25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 NİSAN 1984 EKONOMt CUMHURÎYET/P EKONOMDE DIYALOG BESİM ÜSTÜNEL 1927'de doğdu. Gaziantep Lisesi'ni bitirdikten sonra, t.Ü.İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Doçentlik tezini London School of Economics'te verdi. 1961'de profesör oldu ve SBF ve ODTÜ'de öğretim üyeliğî yaptı. 19631965 arasmda DPT tktisadi Planlama Dairesi Başkanlığı, 19671971 arasında CHP Cenel Sekreter Yardımcılığı yapan Üstünel 197174 yılları arasmda Stockholm ve Minnesota Üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. Üstünel, 1975'te CHP İstanbul Senatarü olduktan sonra 1977 yılında 30 gün Maliye Bakanlığı görevinde bulundu. Üstünel şimdi tTÜ'de öğretim üyesL Besim Üstünel (sağda), Osrnan Ulagayhn sorulanm ytuutladı ortaya çıkar. Kişi başına milli gelir rakamlan da bu konuda bir ölçü olabilir mi? ÜSTÜNEL Evet, 1968 üretici fiyatlanyla 1978 yılında 4 bin 900 lira olan kişi başına milli gelir 1983 yılında gene 4 bin 900 lira. Yani altı yılda artış hızı sıfır. Demek ki çok ciddi ve uzun bir durgunluk dönemi yaşıyoruz. Üstelik bu rakam bir ortalamayı gösteriyor. Bazı gruplann bu dönemde enflasyondan yararlanarak gelirîerini önemli ölçüde arttırdıklannı da düşünürseniz diğer bazı gruplann, geniş kitlenin reel geliri, hayat standardı düşmüştür sonucunu çıkartabilirsiniz.. Şimdi efendim burada bir de enflasyonun maliyeti sorunu, toplumsal maliyeti ortaya çıkıyor.. ÜSTÜNEL Belli bir dönemde bütün fiyatlar aynı oranda artarsa o zaman nisbi fiyatlar değişmez, gelir dağılımında değişiklik olmaz. Bu tür bir enflasyonun sakıncalan ve toplumsal maliyeti fazla olmayabilir. Bunun örneğini lsrail'de görüyoruz. Enflasyonun toplumsal maliyeti fîyat amşlarının çeşitli kesimlerde farklı olmasın Geçen hafta Cumhuriyet altını 29.200 tirayu yükselerek yeni bir rekor kırdı Altın fiyatları dünyada biraz gerilerken Türkiye'de önemli bir sıçrama kaydetti. Cumhuriyet altını tarihinde ilk kez 29.200 liraya yükseldi. Dünya altın borsalannda geçen hafta da yitirilmiş bir hafta görünümündeydi. Londra borsasında çarşamba günü bir ara 384 dolara yaklaşan bir ons altın perşembe günu 4 dolar birden geriledi ve son haftalarda ilk kez 380 doların altına indi. Cuma günu ise, yalnızca 1 dolar değer kazanan bir ons altın haftayı 380 dolardan kapadı. Dünya borsalarındaki bu gerileme Kapahçarşı piyasasını etkilemedi. Aksine, Kapalıçarşı'da altın tarihinin en yüksek fıyatlarından işlem gördü. Cumhuriyet altını son bir ayda ikinci kez 29 bin lira sınmnı aştı ve 29.200 liraya ulaştı. Benzer bir 29.200 29.150 28.950 29.175 Cumhuriyet Altını 9 10 11 12 13 Nittrı Artan işsizliğin yolaçüğı kayıp yılda 1.5 trilyon lirayı buluyor Sayın Üstünel; enflasyon sonınu bma göriişlere göre yıllardan beri Tiirk ekonomisinin önde gelen sorunu olmaya devam ediyor. Hayat pahalüığı ola>ını günlük >aşamında hisseden vatandaş açısından dataerfaaldebu sonınun onemi oruda. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu sorunuo önemini? ÜSTÜNEL Gerçekten de on yıldan beri Türkiye'nin gündemindeki en önemli ekonomik sorun yüksek ennasyon olmuştur ve çeşitli ekonomik istikrar paketleri de bu enflasyonun hızlanmasmı önleyememiştir. Resmi rakamlara baktığımızda şunu görüyoruz: 196373 yıllan arasmda, yani 1. ve 2. Plan döneminde fiyat istikrarı fazla bozulmamış, yılda yüzde 510 arasında değişen fiyat artışlarıyla hızlı gelişmeyi bir arada götürmek mürnkün olmuştur. 1973'ten sonra ise bir yandan fiyat artışlaruun hızlandığını diğer yandan büyüme hızının duştüğünü ve bazı yıllarda gerilemeye dönüştüğünü görüyoruz... 1973 yılı neden bir dönüm noktaa oldu sizce? ÜSTÜNEL 1973 yılırun bir dönüm noktası olmasının nedeni bütün dünyayı etkileyen petrol krizidir. 197377 döneminde Türkiye'de yıllık enflasyon çift haneli rakamlara çıkıyor ve bu beş yılda netimi hiç bir şekilde savunmak mümkün değil. 1980'den sonra getirilen tedbirlerin bir kısmı bu yapısal bozukluklan düzeltici nitelikte. Bunlar arasında gerçekçi döviz kurunu, reel faize yönelme politikasını, KİT ve bütçe açıklannm giderümesini sağlayacak fiyat politikalarını sayabilirim. Ama bütün bunlar, artık daha çok iç nedenlerden kaynaklanan enflasyonu önlemeye yetmemiştir... 1980 sonrasında izlenen hızlı devalüasyoo ve gerçekçi kur politikası dolaylı olarak enflasyonu beslemedi mi? Enflasyon ithali bu anlamda sürmedi mi? ÜSTÜNEL Eğer dolarla ifade edilen maliyetler artsaydı bu ithal edilen enflasyon olurdu ki bu 1980'den sonra azalmıştır. Bundan sonraki olay döviz kurunun hızlı değişmesi nedeniyle içerde yaşanan maliyet enflasyonudur. Bu ise bizim aşın koruma altında kurulmuş, geniş ölçüde ithal girdilere bağımlı sanayimizin yapısından kaynaklanmaktadır. Birkaç yıl önce yapılan bir araştırmaya göre Türkiye sanayiinde işçi ücretlerinin maliyet içindeki payı yüzde 20'lerde kalıyor, ithal girdilerin payı ise yüzde 6065 arasında. Şimdi böyle bir sanayi yapınız varken ticret ve maaş artışlarmı frenleyerek, taban fiyatlan düşük tutarak enflasyonu düşürmeniz mümkün değil. Türkiye'de enflasyonun parasal nedenlerden çok yapısal nedenlerden kaynaklandığı kavranmadan önlenmesi de mümkün değil. Yapısal ve parasal önlemlerin mutlaka beraber götürülmesi lânm.. Efendim, bildiginiz gibi 24 ocaktan sonra hâkim olan zihniyete göre bu yapısal degişikük gereği reddedilmiyor da yapısal def işim, izlenen makro politikalann adeta bir >an sonucu olarak, piyasa mekanizmasımn kendi halledecegi bir olay olarak gorüliiyor. Şimdi Türkiye gibi bir iilkede bu mümkün mü? ÜSTÜNEL Sayın Ulagay, ben Avrupa Konseyi Ekonomik Komisyon Raportörü iken de bu konulan çok tartıştık. OECD'yi, IMF'yi yönetenlerin kafasına yerleşen düşünceye göre yapı değişikliği gerekiyorsa bunu piyasa mekanizması zaman içinde halleder. Oysa Türkiye gibi ülkelerde piyasa mekanizması zaten etkili şekilde işlemiyor ki bir de bu yapı değişikliği görevini otomatikman yapabilsin. Bence piyasa mekanizmasından daha etkin biçimde yararlanmak gerekir ve bu da planlanabilir. Türkiye gibi bir ülkede ekonomide yapı değişikliği olayının ekonomiye ve topluma en az maliyet le gerçekleşebilmesi için planlanması şarttır. Bunu piyasa mekanizmasına bırakmanın maliyeü ne oluyor, özeUikle son dört yılda yasananlara bakarak sonıyonım.. ÜSTÜNEL Bir kere üretim kaybına ve anan işsizliğin yol açtığı kayıplara bakmak lâzım. Ben şöyle bir hesap yaptım: Türkiye'deki açık ve gizli işsizlerin sayısı resmi rakamlara göre 3,5 milyonu aştı. Bunun 1 milyonunu önlenemeyecek işsizlik, doğal işsizlik olarak kabul edersek geriye 2,5 milyon kişi kalıyor. Biz etkin bir politika izleyerek bunlara iş yaratamadığırruz için ne kadar kayba uğruyoruz? Bir işçinin kabaca 300 gün çalıştığı ve günde 2 bin liralık katma değer yarattığını kabul edersek ki bugün en az ücret günde 1000 liraya yaklaşıyor bugünkü rakamlarla 2,5 milyon kişinin işsiz kalmasının Türk ekonomisine maliyeti 1,5 trilyon lirayı bulur. Yani her yıl bu çapta bir üretim kaybı ve gelir kaybı söz konusudur. Aynca işsizlik olayının sosyal boyutu da vahimdir. 1980'de 200 bin olan açık işsiz sayısı 1983'te 600 bine çıkmıştır, üstelik işçi çıkarma yasağına rağmen bu böyle olmuştur. Türkiye'de işsizlik sigortasırun olmadığını da düşünürseniz istikrar politikalannın, plansız yapı değişikliği denemelerinin maliyetini kimin taşıdığı daha da iyi Ulagay sordu, Üstünel ynnüladı: Belli mal ve hizmetlerin fiyatları dolara göre arttırdırken, ücretlerin, maaşların ve taban fiyatlannın sınırlandırılması, enflasyonun toplumsal maliyetini isçinin, memurun, tarımdaki üreticinin sırtına yüklemiş, kaynak ve gelir dağılımını daha da bozmuştur. gelişme gösteren külçe altın da hafta boyunca 40 lira değer kazanarak 4400 liradan satıldı. Piyasa ilgilileri altın fiyatlannın dünyada inerken Türkiye'de yükselmesini büyük ölçüde doların karaborsa fiyatıyla resmi kuru arasındaki farkın açılmasına bağlıyorlar. Resmi verilere göre, Türkiye'de fiyatlar son 4 yılda yüzde 400 artnuşiır. 1980 programı, ağır dozda antibiyotik tedavisine rağmen hastanın ateşini düşürememiş, asıl hastalığı tedavi edememiştir. resmi Toptan Eşya Fiyatlan Endeksi'ne göre fiyat artışı yüzde 146'yı, yani yılda ortalarna ytizde 29'u buluyor. Bu dönem aynı zamanda Türk ekonomisinin dünya ekonomisinin koşullanndan hızla koptuğu dönemdir. Yani döviz fiyatlannın gerçekçüikten büyük ölçüde uzaklaşüğı, faiz oranlannın reel olarak negatif olduğu, KİT açıkları ve bütçe açıkları kanalıyla enflasyonun beslendiği, özel kesime tüm bu yollar kullanılarak kaynak aktarıldığı bir dönemdir bu. 1977'de ve 197879'da uygulamaya konan istikrar programları bunları değiştirmeyi ve fıyatlann hızla artmasını önlemeyi başaramadı. 1980 istikrar programı ise kısa bir süre fîyatlardaki artışı önler gibi göriindüyse de bugun ahnan sonuçlara, gelinen noktaya baktığıınızda görüyoruz ki resmi verilere göre 1980 ocak ayında 100 olan Toptan Eşya Fiyatlan Endeksi 1984 ocak ayında 500'ü bulmuştur. Başka bir ifadeyle son dört yılda yüzde 400 artmıştır fiyatlar. 1980 programı da, ağır dozdaki önlemlere rağmen fiyat istikrannı sağlamayı başaramamıştır, bir türlü istikrardan büyürneye geçiş aşamasına gelememiştir. Ekonominin böbreklerini tahrip edecek dozda antibiyotik verilmesine rağmen hastanın ateşi düşmemiş, asıl hastalık tedavi edilememiştir.. Şimdi bu sözleriniz belki de hasUhğın teşhisinde bir haU mı var sorusunu akJa getiriyor.. ÜSTÜNEL 197380 döneminde yasanan enfiasyonun kaynaklarına baktığımızda dıştan gelen etkenlerin ağır bastığmı görüyoruz. Petrol fiyatlannda ve Batı'dan aldığımız mamul madde fiyatlannda büyük artışlar var. Bunlara göre gerekli ayarlamar yapılmadığı için KİT açıkları, bütçe açıkları da büyüdü ve ülke içindeki enflasyonu azdırdı. Bu nedenle 197480 dönemindeki ekonomik yö dan doğuyor. Türkiye'de de fiyatlan aşağı çekelim derken bu olay yaratılıyor. Bazı malların fiyatını dolara bağlamışız, dolar TL.'ye göre arttıkça bunlann fıyatı da artıyor. Ama toplu sözleşmelerde, işçi ücretlerinde bu yöntem uygulanmıyor. O zaman ne oluyor? Enflasyonun toplumsal maliyeti ücretli kesimin sırtına biniyor. Bizde 1980 sonrasında belli gruplann gelirlerini gerileterek, destekleme fiyatlanna baskı yaparak enfiasyonun aşağı çekileceği sanılmış, sonuç ise dengesiz fiyat artışlan olmuştur, işçi ve memurun reel geliri yüzde 45 gerilemiştir. Ekonomide hem kaynak dağılımında hem gelir dağılımında yeni dengesizlikler yaratılmıştır. Yani, iktidar partisinin deyimiyle "ortadireğin" üstüne yakılan bir enflasyon oluyor bu... ÜSTÜNEL Üstelik son zamlarla yalmz işçi, memur ve tanm üreticisi değil özel kesimdeki bazı sektörler de zarara uğramış, fiyatlannı aynı oranlarda aruıramadıklan için darboğaza ginnişlerdir.. Peki bu dengesizliği gidermek için ne yapmalı sizce? ÜSTÜNEL Geniş çaplı bir endeksasyona gitmek gerek. Tabii bunu yapmak kolay değil ama toplumsal dengesizliği azaltmak açısından da bunun yapılması lâzım. Bu tabii işin bir yönü. Bir yandan da enflasyonu aşağı çekmek, dış açığı azaltmak ve ekonomiyi dışa açrnak gerekiyor. Sanayiciyi hem dış pazarda rekabete itmek hem de iç pazarda daha verimli çahşmasını sağlamak gerekiyor. Bu hedeflere götürecek politikaların ise belli bir plan içinde, birbiriyle tutarlı olarak ve belli aşamalarda belli noktalara varılmasını hedefleyecek şekilde hazırlanması gerekiyor. Yani birdenbire "ben sanayü dış rekabete açtun, her şeyi piyasa mekanizmasına bıraktım" diyerek 20 yıl aşın korunmuş bir sanayü çınlçıplak fırtına altında bırakmak, giderek ağırlaşacak sıkıntılara ve şikâyetlere yol açar, bu politikalardan vazgeçilmesini savunan baskı gruplannın oluşmasına neden olur. Hatta bu demokrasiyi yeniden tehlikeye düşürecek gelişmelere bile yol açabilir. Gerekli tasfiyeleri yapmak fakat hak Dolar, Türk Urası merdiveninde yalnızca bir basamak çıkabildi Dolar geçen hafta dünya döviz piyasalannda oldukça formda görünürken Türk Lirası karşısındaki hızını biraz yitirdi. Daha önceki haftalarda Türk Lirasına karşı merdivenleri beşer beşer tırmanan doların geçen haftaki kazancı yalnızca l lira oldu. Hafta boyunca inişli çıkışlı günler geçiren dolar haftanın son gününde aniden tırmandı. Bu gelişme sonucunda, haftayı 2.61 mark, 2.17 Isviçre Frangı ve 8.05 Fransız Frangı değerlerinden açan dolar, cuma akşamı 2.63 mark, 2.18 İsviçre Frangı ve 8.10 Fransız Frangı gibi son haftalann oldukça yüksek değerlerinden işlem gördü. Bir ara 1.44 dolara yükselen sterlin ise cuma günü yeniden 1.43 dolara indi. Doların Türk Lirası karşısındaki değer kazancı ise, geçen hafta biraz düşük düzeyde kaldı. Hafta başında 325.30 lira olan dolar, hafta sonuna kadar 326.55 liraya çıkabildi. Bununla birlikte doların resmi kuruyla karaborsa fiyatı arasındaki farkm geçen hafta biraz daha açıldığı ve Tahtakale piyasasında dolann 360 liranın üstünde işlem gördüğü dikkati çekti. NELER OLDU Her gittiği yerde ayakta alkışlandı sız tasfıyelere yol açmamak, neticede kendi ayakları üzerinde durabilecek sektörleri tasfiye etmemek için aşamalı bir plan yapılmasını ben zorunlu görüyorum. Türkiye'de yeni yönetim, halktan aldığı taze güçle bu görevi yapmalı, 15 yıl perspektifii 5 yıllık plan hazırlanmalıdır. Bu antienfiasyonist politikalarla yapısal değişiklik progBaşbakan 'dan İstanbullu tüccara Herkesin kaidırmaramını bütünleştiren, bağdaştıran bir plan olmalıdır. sı gereken bazı yükler var. Bu noktada orta direk biraz daha az, Size son olarak şunu sormak istiyonım Sayın Üstünel: Türkisiz biraz daha fazla yük kaldıracaksımz. Çünkü orta direğe yıllarye'de yapısal defişiklikten söz ederken kafanuda bdirgin bir stradan beri çok yüklenilmiş. Ama, şunu da ifade edeyim ki sıkmtınız teji, belirgin sektör tercihkri var mı? 1980'deki kadar olmayacaktır. ÜSTÜNEL Sayın Ulagay, ben bu konudaki görüşlerimi bir kitapta toplamak üzere çalışmalanmı sürdürüyorum. Bence Türkiye'İstanbullu tücçardan Başbakan 'a Uyguiamadaki aknin artık "iki kanatlı ustünlükler" stratejisi diye adlandırabileceğisaklık ve purüzler giderilmezse ve gerekli diğer tedbirlerin zamanında miz bir stratejiye yönelmesi lâzım. Bunu bir zamanlar Japonya da alınması gecikirse, başansızlığjn sorumluluğu özel sektöre, işadambaşanyla uygulamış. Türk ekonomisinde emek sermayeden daha bol lanna veya sisteme yüklenmemeli. olduğuna göre bu stratejinin birinci kanadı işsizligi azaltacak sünger projelerden oluşacak. Altyapı projeleri, tarıma dayalı projeler, emek yoğun teknolojiler bu açıdan önem taşıyor. Stratejinin ikinci Başbakan 'dan İstanbullu sanayiciye Sm uyanyomm, yönü, uçağm hızla yükselmesini sağlayacak kanadı ise en ileri tekkrediye fazla yüklenmeyin, öz kaynaklannızı arttırmaya bakın. Faznolojiye, dışta da rekabet edecek optimum büyüklüklerde kurulalalıklannız varsa bunlan satıp sermayenize katın. Bundan kimse gocak sanayilerden, yepyeni sektörlerden oluşacak. Burada uluslarcunmasın, dünyadaki en büyük şirketler bile gerektiğinde bunu yaarası düzeyde teknoloji ahşverişine de gidilerek; gerekirse demode | pıyor. Aynca, içte ve dışta ortak aramaya da alışın. teknolojiler, ara teknolojiler atlanarak, uluslararası düzeyde yükİstanbullu sanayiciden Başbakan'a Bizsabırvetahamsek kârlar sağlayacak, rekabet edecek sanayiler kurulması öngörülüyor. Bu iki kanattan oluşacak bir stratejinin Türkiye'nin yeniden mül göstermeye devam edeceğiz. Ancak, bu sınırın fazla zorlanmakalkınma yoluna girmesinde etkili bir kaldıraç olacağına inanıyo j masını ve mevcut sanayinin sorunlannm gözardı edilmemesini istinım. I yoruz. Türkiye bundan sonra iki kanatlı bir stratejiyi benimsemeli. Bir yandan işsizligi azaltacak sünger projelere önem verirken, diğer yandan en ileri teknolojiyle uluslararası alanda rekabet edecek yepyeni sektörlere yönelmeli. ÖzaVin İstanbul çikartması önce İstanbul Ticaret Odası'm... ... Sonra İstanbul Sanayi Odası'nı ziyaret KONGRE Sınırlı Sorumlu Gazeteciler 4. İşçi Yapı Kooperatifi Yönetim Kunılu'ndan bildirilmiştir. Kooperatifimizin yıllık Olağan Genel Kunıl toplantısı 13.5.1984 pazar günü saat 10.00'da kooperatif idare binasında yapüacakur. Durumu bilgilerinize sunar, butün ortaklarıraızın teşrifini rica ederiz. GÜNDEM 1 Açılış, Başkatılık Divanı seçimi ve Divan'a Genel Kurul tutanağının imza yetkisi verilmesi, 2 Yönetim Kurulu faaliyet raporunun ve murakabe heyeti raporunun okunması ve müzakeresi, 3 Yönetim Kurulu ve murakabe heyetinin aklanması, 4 Yeni yönetim kurulu seçimi. 5 Yeni murakıplann seçimi. 6 Dilekler ve kapanış. (REPRO) Meün\âzan Çok i>i bir metin yazanysamz. ajans deneyiminiz varsa, dinamik bir çalışma ortamında yaratıcı ve üretken olmayı düşüntryorsanız, lütfen H 2 7 i 7 i no.lu telefondan Canan Levent'le temas kurarak bir randevu alınız. Başvurular kesinlikle gizli tutulacaktır. TASARRUFUNUZA ÖNCE... GÜVENCE SATIŞ İLANI BAKIRKÖY 1. İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 984/673 Esas Bir borçtan dolayı hacizli olup, paraya çevrilmesine karar verilen 200.000.00 TL. muhammen kıymeıli 1 adet Arçelik marka 56 ekran renkli TV 4690 Seri No.lu 250.000.00 Tl muhammen bedelli 1 adev Altron marka betekort video 26/4/1984 gunü saat 12.0512.20 arasında Yeniincirli yolu Muhtar sokak No: 7 Bakırköy'de açık artürma suretiyle satılacaktır. Birinci arttırmada verilen bedel, kıymetin yüzde 75'ini bulmadıgı takdirde, ikinci arturması, 27/4/1984 gunu aynı yer ve saatte yapılacaktır. 1000 kuruşluk posta pulu gönderildiği takdirde, isteyene şartname sureti gönderilecektir. Alıcılann, mahallinde bulunacak memura müracaallan ilan olunur. Basın: 4414 REPROREKİAM AJANSI AŞL Sivritaş Sokak 4 Mectdıyeköy' İstanbul KEŞAN BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN 1 Keşan Büyuk Cami Mahallesi, Banka Geçidi sokağında 4 katb işhanı inşaatı. 2 Şartname ve ekleri mesai saatleri dahilinde Belediye Fen Işleri Müdürlüğü'nde görulebilir. 3 Ihale Belediye Encümeni huzurunda 10 mayıs 1984 perşembe gıinü saatlî.OO'te 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 37. maddesine göre kapalı zarf teklif usulü ile yapılacaktır. 4 Işin keşif bedeli 32.820.818.35 üra olup, gecici teminatı 984.625.liradır. 5 lhaleye katılacak olanlann yeterlilik belgesi almak için en geç 4.5.1984 cuma gunü saat 18.00'e kadar basvurmalan gerekmektedir. Başvuru dilekçelerine; şartnamelerde belirtilen usulune gore hazırlanmış yapı araçlan bildirısi, sermaye ve kredi olanaklarını açıklayan mali durum bildirisi ile banka referans mektuplanm, Bayındırlık Bakanlığı'ndan almış olduklan B grubundan en az keşif bedelı kadar müteahhitlik karnesini, dilekçe veriliş tarihinde elinde bulunan işleri açıklayan taahhüt bfldirisi ve kontrol mühendisi tarafından verilecek işyeri görme belgesini ekleyeceklerdir. Yeterlilik belgesi 8.5.1984 salı günü saat 18.00'e kadar verilecektir. 6 Işurakçiler teklif mektuplannı en gec 10.5.1984 perşembe günü saat 14.00'e kadar makbuz karşıhğında İhale Komisyonu Başkanlığı'na vereceklerdir. 7 Telgrafla yapılacak başvurmalar ve postada olacak gecikmeler kabul edilmez. İLAN OLUNUR. Basın: 14403 /ÇiANADOUJ SAHİBİNDEN SATILIK 2 92 m dukkân ve 2 96 m daire Sarıyer Dereboyu Caddesinde TEL.: 142 23 05 ŞEREF YÜKSEL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear