18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AHURİYET/10 Ozetle HABERLER 27 ŞUBAT 1986 'Haliç nasıl düzenlenir?' TMMOB Mimarlar Odası "mimarlıkta tarihle kurulan iüfkiUrin" tamsılacağı bir çalışma düzenledL 28 şubat 4 mart tarihieri arasında yapılacak olan çalışmada, mimarlann Haliç olayına nasıl bakması gerektiği ortaya konulup, tstanbul Belediyesi'nin "Haliç nasıl düzenlenmeli?" sorusuna yatutlar getirikeek. Hüsnü Seyhan'ın ölümü ile yargılanan 7 polis beraat etti Ünîversite: CinayetAdli Hp: intihar Adalet bakanlığı Adli Tıp kurumu'nun raporuna göre Adalet Bakanlığı memurunun Anafartalar Karakolu'nun nezarethanesinde kravatıyla asılı olarak bulunması intihar, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Kürsüsü raporuna göre cinayet. muştu. Hüsnü Seyhan'ın ölümü, "cinayet mi, intihar mı?" tartışmaianna yol açmıştı. Karakolun nezarethanesinın demir kapısında bulunan demir parmaklıklara kendi kravatı ile asılı olarak bulunan Hüsnü Seyhan'ın hemen öldüğü saptanmıştı. Bunun Üzerine olaya el koyan Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Anafartalar Polis Karakolu'nda görev yapan 7 polis memuru hakkında soruşturma açmıştı. Tıp Kummu'nun, Hüsnü Seyhan'ın "intihar ettiği"şeklindeki raporu üzerine verildi. Adalet Bakanlığı giden evrak memuru Hüsnü Seyhan, 22 Eylül 1983 tarihinde, gece içkili olarak gittiği Bendderesi'ndeki genelevde olay çıkardığı gerekçesiyle Anafartalar Polis Karakolu'na götürulmüştü. Karakolda bir gün kalan Hüsnü Seyhan, ertesi gün 23 Eylül 1983 tarihinde, nezarethanede ölü olarak bulunSonışturmayı genişleten savcılık, daha sonra Anafartalar Polis Karakolu Komiseri Bedri Kösere ve polis memurlan SeUm Fırat, Mehmet Erdem, Büfent öader, Yılmaz Agırbas, Ali özkan ile Mustafa Orta hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılması istemiyle, iddianame hazırlamıştı. Iddianamede, polis memurlarının "kasten adam öldürdükleri"ni öne süren savcı, ancak Hüsnü Seyhan'ı öldurenin "faili meçhol" olduğunu da göz önünde bulundurarak, sanıklar hakkında 10'ar yıl ağır hapis cezası isteminde bulunmuştu. ÇELİŞtK RAPORLAR Davada, Hüsnü Seyhan'ın üzerinde otopsi yapan Ankara Üniversitesi Adli Tıp Kürsüsü, olayın kesinlikle intihar olamayacağını, "cinayet olduğu" görüşünü savunarak, bu doğrultuda bir rapor hazırlamıştı. Sanıklann bu rapora itirazlan üzerine bu kez de Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu tarafindan Hüsnü Seyhan üzerinde bir otopsi yapılmış ve otopsi raporunda, "cinayet iddiahuı" reddedilerek, "olayın intihar olduğu" görüsü savunulmuştu. Bu iki çelişik rapor üzerine Hüsnü Seyhan'ın "gerçek öltim nedeninin anlaşılabilmesi" amacıyla Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na başvuruldu. Hüsnü Seyhan'm üzerinde tekrar otopsi yaparak önceki iki raporu da inceleyen genel kurul, "maktnlin kravatla kendisini, intihar amacıyla asmış oluduguna"karar vererek, sonucu mahkemeye bildirdi. Adli Tıp Kunımu'nun verdiği raporla birlikte davayı karara bağlayan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polis memurlarının, "Hüsnü Seyhan'ın kravatı ile kendisini asarak intihar ettiği" savıyla beraatlerine karar verdi. UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GÖZLIM Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporla davayı karara bağlayan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, "Hüsnü Seyhan'ın kravatıyla kendisini asarak intihar ettiği" savıyla sanık polislerin beraatlerine karar verdi. ANKARA, (Cmnhariyet Bürosn) Ankara Anafartalar Polis Karakolu'nun nezarethanesinde kravatıyla asılı halde bulunan Adalet Bakanlığı memurunun, ölümü ile ilgili olarak "luuten adam öldönnekten" yargılanan 7 polis memuru beraat etti. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Anafartalar Polis Karakolu'nda görevü 7 polis memurunun beraat karan, Adalet Bakanlığı Adli Emlak vergisi borçları Geçmis yıllara ait emlak vergisi borçları eski emlak vergisi dairelerinde tahsil edilecek. Bunun yanmda, emlak alım satımından doğan vergilerin işlemleri de yine eski daireler tarafindan yürütülecek. Bakırköy'e 3 yeni seçim kurulu Yüksek Seçim Kurulu, Bakırköy'ün nüfusunun son sayanlarla 1 mUyon 227 bin 970'e ulasması üzerine ilçede üç yeni seçim kurulu oluşturulmasını kararlaştırdı. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu, nüfusu 200 bini asan ilçelerde, seçim bölgeleri esas ahnarak btrden fazla ilçe seçim kurulu oluşturulmasını öngörüyor. Savcıkk Türklş mitingini inceüyor Tutuklananlar hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına aykırı davranmak ve hükümetin manevi şahsiyetine hakaret etmekten dava açılması bekleniyor. İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bıirosu) Başbakan Turgut ÖzaTın SHP Genel Başkam Gttrkan ile MDP Genel Baskanı Söylemezoğlu hakkında, katılmalannın "anayasa suçu" olduğunu öne sürdüğü Türklş'in fzmir mitingi ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığının inceleme yaptığı öğrenildi. îzmir Cumhuriyet Savcısı Melih Tan, Gürkan ve Söylemezoğlu hakkında suç duyunısu yapılıp yapılmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı. Gözaltına alınanlarla ilgili davaya katılan Cumhuriyet Savcı Yardıması Bahri Alnnöz, tutuklananlar arasında herhangi bir suçtan aranan kisilerin bulunmadığını belirterek, "Ancak bazılan hakkında örgiit üyesi olmaktan dava açılmış ve delil yetersizliğinden beraat etmişler. Bazılan da çok az bir siire hapse mahkum olup ceza sürelerini doldurmuşlar" dedi. Altmöz, sanıklann tümü hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykırı davranmaktan dava açıldığını söyledi. Altınöz, "10 kadar sanık da aynca TCK'nın 159. maddesi ile devletin güvenlik güçlerini kıiçiik düşürme suçlanndan yargılanacaklar" diye konuştu. Söz konusu lOsanığın miting sırasında, "Faşist hıikümet islifa", "Işkenceci polislerden hesap soralım", "Doguda jandarma baskısına son" gibi sloganlar attığının belirlendiğini bu nedenle haklannda ayn bir dava açıldığını da sözlerine ekledi. TUTUKLAMAYA tlİRAZ Tutuklanan sanıklardan bazılarının avukatlan, müvekkillerinin tutukluluk durumunun kaldınlması için mahkemeye itiraz dilekçesi verdiler. Bazı sanıklann avukatı Burhan Giioeş, müvekkillerinin iddiasını dile getirdiği dilekçesinde polislerin ifadelerin üzerini kapattıktan sonra gözaltındaki kişilere imzalattığını bildirdi. Güneş, "Çocuklann hiçbirinin gizli örgütle ilişkisi yok. Çogu 1819 yaşında, tutuklanmalan için ortada polis zabıtlanndan başka bir delil de jok" dedi. TUTUKLANANLARIN ADLARI Türklş mitinginde gözaltına alınan ve daha sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan 63 kişiden 61'inin isimleri açıklandı. Savalığın bildirimine göre, tutuklananların isimleri şöyle: "Nükhet Karfat. Emrah Durmuş, Mehmet Deniz, Tayfun Ana>ol, Sedat Akın, Özgiir Yümaz, Mustafa Karanfil, Sacit Kuruhan, A\dın Tabazık, Hasan Doğan, Kubilay Savaş, Vecdi Kiiçükerbaş, ldris Tiryaki, Muzaffer Erdoğan, Liitfii Binici, Necati Altıntoprak, Ali Çelenk, tbrahim Ören, Hikmet Er, Emine Tıkıroğlu, N'urettin Baykal, trfan Tuncer, Sadullah Celen, Biilent Kırmızıoğlu, Ömer Koç, Kazım tldan, Ertan Yılmaz, Taşkın Koylü, Tahir Üstiinoldu, Kemal Bahadır. Necla Gürler, Şafak Birturk, Hüseyin Arslan, Ayse Aksu. Neşe Tekgönul, Mithat Yüdırım, Eşref Odabaşı, S.Ful>a Onay. Ünver Uyan, Zübeyde Çelik. Üzeyir Çilingir. Hasan Tokatçı, Feyzullah Oztürk, Nüliıfer Aksu, Sinan Altın, Kemal Eskier, \ ılmaz Cepoğlu, Ayhan Erdoğan, Belgin Karasu, Hikmet Saşlan. Hüseyin Guneş, Zafer Sonmez. Selma Kurt, Nusret Denizkurdu, Seçim Ak>ıldız, tsmail Semih Pekgenç, Cihangir Başkaya, Nur Akkor, Ekrem Ateşçi, Ahmet Ka>a, Şemsettin Bilgin. Okul ve laboratuvar Eyüp'te Nisancı Ortaokulu ile Nail Reşit tlkokulu 'nda gerçekleştirilen bügisayar ve dil laboratuvan, dün törenle hizmete girdi. Vali Neyzat Ayaı tarafindan açılan Nişancı Ortaokulunda 21 derslik bulunuyor. 1700 öğrenci kapasitesine sahip okulun sabahlan ortaokul, öğleden sonralan ise ticaret lisesi olarak kullanılacağı bildirildi. Bayrampasa'da Okul Aile Birliği, Koruma Derneği, veliler ve diğer yurttasların katkıstyla Sail Reşit tlkokulu 'nda kurulan 20 bilgisayar ve 36 dil kabini 14 milyona mal oldu. Ataman înce'nin ölüm davası Işkenced 6 polise hapis cezası İSTANBUL, (a.a.) Yasadışı bir örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Ataman Înce'nin, 1981 yıhnda işkenceyle ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan, sekiz emniyet görevlisinden altısı, 6'şar yıl 8'er ay ağır hapis cezasına çarptınldı. tkisi hakkında delil yetersizliğinden beraat karan verildi. tstanbul Askeri Mahkemesi1 nde görülen davada, sanıklardan Talat Gül (emekli başkomiser), Celal Aslan (komiser), Ni>»zi Çomak (komiser) Yusuf Tokur (komiser), Ömer Erdal (polis memuru) ve Bidat Yıldız'ın (polis memuru) TCK'nın 243/2 ve 452/2 maddeleri uyarınca 6'şar yıl 8'er ay ağır hapisle cezalandırılmaları kararlaştırıldı. Sanıklardan Ahmet Erkmen ve Selahattin Tutar adli bekçiler ise, delil yetersizliğinden beraat ettiler. Dava konusu olay, 25 Ekim 1981 tarihinde meydana geldi. yasadışı Türkiye thtilalci Komünistler Birliği örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 16 Ekim 1981 tarihinde gözaltına alınan Ataman tnce, aynı gün Kartal Soğanhk Karakolu'ndan koma halinde Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldınlmış ve orada öhnüştü. Daha önce, davada yargılanan 8 sanık hakkında lstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nce 5 Eylül 1983 tarihinde beraat karan verilmişti. Karar, Askeri Yargıtay 1. Dairesi'nce 14 Mart 1984 günü eksik soruşturma gerekçesiyle bozulmustu. Fatih'te sosynl ynrdım fonu Fatih Belediyesi sosyal yardım fonu kurdu. Belediye Baskanı Yetkin Cündüz, bu fonla gelirleri asgari ücretin altında ve kirada olan vatandaslara yardım yapılacağım açıkladı. Yardım yapılacak kisilerin kurulan komisyonca araştınlarak belirleneceği bildirildi. Sarıyer'de 2 fırın kapatıldı Sanyer Belediye Başkam Ali Sandıkçı baskanlığında belediye ekiplerinin yaptığı denetünlerde noksan ve etiketsiz ekmek üreten 4 fırın sahibi, savcılığa verildi. Sağuk kuraüarına uymayan 2 ftnn da kapatıldı. Sandıkçı, ekmeğin 60 liradan satüdığını, 70 liraya satmak isteyenler hakkında yasal islem yapılacağım bUdirdi. p J pQlise 6 5 A l / o e s r a r satmak isteyen r e M f a / t 7 kifj ile 2 kisi yakalandı. Aksaray'da ele geçirilen bir kilo saf eroinle ilgili olarak da üç kisi gözaltına alındı. tstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube ekipleri tarafindan Kasımpaşa ve Tophane semtinde yapılan operasyonlar sonunda yakalanan Rasim Karltk, Şükrü Koyuncu, Engin Küçük, Erol Cambaşlar, Ağa Aksakal, Zübeyir Erdurak ve Yakup Ağcabat'ın Nobrium, Kodionin, Diazem, Codeinalgibi ilaçlarm bir tabletini 500 lira ile 700 lira arasında sattığı belirlendi. b'yuşturucu niteliği bulunan ve bağımlılık yapan psikotrop ilaçlarm yeşil ve kırmızı reçetelerle satısına baslanmasından sonra uyuşturucu tüccarlarının eliyle tableti 700 liradan satılan ilaçuvm "eczanelerden reçetesiz ahnarak ya da çalınarak ele geçirildiği veya Kıbrts 'tan getirildiği öne sürüldü. Diğer operasyonda ise L'rfa 'dan getirdikleri 6.5 kilo düşuk kalite esrarı, polise 3 milyon 250 bin liraya satmak isteyen tsmet Seçkin ve Alemdar Culcuoğlu yakalandı. Niğde Aksaray'da bir ihbar üzerine Mehmet Yıldız yönetimindeki BRP 477plakalı otomobilde yapüan aramada gizli bölgelere yerlestirilmis bir kilo saferoin bulundu. Yıldız ile Efraim Şen ve Bahri Özkaya gözaltına alındı. (Fotoğraf: CUMHURİYET) PKK HilvanSiverek davasında karar: DtYARBAKIR, (Cumhuriyet) 7. Kolordu ve Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanhğı Sıkıyönetim 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan 479 sanıklı PKK davası karara bağlandı. Mahkeme, sanıklardan 23'ünü idam, 6'sını ömür boyu, 31'ini 2124 yıl, 61'ini 615 yıl, 59'unu da 14 yıl arası hapis cezasına mahkum etti. 23 sanık için tefrik, 6 sanık hakkında da davanın düşmesine karar verilirken 270 sanıgın da beraati kararlatınldı. 1982 yüında açılan davada sanıklar "PKK" (Partiya Karkerin Kurdistan) adli yasa dışı örgütün HilvanSiverek grubu olarak, Şanhurfa'da 1978 ve 1981 arasında toplam 96 olaya katılmak, gasp, soygun, silahlı çatışma, köy baskını, halk mahkemesi kurarak bazı yurttaşlan ölum cezasına, bazılarını da para cezasına çarptırmak suçlarından yargılanıyorlardı. Devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklann bir kısmını devlet idaresinden ayınp, üzerinde MarksistLeninist temeUere dayalı bağımsız bir Kürt devleti kurmak ıçin silahlı çete oluşturdukları ve bu yönde eylemlerde bulundukları iddiasıyla yargılanan sanıklardan ölüm cezasına çarptınlanlar şunlar: Salih Ognç, Emin ArmuUu, Ali Altuk, Remzi Avcı, trfan Babaofla, tzzet Baykal, Fahri Çiftkus, Celalettin Ddibas, trfan Güler, Mustafa Guneş. Hamh Kandar, Ömer Kandar, Cuma Karacalı, Bedrettin Kavak, Ali Kaya, Ali Kıbc, SaMh Kabat, Ramazan ödemiş, YUmaz L'zun, Erkan Uzun, Saip Üçlfi, Enver Şimşek ve Ali Oruç. Sanıklardan Ahrnel Karavar, Kazım Kılıç, Mehmet Kızılaslan, Sinan Sandan, Hikmet Tüysuz ile Ahmet Yavuz' önce idam ce 23 idam,6 ömür boyu hapis zasına çarptınldı. Mahkeme, daha sonra TCK'nun 59. maddesi geregince sanıklann cezalarını ömür boyu hapis cezasına çevirdi. Mahkeme, 270 sanık hakkında beraat karan verilmesini karar laştırdı. Canver'den Özal içîn suç duyunısu ANKARA, (Coıaburiyet Bürosu) Başbakan Torgut Özal hakkında suç duyurusunda bulunacağını acıklayan SHP Adana Milletvekili Cüneyt Canver, dün Başbakan Turgut özal hakkında Adalet Bakanhğfna yazılı olarak resmen suç duyurusunda bulundu. Canver, yazılı başvurusunda Başbakan'ın "Yargüanması süren DİSK ve Banş Dernefi davası yargıclanna tavsiye ve telkinde batBsmak, göralmekte olaa davalar hakkında görüş beyan etmekle" suç işlediğini, bu nedenle suç duyurusunun kabulünü istedi. Adalet Bakanhğı'na taahhütlü olarak buşvurusunu gönderen Canver, şu görüşlere yer vcrdi: "Anayasanın 138. maddesinin 2. ftkrasj biçbir organ, makam, merci veya kisi, yargı yetkisinln kallanılmasittda mahkemelere ve bâkimtere emir ve talünat veremez, önerge gönderemez, tavsiye ve tetkinde baluaamaz denflmiş. yine 2. fıkrads göriilmekte olan bir dava hakkında yasama medisinde yargı yetkisinin kuUanümas ile ilgili soru sorBİamaz, gönişme yapılamaz veya berhangi bir beyaada balunulamaz deDİlmistir. Anayasanın bn açık ve baftajta hükmüne ragmen Başbakan Tnrcat Özal, 11.6.1986 tarihli gazetelerde, yargılaması saren DİSK davası hakkında DtSK'e 'Komümstler mali destek yaptı, bu sendika komünizm propagandası yapıyordu' diye beyaada bBİanatas ve yine Bans Derneği davası sanıklanmn da 'komünizm propagandası yaptiklarını ve bu nedenle yargılandıktanru* beyan rtmiştir. Oysa DİSK davası bakn devam etmektedk ve savunaıa aşamasma yeni getrn^ olan bir davadır. Keza Banş Demegi davası da snrmekte oJup sanık• lann komünizm propagandası yap&klan ve bu amaçla dernek kurdaklan hakkında kesinleşmis bir hükürn bulunmamaktadn. B B açddamalardan aniasıiacagı gibi Basbakaa özal, anayasamn 138. maddesinin 2 ve 3. fıkrafaınnı açıkça ialai etmiş ve bövlece anayasayı ihlal SBÇU iskmiştir. SBÇ tarihi nzermden aytarca gecmesine ragmra Bakanlıgınız veya Canıhariyet Savcıltg) barekete geçip olayı sornşturmamışttr. Basbakana tanınan bn ayncalifın kanun ösfinde esitlik Bkesi Se bagdaşmayacağı ve kaffio vkdanını zedeteyerck adalete olas inana sarsacağı açık oldağuna göre kerkes hakkısda ideacn DRMKMMB B I | M M haJdunda da izfcamk kamu davasmm açıhaasmı böytece ba^bakan otmamn kamtnlara aykın davranmak için bir zırh olmayacağmm kanıttanmasıoı talep ediyorum. Soauç olarak anayasaaın 138. maddesinin 2. fıkrasnı ibbU ederefc yargıteaıası devam edea DİSK ve Bans Derneği davası yanpçtanna tavsiye ve td&ialerde bnlnnan. yise anayasasın 3. fıkrasm ihlal ederek yargılanmalan halen süren davalar hakkında bcyanda baJsnan Basbakan öcal hakkındaki soç duy unısunun kabulö ile geregiain yapdmasını saygüaronJa talep ederina" Bulearistan'daki Türkler Bakire inek kapıcıya çıktı Eski borsa bankeri Enver Sayügan'ın kurduğu Aile Partisi'nin "süpürge amblemi" yanşması sonuçlandı. Yarışmayı partinin bürosunun bulunduğu 4. Vakıf Han'm kahvecisi Mehmet Kıran kazanarak, yarışmanın ödiilü olan "bakireinek"iSayıigan'dan aldı. tkinciye koç, üçüncüye keçinin verildiği yanşmadan sonra, 100 kadar seçici kurul üyesine yemek verildi. Partinin 15 Mart 1986 tarihinden itibaren Ankara'da genel merkez çahşmalarına baslayacağı bildirildi. BTA: Yasak bölgelere giriş açıldı FRANKFURT, (a.a.) Alman Haber Ajansı DPA'ya göre, Bulgarlar, zorla Bulgarlaştırdıklan Türklere ait bölgelere giriş yasağını kaldırdı. Alman Haber Ajansı DPA, bir yıldan beri tüm yabancılara kapatılan bölgelere girişin "yeniden serbest bırakıldığım" haber verdi. DPA, Bulgar Resmi Haber Ajansı, (BTA)'ya atfen verdiği Sofya kaynaklı haberde, Bulgar hükümetinin Türkiye'yi yeniden suçladığını ve "Türkiye'nin uluslararası alanda, Bulgaristan'a karşı bir kampanya başlattıgım" ileri sürdüğünü ekledi. Alman Haber Ajansı, Bulgarlann sayılan yaklaşık 900 bini bulan Türk azınlığı, bundan bir yıl önce zorla Bulgarlaştırmaya başladığını hatırlattı. Öte yandan, Bulgaristan'da bulunan ve "Türkçe konuşan" vatandaşlar için yeni yerleşim bölgeleri açıldığı öne sürüldü. UBA'nın DPA'dan aldıgı habere göre, Bulgar Resmi Haber Ajansı BTA, bu konuda şu görüşlere yer verdi: "Bulgaristan'da Türk ya da Müslüman aanlık bulunmamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu"nun ülke topraklarında huküm sürdüğü 500 yıl boyunca birçok Bulgar vatandası, baskılar nedeniyle Türkçe ögrenmişler ya da Müslüman olmuşlardır. Türk hükümetinin öne sürdüğü gibi Bulgaristan'da Türkçe konuşan Bulgar vatandaşlanna baskı yapılmadığı gibi, onlar için yeni yerleşim bölgeleri açılmaktadır. " kartımı kaybeıtim. Hükümsuzdur. NEŞE KA YA turküsü" ile oynayan seymenlar hakkında görüşünü sormuşlar: Bu kadar düşundükten sonra baban da oynar, demiş. Kusura bakmasın, Sayın Özal şimdiye kadar ülkeyi olağanüstü dönemın kalın duvartarına sırtını dayayarak yönetti. Hüner, ülkeyi toplu pazarlıklann, yürüyüşlerin, gösterılerin, grevlerin yapıldığı günlerde yönetmektir. Herkesin susturulduğu bir ülkede ekonomiyi yönetmekten kolay ne var? Gelir IMF bir anlaşma taslağı uzatır; basarsın altına imzayı; o kadar.. IMF kaynaklı ekonomık modelin yasal çerçevesini bile çizemediğin için "banker faciası" ortaya çıkar. Yine de kimse hesap sormaz. Karadenizli yurttaşın, Ankara oyun havalan için söylediği gibi, bu koşullarda "baban da oynar!" güç otan, Türkiye'yi özgürlükçü demokrasi içinde yönetebilmektir. Grev yok, lokavt yok, gösteri yok, sendika yok, parti yok, dernek yok.. Oh, ne güzel memleket. Yönet, yönetebildiğin kadar. Şimdi bir tek İzmir mitingi oldu; bir de Aziz Nesin ve Yalçın Küçük'ün Ekin AŞ'nin kapalı salon toplantıları.. Başbakan, İzmir'de Türklş tarafindan düzenlenen mitinge katılan SHP lideri Gürkan'ın neredeyse ölüm cezasına çarptınlmasını isteyecek.. Ekin AŞ yöneticilerini de DGM'ye veriyor. Niçin? Çok demokrattır; liberaldir; bazı solcularımıza göre "sivil toplum öncüsü"dür de ondan! Birçok dönek Marksist ve yılgın devrimci, 6 Kasım seçimlerinde Özal'ı "askeri yönetime karşı sivil altematif" diye alkışlamadı mı? "Muvazaa partisi" diye aşağılanan partinin içinden "işçıletie birlikte yargılanmaktan şeref duyanm" diyen Gürkan çıkıyor; "askeri yönetime karşı sivil altematif" diye alkışlanan ANAP'tan da olağanüstü dönemın getirdiği yasakçı anayasaya sımsıkı bağlı olduğunu söyleyen başbakan.. Bu da "kaderin bir cilvesidir" ne yapacaksınız? Grev yok, lokavt yok, gösteri yok, toplantı yok, yürüyüş yok.. Elde de iktidar görüşlerinin alabildiğine sergilendiği tek kanallı televizyon.. Yok "İcraatm İçinden", yok tek yönlü açıkoturumlar, yok "Ekonomi Dunyası" adli propaganda yayınları. Bu programlarda o kadar tek yanlı yayınlar yapılıyor ki, baştan sona Özal ekonomisini övmek üzere hazırianan "Ekonomi Dunyası" aö\\ yayında Ihracatçılar Birliği Başkam Mustafa Süzer ile ekonomi profesörü Gülten Kazgan'ın "zülfü yare dokunacak" sözleri hemen makaslanıyor. Süzer, bazı dışsatımcıların intihar ettıklerini söylüyor; bu sözler kesiliyor; Prof. Kazgan ekonomide şok tedavilerinin sonuç vermeyeceğini söylüyor; bu sözler de sansürcünün makasına takılıyor. özal'ın modelini övmek için hazırianan programda gözden kaçan birkaç tümce de böylece çıkarılıyor. Niçin? Uberal oldukları için... ANAP'ın hazırladığı siyasal partiler ve seçim yasaları da yine aynı liberallikten paylarını almışlardır. Almaz olurlar mı hiç? Seçim propagandalarında partiler, televizyonda "parahpropaganda" yapabilecekler. Bastır parayı, yap propagandanı! DSP, yasa tasarılanna şimdiden karşı çıkmış. Parlamento içindeki dört DSP milletvekili, Nuri Korkmaz, Süleyman Koyuncugil, Fikret Ertan ve Şükrü Babacan, TBMM Başkam Karaduman'a başvurarak, bu yasalarla yapılacak seçımin "Filipin demokrasisi"ndek\ seçimlere benzeyecegini bildirmişler. TRT'miz, dört DSP milletvekilinin TBMM Başkam Karaduman'a gidip, bu görüşlerini bildirmelerini "haber değerinde" görmemiş, ancak ANAP içindeki "dört eğilimden" biri ile "öz kardeş" olan Milllyetçi Çalışma Partisi'nin Karaduman'ı ziyaretini ekranlara getirmiştir. Niçin? Çok liberal olduğu için! Bu gidişle Özal, miting düzenleyen Türkiş'i "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakküm kurma" suçundan DGM'ye verirse, hiç şaşırmayın. Hem mitingte solcular da varmış. Bundan büyük suç olur mu? ilahi Özal.. ANAP kurucuları arasında Deniz Gezmiş'in eylem arkadaşı da yok mudur? Deniz Gezmiş'in "eylem arkadaşı" için geçerli olan liberalliğinizin binde birini de Türkİş mitingine katılan ana muhalefet partisi lideri için de göstersenize.. Hem siz, "Aydınlar Ocağı" ve TÜSİAD adli derneklerde siyasal içerikli konuşmalar yaparken akla gelmeyen anayasa. Siyası Partiler Yasası, Dernekler Yasası ve Sendikalar Yasası, işçılerin düzenledikleri mitinge ana muhalefet partisi lideri katılınca mı bırdenbire anımsanmakta ve gündeme gelmektedir? Demokrasi çoksesli ve çok sözlü bir yapıyı gerektirir. Başka çaresi yok. Sayın Başbakamn böyle bir demokrasi anlayışını içine sindirmesı gerekir. Sindıremiyorsa, bütün olupbitenleri içine sindirebilmesi için "Frederich maden suyu" içmesini salık veririz. Ulu Hakan Abdülhamit Han Hazretleri böyle yapardı da! Özal 12 Eylül'ün deninin bu ilişkinin kurulamaması olduğunu belirtti. Sosyal sorunlarla siyaset arasinda duvar örmek üzere hazırlanmış demokrasinin ruhuna aykırı yasalann, kısa sürede Özal'ın Londra'da sö>rlediği gibi, hayatiyeti olmayan metinler durumuna duşeceğini de anlatan Ecevit, daha sonra şunları söyledi: "1983'ten bu yana Sayın Özal kendini, 12 Eytöl yönetimine karşın, daha açıkçası 'askerlere karşın' ikn'dara gelmiş yürekli bir sivil önder gibi tanıtmaya uğraşıyor. Fakat artık bu masal, kandıncüıgını yitirmektedir. 1983 seçimlerine gidilirken sahneye konan ilginç senaryonun içyüzü şimdi aydınlanmakta, Sayın Özal'ın o ilginç senaryodaki rolii de artık ustünden akmaktadır. Aslında Sayın Özal ve partisi, 12 Eylül yönetiminin sivil görfintülü uzanüsı olmak üzere siyaset sahnesine çıkanlmışlardır. Sayın Özal, hâlâ, bu roliin gereklermi sadakatk yerine gedrmek için ÇJTpınıyor. Dcmokratlıgı konusunda Türk ve dünya kamuoyu önünde ınandıncüık kazanabilmek için, Sayın Özal, ilkin demokrasinin alfabesini öğrenmelidir. Oysa son günlerdeki tutumu ve açıklamalan ile, Sayın Özal, demokrasiain 'd'sinden bile habersiz olduğunu göstermiştir". Mankene beraat (Baştarafı 1. Sayfada) rı birçok madde buüınabileceğini, ancak buniann uygulamada ha\atiyet bulamayacagını ve Turkiye'nin de benzer bir dönem yasadigını" soylediğini hatırlatarak, görüşlerini şöyle sıraladı: "Sayın Özal'ın d^a dönük yüzü ile içe donük jıızü birbirinden çok f arklıdır. Dışanya seslenirken, 'demokrasinin ruhuna aykırı' olarak nitelediği anayasa ve yasa hükiimlerini, içe dönük Turkiye'de ilk defa tutuklu ve son çıkışıyla en katı biçimde yohükümlü aileleri arasında madrumlayıp savunmakta, topluma di ve manevi dayaruşmayı sağlave muhalefete karşı bir baskı ve mak amacıyla Tutuklu ve Hütehdit aracı gibi kuUanmaktadır. kümlü Aileleri Yardımlaşma Hâlâ suren demokrasiye aykın Demeği kuruldu. Emekli öğret bazı uygulamalann, bazı soruşmen Mustafa Eryükseltn geçici turma ve kovuşturmalann sobaskanlığında kurulan dernek, rumluluğunu, dışarda, yargı Yıİdınm Mahallesi Kutuı Cadde organlannın üstüne yıkarken, si 19A'da etkinlik gösterecek. içerde yargı organlanm daha katı nygulamalara kıslurtmaktadır. Eger yargı organlan bu luşkırtSevgilisi tbrahim Özaydın'ı öl malara kapılacak olursa, hiç kuşdürmek suçundan yargılanan kum yok ki Sayın Özal, o zaman Berrin Özgüner beraat etti. Öz da, 'Ne yapalım, bizde mahkemegüner 1981 ytlında Beşutaş'ta ler bağımsız, bu uygulamadan "tisört kralı" olarak bilinen sev yargı organlan sorumlu' div^cekgilisuü, babası Albay Adnan Öz tir, ve böylece, yine adaleti karagüner'in beylik tabancasıyla öl layarak kendini aklamaya dürmek suçundan yargılanıyor kalkışacakür". du. 7. Ağır Ceza Mahkemesi deEcevit, 12 Eylül Öncesi kargalil yetersizliğinden beraat karan ş ortamının nedenini partilerle & verirken, olay sırasında kullanıl sendikalar arasındaki ilişkilere dıği öne sürülen tabancanın bir ba^lamanın doğru olmadığım, suçta kuuanümadığma ve adı ge Turkiye'de demokrasinin yeterinçene verümesine karar verdL ce elişip güçlenememesinin ne Tutuklu AUeleri Derneği Nufus kâğıdımı ve sigorta tddialara göre işçDerin yap(Baştarafı 1. Sayfada) ması gereken tek şey çalışmak ve anlamına geleceğini söyledi. üretimi arttırmakOr. Bunun dıBaştürk, işçilerin yalnız ücret şında seçimden seçime kendi dıile ilgilerunek isteseler bile, siyasi şında oluşan ve yalmzca sanayi, konularla uğraşmak zorunda cilerin, tüccarlann, toprak ağaolacaklanm belirterek konuya laraun kurdaklan siyasi partflere ilişkin savunmasında özetle şöyle oy verebOuier. Nerede ise işçflere dedi: genel oy hakkının tanınması bi"ÜcretJ ve çalışma koşullan le eleştirilecektir. " ; nı yalmzca toplu iş sözleşmeleri Baştürk, savunmasında' beürlemez. Toplusözleşmelerle DtSK'in iddianamede görülmek elde edilen ücret zammuun ko istendiği gibi hayırseverler dernınması için fiyatlann, vergile neği ya da bir sosyal yardımlasrin artmaması gerekir. Bu da si ma demeği olmadığım, anayasa yasi iktidarlann politikası ile il ve ilgili yasalar çerçevesinde işgilenmek demektir. Sendikalar çilerin iktisadi sosyal ve kültürel isteseler de istemeseler de gerçek çıkarlannı korumak ve geliştir; te siyasetin içindedüier. Ekme mek görevini yaptığını anlattı. ğin fıyatı kaça sonısunu sormak Abdullah Baştürk, savunmabile siyaset yapmaktır. Hiçbir sının bir bölümünde de her türşey yapmamak,tavır almamak, lü görüşlerini açıklıkla dile getirgörüş belirtmemek de siyasi ey diklerini belirterek, "Türk Süahh lemdir. Kuvveüeri'nin her düzeyindeld Demokratik toptumbuda sen mensubuna görüşierimizi aktardikalar istemeseler de, hatta kar dım" şeklinde konuştu. Baştürk şı çıksalar da yukandaki anlam dönemın tstanbul Sıkıyönetim da siyasetin içindedirler. Kitlele Komutanı ve 1. Ordu Komutanı ri, çausan örgütlü kitleleri yal Orgeneral Necdet Ürağ'la da 3 mzca yönetimleri destekleyen kez göriiştüğünü belirterek, "Sapasif bir güruh olarak gören an yın Unığ'a tüm görüşlerimi açıkİayışlar, Hitler dönemi Alman lıkla anlattim. Türk Silahlı Knvya'sında, Franco dönemi tspan vetleri'nin cumhurbaşkanlığına ya'sında kalmıştır. verdiği muhtıra konusunda tşveren sendikalannm ücretle DİSK'in ayıithnnaonı memnuniri yükseltmeme sorunu dışında, yetle karşüadığını, bu konudaki politik her konu ile uğraştiklan, görüşlerimi Genelkurmay Başhükümetlere muhüralar verdik kam Kenan Evren'e de aktarmaleri, hür teşebbusü savunma adı mın iyi olacağını söyledi. Sayın altında Hür Teşebbüs Konseyi Evren'den alman randeyu telegibi tsçilere saldırı cephesi knr fonla bildirildi, ancak daha sonduklan bir ortamda işçi sendika ra tehir edilerek gerçekkşmedi" lan ücret dısındaki hiçbir seyle şeklinde konuştu. • nğraşamaz anlayısım öne sürBaştürk, tüm calışmalannın? mek, işçi sendikalannı yok say açıkhk içinde olduğunu belirtemaktır. tddianamelerde ve esas rek, 12 Eylül öncesinde 1. Ordu hakkındaki mütalaada dile geti Komutanı'na tüm görüşlerini' rilen böylesi bir yaklaşım, de açıklıkla anlatan DtSK yönetimimokratik bir yaklaşım değildir; nin, daha sonra gizli örgüt olaçağdaş bir yaklaşım değildir. rak mahkeme karşısına çıkanl1961 Anayasası'na ve yasalara masının da çok ilginç olduğunu. aykındır. belirtti. 2 Politikada işimiz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear