25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 KASIM 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 ABD Başkanı Ronald Reagan Cenevre'de AIDS, zirveye de bulaştı Amerikalı bir homoseksüei militan olan Robert Kunst, ReaganCorbaçov domğunda AIDS hastalığıyla mücadele edilmesi içm 20füzeninfıyatı olan 3.6müyar dolan istemek üzere Cenevre'ye geldi, tki süper güçten her birinin yalmzca lOfüıeden vazgeçmesi halinde, bu hastalığm üstesinden gebnek için yeterliparayı toplayacaklannı kaydeden Kunst, dünya nüfusunun yüzde 10'unun AIDS tehdidi altında bulunduğunu söyledl (a.a.) Dünyada zîrve heyecanı Sovyet basını zirve konusunda genelde karamsar bir hava içinde. Sovyet gazeteleri ABD'ye karşı insan hakları konusunda yoğun bir kampanya açtı. Dış Haberier Servisi 19 kasımda Cenevre'de başlayacak olan Reagan Gorbacov zirvesine iki gün kala dünyada heyecan hızla artarken, Başkan Reagan dün zirveye katılmak üzere Washington'dan Cenevre'ye geldi. Zirve heyecanı sürerken, insanlığın bu görüşmeden beklentisi ile siyasal gerçekler arasında uyum olmadığı da gözleniyor. Dünya ülkeleri, Cenevre'deki zirvede iki süper gücün nükleer silahlar konusunda anlaşmasını ve bir nükleer savaş olasıhğmın uzaklaşmasmı diliyor. Ne var ki, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki en dikenli sorun da bu . özellikle Başkan Reagan'ın Yıidız Savaşlan diye bilinen Stratejik Savunma Girişimi (SD1) projesinin Cenevre'de en yoğun tartışmalara yol açacağı belirtiliyor. İki süper gücün Yıldız Savaşlan konusunda hiç olmazsa daha esnek bir görüşme ortamı sağlayabilmeleri bile, diğer nükleer sorunlarda diyalog yolunun açılmasında yardımcı olacak. a.alnın Londra kaynakh bir haberine göre, siyasal çevrelerde Cenevre zirvesinin karşılıklı güvensizlik içinde gerçekleştirileceği görüşü egemen. Reagan'la Gorbaçov'un bu havayı tümüyle dağıtabilmeleri ise pek olanaklı görülmüyor. Gözlemciler Cenevre'de kültür ve sivil havacılık alanlarında anlaşma sağlanabileceğini belirtiyorlar. • AP Ajansı'nın Moskova kaynakh haberine göre Sovyet basını zirve konusunda genelde karamsar bir hava içinde. Gazeteler Başkan Reagan'ın perşembe günü yaptığı konuşmayı da "temel sorunlarda takındıgı olumsuz tavn örüneye yönelik bir çaba" olarak niteliyorlar. Sovyet basınınm aynca son günlerde insan hakları konusunda ABD'ye karşı kampanyayı yoğunlastırdığı gözleniyor. Gazetelerde çıkan yazılarda ABD'de işçi sendikalanna, yerlilere ve Yahudilere yoğun baskı yapıldığı öne sürtilüyor. Bu arada, Doğu Bloku ülkelerinin de kendi çıkarlan açısından Cenevre doruğunun başanlı olmasını istedikleri bildirildi. Bazı Varşova Paktı ülkelerinin Washington temsilcileri, AP Ajansı'na verdikleri demeçlerde zirvede nükleer silahların kısıtlanması yolunda kaydedilecek ilerlemelerin ülkelerinin üzerinden önemli bir mali yükü kaldıracağını belirttiler. Polonya'nın Washington Işgüderi Jislav Ludviçak iki süper gücün zirve sırasında anlaşmaya varmasınm ülkesini askeri bütcesini arttırma zorunluluğundan kurtaracağıru söyledi. Zirve için Cenevre'de görülmemiş güvenlik önlemleri alınıyor. a.a.'nın haberine göre, Cenevre Kantonu Polis Bakanı Guy Fontanet, bugünden itibaren zirvenin sonuna kadar hiçbir gösteriye hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini açıkladı. Zirve öncesi "iyi niyet jesti" olarak Kremlin, Amerikalılarla . evli dokuz Sovyet vatandaşının üfkeyi terk etmelerine izin verdi. ABD ve Sovyetler Birliği'ndeki çiftleri birleştirmek için birkaç aydır çalışmalarda bulunan Senatör Paul Simon, Sovyetler'in bu yöndeki kararııu önceki gece geç saatlefde öğrendiklerini ve dokuz kişinin istedikleri an ülkeden aynlabileceklerini bildirdi. Söyleyene Değil. SAMİM LÜTFÜ Bindokuzyüzaltmışlı yıllar Türkiye Cumhuriyeti diplomastsınde hayıriı bir dönum noktası oluşturur. O tarihlerden başlayarak, Ankara, Atatürk dış politikasının temel ilkesıne uygun olarak yeniden dünyaya acılma sürecine girdi. Bu akım aynı zamanda, bugün hâlâ ona buna akıl öğreten Celal Bayar iktıdan döneminde güdülen bağnaz, bağımlı, aymaz uygulamaya karşı da tepkiydi. Celal Bayar döneminde Türkiye. cumhunyetin ilk yıllarında büyük çabalar sonunda, dünya diplomasi platformunda edindiği seçkin yeri yitırmiş, Ankara, Ortadoğu'da ve Üçüncü Dünya forumlarında VVashington'un "Truva aO" gibi görülürolmuştu. Bayar diplomasisinın Bandung macerası ve daha sonra dönemin başbakanının oraya ABD'nin isteğıyle gıttiğimızı açıklamast, Türkiye'nin Süveyş'in Kahire tarafından millileştirilmesi ve Cezayir ulusal bağımsızlık savaşı karşısındaki tavn da göz önünde bulundurulunca, "Truva atır yakıştırmasının ne yazık kı pek de gerçeklere ters düşmediğı kolayca anlaşılabilir. 1960'tan sonra bu aymaz Bayar diplomasisinın bırakılması çok yerinde olmuştur. Çünkü bu sözde polrtıka öylesıne bir bataktı ki, objektifler önünde Bayar'ın elini öpmeyı siyasal marrfet sayanlar bile, o politikadan AIDS'den kaçar gibi uzak durmaya çalışmışlardır. Bindokuzyüzaltmışlı yıllann büyük döneminden sonra, Ankara bir yandan Üçüncü Dünya'ya açılır, onunla aynı forumlara katılıp, bu ülkelerin çoğu kendinınkine benzeyen sorunlanna daha sıcak bir ıkjiyie egilirken, bir yandan da kuzey komşusu Sovyetter Birliği ve öbür sosyalist ülkelerte ilişkilenni gelıştiriyor, öte yandan Ortadoğu'da Israil saldırganlığına yandaş çıkarke.n, antiemperyalıst Arap ülke ve akımlanna karşı tutucu Arap yönetimleriyle işbırliğini öngören tutumu da bırakıyordu Türkiye'nin hem Avrupa. hem Akdeniz, hem Ortadoğu, hem Üçüncü Dünya Ülkesi olduğunun çok özlü ve açık bıçimde bir metinle dünyaya ilk kez duyurulması ise kapatılmış olan CHP'nin, Sayın Ecevıt'ın usta kaleminden çıktığı her satınnda bellı olan son programı sayesinde olmuştu. Çok yönlü ve ınce dengeli bu politikanın uzun yıllar işbaşına gelen ıktıdahann siyasal yelpaze ıçindeki konum değişiklikterine karşın değişmeyeceğı düşünülürdü. Nitekim, Türk iç ve dış politikasını çok yakından izlemek otanağını bulamayanlar için, bugün de ük bakışta durum böyte görünebılir. Hafta içinde Genelkurmay Başkanı Sayın Orgeneral Üruğ'jn, salt bir nezaket gezisi çerçevesinde, çok daha önceden yapılmış bir çağrıya yanıt ve "iadei ziyaret" niteliğinde de olsa Sovyetter'e gitmesi, Cumhurbaşkanı Sayın Evren'in Bırleşik Arap Emirlikleri'nden başlayıp, Pakistan ve Ürdün'ü de içeren bir geziye çıkması, Başbakan Özal'ın da Batıya doğru uçması çok yönlü diplomasinin göstergeleri olarak kabul edılebilirdi. Ne yazık ki, işler hiç de ilk bakışta görüldüğü gibi değildir. Son yıllarda Türk dış politikasının ınce dengesi, Ankara ile Avrupa arasındaki ilışkıler, yöneticilenmız tarafından bir türlü kabul edilemese de, içyüzünü herkesin açıkça bildiği nedenlerie bozulurken, içerde laik dünya görüşünün hızla, "Türk İslam Sentezi" etiketi altında sunulan bir görüş karşısında geriletilmeye çalışıldığı bir süreç yaşanmaya başlanmıştır Bu sırada. daha çok Amerikan petrolcüleri ve Suudi İslamcılığı'nın, Aramco markalı sentezınden esinlenen Özal'ın başbakan olması ve "işbitirıcilik" adı altında, saşkınhğın, sorumsuzluğun ve kararlılıkla ilgisi bulunmayan diplomasi yöntemınin egemen kılınması, dış politikamızdaki çıkmazı koyulaştınp, derbederliği arttırmıştır. Âramco özlü ve bıçemli diplomasi, bir bütünün ayrılmaz parçalarını oluşturan ve ancak herbirinin yerli yerine oturması halinde, bırbııierinı tamamlayarak bütünün anlam ve içenk kazanmasını sağlayabilecek olan parçaların birbirteri yerine "ikame' edilmesinden doğan bir garipliktir. Bu politikanın gözbebeği içerde. laikliğe karşı, "Türk islam Sentezi"öışartia ise insan haklarına, çağdaşlığa karşı Araplar ile "din kardesliği" temeline dayalı işbirliği tercıhidir. Bu yöneliş, cumhunyetin temelini atan görüşle, ıç politıkada olduğu kadar dış politıkada da çelışmektedir. Günde beş vakit "Yurtta sulh, cihanda sulh" deseniz de bu politikanın Atatürk dış politikasıyla uzaktan yakından ilişkisi yoktur Durum böyle olunca da Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne dek karşılaşmadıgı "temenniler1' ile karşılaşmasına şaşmamak gerek.. Bırleşik Arap Emirlikleri Seriat Mahkemelen Başkanı Abdülaziz Bin Mübarek'in Sayın Evren'e söylediği; "Siz 600 yıi süreyle bizı Batıdan korudunuz, İngilizlerden korudunuz. Onlar aramızı açmak istedi. inşallah Türkiye aynı güce ertşir ve Allah'ın şeriatını tekrar korursunuz" sözü bu tür bir temennıdir. Bırleşik Arap Emirlikleri haikına ve yöneticilerine tüm gerçek ve içten dostluk duygulanmızı ve yakın ilişkı dileklerimizi yineleyerek belirtelim ki, biz Atatürk Türkiyesrninyurttaşları.SayınAbdülaziz Bin Mübarek'in bu olmayacak duasına "Amin" demiyoruz. Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne uluslararası alanda şerıat savunuculuğu görevinı yüklemeye kalkan Sayın Seriat Mahkemesi Başkanı çok büyük bir gaf yapmıştır. Ne var ki bu konuyu çok abartmaya da kimsenin pek fazla hakkı olmasa gerek. Eee ne demiş atalanmız: "Sen söyleyene değil, söyletene bak." Zirvenin adli gözetim altında yapılması istendi ~Fransa 'da 1984 yümda kunılmuş buhuum "Devlete Karşı Haklar" admdaki Avrupa Avukatlar Birliği, Cenevre Asliye Mahkemesine basvurarak, ReaganGorbaçov görüşmesinin, "adli gözetim'" altında yapılmasım istedi. Selde 256, kazada 60 ölü Hindistan'da Chambal Nehri'nde bir yolcu motorunun devrilmesi sonucu 60 kişi boğuldu. Hindistan Haber Ajansı PTİ, 60 kişüik motorun nehrin Yeni Delhi'nin 200 km. güneyindeki bölümünde devrildiğini duyurdu. Ülkenin güneyini bir haftadan bu yana etkisi altma alan şiddetli yağmurlann, Tamil, Nadu ve Pondichery eyaletlerinde 256 kişinin ölümüne yol açtığı açtklandı. (a.a.) LtDERLERlKARŞILAMAYA HAZIR Cenevrebugünlerdehanlhanltarihibuluşmaya hazırlamyor. Çiçekçi dukkânında çalısan bir genç kız vitrini Reagan ve Gorbaçov'un resimleri ile süslüyor. ilk zirve de Cenevre'deidi Dış Haberier Servisi ABDSSCB liderleri arasında resmen "rirve" olarak anılan ilk buluşma 1955 haziranında Cenevre'de gerçekleşti. Fransa ve Ingiltere başbakanlarının da katıldığı ve uluslararası ilişkilerde geniş bir ufuk tunınun yapıldığı görüşmede Eisenhower'ın "açık gök" önerisi de ele alındı. Bu öneriye göre, silahlanmanın denetlenmesini kolaylaştırmak üzere, her devlet, havadan keşfe izin verecekti. Herhangi bir anlaşma imzalanmamış olmakla birlikte, dört liderin sorunlara ıhmlı yaklaşımı o yıllardaki soğuk savaş ortamında "Ceoevre ruhn" diye anılan yeni ve umut verici bir girişim olarak yorumlandı. 1959'da, Eisenhower Üe Kruşçev arasındaki zirve, bilimsel ve kültürel alanda karşüıkh ziyaretler yapılmasım öngören muğlak bir anlaşmadan başka bir sonuç vermedi. 1960 mayısında Eisenhower ve Kruşçev Paris'te buluşmaya gjttiler, ama o günlerde Sovyet toprakları üzerinde bir ABD casus uçağının düşürülmesinden sonra, Kruşçev'in Eisenhower'den özür dilemesini talep etmesi ve ret cevabı alması buluşmayı sonuçsuz bıraktı. 1961 haziranında Viyana'da Kennedy ile Kruşçev'i bir araya getiren zirvenin konusu, esas olarak, Laos'taki savaş, Berlin sorunu ve nükleer denemeleri ya m Geçmişte ABDSSCB Zirveleri R J Tarih Haaran 1965 Yfer Cenevre Uderter Başkan Dwıght 0 E!sent»*er (ABD) Nıkoıaı Bulgamn ISSCB) Basba^an AnfıDn> Eden (Ingıltere) Basba'ıan EUgar Fatre {Frs.sa! Baskan thıtıgm 0 Eısentıower (A80) NıHrta Kmsçev (SSCB) Baskan Dvngh! D Eıserfıower (ABDl Nıkıtt Kruscev (SSCSı Baskan Charles öe Gaulte (Fr^nsa) 8asbakan Harolö Macmllan (i'.gritereı Bashan John F Kennedy (ABO). fjiKtta Kruscev (SSCBi Bashan Lyndon Johnson !ABO) Ba$bakan Ateksı Kosıjın ;S3C8j Baskan RıcharO Nıxon (ABO) Genel Se»(reter leonid Breınev {SSCBi Baskan Rchatd Nlıxcwı (ABO). Geneı Sen'eter Leonıd Brejne/ (SSCB) Baskan Ricnard Naon (ABO) Konu Aimanya nm 3»r'es!ınlm«sı Silahsuîanma Avnjoa guveriıöBerttn sorynu Eyttt 1959 Camp Davtd Mayıs 1960 Pans U2 olayi Haaran 1961 Viyana Bert'n sorunu Haziran 1967 Glassboro. N J Ortadoğu SALT ı. amıbaiıstık 'uzeten sınırlandırna Yjmusatıa Mayıs 1972 Moskova Haaran 1973 BaaranTemmur 1974 Kasım 1974 VVashingion 0 C. Craxi hükümeti rekor kırdı Italya'da Sosyalist Bettino Craâ baskanhğtndaki koalisyon hükümeti dün iktidardaki 834. gününü tamamlayarak, "tkinci Dünya Savaşından bu yana en uzun ömürtü hükümet" unvanını aldı. Bundan önce en uzun sürt iktidarda kalan hükümet, ' İ966I968 yıüan arasında 833 gün görev yapan Aldo Moro hükümetiydi. (a.a.) Moskova ve Vafta Genel Seiıreter Leonid Breınev (SSC8) Başkan GeraldFord (ABOi. Gene) Sekreter Leorad Brejnev îSSCB) Başkan Jımm* Carser (ABO). Gene. Sekreîet Leontd Breınev (SSCBı SHahbnn denetienmesı Vtedtvostok Viyana S'tahlann deneBenmesı Haziran 1979 SALT 1 1 Sahte peygamber Kıbrıs Rum kesiminde Sahte peygamber Guru Bhagwan Şiri Rajneş, ABD'den aynldıktan sonra Kıbrıs Rum kesimine geldL Rajneşin Kıbnstan Bahreyn'egideceği belirtildi. Kıbns Rum Dışişleri Bakanlığı, sahte peygamberin Güney Kıbns'tan siyasi sığınma hakkı isteyeceği yolundaki haberleri yalanladu 1981 yılından beri ABD'de yaşayan ve serbest aşkı savunan sahte peygamber Bhagvvan Şiri Rajneş, dünyada 500 bin müridi bulunduğunu söylüyor. saklayan bir anlaşma tasansıydı. Bir sonuç çıkmadı. 1967'de Johnson ile Kosigin, Glassboro'da buluştular. Kosigin'in BM Genel Kurulu'nda ülkesim'n ArapIsrail savaşındaki görüşünü açıklamak üzere New York'a gittiği bir sırada aniden gerçekleştirilen bu zirve, sonradan nükleer silahların başka ülkelere yaygınlaştınlmamasını öngören bir anlaşmaya zemin oluş turdu. 1972'de Nixon, SSCB'yi ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. Moskova'da Brejnev'le buluşması belki de bugüne değinki ABDSSCB zirvelerinin en verimlisiydi. İki lider, stratejik silahları sımrlandıran SALT I Antlaşması ve antibalistik füzelerle ilgili bir anlaşmayı (ABM) imzaladılar 1973'te, VVashington'da, Nixon ile Brejnev arasındaki yeni buluş mada, Sovyet lideri, soğuk savaşın sona ermiş olduğunu soyledi. 1974 kasımmda, Brejnev ile Ford, Sovyetler Birliği'nin Pasifık'teki limanı Vladivostok'ta bir araya geldiler 1979 haziranındaki CarterBrejnev zirvesi son oldu. İki lider, SALT II Anlaşmasını imzaladıkları halde ABD Kongresinin onaylamaması üzerine anlr^ma yürürlüğe girmedi. Protestanlar ve IRA, İngilizİrlanda Anlaşması'na ateş püskürüyor Afganistan Irlanda'da "kan banyosu" tehdidi 800 y ı Dık sömürge Dış Haberier Servisi Ingiltere ile Irlanda Cumhuriyeti arasında önceki gün imzalanan anlaşma Kuzey lrlandalı Protestan çevrelerde büyük tepki uyandırdı. AP'nin haberine göre, bir "kan banyosu" vaat eden bu çevrelerin yanı sıra, Kuzey lrlandarun Ingiltere'den ayrılması için savaşan IRA da silahiı eylemlerini sürdürmekte karariı olduğunu gösterircesine bir İngiliz polisini öldürdü. Ingiltere Başbakanı Margaret Tbatcber ile (Güney) lrlanda Başbakanı Garret Fitzgerald arasında imzalanan anlaşma İngiliz sömürgesi durumundaki Kuzey lrlanda konusunda ilk kez Irlanda Cumhuriyeti'ne de söz hakkı tanıyor. Bu niteliğinden ötürü "tarihsd" olarak nitelenen anlaşmanın özellikle Kuzey Irlandada çocunluktaki Protestan çevrelerde sert tepkilere yol açması, Güney Irlanda'nın Katolik olmasından kaynaklanıyor. Bir Protestan lider, dün verdiği demeçte, bu anlaşmayla Kuzey Irlanda'nm Ingiltere'den kopanldığını iddia ederken, IRA liderleri ise tam tersi bir göniş savunarak anlasmarun Irlanda'nın Kuzey ve Güney olarak bölünmüşlüğünü kemikleştireceğini ileri sürdüler. Yasadışı aşın bir Protestan örgütü olan "Ulsler Özgiirliik Savaşcılan" da yaptıklan açıklamada, anlaşmanın uygulanmasında görev alacak tüm sivilleri El konan İngiliz gemisi 85 bin km' büyüklüğündeki trlanda Adası 12. yüzyılda İngiltere'nin sömürgesi oldu. Özellikle geçen yüzyılın son yarısında başlayan bağımsızhk mücadeleâ 192Vde adanın ikiye bölünmesine ve KatoGüney Afrika 'nın siyahların liklerin çoğunlukta olduğu oturduğu Soweto kentindeki güneyde Serbest trlanda merkez hastanesinde görev yaadıyla özerk bir devlet kurulpan 300 dolayında hastabakıcımasına yol açtı. ProtestanUtnın işine son verildi. Transvaal rm çoğunlukta olduğu Kuzey Sağlik Müdürü Hennie Van trlanda ise hâlâ İngiliz söWyk, askeri kurumlardan ve simürgesi. Serbest lrlanda vil savunma görevlilerinden olu193Tde tam bağımsızlığına şan ekiplerin hastanede mutfak kavuştu; 1949'da da cumhuve temizlik islerinin surdürübnesi • riyet ilan edildi. Kuzey trlan1 için çahsmaya başladıklannı, aydaa Protestanlar tngütere'yle nca alınan yeni personelle durubütünlüğü savunurlarken ytlmun normale döndüğünü ileri lardtr Kuzey trlanda'nın da \ sürdü. bağımsızJığı ve güneyle bir ! leşmesi içm silahu mücadele ' yüriiten lrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) kesinlikle aynhkçı bir tavar içinde. ProtesKörfezde dün sabah İngiliz yük tanlar, Katolik trlandaulara gemisine el koyanların, Iran desöz hakkı tanıdığı için, IRA niz komandoları olduğu bildirilda adanın bölünmüşlüğünü di. Reuter Ajansı 'nın denizcilik sürdürmeye yarayacağı için kaynaklanna dayanarak verdiği Londra ile Dublin arasındahabere göre, Hüımüz Boğazı giki anlaşmaya karşı çıkıyorlar. rişinde komandolar tarafmdan 85 bin km' büyüktüğündeel konan ve daha sonra serbest ki trlanda Adası İngiltere'nin bıraküan 56273 tonluk gemiyoük sömürgesiydt Bununyakluna devam ediyor. Kaynaklar, laşık 15 bin km'Tik Kuzey lrgeminin petrol yüklü olduğunu landa bölümu İngiltere'nin kaydediyorlar. (a.a.) son sömürgesi durumunda. 300 hastabakıcının işine son verildi Thatcher ile Garret Fitzgerald tarihi anlaşmayı imzaladıktan sonra öldüreceklerini duyurdular. Kuzey Irlanda'run azınlıktaki Katolik çevreleri ise anlaşmadan hoşnut olduklarını ve her türlü desteği sağlayacaklarını söylediler. Anlaşma Ingiltere'deki muhalefet partileri arasında da destek topladı. İşçi Partisi lideri Neil Kinnock anlaşmanın Kuzey îrlanda'daki şiddet olaylarını yatıştıracağını umut ettiklerini belirtti. Buna karşılık Ingiltere'deki "şoven" çevreler Kuzey İrlanda konusunda İngiltere'nin hükümranlığını İrlanda ile paylaşmasına tepki gösterdiler. CENEVRE, (a.a.) Sovyetler Birliği Dış llişkiler Enstitüsü Başkanı Yevgeni Primakov. Sovyetler'in Afganistan'da asker bulundurmaktan hoşnut olmadığını ve buradaki askerlerini geri çekmek istediğini söyledi. Primakov, gazetecilerin bir sorusu üzerine Pakistan'ın Afganlı mücahitlere yapılan silah desteği nedeniyle, son zamanlarda asker kayıplarının arttığını doğruladı. Öta yandan Sovyet lideri Mihail Gorbacov, işbaşına geldiğinden bu yana izlediği anahtar kadroları gençleştirme ve Brejnev döneminden kalan yaşlı yöneticileri tasfiye etme işlemini sürdurüyor. Mihail Gorbacov, bu politika çerçevesınde tanm ve savunma sanayiinde iki önemli atama yaptı. Savunma sanayii ile görevli başbakan yardımcıhğına 48 yaşındaki Yuri Masliukov getirildi.Gününikinci önemli ataması da Sovyet Komünist Partisi Moskova Böigesi Birinci Sekreterliğine yapıldı. Bu goreve Tanm Bakanı Valentin Messiats atandı. Sovyetler, asker kayıplarmm artüğını kabul etti Atina Politeknik olaylarının 12. yıldönümü Hükümet Sözcüsü Lcılliotis eski yoldaşlarını suçladı Devlet Başkanı Sarzetakis, ilk kez törenlere katılan c:. .hurbaşkanı olarak Atina Politeknik Okulu avlusuna çelenk koydu. Hristos Sarzetakis STELYO BERBERAKİS ATtNAYunanistan'da, Albaylar Cuntası döneminde ayaklanan Atina Politeknik Okulu öğrencilerinin anısına düzenlenen 17 Kasım Kanlı Politeknik Olayları'nın 12. >ıldönümü bu yıl çok görkemli yapılıyor. Cumhurbaşkanı Hristos Sarzetakis, Atina Politeknik'in avlusuna dün düzenlenen bir törenle çejenk koydu. Sarzetakis, 12 yıl içinde Politeknik Olaylan yıldönümünde çelenk koyan ilk cumhurbaşkanı. Cuntanın 1974 yılında devrilmesinden sonra ilk cumhurbaşkanı olan Konstantin Çaços ile daha sonra Konstantin Karamanlis hiçbir yıl kutlamalara katılmamışlardı. 17 Kasım törenlerine bu yıl ilk kez ordu ve emniyet mensuplan da katılıyor. Ancak bu yıl gene dikkati çeken, aynı zamanda da garipsenen bir gelişme, Politeknik olaylarının önderi durumundaki bugünku hükümet sözcüsu Kostas Lalliotis'ın o dönemde yoldaşı olan Komünist Parti yöneticilerine saldırısı oldu. Lalüotis, Komünist Parti yöneticilerini üç gün önce ilan edilen 24 saatlik genel grevi kışkırtmak ve ekonomik siyasetini eleştirerek hükümeti yıpratmakla suçladığı konuşmasmda eski yoldaşlarını " b i r avuç baldırı çıplak" olarak niteledi. Oksüriiyor musunuz? VICKS PASTİL kullanın,bıçak gibi Sıgara ve soğuk algınlığının kaçınılmaz derdı. Oksuruk' Ve vazgeçılmez çozümu Vıcks Pastıl1 Oksuruğünuze Vıcks Pastıl kullanın, Vıcks Pasttl, oksurugunuzu bıçak gıbı keser' Sovyet haikına göre Gorbaçov'la her şey daha iyi MOSKOVA, (a.a.) Batılı ekonomi uzmanlan, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un ilk kez hazırladığı S yıllık planının kısa vadede Sovyet vatandaşlannın kemerlerini sıkacak, ancak uzun vadede yaşam duzeylerini yükseltecek nitelikte olduğunu belirtiyorlar. Uzmanlar, 5 yılük kalkınma planında ekonominin tüketicilere yardım etmekten çok ekonominin tümüyle değiştirilmesinin hedeflendiğini ancak başanya ulaşması halinde halkın bundan yararlanacağını vurguluyor. Plaıun öncekilere göre daha gerçekçi olduğu ve yürürlüğe konmasında başan şansı bulunduğu da belirtiliyor. Uzmanlar. Gorbaçov'un planda, uluslararası atmosferin kötüleşmesi olasılığma karşı Sovyet askeri durumunun daha da güçlendirilmesi ve Amerikan tahıl ithalatına bağımlılığın azallılması konusunu göz ardı etmemesine dikkat çekiyorlar. Gorbaçov'un kalkınma planı şubat ayındaki Komünist Parti kongresinde onaylandıktan sonra y;ürurluöe i Soguk alınca VICKS alın! 7 f
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear