23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRİYET/8 HABERLER 13 MART 1986 Şide'ye sert tepki "İsçi hakları, DISK yüzünden kısıtlandı" demişti DİSK Genel Başkanı Baştürk, savunmasını sürdürüyor: 141 ve 142. maddelere karşı çıkmak, DlSK'in görevidir ABDULLAH BAŞTÜRKÜN SAVUNMASINDAN DİSK, komünizmi engelleyen TCK'nın 141 ve 142. maddelerine karsıdır, öyleyse DtSK komünist bir örgüttür iddiasmda bulunmak, hukuk dışı bir suçlamadır. Aynı yaklaşıma göre, bu maddelerin anayasaya uygunluğunu tartışma konusu yapan herkesi, özellikie bu maddelerin iptali için yapılan başvurularda iptal lehinde karşı oy yazısı açıklayan Anayasa Mahkemesi üyelerini komünizmden yana olmakla suçlamak gerekecektir. tadır. Ceza kanunundaki bir maddeye karşı çıkmak, o maddeyi ihlal etmek degildir". Baştürk, söz konusu maddelerin 1936 yılında Italyan yasalarından aktarıldığını, faşist düşünceleri koruma amacı ile konmuş bu yasa hükümlerine rağmen bugün Itaiya'da oyların yaklaşık °?o 40'ını alan Komünist Partisi'nin faaliyette olduğunu ve o ülkede komünizm propagandasının serbest olduğunu, yasak olanın şiddete, zora dayalı hareket olduğunu anımsattı. Ülkemizdeki uygulamaya ilişkin şunları söyledi: "Ülkemizde 50 yıldır yürttrliikte olan 141. ve 142. maddeler bugiine kadar 'suçlann yasallığı ilkesine' aykın olarak degişik biçimlerde uygulanmıştır. Bazı davalarda aynı konuda birbirine aykırı 7 bilirkişi raporu verildigi göriilraüştttr. İJnivcrsite ögretim üyeleri, maddelerin uygulanmasında sürekli bir duraksama içinde kalmışlardır. Aynı mahkemenin hâkimleri, aynı Yargıtay dairesinin üyeleri ve Yargıtay Genel Kurulu üyeleri maddelerin uygulanmasında degişik görüşleri savunmuşlardır. Demokratlıgın ve 1961 Anayasası'ndaki düşünce özgürlügünün dogal bir uzantısı olarak TCK'nın bazı maddelerinin kaldırılmasını istemek suç degildir. DİSK bu maddelerin kaldınlmasını kimden talep etmiştir? TBMM'den. Bir sendikal kuruluşun, baskı grubu olarak parlamentodan bir yasada degişiklik yapılmasını islemesi suç degildir. Dogal bir gorevdir". Baştürk devamla, çok sayıda ağır ceza mahkemesi ve sıkıyönetım mahkemesinin "anayasaya aykınlık" iddiası ile bu maddelerin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvurulardan örnekler verdi. İddianame mantığına göre tüm bu mahkeme üyelerinin de DİSK gibi suç işlediklerini söyledi ve özetle şöyle devam etti: "Aynı yaklaşıma göre, bu maddelerin anayasaya uygunluğunu tartışmu konusu yapan herkesi, özellikie Anayasa Mahkemesi'nin 141 ve 142. maddelerin iptaline ilişkin karariannda karşı oy yazısı açıklayan Anayasa Mahkemesi üyelerini komünizmden yana olmakla suçlamak gerekecektir. Kaldı ki, komünistlerin düşüncelerini serbestçe açıklamaları veya örgütlenmeleri için yasal engellerin kaldırılmasını savunmak da komünist olmayı gerektirmez. Komünist partisinin Türkiye'de kurulması gerekliligini beyan eden eski Devlet Başkanlanndan Cemal Gürsel ve eski Başbakanlarımızdan Suat Hayri Ûrgüplü'nün de komünist olduğunu herhalde hiç kimse iddia edemez. Ceza Yasası'ndaki bir maddenin iptalini istemek o maddedeki suçlan işlemek anlamına gelmez. TCK'nın 141. ve 142. maddelerinin kaldırılmasını istemek 274 sayılı Sendikalar Yasası'nın 1. ve 14. maddeleri geregi bir yasal yükttmlUluktür. Baskı grubu olmanın getirdigi asgari bir görevdir. Demokratlıgın asgari bir koşuludur. Demokrasi, hak ve özgürlttkler mücadeleslnin bir Keregidir". Baştürk, sendikalarda tüm üyelerin eşit olarak, demokratik bir biçimde mücadele etmelerini sağlamak için tek tip demokratik tüzük taslağı hazırladıklarını, iddianamelerde bunun dahi MarksistLeninist uygulamayı sağlama aracı olarak değerlendirildiğini belirtti. DİSK'in tabanının söz ve karar sahibi olması ilkesini gerçekleştirmeye çabaladıklarını anlattı. POLinKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kadın Hakları ••• tşSendika Servlsi DtSK Genel Sekreteri Fehmi lşıklar, Türklş Genel Sekreteri Sadık Şlde'nin DlSK'e yönelik suçlamalarını yanıtlayarak, "Bugiin en az konuşması gereken örgiit Tiirktş, hiç konuşmaması gereken kişi de Sadık Şjde'dir" dedi. Işıklar, DlSK'in işvcrenler ve onların paralı adamları tarafından suçlandığını ileri sürerek, DlSK'in 12 Eylül öncesinde "Bir tek yasadışı eylemi ya da bir tek yasadışı grevi olmadıgını" savundu. Halen yargılanması sürmekte olan DlSK'in Genel Sekreteri Fehmi Işıklar, Türklş ve DlSK'in 12 Eylül öncesi ve sonrasındaki tavırlarını değerlendirerek, "12 Eyliil öncesi, sermaye sınıfı ve onun örgütleri 1İSK, Odalar Birligi, TÜSİAD vb. kuruluşlar hükiimel devirip hükiimetler kurdururken, işçi ve emekçiler açısından tehlike apaçık ortaya çıkmıştı" dedi. 24 Ocak kararlannın 12 Eylül öncesinde alındığını ve uygulamaya konulduğunu hatırlatan Işıklar, "tşçi ve emekçiler için bakıldıgında" 24 Ocak kararlannın, "ücretlerin dondurulmasını ve sendikal hak ve özgürlüklerin budanmasını nngören kararlar" olduğunu ileri sürdü ve "Bir işveren sendikası olan MESS'ln başkanı Turgut Özal, Başbakanlık Müsteşarlığına ve daha sonra da Koordinasyon Başkanlıgı'na bu amaçla getirilmiştir" dedi. DlSK'in Türk|ş'e "ortak mücadele" önerdiğini hatırlatan Fehmi Işıklar, "Siyasi iktidarlara bagımlı ve kolay sendikacılıgı seçen Türktş, 12 Eyliil öncesi işçileri mücadele dışında tutarak meydanı sermaye sınıfına bırakmıştır" görüşünü savundu. Işıklar açıklamasının son bölümünde şunları söyledi: "1982 Anayasası, 1961 Anayasası'nın çağdaş özüne tanıdığı demokratik haklara, sosyal hukuk devleti ilkesine duyulan tepki sonucu oluşmuştur. DİSK 1961 Anayasası'mn öngördügü demokrasinln önemli bir kurumudur. Elbette DİSK'e de tepki duyulacaktı, dııyulmuştur da" Türklş Genel Sekreteri Şide1nin DlSK'e yönelik suçlamaları Türklş'e bağlı sendikalar tarafından da eleşürildi. lşSendlka Servisi DİSK davası yargılamasında, dünkü oturumda savunmasını sürdüren DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, TCK'nın 141. ve 142. maddelerine karşı çıkmanın suç sayılamayacağını, karşı çıkışının bu maddeleri ihlal etmenin kanıtı kabul edilemeyeceğini söyledi. Baştürk, "TCK'nın 141. ve 142. maddelerinin kalkmasını istememiz, bu maddeler kapsamına girebilecek hiçbir eylemimiz olmadıgı halde, bugiin bu ınaddeleıie yargılanan bizleri haklı çıkarmıstır" dedi. Baştürk, iddianameler ve esas hakkındaki mütalaada kıyas yöntemine başvurularak şu mantık oyununun gerçekleştirildiğini savundu: • "DtSK, TCK'nın 141. ve 142. maddelerine karşıdır. • Bu maddeler komünizmi engellemektedir. • O halde DİSK komünist bir örgütliir. Bizlere "engizisyon" dönemlerindeki suçlamaları hatırlatan bu hukuk dışı iddialarla suçlanmamız, sanınm çağıınızın en önemli ayıplanndan birini oluşturmak Fransız ve Belçikalı sendikacılar: tlhan Selçuk (Baştarafı I. Sayfada) nan "Kurtancı" başhklı yazıyla ilgili olarak yarın tstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacaklar. lstanbul Basın Savcısı Sım Çenlt tarafından Adalet Bakanlığı'ndan izin ahnarak açılan davada, tlhan Selçuk ve Okay Gönensin'in, TCK'nın 159/12 ve 158/23 maddeleri uyarınca, 2.5 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılmalan isteniyor. "Cumhurbaşkanı'na ima suretiyle hakarette bıılunuldugu" ve "Silahlı Kuvvetler'in alenen tahkir ve tezyif edildigi" savıyla açılan davanın iddianamesinde şöyle deniliyor: "Cumhurbaşkanı Kenan Evren, güneydoğu illerini kapsayan yurt gezisi sırasında ugradıgı il ve İlçelerde vermiş bulundugu demeçlerde, özellikie bazı çevrelerin 12 Eylül'ü yapanlara karşı bir taarruz başlattıklannı vurgulayarak, ülkenin 12 Eylül öncesi ve sunrası durumları hakkında açıklayıcı bilgiler vermiş ve bu demeçler basın organlarında yayımlanmıştır". Daha sonra "Kurtancı" başlığı altında yayımlanan yazının tamamının alındığı iddianamede, "Yazıda eleştiri sınırları aşılarak muhatap zikredilmeksizin 12 Eylül Harekâtı'nı gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetleri alenen tahkir ve tezyif edilmiş, ayrıca Cumhurbaşkanı'na ima sureti ile yayın yolu ile hakarette bulundukları anlaşılmıştır" deniliyor. İddianamede ayrıca, TCK'nın 173/3 maddesine göre ceza verilmesi halinde, verilecek cezanın üçte birinden az ve cezanın tamamından fazla olmamak üzere mahkemece belirlenecek bir ilde genel güvenlik gözetimi altında bulundurulması isteniliyor. Selçuk ve Gönensin'in yargılanmalarına yarın saat 09.30'da tstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Batıh hükümetler DÎSK'İ desteklemeli tşSendika Servlsi DtSK davasını izlemek üzere ülkemizde bulunan Fransız ve Belçikalı Genel tşçi Sendikaları yöneticileri, ortak basın açıklamalarında, tüm uluslararası sendikal kuruluşların, DlSK'in desteklenmesi konusunda görüş birliği içinde olduğunu söylediler. Kısa adı CGT olan Fransa Geneltş'ten C Blllault ile D. Bonvalot ve kısa adı CGTP olan Belçika Genellş'ten F. Carvallio, izledikleri DtSK davası aralarında, MetrisBaştabya'da basın mensuplarına yaptıkları açıklamada Türkiye'nin Batı Avrupa ülkeleri ile ticari, ekonomik, kültUrel ilişkilerinin gelişmesinden yana olduklarını vurguladılar. DİSK davasının bir an önce ve olumlu bir biçimde sonuçlanması halinde, Batı Ulkeleri sendikalarının, hükümetlerinin Türkiye ile iyi ilişkilerinin gelişmesine yardımcı olacaklannı belirttiler. Sendikacılar, Batı Avrupa ulkeleri hükümetlerinin Türk hükümeti ile olan ilişkilerine değinerek, genel ülarak Batı Avrupa ulkeleri hükümetlerinin bugüne kadar sorumluluk almaktan kaçınan bir tavır içinde olduklarını söylediler. Görüşlerini şöyle özetlediler: "Biz TUrk hükümeti ile ekonomik, toplumsal, kültürel ilişkilcrden yanayız. Ancak tüm Batı Avrupa ulkeleri hükümetleri Türkiye'deki demokratik ve sendikal hakları savun mak zorundadır." KAPOKTÖRLER İSVANLARLA Avrupa Konseyi Damşma Mectisi Hukuk ve Siyasi Isler Komisyonu Türkiye Alt Komltesi raportörleri Ludwig Steiner ve Pieler Stoffelen, dün Bam, davası sanıklarından Reha Isvan ve eşi Ahmet tsvan'la Divan Oleli'nde bir görüşme yaptılar. (Foıoğraf: a.a.) Steiner ve Stoffelen'den sonra Avrupa Konseyi Genel Sekreteri de geliyttr Martın sekizi kadın haklarının anılmasına ayrılmış. Nasıl barış, gençlik günlerı yapılıyorsa kadın haklannı arama günü de yapılıyor. Tanınmış kadınlarımız TBMM' ye kadın haklannı köstekleyen her türlü engelin kaldırılması için bir dılekçe sunmuşlar. Dilekçede şimdiden yaklaşık üç bine yakın ünlü kadının imzası var. Eğer dilekçe imzaya açık tutulsa bunu başkaları izleyebilir. Bakıyorum da dilekçey imzalayan bayanlarımız arasında Ayien Gökçer, Müjde Ar, Hale Soygazi, Deniz Türkali gibi sinema ve sahne sanatçıları, Nazlı llıcak, Adalet Ağaoğlu, Latife Tekin, Pınar Kür, Nazlı Eray gibi gazeteci ve yazarlarımız, Türkiye'nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu, Prof. Mina Urgan, Prof. Gülten Kazgan, Prof. Ayla Gürsoy, Siyasal Bilimci Şirin Tekeli gibi öğretim üyeleri bulunuyor. Bunu tşçi, sendikacı, ev hanımı, mühendis, bankacı, genel müdür, sekreter, bakkal, terzi, aşçı gibi türlü türlü mesleklerden kişiler izliyor. Kadınla erkek arasında bir ayrım var mıdır, varsa nereden gelmekte, nasıl kaynaklanmaktadır? Elbette tartışılacaktır. Zaten bunların tartışmaya açık büyük bir bölümü TBMM'de sunulan dilekçede yer almıştır. Dilekçe, şöyle sona ermektedir: ".. Kadın ve erkeğin rolleh ile ilgili kalıplaşmış kavramların eğltimln her şeklinden ve kademesinden kaldırılması ve eğltlm metotlannın bu amaca göre düzenlenmesi İçin gerekll yasal ctözenlemelerin yapılmasını dlleriz, saygılarımızla". Yasal olarak kadın hakları bizde başka uygar ülkelere göre çok erkenden alınmıştır. Bunların başında her meslekte çalışabilmek özgürlüğü kadar, sıyasette seçme ve seçilme de vardır Bunları dirençle kadınlar istemese bile erkekler ıstemişler, Atatürk devrimlerı dediğimiz ilkeler arasına yerleştirmişlerdlr. Atatürk ilkeleri günümüzde bir oranda değerini epeyce yitirmişse de kadın haklarına yasal olarak pek elleşilememiştir Elbette bu söylediklerimiz yasal sınırlar arasmdadır. Pratikte ise kadın gün geçtikçe kara çarşaflara bürünmektedir. Kadınlar kendi haklarına sahip çıkmazlarsa çarşafa girmeleri daha da artar. Kadınla erkek arasında fizyolojik bir ayrım var mıdır? Bu konuda arkadaşımız Yalçın Pekşen, Cerrahpaşa Tip Fakültesi öğretim üyelerinden beyin cerrahı Dr. Dilek Leblebicioğlu ile bir konuşma yapıyor. Kendini her konuda ayrımsız ve özgür bulan sayın beyin cerrahına "Beyin açısından da hiç fark görmediniz mi?" diye soruyor. Aldığı yanıt şöyledir: "... Gramaj farkhlıklan var tabii... Kadın beyni elll gram daha hafif geliyor. Kadın yapısı ortalamasına göre... Biliyorsunuz, 6eden de ufak tefektir... B&ynin de erkekten küçükolması normal... Ama beynin bütün diğer fonksiyonları aynıdır". Beyin küçük olmuş, büyük olmuş fonksiyonlannda bir değişim olmadığma göre ne çıkar. İki beyin de eksiksiz aynı işi görüyor ya, yeter. Zaten insan beyni, fonksiyonların tümünü erkekte olsun, kadında olsun göremiyormuş. Bazı bölümler varmış kl beyinde şimdilik işlemiyor, ilerde işlemeyi bekliyormuş. Böyle olunca beyinlerin çalışması ortaktır. DilTarih ve Coğrafya Fakültesi'nde okurken çok değerli hocalarımızdan Saffet Korkut'la Orhan Burlan, bir açıkoturum yapmışlardı: Kadın çalışsın mı, çalışmasın mı? O dönemde kentin en güzel kızlarının okuduğu okula Hollyvvood derlerdi. Başka fakültelerden de meraklı öğrenciler gelmişti. Bir arkadaşımız, "Bu tartışma gereksiz" dedi. "Kadınlar buradakiler değll, Anadolu'da bütün kadınlar şimdi tarlada çahşıyor, çalışmaları da yasamaları için zorunlu". Bu sözler üstüne tartışma tavsar gibi olmuştu. öyle ya kadınların çoğunluğu tarlaiarda çalışan bir ülkede, çalışsın mı, çalışmasın mı tartışması olur mu? Kadın haklarının çoğunu almış bir ülkede, alınmayan, siyasetçilerln vermek istemedikleri haklar üstünde durulur. Hakların engellenmesinl isteyen güçleri hepimiz tanıyoruz. Haksız vergi iadesi davası StrasbourgAnkara trafiği Avrupa Konseyi Türkiye Alt Komitesi raportörleri Steiner ve Stoffelen, Istanbul'da Barış davası sanıkları Dikerdem, îsvan; DİSK Genel Başkanı Baştürk ve bazı sendikacılarla görüşüp Ankara'ya geçtiler. Avrupa Konseyi Türkiye Raportörü Steiner, "Insan haklarının sağcısı solcusu olmaz" dedi. NİLAY KARMAN Avrupa Konseyi Danışma Meclısi Hukuk ve Siyasi tşler Komisyonu'na bağlı Türkiye Alt Komitesi'nin raportörleri Avusturyalı Hıristiyan Demokrat Parlamenıer Ludwig Steiner ve Hollandalı Sosyalist Parlamenter Pieter Stoffelen, dün tstanbul'da insan hakları ve sendikal haklar ile işkence ve basın özgürlükleri konularına yönelik yoğun temaslar yaptılar. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marcelino Oreja'nın da, Türk hükümetinin resmi konuğu olarak 25 martta Türkiye'ye geleceği açıklandı. Avrupa Konseyi için rapor hazırlayacak olan Steiner ve Sıoffelen, dün Istanbul'da, bir süre önce Bulgar baskısının (Baştarafı 1. Sayfada) ten sonra sözü gunümüze getiriyor. Dergide yer alan yazıda özellikie 1984 arahğından beri Müslüman Türk azınlığa yönelik baskıların nitel bir değişim geçirdiğine işaret edilerek, asimilasyon (eritme) politikasının tutmadığının anlaşılması üzerine etnik özelliği oluşturan unsurlann daha şiddetli bir baskıyla kökünü kazımayı amaçlayan uygulamalar başlatıldığı anlatılıyor. Bu uygulamalara örnek olarak, Türkleri, adlarını değiştirip Bulgar adı almaya zorlamak ve boyun eğmeyenleri işten çıkarmak, bankadaki paralarına elkoymak, direnenleri tutuklamak, öldürmek gibi eylemleri sayan Arabia dergisi, ayrıca 3 Ağustos 1984 tarihinde Stambolovo Belediye Başkam'nca Gledka köyüne göndcrilmiş şu emri aktarıyor: "Belediye Konseyi'nin, Türk nüfusun şalvar giymesine ve Türkçe konuşmasına ilişkin olarak aldıgı 1 nolu karar uyarınca, caddelerde, işyerlerinde ve kamu kuruluşlarında günün hangi saatinde olursa olsun şalvar giymeyi yasaklıyorum. Şalvar giyen ve Türkçe konuşan kişilerle ticaret yapılmayacaktır. Herkes çocuk bahçelerinde yalnızca Bulgarca konuşacaktır. Bu emri çiğneyenlere karşı uygun önlemler alınacaktır". Asenovgrad kentindeki "Asenova Krepost" fabrikasında ise 16 Ocak 1985'te fabrika müdürünce şöyle bir emirname çıkartılmış: "1) 1985 ocagından başlayarak, 76 nolu forma uygun olarak Bulgar adları kullanılacaktır. 2) Aynı ilke yolculuk belgeleri, doktora çıkış belgeleri ve idari konulara ilişkin başka belgelerde de geçerli olacaktır. 3) tşyerlerinde ve kamuya açık yerlerde Türkçe konuşmaya son verilecektir. 4) Arapça isim taşıyanlar, isimlerini degiştirmeye gerek olmadığını gösteren resmi bir belge göstercınedikleri takdirde işyerlerlne alınmayacaklardır". 2 şirket yöneticîsi yargılandı tsianbul Haber Servisi Hayali ihracat sonucunda 356 milyon 696 bin 424 lira haksız vergi iadesi aldıkları öııe sürülen Mestaş Tekstil Endüstri Tesisleri Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbay Sevüktekin ile hakkında giyabi tutuklama kararı bulunan Desen Tekstil Firmasının sahibi Fazlı Kalkanerin yargılanmalarına dün devam edildi. Gerçek dışı fatura ve belgeler düzenleyerek, esasen mevcut olmayan malları ihraç etmiş gibi görünerek haksız vergi iadesi almakla suçlanan sanıklardan Mehmet Erbay SevUktekin, 10 Aralık 1985 tarihinde tutuklanmış, yapılan itiraz üzerine bir hafta sonra tahliye edilmişti. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, dünkU duruşmada, daha önce Merkez Bankasına ve giyabi tutuklu sanığın yakalanması için Savcıhğa yazılan yazıların cevaplarının beklenmesi için yargılamayı 7 mayıs saat 11.50'yc erteledi. salıverilen Barış Derneğı davası sanıklanndan Keha tsvan, Mahmut Dikerdem, DtSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, bazı siyasi tutukluların aileleri, Hurriyet Gazetesi yetkilileri ve TÜSİAD Genel Sekreteri lhsan özal'la görüştüler. Avusturyalı Hıristiyan Demokrat rapörtör Sıeıncr de, insan haklarının sağcısı solcusu olmayacağını vurgulayarak, bu konuda çifte standarı uygulamanın söz konusu edilemeyeceğini bildirdi. Avrupa Konseyi raportörlerinin, temasları sırasında da, yeni kabul edilen tnfaz Yasası değişikliği, Izmir'deki Türktş mitıngi, sıkıyönetimin kalkmasına rağmen devam eden askeri davalar, cezaevı koşulları ve basın özgürlükleri konusunda bilgi aldıkları öğrenildi. tstanbul'dakı temaslarından sonra Steiner ve Stoffelen, dün gece Ankara'ya gittiler. 1314 mart tarihlerinde Ankara'da temaslar yapacak olan Avrupa Konseyi'nin iki raportörü, Başbakan Turgut Özal, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu, Adalet Bakarjı Necal Eldem, TBMM'de grubu bulunan ve bulunmayan siyasi partilerin temsilcileriyle göruşecekler. Steiner ve Stoffelen'in, sendikacılar, üniversite ve basının temsilcileri ve iş çevreleri ile de temaslar yapmaları bekleniyor. tki rapörtör inceleme ve temas gezilerini 15 martta tamamlayarak Türkiye'den aynlacaklar. 1ten kazası (Baştarafı 1. Sayfada) Dün sabah saat 05.30 sıralarında Balıkesir'den Eskişehir'e gelmekte olan 361 sefer sayılı yük treninin 4 vagonu, Porsuk istasyonu yakınlarında koptu. Trenin makinisti olaydan habersiz, bir süre yola devam etti, ancak durumu anlayınca durdu. Bu arada yetkililere haber vermesi de gecikti. Arkadan gelmekte olan 313 sefer sayılı Ege Ekspresi ise, GökçekısıkPorsuk istasyonları arasında başıboş kalan vagonlara bindirdi. Kazada başmakinist Ali Rıza Düşmez olay yerinde, makinist Vahap Oflaz ise kendisini kurtarmaya çalışan yolcuların kucağında öldü. Makinist yardımcısı Diyap Yıldız ise ağır yaralı olarak Eskişehir DDY Hastanesi'nde tedavi altına alındı. İLAN S.S. Tüm Memurlar Konut Yapı Kooperatifi'nm 198S yılına ait olağan genel kurul toplantısı 29.3.1986 Cumartesi günü saat 11.00'de Beykoz Fatinhoca tlkokulu salonunda aşağıdaki gündem gereğince yapılacaktır. Ortakların katılmaları ricı olunur. Yöneıim Kurulu GÜNDEM 1 Avılış ve yoklaına 2 Başkanlık djvanının oluşturulması. 3 Yönetim Kurulu faaliyet raporunun okunması. 4 Bilanço hesaplarımn okunması, görüşülmesi ve tasdiki. 5 Denetim Kurulu raporunun okunması. 6 Raporlar hakkında görüşme 7 Yönetim ve Denetim Kurulu1nun ibrası. 8 Denetim Kurulu seçimi 9 Dilckler ve kapanış. Avrupa Parlamentosu eski başkanı, 15 yıl bekleyin dedi Dankert, AET için "sabır" tavsiye etti OSMAN ATAMAN STRASBOURG Avrupa Parlamentosu eski Başkanı Hollandalı sosyalist parlamenter Pieter Dankert, Avrupa'nın sorunları ve TürkiyeAvrupa ilişkileri ile ilgili olarak, "Portekiz ve İspanya'nın AET'ye katılmaları ile mevcut sorunlar arapsaçına döndü. Üyelik için basvuru yapan ülkede demokrasi koşulları da AET için önemlidir. Bu nedenlerle Türkiye'nin üyeligi 21. yüzyıla sarkıyor" dedi. Dankert, Cumhuriyet'in sorularına yanıt verirken, TürkiyeAET Karma Komisyonu'na işlerlik kazandırılmasını engelleyen "Balt'e raporu"nun hâlâ geçerliliğini koruduğuna dikkat çekerek, "Buna rağmen şikâyetçi 5'lerin şikflyetlerini geri almalarını çok tuhaf ve aynı zamanda da ilginç buldum" ifadesini kullandı. Türkiye'nin AET üyeliğihin hâlâ askıda durmasının siyasiden çok ekonomik nedenlere bağlı olduğu görüşünü savunan Dankert, "Bunlardan en önemlisi serbest dolaşımdır" diye konuştu. "AET üyeligi Türkiye'de koru körüne isteniyor. Oysa bu sanıldıgı gibi zengin ulkelerin yoksııllara yardımı biçiminde yorumlanmamalı" diyen Dankert, "AF.T üyeligi bugun Portekiz'de tersliklere >ol açabilecek bir durum yaratnuştır. Aynı durum milli geliri Portekiz'lnkinden daha duşıık bir ülke olan Türkiye'nin başıııa gelmez mi?" diye ekledi. Dankert şunları da ekledi: "AET üyeligi için inceden inceye dUşünüp öyle karar vermek gerekir. Ben Türkiye'yi iyi tanırım. Hollanda, Türkiye'nin üyelik talebini en azından engellemeyen bir ülkedir. Ancak bu durumda gerçekçi düşünmek gerek. 13. üye olma talebi gelecek yuzyıla bırakılmalıdır. Sabrın sonu selamettir". Geçen hafta SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan ile AET ve SHP'nin Sosyalist Enternasyonal üyeligi isleğini görüştüklerini de anlatan Dankert, SHP'nin üyeligi konusunda, "Aslında Türkiye'den iki parti de Uye olabilir. Sorun C'HP'nin hâiâ Uye gözükmesidir. Ama sonunda belki bir çözüm bulunur ve ltalya'da oldugu gibi Türkiye'den de iki parti üye olabilir" dedi. Bülent Ecevit'in Sosyalist Enternasyonal içinde "önemli bir kişi" olduğuna işaret eden Dankert, "Bu DSP için büyük bir avantajdır. Ecevit şu anda DSP'nin lideri degil. Bu bakımdan DSP'nin tek başına tercihi ters olabilir." diye ekledi. BİLS^K'TA BUGÜN Konferans: 18.00 Rona AYBAY "İNSAN HAKLARI" Lokanta: 20.00 Türk Müziğı Dörllüsü BİLSAK KÜLTÜK GKZİLF.Rİ Külıür dünyamızın önde gelen mimar, sanat tarihçisı, araştırmacı, sosyülog ve arkeologlarının rehberliginde; İS Mart'tan baslayarak kent ıçi gcziler. BtLSAK 143 28 79143 28 99 Sıraselviler, Sogancı Sok. 7 Mitingçilere ikinci dava İZMİR, (tumhuriyet Ege Biirosu) Türklş'in 22 şubattaki mitinginte gözaltına aluıan ve 61 'i tutuklanan 77 kişiden 12'si hakkında TCK'nın 159. maddesine aykırı davranmaktan dava açılması için, Adalet Bakanlığı tarafından izin verildi. Mitingte gözaltına aluıan 77 kişi için açılan 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri yasasına muhalefetten açılan davaya ise, yarın başlanıyor. 22 şubatta Cumhuriyet Alanı'nda Türklş tarafından düzenlenen miting sırasında gözaltına alınan sauıklar hakkında 2911 sayılı toplantı vc gösteri yurüyüşlerine aykırı davranmaktan açılan dava dışında 12 kişi için de haklarında TCK'nın 159/1. maddesine muhalefetten ayrı evrak duzenlenerek, dava açılması için izin verilmesi istemiyle Adalet Bakanlığı'na başvurulmuştu. Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Bahri Altınöz tarafından yapılan başvuruya Adalet BakanlığYnın olumlu yanıt vermesi üzerine, savcılık, 12 sanık hakkında bir iddianame hazırlayarak Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. ACI BİR KAYIP Merhum Huseyin Gökdel ve merhume Fikriye Gökdel'in oğulları, Nuriye Gökdel'in eşi, merhume Sadriye Gökdel, Bedia Tombuş ve Kemal Gökdel'in kardeşleri, lhsan Tombuş ve Nesime Gökdel'in kayınbiraderleri, Zerrin Tiryakioğlu, Harika ve Ender Tombuş'un dayıları, Hülya Seçkin, Hüseyin ve Erkan Gökdel ile Leyla Enön'ün babaları, Şazi Seçkin, Helga ve Şule Gökdel ile merhum lskender Enön'ün kayınpederleri, Yeşim ve Elçin Seçkin, Damla, Erol, Dağhan ve Yasemin Gökdel ile Gözde Enön'ün dedeleri, PtYANO DERSİ VERİLİR 5859450 [c' 1. jstanbul KitapŞenliği KitapKulübü Cumhuriyef Emekli Piyade Albay İBRAHİM HİKMET GÖKDEL (39'lu Kanlıcalı) 12.3.1986 Çarşamba günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 14.3.1986 Cuma günü (yarın) öğle namazını müteakip Kanlıca Camıi'nden kaldırılarak Kanlıca Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Tanrı rahmet eylesin KITAP . GUNLERI'nde Bugün, saat N.oo'te Imza Günü 14.00'de 716Mart Aslan Başer Kafaoğlu, Yalçın Pekşen, Ufuk Güldemir, Ülkü Giray, Erdoğan Alkan. tlhan Selçuk, Necati Cumalı, Bekir Yıldız, Mehmed Kemal Kıbrıs standında Mehmet Yaşın, Yer: F/M Kültür ve Ticaret Merkezi Ortaklar Cad. No:17 Mecidiyeköy Not: Fuara giriş ücretsizdlr. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear