29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\ 'RİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1962 yılında çıkarılan 45 sayılı yasa ile kurulduğu ve 20 yıla yakın bir süre yargıçların özlük işlerini yönettiği bilinen, özerk nitelikteki bir anayasal kuruluşun yargı kesimindeki yeri ortaya konmuştu. încelemenin sonunda da 14 Mayıs 1981 gününde yürürlüğe giren 2461 sayılı yasa ile "Hâkimler ve Savcüar Yüksek Kunılu" adında Adalet Bakaru'nın başkanlığı bünyesinde yeni bir kunıluş oluşturulduğu ve eski kurulun 14 Mayıs 1981 gününde görevinin sona erdiği açıklanmıştı. Öyle sanıyorum ki son anda güncel vç siyasal bir havanın esintisine kapıhnmış, kimi çevrelerin değerlendirmelerine göre bu maddenin gereksizliği düşunülmüştür. (Oysa ölçü, bilimsel sol anlayış olmalıydı.) Kaldınlan bir kamu kurumuna ilişkin incelemenin bu yapıta alınması uygun bulunmamıştır. Vazgeçmenin nedeni bundan başka bir gerekçeye dayandınlamaz. Değişik bir nedenle sakıncah görülseydi yazının başlangıçta geri çevrilmesi gerekirdi. Yargı kuruluşlanrun bağımsızhğı ilkesine dayanan bu devlet kuruluşunun yıkılması bizce büyük bir yamlgımn sonucudur. Bir an için yapılan işin doğruluğu kabul edilse bile eski kurula ilişkin maddenin yerinde bırakılması bilimsel yöntemlere ve ansiklopedi tekniğine uygun bir tutum olacaktı. Sonradan yürürlüğe giren 1982 Anayasası'nın 140. maddesiyle desteklendiğini gördüğümüz bu değişiklik hiç kuşkusuz, 27 Mayıs Devrimini kamuoyu önünde öcüleştiren bir düşüngünün (zihniyetin) ürünüdür. 1962'de kurulan Yüksek Hâkimler Kurulu kaldırılmış olmakla yargı tarihindeki yeri siünmiş olmaz. Yeniçeri ocagına da 160 yü önce kilit vunılmujtu. Bu konuyu tarih sayfalarından ve ansiklopedik yapıtlardan çıkardık mı? Köy Enstitüleri gibi olumlu ve verimli bir eğitim kurumu, beş on yılhk uygulaması sonunda, çocukça kuruntular ve yersiz kuşkular yüzünden kapatılmış olmasma karşın ulusal bellekten silinebilmiş midir? Günümüz Türkiye'sinde İstiklâl Mahkemeleri bulunmadığı gibi tarikatler de yoktur. Ama bunlara ilişkin bilgilere, kaynak yapıtlaramızda aynntılarıyla yer verilmekten uzak kalamıyoruz, kalmamalıyız da. Türk Ansiklopedisi'nin 2. basımına Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümune rastlayan 1981 yılı içinde başlanmış ve ilk fasikülü çıkarılmıştır. 2. basım konusunda şu dileklerimiz vardır: 1 Türk Ansiklopedisi'nin cilt sayısının ikinci baskıda yanya indirileceği yolunda söylentiler duyulmaktadır. Bizce bu doğru olmayacaktır. İlk basımdaki şişirilmiş maddelerin kısaltılmasından kazanılacak yerlere 40 yıllık yeniliklerin, gelişimlerin ve eleştirilerin ışığında yeni maddeler yerleştirilmelidir. 2îkinci basımda dil ve bicem birliği sağlanmalıdır. Dil konusunda tek örnek vereceğim: İlk fasiküllerde ünlü tapınaklanmızın özel adlanna,"cami"sözcüğünün Türkçeleştiği varsayımından yola çıkılması sonucu halkın kullandığı biçimde "Fatih Camisi" örneğinde olduğu üzere "si" eki getirilmiştir. Daha sonra bu sözcüğün Arapça aslındaki "ayın" harfine bağlı kalınarak tapınak adları "Camii" biçiminde yazılmaya başlanmıştır. Halk dilinde ve Türk abecesinde "ayın" harfi bulunmadığına göre bu sözcüğe "si" ekinin getirilmesi doğru olacaktır. 3 Ansiklopedinin ikinci basımında, yürüune organlannın ve politika odaklarının etkisinden kesin olarak uzak kalınmahdır. Çağdaş Türkiye'de bilimsel çalışmalann, dinsel saplantılardan korunması ne denli zorunlu ise, politikanın buyruğuna girmemesi de o denli gereklidir. Gerçek yol göstericinin bilim olduğu ilkesi unutulmamalı, akıl çağında bulunduğumuzun bilincine varılmalıdır. SONUÇ Uygar toplumlar için saygınlık ölçüsü, inanç, düşünce ve söz özgürlüğünden geçer. Bu düzeydeki bir özgürlük anlayışırun gelişmesi ve yerleşmesi ise hoşgörüye dayanan bir uygulama ortamında sağlanabilir. Gerçek insanlık kavramı, değişik görüşler ve çeşitli değerlendirmeler karşısındaki anlayışh tutuma dayanır. Böyle bir anlayıştan yoksun, dinlemesini ve düşünmesini bilmeyen kişilerden oluşan toplumlarda insaf ve vicdandan izler aramak boşuna bir bekleyiştir. Türk toplumu bu düzeyin çok üstündedir. Basım sırasında takınılan bir tutum gereği olarak bir yazımın anabetik sayfalanndan çıkanlmış olması benim için sorun değildir. "Yüksek Hâkimler Kurulu" başlıklı bu incelememi, bir yıldönümünde gazetelerde okurjara sunmamda güçlük yoktur. Önemli olan, "Türk Ansiklopedisi"nin ikinci basımında eleştirilerden yararlanılıp yararlanıbnayacağı sorusunun yanıtıdır. Bu konudaki umudumuzu canlı tutuyoruz. Biricik amacımız bu ulusal yapıtın daha az kusurlu olmasıdır. (•) Ansiklopedinin Turkçesı olarak zaman zaman "genbilik", "bılgılik" karşüıkları one surülmüştür. Daha önceki kimi yazılanmda belirıtiğim gıbi "temel kıtap" anlamına gelmek Uzere " a n a b e ı ı k " demeyi daha uygun buluyorum. 30 NÎSAN 1985 Ansiklopedi Y e Siyasa Bulaşmamalı Bir ansiklopediye güncel siyasanın izleri, değer ölçüleri yansımamahdır. Uygar toplumlar için saygınlık ölçüsü, inanç, düşünce ve söz özgürlüğünden geçer. Gerçek insanlık kavramı, değişik görüşler ve çeşitli değerlendirmeler karşısındaki anlayışh tutuma bağlıdır. PENCERE Böyle Gelmemiş, Boyle 9 Mart günlü bir mektuptan: " Üniversite mezunu emekli bir lise öğretmeniyim. Son iki senedir maaşımı kırdınyorum. Kirada oturuyorum. Bu kırdırma işlemi önce bir ay evvelden başladı. Şimdi de 3 ay önceden kırdınyorum. Kırdınp bankaya faiz getirsin diye yatırmıyorum Nisan mayıs • haziran maaşımı taa ocakta kırdırdım. Ten. muzun üç aylığını da nisanda kırdıracaktım. Ama artık olmaya • cak. Emeklilere her ay maaş verilmesi ve bu işlemin temmuzda baş/amas/ karartaştınldı. Dehşete kapıldım. Elimöeki parayla nisanı ancak çtkarabilirim. Mayıs ve haz/randa ne yapacağım? Temmuzda da hemen vermezler. Zira yeni uygulama. Kimbilir ne zaman alabiliriz? Böyle tepeden inme uygulama, benim gibi sadece emekli maaşı ilegeçinentere öldürüçü bir darbe oldu. Emekli olduğum için kimse borç vermez. Üstelik ben isteyemem. Zaten çevremde tanıdığım herkes benim gibi. Ödemek bile büyük sorun olur. Eskiden her dönemde bankaya 10 bin lira gibi bir kırdırma karşılığı ödeyerekparamızı alıyorduk. Ankara'da kırdırma kuyruğunu görseniz şaşarsınız! Hemen hemen emeklilerin yüzde 957 üç ay önceden aylıklannı kırdırıyorlardı. Elimizde toplu bir para oluyordu. Odunurnuzu kömürumüzü alabiliyor, etektrik vb. faturalannı ödeyebiliyorduk. Şimdi ne yapacağım? Maddi yıkıntının yanı sıra, psikolojik yıkıntı çok büyük oldu. inanın yaşamak bile istemiyorum. Bu kadar oku, çalış, topluma hizmet et! Güven içinde yaşayamıyoruz. Bu nasıl devlet aniayışı böyle? Yaşamak istemiyorum; ama nasıl öleceğimi de bilemiyorum." * Mektup bir dargelirlinin cehennemini vurguluyor. Ne var ki, daha sonra gazetelerde okuduğumuza göre Bakanlar Kurulu Meclis'ten aldığı yetkiyle emekli memurları üç bölüme ayırarak değişik zamanlarda; ama üç aylık olarak ödeme yapılmasına karar vermişti. Kabak işçi emeklilerinin başına patladı. Haziranın 15'inden başlayarak işçi emeklisi ayda üç kez banka önünde kuyruğa girecek: Birinci kuyruk aylık almak için; ikinci kuyruk, vergi iadesine ilişkin faturaları yatırmak için; üçüncü kuyruk, vergi iadesi almak için... Emekli emekçi yaşamının son yıllannda zamanını kuyruklarda geçirsin... Hem kaç para için? Emekli emekçinin aylığı, bugün İstanbul'da lüks bir lokar tada yenen öğle yemegi için ödenen paradır; garsona ve do muş kahyasına verilen de cabası... * Petrolİş Sendikası, "Günümüzde Asgari Ücret Nedir, Ne Değildir?" adıyla bir kitapçık çıkardı. Beşinci sayfada "asgari ücret"\n güzel ve tutarlı bir tanımı var: " Çağımızda asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte toplumda sefalete düşmeden, çağdaş gelişmelere uygun, onurlu biçimde yaşamasına yetecekbir 'sosyal ücret' niteliği kazanmıştır." Ne var ki bugünkü "asgari ücret düzeyi" 1963'ten yaklaşık yüzde 40 geridedir. İşçi, memur, emekli aylıkları da ülkemizi yabancılar için "ucuz emek cenneti'ne dönüştürme programı çerçevesinde aşağıya çekilmiştir. Petrolİş Sendikası'nın incelemesine göre yetişkin bir kişi için (1985 yılı başında) asgari giderler şöyledir: "Gıda 21.721,20 TL, konut 37.860 TL, giyim 3.816 TL, ulaşım 2.750 TL, küttür 8.542 TL, toplam: 74.689,20 TL." Durum böyleyken bütün yaşammı ülkeye ve topluma hizmetle geçirmiş "emekli emekçi" eline geçen 3040 bin lirayta nasıl geçinsin, nasıl sefil olmasın? • İşin en kötü yanı, sorumlu, yetkili ve güçlü olanların "böyle gelmiş, böyle gider" demeleri, umursamazlıkları, aymazlıklarıdır. Adaletsizliğin "böyle gelip, böyle gitmediğini',' gün geçtikçe derinleştiğini artık çarpıcı sayılardan izliyoruz. Bugün güçlü olanlar, herşeyin böyle gitmeyeceğinigördükleri için geç kalmış olabilirler. ALİ RIZA ÖNDER Hukukçu 1943 yüından başlayarak sekiz yıla yakın süre, "Inönü Ansiklopedisi" olarak yayınını sürdurdükten sonra 1950'deki iktidar değişikliği üzerine "Türk Ansiklopedisi" adını alan ulusal anabetiğimiz (*) 41 yıl süren çilesini sona erdirdi. 1984 yıhnın ilk yansında son fasikülünü de satışa çıkararak yayımını tamamlamış olması ile ulusal kitaplığımız, (aşağıda belirtecegim ciddi kusurlarına karşın) kuşkusuz büyük bir yapn kazanmıştır. Çoğu, yaşamdan ayrılnuş olan eski yöneticüerini bu yönden rahmetle anarken ıaramızda bulunan emekçüerini içten duygularla kutlamak isterim. Bizce, bu tamamlanış, kültür alanında önemli bir olay sayılmalı ve belli başlı günlük yayın organlarında, haber olarak ilgilikrce kamuya duyurulmalı idi. Türk Ansiklopedisi konusuna daha önce iki kez değinmiştim. Birincisi "Türk Ansiklopedisi" başhğı altında (Yeni Gün Gazetesinde) yavımlandı (19.12.1969). Ikincisi ise"Türk Ansiklopedisi nin Kara Yazgısı" başlığı ile D» 2 dergisinde çıkü (Ocak 1980). Ilk yazımda Ansiklopedinin tarihçesi özetlenmiş, yayımındaki gecıkme ve kadro yetersizliği eleştiri konusu edilmişti. İkinci yazımda da somut eleştirilere yer verilmiş, politik etkilerden yakınılmış, teknik yanılgılara değinilmiştir. Bu yapıtın tamamlanmasından önceki dönemde konuyu ele alan daha başka yazarlanmız da vardır. Bunlardan, görebildiklerim arasında en yenisi olarak Uğur Mumcu'nun Cumhuriyet'teki yazısını örnek olarak anabilirim (8.6.1984). Aynca, son günlerde elime geçen yeni bir kitapta dahi haklı eleştirilere yer verildiğini gördüm. "Gelişim Yayınları"nın 1984'te basılan "Türkiye'de Dergiler ve Ansiklopediler" adü kitapta Nuri Akbayar, "Ansiklopediciliğimizin İlk 80 Yılı" başhklı yaasında konunun tarihçesini özetledikten sonra yayımının gecikmesinden yakınıyor. (sf. 232). Yusuf Çotuksöken ise anılan kitapla yer alan "Ansiklopedicilikte Yeni Dönem" başhklı yazısında ansiklopedik anlatımla bağdaşmayan kimi yargılann maddelerde yer almasını eleştirmiştir. Ve son olarak Cumhuriyet'in bu sütunlarında (13 Nisanda) Prof. Bilge Umar da çok yerinde eleştirdi. GÜNCEL SİYASA ANStKLOPEDtYE YANS1MIŞ Hiç kimsenin dudak bükemeyecegi bu eleştirilere katümamak elde değildir. Aynca somut bir örnek vererek eleştiri sınırını biraz daha genişletebiliriz. Şöyle ki: Son yıllarda Ansiklopedi Yayın Kurulu'nun en yetkili kişisi olan Sayın Prof. Dr. Hasan Eren, " T " harfine gelindiğinde "Tunalı Hilmi" maddesinin yanlmasını benden istemişti. Bu konuda vaktiyle Türk Dil Kurumu'nda yaptığım bir konuşmadan etkilenmiş olduğu kanısına vararak olumlu yanıt verdim. Yazım, ansiklopedide yayımlandı. Bu olaydan sonra başlayan yazısmalanmızda yedi maddenin daha hazırlanması konusunda görüş birliğine vardık. Toplam sekiz madde yetkili kurulca uygun bulundu. Bunlardan, aralannda Yargıtay da bulunan dört madde yayımlandı. Öteki maddelerin, fasiküllerde yer almadı•ğını gördüm. Önceden kabul edilip ücretleri de ödenen maddelerin sonradan dışlanması bizim için şaşırtıcı olmuştur. Bunlar arasında yalnız birisi üzerinde duracağım: "Yiiksek Hâkimler Kurulu" yıllarca hukukçuluk mesle|inde, yargıçhklarda, yüksek yargı kurumlannda bulundum. Yedi yıl süre ile de hizmetinde bulunmanın sağladığı kolaybkla oldukça özlü olarak hazırladığım bu yazımda, 1961 Anayasası'nın 143 ve 144. maddelcrindeki ükelerin ıjığı altında BURHAN ARPAD HESAPLAŞMA Omuzlarda Taşınanlar Türkiye'de politika olayları iyice kızıştı, ama ülke ekonomisi ya da dış politika için değil, adları bir tuhaf partilerin kendi iç yapıları çekişmelerinden ötürü. Parti başkanlarından yana, ya da ona karşı gruplar bir çeşit gövde gösterisi yapıyorlar. 1945'te başlatılan ve kimi politikacıiann deyimiyle, "Çok partili demokrasiye geçiş" dönemi (partiler olmadan demokrasi olurmuş gibü), tam kırk yıldır sürüp gidiyor, sürüp gidecek de. Ayn toplum katları insanlannın paçal partiler biçiminde bir araya gelmesi zorlaması sürdükçe. 1945 ve sonrasını yakından izlemiş bir gazeteci olarak bu kostoca kırk yılın bıraktığı izlenimi şöyle özetleyebilirim: Omuzlarda taştnan kimi poHtikactlar, "Yaşa varol!" diye gırtlağını paralayan yığınlar. 1949 ilkyaz başlarıydı. Bayar, Koraltan ve arkadaşlanyla birfiktetrenle Kayseri'ye ulaşmış, istasyonda coşkuyla karşılanıp şehir merkezine dogru yürüyüşe başlamıştık. Coşkulu yurttaşlar gözlerine kestırdikleri politika önderierini sırtlamış, omuzlarda taşıyohardı. Taşınanlar arasında Refik Koraltan da vardı. İri govdesinin görkemli görünüşüyle yeıieştiği yyrttaş sırtlannda, bacaklarını iki yandan sallandırmış, çevresine keyifle bakıyor, el sallıyordu. Tam bu sırada bir ses yükseldi: "Yahu, o Bayar değill" diye; Kbrartan'ın ayaklan bir anda yere değdi. Boş bir çuval gibi yere bırakılıvermişti. 1952 ilkyazrydı. Yönetimi 1950 seçimlerinde yitimniş olan inönü, milli şef olarak degil, CHP Genel Başkanı olarak bir yurt gezisine çıkmıştı. Ankara'dan sabahleyin yola çıkan İnönü, partililer ve gazeteciler, gece geç yakit Zonguldak'a varmışlardı. İstasyonda bir jipe bınmiştı inönü. Birkaç yüz metre ötedeki CHP İl Merkezi'ne gitmek için. Jipin dört yanı silme insan doluydu. Çılgınca alkışlar arasında jipin tekerlekleri yerden kesitdi. Jip omuzlarda taşınıyordu. Oytarıyta inönü yönetimine son vermiş yığın, İnönü'nün bindiği jipi omuzlarda taşıyordu. Volculuğun üçüncü gecesiydi. Sanınm Tirebolu'da, parti örgütünün verdiği akşam yemeginde, İnönü'nün karşısında oturuyordum. Bayar'ın, muhalefet yıllarını izlemiş bir gazeteci olduğumu öğrenince ilgisi artmıştı; şakalaşıyor, takıltyor ve konuşuyordu. Bir ara şarap kadehini kaldırarak, "Arpad, bir nutuk soyle!" deyiverdi. Duymamış gibi davrandım. İnönü diretince şöyle bir şeyler söyledim: "Üç yıl önce Bayar'ı, Zonguldak'ta coşkun yığınlar sırtlannda taşımtştı. Sizin etrafınızı daha büyük bir kaJabalık sardı ve jipinizi omuzlarda taşıdı. Umanm bu coşkunun gerçek nedenlerini politikacılar kavrar." Belki tam böyle değildi, ama buna benzer bir şeyler soylemiştim. Yığınların sayı kabankltğı, omuzlarda taşımalar, yaşa varollar, ülke toplum yapısına olumlu katkılar, gelişimler getirseydi, "kırk yıl" sonunda Türkiye cennet olurdu. Sayı kabarıklıgının boşluğunu, İnönü'nün mayıs 1950 seçimlerinden az önce Taksim Atam'nda yaptığı konuşmayı izleyen yüz bine yakın insan ortaya koymuştur. O günlerin İstanbul valisi'nin, "Işte Paşam, İstanbul!" diye övündüğü Taksim kalabalığı, CHP'nin gündelik ödeyip, özel araçla taşıdıgı kişilerden oluşmuştu. Parası ödenmiş kişiler, çat pat alkışlarla eğilimlerini göstermişlerdi. 1955 yılında Adana'da Millet Partisi'nin bir açıkhava toplantısını izlemiştim. Alan, silme doluydu. Çevredeki yapılann balkonları ve damlannda salkım salkım insan vardı. Osman Bölükbaşı'nın şakalannı gulümseyerek dinliyorlardı. Hatta arada bir alkışlıyoriardı. Ne var ki, 1957 seçimlerinde Adana bölgesinde Bölukbaşı'nın partisi kazanmamtştı. 1948 yaz ayiarında Bayar'ın Konya ve ilçelerinde yaptığı politika gezilerine katılmıştım. Bayar, parti başkanının konağırvda dinlenmeye çekilmişti. Haberleri gazeteye ulaştırmak için postaneye gidiyordum. Yol gösteren ırgata, "Agan ne iş yapar?" diye sormuş ve "Demokratçı!" karşılığını almıştım. Günün politika olaylarını, parti başkanlarının demeçlerini, açıkhava toplantılannı, sırtta taşınanlan izledikçe hep o sözleri düşünürüm. Kırk yıldır sürüp giden "çok partili demokrasiye geçiş" döneminin çarpıcı bir yanı vardır Ozellikle taşrada büyuk aileler, bütün partilerin etkin yöneticileridir. Baba falan partinin, oğul falan partinin, dayioğlu filanca partinin güçlü kişisidir. Gereken para yardımlarını da yaparlar ve yönetimi hangi parti kazanırsa kazansın, güçlü ailenin Ankara'da adamı vardır. Bir başka gerçek daha vardır. Kırlık bölgelerin ağa ırgat düzenjnden öteye geçememis toplum yapısı 'parti' kavramının bilincine varmamıştır. İnönü nün toprak reformuna karşı çıkanlann kurduğu parti, toprak ağaları partisi, topraksız ırgatların oylanyla 1950 seçimlerini kazanarak yönetimi ele geçirmiştir. Türkiye İşçi Partisi yöneticileri İstanbul'un gecekondu semtlerinde kovalanmış, yığının oyları, sömürü düzeni uygulayanları işbaşına getirmiştir. Kırk yıl geçıp gitti. Toplumun değişik katlan ilkesi benimsenmedikçe daha nice kırk yıllar yitip gidecektir. "Neden 1984 ^jfolcu Servisi Ödülü'nü KLM Kazandı?" vv Deneyin! Uluslararası hava yolu dergilerinin önde gelen isimlerinden biri olan Air Transport World, KLM/Hollanda Kraliyet Hava Yollarını "Yolcu Servisi Ödülü" ile onurlandırdı. KLM'in geleneksel üstün servisi, ozellikle 1984 yılında Royal Class, Business Class, ve Töurist Class'a getirdiği yenilikler jüri tarafından büyük bir takdirle karşılanmıştır. Bundan gurur duyınaktayız. 1985 yılında diğer yeniliklerimizle sizlere daha iyi bir hizmet verme çabası içinde olacağız. KLM Deneyin, uçun, görün. Güvenilir Havayolu HOLLANOA MULİVET İstanbul Mudunyet 145 a6 07 WM«0tL«l Satış 143 16 67 Yeşılkoy Yolaı 57J 86 35 Ankara 25 15 19 Rezeıvasyon 144 62 04 5^3 15 80 18 30 29 144 46 80 Yesilkuy Kargo 5""3 57 46 İzmır 21 4^ 5"> MuhKebe 143 68 76 S^»9»3 2 1 7 8 78 Genel Mudurlüğumuze bağlı olarak Afyon lli Bolvadin ilçesinde ilaç hammaddeleri üretimi konusunda faaliyet gösteren fabrikami2 için; İŞLETME MÜDÜRÜ Ankara'daki merkezimizde çahştırılmak üzere; PAZARLAMA UZMANI aranmaktadır. ARANAN ÖZELIİKLER: 1. Işletme Müdurü için; Bir fabrıkada sorumlu bir mevkide en az 5 yıl çalışmış olmak, Kimya Mühendisi/Yuksek Muhendısi olmak, 2. Pazarlama Uzmanı için; İthalatîhracat muameleleri ile kambiyo mevzuatını bilmek, Pazarlama konusunda ihtisas yapmış olmak ve en az 3 yıl çalışmış olmak gerekmektedir. 3. Adaylarda aranan diğer ortak özellikler; T.C. vatandaşı ve erkek olup, askerliğini yapmış bulunmak, 40 yaşından büyük olmamak, Çok iyi tngilizce bilmek (ikinci lisan olarak Almanca bilmek tercih sebebidir.) Tercihan ODTÜ, Boğaziçi, I.T.Ü., H.Ü. veya yurt dışı benzeri okullardan mezun olmak, Işletme Müdürü için lojman temin edilmiştir. llgilenenlerin akadetnik durum ve tecrübelerini ihtiva eden ozgeçmişlerini belirtir dilekçe ile 10 Mayıs 1985 mesai bitimine kadar Toprak Mahsulleri Ofısi Genel Müdurlüğu Personel ve tdari Işler Daire Başkanlığı, Milli Müdafaa Cad. No: 18 Bakanlıklar/Ankara adresine müraeaat etmeleri gerekmekıedir. Müracaatlar gizli tutulacaktır. Basın: 15979 TOPRAK MAHS.ULLERİ OFİSİNCE SÖZLEŞMELİ ELEMANLAR ARANIYOR ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN ÖĞRETİM ELEMANLARI ALINACAKTIR ÜniversitemLz, çeşitli birimlerıne aşağıda belirtilen anabilim dallarında karşılarında gösterilen sayılarda Doçent, Yardıma Doçent ve Uzman ahnacaktır. Adaylann 2547 sayıh kanunun ilgili maddelerindeki şartlara ek olarak eğitim ve araştırma yapüracak düzeyde tngilizce bilmeleri gerekmektedir. Müracaatlar ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Üniversitemiz Rektörluğüne yapılacak ve Doçent kadrosuna başvuranlar ozgeçmişlerini, bilimsel çalışma ve yayınlannı kapsayan bir dosyayı dört nusha olarak müraeaat süresi içinde Rektorluğe teslim edeceklerdir. DOÇENT MÜHENDİSLİK FAKÜLTESt Maden Muhendisliği Bl.: Maden Işletme Anabilim Dalı: 1 YARDIMCI DOÇENT EĞİTİM FAKÜLTESİ Yabancı Diller Eğitim Bl.: İngiliz Dili Eğitimi: I UZMAN MÜHENDİSLtK FAKÜLTESİ Inşaat Muhendisliği Bl.: Geoteknik Anabilim Dalı: 1 Basın: 15592 Dr. MASUME ÇÖL Dahiliye Mütehassısı Adres: Yeşilköy, Polat Yah D: 6 Tlf.: 573 91 06 Üniversitemiz Hastanesine açıkıan veya naklen Tabib (Cilt Hastalıklan, Göz, Kardiyoloji, Endokrinoloji dalında), Diyetisten, Fizyoterapist, Başhemşire, Hemşire (712. derece), Sağlık Memuru (511. derece), Sağlık Teknisyenı (811. derece), Makine Mühendisi, Elektrik Teknisyenı, Arşıv Şefi (lngıhzce bilen bilgısayar belgeli) Ticaret Lisesi mezunu muhasebeci, Istatistikçi, Memur, Tıbbi Sekreter, Daktilograf, Sekreter, Santral Memuru, Sıhhi Tesisatçı (belgeli), Kaloriferci, Hastabakıa, Aşçı, Bekçi, Terzi (belgeli), Boyacı Ustası, Gassal almacaktır. lsteklilerin 1 fotoğraf, özgeçmişleri, dilekçeleri ve diplomalannın suretleri ile Üniversite Rektörluğüne (Sultanahmet) müraeaat ederek Personel Dairesi Başkanlıgından alacakları gorev isteme formlannı doldurmaları gerekmektedir. Adaylarda aranacak şartlar şunlardır: a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinde belirtilen genel ve özel sartları taşımak, b) Erkek adaylar için askerlik yapmış olmak, c) öğrencilik ile ilişkisi olmamak, d) Tabiblerin mecburi hizmeti bulunmaması, e) Memur kadrolarına en az lise mezunu olanlar başvurabilir, 0 Ticaret Lisesi mezunları tercih edilecektir. Ayrıca, Sağlık Kultur ve Spor Dairesi Başkanlığına Uzman ve Pratisyen Tabib almacaktır. Sınavlarla ilgili bilgiler ayrıca Rektörluk binasında duyurulacaktır. Başvuru suresi 20 Mayıs 1985 pazartesi gunü son bulacaktır. MARMARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN I.E.TJ. İSLETMELERİ GENEL MUDÜRLÜĞÜNDEN 11 KALEM ÇEŞİTLİ ÖLÇÜ VE MİKTARLARDA AMPUL SATIN ALINACAKTIR. 1 Yukarıdaki malzemefiyatve teklif isteme usulüne göre ihaleye çıkarılmış olup, teklif edilecek bedelin şartnamede yazılı kanuni nispetlerine göre hesap edilecek geçici güvencesiyle birlikte teklif mektuplan 20 Mayıs 1985 gunü saat 14.15'e kadar Metrohan 4. katta bulunan Levazım Mudürluğu İnşaat Kısım Şefliğine elden verileceklir. 2 Bu işe ait sartnameler Metrohan 4. katta bulunan Levazım Müdürlügu İnşaat Kısım şefliğinden bedelsiz olarak alınabilir. Basın: 15875 ILAN DARPHANE VE DAMGA MATBAASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1) Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdurlüğu'nun ihtiyacı olan 1 adet elektronik telefon santralı ile yerine montajı işi, "Döner Semıayeli Kuruluşlar İhale Yonetmeliği"nin 38. maddesi gereğince Açık Teklif Usulü ile yaptınlacaktır. 2) Bu ihaleyle ilgili sartnameler. 1.000. TL. karşılığında genel mudurlüğun Yıldız/İSTANBUL adresinden temin edilebilir. 3) İşin tahmin edılen bedeli 5.000.000. TL.'dır. 4) İhale, 13 Mayıs 1985 günu saai 14.00've Darphane ve Damga Matbaası Genel Mudürluğu Yıldız/İSTANBUL adresinde yapılacaktır. Basın: 15719
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear