25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibı: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anomm Şırke'i adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru. Hasan Cemal, Muessese Muduru: Eraiae Uşaklıgü, Yazı Işleri Muduru: Okay Gonensia, • Yazı Işlen Mudur Yardımcısı: Ahmel Korulsaa, Haber Merkezı Muduru: Valçın Bayer. Sayfa Düzeni Yoneımenı: Ali Acar. Temsılaler: ANKARA Yalçın Dogan, İZMİR: Hikmct Çetinkaya, ADANA: Mehmet Mercan.# Servıs Şeflen: Istanbul Haberlerı: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Llagay, Kültur: Aydın Emeç, Magazın: Yalçın Pekşeo, Spor Danışmanı: \bdulkadir Yucelman.Duzeltme: Refik Durbaş. Arastırma: Sahin Alpa>. HSendıka: Şuknn Ketenci. Burolar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel; 189851253257 Idare: 183335, • İzmir Haht Zıya Bulvan No: 65/3, Tel. 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesı, T.H.K. lşhanı Kat: 2/13, Tel 1455019731 • Basan ve Yayan: Cambariyel Matbaaalık ve Gazetecilık T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Cağaoğlu, lst. PK 246Ist Tel 5209703 Telex 22246 TAKVIM 17 Mayıs 1984 lmsak: 3.51 Guneş: 5.38 Oğle: 13.05 tkindi: 17.01 Akşam: 20.23 Yatsı: 22.02 Sendikalamn geleceği, siyasilerin elinde Tüzük hükümleri ile sendikalann yetkili karar organlarınca alınmış kararla Denetleme tüzüğü ile siyasal yönetimine nn denetim ve yorutnlanması, siyasal iktidarca görevlendiriiecek müfettişle iktidara sendikalannsendika ormudahale olanağı, rin keyfı yorumlarma bırakıldı. ganlarının ustunde bir yetki taİsSendika Servisi Sendikaların denetlenmesine ilişkin yürurlüğe giren tuzuk ve başlayan denetim uygulamalan sendika çevrelerinde kaygı yarattı. Türkİş Teşkilatlandııma Sekreteri Orhan Balaban, yeni yayınlanan denetleme tüzuğunıi eleştirirken: "Sendikalann gelecegi ve sendikacının mesiek ha\atı siyasi kadroların iki dudagı arasındadır. Sonra bunun adına demokrasi diyorlar" dedi. 5 Mayıs 1983 larihli 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nın 47. maddesinde öngörulen denetimin esaslarına ilişkin tüzük 6 Mayıs 1984 tarihli Resmı Gazete'de yayınlanarak yürurluğe girdi. Sendikacılar ve hukukçulann yaygın göruşü; yasada yoruma açık ve keyfi uygulamaya elverişli terimlerle, sendikalann faaliyet özgürlüğu için, zaten tehlikeli boyut kazanmış olan siyasal iktidara bağlanmış denetimin, adı geçen tüzükle çok daha da genişletildiği doğrultusunda. Tüzük, Maliye ve Gümrük ve Çalışma Sosyal Guvenlik Bakanlığı denetımlerinin birarada veya ayrı ayrı en az yılda bir kez ve gerektiğinde birden fazla yapılmasını öngörüyor. Idari açıdan denetimde, mufettişler, sendika yönetiminin işleyişinin mevzuata ve kuruluşun amaçlanna uygun olup olmadığını araştıracaklar. Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetleme Kunılu, Disiplin Kurulu ve diğer kurul kararlannın kuruluşun amaçlanna, uygunluğuna bakacaklar. Aynı şekilde mali denetimde de gelir ve giderlerin mevzuata ve kuruluşun amaçlanna uygunluğu araştırılacak. Böylece gerek yasa çalışmalan, gerekse yasa yurürluğe girdikten sonra çok genış ve keyfi yoruma elverişli olduğu vurgulanan "sendika yetkili organlannca alınmış kararlann kanun, tüzük ve kuruluşlann amaçlanna uygun olup olmadığı ve harcamalann bu kararlara uygunluğunun incelenmesi" ile yasada amaçlananın ne olduğu konusuna hiçbir açıkhk getirilmiyor. Bilim adamlarının, sendikacıların, tuzüğe, yasanın denetimdeki amacına uygun açıkhk getirilmesi ve sendikalann faaliyetlerine siyasal iktidarca kısıtlama getirilmesinin engellenmesi gerektiği yolundaki uyarıları gözardı edilmiş oldu. Tuzuk hükümleri ile, muğlaklık, keyfi yoruma elverişlilik artırılarak, sendikalann yetkili karar organlarınca alınmış kararlann denetim ve yorumlanması, siyasal iktidarca görevlendiriiecek müfettişlerin keyfi yorumlanna bırakıldı. Bu çerçevede bir sendikanın her tür faaliyetı ve harcaması, değışen anlayışlara ve yorumlamalara bağh olarak yasal ya da yasa dışı sayılabilecek. nınmış oluyor. Sendikacıların siyasal iktidara verilen geniş denetleme yetkilerine ilişkin kaygılannı dile getiren Turkİş Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Balaban, gercek denetim isteniyorsa bunun Danıştay, Devlet Denetleme Kurulu tarafından yapılması gerektiğini söyledi. Denetimın taraflı organlara verilmesinin, sendıkalara baskıya dönuşeceğini, bundan demokratik rejimin yara alacağını bildırdi. Türkİş Teşkilatlandırma Sekreteri Balaban: VUR PATLASEV... ÇAL OYNAS1N YAZAN: YALÇ1N PEKŞEN ÇtZGt: İSMAİL GÜLGEÇ ŞO&JK. OEMlBCt Hidrolik barajı nükleer santraldan avantajh NEDEN? Baraj yapımıyla santral yapımı aynı maliyetîe. Baraj çok amaçlı kullanılabiliyor. Baraj yapımı istihdam olanağı yaratıyor. Baraj dışa bağımlılık yaratmıyor. KENAN MORTAN ANKARA Türkıye'nm ılk nukleer santral ihalesinde geriye sayma işlemı başladı. lhaleye katılan Kanada ve Alman firmalannın sunduğu fıyatlar kaba hatları ile açıkhk kazandı. Alman KWU ve Kanada'nm AECL firmasının sunduğu fiyatlar, Türkiye'nin aynı koşullarda daha büyuk enerji sağlayacak bir baraj yapımını gerçekleştirebileceğini gösteriyor. Türkiye'nin nükleer santral olayına geçerken iki temel gerekçesi vardı: • Nukleer santralın maliyeti baraj yapımına göre daha ucuzolacak. Gerek doğal gerekse zenginleştirmış uranyum beraberinde bir hammadde bağımlılığı getiriyor. Alınan bilgilere göre, uranyum pazan dünyada tekel koşullarda belirlendiğinden Turkiye, fiyatları tek taraflı olarak belirlenen alanlardan dışalım yapmak durumunda kalacak. 1984 yılı fiyatlarına göre Türkiye'nin uranyum ithal gereksinimi 5060 milyon dolar arasında değişiyor. Kısacası, nükleer santralı yapmak yetişmiyor. Ayrıca santrallan çalıştırmak için Türkiye'nin surekli olarak ıthalat yapması gerekecek. Bu hammadde başta ABD ve SSCB olmak üzere biryapmak zorunda kalabıleceğı dikkatten uzak tutulmamalı. Buna karşılık butun zorlamalar içinde bir Ataturk Barajı 120 ayda anahtarı teslim edilecek hale gelebilir. Bir başka nokta, nukleer santrallar yurtdışında yapılıp Turkiye'de monte edileceğinden yapım suresi içinde istihdam yaratıcı etkisi son derece sınırlı kalacak. Alınan bilgilere gore, gerek Kanada santralı gerekse Alman santralı için yapım suresi içinde azami 1000 işçi çalıştmlacak. TUrkiye'de işsizliğin en yaygın olduğu Urfa yoresinde Atatürk Barajı yapımında 5 bin işçi çalışabilecek. Nükleer santrallann yaratacağı enerji bir başka kıstas. Almanlar 1000 megavatlık, Kanadalılar 600 megavatlık bir santral yapacak proje sundular. Buna karşılık Atatürk Barajı'nın yaratacağı toplam enerji 2 bin 400 megavat olacak. Aynca Atatürk Barajı'nın çok amaçlı olacağı ve elektrik enerjisi dışında 4.6 milyon donum alanı sulayacağı, bu yolla 3 milyon işsiz msana istihdam olanağı yaratacağı gözden ırak tutulmamalı. Kredi koşullarına gelince.. Gerek Alman KWU gerekse Kanada Candu firması gerçekten maliyeti karşılayan bir kredi paketini beraberlerinde getirdiler. İkisinde de kredinin geri ödemesi nukleer santralların yapımından sonra başlıyor. Ödeme suresi 15 yıla yayıîıyor. Atatürk Barajı'nda sadece türbin jenaratör aksamı için kredi alındı. Uluslararası para piyasalarından sağlanan 456 milyon dolarlık kredi 20 yıl vadeli ve libor artı iki puan esasıyla sağlanmış. Ancak yapım değerlerine bakılacak olursa dev Ataturk Barajı projesi de aşağı yukarı bir nukleer santralla aynı maliyeti gösteriyor. Nukleer santrallar yaklaşık 1 1 milyar dolar a, Ataturk Barajı 1 milyar dolara mal olacak, ancak uzmanlar barajın çok amaçlı yapısı nedeniyle kendisini dort yılda amorti edebileceğini kaydediyorlar. Bu veriler, Türkiye'nin nükleer santrallara geçerken son derece titız tercihler yapması gerektiğini ortaya koyuyor. Ayrıca su kaynaklarının ancak yüzde 15'inden yararlanan Türkiye'nin kendı kaynak seferberliğini baraj yapımları ile daha ıyi gerçekleşürip gerçekleştıremeyeceği sorusu akla geliyor. VE ORyANTAL C A R M C N . * » • ŞuÖCILÛPt... V E MUTUIŞ VEDCuyctCA, ALAKA9T SERV1 Sa*«ZO0 OCAĞINIZA İMCK AGACI D1KIUB AXsous ! MUUT£^>EM PROSRAMJNCiA AWWTUâ FİkS MENÜ SSMSL. MlZ VADDC CÛCIK EAVCI İON B 4 Ü 0 CE VE AUKllB. OİKKAT BU MIKBOPONU sesvis,yuzc£ 10 VE İÇ CAMAŞIPU> Otomobilİş, metal işkolunda toplu sözleşme yetkisi aldı NUKLEER SANTRAL VE BARAJ NE GETİRİYOR. NE GÖTÜRÜYOR? Gücu Maliyet Amaç Kredi Çalışacak işç! max. 1000 max.l000 gerefei 5060 milyon dolar Yılhk ithal ANKARA, (Cumhumet Bürosu) Bağımsız OtomobilJş Sendikası, Ankara 5. Iş Mahkemesi karanyla metal işkolunda yuzde 10'luk barajı aşarak, işkolu yetkisi aldı. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığf nın Otomobıllş Sendikası'nın işkolu barajını aştığına ilişkin karara iadei muhakeme istemesi uzerine konu Ankara 5. İş Mahkemesi tarafından bir kez daha gözden geçirildi. Ankara 5. İş Mahkemesi'nin 14 Mayıs 1984 günu verdiği kararda, 13 numaralı metal sanayii işkolunda toplam 308 bın 331 işçinin çalıştığı ve Otomobillş Sendikası'nın uye sayısının ise 34 bin 810 olduğunun saptandığı belirtildi. Mahkeme kararında, üye sayısının 34 bin 810 olduğu saptanan Otomobillş Sendikası'nın yüzde 11.28 oranıyla yuzde onluk işkolu barajını aştığı ifade edildi. Yuzde 11.28 oranıyla metal işkolunda işkolu yetkisi aian Bağımsız Otomobillş Sendikası, toplu sözleşme yapabilmek için işyeri yetkileri için Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı'na başvurabilecek. KWU 1000 MGW (Alman) Candu 600 MGW (Kanada) Ataturk Barajı 2400 MGW 11 mil>ar dolar enerjı lamamı enerji 1.1 mılvar uolar 1 milyar enerji sulama + dolar erozyon tamamı tamamı 6080 milyon dolar max.5000 Güney Afrika'da siyahların kurduğu televizyon, hükümete meydan okuyor Buyılın başında kurulan "Bop Televizyonu", beyazların da ilgiyle izlediği birnüp halkım kurtaracağmı söyletelevizyon haline geldi. Amerikan dizilerine, spor karşılaşmalarma yer veren di. Bilindiği gibi, 1976 yıhna ka"Bop TV'yi diplotnatik ve iç siyasal nedenlerden hükümet kapatamıyor. dar Güney Afrika Cumhuriyeti'Bop Televizyonu Amerikan TV dizileri, spor karşılaşmaları yanında, ırk so nde televizyon yayını ulkeyi yöneten tutucu Afrikanerlerce yarununa ilişkin olayları da açıktan açığa ele ahyor. saklanmıştı. 1968 yılında, teleKultttr Servisi Başında ırkçı bir yönetimin bulunduğu Guney Afrika Cumhuriyeti'nde bu yılın başlannda kurulan "Bop Televizjonu", tutucu devlet televizyonuna karşı bir seçenek olarak ortaya çıktı. Siyahların çoğunlukta bulunduğu Guney Afrika'ya bağımlı Bophuthatswana bolgesinde kurulan "Bop Televizyonu" artık yalnızca Soweto gibi siyah yörelerinde değil, Johannesburg'un beyaz mahallelerinde de ilgiyle izleniyor. Nedeni de çok basit. Guney Afrıka'nın resmi televizyonu program açısından dunyanın en sıkıcı televizyonlanndan biri olarak bıliniyor. Guney Afrika Televizyonu'nda haber programlan dışında yalnızca ulkeye gelen ilk beyaz yerleşmecilerle ilgili belgeselİer ve konulu filmler yayınlanıyor. Oysa, ocak ayında yayına geçen "Bop Televizyonu" sadece surükleyıci Amerikan TV dizileri, spor karşılaşmaları ve yurt dışından getirttıği filmleri göstermekle kalmıyor, aynı zamanda beyazlarla siyahlar arasındakı ırk sorununa ilişkin olayları da açıktan açığa ele alıyor, haber ve eğlence programlarını başkent Pretoria'nın sansurune aldırmadan hazırlıyor. İzleyifiler mentnun, hükümet tedirgin Şimdi "Bop TV'den izleyiciler memnun, hükümet tedirgin. Guney Afrika hukümeti, diplomatik ve iç siyasal nedenlerden oturu, siyahların anayurdu sayılan Bophuthatswana'nın bağımsız olduğu yalanını sürdüruyor. "Bop TV'nın kurulmasına da bunu kanıtlayabilmek için izin verdi. Ama çok geçmeden böyle bir izni verdiği için fazlasıyla pışman oldu. Çunkü daha şimdiden, "Bop TV'yi izleyebilen beyazlar komşuları tarafından kıskanılıyor. Johannesburg'da siyahlann televizyonunu izleyen yaklaşık kırk bin beyaz "San Fransisco Sokaklan". "Rockford Dosyası" gibi Amerikan dizilerıni seyretme olanağı buluyor. Öte yandan, pazar günleri Güney Afrika devlet televizyonu dınsel nedenlerle spor karşılaşmalannı yasakladığında, "Bop T V " izleyicileri diledikleri spor karşılaşmasını rahatlıkla izleyebiliyor. Hele, iki siyah çocuğu evlat edinen zengin bir AmerikaIı beyazın oykusünu anlatan dizi, tutucu Güney Afrikalı beyazlan çileden çıkarıyor. met bildirileri ve propaganda haberlerini veraıekle yetinirken, "Bop T V " dış haberlere, özellikle de siyahlarla ilgili haberlere geniş yer ayınyor. Geçenlerde "Bop TV"de VVinnie Mandela ile bir söyleşinin yayınlanması ise ortalığı iyice kanştırdı. Çünkü VVinnie Mandela, Güney Afrika'da yasaklanmış bulunan Afrika Ulusal KongTesi'nin önderi Nelson Mandela'nın kansı. Güney Afrika'da sözlerinin yayınlanması bile yasak olan Winnie Mandela, ekrana çıkarak kocasınm bir gun ülkeye geri dövizyon yasağını savunan bir bakan, televizyonu "şeytan kutusu" olarak tanımlamıştı. Aynı bakan, televizyonda bir opüşme sahnesi seyreden bir siyah uşağın hemen ust kat a çıkıp beyaz hanımırun ırzına geçeceğini ileri sürmuştü. Oysa şimdi, Güney Afrika yöneticileri, "Bop TV'nin haber programlarmı hiç değilse yumuşatmasını sağlamak için çareler anyorlar. Ancak, "Bop TV'nin kamuoyunda büyük ilgi görmesi karşısında, hükümetin böyle bir denetimi gerçekleştirmesi guç görünüyor. dur. Ayrıca nukleer santral yapımı alanında bir kriz söz konusu olduğundan, teklif getirecek firmalar maliyeti karşılayacak bir kredı olanağı yaratabilirler. • Nukleer santralın yapım suresi baraja göre daha kısadır. Böylece Turkiye acil enerji gereksinimini karşılayacak duruma daha kısa zamanda gelebilir. Bu durumda firma tekliflerinden yararlanarak Atatürk Barajı'nın yapım koşulları ile bir kıyaslama yapmak yerinde olacak. Ilk sorumuz, nukleer santral ve baraj neyle çalışacak? Alman nükleer santralı zenginleştirilmiş uranyum, Kanada santralı doğal uranyum ile çalışıyor. Buna karşılık Ataturk Barajı'nda Fırat'ın sulan yeterli kaç buyük ülkeden ithal edilebılıyor. Petrol krizini andıran bir gelişme yaşanması halinde Türkiye'nin hammadde sağlayacağı kanallann tıkanması kuvvetli bir olasılık. SÜRE VE İSTİHDAM Gelelım yapım suresine... Alman KWU firması 93 aylık bir yapım suresi öngörüyor. Kanada firması 75 aylık. Ancak bu konuda firma yetkilileri temkini elden bırakmayarak "Bu siireden sonra ancak deneme üretimine geçebiliriz" diyoriar. Nukleer santralların dünyada onemlı uyarlama zorlukları yaşadığı bilinen bir gerçek. Bu nedenle yapım bıttikten sonra yıllar alan bir sure. şirketlerin santralları çalıştırmak için deneme Siyahlar a ilişkin haberler ağırkkta Ama başkent Pretoria'yı asıl kaygılandıran, "Bop T V ' n i n haber programları. Resmi devlet televizyonu genellikle hükü YUNUS NADIARMAGANI '84 FINALISTLERI \ Türkiye'de yabancı dille yayın yapan basın tartışıldı İstanbul Haber Servisi Fransızlann, Ikinci Dunya Savaşı'na dek Türkiye'de çıkardıklan gazete ve dergiler ile Türklerin çıkardıklan Fransızca yayınlann genel gazete ve dergiler içinde yüzde 30'luk bir yer kapsadığı bildirildi. t.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu ile Fransız Anadolu Araştırmalan Enstitüsu tarafından l.Ü. Doktora salonunda uzenlenen "Târki>e'de Yabancı Dilde Basın" konulu sempozyumda, Osmanlı döneminden bu yana Turkiye'deki yabana dilde basın ve bu konuya yaklaşımlar ele alındı. Sempozyumda konuşan l.Ü. Rektör Yardımcısı ve Basın Yayın Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Kayıhan Içel, yabancı dillerdeki yayınlann, bazı artniyetli çevrelerce bölücü akımlann üretilmesi yolunda kullanıldığını belirtti. Fransız Anadolu Araştırmalan Enstitusü Müdürü Prof. Dr. Georges Le Rider de konuşmasında Fransızca yayınlanmış Turk Basını Dokümantasyon Merkezi oluşturulmaya karar verdiklerini kaydetti.Bugünkü bölümü İ.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu'nnda devam edecek olan sempozyum, yam Fransız Sarayı'nda yapılacak son bölümüyle tamamlanacak. Kaiılma no: 99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear