Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kadın savaşımınm bugünkü duzeye gelmesini sağlamıştır. Bugün Üçüncü Dünya ülkeleri kadınının eğitim, sağlık ve iş koşullannın düzeltilmesine ilişkin en temel nitelikteki sorunlarım, Batılı kadınlar çoktan aşmış durumdalar. TOPLUMUN GELECEĞt VE KADIN Gelişmiş endüstri toplumlannda ilerleme, toplumun geleceğini yeniden düzenleme zorunluluğunu gündeme getirmiştir. Kadınlar toplumdaki yerierini bulmak zorunda olduklanndan, yani iski bir toplumda yeni bir bilinçle yaşamak olanaklı olmadığından, bu ülkelerin delegeleri, genellikle bize göre yeni olan sorunları gündeme getirdiler. Bu farklılık, uluslararası bir kuruluş olan SIW'ın ortak toplantısında çeşitli delegelerin kendi ülkelerinin sorunlarına ilişkin konuşmalarında açıkça ortaya çıktı. önıeğin İsveç delegesi Anita Gradin, 1983 eylülünde hükümetin desteklediği "endüstride daha çok kadın" kampanyasının açılması suretiyle iki temel amaca ulaştıklarına dikkati çekti: "Birinci amaç, teknik ilerlemede, gelecek için yapılacak duzenlemenin hazırhğında, iş piyasasında kadının durumunu daha çok kuvvetlendirmek, ikinci amaç ise kadının,teknik ve endüstrideki deneyim ve bilgisinden yararianarak daha çok verim elde etmektir" dedi ve sözkonusu kampanyanın çok başanlı olduğunu sözlerine ekledi. İsveç delegesi sorunlann çözümünde en önemli faktöriin "kadının eğitimi" olduğunu söyleyerek, kadının eğitim ve öğrenimiyle iş hayatında kadın erkek arasındaki sosyal ve ekonomik haksızlıklann kendiliğinden ortadan kaldırılacağını, iş piyasasında kadına daha önemli bir yer verilebileceğini belirtti ve bu durumun kalkınmakta olan ülkeler için de geçerli olduğunu vurguladı. Uluslararası Sosyalist Öğretmenler Birliği (IUST)'nin temsilcisi olan Sylvia Parry de, 1981 'de Viyana'da yapılan konferansın ana konusunun "Sosyalist Ortak Eğitim Politikası" olduğunu, tüm delegelerin ortak eğitim programının gerekliliği üzerinde birleştiklerini ha>Tetle izledığini belirtti. Gelişmiş Batılı ulkelerle Üçüncü Dünya ülkeleri arasındaki toplumsal ve kültürel farklılığa karşın tüm kadınlann ortak sorunlannın çözümünde en önemli faktörün "eğitim" oiduğu ortaya çıkmaktadır. Kırsal kesimde çalışan kadının emeğinin karşılığım hemen hemen hiç alamaması, endüstride ise kadının düşük ücretle çalışması, ihracata yönelik ekonomi politikasının uygulandığı Üçüncü Dünya ülkelerinde kadının sömürüsünü daha da arttırmaktadır. B.Alman delegesi Inge Wetting Danielmeier, bu konuya ilişkin olarak Üçuncu Dünya ülkelerinin dünya pazarlanna açılmasının, kadının sömürülmesini daha da arttırdığını söyledi. Toplantıda, kadının politikadaki yerine de değinen aynı delege, SPD içerisinde kadınlann savaşımında, isveç ve özellikle Norveç'teki kadınlann politik hayattaki başarılarının örnek alındığını bildirdi. Danielmeier, bazı kadınlann politik savaşımın kadını erkekleştireceğinden kuşku duyduklannı, politikada kontenjan yönteminin bu nedenle önemli olduğunu, eğer politikada kadınlann sayıları arttınhrsa, kadınlann kendilerine göre politika yöntemi geliştireceklerini sözlerine ekledi. Kadın erkek eşitliğini savunan görüş ve kadının politikadaki yerini kendi doğal sürecinde ve kendi savaşımı ile elde edebileceği görüşu bizce doğru görünüyorsa da, kontenjan usulünün yukarda adı geçen delegenin belirttiği gibi uluslararası toplantıda tartışılmaya sokulması, ülkemizdeki kadının politikadaki bugünkü yerini tartışmaya ve gelecekteki yerini aJmasına yardımcı olacaktır. SONUÇ Ülkemizde ekonomik kalkınma için gerekli olan toplumsal kalkınmada, nüfusun yarısını oluşturan kadının sosyal statüsünü geliştirmek için hiçbir hukümet veya parti konu ile ilgili bir politika saptamamış ve ciddi bir girişimde bulunmamıştır. Toplantmın bizce önemli yanlanndan birisi de, bundan böyle yeni girişimlerin başlangıcı olasılığımn doğmuş olmasıdır. Sosyal devlet anlayışını temel ilke edinen dünyadaki sosyal demokrat partilerin uluslararası birliği olan "Sosyalist Enternasyonal"in, insan hakları açısından temel öneme sahip kadın sorununu son yıllarda uluslararası platformda gündeme getirmeleri ve tartışmaları, ülkemiz açısından yol ve yön gösterici olacağı kanısını taşımaktayım. 14 ekim tarihinde Batı Alman Radyosu (WDR)nin yayımladığı söyleşide de belirttiğim gibi, eğer uluslararası düzeyde kadırun eğitimi ve sağlığı programlan hazırlanır ve ülkemizde de kampanyalar açılarak uygulanırsa, SIW'ın ülkemiz kadımna getireceği somut yararlann en önemlisini oluşmuş olacaktır. Dr. SABtHA ÇAYCI Sosyalist Enternasyonal Kadın Grubu, 1314 ekim tarihlerinde 20'ye yakın ülkenin ve uluslararası kuruluş temsilcilerinin katıhmı ile Bonn'da toplandı. Otuz delegenin katıldığı toplantıyı Willy Brandt bir konuşmayla açtı. Benim izJeyici olarak katıldığım bu toplantıda en önemli nojcta, Willy Brandt'ın özellikle Üçüncü Dünya ülke kadınlannın durumu ile ilgili, ülkemiz kadınının savaşımı ve SHP açısından yararlı bulduğum diişünceleriydi. Willy Brandt, kadına ailede, meslekte ve politikada eşitlik sağlamak amacına yönelik savaşımda, SIW'ın aynı zamanda Üçüncü Dünya ülkelerinin kadın örgütleri ile ilişkilerini geliştirmekte olduğunu, bu durumun yeni sorualar yaratacağını, fakat yeni deneyünler de kazandıracağını belirtti. Hatta eşitlik sağlamada ülkelerin kültürlerinin kendilerine özgü yönlerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Gerçekten de uluslararası düzeyde ortak kadın politikalan tespit etraeyi amaçlayan SIW, Willy Brandt'ın da belirttiği gibi, daha çok toplumsal ve kültürel niteliği olan toplumdaki kadın dummunu geliştirmek konusunda çözüm getirebilecek ortak ilkeler ve yöntemler belirlemekte güçlük çekecektir. Willy Brandt, bugün Sosyalist Enternasyonal'in dünyadaki gelişraelere ayak uydurarak değişmesine karşın örgütün önünde Sosyalist Enternasyanal KadmGmba (SIW) ki görevlerin özünde değişmediğini söyledi. Bu görevlerini de, çalışanların ve işsizlerin durumlarının düzeltilmesi, onların sömürüden ve baskıdan kurtarılması ile uluslann kendi haklannda karar vermelerinin sağlanarak, emperyalist saldınlara karşı güvenceye alınması şeklinde özetledi. Baskj ve sömürünün bugün dünyada özellikle kadınların durumunu tanımlamakta olduğunu, bu nedenle sosyal demokrat bayanlann ve sosyal demokrat hareketin temel görevinin "çeşitli kültüre sahip toplumlarda şimdiye kadar kazanılmış haklann kullanılmasında kadınlann aleyhine olan uygulamalarda yeni ilerici adımlar atılması" olmalıdır dedi. Willy Brandt, bu savaşunın Avrupa ülkelerinde 80 yıldır devam etmekte olduğunu, ama başlangıçta özellikle kadınlann ve annelerin çalışma koşullan ile seçme vc seçilme hakları, savaşa karşı olma gibi konular üzerinde tartışıldığını sözlerine ekledi. Bugün dünyada devam etmekte olan ekonomik bunalıma ait ve insanlığın tümünü ilgilendiren çevre sorunlarına ilişkin konulan da tartışan SIW'ın toplumsal bir sorun olan kadın sorunu ile kendini sınırlamayıp, dünyanın tümünü ilgilendiren önemli politik konularda da düşünce üretiyor olması, kadının politikada da doğal yerini aJmasının kanıtı olmalıdır. Bu konuya ilişkin düşüncesinde de Willy Brandt, kardeş örgut olan SlVV'ın haziran 1986 Lima'daki toplantısuıda da görüldüğü gibi, ekonomi ve ekoloji konularını tartışarak, kadının politik yönün belirlenmesinde gerçekten katılma yolunda olduklarıru belirtti. NVilly Brandt'ın konuşmasının başka bir önemli yönü ise SPD'de, yeni gelişmelerle her kademede kadın üye sayısının arttığını gururla açıklamasıydı. VVilly Brandt şimdiye kadar hiçbir Federal Parlamento seçiminde, bu kadar sayıda SDP'li bayan parlamento adayının olmadığını, 25 ocaktan sonra büyük bir ihtimalle parlamentodaki kadın milletvekili sayısının iki katına çıkacağını, Nurnberg'deki geçen ağustos ayında yapılan kongrede, eskisinden çok fazla sayıda C?o 27) kadın delegenin katılmış olduğunu, partinin aldığı kararlarla politik amaçların gerçekleştirilmesinde cinsiyet aynlığı konusunun tartışılmasının artık sonuna gelindiğini belirtti. Her yönüyle gelişmiş durumda olan Batı toplumlanndaki kadının bugünkü somut sorunları bizim ülkemizdekinden çok farkh konuları içermektedir. Şüphesiz bunun en önemli nedenlerinden biri, Batı kadınının kendi sorunlarına yönelik savaşırrurun köklü bir tarihinin olmasıdır. Aynca buna ek olarak Batı toplumlanndaki hızlı endüstrileşme ve yaşanan siyasal olaylann toplumun tumünde demokrasi bilincinin yerleşmesine neden olmasıdır.Bu nedenler, özünde demokratik niteliği olan PENCERE 41'inci. 9 KASIM 1986 EVET/HAYIR AKBAL OKURLARDAN Ruhsatsız oto galerileri ruhsatsız gakrilerin derhal kaldınlacaklannı açıklamtşn. Aradan bu kadar uzun bir süre geçmis olmasına karşın, belediyenin söylenenleri unutmuş görünmesi üzüntüyle karşüanacak bir olay. ANAP'h belediye başkant M. Emin Sungur 'u sö'zünü tutmaya çağınyor ve ruhsatsız oto galerilerinin bir süre daha kaçak çalıstınlmamalanm istiyoruz. Bu konu Anakent Belediye Başkanı Sayın Bedrettin Dalan'ın da sorumluluğu altındadır kanısındayvn. METİN MERT MECİDİYEKÖY/İST. otursun. Kum, çimento, harç tasıyan kamyonlar saatin kaç olduğunu düşünmeden komalannı çala çala ortalıkta dolasmakta, inşaat personeli sanki gündüzmüş gibi avaz avaz bağtrarak çalışmaktadırlar. Konuyla ilgili yasaları bilmiyoruz, ama herhalde gecenin bu saatinde çausılmasmın da bir yolu yordamı vardır. tlgiülerin konuya eğilmesini diliyomz. OKMEYDANI ÎDİL SÎTESİ SAKİNLERİ verdikleri Avrupai konser büetlerinin yüksek tutulmasma gerekçe olarak "Lumpen izleyici istemiyoruz~." demeleri gibi... Demek ki, bu zihniyete göre, insanlann lumpenini ya da olmayanınt parayı ölçü alarak saptamış oluyoruz ve yığtnlan da kaütesiz izleyici olarak damgalıyı veriyorsunuz, Yani fiyatı ucuz tutarlarsa onlara göre kaütesiz seyirciye seslenmiş olacaklar. Bravo doğrusu... TheodorakisHn kasım ayı sonunda bir dizi konser vermek için Türkiye'ye geleceğini gazete de okur okumaz, bir umut AKAPye telefon ettim. Bilet fiyathırını duyduğum zaman kulaklarıma inanamadım! Bu çok değerli sanatçıyt sahnede izlemek, Yunan ezgilerinin kulakta ve gönülde bıraktığı tada varabilmek, bu ezgilerin içerdiği dostluk, sevgi, banş temalannın coşkusunu yüreklerde duyabilmek sanınm yine lumpen olmayan izleyicilehn hakkı! Bize de, son derece kalitesiz doldundmuş teyp kasetleri ile yetinmek kahyor... Ama unutmayalvn ki sanatçılan besleyen, bugünkü durumlanna getiren o büyük kitUlerdir... EMİNE BAŞA tSTANBUL Geçen gun Cumhurbaşkanı, üç parti lideriyle ayn ayn görüştü. Genel izlenim, 84. maddenin anayasaya girmesini, yasaklann da konulmasmı isteyen MGrCnin başının, bugünkü devletbaşkanının da, zaten delik deşik edilerek anlamsız hale gelmiş 84. maddenin TBMM'ce, iptal edilmesinden yana bir tavır aldığını göstoriyor. SHP'nm imzaya açtğı siyasal yasaklann kalkması gtriştmml "yerinde" bulması ve kendisinin bu konuda "engelleme" yapmayacağmı bHdirmesi bu konuda umut vermektedir. Şimdi sorun, ANAFm takınacağı tavırdadır. DYP, HDP, SHP, DSP siyasal yasaklann kaldınlmasını istiyor. ANAP ne diyor bu işe? ANAP Medis Grubu da büyük çoğunluğuyla yasaklann kaldınlması için oy kullanacak mı, yoksa yine işi sürüncemede mi tnrakacak? Bunu yakın günlerde göreceğiz. Yasaklann kalkması gerçek demokrasiye dönmemize yeter mi? Bütün sorun geçici 4. madde mi? Değil elbet. Türkiye'de çagdaş uygariık ökpülerine yakışan demokratik yaşamtn kurulabilmesi, 82 Anayasası'nın oiduğu gibi değişmesine bağlıdır. Zor olan iş budur. Ama bu zor görevi başaramazsak ülkemizi demokrasinin koşuHanna kavuşturduğumuzu söylemek güç olur. YÖrCler, sendika çalışmalan, Atatürk kurumlan, düşünce özgürluğü, 1402'likler olayı ve daha nice yanlış, çağdışı, demokrasiye aykın durumlar düzeltilmeden, yani 82 Anayasası çagdaş bir niteliğe kavuşturulmadan Türkiyemiz içine sokulduğu karanlıktan çıkmış sayılamaz. Evet, önce geçici 4. madde... Ama ardmdan öteki maddeler... Belediye hizmetleri yönünden Şifli talihsh bir ilçe. ŞişMüer de talihsiz kişüer. Yasalar öylesine kolaylıkla çipıenebüiyor ki buna .. fofmamak elde değil. Nitekim, Yasak koymak zaten aniamsızdı. Ne demek 1977de genel oyta Büyükdere Caddesi Şişli'den seçilen milletvekitterini, senato üyeterini 5'er ytl politika dışı MLevent'e kadar ruhsatsız çahşan oto galerileriyle dolu. mak; parti yöneticileri için de bu yasağı 10 yılla sınıriandırmak? Belediye yıllardan beri bu Bu bir ceza mı? Ceza ise gerekçesi olmalı... Adalet önünde yarduruma bile bile gö'z grtanmadan sonra böyje bir ceza verilebilmeli!.. Ne yargılama yumuyor. Yılbaşında, var, nedeişl yargı önüne getirebilecek bir suçlama! Seş kişiboşaltılmalan için 15 günlük nin isteği ve karanyia yuzlerce partamento uyesi 510 yıl siyasa süre tanınan bu kaçak oto dışma itilmiş oldu. Ama aradan 34 yıl geçince bu yasaklann galerileri Şişli ilçesindeki yersizüği, gereksizliği iyiden iyiye ortaya çıktı. çauşmalannı giderek PartMerin kapatdması da aniamsızdı. Atatürk'un kurduğu, Türid genisletiyorlar. Oysa Şişli ye Cumhuriyefnin temeiinde yeri olan, ülkeyi 27 yıl tek başına Belediye Baskanı Sayın yönetmiş, daha sonra da kimi zaman muhalefet görevini, kimi Mehmet Emin Sungur bundan zaman da Iktidara ortak olma sonımluluğunu yüklenmiş bir busekiz ay önce başına verdiği yuk parti; yurdun dört bir köşesinde yandaşlan, örgütleri buludemeçte Gayrettepe ile nan CHP nasıl ve niçin, hangi suçlannın cezası olarak kapatılıZincirlikuyu arasında 14 oto galerisinin belediyeden izinsiz yordu? Aynı durum, ülkeyi 196571 arasında tek başına, daha çahstıklannı belirtmiş, bu sonraki yOarda da ortaklridarta yönetmiş Adalet Partisi için de söz konusuydu... Bu iki ytğın partisinin ortadan kaldınlması çoğutcu demokrasimizln sağtam bir biçknde oluşamamasmm başhca nedeniehdir. Bir siyasalparti buyrukta, istekle, tepeden gelen çağniaria oluşuyorl Bu, belli bir süreç iş'ıdir. 60 yıllık CHP bugün de yaşamtn içindedir. Başka adlarla onun yerini almak İsteyen partUerin bir turlu gerçek ktşiliklerini, dengelerini, etkinlikterini etde edemedHderini görüyoruz. Çalkantılar sürüp gidiyor. CHP ve AP kapatslmasaydı 12 Eylül dönemi, yani MGrCnin Işbeşmda oiduğu dönem sona erdiğinde, siyasal denge kısa sürede doğal işleriiğine kavuşacaktı. Yasaklar olmasa, Türk siyasal yasamı suregelen yersiz tartışmalar, çekişmelehe vakit yitirmeyecektS. Olan oldu deyip geçrnek en iyisi mi? Suç olmadan ceza verilmemesi açık bir hukuk kuraltdır. Yuzlerce siyasa adamı, enbaşta Atatürk'un partisi olmak uzere siyasal partiler, gerekçesiz, yargısız cezalandtnlmışlardır. Bunu betirtmemek olanak dışı. .. Şlmdi her şeyi yerii yerine oturtmak aşamasına geldik. Anayasanm ki bu 82 Anayasası'nı baştan başa değiştirmek, düzettmeye kalkmak değü, yeniden yazmakJ 84. maddesini "iptaT etmek öncelik kazanan bir gereklilik oiuyor. 12 Eylül sonrasında kurulan parOlerin dengesizlikleri, gerçek işlevlerine kavuşaMÜJDE AR mamalan, 56 yüz siyasa adamının bir yana itilmelerinden kay 1986 Milliyet Gazetesı naklanmaktadır ilkin bu yanlışlık ortadan kaJdınlmalı, hiç kimse "siyasa yapamaz" yasaklılığı altında btrakrimamalıdır. BenSenaryo Yarışması ce 12 Eylul sonrasmda inandıncı nedenlere dayanmadan, hu1'lik ödülü kuksal gerekçeler gösterilmeden kapatılan parölerin açılmastna HAÜT REFtt da izin verilmelidir. 0 zaman SHP, DSP, DYP gibi yapay tuçimlerde kurulmuş, bir türiü oluşumlannı tamamlayamamış, nitelik Smmyo ÛMİT ÛNAL ve kişiliklerini arama durumundaki partiler de tarihsel CHP ve BatoriaJy Sayanora AP içinde yerierini alabileceklerdir. Bahçeiıe/terZafer Önce 4 Madde Sonra Ötekiler. Oktay Akbal'ın 41 inci kitatM çıktı. Adı: "Yannlar Hesap Sorar" (Boyut Yayınevi). Dört yıl (1980818283) süresince Cumhuriyet: te yayımlanan "Eve$Hayır"lardan derlenmiş 120 yaadan oluşan kitabın sayfalarını çevirırken, düşünüyorum. Kimileri, yayımlanmış yazıların kitaplaştırılmasına karşı dururlar. Doğru mudur bu düşünce? Çoğu öykü, deneme, şiir, röportaj da bir kitapta yayımlanmadan önce bir gazetede ya da dergide çıkmıştır. Gazeteler de "tefrika" edilen romanlar, incelemeler, araştırmalar da vardır Denebilir ki: Kitap bir bütündür, dağınık yazıların toplamı değildir. Oktay Akbal'ın "Yannlar Hesap Sorar" adlı yeni kitabını gözden geçirirken bu açıdan tarttım; hem tutartılık, hem bütünleşme boyutlarında, bütün yazılar bir omurganın eklemlerini oluşturuyoriar, belli bir sureçte yaşanan siyasal zamanın anlamn nı vurguluyoriar, 12 Eylül yönetiminın en gerilimli ve baskılı döneminı yansıtıyoriar. Bunlar öyle yazılar ki. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın deyişiyle, "Hem bir pusula gibi gidilecek yönü, hem de bir saat gibi içinde bulunduğu zamanı" belirlemek niteliğini taşıyoriar. 1980in 12 Eylül'ünde başlayan dönemin, bir köşe yazarı için anlamı neydi? Ben, kendi hesabıma, yaaislerinde çaiısan sorumlu arkadaşlanmı sık sık uyanrdım: Yazımı okurken aklınız bir tümceye ya da sözcüğe takıtdı mı hemen karalayın, tümüyie sakıncalı olacağı kuşkusu yüreğinize düştü mü, yazıyı yayımlamayın... Baskılann ağırlaşıp rejimin dıktaya dönüştüğü en kötü dönemde bile bir düşünceyi okura ulaştırmanın yöntemi bulunabilir. bir fikir çeşitli biçimlerde söylenebilir. 1980'ler Türkiyesinde basın özgürlüğü yok edilmişti. Fikir özgüriüğünden zaten yoksun bir ulkede gazetelerin yayımlanna da ambargo konması, yazarlan büsbütün zorluyordu. İşte Oktay Akbal'ın, "Yannlar Hesap Sorar" kitabı bu koşullarda çok şeyin söylenebilecegini kanrtlıyor Diyor ki Oktay: 'Yannlar muhakkak hesap soracaktır. Bugünler gelıp gider; oJayları, insanları ile yok olur. Ama yazıdır kalan..." Gerçekten yazıdır kalan. Oktay bir "edebiyat adamfdır, ama toplumsal, siyasal ağıriıklı köşe yazılarıyla da "kitlelerin yönlendirilmesinde" ve "bılinçlerin ışımasında" etkinlıği çok büyüktür. Köşe yazıları da çok boyutludur, kimi zaman bir öyküyü köşesine sıkıştırır Oktay, kimi zaman bir denemeyi, kimi zaman bir şıiri... • • • Oktay Akbal'ın 41'incı kitabını gazetedekı odasında kutladık. Birer kadeh içkiyle mutluluğumuzu parlattık: 41 kere maşallah... Oktay'ın gözleri gülüyordu, hepimiz neşeliydik, ne demekti 41 kitap? Bir ömür, bir büyük başan, bir büyük emek, bir küçük kitaplık... Ancak Oktay gibi gürül gürül yazabilen bir "edebiyat adamı"nın üstesinden gelebileceği iş... "Yannlar Hesap Sorar" en zorlu dönemde Oktay'ın yazabildikleridir... Ya yazamadıkları? 7 Mayıs 1983'teki yazısında Oktay soruyor: 'Söylemeli mi? Söylememelı mi? Yazmalı mı? Yazmamalı mı?" Sorun burada işte:Yaşamak mı, yaşamamak mı? Dercesine... Akbal yazarken düşünen, duyan. duyumsayan, yaşayan kişıdir; yazıları da bu yüzden zamanları kapsayan birer günce gibidir. Konserler kimin ıçınr Ülkemizde, büyük yığınlar oluşturan çahşan insan kitlesi (emekçi, memur) ve binblr güçlükle okumaya çahşan öğrenci kitlesi arasında bir anket yapılsa ve şöyle sorulsa: "Gerek yabancı, gerekse bizim sanatçüanmızın verdikleri konserleri izleyebiliyor musunuz?" Sanınm yanıt büyük bir çoğunlukla "Hayır" olacaktır. Izleyemiyoruz, çünkü bilet fiyatlan çok yüksek tutubnaktadır. Hiçbir emekçi ve öğrencinin ödeyemeyeceği fiyatlan saptayanlann kendilerine göre geçerli nedenleri olabilir tabiL. Örneğin, geçen günlerde Sezen Aksu ve Mazhar Fuat Özkan üçlüsünün çadırda Gece yarısı inşaatı lstanbul Belediyesi tarafından ESKA Inşaat Şirketi'ne yaptınlan Okmeydanı 'ndaki iş merkeıi insaatı, yöre halkını giderek canmdan bezdirmeye başladı. Dev makine ve vinçlerle sürdürülen büyük proje, elbette kenttmizin haynna bir girişim olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu inşaatın gece gündüz demeden 24 saat sürdürübnesi, yakın çevrede oturan binlerce yurttası rahatsız etmektedir. Geceleri vinç sesiyU, buldozer gürültüsüyle uyuyabUen varsa buyursun bizim burada MANTIKOY NE BİR KÖYDÜR NE DE BİR SEMT Haftanın her günü ev mantısı yiyebileceğiniz, aynca 15.0018.00 arası çay ve börek servisi de yapılan, sadece hanımlann hizmet ettiği, temiz, ucuz ve değişik bir ortamdır... Bekleriz... FİLİZ SOKAK NO: 3 KARTALTEPE BAKIRKÖY Tel: 572 24 02 ZONGULDAK 1. KARAELMAS KİTAP ŞENLİĞİ 10 Kasım10 Aralık Yer: EMRAL ÇARŞISI TEYZEM ECEBAR PAZAR GECELERİ TANGOLAR ŞECAATTİN TANYERLİ ENGİN EGE ALEKS KELE VOLKAN BİLEN Tel: 164 16 86 169 41 40 OZGUN ORNEKLERIYLE ORTAKOY SANAT MERKEZI nde HIZMETINIZDEDIR Vıctor JARA Har? Aieksıyu M Theodorakıs tntıILLIMANI M FARANTOURI PACO DE LUCIA IVAN REBROF RUS FOCK PETE SEEGER BOB DYLAN NİL SAKARYA (PINAR) GALİP SAKARYA evlendiler. 9.11.1986 BALKEStR ile 780 KASIM da yeni TURKU nun Konser nedenyle ımzalı plakiarı satılacaktır llhan Selçuk SATILIK DAİRE tzmir (Karşıyaka Bostaniı)da 140 m satüık boş daire. Tfel: 570 13 76 (ISTANBUL) ] GÖRÜLMÖŞTÜR 3. bası, 880 lira (KDV içinde) Çagdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul