22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 6 NÎSAN 1984 Çeıiren: TARIK GÜVERSF.L Brzezinski'nin kaleminden ŞAH'IN DUŞUŞU MÜŞERREF HEKİMOĞLU ii tran'da en iyi çözüm z ç siviUeştirilmiş askeri yönetim idi ABD'de karar verecek kişilerin önünde iki soru vardı: 1) İran 'da Şah'la görüşmüş olan Maliye Bakanı Blumenthal, raporunda Şahtemel çıkarımızın niteliği (ve dolayısıyla tehlikede olan ve öncelik ın kafaca ve ruhen karmakarışık oiduğunu belirtiyordu. CIA rapole korunması gereken) nedir? 2) Gelenekçi, ama hızla modernle runda ise, Şah'ın akli ve ruhi dengesinin yerinde olduğu, endişe edişen bir ülkede siyasal istikrar nasıl korunabilir ve dışarıdan nasıl tecek bir durum olmadığı belirtilince, CIA'nın anlamakta güçlük çektiği durumla uğraşmakta olduğu izlenimini edindim. desteklenebilir? Boğazdan Baltık kıyılarına uçarken... Siz bu yazıyı okurken ben uzaklarda olacağım. İstanbul'u bahar havasında bırakarak Finlandiya'nın kışını yaşayacağım. Boğazın maviliğinden sonra Baltık denizinin buzul sularını seyredeceğim. Her yolculuk büyük coşku verir bana, yeni bir ülke, yeni yüzler, güzel şeyler görür, yeni bir boyuta ulaşırım. Biraz dışardan bakarım Türkiye'ye. İçe dönük, belli sorunlara gömük yaşamaktan sıyrılırım biraz. Bakış açım değişir, yenilendiğimi hissederim. Ülkeler değişse de insanların ortak yanlan oiduğunu, ortak düşünceler ve özlemlerle yaşadığını hissederim. Bu kez yüreğimde bir eziklik var istanbul'dan ayrılırken, Ankara'da yaşanan olaylar, Pentagon'un iki numaralı adamının verdiği demeçler, ABD'li dostlarımızın hayli saygısız boyutlara varan konuşmaları ezikliğın de ötesinde duygular veriyor insana. Kurtuluş savaşlannın öncüsü bir ülkenin ınsanları için bağımsızhğı zedeleyen olaylar yaşamak ölüm kadar acı doğrusu... Bir yanda Atatürk edebiyatı, bir yanda Reagan edebiyatı.. Birbirine nasıl ters düşüyor yaşadıklarımız. Çocukluğumda dınlediğım öyküleri anımsıyorum. Büyükbabam, babam, Mustafa Kemal ile birlikte İzmir'e ilk giren atlılardan büyük dayım nasıl dikleşerek anlatırlardı kurtuluş savaşını ve sonrasını... Gür seslerı, yürek çarpıntıları hâlâ kulağımda. Mutlu ve onurlu kışılerdi onlar! O mutluluğu ben de yaşadım uzun yıllar. Bağımsızhğı için savaşan ulusları sevgiyle, saygıyla desteklemeyi de onlardan öğrendim. Zaman nasıl değişti! Cumhuriyetın onuncu yıldönümu marşını ya da yerli mallar haftasında söylediğimiz şarkıları, notaları solmuş şarkılar gibi düşünüyorum şimdi. Yerli değil yabancı malı geçerli bugun, başka şarkılar söyleniyor çevremizde, çok sesli, çok uluslu şarkılar; kredi şarkıları, IMF şarkıları.. Yetişen kuşaklar somut değil soyut çizgilerle biliyorlar bağımsızlık savaşımızı. Gerçek çizgileri, yüce değerleri anlatmakta güçlük çekiyoruz çoğu zaman. Çok güzelliğe yabancı yaşıyor gençlık. Yüreğimde taş gibi bir ağırlık, düşünüyorum: Bir toplumda gerçek degerlere yabancılaşma başlayınca gerçek bir mutluluktan söz edilebilir mi acaba? Bir politikacı ya da devlet adamı, bir yazar, bir bilim adamı, bir gazeteci bu yabancılaşmayı önlemek için bir savaş veremezse güzel bir savaş vermenin sevincinı, onurunu duyabilir mi? Duymaya hak kı var mı? Bir seçim kazanmak, oyların çoğunluğunu alma, başarı sayılabilir mi? Ya da gümrük kapılarını açmak dünyaya açılmak sayılır mı? IMF reçeteleri ulusal sağlığımızı oluşturabilir mi? Oluşturamadığını yaşayarak öğrenıyoruz ama neye yar'ar? Ambargoyu yaşayalı çok geçmedı. VVashington'dan gelen seslen çatlak buluyoruz bugün... O sesler bellı bir politikanın doğrultusunda, Mıster Reagan'ın ya da Pentagon'un çıkarları doğrultusunda gelıyor Okyanusun ötesinden. Bizde yaralar açıyorsa, eziklik yaratıyorsa, o yaraları da Amerıkalılar değil, biz onarabiliriz ancak. O eziklıkten ulusal bilincimizi bileyerek, kararlı bir polıtıkayla sıyrılabiliriz. Sert tepkiler, güzel sözler ancak o zaman bir anlam taşır. Yoksa olaylar zincirıne yeni bir halka eklenir, o kadar. Atatürk'ten çok söz edildiği bir dönemde Atatürk'ün politikasına, devrimlerine, ilkelerine çok ters düşen olaylar zinciri gibi... Cumhurıyetin ilk kuşakları daha mutluymuş bence. Güzel olaylar yaşamışlar. Inançlarına, özverilerine ters düşmemişler hiç. Daha güzel bir Türkiye için çalışmışiar. Özgür ve bağımsız bir devlet kurmanın, çağdaş bir toplum düzeyine varmanın savaşını vermişler. Bir umudu yeşertmişler, bir fidanı kucaklamışlar, Onuncu Yıl marşını o nedenle ciğerleri delinerek söylemişler. O fidanın ağaca dönüşmesi, yeni dallar üretmesi, yaprağa. çiçeğe durması da güzel bir olay elbet. Çiçeklerin açmadan solması da acı bir olay. Ama umudu yeşertmeden soldurmak, soluk bir ortam oluşturmak daha acı. Bence çok kişinin yüreğı buruk bu acıyla. Bu acıyı derinleştirmeden aşmak yolunu bulacak mıyız? Özlemlerimiz doğrultusunda bir politika üretebilirsek bu yol aydınlanabilir, diye düşünüyorum ben. Finlandiya'ya uçarken Ankara'da toplantılar vardı siyasal partilerde. Halka dönük bir politikaya yönelecekler mi bakalım? KİM KİMDİR? 19771980 yılları arasında Başkan Carter'in Ulusal Guvenlik Danışmanlığı 'nı yapan Zbigniew Brzezmskı, 1928'dePolonya'da doğdu. Babası diplomatlı. Nazi orduları Polonya 'ya saldırdığı zaman Brzezinski'nin babası Kanada Konsolosu idi. Ai!e Kanada'ya sığındı ve daha sonra ABD'ye yerleşü. IngilizceyiAmehka'da öğrenen Brzezınski" tarih eğitimı gördıi ve akademik yaşama devam ederek Profesör oldu. Brzezinski, yazdığı kitap ve makalelerinde kendine özgü görüşler savunmuştur. Hiçbir gucün ABD'den üstün olamayacağına inanan Brzezinski, Sovyetler Birlıği'ni küçiik görür. Sovyet Devriminin Marksist Devrim değil, basit bir teknoloji değişimi oiduğunu ileri surer ve "Rusya gibi geri kalmış bir toplum, ancak Staliniım 'le endustri toplumu olabilirdi" der. Carter'in danışmanlığını yaptığı sırada Sovyetler'e karşı sert politika izlenmesınden yana bir tutum içinde gorünen Brzezinski, Ortadoğu'da ise Arap'ları daha fazla kollama yanlısı idi. Brzezinski, Israil'in bolgede uyguladığı zorlama politıkasının bir noktadan sonra ABD 'mn çıkarlarma zarar verebileceği görüsünde idi. Brzezinski'nin, kendi deyimiyle "ABD için stratejik, Başkan Carter için politik bir felâket" olduğunu söylediği tran Devrımi sırasmda ABD'deki karar verme mekanizması ile ilgili açıklamatarı bir tarih belgesi değerinde. Brzezinski'nin tran Devrimi ve Şah'ın duşüşune yol açan olaylan kapsayan bölümleri anılarının en ilgmç ve önemli parçaiarından birini oluşturuyor. Bu bölümün uzetini okurlarımıza sunuyoruz. akıl ve ırade sahibi bir yonetimin baskı ve taviz yollarını zamanında kullanmasıyla pekâlâ önlenebilecek şeyler oiduğunu söyledim. İran'daki siyasal iktidarın Şah'ın kişiliğine büyük ölçüde bağlı olması nedeniyle, ABD'nin Şah'ı muhalefete daha çok taviz vermeye zorlaması yöneiimin sarsılmasına ve sonuçta da tam bir kaosa yol açacaktı. Tavize yanaşmamak gerekiyordu Devrim durumlarına çözüm olarak ta.afların koalisyonunu ceği kanısında oiduğunu ileri sürdü. 1978 sonbahannda istihbaraı servisimiz ve İran buyukelçimiz William Sullivan, Şah rejiminin ayakta kalacak güçte oiduğunu söyluyorlardı. Büyükelçi Sullivan'dan gelen mesaja göre, ABD hükümeti Humeyni ile irtibat kurmamalıydı ve "kaderimiz sorumlu davranılması şartıyla gerçekten den.okratik bir rejime razı olan Şah'ı desteklemek idi. (...) O günlerde Rockefeller beni telefonla aradı ve ABD hükumetinin hiçbir şey yapmadığına ina dar çeşitli şekillerde çarpıtılarak olduğunu belirtmesinin iyi olaaktarılan goruşmemiz şöyle geç cağını soyledim. Notu 11 kasımtı: Şah'a ABD'nin tam desteği da gönderdi. ne sahip bulunduğunu, alacağı Birkaç gün sonra Şah'la görüher kararın destekleneceğini be şen bir adamım, kendisine gü\elirttikten sonra, "Şu veya bu çö nilmesini isteyen Şah'ın durumu zıimıi teşvik ediyor değiliz. Tek anlaşılmaz ve hatta başa çıkılrar edi>orum, şu veya bunu öne maz bulduğunu aktardı. Şah ri>or degiliz." Sonra da, Sulli kimseye güvenmez olmuş ve van'ın gerek kendisinin gerekse kendi muhakemesine olan guveIngiliz Işçi Partisi hükümeti el , ni de temelden sarsılmış gibiydi. çisınin Şah'a askeri yonetim çö21 kasımda, Şah'la görüşmüş zümune baş vurmamasını tavsi olan Maliye Bakanı Blumentye ettikleri şeklındeki mesajını hal raporunda, Şah'ın kafaca ve goz önunde bulundurarak, "Si ruhen karmakarışık oiduğunu ze hiçbir yonde hiçbir lavsivemiz belirtıyordu. Şah konuşurken sık yok," dedim. Şah mesaja teşek sık susup boşluğa dalıyor, uzun dim. Zira Şah adım atmaktan korkuyordu. Ertesi gün aynı teklifi tekrarladım, ama Carter ikna olmadı. Bu sırada, Vance, Sullivan ve Ball'ın savunduğu alternatif strateji oluştu. Fikrıni değiştirmiş olan büyükelçi Sullivan, Şah'a, muhalefet liderleriyle goruşmesini tavsiye etmenin iyi olacağı kanısındaydı. ABD, Humeyni ile temas kurup onu Şah'ın sembolik bir mevkiye sahip olduğu sivil bir hükumete razı etmeye çaiışmalıydı. Ball ise, Şah'a muhalefet liderlerinden bir "Saygınlar Konseyine" CARTER Ball'ın iran'a gdndenîmesinin, iflerine kansmak olacağı görüsündeydi. öneren bazı liberal hukukçulann aksine, ben uzlaşma değil, yok etme amacıyla çatışan taraflann koalisyona razı olacakları kanısında değildim. Şah'ın otoritesinin azaltıhp hızla anayasal bir düzene geçilmesini ve çatışan taraflann koalisyon kurmasını öneren muhaliflerime karşı çıktım. Şah yönetiminin Isveç veya İngiltere tipi bir meşrutiyete dönuştürulmesinin ayaklanan kitleleri nasıl yatıştırabileceğini anlayamıyordum doğrusu. Muhalefete taviz politikası iki üç yıl once işe yarayabilirdi. (Hoş, ABD Şah'ı değişikliğe nasıl ikna edebilirdi, böyle bir muhalefet yokken?) Ama patlak veren bu buhran durumunda tavize yanaşmamak gerekivordu. İran'daki buhrandan önce, hukümet olarak, insan haklarına butün ülkelerde daha fazla önem verilmesini savunuyorduk elbette. Ayrıca, ABD halkının Şah rejimine göstermesi muhtemel olan tepkiyi de hesaba katıyorduk. Bu nedenlerden ötürü, Şah'a temsile dayalı bir rejime geçmesi konusunda tavsiyede bulunmuş, ama zamanlamayi tabii ki kendisine bırakmıştık. Salı göruşmeleri, ABDÇin ilişkileri, Nikaragua'daki gelişmeler ve Ortadoğu (Camp David) zamanımızı o kadar alıyordu ki iran krizine gereğince vakit ayıramıyorduk. ABD halkı İran'daki rejim konusuyla rehineler olayına kadar ilgilenmedi. CIA Başkanı Amiral Turner, başlangıçta Şah'ın akıbeti hakkında umutlu oiduğunu söylediyse de bir sure sonra (Dışişleri BakanlığYndakiIer gibi) Şah'tan sonra Amerikan yanlısı bir koalisyon hükümetinin kurulabile İran'ın iç PEHLEV1 Kimseye güvenmez olmustu ve kendi muhakemesine olan gıiveni de temelden sarsılmış gibiydi. kür ederek, "Ama çok tuhaf bir durum," dedi ve kendisine sert tedbirlerden (extreme measures) mumkün mertebe kaçınması yolunda telkinde bulunulduğu şekilde bir izleni.ni oiduğunu belirtti. Görüşme Şah'ın durumunun çok kötü oiduğunu ve gittikçe de vahimleştiği kanısında oiduğunu söylemesiyle son buldu. Yapabileceğimiz bir şey olduğunda bize bildirmesini söyledım. Ertesi gün, 4 kasımda, Şah büyükelçi Sullivan'la görüşup BRZEZİNSKİ Uzlaşma değil, yok etme amacıyla çatışanlann koalisyona razı olacakları kanısında değildi. önemli yetkıler devretmesini tavsiyeden yanaydı. Her iki oneri de bir devrim durumunun ortasında iktidar devri anlamına geliyordu. Dışişleri Bakanlığı'nın tercihleri yönunde davranması istenen Sullivan, 13 aralıkta Şah'la göruştu. Sullivan'ın telgrafına göre Şah, görüşmede uç alternatiften soz etmişti: Ulusal koalisyon, muhalefete teslimiyet ve bir temsüciler (regency) konseyinin kurulması veya demir yumruklu bir askeri cunta. Sullivan Şah'a ilk alternatifin tek mantıki yol oiduğunu söylemiş ve uzlaşma tavsiye etmişti. 1 Brzezinksi İran'daki rejim değişikliğinin Carter yönetiminin yediği en ağır darbe oiduğunu vurgulayarak başlıyor bölüme: "Şah'ın düşüşii, ABD için stratejik, Carter içinse politik bakımdan tam bir felâket oldu." ABD'de karar verecek kişilerin önunde iki temel soru vardı: 1) İran'daki temel çıkarımızın niteliği (ve dolayısıyla tehlikede olan ve öncelikle korunması gereken) nedir?; 2) Gelenekçi ama hızla modernleşen bir ulkede, hükümdann mutlak kişisel iktidanna meydan okunduğu bir devrim ortamında, siyasal istikrar nasıl korunabilir ve dışardan nasıl desteklenebilir? llk soruya cevabım büyük ölçüde jeopolitikti: Iran'ın ABD'nin ve genelde Batının petrol çıkarlannı koruyucu bir işlevi vardı. Jim Schlesinger ile Charles Duncan bu gorüşumü paylaşıyordu. Dışişleri Bakanı Vance, Chrislopher ve David N'ewson ise, bu tespite karşı çıkmamakla beraber, İran'ın demokratikleşmesine ağırlık tanıyorlar ve ABD'nin veya İran yönetiminin bu gelişmeye ters tavır almasından çekiniyorlardı. Çetin geçen tartışmalanmızdan birinde, ben, devrimler tarihçisi Crane Brinton gibi, başarılı devrimlerin tarihte nisbeten azınlıkta kaldığını savundum. Devrim hareketlerinin önune geçilmez nitelikte olmadıklannı. nan Amerikalı sayısının gittikçe arttığını söyleyerek tavnmızı sordu. 2 Kasım 1978'de çok önemli bir toplantı yaptık. Şah'a Uetmesi için büyükelçi Sullivan'a göndermek üzere hazırladığımız mesaj şöyleydi: 1 ABD Şah'ı kayıtsız şartsız desteklemektedir. 2 Kurulacak hükümetin şekli ve kompozisyonu hakkında vereceği her kararı destekleyeceği. Aynca, duzeni ve kendi otoritesini onarmak için kararlı süre öyle kalıyordu. Ertesi gün verilen CIA raporunda ise Şah'ın akli ve ruhi dengesinin yerinde olduğu, endişe edilecek bir durum olmadığı belirtilince, CIA'nın anlamakta guçlük çektiği bir durumla uğraşmakta olduğu izlenimini edindim. Şah'ın varhğı çözümlere engeldi Sonraki haftalarda Washington Şah'ın kendini kurtarmasına nasıl yardım edebileceği konusundan gitgide uzaklaşıp İran'ın Şah'sız da olsa nasıl kurtarılabileceği konusunu tartışır oldu. Tartışmalarımız sonunda şu önemli noktada fikir birliğine vardık: Şah'ın varlığı her turlu çözüme engeldi artık. Şah muhalefete karşı ordunun kullanılması kararının sorumluluğunu ABD'nin üstlenmesini istiyordu. Cyrus Vance, Christopher ve Mondale, ordunun muhalefeti ezmek uzere harekete geçinlmesine karşı çıkıyorlar ve Carter'a bu yönde telkinde bulunuyorlardı. Aralık başında, İran'daki durumun kötüleşmesinin yanı sıra, arttığı gözlemlenen Sovyet ilgisinden de tedirgin olarak, Günev İran'daki petrol yataklannı korumak üzere Savunma Bakanlığı'nın ABD askeri birliklerini hazırlamasını istedim. 5 aralıkta Başkan Carter'la görüşerek Şah'ın geleceği ile ilgili kötümserlığimi açıklayan söz ve davranışlardan kaçınmasını tavsiye ettim. (...) 11 aralıkta ise Şah'a siyasal \e moral destekte bulunmak uzere Schlesinger'i veya beni Tahran'a gondermesini önerİLAN BAKIRKÖY 3. SLLH HUKLK MAHKEMESİNDEN Esas No: 1983/1499 Karar No: 1984/316 Bakırkoy, Gungoren, Guneştepe köyu, 10 kütuk sırasında nufusa kayıth Mevali kızı, 1948 doğumlu F1RDES BlLGE'nin hacir aliına ahnarak a>nı yerde nufusa kayıtlı Alişan kızı, 1339doğumlu annesi İMOŞ BlLGE'nin VI.K.nun 369. maddesi goz önune alınarak \elayeti altına konulmasina ^.3.1984 tarihınde karar ^erilmiştır. Basın4065 Sinema Dizisi 1 General Azhari'nin kalp krizinden sonra pasifyarı askeri hükümetin düşmesi bekleniyordu. Şah, son bir gayretle sivil bir alternatif bulmak istedi. Ulasal Cephe Şah'ın Iran'ı terk etmesini şart koşuyorlardı. davranışa ve liderliğe ihtiyaç bulunduğunun farkındayız. Koalisyon alternatifıni seçerse, destekleriz. O konuda ısrar etmiyoruz. Aynı şey askeri hukumet için de söz konusu. Hangi yolu seçerse seçsin destekleyeceğiz. (Sorunuza cevaben: Şah'lı bir askeri yönetimi Şah'sız bir askeri yönetime tercih ederiz.) 3 Düzen ve otoriteyi sağlamlaştırdıktan sonra, Şah'ın liberalleşmeyi başlatacağı ve yolsuzluğu ortadan kaldıracağını ümit ediyonız. Ertesi gün, 3 kasımda, sabah 9.05 ile 9.11 arasında, Başkan'ın verdiği yetkiyle Şah'ı telefonla arayıp gorüştum. (Şah telefona gelmeden önce, bir nöbetçi veya görevlinin Şah'ın unvanınını Farsça haykırması şeklındeki tuhaf protokolun beni çok şaşırttığını söylemeliyim.) Bugüne kaaskeri yönetim formülüne başvurmayacağını soyledi. İki gün sonra ise askeri yönetim ilan etti ve ulusa yaptığı açıklamada duzen kunılur kunılmaz demokratikleşmeye gidileceğini duyurdu. Şah'ın askeri yönetim tedbirlerine başvurması bende ferahlık yarattı. 6 kasımda, İran'daki muhalefeı hareketinin yapısı tartışılırken CIA Başkam Amiral Turner muhalefetle ilişki kurma konusunda daha once varolan ve Sullivan'ın da tabi olduğu kısıtlamalar yuzunden elinde bizimle paylaşabileceği pek bilgi bulunmadığını belirtti. (...) Carter'la görüşup İran'daki istihbarat faaliyetimizin yetersizlığini vurguladım ve Turner'i utandırmamak için Vance'a, bana ve Turner'a nitaben bir not yazıp istihbarat faaliyetimızden şikâyetçi Carter Ball'a hak veriyor Ball'ın onerilerini kendisiyle 15 aralıkta tartıştım. Siyasal değişikliğin elbette istenir bir şey oiduğunu, ancak İran'ın demokrasiye henüz hazır olmadığını ve hele hele bir devrim durumunda bu tür bir değişikliğin hiç uygun olmayacağını belirttim. Bu tur durumlarda en iyi çözümün zamanla sivilleştirilecek bir askeri yönetim oiduğunu savundum. Ball, benim \ eya bir başkasmın İran'a gitmesinin ABD'nin İran'ın iç işlerine fazla bulaşması demek olacağını soy leyince Carter ona hak verdi. General Azhari'nin kalp krizinden sonra, pasjf yarıaskeri hükümetin duşmesi bekleniyordu artık. Şah, son bir gayretle sivil bir alternatif bulmak istedi. Ulusal Cephe Iiderleri Şah'ın Iran'ı terketmesini şart koşuyorlardı. SORULARl/SORinSLARI Y1LMAZ ŞİPAL ÇALIgANLAREN ^Eıııekli maaşıım hangi kıırunı bağlayacak" SORU: 1958 vılında bir KİT işyerinde 58 gün sigortalı olarak çalıştım. 1970 yılı başında devlet memuru olarak goreve başladım. Şu anda sosyal guvenlik kurumlarına 5.000 iş gununden fazla prim ödemiij bulunuyorum. 1984 yılı mart ayında istifa ederek SSK'na baglı bir işyerinde çalışmayı düşünüyorum. Sosyal Sigortaiar Yasası'nda son yapüan degişiklikten sonra, duraksamava düşmuş bulunuyorum. Sosyal Sigortalar Yasası'na tabi bir işyerinde kısa bir sure çalışırsam, emekliye ayrılabilir miyim? Yasada yapılan degişiklikten sonra emekliye ayrılabilirsem, emekli maaşımı hangi kurum bağlayacak ve odeyecektir? C.H. GAZİANTEP YANIT: Konunuz Sosyal Sigortalar Yasası'nda yapılan değişikliklerle ilgili değildir. Durumunuz 2829 sayılı "Sosyal guvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun"un kapsamı içindedir. Bu yasanın 8. maddesine gore, "Birleştirilmiş hizmet sureleri toplamı üzerinden, ilgilileri; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmel surelerinin eşit olması halinde ise, eşit hizmet surelerinin sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına gore aylık bağlanır ve ödenir." Konuya, 18 kasım 1983 gunlü Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 16.6.1983 ve 3141 sayılı genelgesi de açıklık getirmiştir. 3141 sayılı genelgeye gore de a) Birleştirilen hizmet sürelerinden fazla olanının tespitinde takvim yılı hesabı yapılmayacak, ilgilinin işten ayrıldığı tarihten geriye doğru (360 x 7 = 2520 gün) prim veya kesenek odenen süre içinde en fazla hizmetin geçtiği kurumca ve kendi mevzuatına gore aylık hakkı doğuyorsa aylık bağlanacaktır." Tüm çalışmalannız SSK'na bağlı olarak geçmiş olsa idi, 25 yıllık sigortalılık suresi içinde 5.000 günden fazla prim ödemiş bir sigortalı olarak size avhk bağlanırdı. Ancak, Emekli Sandığı'ndan SSK'na geçmeniz durumunda ise, yasanın ve yönetmelik ile genelgenin açık anlatımından "son yedi > ıllık. fiili hizmet süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği kurumca" aylık bağlanacaktır. Emekli Sandığı Yasası ise, "iştirakçilerden 25 fiili hizmet yilını dolduranlar"m istekleri uzerine emekli aylığı bağlanmasını öngörmuştur. Size, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan aylık bağlanabilmesi için, Emekli Sandığı'ndan ayrılıp, SSK'na bağlı olarak en az 1.261 gün (3 yıl 6 ay 1 gun) prim ödemeniz gerekmektedir. YARIIN: Şah'a gönderilen mesaj VEFATLAR İÇİN Yurl Kİ, yurı dısı. cenazv. nakledihr Cenaze ılaçlama, malzeme. tabuı, buıun ışlemler hassası>eı ve suraıle yapılır İLÂN KONKORDATO KOMİSERLİGİNDEN Dosya No; 1984/488 E. 1984/449 K. Istanbul, Yeldeğirmenı, Karakolhane Cad. No. 102 Kadıköy/ IST.'da bulunan, Borçlu Arslan tNCİR'e Ist. 3. İcra Tetkik Merrii Hâkimliği'nin 16/3/1984 gün ve 1984/488449 sayılı kararı ile 16/3/1984 tarihinden başlaraak uzere İKİ AYLIK KONKORDATO MEHLİ verilip, Mezkur dosyada; Av. Mustafa AKMAN ile Mahkeme Yazı lşleri Müdürü Nazmi YÜKSEL Konkordato Komiser'i olarak tayin edilmişlerdir. Alacaklılann bu ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde belgeleri veya fotokppileri ile birlikte mesai günleri saat 16.0018.00 arasında, Komserlik Merkezi olan Ist. Divanyolu, Klodfarer Caddesi Işık Sokak No.5/B Ragıp Uluca Aprt.'nındaki Av. Musıafa Akman'a başvurarak yazdırmaları, Hüafına harekeı edeceklerm Konkordato muzakeresine kabul edilemeyecekleri, Alacaklılar toplantısının 10/5/1984 perşembe gunü saat 16.00'da Ist. 3. İcra Tetkik Mercıi Murafaa salonunda yapılacağı, Alacaklılar toplantısına tekaddum eden 10 gun içinde ve iş gıınleri saat 16 ilâ 18 arasında Komserlik merkezinde vesikaların incelenebileceği hususu Ic. lf.K.nun 292 nci maddesine gore ilan olunur. Basın: 4038 • Istanbul Trafık Müdürlüğü'nden aldığım 24 Nisan 1974 tarih ve 226015 nolu amator ehliyetimi kaybettim. Hukümsüzdür. LÂLE TANJU USTAOĞLU • Yıldız Universitesi kımliğimi yitırdım. Hükumsüzdür. ETHEM TVSA • Kredi karumı kaybettim. Hukümsuzdur. TEVİK İLHA V NAGAÇ GÖZNURUNUKORUMA VAKFI Bayrampaşa Göz Merkezi Poliklinik ve biyokimya laboratuan halkımızın hizmetine girmiştir not: muayene ücreti 1500 Tl. dır adres: Bayrampaşa Yeni Doğan Mahallesi Özgür Sokak No. 5 IBayrampaşa belediye binasınm arka caddesinde) İLÂN HATAY TARIM İŞLETMESİ MÜDÜRLÜCÜNDEN 1 İşletmemizin 1984 yılı ekilışi olan 9500 dekar sahada, pamuk ve çapa nebatlarırun çapalama, seyrelıme \e toplama işleri açık eksiltme suretiyle ihale edilecektir. 2lhale 18.4.1984 tarihi, çarşamba gunu saat 14.00'te Çiftlik idare binasında AlımSatım komisyonu huzurunda yapılacakur. 3 İhale konusu işlenn toplam muhammen bedeli 50.125.000. TL olup, geçici teminatı 1.503.""50.TL.dır. 4 İhale ile ilgili şartname mesai saatleri içinde Tarım İşletmelen Genel Müdurluğu ve Işletme Mudurluğu'nden temin edilebilir. 5 Kuruluşumuz 2886 sayılı kanuna ubı olmayıp, ihalevı yapıp yapmamakta veya diledığıne vapınakıa serbe>ltır. Basın 14114 Tel: 147 20 06 140 68 86 Uletmedc aynca 18 ambulans mevcutıur. Cenaze ılanlarından hızmeı bedeli alınnıaz, JCI gunlerınızı paylaşır, gunun her saaıinde emrinızdeyiz. İSI.AM CENAZb tSLERl İLAN KADIKÖY İKİNCİ SLLH HL'KLK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1983, 574 \esa\eı Halen Kuv'ukbakkal koyu, Şerif Ali yolu, Çimen sokak No: 10 Kadıkoy adresinde ikameı edcn \li Erba;, a\nı adresıe ıkameı eden Hasan Erba^'a eski \a>ı Muttafa Erbd>'ın veian nedenı ile vasi layin edilmijtır. Kevfı\el ilan olunur BaMn40IX Atillâ Dorsay SİNEMA ve ÇAĞIMIZ rtur AgubbuiOOI CARMEN Carlos Saura Tel.: 165 62 31 Gcrmencik Sok. No: 4 Bebek hilyayın • Prolcsvonel teıcuman rehberlık kartımı kaybettim. Hukümsuzdur. LÂLE TASJU USTAOĞLU Ozd otobfli, u m p»njyon konakUm», Ortın Strrte BAR8»ROS BULVARI. 35 BEŞİKTAŞİST TEL 16I1O7*.]61»2»16I2281 KAOIKÖY 337S1O7 . J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear