22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MA YIS 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 TTİATROMUZ, BBR USTA YAZAREMI YTI1RDI Hikmet Şimşek "Asiye Nasd Kurtulur?" ıne gidecek sorusu hâlu yanıtsız ZELİHA BERKSOY Vasıf, 1969 yılının bir eylül günü bizim Ankara'daki evin kapısmı çaldı. Elinde "Asiye Nasd Kurtulur"un metni. tlk karşılaşmamız boyle oldu. Annem Semiha Berksoy'la birlikte oyununu oynamamızı istiyordu. Birkaç gün sonra buluştuğumuzda uzun uzun oyununu konuştuk. Bir süre sonra da provalar başladı. Sonuna dek doğrulardan yana olan, haksızlığa başkaldıran sanatçının mücadelesiydi bu. Kavaklıdere'de bir apartmanın bodrumunda çalışıyorduk. Ne tiyatro binası vardı ortada, ne sahne, ne de para... Oynayacağımız tiyatro henüz inşaat halindeydi. Bizlerse, apartmanın bodrumunda saatlerce Vasıf ın çok önem verdiği yorum meselesi, dilinden hiç düşujrnediği diyalektik sözcuğü, yaşamın diyalektiği, insanlar arasındaki çıkar çatışmaları, insanların birbirine yabancılaşması, insanın kendine yabancılaşması meseielerini tartışıp duruyorduk. Soru, bu düzende "Asiye Nasıl Kurtulur?" sorusuydu. Bir yandan da mutfakta koca bir tencereyle yemek pişer, birlikte yenilir içilir, çaylar kaynardı... Böylesine yoksul, ama umutluydu tiyatroda geçen gunler. Artık sahneye çıkmamız gerektiğinde, kış ortasında ancak kabası bitmiş, buz gibi, rutubetli bir salondu bizi bekleyen. Gündüzleri inşaat sürdüğunden pTovalan geceyarısı yapardık. Vasıf, kâh düşünür, kâh saz çalar, kâh saatlerce süren sohbetlere girerdi. Sonunda bir gün provaya geldiğimizde, salonun koltuklannın takıldığını görduk. Çalıştığımız inşaat yeri, bir tiyatroya dönuşüyor, aylardır çekilen sefalet son buluyordu. Herkes daha bir güçlendi ve karlı bir ocak gunü "Asiye" bir sevinç cığlığı gibi başladı. Aradan on dört yıl geçti, "Asiye Nasıl Kurtulur?" sorusu hâlâ yanıtsız. Vasıf, tüm yaşamı boyunca hep böyle zor koşullarda uğraş \erdi, çalıştı, üretti. Bir an çevreme baktığımda düşünüyorum; nasıldık, nereye geldik ve ne olacak? Sanat adına öylesine yoz bir kandırmaca surup gitmekte ki.. Çıkar ilişkilerine dayalı bu soysuzluğun içinde Vasıf, toplumsal gerçeğe dayanan, insanın değişebilirliğine inanan, sanatı son nefesine kadar savunan bir yazardı. Vasıf, yaşamın gerçeğini düşünsel ve sanatsal en ufak bir odun vermeden ülkesinin insanına ulaştırmak isteyen aydının bitmeyen çilesini yaşadı. Pahalı ödedi bunu. Yasamıyla ödedi. Duyduk Gördük Örümcek bağkunış kafalar yorlar. Bekir Topaloğlu adlı birinin "İslamda Kadın" adlı kitabının öğretmen tardfından "kaynak kitap" olarak gösterilmesinden yakınan bu veliler, bakmanın göz zinası, dinlemenin kulak zinası, konuşmanın dil zinası, tutmanın el zinası, yürümenin ayak zinası olduğunu söyleyen (bkz. sayfa 206) bu kitabm ilgililerce incelenmesini istiyorlar. Kadtnm yürümesinin tahrik edici ve zinaya teşvik anlamma geldiğini vurgulayan kitabı acı bir dille suçlayıp şöyle diyorlar: "Bu goruse itibar edilse hiçbir kadın yürumeyecek ya da yiirüyen kadınlar zinaya teşvikle suçlanacak!" Ne denir, bir Bakan çıkıp 19 Mayıs törenlerinde kızlann giyeceği ktlığa kanşır, vilayetine göre paçalı ya da paçasız, uzun ya da orta boy şort giydirmeye kalkışırsa, bu örümcek bağlamış kafalar da ortaya atılma yürekliliğini bulurlar elbet. KURUYAN DAMAR Vasıf Ongören'in ölümuyle tiyatromuzda bir damar daha kurudu. O, insanın değişebilirliğine inanan bir vazardı. Bir serüven yaşanmadan bittî AYŞEGÜL YÜKSEL Genç kuşağı bir türlü oluşamayan Türk Tiyatrosu, bel bağladığı "orta kuşak" yazarlarından birini daha yitirdi. Vasıf Öngören'in zamansız ölümü, beklenmedik bir "eksiklik", bir "yoksunluk" duygusu içine itiyor insanı. Bir sanatçının, verebileceklerinin tümünü veremeden susuverişinin onanlmaz acısını yaşıyoruz... Yazar, yönetmen, oyuncu Vasıf Öngören tiyatronun mutfağında yetişmiş bir tiyatro adamıydı. Öğrencilik yıllarında amatör oyunculukla başlayan tiyatroculuk serüveni, Almanya'daki öğrenimi sırasında kazandığı tiyatro görgusünü ve deneyimini ozellikle yetmişli yıllarda Türkiye'de tiyatronun her alanında değerlendirmesiyle sürdü, tiyatromuza armağan ettiği yapıtlarla kalıcı ürünlerini verdi. Ongören kaç yıldır yazmıyordu, ya da yazdıkları gün ışığına çıkamıyordu. Bir süredir de Türkiye'den uzaktı. Yine de tiyatro ustüne çalışan, üreten bir Vasıf vardı, biliyorduk. Karşımıza her an yeni bir tiyatro olayı çıkarabilirdi. "Asiye Nasıl Kurtulur" çen, titizlikle işleyen, ne yaptığının baştan sona bilincinde olan bir tiyatro adamına yaraşır başarılardı hepsi. Vasıf Öngören, dört yapjtla da olsa tiyatro tarihimizde önemli bir aşamayı beIirlemişti. Vasıf'ın "uygarsanatçı" kişiliğini tanımamı sağlayan yalnızca bir tek anım var. Çünku ancak bir kez karşılaştım onunla. Altı yedi yıl önce, çok kalabahk bir ödül töreninde ozellikle gelip tanıtmıştı kendini. "Yönteminize katılmıyonım, ama eleştirmen olarak çok tutuyonım sizi" demişti. Önemli saydığım bir yazarın böylesine özentiden uzak, böylesine açık sözlu olmasından öyle büyük bir keyif duymustum ki, "yöntenı" sözcüğüyle ne demek istediğini sormayı başka bir karşılaşmaya erteleyivermiştim. Bir başka karşılaşma ne yazık ki olmadı, olamadı... Ozellikle MUli Eğitim e çöreklenen yobaz kafası, genç beyinlerde yapmaya başladığı tahribaANKARA, (a.a.) 30. sanat tı var gücüyle sürduriiyor. Bu yıhnı kutlayan orkestra şefı Hikkafanın ne mene şey olduğunu met Şimşek, haziran ayında çağanlamak için, geçenlerde tstanrılı olarak Çin Halk CumhuriyebuVdaki belediye otobüslerinden ti'ne gidiyor. Şimşek, bir buçuk birinde duyulan aşağıdaki koay süreyle Çin'in çeşitli kentlenuşmaya bir göz atmak yeter. rinde Türk bestecilerinin yapıtKonuşmayı bize aktaran okurulannın yorumlanacağı konserler muz Ferudun Yayman şunları yönetecek, aynca Türk müzik yaztyor: yaşamının tarihi ve gelişmesi ko"Yolculuk sırasında istemenusunda konferanslar verecek. den tanık olduğum bir konuşmaŞimşek, Anadolu Ajansı mu l yı aktarmak istiyorum. Bu kohabirine yaptığı açıklamada, ! nuşma, orta yaslt ve çember sa"Bu konferansJarın Çînli müzik } kallı iki adam arasında geçiyorotoriteleri için çok yararlı olacadu. Biri, yanmdakine: ğına inanıyorum. Çünku Çin de Uyumanın tek/aydası var, ci okurumuz mektubunun sotek seslilikten çoksesliliğe geçişin diyordu. nunda da şu cümleyi ekliyor: arayışı içinde" dedi. Viicudu dinlendirir, diye "Turkiye, 21. yuzyılda Japon atıldı öbürü hemen. mucızesinı bol bol uyumak isteÇin'e giden ilk Türk müzisye Yok, yok. Bunlar hikâye. yen zihnivetle mi gerçekleştireni Şimşek, daha sonra Japonya'cek? Uyumanın tek bir şeye faydası da ve Kore'de değişik orkestravar. Bu devirde bol bol Ve tnegöl Lisesi öğrencilerinin lar yönetecek. Şimşek, bugüne uyuyacaksın. basma gelen, bu zincirin bir başkadar 24 ülkede 78 orkestra ve ka halkastnı olusturuyor. Lise 1. Yanındaki dayanamadı: 160 konser yönetti. Nedir öyleyse uyumanın sınıfa giren Din Dersi öğretmeni çocuklara dönem ödevi olarak faydası? diye sordu. "Fuhşa Götüren Yollar" konu Uyumanın tek faydası, günah işlemezsin. tnsan günahları sunu veriyor. Öğrenci velileri ise, uyamkken işler. Sen hiç uyurken kızlı erkekli öğrenim gören çocuklarının bağnaz fikirlerle yegünah işler misin?" tistirilmek istenmesinden yaktnıGenç olduğu anlasılan öğren Piyanist Gülsin Onay Japonya'da konserler veriyor Jerry Lewis intiharını anlatıyor İşte "Cumhuriyet" okuru Gazetemizin "60. Yıl" eklerinden ikincisi çıknğı günden beri arşivin telefonlan durmadan çaldı. Konu hep aynıydı. 8 mayıs 1984 tarihli ekin 3. sayfasında Gazi Mustafa Kemal'i Fethi Okyar 'la birlikte gösteren fotoğraf.. Haklı olarak ilk telefon da Cemal Işıksel üstadanızdan geliyordu. 40 yü foto muhabirliğini yaptığı gazetesine sitemde bulunuyor ve "O fotoğraf Yalova'da çekilmemiştir. Bir benzeri de halen bende bulunuyor. Hatta size tarihini de vereyim" diyordu. "6 haziran 1929'da Gazi Çiftliği'nde Marmara Köşkü bahçesinde çekilmiştir." Telefonlar 10 mayıs 1984'te çıkan 4 sayüı ekten sonra da durmadı. Yine A tatiirk 'ün bir fotoğrafı söz konusuydu. Ekin 16. Hazirantn düzeyinde yeni bir başyapıt belki... Oysa şimdi Vasıf yok, biliyoruz. Amsterdam'dan gelen ölüm haberiyle, seruven bütünuyle yaşanamadan noktalanıverdi. Tiyatromuzda bir damar daha kurudu... Vasıf Öngören toplumcu gerçekçi çizgide urünler verdi. Brecht'in epik diyalektik tiyatro yöntemini benimsemiş ve bu yaklaşımla oluşturulmuş dört sağlam yapıt koymuştu ortaya: "Asiye Nasıl Kurtulur", "Almanya Defteri", "Oyun Nasıl Oynanmalı" ve "Zengin Mutfagı." Yapıtlanyla yarattığı tiyatro olaylarının hiçbiri rastlantısal değildi. Malzemesini özenle se ANKARA, (ANKA) Piyanist Gülsin Onay, bir dizi konser vermek uzere Japonya'ya gitti. İlk konserini bugün Tokyo'daki Türkiye Büyukelçiliği'nde verecek olan Onay, yarın Asahi Shimbun gazetesi konser salonunda çalacak. Üçüncü konserini 25 mayns günü yine Tokyo'daki Turkiye Büyukelçiliği'nde verdiktcn sonra Onay, 30 mayısta lstanbul'un kardeş kenti Shimonoseki belediye salonunda dördüncü kez sahneye çıkacak. Gülsin Onay'ın son konseri 1 haziranda Tokyo Güzel Sanatlar ve Müzik Üniversitesi salonlannda. Gülsin Onay'ın konserleri, ileri bir tarihte yayınlanmak üzere Japon Radyo ve TV'si tarafından banda alınacak. Kultur Servisi Haziran ayında televızyonda yayınlanacak filmler bellı oldu. TV'de Sinema'da salı, curaartesi ve pazar gunleri 6 yabancı, 3 yerli, toplam 9 film ekrana gelecek. TRT yayın programında bir değişiklik yapmazsa hazıran ayında izleyeceğımız filmler şoyle: "Zaferin Bedeli" (The Reivers)/ William Faulkner'ın vomanından uyarlama/ Yönetmen: Mark Rydeil/ Oyuncular: Sle>e McQueen. Sharon Farrell, Milcfı VogH, Rupcrt Grosse/ 1969 yapımı (2 Haziran Cumartesi); "Renji" (Renji)/ Yönetmen: Joe Camp/ Oyuncular: Krances Bavier, Edgar Buchanan. Peler Breck/ 197S yapımı (3 Hazıran Pazar); "Renkli Diinya"/ Yönetmen: Orhan AksoyOyuncular: Giılşen Bubikoğlu, Erol Evgin, tzzet Cuna>, Adile Naşil, Ne»ra Serezli, Ayşen Gruda, İsmet A), Mürüvvet Sim / 1981 yapımı (5 Haziran Salı) "Dogu Ekspresinde Cinayet" (Murder On The Orient Express)/ Yönetmen: Sidoe> Lumel/ Oyuncular: Albert Finney, İngrid Bergman, Richanl Widmark, Lauren Bacall. Wendy Hiller. Sean Conner>l. 1974 yapımı (9 Hazıran Cumartesi); "Kaptan Sinbad" (Captain Sınbad)/ Yönetmen: Bjron Haskjn . Oyuncular: Gu> VVilliams, Pedro Armendariz/1%2 yapımı: (10 Hazıran Pazar); "Selvi Bo>lum Al Yazmalım'VCengiz Aytmatov'un romanından uyarlama/ Yönetmen: Alıf Yılmaz/ Oyuncular: Turkân Şora>, Kadir tnanır, Ahmet Mekin, Hülya Tuglu, Nurhan Nur / 1977 yapımı (12 Haziran Salı);" Bagdat'lı Sihirbaz " ( YVizard Of Bagdat ) / Yönetmen: George Sherman / Oyuncular: Dick Stıann, Diane Baker. 1960 yapımı (17 Haziran Pazar); "KâtipÜsküdar'a Giderken" Yönetmen: Ülku Erakalın/ Oyuncular: Zeki Miiren, Sezer Guvenirgil, Suzan Avcı, Suna Pekuysal, Gülistan Güzey, Vahi Öz, Bedia Muvahhit, Aziz Basmacı/ 1%8 yapımı (19 Hazıran Salı); "Nil'de Ölüm" (Death On The Nıle)/ Yönetmen: John Guillermin. Oyuncular: Peter Ustinov, Jane Birkin, Leis Chiles. David Nr»en / 1978 yapımı. TVfilmleri belli oldu 58 yaşındaki Amerikan komedyeni Jerry Lewis 1965 yılından bu yana omurilik zedelenmesinden rahatsız. Şiddetli ağrılar veren bu hastalığına ilişkin sayfasında çıkan ve A tatiirk'ü bazı gizli kalmış şeyleri Jerry LetstanbuVu bir ziyaretinde Hay M75 geçtiğimiz günlerde "Pentdarpaşa Gan 'ndan çıkarken gös house'' dergisine anlattı. Bunlar teren fotoğraf ın altında "Türk arasında en ilginç olam, bir keOcağı'ndan çıkarken" ibaresi resinde duyduğu acılardan dolabulunuyordu. Okuyucularımız yı intihara kalkışması: "38'liği telefonla, hatta gazetemize ka çekmeceden çıkardım, doldurdar gelerek bu yanlışlıklann dü dum ve namluyu ağzıma aldım. (Hanı ağzmıza aldtğınız bir sazeltilmesini istiyorlardı. Gazetede yapılan küçük bir kızın üstünde bir parça yaldızlı yanlışta bile telefonunu esirge kâğıdın yapışmış olduğunu fark meyen "Cumhuriyet" okuru, ettiğiniz zaman nasıl olduğunu yanlışlık A tatiirk le ilgili olunca bilirsiniz, korkunç bir şeydir.) arşivi bombardımana tutmuştu. Bu'tun bunlar en çok 45 saniye Güvenimizi her vesileyle belirt içinde olup bitti. Bundan sonrası tiğimiz "Cumhuriyet" okuru yi da olsa olsa beş saniye surmüş ne haklıydı. Yerden göğe kadar. olmalı. Smith VVesson 'un horoBize de, başta Cemal Işıksel üs zunu çektim ağbiciim, sonra... tadımız olmak üzere bütün oku çocuklarımın sesini duydum. yucularımızdan özür dilemek ve Gülerek koridorda koşuşuyorilgüerine teşekkür etmek kahyor lardı. Bunun uzerine letiğe basmadım." du. 37. Cannes ŞenligVnden notlar Politik sinemadan ilginç ve çok değîşîk üç ayrı örnek MEHMET BASUTÇU Şenliğin ilk yarısı gerilerde kalırken, Büyıik Ödul'e aday yapıtlann genellikle yüksek bir düzey tutturdukları gözlemleniyor. Bu konumda, Altın Palmiye için hiçbir adayın, diğerleri arasından tam olarak sıynlamamasını olağan karşılamak gerekir. Seçiciler Kurulu karar vermekte kuşkusuz güçlük çekecek. Aynı duşik, özgün yaklaşımlann, aranışİarın ürunü, duyarlı ve birçoğu şaşırtıcı derecede olgun ilk denemeler geliyor önümüze... YENt BAKIŞ GETİRMEK GÜÇ Cannes'da her yıl politik sinemadan birkaç örnek var. Sinema politikaya bulaşmasa bile, politika olası ya da kaçınılmaz bir bulaşmayı önlemek için Yedinaramak. Yarışmah ana bölümde ardı ardına sunulan üç film, bu yaklaşımdan değişik örnekler getirdi. Filipinli yönetmen Lino Brocka, bir matbaada çalışan genç çiftin hem iş hem de özel yaşamlannda karşılaştıkları sorunları iç içe anlattığı "Bayan Ko" (Ülkemiz) adlı yapıtında, Doğu Sineması'nın vazgeçemediği melodram eğilimine karşın, zevkle izlenen duru ve iddiasız bir politik film gerçekleştirmiş. Bilinen tuzaklann kenarına tehlikeli biçimde yaklaşan Brocka, sonuçta. senaryonun sıradanlığına karşın, sinema dilinin sıcaklığı ve kurguda kendini gösteren birkaç zekâ kıvılcımıyla filmi kurtarabiliyor. Grev yapan işçileri sindirmek için girişilen ve soğukkanlılıkla işlenmiş cinayetlere dek varan kanun dışı baskılar, sosyal güvenceden yoksun kalanİarın çaresizliği, bu dengesiz ve adaletsiz toplumda, insanların yaşayabilmek için suç işlemeye yönelmeleri.. Brocka, politik sinemanın bütün bu temel taşlannı ustaca kullanırken ne sinemaya, ne de konusuna yeni bir boyut ekleyemiyor, ama ülkesinde yaşanan bunalımdan, gerçeklerden kesitler getirerek haksızlıklara, koşullar ne olursa olsun karşı çıkmak soyluluğunu gosteriyor. HAYVANLAR hmail Gülgeç KÖSTEBE&1. BULURS.4M ŞART OAHA OLSUN. O GÜZEUiM AI?K4 SUYUNU KİM KİME DUM DUMA Behiç Ak Ozoman, .^r^/Yoofe =5SWfit. Bulgaristari'da uluslararası fotoğraf yarışmusı düzenlendi Fotoğraf Örgütü ve Fotoğraf Sanatçılan Kulübu, "Robetniçesko Delov'84" başlıklı uluslararası bir fotoğraf yarışması duzenledi. Yanşma tüm ülkelerin fotoğraf sanatçılanna ve foto muhabirlerine açık. rin kültür ve yaşamı", "egitim" "işçi yaşamı" "spor", "iınlü insanlar", "güniimüzden anlar", "banş ve nıikleer savaşa karşı Kültür Şervisi Bulgaristan 37. YIL Cannes Şenliği, bu'yıl 37. yılında. Dünyanın bu en buvük ilgiyi gören sinema şenliği, yine ilginç aflşi (yukarıda) ve kattlanların zenginliğiyle ilgiyi üzerinde topluyor. rum Altın Kamera Ödülü için de geçerli. Yanşan yirmi iki "ilk film" içinde, en azından yedi sekiz tanesinin uzun ve ciddi tartışmalara yol açacağını sanıyoruz. Genç yonetmenler, değişik türden yapıtlanyla, bu yıl Cannes'da kendilerine verilen onemin, bağlanan umutlann boş olmadığını kanıtlamaktalar. Değici Sanat'ın yakasını pek bırakmıyor... Bu etkitepki gelgitinde, başyapıtından en düzeysizine, belgeselden militan sinemaya dek" binlerce politik film üretilmiş. Yeni bir bakış getirmek gerçekten güç artık. En son buluş, önemli toplumsal çalkantıları, politik olayları bireysel yaşamın güncelliğindeki yansımalarda Yanşma konuları ise "ülkele Klarinetçi Sabine Meyer, Berlin Filarmoni'ye boyun eğdi Kültür Servisi Geçen yıl Berlin Filarmoni Orkestrası ile sözleşme imzalaması, Şef Herbert Von Karajan ıle orkestra uyeleri arasında anlaşmazlığa yol açan yirmi dört yaşındaki klarinetçi Sabine Meyer, deneme yılının bitiminde istifa edeceğini açıkladı. Berlin Filarmoni Orkestrası'yla imzaladığı sözleşmenin neden olduğu tartışmalann surüp gittiğini belirten Mejer, orkestra uyelığinde diretmesinın daha da şiddetli anlaşmazlıklara yol açabileceğini ileri sürdu. Bilindiği gibi, geçen yıl Herbert von Karajan, Sabine Meyer'in orkestraya alınması konusunda diretmiş, orkestra üyeleri ise alınacak yeni üyelerle ilgili son sözu söyleme haklarının çiğnendiğini one sürerek buna karşı çıkmışlardı. Önümüzdeki yaz yapılacak oylamada orkestra uyeleri Sabine Meyer'den yana yana oy kullansalardı, Meyer orkestranın yuz yılı aşkın tarihinde ikinci kadın çalgıcı olacaktı. Öte yandan, Berlin Filarmoni Orkestrası'nın klarinetçi Sabine Meyer'e karşı takındığı tutum, Federal Almanya'daki bazı feminist grupların tepkisine yol açtı. çalışmalar" olarak saptandı. Yarışmaya istenildiği kadar fotoğrafla katılınabılecek. En küçük fotoğraf boyutunun ise 18x24 olması gerekiyor. Yarışmaya katılacak fotoğrafların 1 aralık 1984gününe kadar İFSAK'a(P.K. 272, Beyoğlu Istanbul) gönderilmesi zorunlıı. KARŞIYAKA'DA Satacağınızalacağınız daireler içın arayınızyazınız. Burcu Ofıs Belediye Sokağı Tuncalı İşhanı No: 104 KarşıyakaIzmir Tel.: 23 01 13 Macar yönetmen Marta Meszaros ile Gürcü meslektaşı Lana Gogoberidze, ülkelerinin yakın tarihine eğilmişler. Bayan Meszaros "Naplo" (Anı Defteri) ile İkinci Dünya Savaşı yıllannda \c hemen sonrasında Macaristan'da yaşanan önemli olayları, politik gelişmeleri özyaşamsal bir öykü çerçevesinde anımsıyor. Bayan Gogoberidze ise daha gerilere, 1920'ler öncesinin Gürcistan'ına, günümüzde seksen yaşına ulaşmış bir yaşlı kadının gözleriyle bakıyor. Marta Meszaros, savaş sırasında Rusya'ya göçen ve daha sonra ulkesine yetim olarak dönen genç kızla birlikte kendi geçmişini aramakta... Siyahbeyaz çekilmiş duyarlı bir film olan "Anı Defteri", Macaristan'da yaşanan politik değişimi, ülke yönetimini, geleceğe dönuk çabalarını gündeme getiriyor. Gürcü yönetmenin yine benzeri konuları işlediği "Geceden Uzun Gün" adındaki filmde ise büyük bir özgünlük yok. Yine de, Rus devriminin etkilerini yaşayan Gürcistan halkının tepkilerini, çok boyutlu tiplemelerin bireysel davranışlarına koşut olarak, ilgiyle izliyoruz... Gurcü dilindeki bu yapıtın Sovyet Sineması adına şenliğe katılması ise, Rusça olmayan yapıtlara çok az rastlamamız nedenıyle aynca altı çizilmesi gereken bir gö7İem. MACAR VE SOVYET SİNEMALARINDAN 2 ÖRNEK 1ARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan 22 mayıs ULUSAL KAURAMAN H£NE HATUN 195S'TE SU6ÜN, BNÛNLÜ KADlH MIZDAH NEU9 HAWU,98 ÖLDÜ. 187?'O£Kİ TİJRKR , E£ZUTARAF/NRUM'OAKl A2I2/YE 7AByASl DAN İŞGAL EDlLMlŞ, DUgUMU HAŞER ALAN GİVİL HALK, ŞASİJ SitAH£A£L4 OÜŞMAH ÜSTU NE yüeÜMÜÇTli. 2O YA$LAR/NPA<İ NENE HATUN DA OHLAB&AN 8İ&YDİ. ÇOK. KANU BİR SAVAŞ SONUMPA, A2İZİYE TAgyASl RuSLAe'PAN GE& AUHM/Ş, KAHGAAAAAfCA DÖVÜŞEM HENE HATUU PA YAgAlANM/ÇT/.' Su OLAYLA ULUSAL 8ie KAHMMAM OLAN NEMB HAWN, &ÜYÜIC SAYGI VE SEV6İ SÖeMÜŞ, YILLAIS SON RA, İ3SS'TE,ÖLÛMÜMOEN glRKAÇ GÜN ÖfJCE "VILIU ANNESI*İLAM EDtLMtÇTİ. (SA6PA ) 50 YIL ONCE Cumhuriyet Milli pamnın sağlamhğı Ankara 21 (a.a.) Basvekil İsmet Püşa Hazretleri atideki beyanatlannın neşrine Anadolu ajansını tavsit buyurmuşlardır; Mevduatı koruma kanununda yapılacak tadilat üzerinde gazetelerdeki bilir b'ümez neşriyatm tashihi için Maliye Vektti arkadaşım beyanat yapmıştır. Kezaiik bu sebeple milli paranın kıymeti üzerinde de hassasiyet uyandırılmak istendiğini hissediyorum. Mevduatı koruma kanununda Büyük Meclise teklifi kararlaştınlan kanun layinasını aynen efkan umumiyeye arzediyorum. Layiha şudur: "Bankalar, kasalannda, bulundurmağa mecbur olduklan mevduat karsıhğı ihtiyatın azami yüzde ellisini Maliye Vekaletinin muvafakatini almak şartile faiz getiren kıyemi menkuleye tahvil etmekte muhtardırlar. Bankalann kendi menfaatlerine binaen ve isterlerse yapabilecekleri bu muamele, mevduat sahiplerinin icabuıda 22 mayıs 1934 mevduatlannı nakten geri almak haklarmı hiçbir surette tahdit etmez." Kaınilen tahvil yerine kanun layihasile azami yüzde 50 şeklinde ve ancak Maliye Vekaletinin muvafakat edebileceği cinsten kıyemi menkule üzerinde mevduatın emniyeti lehine bir tahdit yapümış oluyor. Milli paranın kıymetine gelince, memleketin ithalat ve ihracatını ve tediye muvazenesini gözönünde tutan siyaseti dikkatle takip etmek tabii ve mukarrerdir. 19341984 İLKBAHAR, YAZ S06UTMA MAKıNAS!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear