02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 MAYIS 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 "Swann'ın Aşkı"ndan "1984"e uyarlama sorunu gündemde ATİLLA DORSAY Sinema GünJeri'nin kimi fılm Sinema Günleri 85'ten notlar: 4 KIM KIME DUM DUMA BEHU; AK lerinden duydufumuz keyif, aldığımız tad, sanınm uzun süre belleğimizde kalacak. Bu güzel sinema şöleninin bazı filmlerine daha topluca değinelim... Uyarlama.. Işte sinemanın çözümlemekte en çok zorluk çektiği, giderek hemen hiçbir zaman olumlu çözümler getireraediği alanlardan biri... Sinema Günleri'nin yarışmalı bölümüne kaülan filmlerin bir kısmı uyarlama alanında olunca, karşımıza bu alanda ilginç çabalar geldi. Volker Schlöndorff un "Swannın Aşkı" fılmi, bunlann arasında en merakla beklenilenlerden biriydi. Marcel Prousl'un dev yapıtı "Yitik Zamanın Peşinde"nin bir bölümünden yapılan bu uyarlamada, karşımızda eli yüzü düzgün, büyük bir özenle ve belli bir sinema olgunJuğuyla çekilmiş, bir avuç ilginç kişiliği bir hayli inandırıcı kompozisyonlarla karşımıza getiren bir çağ filmi bulduk. Ama kesinlikle Proust'un binbir aynntımn ilmeğiyle örülmüş, görülmemiş bir söz, deyiş, betimleme çılgınlığırun eseri olan dünyasını, 'alOn çag' Paris'inin kent soylu kesiminin 'dekadan' yaşamının inandıncı bir izdüşümünü ve de güzel sanat yapıtlan uzmanı Swann'ın dişi çekiciliği içinde bayağılığını bir bayrak gibi taşıyan Odette'e karşı duyduğu anlaşılmaz, hastalıklı, giderek gizemli tutkunun kaynaklannı bulamadık. Schlöndorff, Proust'un sözcük tufanı içinde yaratılan dünyasını sinemalastırmak gibi olanaksız bir işi başaramasa da yapıta daha uygun bir atmosferi, bir görüntü koşutluğunu yaratabilecek olan Visconti ve Losey gibi sanatçıların olası başanlannın gerisınde kalan, estetik, ama ruhsuz bir Proust denemesi gerçekleştırmerun ötesıne gide memişti. Bir diğer uyarlama, Italyan yönetmeni Marco Bellochbio'nun "Dördüncii Henry" isimli Pirandello uyarlamasıydı. Kapandığı rokoko şatoda kendisini ortaçağın ünlü kralı 4. Henry sanan ve bu 'deliligi' tüm çevresi taraftndan hoşgörüyle karşılanan Italyan soylusunun öyküsü, Pirandello'ya özgü kimi temalan, yaşam/düş ikilemini, 'gerçek' ve 'gerçeklik' kavramlarının irdelenmesini yeniden gundeme getiren, Bellocchio'nun özellikle "Boşluğa Atlayış" filmiyle önemli ve ciddi biçimde inceleme konusu yaptığı 'delilik' olayını bir kez daha ve özel bir konu çerçevesinde inceleyen bir filmdi. Ancak Bellochhio'nun bu üslupçu çabasından, bizde, başkişisinin deli olup olmadığı yolunda felsefı bir yaklaşımdan çok, böylesıne pahah bir 'delilik oyunu'nu oynama ve surdürme olanağına sahip bir kisiliğin getirdiği yadırgama duygusu kaldı. "1984": Simgesel dtizeyden doğalcı düzeye Sinema Günleri'nde Altın Lale'yi kazanan "1984"ü kuşkusuz uyarlama alamnda ayn bir yere koymak gerekiyor. Birkaç ay önce dışanda izlediğim bu fılmi, şenliğin telaşı içinde yeniden görmek ve değerlendirmek fırsatını doğrusu bulamadım. Ancak biraz eskimiş izlenimlerim çerçevesinde, "1984" kuşkusuz tüm sözu edilen (ve edilmeyen) uyarlamalann ötesinde bir başan... Jürinin değerlendirmesinde de belirtildiği üzere fîlm, "Orwell'in totaliter dünyasını ustalıkla, duyaıiıkla ve görsel araçlar yoluyla yaratmayı başannışü." Insanlığı en sağdan en sola birçok rejim altında bekleyen baskı, şiddet, özgürlük kısıtlamalan gibi tehlikeleri bir film boyunca somutlaştıran, tümüyle bir baskı rejimine teslim olmuş bir toplumda bireysel bir özgürlük arayışmın umutsuz bir çığlığa dönüşmesini anlatan bu Fılmi eleştirmek kolay değildi. Yine de "1984"ün beklenen, özlenen bir başyapıt olduğu konusunda kuşkularım var. Sorun, bence geniş ölçüde yine bir 'uyarlama olanaksızlığı'ndan kaynaklanıyor. Orwefl'in hemen hepimizin okuduğu, bildiği romanı, temelde simgesel, alegorık düzeyde gelişen bir yapıt, bir siyasal alegori, metafor... Bu tür bir romanı, simgesel düzeyde gelişen kavramlara dayalı bir romanı alıp 'naturalizme'in babası Emile Zola'nın 'duvar işiyorda' cümlesini anımsatan rutubetli mekânları, iç karartıa, karanhk izbeleri, fareli işkenceleri, akan kanlan ve silinen terleriyle acılı insan yüzlerinin egemen olduğu tümüyle doğalcı ('naturaliste') bir çerçeveye oturttunuz ve baş kişilerine, romanda eksik olduğunu soylediğiniz bir 'psikolojik boynt' yakıştırdınız mı, yapıt belki gerçekten de etlenir, kanlanır, canlanır, ama simgesel/alegorik düzeydeki kavramlann içerdiği gücü koruyabilir mi? Bundan kuşku duymak mümkün. Yine de "1984"ün 40 yıhn ötesinden gücünü koruyan temel öykü yapısı, John Hurt ve Richard Burton'un sergiledikleri üstün oyun gücü ve başka şeyler açısından şenliğin en iyi filmlerinden biri, yarışan ftlmlerin ise en iyisi olduğu söylenebilirdi. Birkaç izlenim daha... Çetin Öner'in "Gülibik" romanından uyarlanan filmi çok sıcak buldum, çok sevdim. Nevşehir yakınındaki bir köyde Gülibik isimli horozuyla, ancak çocukların kurabileceği türden bir dostluk kuran küçük Ali'nin öyküsü, yöre yaşamından saptan mış ilginç belgesel göriintüler de getiren, yöreye ve Türkiye'ye sevgiyle yaklaşan sevimli bir yapıttı. Tüm dünyada çocuk filmleri dalında büyük ilgi göreceğine inandığım bu güzelim filmi, yapımcıları arasında bulunan TRT niye almaz, Türk çocuklanna göstermez, bu benim hiçbir zaman yamtlayamayacağım sorular arasında olacak... Doğu Alman filmi "Fariaho" 1950'lerde bir kukla tiyatrosunun birkaç sanatçısının serüvenini anlatuken, ilginç insan portreleri çizen ve faşizmin Alman toplumundaki kalıntılarına da değinen alçakgönüllü, ama ilginç bir filmdi. Pipi Avati'nin y a a p yönettiği 'Bir Okul GezisF, yaşlı bir kadının taa 1914 ilkyazında yapılmış bir okul gezisini ve orada çok kısa bir süre için de olsa yaşadığı ilk (ve belki de tek) aşkı anlatan, duygusal türde, küçük, ama etkili bir yapıttı. Filmin özellikle Riz Ortolani'nin çok güzel müziğinden kaynaklanan belli bir hüznü vardı. Yine de bu filmin Avati'nin, bu çok yetenekli genç sanatçımn gerçek değerini yansıtmadığı söylenebilirdi... Bille August'un "Zappa"sı bize yeniyetme (14 yaslarında) bir avuç gencin 1950'lerin Kopenhag'ında geçen seriıvenlerini anlatırken, eli yüzü düzgün, temiz bir sinema örneği ortaya koyuyor, genç oyunculannın başarüı oyunlanyla, o yaşın sorunlanm, davranışlarını ve ne denli 'zalim' olabileceğini duyuruyordu. Bu fihni, özellikle Danimarka sinemasım tanımaktan gelen belli bir keyifle izledik... P I K N I K PİYALE MAÜRA GAZETEa SECDET SEN Hlll ... NE DlYORDUK HAA ... MÜFİT KARDEŞ'lMIZ Herzog'un "Yeşil Kanncalar"ı Werner Herzog, "Yeşil Kann Btz.i a ĞUZEL J yİPTIICTAN 5ONRA ARTİ2 A5U HÛMM'LA BİR TELE AÛALUOOO... / 6 U UÛN11M?..S»61LAR EP£NDİM... EĞER İKİ (>V<IICANI2t ALICİİAH... SEVS'lUME SfZE BİR ylRÛB^ ALMlŞ PÎYE DUYDUK .. MER6EDES M\ ?. OOO'.ÇOK HOAAU .. ÇOk: E6>C>RrTÜEL&IKİIZ . UAU UA.U UA1A... O U V P U 6 U M 4 Ğ Ö R E FİSEN KULAK KuBARTTK DıMÜMDRUZ... OOÇ&!.. &EREKETU OUJA s u eş NİX AKTİF , UAMS'INİZ f%5İP, U\\W?.. VALLA YAŞAMAK S'JMKİ B E sanat edebiyat Şiir, öykü, eleştiri, deneme, anı, kitap yazılan, açık oturum ve konuşmalarıyla; S.Kudret Aksal/Füsun Akatlı /Ece Ayhan Nurullah Ataç / Asım Bezirci/Mehmet Yaşar Bilen Abdülkadir Bulut/Aziz Çalışlar / Ahmet Cemal Jak Deleon / Mehmet H.Doğan/Sulhi Dölek Metin Eloğlu/Müzeyyen Engin Erim Konur Ertop/Sait Faik / Akşit Göktürk Doğan Hızlan / Rıfat Ilgaz/Mümtaz İdil Selim İleri/Yaşar Îlksavaş/Tarık Dursun K. Şükran Kurdakul /Cahit Külebi/Can Külahlıoğlu Kandemir Konduk/Murathan Mungan Aziz Nesin/İlber Ortaylı / İhsan Özgen/Atilla Özkırımlı Adnan Ozyalçıner/Oktay Rifat / Sevgi Sanlı Kâmil Şekerkaran / Osman Şengezer/Sennur Sezer Mehmet Seyda/Kemal Sülker Metin Sözen Haldun Taner , Ahmet Hamdi Tanpınar/Sezer Tansuğ Naim Tirali/Mutlu Torun Muzaffer Uyguner Berke Vardar / İbrahim Yıldırım/Suut Kemal Yetkin Karikatür ve desenleriyle; Necati Abacı/Ertuğrul Ateş Ferruh Doğan/Gürbüz Doğan Ekşioğlu Metin Eloğlu/İbrahim Ersaraç Tan Oral/Semih Poroy Oktay Rifat Fotoğraflarıyla; Cengiz Cıva Gösteıi nın Mayıs Sayısındaî calann Düş Gördiiğü Yer"de bilinen temalarına yine bağlıydı. Avustralya'da bir maden arama şirketinin binlerce yıldır oturdukları toprakları dinamitle allak bullak etmesine karşı çıkan yerli kabilelerin bunu durdurmak ve orada yaşayan 'düş gören' yeşil kanncaların rahat bırakılmasını sağlamak için verdikleri savaşımın öykusü, bu ilginç Alman sinemacısına bir kez daha uzak ve yerel kültürler, onlan bekleyen yitip gitme tehlikesi, Batı uygarlığının farklı kültürleri, yasam biçimlerini ezip geçme özelliği gibi gözde temalarına değinmek fırsatını getiriyordu. Aynı Herzog'u konu olarak alan "VVerner Herzog: Bir Sanatçının Portresi" filminin tatsız, tuzsuzluğu, iyi bir sinemacı gibi ilginç bir malzemeden bile kötü bir film yapılabileceğini gösteren olumsuz bir örnekti. Oysa usta sinemacı Andrei Delvaux,"Woody Allen'e...Avrupa'dan Sevgilerle" filminde, Amerikalı sanatçıya nefis bir armağanda bulunuyordu. Filmi AUen üstüne çok şey öğretirken, kendi sinemasım kuran, kendi ritmini ve şiirini de taşıyan özgün bir yapıttı ve bir sanatçı üstüne iyi bir film yapmak için yine iyi bir sanatçı olma gereğini anımsatıyordu. Bir de müzdkaller vardı kuşkusuz... Kimi ük kez keşfedüen, kimi kimbilir kaçıncı kez görulen... "Batı Yakasının Hikâyesi", bunca yıhn ardından inanılmaz dinamizmi, her dem tazeliği, görkemli koregrafisi ve unutulmaz Bernstein müziğiyle çekiciliğini koruyordu. Ilk fihni "Tatlı Charity'de 'estet' ve koregraf yanlarını ilginç bir 'gerçekçi müzikal' denemesiyle kanıtlayan Bob Fosse'nin "All That Jazz"i ise, şimdüik bu yönetmenin (ve de çağdaş müzikalin) başyapıtlanndan biri olmayı sürdüruyordu. Alabildiğine özenli, hızlı bir kurgu içinde çağdaş sanatın ve sanatçımn çılgm yaşama temposunu yakalamayı başaran Fosse, yaşam/ölüm ikilemini ve 'can çekişme' olayını müzikale taşıyan önemli bir denemenin özgün yaratıcısı olarak karşımıza çıkıyordu. "All That Jazz", üstünde daha uzun boylu durulması, tanışılması gereken bir filmdi kuşkusuz... HAYRÛKJ1M A5U I OMRÜ \ ÎLE SpyRMEÜ OIIL \GERfei HEİ2 MALİNDEM A5ALET OKUMUYOR... H O M A YARARSA AYIPLÛÜISIM BİR ŞB/İ ASU PA&VLA YAPINCA /MuRİFET OUJVDR... ÖZHL " TUTUCUUJKL^, ETTI&İN KURUVORSUM EPEYPıR TELEVİzyOM A DA SAV6I Bi EMB.HO. VAR6A. 5fZ£ DE... &4Y TARIHTE BUGUN MLMTAZ ARIKA\ 1 Mayıs UİTLER'İN YERİNE DÖNİTZ.. 194S'TB BUGÜN, AMİÜAL KARL DÖNİTZ, ALMAHYA 'MIN OBVLBT YÖNETİMİNİ ÜSTL£NOİ. BlR 6ÜN ÖNCE KENOİ CANINA KIVAH HİTLEÜ, BIRAKTISt VASİVETNAMEDE gUA/U iSTEMİŞ, SAPIK DÖNİTZ OB AE2UYA UVMUŞTV • ANCAK, ÇOKEN ALMAH >A, gİR/CAÇ GUN fÇİNDE MÜTTEF/K KUVVETL£R£ HAYITStZ ÇAJS.TSIZ 7ESL/M OLACAİL; OÖfjrj~2, S/H/AŞ SONUNOA OjeuLAN NÜBNBER£ MAUKEAAESİ'NDE YARGlLANARAZ 1O YIL UAPSE ÇARPT//SıLACA*:T7/e. a. PÜNYA ŞAVAŞI ÖA/CeSf, ALMANYA 'MW 6İR/ŞT/ĞI Gİ2LÎ S/'e DENİZALT/ FİLOSU YA~ P/MW/ YÖNETEN DÖUİ72, DAHA SOA/&4y İ343'TE, HİTLetS. TAEAF/NPAN,{>ENı2 AUJ/V£TLER/ KDAJt/mUL/6/MA GBTlRJLMİÇTİ. 1 Mayıs 1935 50 YIL ONCE Cumhuriyet Ankaradaki yüksek kısma kalırlardı. Bugün yer yer Ev kadını devama başlamışlar, bir kısmı açtlan sanat mektebleri ve enstitülerile bu noksan da yetiştiren asri bir Avrupaya gönderilmiş, bazılan muallim olmuş veya ortadan kaldırümış müessese evlenmiş, bir kaç müteşebbis bulunuyor. Çocuklanm ev Bursa (Hususi muhabirimizden) Kızlanmızı asrın bütün icablartna uygun bir ev kadını yetiştirmek ülküsile kurulan enstitülerden bin de Bursadaki merhum Necatibey Kız Sanat Enstitüsüdür. Bu enstitunün iki senedenberi verdiği mezunlardan bir kısmı de Bursa ve Edirnede şapka ve moda atölyeleri açarak hayata atılmışlardır. kadını yetiştirmek isteyenler enstitülere baş vuruyorlar, kendilerile konuştuğum bir çok ana babadan sevinçle dinliyorum ki: kızları ensıitüden pek çok hayati bilgiler kazanıyormuş... Bir kaç sergisini bizim de takdirle seyrettiğimiz enstitü beş sımflı ve orta derecelidir. 195 daimi 19351985 talebesi, 150 de muhtelif şubelere devam eden akşam talebesi vardır. Akşam talebesi arasında çoluk çocuk sahibi ev kadmları da bulunmaktadır. Birinci ve ikinci smıflarda sanat derslerinden ziyade nazari derslere ve umumi malumata ehemmiyet verilmekte, sanat şubeleri uçuncu sınıfta ayrılmaktadır. San 'at iki şubedir: Biri şapkacılık, diğeri terziliktir. 528 66 29 526 10 00/412 Bir bakımdan yuvanın esasını teşkil eden ev kadınlığına eskiden mekteblerimiz pek o kadar yer ve ehemmiyet vermezlerdi. Bu yüzden tahsil gören kızlarımızın çoğu ev işlerine karşı pek bigane GALERİLER Çerçeue FLORANSAdır Çerçevell, Gravür Suluboya, Yağlıboya minyatur çeşitleri Mrat: Te*»lklye Mamıı Yoh •o: 1 [TtnlMy* Ca*H Aıfcm) btaıMrıt: 1330619 25 NtaM • 16 KUytt s f barade Cıd 126 Te$v*ıye MeydamIST T»i 141 37 11 Zerrin Bölükbaşı y 0 AKBANK BEBEK sanat gaterisi DİLEK IŞIKSEL a ResJııt Stfgiti Msan 10 Mayis FLORANSA ANTİK VARAKLI TABLO ÇERÇEVELERİ FLORANSA TİPİ PATİNE OVAL ÇERÇEVEÜ AYNALAR MODERN RESİM ÇERÇEVELERİ VE PROFİL SANAYİİ Adres: Teşvikıye Ihlamur Yolu No: 1 (Teşvikiye Camıi Arkası) Ist. Tel 1330619 • 5274006 5268933 Telex 22627 İSTGTR 547 IFSAK FOTOĞRAF KURSU 1. Grup : 8 Mayıs, Çarşamba / 18.3020.30 2. Grup : 11 Mayıs, Cumartesi / 13.3015.30 ŞEKİZ HAFTA SÜRELİ Ifsak / TaksimSıraselviler, Hocazade Sok. Çakar Apt. 17Kat2 Tel: 143 14 01 (16.0021.00) Kayıt (Hergun !l8.00'den sonra) BUTJK ve HEDİYELİK EŞYA SATICILARININ DİKKATİNE ! 3 isıaaM.9a C'MOK SERGİSİ 27nisan*18 mayıs TA^YÜNTAR SA~MATr .AR.GA1 JVftifti H Ü S R E V G E R E D E C ^ D 80 i T E Ş V İ K İ Y E • TEL 160 71 3 0 160 89 13 161 62 06 1M1K AÇ I L I Ş K A RM A SERGİSİ GA1BJİVEPA 1 Hüseyin Yüce 8 S f ş CİTİGIAT İ ORHAN TAMER ftesinı Sargtsi 25 M S M 1 5 Mayn Tel 140 47 83 Kutuljş Ca<I 191 ISTAN8UL 24 •**• • 7 Mapi 1MS KÜCU» BeM^ Cad Cnafam Ao1 Da t 2 6et»k "e '63 10 3ı URART SANAT CALEmSI İsmet Doğan Esat Tekand Resfca Stfgisi 2 23 May» görsel sanatlarda gözetiminde B l L S A K Jy % BlL(M.SANAT/KUirUI) HI2MfîlE«l KU9UMU SANKTG&nÜSl Fahrettin Baykal ıikrı DCSTEK SANAT t A L E M S I Nevin Çokay 1« ATÖLYE GAMSIZ YMI açıiaa Mokbtj Resım Sergisi 20 Nısan 10 Mayıs Anadolu Meöenıyetlen desenlen ıle bezenmış ehşı MUM BATIK kupon kumas, bluz. tısorl heybe, tablo, kartpostal esarp plaj gıysıler1 satıs ve sıparısıne baslamıstır İsaÇelik »•• islı> a Cad Paşalunce yan< Tefkos Cıamu Vipııtur Ham Kj1 1 No 27 34 Bevo^iu ıs'anbgl 'eıtioc 144 96 33 Rose Marie VVagner 11 RtaM • Matn ı | Nısptuy Cmd 44/2 Efı/cr r«/ 165 I» 35 fotoğraf çalışmaları Kayıtlar 6 Mayıs'a kadar sürüyor Soğancf Sokağı No 7 Sıraselvıier/143 28 99 At>» loekc Cad 75 Mac»a 1460354 Seyojlu Baıycu Sot 2S/1 AnMou toıUsı Tunel SuOts; SokaOı Tel 14? 73 53 KucuKayasotya Cad No 35 SultanahmelISTANBUL Tel 527 47 09523 73 98 6ALERİ ILANLABI HER GUN BU KOŞEDE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear