Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Taşıt ii vergisi aralıkta artıyor Aralıkta kanunlaşması beklenen tasarıya göre 900 kg. ağırlığındaki arabalar 25 bin, 1801 kg. ve daha fazla ağırlıktaki arabalar ise 150 bin lira vergi ödeyecekler. ANKARA, (a.a.) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Metin Emiroğlu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nda değişiklik yapan tasannm yılbaşından önce kanunlaştınbnasına çalışıldığını söyledi. Önıunüzdeki günlerde Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek tasan ile otomobil ve diğer motorlu taşıtların vergi miktar ları arttınlıyor. Tasarıda, 1 sayılı tarifede yer alan otomobil, kaptıkaçtı, panel ve arazi taşıtlannın vergi miktarlarının şöyle olması öngörüluyor: Ağırtığı 16 Yaş 1 daha v e Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecüik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Gend Yayın Müduru: Hasan Cemal. Müessese Müduru: Emine Uşakbgil.Yazı İşlen Mudürü. Okav Gönensin, • Haber Merkezı Mudürü: Yalçın Bayef, Sayfa Düzeni Yonetmeni: Ali Acar. TAKVlM 7 Kasıra 1984 Imsak: 5.07 Güneş: 6.34 Temsilciler ANKARA: Yalfin Dog>n. IZMİR: Hiknet Çelinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Servıs Şeflerı: Istanbul Haberlen Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı. Ekonomı: Osaıan Ulagay, Kulıur: Aydın Emcç, Magazın: Yalçın Pekşetı, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yoctlman, Düzeltme: Refik Durbaş, Araşıırma: Şahin Alpay. İşSendika: Şiıkran Ketenci. Burolar • Ankara: Ziya Gökalp Bulvarı, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İzmir: Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: CumhuriyH Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğiu, İst. PK: 246fst. Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Oğle: 11 52 Ikındi: 14.35 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.22 Vizeye karşı ilk resmi girişim uyrnkluların birçok Avrupa Avrupa Konseyi'nin önümüzdeki ilk Konseyi üyesi ülkedeki normal toplantısında ele almmak üzere Türk dolaşımına engel teşkil ettiği, parlamento heyetince hazırlanan "îavsiye karar • Uye ulkelerin yetkili organlannca uygulanan keyfi idarenin tasarm"nı İtalya ve Irlanda da destekliyor. ve bu tür kısıtlamaların sadece Hazırlanan tavsiye kararında: "Bir üye ülkenin kişüerin serbest dolaşımını engeldiğer üye ülke vatandaşlarından giriş vizesi talep lemekle kalmayıp. a>nı zamanetmesinin Avrupa Konseyi statüsünce belirlenmiş da Turk loplumunun ticari ve sınai faaliyetlerinin yanı sıra baamaçlan menfı şekilde etkilediği" belirtiliyor. ANKARA (Cıunhuriyet Bfirosu) Türk uynıklulara "giriş vizesi" uygulayan Avrupa ülkelerine karşı Avrupa Konse yi'nde ilk kez resmi bir girişim başlatıldı. Avrupa Konseyi'nin önümüzdeki ilk toplantısında ele alınmak üzere Türk parlamento heyetince hazırlanan "tavsiye karar tasansT'ru İtalya ve İrlanda'nın desteklediği belirtiliyor. Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'ne sunulacak olan, Türk Heyeti Başkanı Biilent Akarcalı ve arkadaşlannca hazırlanan tavsiye karannda "Bir üye ülkenin diğer üye ülke vatandaşlanndan giriş vizesi talep etmesinin Avrupa Konseyi statüsünce belirlenmiş amaçlan menfi şekilde etkilediği" belirtiliyor. Belçikalı uye Claude de Jardin gibi bazı sosyalist üyelerin de imzaladığı belirtilen ve Danışma Meclisi'n de ele alınacak tasan kabul edilirse Konsey "tavsiye karannı" Bakanlar Komitesi'ne ve vize uygulayan ülke hükümetlerine iletecek. Ancak, bilindiği gibi Avrupa Konseyi'nin kararlarımn "zortayıcı" niteliği bulunmuyor. Avrupa Konseyi 'nde ele alınacak olan ve şimdiden bazı destekler sağladığı belirtilen tasan metni özetle şöyle: • "Ülkelerine girilmesi için vize bulundunılmasını öngören yönetmeliklerin haksız ve keyfi bir şekilde uygulanmasının Tiirk zen aile bütünlüğünh de tehlikeye soktuğu, • Biitün üye ülke vatandaşlannın bu ulkelerin topraklarının tümunde serbest dolaşım hakkına riayet edilmesi, • Herkesin aile biitünlüğünün yanı sıra Turk toplumunun ticari ve sınai faali>etinin sağlanmasının gerekliligi vurgulamakta." Tasanda Bakanlar Komitesi'ne ise £u tavsiyede bulunuluyor: • "Ülkelerine girilmesi için vize verilmesi esnasında üye ülkeler hükümetlerinin her türlb keyfi uygulamanın onlenmesi amacını güden bir (avır takınmasını, • Bir üye ülkenin diğer bir üye ulkenin vatandaşlanndan giriş vizesi talep etmesinin Avrupa Konseyi statüsünce belirlenmiş amaçlan menfi şekilde etkileyeceğini kabul etmesini tavsiye eder." Vize uygulayan üye ülke hükumetlerine yönelik metin ise şöyle: • "Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye'nin uyruklulanna giriş vizesi uygulamasına devam eden ulkelerin bu durumun gerekliliğini tekrar gözden geçirmderini, • Ülkelerine girişi ve ulkelerinde ikameti düzenleyen şartlara Oişkin yönetmeliklerin tatbikine keyfi ve ayırımcı bir uygulamadan kaçınarak azami ölçüde dikkat elmelerini, • Bu yönetmeliklerin uygulanması esnasında aile bütünluğünün saglanmasının gerekliliğini gözönunde bulundurmalanm ve göçmen işçi ailelerinin bir araya gelmesi yolunda Bakanlar Komitesi'nde kabul edilen yükümlülüklere saygı duymalannı tavsiye eder." 900 kg. ve daha aşagı 25.000 15.000 9011150 kg. 40.000 25.000 11511500 kg. 100.000 60.000 15011800 kg. 120.000100.000 1801 ve daha yukan 150.000120.000 Iki sayılı tarifeue yer alan kamyonet ve minibüslerden altı yaşına kadar 40 bin, yukan yaşlar için 25 bin lira, 25 kişilik otobüslerden altı yaşına kadar 100 bin, yukan yaşlar için 80 bin lira, oturma yeri 26'dan fazla olan otobüslerden altı yaşa kadar 120 bin, yukan yaşlar için 100 bin lira vergi alınacak. Kamyonlardan ise cinslerine göre 80 bin lira ile 100 bin lira arasında vergi tahsil edilecek. Bakanlar kurulu, bu miktarları beş katına kadar arttırmaya yetkili olacak. VERGt PULU Motorlu Kara Taşıt sahipleri her yılın ocak ayında vergilerini bir defada ödeyecekler. Odenen vergiye karşılık alınacak "Taşıt Pula" aracın ön camının sağ iıst köşesine yapıştınlacak. Yıl içinde kayıt ve tescil yapılması halinde, vergi o yıl için yıllık olarak, işlemin tamamlanmasından önce ödenecek. Yüzde 600 enflasyona rağmen Arjantinliler Başkan'ı seviyor Sokakta eski bin pesoluk banknotlar dağıtan sağcı UCD Partisi, hükümete karşı şu propagandayı yapıyor: Bu parayla 1973 'te 390 kilo ekmek ya da 67 kilo et alabilirdiniz. 1976'da ise 15 kilo ekmek ve 2,6 kilo et alabiliyordunuz. 1981 'de aynı banknotun alım gücü 200 gram ekmekle 30 gram ete düştü. 1984 şubatında bu paraya karşılık size ancak 8 gram ekmek verirlerdi. Şimdi biz size bu 1000 pesoyu bedava dağıtıyoruz. Dış Haberler Servisi Arjantin'in başkenti Buenos Aires'e "La Plata Nehri'nin Ecesi" adı verilir. Ama şimdi bu kentin merkezinde bile delik deşik yollar, kaldırımlar göze çarpıyor. Kentin en zengin mahallesi Barri Norte'deki kâşanelerin, saray yavrularının uzerinden ise müzayede ilanlan eksik olmuyor. Neler elden çıkarılmıyor ki bu satışlarda: 18. iiızyıl İngiliz ressamlarının tabloları, gumuş takımlar, eski mobilyalar. Kentin her yanında yanm kalmış şantiyeler, bina iskeletleri göze çarpıyor. Henüz çauşmalan süren şantiyelerde ise işçiler, ülkenin en ucuz yiyecek maddesi olan 300 gram ağırlığındaki "bife de chorizo"yu ya da dünyanın en lezzetli sığır bifteğini odun ateşinde pişiriyorlar. Bu etin fiyatını, bir süre önce ülkeyi yöneten askeri cunta bile yükseltememişti. Ama geri kalan her türlu malın fıyatı, "gemi azıya alan enflasyon" nedeniyle dört nala artıyor. Buenos Aires'te de herkesin başlıca sohbet konusu bu. Bindiğiniz taksinin şoförüne, bir gün öncekine oranla beş peso fazla aldığını anımsattığınızda, " a a r o " (tabii) diyor. Kitaplarını matbaadan teslim alan yayıncı ise dövünuyor. " A h " diyor, "kâğıt baskrya gimıemiş olsaydı keşke. Fiyatı her gun artıyor. Gerçek bir kâğıtpara bu." Yıllık yüzde 600 enflasyonla yaşamak, insandan alışılmadık bir kafa cimnastiği istiyor. Uzun vadeli tasanlara, tasarmf düşlerine, yeni evlilere özgü alışverişlere elveda! Herkes, devamlı önüne geleni satm alıyor ve spekülasyon yapıyor. Ay başında maaşını alan hemen dörde bölüyor. İlk çeyrekle bir büyük mağazaya koşuyor. Ama hangisine? En yakındaki çiçek yağı fıyatına zam yapmış, ama henüz makarna fiyatlannı arttırmamış. Bu noktadan yola çıkılarak 1015 günlük yiyecek satın almıyor. Bir Avrupah, bu alışverişe eti de katıp buzluğa koyardı. Ama Arjantinlilerin hiç yapmadığı tek şey bu: Et her gün taze alınıyor çünku. Aylıktan artakalan para ise bir tasarruf sandığı SEVİLEN BAŞKAN Arjantlnlüer, yeni Başkanlan Alfonsin 'i çok seviyoHar. tşsizler ve zor durumdaki sanayiciler de onun yanmda. Kaybolan çocuklarmtn izini bulmak isteyen anneler bile ona güveniyor. na yatınhyor ve haftadan haftaya gerekli miktar çekiliyor. Bu yasadışı bir durum, ama bir ayİık para ancak üç hafta yettığinden, her çalışan üç kuruşundan alabildiği kadar faiz almaya bakıyor. Sağcı U.C.D. Partisi, sokakta eski bin pesoluk banknotlan dağıtıyor ve gelen geçene şu yoldan propaganda yapıyor: "Bu parayı anımayor musuouz? Bununla 1973'te 390 kilo ekmek ya da 67 kilo et alabilirdiniz. 1976'da ise 15 kilo ekmek ve 2,6 kilo et alabiliyordunuz. 1981'de aynı banknotun alım gücü 200 gram ekmekle 30 gram ete düştü. 1984 şubatında bin pesoya karşılık, size ancak 8 gram ekmek verirlerdi. Şimdi biz size bu 1000 pesoyu bedava dağıtıyoEvet, Arjantin'de para birimi artık peso değil, ABD Dolan. Florida Caddesi'ndeki bir mağazanın görevlisi, her hafta sonu hasılatı bir kat yukardaki döviz alımsatımıyla uğraşan büroya bırakıyor. Hafta başında kazancı yüzde üçü bulabiliyor. Nasıl mı? Bu parayı dolara çevirerek. Yine Florida Caddesi'nde bir genç, sabahtan akşama kadar dolaşarak her saat başı dolar değerini açıklıyor. Kambiyocular mantar gibi her yana yayılmışlar. Vitrinlerinde her gün, dolaruı resmi fiyatıyla karaborsa fiyatı yer alıyor. Ama resmi fiyata dolar satmak için insanın enayi olması gerek. Ve Arjantinliler için her şey söylenebilir ama, enayi denemez. Becerikli, bireyci, cömert, kaderci, duygusal, kültürlü, iddiah, ülkesine âşık bir ulus olan Arjantinliler, şu sıralar düş kınklığı içindeler. "Ah! Bu kadar borcumuz olmasaydı" diyorlar iç çekerek. Borç denilen de 43 milyar dolar. Bunun 15 milyarı silah alımına gitmiş, 4,6 milyar dolan Ulusal Petrol Şirketi'nin araştırmalannda harcanmış, bir bölümü de Dünya Futbol Şampiyonası için yapılan üç dev stadın görkemli olması uğruna çarçur edilmiş, renkli TV de yüklüce bir miktar göturmüş. özetle, ülkenin dış borçlannın 3035 milyar dolan bu birkaç kalemde toplanmış. Geri kalanı ise lüks tüketim maddelerinin dışalımında uçup gitmiş. I978'de 212 milyon dolar olan dışalımlar, 1980'de bir milyar 800 milyonu bulmuş. Ekmeği bile dışardan alan Arjantin'de, sanayi kuruluşlannın yüzde ellisi kapılan kapamış. Şimdi, iktidardaki Başkan Alfonsin'in ekonomik danışmanı Raul Prebisch, masaya yumruğu indirerek şöyle diyor: "Bu gidişe bir yıl daha dayanamayız. Ekonomik politikamızı degiştirmemiz zorunlu." Yaşlı iktisatçı çok ağır bir kemer sıkma politikası öneriyor ve bu konuda IMF ile uyuşuyor. Bu politika şöyle özetleniyor: Ücret artışı yok, hele enflasyon oranına göre artış hiç yok. Kamu harcamaları son kertesine dek kısılacak, dışalım zorunlu maddeler dışında duracak. SANAYtCİLER BİLE ALFONSİN'İ TUTUYOR TURKIYE'DE GUNEŞ ENERJISI Prof. TOLGA YAKMAN Potansiyeümis Güney Avrupa'nın iki katı Türkiye'nin Avrupa'ya güneş enerjisi ihraç edebileceği yolundaki savımızın bugün politik ve teknikpolitik olarak anabileceğimiz yönlerini ele alacağız. önce "teknikpolitik" olarak sıfatlandırmayı düşündüğümüz yönlere eğilelim. Aslında, bunlann üzerinde oturduğu temel konunun kritik yanlanndan birini oluşturuyor. Savunız, dikkat edilirse, belli bir senaryoya dayandınlmaktadır. 4 Bir senaryo Senaryo, bir konuyu kurup, olacağı tahmin, hatta bir ölçüde ona göre yonlendirme eylemini içermektedir. Bu anlamda, hiçbir senaryo Allah kelamı değildir. Iyi senaryo vardır; kötü senaryo vardır. Gerçekleri dile getiren senaryo vardır; gerçeklerle beklentileri birbirine kanştıran senaryo vardır. Dolayısıyla senaryolar tek değildir. Ana işlevleri ise, belirli varsayımlardan kalkılınca, nerelere vanlabileceğini (verilerle varsayımlardaki muhtemel belirsizliklerden dolayı, bağıl çözüm yelpazeleriyle birlikte) sergileyerek, rasyonel (akılcı) olarak beUrlenmiş yollardan "en iyi" birinin, siyasal tercihler ışığında seçilmesine olanak hazırlamaktır. Bizim temel aldığımız senaryo da, işte böyle bir senaryodur. Bu senaryo temel olarak güneş enerjisi kullanın^ını tercih edecek bir sosyal yapı varsaymakta.. Ne var ki, bu sosyal yapıyı, öteki seçenekleri ve özellikle nükleer enerji kullanımını dışlamamaktadır. Hatta, salt güneş ya da salt nükleer karakterli bir gelecek yerine, bunlann her ikisine de cevaz verecek "karma karakterli" bir geleceğin (çeşitli nedenler, o arada "enerji teke|leşmesi"nefırsat kalmaması nedeniyle) ekonomik olacağı görüşune dayanmaktadır. Üstelik enflasyon, faiz hadlerindeki yukseliş ve gelecek teknolojilerin maliyetlerine dönük belirsizlikler birinin mi, yoksa salt ötekinin mi daha ekonomik olacağının, bugünden kestirilmesinin zaten mümkün olmadığına işaret etmektedir. Senaryo, optimal (en iyi) halde önümüzdeki yüzyıl sonunda ^»28 nükleer enerji, ^ol3 doğrudan (merkezi) güneş enerjisi, %59 dolayb (rüz tan enerji ihtiyacını karşılamak, nispeten kısn ömürlü Ortadoğu petroluyle Sovyetler Birliği doğal gazına bağımhlığını azaltmak, nükleer enerjiyle sınırlı bir ilişkide kalmak ve kaynaklannı çeşitlendirmek amaçlarıyla, kıtarun eteklerindeki güneş enerjisinden yararlanma yoluna gitmesi olasılığı çok yüksektir. Türk guneş enerjisi potansiyeli, Avrupa eteklerindeki geri kalan guneş potansiyelinden iki Türkiye Avrupa'ya pek tabii bugünden yarıkat daha varlıklıdır. na güneş enerjisi ihraç edebilecek değildir. BuMerkezi Avrupa'run Türk güneşini satın alnunla birlikte, konu şimdiden güncel olmaktamakta vazgeçemeyeceği menfaatleri vardır ve kıdır; çünkü Avrupa yanna dönük tercihlerini buta, Türk güneş enerjisi üretiminin en az üçte bigün ortaya koyma durumundadır. rinin müşterisi durumundadır. Güneş elektriği üretim sistemleri, genel olaAvrnpa'nın seçenekleri rak, henüz ekonomik olmamakla birlikte, maliyetlerdeki gelişmeler bu sistemlerin lehine bir Avrupa nükleer enerji ve güneş enerjisi seçeseyir sergilemekte olup; güneş enerjisinden hareketle elektrik üretimi, ekonomik nedenlerle Gerek teknik, gerekse sosyal ve politik eğüimler, güneş enerjisinin dışlanma cenderesinden çıkmış görünmektedir. yoğun kullanımını artık güçlü bir seçenek olarak gündeme sokmuştur. Hatta biriki güneş elektrik seçeneği (özellikle güneş gölet yaklaşımı) ekonomik açıdan ticari Avrupa'da Türk güneşi yüzyıl dönemecinden hemen sonra "doğabilir..." Bu uğurda yalnızca Türkiye'nin inisiyatif yüklenmesi ve uygulama alanında önemli birölcekte başgöstermeye koyulmuştur. Avrupa'yı bu alanda ortak girişimler için ikna etmesi gerekmekte. O halde; gerek teknik, gerek sosyal yapısal eğilimler, gerekse de ekonomik açıdan, güneş Türkiye, söz konusu proje için başlangıçta tek kuruş harcamak enerjisi yoğun kullanımı, artık, oıta vadede durumunda değildir. Tek kuruş borç da almayacaktır. Güneşini Avrupa enerji ihtiyacını karşılayacak kuvvetli bir seçeteknolojisine kiraya verecektir. nek olarak gündeme girmiştir. bu koşullarda, yüzyıl dönemecini beş Sorun, teknik olmaktan çok, politiktir. Türkiye'nin Avrupa'ya güneş onTürkiye, Avrupa'ya güneş enerjisi ihraç edeyıl geçe enerjisi ihracatını yüz güldürecek bir çözüm olarak gerçekleştirmesi, bilecek ve kıtanın gitgide artan paylarla en önemli bir enerji kaynağı haline gelebilecektir. hükümetin bu konuya şimdiden Özenle eğilmesini gerektirir. Türk güneş elektriği, bu takdirde, mesela suneklerinin, sosyal açıdan kabul edilebilir oran maktadır; ve Türkiye güneşi bu çözümde mu yun elektroliziyle hidrojeri gazı üretiminde kullarda "kanlmaya" amade bir elastikiyete sahip hafazakâr bir tahminle yüzyıl dönemecinden lanılacak. Enerji Avrupa'ya bu gaza "yığılmış" olduklan yargısını, 1980'lerin başından itibaren beşon yıl sonra başlayarak ve devasa ölçeklere olarak sevkolunabilecektir. benimsemi$tir. Nitekim, İskandinav ülkeleri varacak paylarla yer alabilecektir. Türk güneş hidrojeninin Avrupa'ya, Sovyet nükleer enerji üretimine karşı yönelen sosyal tepGüneş enerjisinin alternatifi şimdilik nükleer doğal gazına oranla yaklaşık dört defa daha yakiyle beraber, alternatif senaryolar geliştirme enerjisidir. Tek başma bir alternatif hüviyetini kında bulunuyor oluşu; aynntıyı yuvarlayan bir ye koyulmuşlar, o arada topraklanna "bol" gel koruyabileceği ise çok şüphelidir. Güneş seçe ifadeyle, onun Sovyet doğal gazıyla, dört kat damese de, güneş enerjisi kullanımına bu senar neğine gidilmesi halinde, Türk güneşinin rakip ha pahalı bir düzeydeyken bile rekabete girebiyolarda geniş yer vermişlerdir. Avrupa, başka leri, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'dur ki, her iki leceği düşüncesini çağnştırmaktadır. (Kaldı ki bir deyişle, enerji geleceğine dönük olarak bir si de uzak ihtimallerdir. llkinde enerji deniz al Sovyet doğal gazı Avrupa'ya ne bugünkünden arayış içindedir. Bu nokta üzerinde ısrarla dur tından taşınacaktır. Ikincisindeyse Türkiye üs daha yoğun bir bollukta basılabilecek.. Ne de duğumuz Türkiye'nin inisiyatif yüklenmesi zo tünden iletilmek durumundadır. bugünkü arz bolluğu >'üzyıl dönemeci dolaymrunluluğu açısından fevkalade önemlidir. da zahmetsizce korunabilecektir!.) Avrupa, ihtiyaç duyduğu enerjiyi her nasılsa Sonuç olarak ithal edecektir. Petrol ithali, özellikle de OrtaSavımızı özetlersek: Avrupa'run giderek ar (Arkası 13. Sayfada) gâr, su gücü, bitki artıklan) ve gayrı merkezi güneş enerjisi üretimini öngörmektedir. Böyle bir tablo içinde Türkiye güneşine yüklenen asgari ve azami sorumluluklar (300 2000 adet Keban Barajı) gücüne eşdeğer bulunmaktadır ki, bu sayılar bugünkü idrakımız çerçevesinde ve tek bir deyimle "akıllara durgunluk" verecek büyüklüklerdir. doğu'dan petrol ithali, daha önce de söz konusu ettiğimiz gibi, Avrupa için gitgide daha "belalı" bir hal almaktadır. Petrol ithalinin alternatifi şimdilik Sibirya'dan doğal gaz ithaliyle, nükleer enerji üretiminin yaygınlaştınlması olmaktadır ki, her ikisi de sevimsizdir. Federal Almanya'nm Sovyetler'den doğal gaz ithali yüztinden ABD'yle arası az kaldı açılacaktı. (özellikle bu açıdan ABD'nin önerimize destek olacağı tahmin edilebilir.) Kaldı ki daha önce de tartıştığımız gibi, ne Sovyetler Birliği'nin Avrupa'ya daha yoğun gaz basmasına imkân görünmektedir, ne de petrol ve doğal gaz kaynakları kalıcıdır. Bu nedenlerle, bilhassa merkezi Avrupa, hem kaynaklannı çeşitlendirmeye hem başka kaynaklara ihtiyaç duyacaktır. En önemli çözüm Akdeniz güneş ene'rjisi ol Güneş hücreleriyle çalışan bir televUyon "röle" istasyonu Cuıııhıırbaşkaııhğı Konseyi'nin çalışmaları açıklandı Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, TBMM'de çalışmalannı sürdürüyor ve Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında haftada iki defa ve gerektiğinde toplantı yapıyor. ANKARA (a.a.) Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin resmi çahşmalarıyla ilgili bir açıklama yapıldı. Konsey üyelerinin çalışmaları konusunda demeç alma, röportaj veya sohbet yapma şeklinde başından gelen istekler üzerine yapıldığı bildirilen açıklamayı, uyeler adına Nurettin Ersin imzaladı. Ersin'in açıklamasına göre demeç, roportaj ya da sohbet isteklerinin üyelerin özel hayatlarından çok, resmi görevleri çerçevesinde olabileceği sonucuna varılarak açıklamanın yazılı yapılması uygun bulundu. ANAVASA Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin görevlerinin Anayasa'daki geçici ikinci maddede beiirtildiği kaydedilerek başlayan ve a.a. kanalıyla yapılan açıklamada daha sonra şöyle denildi: " Anayasa'daki bu açık ifadelere rağmen sayın kamuoyunun böyle bir arzuda bulunması memnuniyetle karşılanmış, bir açıklama yapılmasına karar verilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, gorevlerini Sayın Cumhurbaşkanf na karşı sorumlu olarak gerekli faaliyetlerde bulunmak ve teklifler yapmak suretiyle yürutmekte ve böylece Sayın Cumhurbaşkanı'nın devlet yönetimindeki gorevlerinde yardıracı olmaktadırlar." Çalışmalarını TBMM'de kendilerine aynlan özel bölümde yürüttüklerini,kaydeden Nurettin Ersin, Cumhurbaşkanı'nın başkanhğında periyodik olarak haftada iki defa ve gerektiğinde toplantılar yaptıklannı bildirdi. Ersin, "Bu toplanlılarda yasal görevlerinin icra organlarında uygulanmasına ait bususbrda bilgi vererek ve bu konudakı göriışlerini sunarak devlet meseleleri üzerine Sayın Cumhurbaşkanı'yla müzakerelerde bulunur ve varsa direktiflerini alıriar" dedi. Nurettin Ersin imzasıyla yapılan Cumhurbaşkanlığı Konseyi uyeleri açıklamasında daha sonra şöyle denildi: "Cumhurbaşkanlığı Konscyi üyelerinin gorevlerini yürütmeleri, şahsen yapacaklan incelemeler veya müracaat usulüyle kendilerine doğnıdan yazüı ve şifahi olarak intikal ettirilen konu ve sonınlar üzerinde çalışmalar yapmalan şeklinde olur. Bu çalışmalar, konu ve sorunun arzettiği önem derecesine göre, ya bizzat meşgul olmak suretiyle veya Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne yahut ilgili olan makama havale suretiyle işleme tabi tutulur. Yapılacak çalışma ve incelemelerde kendilerine, önce Konsey Sekreterliği, gerekiyorsa Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve Genel Sekretertiğin ilgili daire ve şubeleri yardımcı olurlar. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği aynca, kendisine intikal eden diğer ilgili konular hakkında da devam uzere Konsey üyelerine bilgi sunmakta, varsa istenilen hususlarda emirlerini alarak gereğini yerine getirmektedir. Bilindiği gibi Konsey üyeleri Sayın Cumhurbaşkanı'nın yurt gezilerine de katdarak yine görevleri hakkında gezi yapılan bölgelerden bilgi alıriar. Gerektiğinde ayn olarak veya toplu halde Cumhurbaşkanı'nın Ve Arjantinliler, yeni başkanlan Alfonsin'i gerçekten çok seviyorlar. tşsizler ve zor durumdaki sanayiciler de onun safındirektifleri doğrnltusnnda ve da. Mayo Alanı'ndan ayrılmaonun adına, toplantılara katılır yan ve cunta döneminde kaybolan çocuklannın izini bulmak isveya incelemelerde bulunurlar. teyen anneler bile ona güveniyor. Bu arada da hükümet, eski Genel olarak ana hatlanyla yukanda belirtilmiş olan bu uygu sorumlulan her yerde kovahyor. lamaya ait çalışma usulleri bir Resmen 35 milyon dolar değetalimatla tespit edilmiş olup fa rindeki Italo Argentina de Electaliyetler buna göre cereyan et ridad Şirketi'nin 350 milyon do lara satın almması nedeniyle, esmektedir. ki Başkan Genera) Videla mahSayın kamuoyu ve değerii ba kemeye çıkıyor. Amiral Massera, metresinin kocasını çimentosınımızın merakına neden olan Cumhurbaşkanlığı Konseyi üye ya gömüp denize attırmak iddiasıyla yargılanıyor. General lerinin resmi faaliyetleri devlet yönetimine \e büyük milletimi Caraps, yabancı basın temsilcilerinin önünde en az 5000 kişize azami ölçüde yararlı olmayı hedef alan bir istikamette sürdö nin ölümünden sorumlu olduğunu itiraf ediyor. ruimektedir."