25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 MART 1986 HABERLER CUMHURİYET/11 Jandarma: Intihar etti. Sıkıyönetim: Çatışmada vuruldu. Ailesi: tşkenceden öldü. NUSAYBİN, (ANKA) tşkenceyle öldurülme iddialanna bir yenisi daha eklendi Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Kutlubey köyünde Ibrahim Polat adlı bir kişinin çatışma sonucu değil, gözaltında bulunduğu sırada güvenlik kuvvetlerince öldürüldüğü iddia edildi. Iddiaları araştırmak üzere Nusaybin'e giden SHP lnsan Haklan ve tşkence Araştırma Komisyonu üyesi Içel Milletveküi Fikri Sağlar, öldürüldüğü öne sürülen tbrahim Polat'ın ailesi, görgü tanıklan ve güvenlikten sorumlu kişilerle görüştü. Sağlar'ın sorulannı yarutlayan Polat'ın eşi tn« Polat, bağda üzüm toplarken jandarmaların gelip eşini aldıklannı ve ertesi günü de cesedini teslim ettiklerini soyledi. Güvenlik yetkilileri ise, bir ihbar üzerine operasyona girişildiği sırada Ibrahim Polat'ın bir yardan kendini atarak intihar ettiğini söylediler. Ancak 7. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Ekim 1985'te yaptığı açıklamasında Polat'ın güvenlik kuvvetleriyle çanşmaya girdiği ve ölü olarak ele geçirüdiğini bildirmişti. SHP'li Fikri Sağlar'a lürkçe bilmediği için tercüman aracılığıyla bilgi veren Polat'ın eşi lne Polat, olayı şöyle anlattı: "Bagda üzüm toplarken silab sesleri duyduk, önemsemedik. Biraz sonra askerier geldi. İbrahim'e kimligini sordular ve aldüar götürdüler. Biz sorduk, bizi kadın başımıza burada bırakma dedik. O da (tbrahim Polat) 'Askerlerle gidiyorum, merak etmeyin gelecegim' dedi. Biz oniara yol gösterecek sandık. Ertesi gün sabah beni çağırdılar. Ben o zaman 6 aylık hamileydim. Uzun süre ytırüyemeyeceğim için katır sırtında komşu kadınlar, köyün bekçisi, muhtann oflu Bayram ile baglanmızın olduğu mezraya gittik. Oraya vardığımızda kocam askerierin arasında yiizü gözü kan içinde yerde yatıyordu. Devamlı su istiyordu. Su vermek isterken kaldırdım, kolu düştü, kınlmıştı galiba. O ara komutan astsubay Haydar Çolakçı, bana 'silahı nereye sakladınız' diye sordu. Silahımız olmadıgını söyledim. Bizde silah ne gezsin, biz fakir bir aileyiz. O sırada Kutlubey köyünde üs kuran komando bölüğünün komutanı İdris Sözer geldi ve bizi köye geri gönderdiler." lne Polat, kocasının 22 yaşında olduğunu, askerden 15 gun önce tezkere aldığını belirtti. SHP'li Fikri Sağlar ile tne Polat arasında daha sonra şu konuşma geçti: Saglar Kaç asker vardı, başlannda kim vardı? Polat: Astsubay, tanıyorum. Şimdi görsem tanınm. lne Polat, cenazeyi ağabeyi ve babasının minibüs ile getirdiklerini, parayı da askerier arasında toplayan İdris Yüzbaşf nın verdiğini söyledi. Olayın diğer görgü tanıgı Kutlubey köyü muhtannın oğlu Bayram Aldemir de, îbrahim'in kansıyla beraber mezraya gittiklerinde îbrahim'in yerde yıızükoyun yattığmı belirterek, "Ayaklarının altı şişmiş, derisi soyulmuştu. Falakaya yatırmışlar galiba. tbrahim devamlı su istiyordu. Yüzbaşı İdris benden tbrabim'i kaldınp yürütmemi istedi. Bir katınn sırtında tbrahim'i köye götürdük. Durumu kötüleşijordu. Sağlık ocagında tedavisinin yapılmasını önerdim. 'Emir var karakola goturecegiz' diye kabul etmediler. I brahim'i jandarma karakoluna bıraktık" dedi. ANKA'nın yaptığı araştırmalara göre, Nusaybin Nüfus memuriuğunda ailesi tarafından "işkence ile öldürüldü", sıkıyönetim tarafından "çatışmada vurularak öldüriildü" denilen Ibrahim Polat'ın yine 7. Kolordu ve Sıkıyönetim Savcüığı'nın 1985/1575 esasında kayıtlı yazısında "intihar ettigi" bildiriliyor. SHP'li Fikri Sağlar bölgede sorumlu seyyar jandarma bölük komutanı Yüzbaşı İdris Sözer ile de bir görüşme yaptı. Sözer, 45 eşkiyanın diğer bölgedeki arkadaşlanyla buluşacakları Ibrahim Polat'ın da bunlara öncülük yapacağı ihban üzerine olay yerine gittiklerini belirtti ve "tz sürdük, yakalanacaklannı anlayınca bir yardan asağıya atladılar. Diğerieri kaçtı. tbrahim Polat yaralandı. Silahını gömmüş, saklamış, biz tbrahim'i yakaladık ve sorgulamasını yaptık" dedi. Yüzbaşı İdris Sözer, sorgulamamn arazide yapıldığını, ertesi gün Polat'dan diğer arkadaşlarının saklandığı yeri göstermesini istediklerini belirtti ve "Bize göstennek için yola çıktığımız sırada aynı yardan attadı. intihar etti ve öldü" diye konuştu. Ibrahim Polat'ın ölüıııü bilmece 'TürkIş mitingi SHP'li Saâlar'dan Ozala soru: Sanık avukatlarımn iddiası Polat, intihar mı ettL> vuruldu mu? ANKARA, (ANKA) SHP İnsan Haklan ve İşkence Ansştırma Komisyonu uyesi ve İçel Miüetvekili Fikri Saglar. Başbakan Turgut Özal dan Mardin'e bağlı Nusaybin ilçesı Kutlubey köyundeki tbrahim Polat'ın ölüm şeklini sordu. TBMM Başkanlığı'na verdiği soru onergesinde, Ibrahim Polat'ın intihar sonucu mu veya çatışmada mı öldüğünü soran Sağlar'ın, Başbakan Özal tarafından yanıtlanmasını istediği sonılar şöyle: 7'nci Kolordu ve Sıkıyönetim Kumutanlıgı'nın I Ekim 1985 günlıi açıklamasında Mardin ili Nusajbin iJçesi Kutlubey köyunde 28 Eylül 1985'te çatışmada olen kişi kimdir? Çatışmada öldügu kamuoyuna açıktanan tbrahim Polat'ın ölüm şekli nüfas memurluguna, Askeri Savcılığın 1985/1575 esas nolu yazısı ile neden intihar olarak bildirilmisrir? tntihar ettigi ya da caOşmada öldügu söylenen tbrahim Polat'ın tiksinc askeriercc para yardımı yapılmış mıdır? Bu yardun hangi gerekçeyle yapılmıştır? tbrahim Polat'ın cesedi güvenlik kuvvetlerince ailesine neden gösterilmemiştir? Nüfus kâgıdı bu güne kadar ailesine neden verilmemiştir? Öiiim nedeni ve şekli bugüne kadar ailesine neden bUdirilmemiştir? Bu konııda berhangi bir iştem yapılmış mıdır? Yaptlmamtşsa gerekçeleri nelerdir? sanıklanna 9 işkence yupıkyor Sanık avukatlanmn tçişleri Bakanlığı'na gönderdikleri 13 Mart 1986 tarihli telgrafta; Buca Cezaevi'nde 13. koğuşta tutuklu bulunan sanık Servet Ziya Çoraklı'nın, görüşme sırasında bitkin durumda olduğunu, ağır şekilde işkence gördüğünü ve işkence sırasında basmda bir süre önce yer alan işkence araçlannın kullanıldığını söylediği, sol ayak ve elinin tutmadığı ve makatından kan geldiği iddialanna yer verildi. Avukatlar, tçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'tan, konuyla ilgili olarak sorumlular hakkında soruşturma açılmasını istediler. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türktş'in Izmir'de yaptığı "Ekmek, Banş ve Özgürlük Mitingi" öncesi şekere sarılı kâğıtlarla bildiri dağıttıklan ve TKPB adlı yasadışı örgüt üyesi olduklan savıyla tutuklanan sanıklann avukatlan, müvekkillerine işkence yapıldığı gerekçesiyle tçişleri Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundular. Sanıklardan Servet Ziya Çoraklı'nın ziyaretine giden avukat Esen Yücel, avukat Mehmet Ali Altın ve avukat Şahin Tagıl, cezaevi savcılığına da başvurarak samğın bitkin halde olduğunu ve hastaneye sevkedilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Barış davaları birleştirildi Sanık avukatlan 48 sanıklı BarışII ve 23 sanıklı BarışI davalarmın birleştirilmesine itiraz ettiler ve "Davaların birleştirilmesiyle bir davada savunuculuk görevini yüklenmiş olan, diğer davada ise sanık niteliği bulunan kişilerin savunuculuk gurevine devam imkânlan ortadan kalkacaktır" dediler. tstanbnl Haber Servisi İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi, Barış1 ve Barış2 davaları nı birleştirdi. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'ndan bozularak geri dönen 48 sanıklı Barış2 davası sanıklan 23 sanıklı Banş1 davası sanıklan ile birlikte yargılanacaklar. Askeri mahkemede savcının, iki davamn birleştirilmesi talebine sanık avukatlan karşı çıkrruşlardı. Sanık avukatlannın, "tki davanın birleştirilmesi yarar değil, zarar getirir" şeklindeki itirazlanna karşın, mahkeme dün davalann birleştirilmesini kararIaştırdı. Sanık avukatlan Prof. Çetln Özek ve Gülçin Çaylıgil mahkemeye yazılı olarak verdikleri dört sayfalık itiraz dilekçelerinde özetle şu görüşlere yer verdiler: "...tddia makamının delil olarak ileri süreceği belgelerin sağlaoabilmesi açısından. muhakemelerin birleştirilmesi zonınluğu söz konusu degiidir. Davalann birleştirilmesi Banş1 davasının gereksiz yere ve sanıklann magduriyetine yol açacak bir biçimde uzaması sonucu dogacaktır. Aynca davalann birleştirilmesiyle bir davada savunuculuk görevini yüklenmiş olan, diğer davada ise sanık niteliği bulunan kişilerin savnnuculuk görevine devam imkânlan ortadan kalkacaktır. Bu sonuç da, Avrnpa tnsan Haklan Sözleşmesı'nin 6. maddesine aykm bir biçimde, o davadaki sanıklann savunma hakkını sınıriayıcı bir zantn ifade eder. Bu nedenlerie davalann birleştirilmesi yarar degil, zarar dofuracak niteliktedir." Mahkeme, "tki davanın da aynı maddelerden açılmış olması, sanıklar ile ilgili evraklann diger dosyada bnlunması, aynı suç sebebiyle ayn sanıklar hakkında iki dava açılmış bulunması, suç ve sanıklarda baglılık bulunması, aynı suç ve bu suçla ilgili sanıklar yönünden iki ayn heyetten çelişik kararlann çıkmasını önlemek ve delillerin muştereken değerlendirilmesini yapmak bakımından sayısız faydalar bulundugundan" Banş2 davasının, Banş1 davası ile birleştirilmesine karar verdi. Mahkeme aynca, tutuklama sebepleri ortadan kalkmadığı gerekçesiyle sanıklar Ayfer Coşkun ve Turgan Arınırın gıyabi tutukluluk hallerinin sürdurülmesine karar verdi. DevYol saniğına 37 yü hapis DJSK, demokrasi ve özgürlük demektir Abdullah Baştürk: tşçilerin diğer emekçiler ile birlikte anayasal yoldan seçimle iktidara gelmeleri ve seçimte iktidardan gitmelerini istemek, bir sınıfm diğer smıf ve tabakalar üzerinde tahakküm kurması ve başka sını/ın yok edilmesi ile eşdeğer sayılamaz. Böylesi bir yaklaşım 1961 Anayasası'nı, yasaları, Ti{rkiye'deki yüksek mahkeme kararlarım yok sayan bir anlayıştır. İstanbul Haber Servisi DİSK davasında 470 sayfalık savunmasını tamamlayan Genel Başkan Abdullah Basturk. "Zaman DİSK'i ve bizicri haktı çıkaracaktır" dıyerek aklanraa beklediklerini belirtti. 369 sayfalık savunmasını okumaya başlayan Genel Sekreter Fehmi Işıklar ise, davamn temelinde hukuk bulunmadığını one sürerek "Bu davanın temdi ihtilaldir. Ihtilalin mantıgı, kurab ve hukukudur" dedi. Baştürk 470 sayfalık savunmasının "son söı" bölumünde, suçlamanın DÎSK'in ve uyesi sendikalann Ulegal örgutler olduklan varsayımına dayandınldığını, olaylar ve belgelerin bu varsavıma göre değerlendirildigini, önyargı ile DtSK'in ıllegaJ olduğunun kabul edildiğini belirtti. Baştürk DISK'in çalışmalarına sonradan suçluluk atfedildiğini, iddialann kanıtlanmadığını, tersine sendikaaların iddiaların aksini ispat et meye çalıstıgını söyledi. Baştürk özetle şöyle dedi: "Ttştan ve dcmirden zindanlar, gördügümüz haksızlıkUr vt iskencckr... Tüm çeküklerimiz ne ilktir, ne dc son. tyiyi, giizeli mutlulogn arayanlar Be sömönı ve baskımn ysnda^Un arasında ki kavga surecektir. Ancak inanı>onım ki, bir giın muthüt», ana mutlaka çocnklanmız geleceklerine umutla baktbBeceklerdir. Gütecektir tum çataşaolanıı ytuJeri, ba&n hmgın özgürlak, kaıdcsük ve banş turküleri söylenecektir. Tiirkiyt'mât v» dort yınınd* dunyını». Htt o zaman DISK'in mucaJelesinin ve bizim çekrjklerimirin anlamı bir kez daha anlaşılacak re bu nedenle de ışık İBtacaktır getecege. Biz BC yapüksa. Türkiye'de demokminin varitgnıa uanank vc OPU daha da güçlendlnııek için yaptık. Bnrada bulunusumuzun nedeni dc yasal haklannuzı sonona dek kullanmış oimamızdır. Tarihin degişmez yasası, geıçekten, dogrudan yana olmaktır. DtSK de her zaman dogruyn, gerçegi savnnınuştur. En bıiyuk tanıgıiız larih ve toplumsal gerçeklerdir." Baştürk, savunmasmda iddialarda anayasal düzen ile burjuva sınıfı egemenliğınin özdeşleştirildiğini de söyledi, şöyle dedi: "tşçilerin diğer emekçiler Ue btrtikte anavasal yoldan seçimle iktidara gelmtlerl ve seçimle iktidardan gi<meterini istemek, bir sınıfın diğer sıaıf ve tabakalar üzerinde tahakküm karması ve başka bir sınıfın >ok edilnesi ile eşdeger sayılamaz. Böylesi bir raklaşını 1961 Anavasası'nı, yasalan, Türkiye'deki yüksek mahkeme karaıiannı yok sayan bir anlayışlır." IŞIKLAR'IN SAVLNMASI BaştUrk'ün savunmasını tamamlamasından sonra söz verilen DİSK Genel Sekreteri Fehmi Işıklar, yazılı savunmasını okumaya geçmeden önce savunma hakkımn kullanılışıyla ilgili bazj açıklamalarda bulunmak islediğini belirtti. Işıklar, tutukevinin koşullarının olumsuzluğunun savunma hakkını etkilediğtnı belirterek, Metris Askeri Ceza ve Tutukevi'nde bulundukları süre içinde İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığma verdiği dilekçelerden bazılannı okudu. Işıklar, DtSK kayyunının 31 Mart 1981 tarihinde iş akdini feshettiğini açıkladı. Işıklar, kayyım heyetinin işine son vermeye yetkisi bulunmadıgiru. kayyım heyetinde görevli Abdullah Polat Gözübiiyük'un iddianame hazırlanırken göruşünun alındığını vurgulayarak "Mahkeme sanki şeklen gorunu\ordu" dedi Işıklar'ın, yazılı savunma metnı üzerinde gerekli düzdtmeleri yapmadığını, bu.nedenle de yazılı mefnin tam hazır olmadığmı belirtmesi üzerine, duruşma yargıcı Hâkim Yarbay Aydın Kalpakçı, "Bu dava çok uzadığı söylenen, eleştirilen bir dava. Hevetimizin tek amacı en kısa zamanda bu davayı bitirmektir" dedi. Duruşma yargıcımn, yazılı metnin mahkemeve okunması bntikten sonra da verüebıleceğını açıklamasından sonra OlSK Genel Sekrteri Fehmi Işıklar 369 sayfalık savunmasını okumaya başladı. Işıklar, 12 Eylul 1980'lebaşlayan DİSK davasında, hukukun en temel ilkelerinin çignendiğini öne sürerek şöyle konuştu: "Bu davada adaletin gerçeklesecejjine inanmıyorum. Bu nedenle mahkemenizden adalel beklemiyomm. Sorgulama te delillerin degerlendirme aşamaMnda da orta>a koydugumuz gibi, bu davanın hukukla uzaktan >akından ilgisi voklur. Çunku bu davada hukukun en lemel ilkeleri (ignenmişlir. Bu davanın lemeii hukuk değildir. Bu davanın lemeli ihtilaldir. ihtilalin manlığı, kuralı ve hukukudur. Guçlu olan gıiçsuzu ezmiştir, oU> bu kadar açtk ve neltir." Işıklar, MGK kararı ve Sıkıyöneıim Komutanlığının emri ile "gıivence allına" aldıklanna, aslında bunun "gozalu" olduğuna. 15 gün olan gözaln suresının 90 gune çıkanldığına değinerek "Öoce :<ıçsuz yere gozaltına alınmamız, dtha sonra da gözaltı surclerinin uzatııması ihlilaün nuntığı ve hukukuvdu" dedi. Işıklar, 99 gun gözaltında bıılunduğunu, gözaltında bulunduğu sırada işkence görduğunü belirtu. Duruşma, Fehmi Işıklar'ın savunmasını okumaya 11. sayfadan devam etmesı için bugüne ertelendi. Haber*Merkezi Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde dün yapılan DevYol davasında Servet Acar, örgüt üyesi olmak ve silahlı soygun yapmak suçlarından 37 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aynı mahkemede görülen DDKD adh yasadışı örgüt üyesi olmaktan yargılanan Hüseyin Baran da tahliye edildi. PKK adh yasadışı bölücü çete ek davasında ise üç itirafçı tamk dinlendi. Tanık ifadelerinden sonra diğer sanıklar suçsuz olduklarını öne sürerek tahliyelerini istediler. Sanıkların bu taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ankara DGM'de görülen Kuzey Kürdistan Kurtuluş örgütü davasında da üç sanık tahliye edilirken, 60 sanıklı dava dosyasına 5 sanıklı başka bir davanın da eklenmesine karar verildi. Tutuklü sanjklardan Ahmet Halıtk Uygun, Mehmet Günsel ve Dursun Güleç'in tahliye edilmesiyle davadaki tutuklu sanık sayısı 9'a düştü. Adana'da Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi, silahlı çeteye üye olmak suçundan Ramazan Ceylan adlı sanığı, 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırdı. Şehît erler için tören ADIYAMAN, (Cumhuriyet) Adıyaman'ın Tetikan mezrasında devriye gezerlerken bölücü çete mensupları tarafından pusuya düşürülerek şehit edilen 4 jandarma eri için dün bir tören yapıldı. 11 Jandarma Alay Komutanlığı önunde düzenlenen törende konuşan Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Muhsin Öztürk, şehit erlerin kanlannın yerde kalmayacağını ve katillerin yakalanacağını" bildirdi. Törenden sonra Kadir Ozmen'in cenazesi Ağn'ya, Mehmet Pırlar'ın Bolu'ya, Necip Oral'ın Ankara'ya, Alaaitin Ekmekçi'nin de loprağa verümek üzere Giresun'a gönderildi. Savct, 10. kez ek süre istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kapatılan MHP Genel Başkaru Alpaslan Tiirkeş ve arkadaşlanyla, ülkucü kuruluşlar hakkındaki davada Askeri Savcı, esas hakkındaki mütalaasını tamamlayabilmek için onuncu kez süre istedi. Öte yandan sanık avukatlan 4. Kolordu Komutanlığı Ankara 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'ne yaptıkları başvuruda, halen Cumhurbaşkanlığı'nda onay için bekleyen tnfaz Yasasf ndan müvekkillerinin yararlanabilmesi amacıyla mutaiaa için mümkun olduğu kadar az süre beklenilmesini istediler. MHP davası Davaları bir an önce sonuçlandırm Jenninger 'le görüşen DYP Genel Başkanı Cindoruk, "Türkiye tehlikeli gunlere gebedir. Liderlerine yasak, fıkirlerine sınır konan bir demokrasi nasıl işler? O zaman miliiarizm gelişir, ya da daha tehlikeli akımlar hayat bulur" dedi. ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) TBMM Başkanı Necmettin Karaduman'ın konuğu olarak Ankara'da temaslarını surduren Federal Almanya Meclisi Başkanı Philipp Jenninger, önceki akşam Devlet Konukevi'nde onuruna verilen yemekte yaptığı konuşmada, DİSK, Tabipler Birliği ve Barış Derneği davalarmın bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini söyleyerek, "Ülkenizdeki iç politik gelişmeler karşısında kayıtsız kalamayacağımızı eminim anlarsınu " dedi. Jenninger, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa lnsan Haklan Sozleşmesi'ni imzalayan ulkelerden biri olarak, Tabipler Birligi uvelerinin ölüm cezasının kaldınlması ile ilgili girişimleri gibi olaylan ve Banş Dernegi ile DİSK'e karşı yürutülen davalan dikkatle izliyor ve Türk adaleünin en kısa zamanda iyi bir sonuca ulaşmasım umut ediyoruz." Daha önce yanlış bir anlamaya meydan vermemek için Türkiye'ye "demokrasi konusunda alul hocalıgı yapmaya gelmediğini söylediğini" anımsaıan Jenninger, "Ancak, Türkiye'nin Dogu ile Batı arasında bir köprü, tslam ve Hıristiyan dünyalan arasında birleştirici bir unsur ve aynı zamanda NATO'nun güne\ kanadının saglam bir üyesi olmasından doğan önemi nedeniyle ülkenizdeki iç politik gelişmeler karşısında kayıtsız kalamayacağımızı eminim anlarsınız. Biz buraya size demokrasi notu vermeye değil, daba çok ülkenizdeki tüm demokratik güçlere, bulunduklan yolda ilertemeleri için cesaret vermeye geldik. Sanıyorum, ulkenizin gerçek ve saglam bir demokrasi yolunda kaydettigi Ueriemeleri anlayabilmek için 1980 yılındaki durumu da göz onüne getirmek gerekir. Benim, Türk >önetiminin, başladıgı yolda devam edecegine ve üikenizde artık jeni bir kopma deneyiminin yaşanmayacagına sonsuz güvenim var," dedi. Jenninger, dün de Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu ve Başbakan Turgut Özal tarafından kabul edildikten sonra SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkaa ve MDP Genel Başkanı Ülkü Söylemezoğlu ile birer goruşme yaptı. Bu arada Jenninger başkanlığındaki Alman parlamento heyeti, DYP Genel Merkezi'ni de ziyaret etti ve Genel Başkan Hiisamettin Cindoruk'la görüştü. Cindoruk ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, heyete Türkiye'de her şeyin iyi gösterilmiş olabileceğini belirterek, "Türkiye, gerçekten tehlikeli gunlere gebedir. Çünkü demokrasisini kuremanuştır. Milletin anayasa yapma ve demokrasiyi kurma hakkı elinden alınmıştır. Liderieriae yasak, fıkirlerine sınır konan bir demokrasi nasıl işler? O zaman militarizm gelişir, ya da daha tehlikeli akımlar hayat bulur. Sivil militaristler Türkiye'yi idare ediyor," dedi. Jenninger de, demokrasinin ana ilkeleri konusunda Cindoruk'la aynı duşuncede olduğunu belirterek, "Bizim sizin içişlerinize kanşmamamız için anlayışınız mubakkak ki vardır. Buraya misafir olarak geldiğimizden dolayı bu sıfatı kötüye kullanmamız bahis konusu değildir. Birtakım temel Ukeler vardır ki, butun demokrasiler için geçerlidir. Burada sadece sizin üikenizde bu surecin daha hızlı bir şekilde gelişmesini temenni edebiliriz " biçiminde konuştu. Başbakan Özal da Alman Meclis Başkanı Jenninger'i kabulü sırasında sohbette, heyet üyelerinin Istanbul'da Kapalıçarşı'yı gezip gezmediklerini sordu, "Çünkü ben her gelene Uvsi>e ediyorum, göriın, diye. Tabii o arada alışveriş de oluyor," dedi. Bunun üzerine Jenninger de "Kapalıçarşı'da Türki\e Merkez Bankası'ndan daha çok altın bulunduğu bana anlatılmıştı" biçiminde konuştu. Özal sohbet devam ederken, "Eskiden Osmanlı devrinde hep siyasei önde tutulurmuş. Biz cumhuri\etle birlikte biraz ticarete onem verme>e başladık. Batıya >aklaşmamızın >olu du budur zaten" deyır.ce Jenninger. "Biz de ulkenizin doviz rezervini arttırmak için katkıda bulunduk" karşılıgını verdi. FAlman Meclis Başkanı Jenninger: Ozal: Biz her yerde, SHP ıse kazanacağı yerde seçime giriyor Başbakan, Meclis grubunda yaptığı konuşmada, "ANAP gücünü koruyor. 67 yerde yapılan yerel seçimlerdeki oy oranımızı yüzde 33'ıen 36'ya çıkardık" dedi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) ANAP'ın dün toplanan grubunda mahalli seçimler ve ANAP'ın aldığı sonuçlar tartışıldı. Başbakan Turgut Özal, ANAP'ın büyük parti olduğunu belirterek, "Biz her yerde, SHP ise kazanacağı yerde seçime giriyor" dedi. Başbakan özal, grupta son Merkez Bankası operasyonunu da anlatarak, Türkiye'nin döviz durumunda gerileme değil ilerleme olduğunu, dış ödemeler dengesi açığının giderek azaldığmı, dış itibann ise arttığuu söyledi. Özal, bazı yanlış anlamaların bankalar arasında heyecana yol açtığını belirterek, hükümetin zaman geçirmeden süratli bir sekilde dunıma müdahale ettiğini, gerekli tedbiri aldığını söyledi. Özal, İslam ülkeleri ve FAO toplantısı hakkında da gruba bilgi vererek, "Herkesin gözü Türkiye üzerindedir. Türkiye ekonomik ve ticari konularda önder iilke olarak göziikmek tedir" dedi. Başbakan Özal, mahalli seçimleri de değerlendirirken, bazı küçük partilerin az oy alacaklarını bildikleri için birçok yerde seçime girmediklerini ve kar gruba seçimlerle ilgili bilgi verşıt görüşteki partileri ve adayla di. Seçim işlerinden sorumlu Sarı desteklediklerini anlattı. Özal di Pehlivanoğlu milletvekili ara seçimlerinde oy olarak yuzde 45 şöyle konuştu: "Bu da yine Anavatan'ın bb oy alınması gerektiğini belirteyiik bir parti olduğunu göster rek, "ANAP gücünü korumukmektedir. Bütün bunlar seçimle tadır. Ancak SHP ikinci parti re örnek değildir. Kazansak da, baline gelmiştir" dedi. Pehlikaybetsek de bunu bir örnek öl vanoğlu, 25 Mart'tan bu yana 63 çii olarak almamak lazımdır. yerde yapılan mahalli seçimin Yalnız 25 Mart'tan bu yana 67 27'sıni yüzde 36.6'hk bir oranla yerde seçim yapılmıştır. Buralar ANAP'ın kazandığım belirtirken, DYP'nin oylarının yüzde da daha evvel aldıgımız oylar yüzde 33 civ'anndaydı. Şimdi ise 17.8'e düştüğünu sftyledi. yüzde 36 olmuştur. SHP kazanacağı yerde seçime giriyor. Biz ise her yerde seçime giriyoruz. Anavatan Partisi büyük bir partidir." EN AZ YtJZDE 45 OY ANAP genel başkan yardımcılarından Sadi Pehlivanoğlu, TSİP davasında tutuklu kalmadı tstanbul Haber Servisi Istanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde görülen 54 sanıklı TSİP davasının dün yapılan duruşmasında tutuklu bulunan 7 sanık tahliye oldu. TCK'nin 141/15 ve 142/16. maddelerine göre 8 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları istenilen davada tutuklu sanık kalmadı. Dün yapılan yargılamada tutuklu sanıklardan Çagatay Anadol ile Nurettin Bayram savunma yaptılar. TSİP Yönetim Kurulu üyesi Çağatay Anadol, 5 sayfalık savunma dilekçesini raahkemeye verip tahliye talebinde bulunduktan sonra "Bizim mağduriyetimize son verilmesi için değii, içine sokuldugumuz aşagılanma karşısında hukuka kiiçük bir zafer kazandırmanız için bu kararı almanızı bekliyoruz. Unutmayınız ki bizlerin salıverilmesi ile ülkemize demokrasi gelmiş olmaz, ama hapishanelerde 141142 ve 163. maddelerden tutuklu insanlar bulunurken demokrasidea hiç nıi hiç söz edilemez" dedi. Sanık Nurettin Bayram ise, yaalı delillerin teker teker okunmasmı istedi. Savunmalann yapılmasından sonra tahliye istemlerini görüşen mahkeme, tutuklu sanıklar Çağatay Anadol, Veli Gürcan, Nurettin Bayram. Bahri Gedik, Ali Aktürk, Mustafa Duru ve Ortıan Cengiz'in uhliyelerine karar verdi. SPK için fazla mesai yapacak Nuri Korkmaz da ıç tüzük hükumlerinın ihlal edildiğini bildirdi. Korkmaz "Kendi içinde ana>asa>a aykın hukumler laşıyan yasa önerisinin acele>e getirilmemesini" istedi. Görüşmelere bugun devam edilecek. Genel Kurulda dun aynca Turk Silahlı Kuvvetleri'nde sureklilik taşıyan teknik ve kritik görevlerde yetişkin eleman gereksıniminin karşıianması icin uzman onbaşı ve çavuş görevlendirilmesine olanak sağlaynn yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu'n da dün kabul edildi. Yasaya göre askerlik görevlerinden sonra sozleşmeli olarak uzman çavuş kadrosundagöreve aıanacaklara ayda net 79 bin 386 lira maaş verilecek. Vasa. uzman erbaşlar ile iki yıllığına sozleşme yapılmasinı ve sozleşmenin en çok 30 yaşın;1 kadar uzatılmasını öngoruvur. Yasaya gore en az orıaokul mezunu olan ve muvazzaflık süresinı çavuş veya onbaşı rutbesiyle tamamlavanlar sözleşmc'i tıbiş olmak için başvuruda bulunabilecekler. Mardin MDP Mılleivekıli SiileyBM« Çelebi'nin encki; J . uzıain ,!• i..a.u sıiah taşıma izni verilmesine ilişkin >ava ıckün ısc Genel Kurulda reddedildi. 3 milletvekili Hacettepe'yi ziyaret etti Yurt olayı Meclise geliyor ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Hacettepe Üniversitesi Merkez Yurdu'nda kalan öğren cilerin bir süre önce çeşitli sorunlanndan dolayı gerçekleştirdikleri protesto ile ilgili bilgi almak üzere SHP Genel Sekreteri Yardımcısı Kenan Nehrozoglu, milletvekilleri Cüneyt Canver ve Sururi Baykal. yurt müdurü ve rekr tör > ardımcısını ziyaret ettiler. Yurt Müdüru Şakir Vural devlet memuru olduğu ve konuşmaya yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle SHP'lilerin sorulannı yanıtlamadı. Yurt Müdürü'nden bilgi alamayan SHP heyeti, daha sonra Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne gitti. Rektör Prof. Yüksek Bozer'in Ankara'da olmaması nedeniyle, rektör yardımcısı Prof. Ahsen Orhon ile görüşen milletvekilleri, öğrencilerin sorunlarıru aktararak, gelişen olaylarla ilgili bilgi aldılar. Prof. Orhan, yurtlardaki sıcak su gibi bazı hizmetlerin kapasitenin azlığı ve öğrenci sayısının fazla olması nedeniyle aksadığını belirterek, altyapının yetersizliğini gidermedikçe bu sorunların üstesinden gelemeyeceklerini söyledi. Öğrencilerin belirli saatlerde yurda dönme zorunluluğu konusunun da bir yönetmehk kuralı olduğunu, bu kuralın uygulanmasına karşı çıkılamayacağını kaydeden Orhon, diğer taraftan biletini gösteren öğrencilerin gece tiyatro ve sinemaya gitmesine izin verilebileceğini de belirtti. Adana milletvekili Cüneyt Canver'in, "Öğrencilerin ahlaksızlık uçurumuna sürüklendiği iddiü ediliyor ama ote yandan da 18'i ku 20 öğrenci yurtun atılıyor. Bu öğrencilerin suçu nedir?" şeklindeki sorusuna ise, bu öğrencilerin toplu olarak yönetime karşı gelmek suçundan dolayı yurttan çıkarılmalannın gerektiği cevabını veren rektör yardımcısı, soruşturmanın sürdüğünü, suçsuz bulunan öğrencileri tekrar kazanma yoluna gideceklerini söyledi. SHP'li milletvekillcri Prof. Ahsen Orhon'a aynca, bazı yurt görevlilerinin üstelik sarhoş olarak kız yurtlannda gereksiz yere dolaşmasının da tepkiyle karşılandığmı ilettiler. öğrencilerle de görüşen SHP heyeti konuyu TBMM'nin gündemine de getireceklerini, bu arada öğrencilerin de tahriklere kapılmaması gerektiğini söylediler. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) ANAP'ın Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında öngörduğü değişikliklere ilişkin yasa onerisi dun TBMM Genel Kurulu'nda goruşulmeye başlandı. İlk gün yasa önerisi üzerinde sadece SHP Grubu görüşlerini açıklayabildi. SHP Kahramanmaraş Milletvekili Turan Bajezit, önerilerin siyasal demokrasinin çoğulculuk olanaklarından hızla uzaklaştmlmasına yönelik olduğunu söyledi. "Liderlerin çantalannı taşı>an millel>ekilleri, bu öneri >asalaşlıgında >alnız karikaturierde degil gerçek potilika >aşamında da gonılebilecektir" diyen Bayezıt yurt dışmdaki işçilerin o> kullanrnası konusunda gelirilen >ontemi de biı tur "Sabahçı kabvesi sistemi" olarak niteledi. Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarının mzla çıkanlabilmesi için Danışma Kurulu'nda anlaşmaya vanlamayınca ANAP grup başkan vekillerinin önerisiyle genel kurulun çalışma süresi saat 21.00'e kadar uzatıldı. Çalışma suresınin bu nedenle uzatılmasma SHP ve DSP'liler karşı çıklılar SHP'li Cahil Tutum hukumetin Meclisin gündemine Hilen hâkim olmak istediğinı soylerken, DSP'li
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear