce iyi anlamadığım sorunlan daha iyi anladığımı gördüm. Yahya Kemai'in kültürü her şeyden önce edebi ve tarihiydi, felsefe ile pek alışverişi yoktu" diyor. İnsanlığın geleceği konusunda da Eralp'ın görüşü şudur: "İnsanlığın geleceği konusunda iyimser olamıyorum. Bunun nedeni insan için kötülük etmenin iyilik etmekten çok daha kolay görünmesidir, biri bir yokuşu tırmanmaya, öteki inmeye benziyor." Bu iki felsefecimizin öğrencileri olan Prof. Bedia Akarsu, Prof. Nermi Uygur, Prof. Hüseyin Batuhan'nın da Kaynardağ ile konuşmaları okuru birçok yönden aydınlatıcı... Usta bir deneme yazarı da olan Nermi Uygur, kendisi için "Görünuşteki çeşitlilik çokluğuna karşın,fe/sefedenemeadı venebileceğimiz bir alan benimki. Ama gene de uzanamadığım öyle çok alan var ki" diyor. Felsefenin yanı sıra dil devrimi, kültür ve ahlak sorunlarıyla ilgili konuşmasında Prof. Akarsu, çağdaş aydını ilgilendiren pek çok sorun üzerinde durmuş. Ahiakla sorumluluk kavramları üzerinde tartışılırken şöyle diyor: "Başkaları tarafından yönetilen bir insanın sorumluluğu yoktur. Onun yerine başkaları düşünmüş, eylemleri başkaları tarafından belirlenmiştir" Felsefeyi de şöyle tanımlıyor Akarsu: "Felsefe, Hegel'ın dediği gibi, var olan her şey üzerine düşünmedir. Düşünmeyi de kavramlarla, o kavramların yerini tutan sözcüklerle yaparız. Dilsiz bir düşünme, dile dayanmayan bir düşünme olanaksızdır." Kaynardağ'ın kitabındaki bütün konuşmalarözenleokunması gereken yazılar. İlk kez Türk felsefecilerinden en önde gelenlerini kendi sözleri ile tanımak olanağını buluyoruz. Bu tür yayınlar hem gerekli, hem yararlı... Genç kuşaklar düşünmeyi öğreten, düşünme olgusunun anlamını duyuran felsefecilerimizin yaşamlarını, belli başlı görüşlerini bu tür kıtaplardan öğrenebilecektir. Felsefe var olan her şey üzerine düşünmek' olduğuna göre yaşamsal bir değer taşıyor. Felsefesiz bir ulus, gerçek yaşamdan yoksundur. Arslan Kaynardağ'ın "Felsefecilerie Söyleşiler"\ sanırım uzun zaman başucu kitabım olacaktır... GERÇEK na dağıtılacak olan b'\r bildiri hazırlıyor. Bu bildiride, Türk basınında çikan haberleri Dışişleri Bakanlığı'nın "yönlendirdiginin istihbar edildiği" gibi suçlayıcı bir dil kullamlıyor ve Limni Adası'nın "Delta Ensure"a dahil edildiği, planın NATO Güney Kuvvet Komutanhğı'nca henüz onaylanmadığı bildiriliyor. Yine aynı açıklamada, General Rogers, "Türk dostlarının kendisinin Ankara ile Atina arasındaki uyuşmazlıkta bir taraf olmadığını bilmesini istediklerini" belırtiyor. Yani Rogers, bir yandan Ankara'yı kendisine haksız davranmakla suçluyor, bir yandan da Türk kamuoyu nezdinde hoş gözukmek istiyor. Rogers, basın toplantısında esas olarak, kendisinin, görevini yerine getirdiğini ve neden basının hedefı olduğunu anlamadığını söylüyor. Limni'nin savaş planına dahil edildiğini, ancak bunun henuz onaylanmadığını belirten Bernard Rogers, ozellikle iki konu üzerinde duruyor. Bunlardan birincisi, Yunanistan1 ın yeniden ittifak askeri kanadına dönmesi için hazırlanan planda verdiği "asker söziinü" tutmaya devam ettiği ve Cumhurbaşkam Kenan Evren'e verdiği garantiyi gerçekleştirmek için çalıştığı. Rogers'ın bu konudaki ısrarı, Turk kamuoyunun kendisini bir "yalancı" olarak görmesinden kaynaklanıyor. Bernard Rogers'ın üzerinde durduğu ikinci nokta ise, Türkiye'ye olan dostluğu. Başta Cumhurbaşkanı Evren olmak uzere Orgeneral Necdet Öztorun ve Orgeneral Necdet Ürug'u "dostlarım" olarak nitele>fen Rogers, en son cümlesinde de, "Şimdi bana Türk dostlanmın beni anlaması için yardım edin. Hiç olmazsa Cumhurbaşkam durumu bilsin" diyor ve, "Eğer dostum Evren, benim hakkımda Türk basınında yurutülen kampanyadan haberdar olmuş olsaydı, bunu durdurmuş olacağına inanıyorum" şeklinde konuşuyor. Butün bu gelişmelerin ertesinde Brüksel'deki NATO gözlemcileri, bir dizi noktayı vurguluyor ve son tahlilde Türkiye'nin Limni konusunda bir başarı kazandığı görüşünde birleşiyorlar. Gözlemcileri bu sonuca ulaştıran noktalar şunlar: • Türkiye, hem basını, hem de buna bağlantüı olarak kamuoyunun hassasiyetini kullanarak, Limni konusunda NATO'da bir taviz vermeyeceğini göstermiştir. Artık bundan sonra resmi NATO planlarına Limni'nin konulması için Ankara'ya baskı yapılamaz. Sorun, TürkYunan anlaşmazlığı nihai bir çözume kavuşana kadar NATO içinde de askıda kalacak ve Yunanistan'ın girişimleri kabul edilmeyecektir. Ttiketici kredisi geliyor (Baştarafı 1. Sayfada) deme gelen, ancak sonradan vazgeçilen tüketici kredisi Batı ülkelerinde geniş bir uygulama alanına sahip bulunuyor. Sistem üreticitüketici ve finans kesimi yönunden şu avantajlan sağlıyor: 1. Üretici yönunden: Geçen yıllarda satışlarda darboğaza giren beyaz eşya, mobilya ve dayanıklı tüketim mallan sektoründe kredi uygulaması, talebi önemli ölçude canlandıracak. Şu anda taksitle satış yapan üreticilerin üzerindeki mali yuk de kalkacak. 2. Tüketici yönunden: Tüketici taksitle alışveriş sonucunda üreticiye değil, bankalar veya özel finans kuruluşlanna borçlanacak. Yeni kredinin faiz ve vade yönunden taksitli satışlara göre tüketiciye daha düşük bir yük getirmesi bekleniyor. 3. Mali kesim açısından: Geniş bir tüketici kitlesine kredi açan, riskini yaygınlaştıran bu kesim de satacağı para için yeni bir pazar olanağına kavuşacak. Başbakanlıkça hazırlanan tüketici kredisi taslağının yaşama geçirilmesinde "kilit" rolünü enflasyon oranı oynayacak. Bankalar veya özel finans kuruluşlarınca açılacak tüketici kredisinin vade ve faiz koşullan doğal olarak ekonomideki enfiasyon oranma göre belirlenecek. Enflasyonun resmen hedefienen oranlara göre dikkate alırup, faiz koşullannın yüzde 30'u altında tutulması bekleniyor... Böylece tüketiciye yansıyacak kredi faizleri daha düşük, vadeler daha geniş tutulabilecek. Ancak tasarıyla ilişkin değerlendirmeler tamamlanamazsa yasal çerçevenin çizilmesi bu yasama yılına yetişmeyecek. Batı Avrupa ülkeleri ve ABD'de çok yaygın kullanılan bir satın alma kredisidir. Tüketici kredilerinde temel amaç bir yanda üreticinin malını satmasını teşvik ederken, diğer yanda da kişilerin alım güçlerini arttırmaktır. Tüketici kredileri özellikle 1015 yılda bir alınan otomobil, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ürunlerin satın alınmasında kullanılır. Batı ülkelerinde sadece bu dalda uzmanlaşmış finans kurumları bulunuyor. Esener, toprağa veriliyor Bakanlığın konuya ilişkin olarak dünkü Resmi öazete'de yer alan tebliğine göre perakende satış yapan mükellefler, yeni uygulamayı işyerlerine asacaklan levhaiarla tanıtacaklar. Mükellefler, en az 20x30 ebadında olan ve "Fiyatlanmıza KDV dahildir" ibaresini taşıyan bir levhayı müşterilerin kolayca gorebilecekleri bir yere asacaklar. Eğer vitrinle ri varsa aynı ibareyi taşıyan bir diğer levhayı da vitrinlerine koyacaklar. Bakanlık tebliğinde, KDV'nin faturalarda nasıl gösterileceğine ilişkin bilgi de yer a]dı. Buna göre, alışverişlerde düzenlenecek belgelerde KDV, mal cinsinin yanına bir parantez açılarak işlenecek. Örneğin bir bakkal, müşterisine temel gıda maddeleri, muhtelif gıda maddeleri ve temizlik maddeleri satmışsa düzenlenecek fiş şöyle olacak: Temel gıda maddeleri(vergisizdir) Muhtelif gıda maddeleri(KDV dahildir) Temizlik maddeleri(KDV dahildir). Haber Merkezi Onceki gun geçirdiği bir kalp krizi sonucu 71 yaşında ölen, kapatılan Büyük Türkiye Partisi'nin kurucu Genel Başkanı, emekli Orgeneral Ali Fethi Esener, bugun toprağa verilecek. Esener'in cenaze törenine, BTP'de Genel Başkan Yardımcılığı yapan DYP Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Dıilger. Mehmet Gölhan ve Baki Tuğ DYP MKYK üyesi Tevfik Fikret AlpasJan da katılacak. Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel'in cenaze törenine katılmayacağı öğrenıldi. Esener'in cenazesi bugun oğle namazından sonra Usküdar Selimiye Camisi'nden kaldırılacak ve Karacaahmet MezarlıgYnda toprağa verilecek. Bundan sonrası ise, RogersWeinberger görüşmesi ve NATO Başkomutanı'mn karar saptamasıyla gelişiyor. VVeinberger'in Rogers'a, "Türkler çok kızgın. Bir şe> yapmak gerekiyor" demesınden sonra, Bernard Rogers, cuma sabahı Brüksel'deki Turk gazetecilerini "toplama" karan alıyor. Türk gazetecilerine telefon edilerek, komutanın kendilerini saat 15.00'te Bruksel'de kabul edeceği duyuruluyor. Bu arada Çocuklar için yaz ATÎLLA ŞOFÖR OKULU Türkiye'de tek. Eğitim ve öğretimde tek. Uzman bayan kadrosuyla tek. Disiplin ve ciddiyetiyle tek. Ücrette çok ucuzluğuyla tek. Merkez: 523 79 11 Fındıkzade Oğuzhan Cad. No: 10 \ \ daha güzeldir... KAYBIMIZ Merhutn Hüseyin ve Medine Aksungur'un sevgili oğulları, Yard. Doç. Pauline Aksungur'un sevgili eşi, Nafiye Acar'ın sevgili kardeşi, Dr. Erol H. Aksungur, merhume Melek M. Aksungur, Dr. Varol L. Aksungur ve Stj. Dr. Alev H. Aksungur'un sevgili babası, Dr. Arzu A. Aksungur'un kayınpederi, Prof. Dr. Ahmet Acar'ın kayınbiraderi, Dr. Alpaslan Acar, Zühal Akbaba ve Altay Acar'm dayısı, Bahadır ve Burak Akbaba'ların büyük dayısı, büyük insan, ndem Prof. Dr. 3 : !a"n veva ^anrı gunıuK yaz progf amı •6 12 y»s kjsağınaakı cocuklar ıcm 10 Branstar 2 sınae soor «oma cnana<3 •Doktar kontr jiu ne BeOense) yatkınlık testl ve Dranj se'triemes • ulusiararası standartiarOak Kapait yüıme havuzu tests ve salonlarda terrel spor ejıtımı •usanslı arfefiorierce kücuk gruo cal'sıraları *ıngnızce 9621 yaz kampı sanat ve kultur etbnlıkier •AnaOclu yakasınaa >ier semte scrvK iızmetı ve loloniı Deslenme saatten LÜTFULLAH AKSUNGUR'u yitirdik. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Numune Hastanesi'nden 24.5.1986 cumartesi günü saat 14.30'da ebedi istirahatgâhına tevdi edilmiştir. AİLESİ TEBK ETÜT EĞİTİM MERKEZİ BahanveCad NaılbevSok No 33 TH 337 16 H • 330 69 49 Kadlköv • IStanöul « • Menderes'in oğlu Aydın Menderes, Avukatı Burhan Apaydın, Demirel ve Cindoruk,Meclis'i göreve çağırıyorlar • Apaydın'ın yayınlanmamış Yassıada anıları • Demirel: "İdam değil cinayertir..." Ahmet Yıldız: "27 Mayıs ve Anayasası halkça onaylanmıştır" • Bilirkişi Prof. Erem: 'Bize kararı yazdırtmak istediler. Reddertik..." • Gürkan: "Yeni askeri müdahaleler olmamalıdir. YASŞIADA KARARmRIIİIN İPTAÜ İSTENİYOR MUSTAFA ESİRKUŞ'u kaybettik. Ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz. AYDINNAZAN CUMALI 'M 1 ÇOCUK FAHİŞELER Yaşları 1014 arası... Yaşamlarını, vücutlarını satarak sördürüyorlar... • 12 yaşındaki Dilek anlatıyor: "Müşteriler benim gibi küçükleri seviyor. Parayı alıralmaz dönmedolaba koşuyorum..." MUSTAFA ESİRKUŞ'u kaybettik. Ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz. KİLE SANAT GALERİSİ Ayvalık Nufus ldaresi'nden almış olduğum nufus cuzdanımı kaybettim. Yenisinı alacağımdan eskisi hukümsuzdür. FATMA SUR ALPAY 1963 yılında aldığım ihtisas dıplomanıı ka>beltim. Hukümsuzdür. Dr. HAMZA KARAGÖZ ' Turgut Özal, ANAP'ın transfer politikasını, sağ ve sol muhalefete bakışlarını N o k t a ' y a anlattı. • Kurultay öncesi SHP İl Başkanlan ne düşünüyorlar? I Cezaevindezımba vurulan nüfus cüzdanlarıdeğiştirilecek l Sigarayı bırakanlar, tırakamayanlar. Dünyadaki yeni yöntemler... YARIN BA YILERDE Kaybolan genci albay mı öldürdü? • ANAP'ın işçi simsarı milletvekiii • DYP'den orduya muhabbet • DSP'nin bilmeden kendilerini görevden alan il başkanlan • Kurmay yarbaydan anarşi ve terör dersleri • Dunya Kupası 'nda garibana hayat yok • Farelerle insanların 6 bin yıllık mücadelesi n©Kta Haftalık Haber Dergısı A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear