02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
YAYIN DÜIN^ASINDA SANAT EDEBftAT Gtilmece île yerginin Olümün ve Akdeniz'in ozanı iç içe geçtiğî anılar Amlar ve Söyleşiler / Ahmet Rasim / Sadeleştirerek yayına hazırlayaru Nuri Erten / Çağdaş Yayınlan / 256 sayfa. ŞAKİR BALKI Ahmet Rasim'in (18651932) anlatı ve yazı biçemi gülmeceyle, yergiyle içiçedir. En karmaşık olayları bile, yalın, duru ve sokakta dolaşan adamın diliyle, ince alayla susleyerek yazmıştır. Onun çok renkli kişiliği, uzun> yazarhk deneyimleri ve gözlemİeri tstanbul'un yaşamında odaklaşmıştır. Bu kozmopolit kentin günlük yaşamı onun içinde ve kaleminin ucunda titreşiyordu. Istanbul'un kahvehaneleri, çayhaneleri, meyhaneleri, kumarhaneleri, batakhaneleri; hanları ve hamamlan, berberleri, fesçileri, boyacıları; ortaoyuncuları, şarkıcıları, eğlence yerleri, satıcılan, vapurlan, atlı tramvaylan; Direklerarası, Pera... Gizemli lstanbul'un yürek vuruşlan, onun yürek atışlanyla birlikte atıyordu. Gözlemlerle yüklü bir yapıt, düşten öte, nesnel. Günümüz Türkçesiyle sunulan bu kitap, döneminin olaylanna kalın çizgiler çiziyor. Yazar kendi yaşamını resimlerken, İstanbul'da fokur fokur kaynayan siyasal pislikleri, vurgunları, namussuzlukları, gammazhkları, kendine özgü bir anlatımla sergiliyor. Başından geçen çileleri, korkuları ve parasız geçen gunlerini anlatıyor. Hafîyelerin ayak seslerini, Saray'ın pis oyunlanru ve jumalleri. man, çoluk çocuğu ile Ahmet Rasim'in evine sığınır. Ünlü yazar bu olayı şöyle sürdüruyor "Anılar ve Söyleşiler" adlı yapıtında: DEMtRTAŞ CEYHUN Kemal Burkay'ın o ünlü şiiri "Gülümse", son günlerde dilimden bir turlü düşmüyor nedense... "Hadi gülümse bulutlar gitsin / ... / tklim degişir, Akdeniz olur, gülümse." Rahmi Saltuk'un o güzelim bestesini yeni dinlediğim için mi, günlerdir habire mırıldanıp duruyorum bu şiiri? Yoksa, sevgili Metin canın son kitabı "Hançer ve Lirik"teki şiirlerinin "saklı su" çağrışımıyla mı? "İklim degişir, Akdeniz olur, gülümse..." Akdeniz'in çağdaşım genç ozanlarına karşı öylesine borçlu hissediyorum ki kendimi... Metin Demirtaş da, Akdeniz'in bu soylu genç ozanlarından biri. Metin Demirtaş, son kitabının adını, acaba gerçekten, "Hançer ve Lirikler" adlı şiirinde açıkladığı gibi, Yesenin'in ve Lennontov'un şiirlerine olan hayranlığının bir duygusal gönül borcu olarak, onların kitaplarının adlarından mı esinlenip koymuş? Doğrusu, evet diyemiyorum. Kuşkusuz, bu sözcükleri Lermontov'la Yesenin ammsatmış Metin Demirtaş'a. Ama gördüğüm kadarıyla, sözcükler aynı sözcükler değil. Metin'in "Hançer'Myle, Lermontov'un "Hançer" i aynı hançer değil, 'lirik'inin de Yesenin'in "lirik"i olmadığı gibi, bence. Duyduk Gördük Hançer ve Lirik / Metin Demirtaş'ın şiirleri / Onur Yayınlan / 96 sayfa. zelim dağlann a d l a n " diye tanımladığı, dorukları her zaman "barut dumanı bir siste" kaplı, ormanlarında "eti ardıç kokulu. püren kokulu cınk kuşlan"nın cirit attığı, "görkemli, lacivert" Toros Dağları ve çivit mavisi deniziyle Akdeniz vardır. Akdeniz, umuttur. Gelecektir. Güzelliklerdir. Bu yüzden ölüm umutsuzluk olmaktan çıkar. Sisler içinde boğulup giden bir Düveli Muazzama Gözlemlerle yüklü bir yapıt Çağdaş Yayınları, Ahmet Rasim'i daha önce de gündeme getirmişti. Onun ilginç yapıtını, "İki Hatırat Üç Şahsiyefini yayımlamıştı (Kasım, 1976). Bu yapıt, bir dönemin siyasal toplumsal kesitini, iki yetkili kişinin kaleminden veriyordu. İki ünlü sadrazamın anılan, yanılgılan ve Sultan Hamit. Kişiler üçgeni. Sait Paşa ile Kâmil Paşa'nın siyasal serüvenleri. Öte yanda Sultan Hamit sultası ve "sis"li bir dönemin tarihsel belgesi, acılı öyküsü. Çağdaş Yayınlan, Ahmet Rasim'in bir başka kitabını daha yayımladı: "Anılar ve Söyleşiler'". Paris'i ve sanatı yaşatan kitap "Eli kalem tuttugu halde bir kez olsun Padişaha, Âyan yakınlanna bir jurnal yazmamış oian 'Ahmet Rasim', Baruthane işçi ustalanndan Osman, bir evde otursunlar!.. Göz önunde canlı canlı duran böyle bir fırsattan faydalanmamak, doğrusu biiyük bir budalalıktır diyen ve o zaman Hiınkâr yaverlerinden bir paşa ile 31 Mart olayında kendi kenHafiyeler. padişahın disini Taşkışla Komutanlığına kulları. hırslar. atayan Albay Topal İsmail, eshırsızlıklar ki belediye müfettişlerinden olJurnal ve jurnalcilik, o döne dugu halde özur ve sadakatinden min simgesiydi. Bu konuda çok dolayı Bakırköy Kaymakamlıöyküler anlatılmıştır. Kitaplar ğıyla odiıllendirilen Çerkez Osyazılmıştır. Belgeler yayımlan man vb. gibi hafiye komitesi, vamıştır. Ama, Ahmet Rasim'in kit ve ortama uygun bir jurnal başından geçmiş olan jurnal ve düzenleyerek gereken yere subaskın olayı kimsenin başından narlar, derler ki: geçmemiştir. Bu yapıtta çok 'Ahmet Rasim Bey'in evinde renkli olaylar anlatılmaktadır, barut ve benzeri patlayıcılardan en çarpıcısı, Baruthane işçisi Os çok fazla cephane bulunduğu man'la yumaklaşan olay... Ulu haber alındı, ne ferman buyruHakan'cılıktan, ulu jurnalcılığa lur?' atılan "lcorku" köprülerinin, o Karşılık olarak: dönemin aydınlarında yaptığı ' Evini basın, cephaneyi çışoklar, bu yapıtta güncelleşiyor. karın.' (1)". "Anılar ve Söyleşiler" (Eylül, "GecelerinT'in, "Gulüp Ağ1983), günümüzün aydınlannı ladıklanm'ın, 'Ciddiü Mizah"da ilgilendiren bir özgün yapıt. ın, "Muharrir Bu Ya"nın, Özellikle gençlerimizi ve yazar "Eşgâlı Zaman"ın, "Kırk Senelığa soyunanlan... Baskı yöneti lik Komedi"nin ünlü yazarınm mi, hafiyeler, padişahın kulları, evi basılır. hırslar, hırsızlıklar. Can çekişen Ahmet Rasim Bey, kendi yabir saltanatın, "ol saltanatı yer şamından kesitler verirken, yolerinde yeller eser"in son yılla rumlar ve gözlemler yaparken, nnın freski, Ahmet Rasim'in ka "Sis"ler içinde boğulan ve yitip leminin ucunda somutlaşması. giden bir "Düveli Muazzama'tstibdat döneminin "Perde Ara nın sancılı durumunu da anlalıgı", somut olaylar. tıyor "Anılar ve Söyleşiler" başEv sahibi tarafından sokağa lıklı kitabında. atılan Baruthane emekçisi Os (1) Anılar ve Söyleşiler, s. 51. Olümle Akdeniz arasındaki trajik gelgit RAPORU RED TÜRKÜLER! Çeviren: Okay Gönensin / De Yayınevi / 127 sayfa. Nazi işgaline karşı direnen Fransız ozanlannın şiirlerinden bir güldeste. Okay Gönensin'in Türkçesiyle sunulan kitapta Paul Eluard, Louis Aragon, Robert Desnos, Rene Char, Madeleine Riffaud, Guillevic, Michel Manouchian, Joseph Kessel Maurice Dnıon, Edith Thomas, Jules Superville, Pierre Gamarra, Vercors, Jean Marcenac, AnneMarie Bauer, Pierre Emanuelle ve Jean Cayrol'un şiirleri yer alıyor. Ozanlar kitapta birer küçük fotoğrafları ve kısa yazılarla tanıtıhyor. Fransız ustaların işgalin çetin koşullannda sevgiyle, umutla, tutkuyla boy atan ürünleri, şiirin her dönemden alnının akıyla çıktığını kanıtlıyor. SAVAŞI'NDAN EDEBIYAT ANILARI Dinamo / 143 sayfa / De Yayınevi Hasan İzzettin Dinamo, tkinci Dünya Savaşı yıllannın gözlem ve anj birikimine dayanarak, 1940 kuşağı yazaılannın nasü bir ortamda ortaya çıktıklarını, geHştiklerini ve yaşadıklanm dile getiriyor. Dinamo'nun "tkinci Dünya Savaşı'ndan Edebiyat Anılan"nda, Nunıllah Ataç'tan Şevket Rado'ya, Hasan Tannkut'tan Celalettin Ezine'ye Nâzım Hikmet'ten Orhan Keraal'e, Saat Taşere kadaı, o dönemlerin birçok sanat ve kültür adamını canlı bir ortam içinde bulmak olası. Yazınımızda 1940 Kuşağı'nın kökenleri açısından somut ipuçları getiren bir yapıt. DENlZtN TUZU NEREDEN GELtYOR? Yazan: Brigitte Schwaiger / Tiirkçesi: Cemal Ener / 142 sayfa / Suagur Yayıalan. Ülkemizde ilk kez kitabı yayımlanan bir yazar Brigitte Schwaigw. Avusturya'dadoğan, önce sahne ve radyo oyunlan yazan bu 35 yaşındaki genç kadın, ilk romanı olan "Denizin Tuzu Nereden Geliyor'Ma biiyük ilgi gördu. 1980 ve 1982 yıllarında ikinci ve üçüncü romanlannı yayımladı. "Stern" de yer alan bir yazı "Denizin Tuzu Nereden GeHyor?"u şöyte tanmyor: "Son yülarda hiç kimse evliiik yasamına böylesine acımasız, güliınç ve diinist bir ayna tutmadı." SON DEĞtL Aydın Hatipoğlu'nun şiirleri / 80 sayfa / YAZKO Yayını İlk şiir kitabını 1966 yılında >ayımlayan ("Çömçe Gelin") Aydın Hatipoğlu, son şiirlerinı yeni çıkan "Son Degil" adlı kitabında topladı. Hatipoğlu, Behçet Necatigil'in anısına sunduğu " P o r t r e " adlı şiinnde şöyle dıyor: "...Sesini yükseltmeden konuşan / Şiirlerde yaşayıpolen mi / OmuzJarda taşınırken yıik olmaktan huzursuz / yiıkselimeden sesini / Kalır bir Beşiktaş s<>kagında / Arnavut kaldırımları \aşayan Montmartre / Yazarv J.R. Crespelle / TürkçesL Gürhan Tümer / 231 sayfa, 31 resim / SanatKoop Yayınlan. Şarkıcı Maurke Ctıevaüer, "ChansoıT'lanndan birinde, "Ça c'est Paris" de, Paris'i sarışın bir güzele benzetir ve onun dünyanın kraliçesi olduğunu söyler. Yazar Giraudoux, Paris'in "tçinde en çok düşünülmüş, en çok konuşulmuş ve en çok yazılmış" kent olduğunu yazar. Kral 1. François'ya göre ise, orası bir kent değil, başlı başına bir dünyadır. Bu sözlerde ve benzerlerinde, gerçeklerle düşlerin, doğru saptamalarla abartmalann iç içe oldukları kuşkusuzdur. Ama Paris söz konusu olduğunda, kuşku, tartışma goturmeyen bir şey vardır: Bu kent, XIX. yüzyılın sonlarında ve XX. yüzyılın başlarında, bir başka deyişle 1900'lerde, dünyanın değil belki ama, Avrupa'nın sanat merkeziydi. J.P. Crespelle'in yazdığı (Montmartre Vivant), işte bu Paris'i anlatıyor, bizi işte bu Paris'te, hem de doya doya gezdiriyor, dolaştırıyor. Yapıtı, "Yaşayan Montmartre" adıyla dilimize kazandırmış olan Gürhan Tümer, onu Türk okuyucusuna şöyle sunuyor: "Bu kitap, bir dönemin, bir yerin. o dönemde, o yerde yaşamış olan insanların öyküsünü anlatıyor. Bu kitapta öyküsu anlatılan dönem, >aklaşık olarak, ondokuzuncu yüzyılın son en yıh ile, yirminci yüzyılın ilk on yrfını kapsavan ve 'belle epoçue' (guzel dönem ya da guzel çağ) olarak adlandmlan döııem; öykiisii anlatılan yer, Paris ve özeilikle de Paris'in bir belgesi, Montmartre; öyküsü aHİatıian insanlar, kimileri. Picasso, Medigliani, Lautrec, Utrillo gibi, ünlü mü ünlü; kimileri, Depaquit, Boldini, Villon, Mac Orlan, Jacquetnart gibi, daha çok Batı'da, Fransa'da bilinen, kimileri ise, mutlu ya da mutsuz, ama son derece renkli bir yaşam sürmüş olmalanna karşın, herkesin çoktan unuttuğu insanlardır. Evet 'Montmartre Vivant' (Yaşayan Montmartre), yaşanmış. gerçek öyküleri anlatan bir ö>kü kitabıdır. Bu öyküleri okurken, genelde insana, özeide sanatçıya ve sanata, oyle uzaktan, havadan, kuramsal olarak bakmıyoruz. Onları ta içimizde duyuyoruz. onlarla birlikte yaşıyoruz. Picasso'nun nasıl çalıştığını, Toulouse Lautrec'in neden mutsuz olduğunu, kiıbizmin tarihçesini, sanat piyasasının içvuzünü öğreniyoruz." İTHAL MALI ALÜMİNYUM KÜLÇE 520 66 80 3 hat n. Yazan: Hasan tzzettin Bir başka Akdenizli ozan nedense o da gürültüye gitmişNihat Ziyalan da; "Toros'lardan kopmayım / çam kokusu, keklik ötüşüdür heybetim / ne zaman gelseniz bir parça güneş bulursunuz alnımda / korkuyu tarif et deseniz, edemem" diyor Toroslar için, Akdeniz için. Kısacası, ölum ile Akdeniz arasındaki trajik gelgit'in şiirini yazmaktadır Metin can. Bu hançer'in ve lirik'in, ya da ölüm'ün ve Akdeniz'in yalın, soylu şiirlerini günlerdir tekrar tekrar okuyup duruyorum. Içim içime sığmıyor. "Ey balk / Ey sağır ve büyük okyanus / tşte yine yaralı / Yi1 ne yalnızdır oğullann / Bas bagnna!.." "Hançer ve Lirik'Mn postadan çıkageldiği gün bir de yeni bacağa kavuşmuş Metin can. Kendine, 200 bin liraya bir de yeni bacak yaptırmış. Mektuİki tılsımlı söz: bunda öyle diyor. "Kaleiçi sokakları / Basma perde / Çiçek Akdeniz ve ölüm kokulan / Geçerdim hep / KolHele hele, artık her kim tugumda şiir kitaplan / Yine geyazmışsa kitabın arka kapagın çiyorum / Koltuğumda / Koltuk daki "hançer, maddesel olanı ve değnekleri" diyordu "Kaleiçi insanın madende biçimlendirdi Sokaklan" adlı şiirinde. Demek ği zoru ve acıyı simgeler; lirik, koltuk değneklerini de fırlatmış bilinçsel olanı ve acının duyguyla atmış koltuklannın altlarından. onarılışını, yaşamın yenilmezliYeni bacağını da, "Hançer ve ğini onınlar" şeklindeki, sıradan Lirik"ini de yürekten kutlarım. ilk çağrışım benzetmeli yoruma Mutlaka okuyunuz bu Akdeve açıklamaya orunlar sözcu niz'in ve ölümün soy şiirlerini... ğünün de ne anlama kullanıldığını önemsemeden kanlmak. doğrusu büsbütün zor. arasında / Kendiliğinden bir kır Çünkü bence, Metin Demirçiçeği / Kalır / Çıkıp gelecek gi taş'ın şiirinin "saklı su"yunu bi / Ne zaman bir iz bıraktığı açıklayacak tılsımlı iki sözcük masalara oturulsa / Gelecek gi"ölüm" ve "Akdeniz"dir. Dobi / Çıkıp / Saklar belki yeni bir layısıylada, ölum "hançer"dir, ozanın sesini / Sessizce / Sıca Akdeniz ise "lirik". cık yüreginde sevecen / belki / Hemen hemen ölümden söz Saklar." etmeyen şiiri yok gibidir Metin'SİNEMA VE ÇAĞIMIZ in. örneğin, "Uykusuz Gecenin Yazan: Atilla Dorsay / Hil Şiiri"ni de katarsak, îlhan Erdost ve Enver Gökce'nin ölümYa>ın / 332 sayfa leri üzerine tam 8 şiir vardır kiGazetemizin sinema eleştirmeni tapta. "Antalya Dostlar YaseAtilla Dorsay, yirmi yıla yakın minler" adlı şiir, hamal Arap bir süredir yayımladığı yazılar Şaban'ın, beton işçisi Topal dan oluşan bir derlemeyi "Sine Durmuş'un ardmdan yazılmış ma ve Çagımız" adıyla bir kitap ağıtlardır. Zaten çoğu şiirinin adı ta topladı. Hil Yayın'ın Sinema bile "Kara Hasan ve Civan MeKitapları Dizisi'nin ilk kitabı met Ağıdı"dır, "Topraksu İşçisi olarak yayımlanan "Sinema >e Göçmen İbrahira'e Ağıt"tır, vb. Çağımız""ın bu birinci cildinde, Ne var ki, Metin Demirtaş'ın Atilla Dorsay, "sinema sanatının çağımızı belirleyen onemli şiirinde bir umutsuzluk değildir olay/ olgularla olan ilişkisini" ölüm. Çünkü "Ardımızdaki Akirdeleyen yazılannı bir araya ge deniz / Her zamanki gibi / Matiriyor. Dorsay, kitabında. "si vi mi mavi"dir. Yani, Metin'in şiirlerinde, bir nemanın siyasetle, savaşla, faşizm, tarih veya cinsellikle olan yanda, daha yaşarken biraz sözilişkileri, bireysel ve toplumsal lü olduğumuz ölüm... Öte yanyaşamımızı belirleyen bu aian da... "Çoban Daglan" adlı o larda karşılıklı etkileşimler taşı güzelim şiirinde "Geçmiş gitmiş yan yogun bir olay"dır anlayı Beyleri de / Kalmış sade / Bir vefalı çobanlan / Ama hâlâ atşından yola çıkıyor. laslarda / Bey Dağlarıdır adları / Dinleyin / E> haritacılar / Bu YİNGYANG: ÇİN'DE SEbir ozan fermam / Bundan böyle VİŞME: / Çoban Dağları oisun / Bu güYazanlar: Charles Humana ve Wang Wu / Çeviren: Kerem Lokman / Yol Yayınlan 282 sayfa. Daha önce Jolan Chang'ın "Taocu Sevişme ve Seks" adlı kitabını da yayımlayan Yol Yayınlan, "YingYang: Çin'de Sevişme" adlı bu kitapla kendine Kültur Servisi 1. Talens Reözgu yayın çizgisini sürdüruyor. sim Yarışması sonuçlandı \e biKitabın yazarları deyişiyle: "Bu rincilik odülunu Yalçın Karayakitabın amacı, bugüne dek yal ğız aldı. 30 mart 1984 gunü \ e nızca bilginleri. doğubilimcileri dim Günsur başkanlığında topve genellikle okurların pek azı lanan Deyrim Erbil, Kaya Özseznı ilgilendirdiği sanılan bir konu gin, Hamit Kınaytürk ve Mesut yu tanıtmaktır. Çin'de cinsellik, Uldaş'ın oluşturduğu seçici kugeçmişi ve uygulamalanyla, yal rul, yarışmaya katılan 467 tablo nızca son derece ilginç bir ince arasından yaptığı seçimle, daha kme konusu olmakla kalmıyor; once ilan edilen mansiyon sayıaynı zamanda bizleri, o eşsiz ero sını ona çıkararak odülleri şöyle tik edebiyutıyla, henttz Batılı dağıttı: okurların birçoğunca keşfedilBirincilik oduiu: Yalçın Karamemiş bir eğlence ve tatlı duy yağız; ikincilik ödulu; Zehra gular dünyasma da götürüyor. Eren: ücuncüluk odulu: Mete Biiyük bir iddiası olmayan bu ça Utku; mansiyonlar: Demet lışma, işte Batı'nın bu olağanüs Yerser, İsmet Doğan, Hale \rpatü savsamasını karşılama amacı cıoglu Afet Ekiz, Teoman Südur. nı gütmektedir." Hatice Hızarcıoğlu, Mehmel Özen, Emin Güler, Muzaffer ŞİİR SANATI: Tuğra ve Ekrem Kahraman. Yazan: George Thomson / Odule değer bulunan yapıtlaÇeviren: Cevat Çapan / Üç rın da aralarında bulunduğu 40 tablo, 14 nisan tarihıne kadar Çiçek Yayınevi / 94 sayfa. Moda'daki Cumalı Sanat GaleBugun ülkemizde özellikle "İn risi'nde izlenebilir. sanın Özü" ve "Tarihöncesi Ege" adlı yapıtlarıyla tanınan ve M. Mussolini'nin geniş bir okur kitlesı bulan Ingiliz yazan George Thomson, beyanatı gerçekte bundan on sekiz yıl once dilimize ük kez bu kitabıyla Ankara 4 (Telefonla) aktarılmıştı. Cevat Çapan'ın usAldığımız malumata gore, M. taca çevirisiyle yayımlanan "ŞiKültür Servisi İtalyan yazar Mussolini'nin geçenlerde ir Sanatı"nda okuyucu şıır sanave gazeteci Luigi Barzini, Roma Roma 'da irat ettiği nutuk tının kökenlerıni, günumuze gedaki evinde yetmiş beş yaşında öl Millet Meclisi'nde mebuslar linceye kadar geçirdiği evreleri dü. 1964'te yayınlanan ve kendi arasında da ehemmiyetle topiumsal değişim temelı uzerinsini İtalyan halkının tarihi, kül tetkik edilmiş. Hariciye de izleme olanağı bulacaktır. Şıir türü ve ulusal kişiliği konusunda Vekilinin bu hususta izahat sevenler, bu kitabı okudukları önde gelen otoritelerden biri du vermesi için Meclis riyasetine zaman şiir sanatını bilimsel bir rumuna getiren "İtalyanlar" adlı bir sual takriri verilmiştir. açıdan toplumsal temellen uzekitabın yazan Barzini, yakalandı Hariciye Vekilinin bu sual rine oturtabilecekler, giderek si ğı kanser hastalığından kurtanla takririne yann cevap vermesi irden daha fazla tat alacaklardı. madı. bekleniyor. Tevfik Rüştıı R / ı hkf§ i't* ifiT ^ e r ^ *^' kazanıyor da butün aile yiyorsa sonuç rruüum... Onun için hep IJUl/ll W KIZ bifiikıe çalışılmalı. İşte güzel bir örneh Yaşlı baba ayakkabı boyuyor, genç kızı da parlattyor. Hem de tatlı tatlı söyleşme var aralarmda. Kimbilir saçı sakalı ağarmıs adamcağız neler anlatıyor? Hanım kızın nasıl ilgiyle dinlediği açıkça belli. Toplumumuzda "az da olsa mevcut" bir kısım gençlerimizin nazarı dikkatine. (Fotoğraf: S. ORAL CÖSENÇ). Hastane mi, düğün salonu mu? İnsanüğın onde gelen sorunu sağlıktır. Bu çok onemli soruna ülkemizde ne gibi çözumler bulunduğu, sağlık kurumlarımn ne durumda oiduğu ise iyi bilinir. L'ğur Dundar'tn TV'de iunduğu "Acil Servis" programı bu açıdan ibret vericidir. Durum böyleyken. Sinop Ataturk Devlet Hastanesî'nin 17 gun arayla iki düğune sahne olması ilginç gelebilir. Bunlardan ilki hastane personelinden bir hanımın düğünudur ve 1 mart perşembe gecesi hastanenin hastaktra uzak oiduğu belirtilen polikliğinde yapılmıştır. \e boylece, gorevli hanımla kocası hastanede dunyae\ine giren dünyanın belki de ilk insanları olmuşlardır. 17 mart cuma gecesi de, yine hastanede gorevli bir hanımın nikahı Samsun'da kıyılmıştır. Genç çift daha sonra aynı Yemek yememenin bedeli Yıldırım Beyazıt Kız Oğrenci Yurdu'nda kalan bin dolayındaki oğrenci, kantindeki yemeklerin kalitesiz ve pahah olmasından yakınıyor. Bu öğrencilerin kantinden yemek yememeleri uzerine Kred\ve Yurtlar Kurumu Genel ,\fudü*ru Şahap Ar gelerek dertlerini din?' ledi Ama Şahap Ar'a sonınlarA m anlatan 10 oğrenciye ceza verildL ^ Bu 10 oğrenci 2 nisan tarihikden itibaren IS'er gün yurrtah uzaklaştıntdılar. Böylece yurt jvneticileri kantini işletenlere hiç faırışmaksızın, kalitesiz yemek sorfynunu çozümlediklerini sandılar. Oğrenciler halen kantinden yemtk yemiyor. Acaba yurt yoneticilep kantine şöyle bir uğrasalar daha iyi olmaz mı? hastanenin düğıın salonu olarak benimsenen Poliklinik 'te duzenlenen bir torenle evlenmişlerdir. Lğur Dundar'a gelecek teki programlan için duyurulur. HAYVANLAR hmail Gülgeç KIM KIME DUM DUMA Dtl'ü DD b ÜDDü Behiç Ak 1. Talens Resim Yarışması sergisi Cumalı Galerisi'nde bu. insmlürt TÖP2.U KONÜTLRRR TARİHTE BUGUN Mümtaz Arıkan ETNA KÛKREDİ/. 19?/"DE BUSUN/lTALYA'NlM GÜNEYIHPE, SlClLYA APASINPAKI ETA/A YAA/A&DAĞl PUOKUEOÜ/ ÇOK ESÂ:/ S/& YAMABDAG İLlÇK/N İLK 8/LGlLER MILArTAM ONCEr8. VE S. yüzy/LLARpAN KALMADIÜ. S23S MET/Pe İLE, A\f£UPA'N/N EN YANAHpAĞl OLAN ETNA, RIYLE ÇOĞU IC£Z YAKINPAKl CATANIA KEMTİNI ETKILEMlŞ, /NSAN CLUMLERINE NEPEN CLMUŞTV. ANCAK SU YENİ PUSKU/SUÇÛ V4LA/I2C4 BK/L.İ A£AZIY£ ~ZAej4/2 YE££:C£/CT//2• SOLDAKI REÇ/M, g//Ç UZ4Y UYPUSUNUN ÇEKTlğl FOTV6RAFTAN YAPlLMlŞTIg,. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Beyin vereceği cevaba ehemmiyeti mahmsa atfedilm ek tedir. Soylendiğine gore, Roma sefirimiz • asıf Bey \1. Mussolini tarafından kabııl edilmiş ve sefirimiz nutuk etrafında hukümetimiz namma izahat istemişıir. M. Mussolini, sefirimize. samimiyeı göstermiş ve nutkunda Asya hakkmdu beyanatla bulunduğuntı, Turkiye'nin ı\e bir Avrııpn devleti olduğunu bilhassa tasrih eylemiştir. 5 ı\isan 19341984 Heyet bugün Semplon ekspresiyle şehrimize donecektir. DIS MACllMI 4O« Ünlü İtalyan gazeteci Luigi Barzini öldü İş Baııkası heyeti geliyor Iş Bankast tarafından tesisi mukarrer cam ve kömür fabrikaları hakkında tetkikatte hıılunmak üzere Zonguldak mebusu Ragıp Beyin riyasetinde A vrupa 'ya giden heyetimiz Avrupa'nın belli buşlı bütiın smai şehirlerini dolaşarak tetkiklerini yapmihlar ve alâkadar mııessesatla temaslarda buluınnuşlardıı: .ENSIrtMILERIDlR BOTCT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear