23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I7MAYIS 1984 EKONOMİ CUMHURİYET/9 UJNİLEVERİDN "Hl" TOHUMU "TÜRKAy1" İLE SAVAŞMA HAZIR Ayçiçeğînde yüksek verim içîn tohıım kavgası kızışıyor Unüever şirketinin Trakya Birlik ve InterState firmasıyla ortaklaşa kurduğu "Güneş Tohumculuk Şirketi" tarafından lanse edilen Hl melez ayçiçeği tohumunun Orabanj hastalığına dayanıklı olmadığı belirtiliyor. Bu melez tohumu kullanan çiftçi, gayeî iyi sonuç alsa da ürününün bir bölümünü tohum olarak ayırtna şansma sahip olmayacak. Her yıl yeniden tohum almak zorunda kalacak. NİLGÜN UYSAL Bu haftanın ilk üç günü boyunca Maçka Oteli'nin biraz ilerisindeki Deslek Reasürans binasının onunde duran "Tohumculuk Endüstrisini Geliştimıe Semineri"ne ait tanıtma panosu, belki birçok kimsenin dikkatini çekmedi. Oysa, iki kiloluk ambalajlardaki ayçiçek yağını bir süredir 1250 lira gibi ürkutücü bir fiyattan almaya başlayan herkesi ilgilendiren bir konu, bu seminer boyunca alttan alta konuşuldu durdu. Seminerde "ana konu" tarımsal üretimde "tohumun onerai" ydi. Tanm Orman ve Koyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nazmi Demir, Tohum hayatlır, açlığın çaırsi tohumdan geçer" diyordu. Seminerde yandan kenardan gündemde duran konu ise, "ayçiçeği tohumluklanydı": Söz dönüp dolaşıp şuraya vanyordu: "Ayçiçeği y»gı üretiminde bir açık söz konusudur. Bona karşın. Türkiye'de ayçiçefi üretimini arttırmak için, artık ekilebilir alanlan genişletınenin de imkânı kalmadı. Öyleyse, daha verimli lohıımlar kullanmak zonındayız." Lnilevertş'in bir süre önce Trakya Biriik v» ABO kökenli InterStale fırrnası ile ortaklaşa kurduğu "Güneş Tohumculuk Şirketi"nin " H l " adıyla tanıtımını yaptığı yeni bir ayçiçefi lohnmunun devreye A İŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN KETENCİ girmesi söz konusuydu. Unilever uzmanı U.F.Schroeder, Tohumculuk Semineri'nde yaptığı konuşmada, "ticari amaçhı çahştıklannı" açıkça dile getirmekle birlikte, tanıtımını yaptıklan Hl ayçiçeği tohumunun orabanj haslalıgına pek dayanıklı olmadıgını tespit ettiklerini de söylemekten geri durmadı. Schroeder, bu yeni ayçiçeği tohumundan geçen yıl deneme için 4 ton ithal ettiklerini, bu yıl ise, 84 ton ithal edeceklerini, bir yandan piyasanın tutumunu incelerken, bir yandan da yüksek yağ verimi olan bu tohumu Türkiye koşullanna uydurmak için çalışmalar yapacaklannı so/lerıne ekledi. Orabanj haslalıgı neydi? Seminerdeki bir çay molasında yakalayıp konuşma fırsatını bulduğum Trakya Birlik Genel Müdürü Muhittkı Soyer, beni lobideki çiçeklerin yanına götürerek soruma mümkün olduğu kadar somut ve neredeyse uygulamaJı bir biçimde yanıt vermeyi tercih etti: "Duşun kr", dedi, "Şu bilkilerin dibinde başka kıiçiik parazit bilkiler yetişsin. tşte Orabanj böjle bir şeydir. Parazit bir bitkidir. Ayçiceginin dibinde biter ve onu somüriir. Baş etmesi zordur. Türkiye'de özellikle Trakya bölgesi yogun bir biçimde orabanj hastahğının tehdidi altındadır." Yine Muhittin Soyer'den öğrendiğimize göre, Güneş Tohumculuk şirketinin lanse ettigi Hl Hybrid (Hibrid) ayçiçeği tohumu ile bu yıl 130 bin dekara ekim yapılacak. Soyer'in bu noktada orabanj hastalığı ile ilgili olarak dikkati çektiği nokta, hastalığın sadece Trakya'da söz kouasu oidugu ve o nedenle de Trak ya dışındaki ekim alanlannda tohumun orabanja dayanıklriığını test elmenin mümkün olmadığı." Hybrid tohuBi da neyin nesi oluyor? "Özel olarak seçilmi; ana vc baba bitkilerin karşı karşıya getirilip ekilmesi ile dde edilen özel tohumlara hybrid (melez) tohum" deniyor. Türkiye yağ sanayiinde 20 yıldan beri kullanılan ve Vniink 8931 orjinal adı ile bilinen ayçiçeği tohumluğu ise, kendi gen yapısından üretilen bir tohum. Bu tür tohumun kullanımı halinde, çiftçi isterse beğendiği mahsulün bir bölümünü tohumluk olarak ayırabiliyor. Hybrid tohum kullanan çiftçi ise, mahsulün bir kısmını tohum olarak bir kenara ayırma şansına sahip değil. Mutlaka her yıl yeniden tohum alması gerekiyor. Kaldı ki, hybrid tohumlar ötekilere göre oldukça pahalı.Satan için ticari anlamda kâriı olduğu anlaşılan hybrid tohumlaun; kullanan için de üretimde gayet ve Günün Aynası Türk ihraeatçıları Viyuna'da Ekonomi Servisi Avrupa'daki ilk Türk lhraç Ürünleri Fuan 25 tnayısta Viyana'da açılacak. Turex84 Türk İhraç Uriinleri Fuan'nda, salyangozdan videoya kadar tüm Türk ihraç ürünleri Viyana Fuar Sarayında sergilenecek. 53 ihracatçı firmanın katıldığı fuarda 30 milyon dolarhk ihracat bağlantısı ve 1 milyon dolarlık perakende satış hedefleniyor. Ortadoğu pazarlannda görülen daralma ve AET'nin tekstil ürünlerimize koyduğu kısıtlama nedeniyle ihracatçj fırmalar, fuarın AET üyesi olmayan Avusturya'da düzenlenmesine büyük ilgi gösterdiler. TÜRKİYE İÇİN ÖRNEK OLUŞTURABİLtR Mİ? Batma noktasındaki ABD bankasını mkipleri kurtardı Ekonomi Servisi Türkiye'de guç duruma duşen bankaların rakip bankalarca desteklenmesi olayına pek rastlanmazken, ABD'nin önde gelen 16 bankası donmuş kredileri nedeniyle zor duruma düşen Continental Iilinois Bankası'nı ayakta tutmak için 4.5 milyar dolarlık bir "destekleme fonu" oluşturdu. AP Ajansı'nın haberine göre ABD'nin sekizinci en büyük bankası olan Continental Iilinois 2.3 milyar doları bulan donmuş kredileri ve daha önce batmış olan Penn Square Bankası'ndan devraldığı petrol kredilerinden uğradığı 1 milyar dolarlık zarar nedeniyle zor duruma duşmüş ve el değiştireceği ya da çökeceği yolunda söylentiler yaygınlaşmıştı. Bu söylentiler üzerine gerek bankanın yetkilileri gerekse ABD Maliye Bakanlığı 'e diğer yetkililer, bankanın sanıldığı gibi batma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmadığını belirtmişlerdi. Ancak bu güvencelerin bankanın üzerinde oluşan şüphe bulutlannı dağıtmaya yetmemesi üzerine bir araya gelen ABD'nin önde gelen 16 bankası 4.5 milyar dolarlık bir destek fonu oluşturdu. Continental Iilinois Bankası Yönetim Kurulu Başkanı David G.Taylor, oluşturulan bu fonun bankanın istediği zaman başvurabileceği bir yedek kaynak olarak hazır bulundurulduğunu açıklayarak, "Bu gıiçlu destegin sağlanmasından sonra bankamızın yeniden halkın gıivenini kazanacağını umuyonım" dedi. ABD'nin önde gelen bankalannın güç duruma düşen bir rakıplerini ayakta tutmak ve içine düştüğü güven bunalımını aşması için ona destek sağlamak girişimi, Türkiye için de ilginç bir örnek oluşturuyor. Türkiye'de bankaların gereğinde birbirlerini desteklemesine de imkân verecek bankalararası işlemler, fazla gelişmiş değil. Üstelik bankaların zaman zaman güç duruma düşen rakipleri hakkındaki söylentileri susturmak yerine körükledikleri ve guç durumdaki bankanın çevresinde oluşan kaygı bulutlannı adeta memnunlukla izledikleri görülüyor. Pakdemirli: Ortadoğu'ya ne alıp ne satarız diye düşünmeliyiz Ekonomi Servisi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Prof. Ekrem Pakdemirli, Türkiye'nin Islam ülkeleriyle olan ticaretinde henüz kullanılmamış büyük potansiyel bulunduğunu söyledi. OTİM'deki 'İs\am Ülkeleri Ticari İlişkileri" konulu seminerin ikinci gününde konuşan Prof. Pakdemirli, Türkiye ile tslam ülkeleri arasindaki toplam 6 milyar dolarbk karşılıkh ticaret hacminin, 45 İslam ülkesinin toplam dış ticaretinde çok küçük bir pay aldığına işaret etti. Ortadoğu ve İslam ülkeleriyle dış ticaretin "Miisterek fay<ta" esasına dayanması gereğinin altını çizen Prof. Pakdemirli, "ihracatçılanmız, işadamlanmu Ortadoğu'ya sadece ne satanz diye değil, ne satıpne alabiliriz diye düşünmelidirler. Çiinkü tek yönlii fayda daimageçicidir. islam ülkelerine dönük turizm yatırımlarına öncelik vereceklerini de söyleyen Prof. Pakdemirli, bir Arap turistin bir Avrupalı turistten on kat daha çok ilöviz bıraktığını kaydetti. TürkiyvLibyn karma ekonomik komisyonu bugün toplanıyttr ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) TürkiyeLibya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri düzenleyen 1975 tarihli anlaşmanın onuncu yılında iki ülke ekonomik komisyonları arasındaki toplantı, Libya'nın başkenti Trablus'ta bugün yapılacak. Devlet Bakanı tsmail Özdaglar başkanlığındaki Türk Heyeti'nin katılacağı toplantıda Başbakan Turgut özal'ın 22 mayısta Libya'ya yapacağı üç günlük resmi gezinin gündemi, somut hale getirilecek. Başbakan özal, Libya'ya yapacağı üç günlük gezide Libya Devlet Başkanı Kaddafi ve Başbakan Callud ile yapacağı görüşmelerde özellikle müteahhit firmaların üstlendikleri işleri tamamlamaları için gerekli tahsislerin yapılmasını isteyecek ve dışalım dışsatım dengesi üzerinde duracak. Bîlgisayar mağazaları yaygınlaşıyor Ekonomi Servisi Bugünlerde İstanbul'da Nişantaşı civarında dolaşanlar, alışılmış görüntülerin dışına çıkan mağazalarla karşılaşacaklar. Bunlar ne giyim kuşam, ne de aksesuar mağazaları. Bilgisayarlara, özellikle de "kişisel bilgisayarlara" artan ilgiyle birlikte, birbiri peşisıra açılan "bilgisayar magazalan..." Henüz, Avrupa ve Amerika'daki benzerleri gibi, tam bir "market" haline dönüşmemiş olsa da, Türkiye için, "sihirli" bazı araçlann, "sokak başlarındaki diikkânlarda" görülmeye başlanması yeni bir olay. Bu nedenle de mağazalar oldukça ilgi çekiyor. Rumeli Caddesi'nde dun açılışı yapılan Mikrosaray Bilgisayar Merkezi, Oric, Sinclair, Apple ve IBM kişisel bilgisayarlarının yanı sıra, Atari oyunlannı sergiliyor ve satışını yapıyor. Portaş A.Ş. tarafından gerçekleştirilen mağazada kısa süreli kurslar veriliyor. Sergilenen markalar için her türlü donanım ve yazılım desteği ile kâğıt, disket, manyetik ortam gibi gerekli malzemeler sağlanıyor. Aynı cadde üzerinde Zafer sokakta yer alan TEPUM tarafından gerçekleştirilen 48 K Bilgisayar Merkezi'nde de Sinclair marka bilgisayarların değişik modelleri, çevre birimleri sergileniyor. Ön rimli sonuçlar getirebildiği ileri sürülüyor. Ne var ki, emekli Ziraat Yüksek Mühendisi Recai Taşan'ın bundan bir süre önce Tarım Orman Bakanlığı'na sunduğu raporda söyle denilmiş: "...Bazı teşkilat mensuplan dahi hibritin fazla verimli azman tohum anlamına geldiğini sanıriar. Yanlıştır. Zira, ayçiçeği bitkisinin genetigi ve fizyolojisi geregi hibritten fazla verim saglanamamıştır. Hibrit tohum, özeliiği geregi bu tohumu üreten yerden her yıl yenisini almayı gereklirir. Onun için stirekli dışa bağlı kalma zonınluluğu yaratacaklır." Doğrusu böylesine kritik bir konuda Tanm Bakanlığı uzmanlannın ve örgütunün hangi duruş ve görüşleri benimsediğini merak etmemek mümkün değil. Bakanlık üst düzey yetkilileri, Tohumculuk Semineri boyunca, kamunan bu alanda hiç de küçiimsenmeyecek bir potansiyeli oldugunu ima edip durdular. Prof. Dr. Erkan Benli, "tohum endüslrisinde bizim de gdişmts bir altyaptmu var" diyordu. Bu süzlerden Türkiye Taazanya degildir. Yabancı sermaye de geise bizim de tohumculugun bazı alanlannda rekabet gücümüz vırdır" mesajını alır gibi oluyorduk. Sonradan yine bakanlık yetkilileri nden öğrendik ki, Tarım Bakanlığı'aa bağlı Edirne Ztrsi Araştırma Eastitüsu'nde yapılan çalışmalar sonucu "Türkay1" adını taşıyan bir başka hybrid (melez) ayçiçeği tohumu gelişlirilmis bulunuyor. Orabanja büyak ölçüde dayanıklı olduğu soylenen bu tohumun "ana ve baba» " da Türkiye'deki çalışmalar sonucu üretilmiş ve yağ verimliliği (Ç»45. Giineş Tohumculuk şirketinin lanse ettiği Hl Hybrid lohumluğunun ise yag verimi *h 48. Ama orabanj hastalığına pek dayanıklı olmadığı anlaşılıyor. Bu tohumluğu üretmek için gerekli olan ana ve baba tohumlar ise dışarıdan getirilecek. Ayçiçeği lohumluğunda uçüncü kategori olan piyasadaki tohumluklann yağ verimi ise % 40. Hybrid ayçiçeği tohumluğunda kamu ve özel kesunin üstü kapalı bir yanş içinde olduğu açık. Bunun ötesinde, hybrid ayçiçeği tohumluklannın ne ölçüde yağ Üretimini arttırmada etkin olacagını, ne ölçüde de ticari amaçla piyasaya sürüldüğünü zaman içinde göreceğiz. Sendikaların Denetimi Türk kamuoyunun sendikaların denetimi kadar duyarlandığı bir başka alan yok gibidir. İşçisinin sigortasını ödemeyen, vergi kaçıran işverene kızılır. Rüşvet yiyen memur, karaborsacı, kaçakçı, özellikle suçları ortaya çıkmışsa ceza ile birlikte toplumda saygınlıklarını yitirirler. Ancak işçinin parasını yiyen bir sendikacının damgalanması, sendika ağalığı hepsinden ağır bir suç gibidir. Kamuoyunun bunca duyarlığına rağmen sendika ağalan, işçinin parasını yiyenler, sarı sendikacılar yok mudur? Vardır hem de pek çok. Peki ya hesabı sorulmuş mudur? En iyisini işçı bilir, ancak bizce hiç yok. Bunca yasal düzenlemeye, bunca hesap sorulmasına, ağalığa savaş açılmasına rağmen gerçek ağalar ortalıkta kol geziyor, kurular yerine yaşlar yanıyor, nasıl mı, niye mi? Çünkü kendisini satanı, kendisini soyanı, sömüreni en iyi bilse bilse işçi bilebilir? Sorabilirse, sorma bilincine erdiğinde ancak işçi hesap sorabilir? Biz dışardan, işçiyi soyanı sömüreni ne kadar doğru tanıyabilir, doğru hesap, ışçiden yana hesap sorabiliriz? Bu böylece bir gerçek olduğu içindir ki, işçinin hakkı ancak işçi tarafından gerçekçi olarak korunabildiği içindir ki, uluslararası ilkelerde sendikaların denetiminin üyeleri işçiler tarafından yapılması benimsenmiştir. Dışardan denetim sendika özgürlüğü açısından sakıncalı görülmüştür. Uluslararası Çalışma Örgütü sendikaların dışardan değil ancak üyeleri tarafından denetimini temel sendika özgürlüğü haklan içinde görmüş, bu dogrultuda bağlayıcı ilke kararları almıştır. Bizim de üyesi olmakla. bağlı olduğumuz bu temel ilkelere göre sendikalar dışardan ancak mali soruşturma anlamında denetlenebilirler. Sendikalann iç denetiminden, yönetim organları kararlarından geçmiş mali konularda dışardan denetime kalkışma, hele hele dışardan idari denetim hiçbir şekilde düşünülemez ve sendika özgürlüğü ile bağdaşamaz. Biz de yapılanlar ise sendika özgürlüğünün bu temel ilkeleri ile hep çelişmiş, tersine uygulamalarla sendikaların denetimi gerçekleştirilmek istenmiştir. Her dönemde, özellikle mali soruşturma niteliğindeki denetime yasalar çok açık olduğu ve gerçek sendika ağalığı, İşçinin hakkının gaspedilmesi örnekleri "körgözüm kör" edecek kadar açık bulunduğu halde her nedense bu tür olaylann üstüne hiç gidilmemiştir. Gerçek ağalardan, gerçek hesap sorulmamıştır, sorulamamıştır. Çünkü gerçek ağalar, gerçek işçi hakkını gaspedenlerden hesap sorma ile siyasal iktidar çıkarları genellıkle pek birleşmez. Mağdur olan işçi asıl hesap sormak ister. Ancak bugüne kadar ne sendika içi demokrasi. sendika içi denetim yeterince işlemiştir ne de işçinin bu anlamda bilinçlenmesi ortamı gelışebilmiştir. İşçiler, gerçekten onları sömüren, haklarını gaspeden, satan sendika ağalannm elinden kurtarılmak isteniliyorsa, işçilerin sendika yönetiminde söz ve karar sahibi olabilecekleri ortam yaratılır. Yeni yasal düzenlemeler işçilerin üyesi oldukları sendikalan kendi çıkarları doğruttusunda denetleyebilecekleri koşulları getirir. Yasal ortam yaratıldıktan sonra, işçinin kendi haklarını gaspedeni tanıması, ondan hesap sorması sanıldığı kadar güç değildır. Sendika içi demokrasi işleyebildikten kısa bir zaman sonra sendika ağalarını sendika yönetiminde görmek olası degildir. Yeter ki gerçek istenen, amaçlanan bu olsun. Ama işçileri, haklarını gaspeden sendika ağalanndan kurtarma adına bizde yapılanlar yapılırsa? Yasal düzenleme, 6 mayısta yürürlüğe giren denetim tüzüğündeki gibi hükümlerle pekiştirilir ve sendikaların bütün mali ve de idari denetimleri siyasal iktidarın eline verilirse ne olur? Sendikalar bu konuda çok duyarlı olan kamuoyunun karşısına çıkıp, "Biz denetim istemiyoruz" diyemiyor, sendika ağaIrğını, işçi haklarının gaspını savunuyor durumuna düşmekten, hesap vermekten korkuyor durumuna düşmekten çekiniyor ve fazlaca ses çıkaramadan kıvranıyorlar. Onların kıvranarak söyleyemediklerini, biz dilimiz elverdiğince daha açık bir biçimde anlatmaya çalışalım: Sendikaların, üyeleri işçiler tarafından denetimini sağlayacak yasal düzenlemeler yerine, sendikaların mali ve hele idari denetimleri, siyasal iktidar tarafından denetlenecek ellere teslim edilirse, sendikaların kaderi de siyasal iktidar eline teslim edilmiş olur. Temel sendikal haklar, sendika özgürlüğü zedelenmiş olur. Siyasal iktidarın çıkarlarına göre, siyasal iktidar ile çelişen sendikalar bu yolla kolayca susturulabilir. Siyasal iktidarın dümen suyuna gidenlerın ise, işçi haklarını gaspetmelerine yardımcı, destek dahi olunabilir. Artık burası siyasal iktidarın insafına kalan bir konu. Örnek mi istersiniz, hemen verelim: Şu anda hepimiz biliyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da, çeşitli biçimlerde itiraf etmiş bulunuyor. Yüzbinlerce yasal geçerliliği olmayan sendika üyelikleri var. Üyelik belgelerinin altından kalkamayan bir bakanlık, sendikaların bütün faaliyetlerinin, her tür harcamalarının işçiler adına boğru. hakça denetimini tüm sorumluluğu ile nasıl üstlenebilir? Ama istenirse varlığından söz edilmeyen, işçi haklarına ilişkin istemleri ile siyasal iktidara sorun olan (ki ülkemizde yaygın KİT'ler sayesinde siyasal iktidar aynı zamanda en büyük işveren konumundadır. Gerçek işçi hakkını savunan bir sendika, doğal olarak siyasal iktidarın karşısında sorun olacaktır.) sendikaya kolayca hesap sorulabilir. Örneğin; "Senin yaptığın ... konusundaki seminer sendikal amaçlarla çelişiyor. Yok daha da basiti var; işçinin parasını... ülkesinden gelen yabancı sendikacının viskisine kullandın. Daha da basiti var:... kuruluşun genel kuruluna işçi parası ile nasıl çiçek yollarsın..." denebilir. Ey sendikacılar haydi bakaiım, bu koşullarda gücünüz yetiyorsa, siyasal iktidar karşısında işçi haklarını koruyunuz. Siyasal iktidarın dümensuyuna gitmek ve üye işçinin hakkını gaspetmek çok daha kolay ve daha sakıncasız değil mi? İşçinin bu koşullarda hesap sorabilmesi cok zor, ama siyasal iktidarınki çok kolay değil mi? Şirketlerden PAMUKBANK'IN 3 AYLIK KÂRI 676 MtLYON Pamukbank 'm ylhn ilk üç aymda 676 milyon lira kâr sağladığı bildirildi Banka yttkMlerinin açıklamasına göre, Pamukbank nisan sonu itibariylt 455 milyon dolar döviz girdisi elde etti. Geçen yıl 324 milyon lira kâr eden Pamukbank 'm bu ytlki kânnı 2 milyar liraya çıkaracağı ifade edüiyor. SARAÇOĞLL HOLDtNG'E 25 MİLYON DOLAR KREDİ Cttibank tarafından Saraçoğlu Holding'e 25 milyon dolarhk avans kredi sağlanıyor. Orta dönemli kredi, holdingin yurt difindaki muleahhnlik islerinin finansmanı amacıyla kullanılacak. Holdinge bir süre önce de aynı amaçla 15 milyon dolar kredi sağlanmıştı. (ANKA) TLBORGUN EK TESİSLERİ YAR1N AÇ1LIYOR Yafar Holding iftiraki olan Türk Tuborg Bira ve Malt Sanayii'nin yeni ve modern ek tesisUri yann düzenlenecek bir törenle hizmete açtlacak. Açıhs törenine katılmak üzere çesitli A vrupa ülkelerinden çok sayıda isadamı ve gazelecinin ttmir'e geldiği belirtiliyor. Bu arada, Tuborg'un sermayesinin 3.5 milyar liraya çıkanldtğı açıklandı. 150 milyon dolarlık kredi anlaşması Kuveyt'te imzalandı KUVEYT (a.a.) Türkiye'nin yabancı bankalardan sağladığı 150 milyon dolarlık krediye ilişkin anlaşma Kuveyt'te imzalandı. Kuveyt'te temaslanna devam eden Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Tevfik Altınok'un imzaladığı kredi, Türkiye PetTOİ Rafınerileri Anonim Şirketi'nin finansmanında kullanılacak. Bu arada, Türkiye transit karayollan iyileştirme proiesinin dış finansmanı için Kuveyt fonundan yaklaşık 16 milyon dolarlık kredi saglandı. Tevfik Altınok başkanlığındaki heyetin Kuveyt'ten önce Suudi Arabistan'da yaptığı görüşmeler sonunda da, Cumhurbaşkaru Kenan Evren'in bu ülkeyi ziyareti sırasında mutabakata vanlan 200 milyon dolarlık kredinin de kesinlik kazandığı bildirildi. D BİLG1SA YARDÜKKÂ\LARDAlngiltmnin Türkiye Büyükelçisi Mark Russel ıe esi tarafından önceki giin açılan 48 K (üstte) ile açıltft dün yapılan Mikrosaray. (altta) daha ilk gıinden ilgi çekri. ceki gün Ingiltere'nin Türkiye Büyükelçisi Mark Russel tarafından açılan mağazada ücretsiz kullanım kursu ve uygulamalı Basic kursları veriliyor. BORÇLU YOKSULLAR, DERTIİ BANKALARA KARŞI ZİYA ÖZKÂHYAOĞLU DIŞBANK 17 MAYIS 1984 DÖVİZ KURLARI 1 Amerıkan Dolar 1 B.Alman Markı "Borç Tuzagv^nın yazaru, mücadeleye çağınyor Borçlular, güçlüleri birbirlerine düşürebilir diyen Cheryl Payer'a göre Arjanıin uiuslararası bankerlere ders vermeye "ahlaki bakımdan"da zorunlu. Payer, "Askerpolis baskısı için harcanan paralan geri ödemeyi reddetsinler" diyor. yabilecekler ki?" diye soruyor. Payer aynı zamanda ahlak açısından Alfonsin hükümetinin bankerlere bir ders verme sorumluluğu altında olduğu kamsmda: "Bankalann askeri diktatöriüklere fazla incelemeden kredi vermenin verimli olmadıgını anlamalan gerekir. Bence Alfonsin, asker ve polis baskısı için harcanan borçlan kabul elmemeli. 'Borç Tuzağı' kitabımda da belirttiğim gibi, Gana hükümeti buna bcozer bir şeyi 1972'de yapmıştı. Borcu yüksek olan ülkeler, politik olarak alullı davransalar, aslında büyük bankalan birbirierine düşürerek çok uygun şartlarla pazarlık edebilirler, sorumsuzca verilen borçlan iptal edebilirier." Türkiye gibi bir ülkenin dış borç olmaksızın en azından yeni iş sahalan yaratmak için "î* 67 gibi bir kalkınma hızını nasıl tutturabileceğini sorduğumda, Payer, "Türkiye önce bu denli bir yüksek kalkınma hızını istiyor mu, onu sormalı kendine. Brezflya'nın *!o 7'lik enflasyonlu kalkınmasının ne olduğunu sonunda gördîik. Kapitalist ekonomüerin kısa zamanda ve yeteri kadar iş yaratamayacaklan artık bilinen bir gerçek," diyor. Payer'a göre önümuzdeki kısa dönem çok zor geçecek: "Birileri milyarlarca dolar kaybedecek. Sonın bunun kim olacagı. Borçlular ortak davranabilirierse bunu sırüanan bankalar olacak." Son yıllardaki Polonya, Brezilya, Meksika, Arjantin ve son olarak Dominik Cumhuriyeti örneklerinin bankerlere ve IMF'e pek bir şey öğretmediğini kaydeden Payer, "IMF'in getirdigi tek yeni öneri, Başkan de Ijırosiere'in faiz hadlerinin düşünilmesini ve kredilerin arttınlmasını istemis olması," diyor. Bankaların IJcuncu Dunva'ya verdikleri kredi mikıannın düşmekte olduğunu belirten Payer, "Krediler Tayvan ve Türkiye gibi şu anda gazete manşetlerini işgal etmeyen ülkelere kayacak. Ama birkaç yıl sonra manşetlere geçecek ülkeler de bunlar olacak. Bankalar bu konudalü miyopluklanndan vazgeçemediler," diye konuşuyor. Y a n n : "Borçlu öimesin r azar azar 6de«in ' M PV 'S TlCABET k SATIS 353.23 129.12 ALIS 349.73 127.84 DÖVİZ KURLARI Merkez Bankası doların esas kurunu 333 lira 24 kuruş olarak belirledi Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 A vustralya Doları 1 A vusturya Şilirti 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hoüanda Florini 1 tsveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 ttalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Doları 1 Kuveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Sterün 1 S.Arabistan Riyali Efektif Döviz Döviz Efektif Alış Satıs Alıs Satıs 349.75 353.23 349.75 356.75 316.24 319.39 300.43 322.56 18.19 18.37. 18.19 18.55 127.85 129.12 127.85 130.41 6.28 6.34 5.97 6.41 34.98 35.33 34.98 35.68 41.62 42.03 41.62 42.45 113.59 114.72 113.59 115.86 43.49 43.92 43.49 44.36 154.72 156.26 154.72 157.81 20.74 20.95 19.70 21.15 151.24 152.74 143.68 154.26 270.81 273.50 257.27 276.23 1185.58 1197.38 1126.30 1209.29 44.89 45.34 42.65 45.79 488.08 492.94 488.08 497.84 99.32 100.31 94.35 101.31 2NEW YORK Cheryl Payer, Türkiye'de de yayınlanmış olan "Borç Tuzagı" adlı kitabın yazarı. Dünya Bankası ve IMF'in yöntem ve amaçlannı sol kanattan eleştirenlerin başında geliyor. Kendisiyle Cumhuriyet için yaptığımız söyleşide, geçen ay yapılan "Arjantin'i Kurtarma Operasyonu" ve borçlu ülkelerin, borç veren ülke ve bankalara karşı bir kartel oluşturup oluşturamayacaklan konuları üzerinde tartıştık. Payer, Arjanun'in bankalara karşı oynadığı, bu "riskli oyurMflP' şanslı olduğunu belirtiyor. Çünkü Latin Amerika'daki en yüksek yaşarn standaıtlanndan birine sahip. Enerji açısından kendi kendine yeterli. Üstelik dışarıya yiyecek ihraç eden bir ülke. Buna Alfonsin hükümetinin iç ve dıştaki demokratik prestiji eklenirse, Arjantin'in bu oyundaki elinin epeyce kuvvetli olduğu ortaya çıkıyor. Bir de hatırlanması gereken eski bankacılık kuralı var: Bankaya bin dolar borcunuz olsa ve ödeyemeseniz bu sizin probieminizdir. Ama borcunuz Arjantin gibi 45 milyar doların üzerindeyse ve ödeyemiyorsanız, o zaman sorun bankanındır. Son yıllarda Üçüncü Dünya Ülkeleri. Birleimb Milletler ve diğer uluslararası forumlarda dış borçlar konusunda yeni ve daha adil bir sistemin kurulması için tartışmaktalar. örneğin, Latin Amerika ülkeleri geçen yıl sonu Mexico City'de buluşarak sonınlanna ortak çare aramışlardı. New York'tan Manila'ya birçokları artık borçluların OPEC benzeri bir örgüt kurup zengin ülkeierden fakir ülkelere kredi akımında yeni bir çağ açıp açamayacaklannı merak ediyorlar. Acaba başanlı Arjantin ör 17 MAYIS 1984TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI I T.C. IİRAAT BANKASI DÖVİZ AUŞTU 349.90 316.27 18.22 128.15 6.29 35.00 41.64 113.66 43.50 154.80 20.75 151.26 270.82 1185.67 44.90 488.18 99.34 SATIŞ TL 353.23 319.28 18.39 129.37 6.34 35.33 42.04 114.74 43.91 156.27 20.94 152.70 273.39 1196.95 45.32 492.82 100.29 1~ DÖVİZİN CİNSİ EFEKTİF AUSTL 349.90 300.46 18.22 128.15 5.97 35.00 41.64 113.66 43.50 154.80 19.71 143.69 257.27 1126.38 42.65 488.18 94.38 SATIS TL 359.90 325.31 18.74 131.81 6.46 36.00 42.83 116.91 44.74 159.22 21.34 155.58 278.56 1219.55 46.18 502.13 102.18 ÇAPRAZ KURLAR / ABD DOLARI 19.2275 A vusturya Şilini 2.7356 55.6926 Belçika Frangı 9.9985 8.4034 Fransız Frangı 3.0790 8.0420 İsveç Kronu 2.2605 1686.35 ttalyan Lireti 231.25 1.2915 Kanada Doları 7.7912 Norveç Kronu 3.5214 1 A vustralya Doları: 0.90418 1 Kuveyt Dinarı: 3.3898 1 Sterlin: 1.3955 ALIŞ 31.200 31.300 4.710 4.230 89.00 B . Alman Markı Danimarka Kronu Hollanda Florini isviçre Frangı Japon Yeni S.Arabistan Riyali ABD DOLARI ABD DOLARI ABD DOLARI SATIŞ 31.300 31.500 4.720 4.540 91.00 AITIN GUMUS FIYATLARI Cumhuriyet Resat 24 Ayar (Cr.) 22 Ayar Bilezik 900 Ayar Gümiiş neği bunun ilk aşaması mı olacak? "EMSAL" ÖNEMLİ Payer şöyle diyor: "Resmi bir kartel kunılacagını sanmıyorum. Örnegin, Polonya ve Filipin gibi rejimleri çok farkh olan ulkekrin resmen biraraya gelmesi zor olacak. Bence her ülke gaıeteterden diğer ulkekrin ne şartlarla borç aldıklannı okuyabilecek. Bankalann ya da IMF'in bdli Ülkelere (rejimlerini sevseler de) daha uygun şartlarla borç verip, bunu diğerierine uygulamamalan çok güç olacak. Dolayısıyla ortaya birtakım •emsaller' çıkmış olacak. Bunnn etkisi de en az kartel kadar öaemli." Ortada bankacılık krizine çare bulmak amacıyla atılmış birtakım öneriler yok değil. ABD'de müdaha leci liberal kesimin bir kanadı, hükümetin borçlan bankalardan düşük fiyatla satın alıp, surelerinı uzatarak idare etmesini istiyor. Yani amaç, bankaları kurtarmak. Payer bu konuda, VVall Street Journal'ın yaklaşımını daha gerçekçi buluyor: "&ralun, batan bankalar batsın. So rumlulugu. M>rumsuzca borç dagıtan bankalar ve pay sahipleri çeksin." Bunun uluslararası bankacılık sistemini çökertip çökertmeyeceğini sorduğumda, Payer, "sanmıyorum," dedi. "Daha önce ABD'de özel bankalar battı. Ve göriildü ki, FED'in (Merkez Bankası) elinde bu dunımlan idare etmek için gerekli yetkiler var. Aynı şey büyük bankalar için de yapılabilir. Aslında İ'çüncu Dunya'nın benzer bir çoküntu >aşadığı açık. Latin Amerika'mn muazzam bir ekonomik çöküntü (depresyon) geçirmekle olduğunu soyleraek abartma olmaz." Bir veya biıkaç ülke "moratoryum" ilan edip borç ve faizlerini ödemeyeceklerini bildirseler, Payer'a göre, kazanacakları kaybedeceklerinden daha fazla olacak. Payer "moratoryum" ilan eden, yani sistemin akışını bozan ulkelerin "Bankalar tarafından uzun yıllar 'karantina' altına alınıp borç yüzü görraeyecekleri çok saçma. Kısa zamanda yeni borç verecekler çıkacaktır. Zaten bankalar ellerinde biriken sennayeye başka nereye harca 1 M O DOUM I AVVSTRALVA DOUM I AVUSTURYA ŞİLİNİ • BATI ALMAN MARKI 1 ı Ba«^KA FRANGI DANİMARKA KRONU 1 FRANSS FRANGI 1 N0LUN0A FUMİNİ 1 İSVEÇ KRONU 1 İSVİÇRE FRAN6I 1 N İTALYAN ÜRETİ 1 N JAPOB YENİ 1 KANADA DOUM 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 STERÜM 1 S. ARABJSTAN RİYALİ T.C. ZtRAAT BANKASI "GicâM crisilemez" Çamı bir de bizde göriin ÇAMDAN MOBİLYA SANAYÜ Oturma ve yemek odası Ebeveyn yatak odası Çocuk yatak odası Ranza, özel siparişler ve her çeşit çam mamul. KAYIŞDAĞ CAD. HAMDİBEY DURAĞI 121/3 ZİVERBEY KADIKÖY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear