23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/10 17 EKİM 1985 Bursa'da gübre yolsuzluğu Kimyucılar gübre müşterisi den gelen ihbarları değerlendiren Bıırsa Emniyet Müdürlüğü Mali Şube görevlileri, gereksinimlerini fazla göstererek vade ile satın aldıklaı ı gübreleri lstanbııl'a satan Ycnişehir'in Eğerce köyü eski muhtarı Ahmet Özbay ile Halil Almalı adlı çiftçiyi gözaltına aldılar ve soruşturmayı çok yönlü yürütmeye başladılar. Gözaltına alınan iki kişinin iladeleri sonrasında Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Bahattin Mııtlu'nun, gübre yolsuzluğu olayında etkin rol oynadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Istanbul polisi ile işhirliği yapan Bursa polisi, lstanbullu bazı işadanılarını da gözaltına aldı. Bursa vc çevresinde değişik yorumlara neden olan, "gübre yoLsuzluğu" dosyasınm soııış turma sonrasında savcıhğa ulaştırılacaği ve olayın, "daha büyük boyut" kazanabilcccği beliı tildi. Bıırsalı çil'ıçilerdcn yasadışı yollardan gübre aldıkları belirlenen lstanbullu firmalar, Akgim, Aksan ve Merkez Kimya adlı firma dcpolarıtıda da araştırma yapılacağı bildirildi. Bursa'dan lstanbııl'a şıı ana kadar 135 ton gübrcnin giltiği ve gübrelerin kimyasal madddcrin yapıtnında kullanıldığı öğrenildı. Gözaltına alınan çiftçiler ve yakınlarının lstanbııl'a gübre satına olayına ekonomik çıkmazlurın neden olduğunu iddia ettikleri belirtildi. Iddiayagöre, iirünlcrine pazar bulamayan ürcticiler, düşük t'iyata ve vadeli olarak aldıkları gübreleri İstanbul'a satıyorlar, elde edilen kazaııç ile de laiz borçlarını ve diğer borçlarını ödüyorlar. BursaHmniyet Müdürlüğü Mali Şube ilgilileri, konıı ile ilgili ayrıntılı bilgi vcrmcktcn kaçırıdılar.Bu arada TZDK'nın olayı soruşturmakla bir müt'ettişini görevlendiıdiği dc öğrenildi. POLJTIKA VE OTESI MEHMED KEMAI. Zirai Donatım Kurumu'nun Ziraat Odaları aracılığıyla dağıttığı gübreleri İstanbul'daki kimya sanayü dalındu iş yapan firmalura pazarlayan bir şebeke ortaya çıkarıldı. BURSA, (Cumhuriyel) Türkiye Zirai Donatım Kurumu tarafından bayilcr ve Ziraai Odaları aracılığı ile Ureticilere verilen gübreleri tstanbul'daki kimya saııayi dalındu iş yapan firmalara pazarlayan bir şebeke ortaya çıkartıldı. Olayla ilgili Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Bahattin Mııtlıı ile birlikte Istanbullu bazı firma yetkilileri de göz altına alındı. Gözaltına alınanların sayısının 15'i bulduğu bildirildi. Değişik kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Yenişehir' Şairler Giderken.... Öldüklerinde gösterilen ilgiden anlıyoruz, kimi devletin sanatçısı, kımi değil. Örneğin Cemal Reşit Rey devlet sanatçısı, Ruhi Su değil Devlet sanatçısına TV'inde geniş yer verir, baş sağlıc,' dıler, yetkili adamlarını cenazeye gönderirken; devlet sanatçısı saymadığının da cenazesini polisleri ile kuşatır, mezarlığa gitmek istiyenlerin önünü keser, katılan gençleri gözaltına alır, yayın organlarının gözleri kör, kulakları sağırdır. Devletin benimsediği sanatçılar oldugu gibi dışladığı sanatçılar vardır.onlara pasaport vermez, yurt dışına çıkmalarını önler, Aziz Nesin, Rıfat llgaz, Dinamo gibi. Daha başkaları da var. Bizde oldugu gibi son günlerde Batı'da da birçok sanatçı gözlerini kapıyor. Sanat meraklısı bir genç kız, "Neden böyle birdenbire döküldüler?" diye sordu. Bilmem neden böyle dökülü dökülüverdiler? Bir sonbahar rüzgârı çoğunu alıp götürdü. Rock Hudson, Simone Signoret, Orson VVelles, Yul Braynner... Çok insan kanserden ölüyor. Kanser çağımızın onulmaz belasıdır. Kanser eskiden böyle sık görülmezdi, şimdi neden çoğaldı? Bir hekim arkadaşım insan ömrünün bundan önce kısa olduğunu, kanser belirtileri başlamadan insanların öldüğünü söyledi. Uzun yaşanırken kanseri oluşturan hücreler de kendini gösteriyormuş. Kanserin tıp bakımından bir yorumu böyle... Belki başka yorumları, başka açıklaması da vardır. Ölüm epeyce yaklaştı. Bunu Ölüm korkusundan değil, ölüm gerçeğinden ötürü söylüyorum. Dostlar, tanışlar, yaşıtlar için durmadan kötü haberler alıyoruz. Bir haber, bir duyuru, bir telgraf, bir telefon: "Öldü!" diyorlar. "Kim?" diye sorduğunuzda adını söylüyorlar, en ince yerinizden vuruluyorsunuz. Gün geçtikçe gelişen, azan, çoğalan, tasarlayamayacağımız kadar ivedilik kazanan o iletişim araçları yok mu, o iletişim araçlarının her biri dünyanın bir ucundan öteki ucuna durmadan felaket haberleri taşıyor. Gözlerimiz birer ekrana, kulaklarımız birer antene döndü. Biri alıyor, biri veriyor. Yıl içinde ölen şairler gözümün önünden geçiyor: Abdülkadir Bulut, Muhteşem Sunter, Fuat Ofşin, turgut Uyar, Ruhi Su, en son Metin Eloğlu... En son mu? Ya sırada başkaları da varsa! Metin Eloğlu, şiir alanına çıktığında hemen toplumcu ve hicveden dizeleri dikkati çekti. Gerçi Garip çizgisinde gibi göründü ama, Garip'ten olmadığı hemen anlaşıldı. Dizelerinde şaşırtan espri yanı ağır.çarpıcı birgörünüm vardı. Bugörünüm Garip şürinde vardı ama, bu görünüm ne birbirine yaklaşıyor, ne de birbirinin uzantısı oluyordu. Birbirinden bağımsız iki şiirdi. Bir süre sonra Garipçiler izledikleri çizgiyi bıraktılar. Metin Eloğlu, kendi şiirini bırakmadı, sürdürdü. Bu zıkkımın yanında Arnavut ciğeri ister, bir Çiroz salatasi ister iki, Cacık ister, üç Hürriyet, müsavat, adalet demeye Sadece yürek ister Metin Eloğlu, bu yüreği şiirlerinde de, yaşamında da gösteriyordu. Bu tür şiirlerini epeyce götürdü. Sonradan baktık ki soyut bir yöne davrandı. Sözcükleri seçiyor, uyumsuz sözcüklerle, kendine göre uyumlu dizeler kurmaya çalışıyordu. Bu yeni şiire bir anlam veremeyenler, 'Yeni bir şiir dili kuruyor' diyorlardı. Gerçekten yeni bir şiir dili mi kuruyordu? Eleştirmenlerimiz bundan sonra bu sorunun yanıtını vereceklerdir. Edip Cansever'le, Turgut Uyar'ın tabutunun ardından giderken, "Metin de çok hasta. " demişti."Ölüm ülkemizin değerli şairlerini gözlüyor." Hastalığının onulmaz olduğunu bildiğimizden ölümüne yavaş yavaş alışmıştık. Bu bakımdan acıların bir parçası oldu. Şiir ve resim, Metin Eloğlu'nun iki dünyası idi. Bunları eşleştirerek bir dünyada birleştirdi. Şiirindeki soyut görünüm resmine girmişti. Aradığı bir şey vardı, bu aradığını kelimelerde ve renklerde bulmaya çalışıyordu. Bulabildi mi? Bulamadıysa gittiği yerde hep arayacak mı? Vergi tasamlam komisyonda sorun oldu ANKARA (Cumhııriyel Bürosu) Vergi yasalarında değişiklikler öngören yasa tasarısı "yasa tekniğine uygun düzenlenmediği" gerekçesiyle TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sorun yarattı. HP'li üyeler, tasarının hükümete geri gönderilerek düzeltilmesini isterken, komisyon, Meclis Başkanlığı'nın uyarısı üzerinc yasalann kanun tekniğine uygun olarak yeniden komisyonda düzenlenmesini ANAP'lıların oyları ile kararlaştırdı. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün vergi paketi ele ahnırken, HP'li milletvekilleri, paket içinde birçok yasada değişiklik öngörüldüğünden bu değişikliklerin ayrı ayrı getirilmesi gerektiğini savunarak, tasarının gcri gönderilmesini önerdiler. Eski Maliye ve Gümrük Bakanı, bağımsız milletvekili Vural Arıkan da komisyonda bu görüşü destekledi. Bu arada TBMM Başkan Vekili Abdülhalim Aras, Plan ve Bütçe Komisyonu'na bir yazı göndererek, vergi yasalarının bazı maddelerine öngörülcıı değişikliklcrin tasarıda tck madde altında, fıkralarda gösterildiğini ve bu uygulamanın kanun tekniği ile Meclis teammüllerine aykırı olduğunu belirtti. Aras, her maddedeki değişikliğin madde başlıkları altında toplanınası gcrektiğini kaydederek, tersine uygulama ile çıkan iki yasanın daha önce Anayasa Mahkemesi1 nce iptal edildiğini hatırlattı ve komisyonun bu durumu dikkate alarak düzenleme yapmasını istedi. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda tartışmalardan sonra meclis başkanhğının uyarısı doğrultusunda tasarının kanun tekniğine uygun olarak yeniden düzenlenmesi için komisyon başkanlık divanına yetki verildi. Vergi paketinin, yapılan düzenlemeden sonra görüşülmesine bugün başlanacak. Vergi yasalarında değişiklik öngören tasarının görüşülmesine Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlık Divanının yapacağı düzenlemeden sonra yarın başlanacak. Komisyon Başkanı Cengiz Tuncer, "Tasarı iizerinde başkanlık divanı ulanık gerekli düzenlemeleri yapacaklannı, fıkralar halinde bulunan (asarıdaki bölümlerin maddeleştirilecegini" bildirdi. 1986 vergi yıh olacak (Bastarafı I. Sayfada)' bütçesinde iç ve dış borç hasılatı ile bunların geri ödenmesi kapsam dışı bırakıldı. Yılın başında 500 milyar liralık bir açığı kabullenen Maliye ve Gümrük Bakanlığı bu miktarda borçlanma için yetki aldı. Diğer iç ve dış borçların yönetimi ise Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na bırakıldı. 1986 yıh için iç borç tavanının 2 trilyon 500 milyar lira olurak belirlendiği dikkate alındığında müsteşarhğın elinde 700 milyarhk ek bir borçlanma liıniti bulunuyor. HARCAMALARIN DACIIIMI Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin dün düzenlediği basın toplantısında bütçe büyüklüklerini açıkladı. Bakan Alptemoçin, 7 trilyon 251 milyar 500 milyon lira düzeyinde planlanan haıcamaların yüzde 42'sinin cari hizmet ödeneklcrindcn oluştuğuna işaret etti. Bu kalemde yer alan personel ödenekleri 1 trilyon 550 milyar, savunma harcamalarının da katıldığı diğer cariler ödeneği 1 trilyon 496 milyar 500 milyon lira olarak belirlendi. Cari hizmet ödenekleri bir önceki yıla göre yüzde 45 oranında yiikseltildi. Bütçe harcamalarının bir diğer başlığı olan yatırım ödeneklerine ise 1 trilyon 300 milyar lira ayrıldı. Yatırımların genel hareamalar içindeki payı yüzde 17.9 oranında kahrkcn, gcçcn yıla göre yatırım ödenekleri artış oranı da yüzde 28.8 olarak hesaplandı. Ancak Maliye ve Gümrük Bakanlığı, yatırımların bazı fonlar ve dış kredilerle desteklenmesi kararını da açıkladı. Yatırımlara bu kanalla ayrılacak kaynak miktarı 500 ila 700 milyar lira arasında tahmin ediliyor. Bütçenin ikinci önemli kalemi ise, 2 trilyon 910 milyar liralık bir kaynak harcanması planlanan transfer ödenekleri olarak gözüküyor. Bütçe içindeki payı yüzde 4O'ı bulan bu kalemin, geçen yıla göre artış oranı yüzde 59.1 olarak hesaplanıyor. GELİR KALEMLERİ Bakanlık, 1986 yıh konsolide bütçe gclirlerini 6 trilyon 750 milyar liralık bir tahmine bağladı. Bu rakamın içinde 5 trilyon 750 milyar liralık kaynağın vergilerden sağlamnası bekleniyor. Kurum hasılatlarından ve ceza gibi kaynaklardan oluşan vergi dışı normal gelirler toplamının 750 milyarı, özel gelirlerin de 100 milyarı bulacağı tahmin ediliyor. Katına bülçe gelirlerinin de 150 milyar lira olarak gcrçcklcşeceği tahmini bütçede yer alıyor. Maliye ve Gümrük Bakanlığı vergi gelirlerinin 1986 yılında bu yıla oranla yüzde 50.8'lik bir artış göstermesini hedefliyor. Bu beklenti, 1985 yıiı için konulan 762 milyarhk KDV hedefinin aşılarak tahsilatın yıl sonunda 900 milyara ulaşacağı tahmini ile dedile getiriliyor. Bakanlık gelecek yıl için de KDV tahminini yüzde 77.2'lik bir artışı içerecek biçimde 1 trilyon 595 milyar olarak belirledi. KDV'nin belge düzenini yerleştirmesi umuduna ve "peşin vergi" uygulamasının da yürürlüğc girmcsi ile birlikte kurumlar vergisinde yüzde 94.4'lük bir yükselme bekleniyor. Kurumlar vergisinde 1986 hedefi 1 trilyon 50 milyar olarak kondu. Zamlanan motorlu taşıt vergisinde yüzde 150'lik, taşıi alım vergisinde yüzde 100'lük artışlar hedelleniyor. Yeni vergi paketinde yükseltilerek ayarlanan harçlarda bir önceki yıla göre yüzde 76.5'lik artış bekleniyor. FAtZLER VE "ALO VERGİSİ" Maliye ve Gümrük Bakanı, mevduat laizinin vergilendirilmesi ve menkul sermaye iradı stopajı konularında kamuoyunda bazı yanlış aıılamalar olabileceğini kaydederek şunları söyledi: "Mevdual lai/lııin vergilendirilmesi konıısuııdn Bakanlar Kunıluna yetki tarıınınıştır. Aynı şekilde yüzde 20'den yüzde 10'a düşüriilen menkul sermaye iradı stopajını yüzde 25'e çıkarmak da Bakanlar Kurulu yetkisine dahildir. Ancak bu, Bakanlar Kurulu yetkisini kullanacak anlamına alınmamalıdır. Bakanlar Kurulu yetkisini kullanmayabilir. Bunu koşullar belirler. Ayrıca Bakanlar Kurulu yelkisiııi tersine kullanıp bu oranı düşürebilir de.." Maliye ve Gümrük Bakanı son günlerde basında yer alan ve "alo vergisi" diye adlandırılan telefon konuşma ücretlerindeki vergi konusunda da şunları söyledi: "Belediye gelirleri kanunları uyarınca haberleşmeden yüzde 6 oranında vergi alınmakta idi. Telefon konuşmaları bunun dışındadır. Telefon görüşmelerinin hangisi vergiye tabi hangisi tabi değil, ayırt etmek güçtür. 30 liralık telefon konuşmalanndan alınan yüzde 6'lık 168 kuruş vergiyi, 40 liralık gdrüşme için 240 kuruş vergi miktarına yükselttik. Ancak bu vatandaşı etkilemeyecek. Çünkü vergi PTT tarafından ödenmektcdir. Vergi PTT'nin hasılatını azaltacaktır. Bu nedenle valandaşa yük gelmeyecektir." Başbakan Turgut Özal, dün grup loplantısından sonra gazetecilüre vergi tasarıları ile ilgili bilgi verirken, "Bu sefer vergiyi çok daha iyi toplarız. Bıııııı inanıyoruın" dedi. Özal, vergi tasarılarıyla ilgili şıı bilgiyi vcrdi: "Vergi nispetini yüksek koyınak demek, vergi almak demek degildir. Vaktiyle bir milyon lira kazanan insan, yüzde 63 vergi veriyordıı. Bugün I milyon lira kaztınandan yüzde 63 vergi alınsa, bu adaın vergi vermez. Çünkü kendi geçiminj saglayanıa/. Bugün milyon kazanandan alabileteğim vergi, vergi iadesi sistcmini de yaygınlaşlırmakla aşagı yukarı yüzde 10 civarına düşer, makııl olan da bııdıır. Vaktiylv indirdigimis vergi nispetlerinde bir geriye donuş yoktur. $imdi, hatta oııu daha da genişletiyoruz. Bu sel'tr vergiyi daha iyi toplarız. Bııııa inunıyorum." Özal, yeni bütçenin değişik bir sistcmle hazırlandığını belirtcn bir gazetceiye. 'IMF sistemi bııdur. Bııtıın dünya da bunu uygııluyor" karşılığım verdi. Özal, bir başka soru üzerine de banka mevduatı ve menkul sermaye irailarında stopaj oranlarının yüzde 10 oranında uygıılanacağını, ancak tasarıyla bunun yüzde 25'e yükseltilmesi imkânının geiirildiğıni soyledı. özal, "Vergiler için acı aspirin diyorlar, ne diyorsunuz?" şeklindeki bir soruya ise, "Dogrıı dıgil" diye yanıt vcrdi. Isianbui l ııiversitesi ufireımiUri, yemt'kha/uh'riııin ornınmda olması nedeniyle, kendilerine verien kumanyaları inşcuıt ariıklan ve pislik içinde yemek lorunda kalıyorlar. Geçen yıl, üniversite yemekhanesinin binterce öğrencive verersiz kalması nedeniyle rektörlük, genişletme kararı atmif ve yaı ortalarmda gerekli işlemler yapılarak çahşmalara başlanmtştı. Daha önce 2 katlı olan hinayı i kata çıkarma çalışmalan ise devam ediyor. Ancak bu arada olan öğrencilere oluyor. 7 ekimde ünhersitenin uçdışıyla birlik te öğrencilere yetkililer, üniversite yemekhanesinden kumanya alabileceklerini söylediler. Söylediler ya, bunları yiyecekleri herhangi bir ver de gösteremediler. Öğrenciler şu anda, yemekhane çevresinde, pislik içindeki inşaat alanı içinde kumanvalanm yemek durumundalar. Öğrenciler, soruna kısa sürede bir çöziim getirilmesini isterlerken, "Bize verilen kumanyaları pislik ve inşaat arttklan içerisinde yediriyorlar. Yemekhaneye ek hina yapacaklar tamam. Anta bu süre içinde binlerce öğrencinin nerede yemek yiyeceklerini de düşünsünler" şeklinde konuşuyorlar. (Fotograj: HSAT PALA) Üniversiteli yemeku* Sanayîciler: Kâr etınek ayıp mı? (Bastarafı 1. Sayfada) 6'yı geçmediğini ve bunun da ancak ayakta kalmaya yettiğini söylediler. tşadanıı Sakıp Sabancı, "Gülen insanların İürkiyesi makul ve kanuni kârların yükselmesinden geçcr" dedi. Halit Narin de, "Kazancımızın bize ayıp gelirecek bir larafı yoktur. Kazanıyorsak, bundan iflihar rdilıneli ve herkes larafından ıılkışlannıalıyız" diye konuştu. lSO'nun dün yapılan ckinı ayı olağan meclis toplantısının cn önemli gündem maddesini "ithalat ve ihracat rejiınleri uygulamaları" oluşturmasına karşın, sanayiciler, ağırlıkla basında çok yüksek kâr ettikleri yolunda çıkan haberlere değinıneyi tercih ettiler. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah (îezgin'in "Kâr eden, iyileşen kaınu kesimidir. Özel kesim yerinde saymıştır. Bu da ancak fon yaratmaya yetiyor. Sadece ödenmiş scrnıaye ikiye katlanmıştır. Cirodaki artış yüzde 6'dır" şcklindeki konuşmasından sonra, Halit Narin söz aldı. Başkan Gezgin'in konuşmasında isminin geçmesi üzerine kürsüyc gclen Narin, "Biz, sataşılacak insanız. Meyvesi olan agacı laşlarlar" dedi. Narin şoyle devam etti: "Sanayicilerin kazandıgını kıskanmak yanlıştır. Biz ancak kazanırsak yatırım yapabiliriz. Kâr etmemi/in bize ayıp gelirecek bir tarafı yoklur. Kazanmanın ayıp oldugu yerde milli menfaatlcr nasıl geliştirilebilir? Ka/anıyorsak iftihar edilmeli." Yüzde 50 enflasyon karşısında ayakta kalabilmek için en az yüzde 100 kâr etmek gerektiğini savunan Narin, "Yatırım yapabilmek için en az yüzde 120130 kâr etmeliyiz. Bir sanayicinin yüzde 140 para kazanması, soygıından başka hir şey degildir. Bu parayı kazanmayan sanayicinin de para kazanıyor olması mümkıın degildir" dedi. Narin'den sonra söz alan işadamı Sakıp Sabancı, daha iyiye gitmcnin sınırı olmayacağını, firmaların kârlarını dolara çevirip hcsaplanmasının doğru olacağını savundu. Sabancı şunları söyledi: "Bize, sanayici olarak fabrikalar kurarak, yeni iş sahaları açarak ülke ekonomisine hizmet görevi verilmiş. Dışa bağımlılıgı azaltmanın, darboğazları aşmanın, üretimi devam ettirmenin, teknolojiyi yenilemenin, kısaca gülen insanların Türkiyesi'ne ulaşınaııın yolıı makul ve kanuni kâr etmeklen geçer. Knflasyon ve yabancı paralarııı erozyonunu düsürerek kârlarını ı/a dolar gözüyle bakmamız gerekir. Bir yabancı firmanın son 10 yılıııa bakın, kârlarını dolara çevirin, ne kadar kâr etmişler. Kendi sanayilerimiz, hammadde ve yedek parçada hâlâ yabancı paraya baglıdır. Dolara vurduğumuz zaıııan gerçek kârlar ortaya çıkar." AIARKO Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ozeyir Garih, 1984'te niye kâr etmediklerini kendi özel hesaplama yöntemiyle izah etti. Garih, kârların zahiri olduğunu belirterek. "Enflasyon, getin'igini götürmüştür. Statüko, aneak korunmuştur" şeklinde konuştu. Sanayiciler, 1984'te abartıldığı kadar kâr etmediklerini açıklamalaıından sonra, konuşmalarda liberasyon politikasına çattılar. Sabancı, liberalizmin kalesi ABD'nin bile yerli sanayisini korıımada akılcı yollar bulduğunu it'ade ederken, Halit Narin, konuşmasında hükümetin ithalatı liberalleştirme politikasını sert biı dillceleştirdi. Narin, "IJberal ekonominin milli menfaatlerimizin hangi noktasına kadar liberal olduguna açıklık getirilmelidir. Türk ekonomisi, herkese açık bir pazar haline gelirse, bunun altından kalkamayız. Nelerin ne oldugu, kimin kim oldugu belli olmayan bir modelle karşı karşıyayız. l.iberal ekonominin yasaklan bellidir" diye konuştu. İSO Başkanı Nurullah Gezgin, "sanayicinin liberasyona ilke olarak karşı çıkmasının söz konusu olmadıgım" savunarak şöyle dedi: "Türkiye'de gerçekten liberasyon uygulanıyor mu ııygulanmıyor mu, bunu bilıniyoruz. Bazı belirsizlikler var. Bu belirsizlikler, sanayici üzerinde olumsuz ve cavdırıcı etki yapıyor." (Bastarafı 1. Sayfada) açıkladılar. Rahmi Koç, topluluğa bağlı 26 şirketin lSO'nun 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında yer aldığım belirterek şunları söyledi: "Serbest piyasa ekonomileri döneminde iyi organizc olmuş, iyi kaynak kullanan ve iyi idare edilen şirketler, iyi neticeler alacaklardır. Memnuniyetle görülmektedir ki grubuınuzun 26 sanayi şirkcti bu listede yer almış ve şirkellerin ciroları toplamı 452 milyar TL'sına ulaşmıştır. Dikkat edilirse kârlılığıınız ciro üzerinde sedece yüzde 4.5 mertebesindedir. Hedefimiz daha fazla ınal üreterek mal satmak ve kârlarımızı da makul ölçüde tııtmak ve bu şekilde sanayi tesislerimizi (anı kapasite ile valışlırarak işgücünü arttırınak, yeni yatırımlar yapmak ve ülkemizc hizmel elınektir." Osman Boyner ise "sanayicilerin şikâyetleriniıı 1984'e degil, 1985'e yönelik olduğunu" kaydederek, "Sanayici 1984'ü eoktan unutmuştur. Şikâyetlerimizin nedeni tepeden inme kararların ulınınasıııın önüne geçıneklir. Aklı başıııda hiçbir sunayici ithalala karşı çıkmaz " diye ko~ nuştu. Şaban Çavuşoglu, kârlarını., yüzde 107 görünmesıiıe karşın, öz sermayeye tahakkuk eden kârın yüzde 6 olduğunu il'ade edcrek, "Sanayiciler ancak ayakta durabilecek kadar kâr saglamıştır" dedi. Rahıııi Koç GA1ATASARAY SüPER PİYANGOSU GA1ATASARAY SÜPER PİYANGOSU YARIN AKŞAMDAN ITIBAREN YAZAN YÖNETEN: SERGEY KOKO1 TÜRKÇESİ: BELGİ PAKSOY DFKOR KOSTUM: OSMAN ŞENGEZER ı', ;i 190 MERCEDES SÜPF.R Ş Ö L E N E KAT1LIN; (.'.ckıliş 19 f.kım 1 9 8 5 , (iunidrtcsi günii Süpcr Stın<ıl<,ıl<ırın S|X)r Scr^ji Sjrtiyındıi. 131 KARTAL SÜPER ŞÖLENL KATIL1N; Çddliş 19 Lkını 1985, Cumartesi günü Sii[x>r S.ın.ıKıLırııı cşli^inrlc S|x>r Serçi Sdrayındj. YILDIZ KENTERŞÜKRAN GÜNGÖR KÂMRAN YÜCEGÜL ONAT AYHAN KAVAS , Glfi açılmıştır. 147 36 54 146 35 89 TİYATROSU Halide SAT1Ş Yr.Rir.Rt: M i l l i l ' I Y A N d O HAYIIIKI l'l"l MI R K I / I I Rİ. ISIANHIİ I I A I K I K M I K H d l l . l I KINDI. MA(",A/AI AKDA VI III K Y1KDI SATIŞ YF.RIIRİ: M i l l i I'IY\N(,() HAYIIIKI. l ' l l M l k k l / I I K I . ISIANHIII IIAIK IKMIK HUI111 KİNDI MAf.A/AI AKDA VI IIIK MKDI UR6DPG0REMR.IHLARA Zelve PeriBacaları.Yeraltı Şehirleri.Eğlence CUMHURİYET BAYRAMINDA 36î ftzcl Otohiis Tanı Pansiyun > f * PİYANGO BİLETLERİ Z500.TL AYRICA: 1111 iYrı A I I I N I PİYANGO BİLETLERİ 2500.TL. A Y R I C A : 1111 R I V I I \\ I I N I 33 0 0 0 . Raı*t)ci[i)s llukdn J5 ! Kİ1III7I KilKZZIİ II k.uhkov: 3:ıınıiHü Sörtur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear