25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Nsdir Nadi, • Genel Yayın Müduru: Hasan Cemal, Muessese Mudurü: Emine l'şakbgil, Yazı Işlerı Mudünı: Oka> Gönensin. 0 Haber Merkezi Müdüru: Yalctn Bayer, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. TAKVİM 29 Kasım 1984 İmsak: 5.29 Guneş: 6.59 Temsilciler ANKARA: Yalçın Dogan, İZMIR: Hikmet Çetinkaya, ADA NA Mehmel Mercan, • Servıs Şeflerı: İstanbul Haberlen Reha Oz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulagay, Kultur: Aydın Emev, Magazin: Yatcın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Vücelman, Duzeltme: Refık Dıırbaş, Araştırma: Şahin Alpay, IşSendika: Şukran Ketenci. İkindi: 14.22 Akşam: 16.44 Yatsı: 19.09 Burolar: • Ankara: Ziya Gökalp Bulvarı, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • tzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: CumhuriyM Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. TurkOcağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist PK: 246lst. Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Öğle: 11.57 40 bin işçi içîn yeni sözleşme Maden işçileri: 10 işyehnde çalışan 25 bin işçiye yüzde 28 artı 3 bin ile yüzde 31 artı 3 bin lira arasında zam yapıldı. PTT: Bütün PTT işçilerine yüzde 28 artı 2400 lira zam yapıldı. Zam 1 Eylül 1984'ten itibaren geçerli. İş Sendika Servisi Çeşitli işkollarında toplu iş sözleşmeleri bağıtlanırken, işçi çıkarmalar da devam ediyor. Türkiye Maden İşçileri Sendikası ile çeşitli lin> it işletmeleri arasında 25 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme parafe edildi. Kamu işverenlerinin çeşitli işyerlerinde işçi sendikalanna kabul ettirdiği kendi hazırladığı "iş degeriendirmesi" nin toplu sözleşmeye uygulannıası yöntemi bu sözleşmede de yer aldı. Buna göre, 10 işyerinde çalışan maden işçilerinin ücretlerine işverence hazırlanan sanat ve ağırlık gruplanna göre yuzde 28 artı 3 bin liradan yuzde 31 artı 3 bin liraya kadar zam yapıldı. Aynı işyerlerinde çalışan işçilerin ikinci yıl ücretlerine de yüzde 21 ile yüzde 24 oranında zam gerçekİeştirildi. Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından parafe edilen toplu sözleşme şu işyerlerinde uygulanacak: Tunçbilek Tavşanlı Garp Linyitleri İşletraesi. Muğla Yatağan Güne> Ege Linyitleri, Erzunım Doğu Linyitleri, Kömiir Satış ve Tevzii Müesşeseleri, Sıvas KangaJ Linyit İşletmeleri, Çanakkale Çan Bursa Linyitleri, Çorum Alpagut Dodurga Linyitleri, Konya Linyitleri, Soma Ege Linyitleri, Nallıhan Orta Anadolu Linyitleri. Türkiye Maden İş Sendikası Ikinci Başkanı Kâzım Kasımoğlu, elde edilen ücret artışının tatmin edici olmadığını söyledi. Kasımoğlu, "Maden işçisi çok daha biıyiık ücretlere layıktır, emeginin karşılığını alamamıştır. Fakat, Yüksek Hakem Kurulu'nun eline diişmemek için buna da Allah razı olsun diyonız" dedi. IZMffi'DEN MERSIN'E NARENCIYE Narenciye dert dolu Prof. Muzaffer Aksoy Üretici: Hükümet nakliye için, kooperatif için yardımcı olsun. Ziraat Bankası'nın 50 milyonluk bahçeye verdiği kredi 1 milyon lira. İlaç ve gübre fiyatları durmadan artıyor. Hükümet, narenciye için de başfıyat uygulamalı. 2 HİKMET ÇETİNKAYA Satsuma üreticisi Haşim Köse hukumetin kendilerini desteklemesini istiyor. Üreticilerin hükümetin desteğiyle bir araya gelip ürünlerini dış pazarlarda satmalannın gerekli olduğunu vurguluyor. Haşim Köse'nin bu konudaki görüşlerini aynen aktarıyoruz: Dış ülkelerde bu iş oluyormuş. Geçen yıl Almanya'daki ağabeyimin yanına gitmiştim. Bana manavda satılan mandalin gösterdi. Beş saatte İsrail'den Almanya'ya gelmiş. Uçakla yapılıyormuş bu iş. Bizde de öyle uçaklar olsa, yapılmayacak iş değil. tki uçagın parasını Nariıdere'li üreticiler bir yılda çıkanrlar. Narenciye için nakliye çok önemli. Bakın şu bir kasayı, tzmir'e seksen liraya gönderiyonım. Bizim soranlanmız çok, orta yerde ezilip gidiyoruz. Belki bu yıl mal fazla olsaydı, hiç birimizin yüzü gülmeyecekti. Geçen yıl Bulgaristan ve Romanya'>a pek ihracat voklu. Bu yıl oralara mal gidi>or. Şimdi benim orada pazanm olsa, bir TIR tutarım malı alıp oraya götürürüm. Haldeki yetmişseksen liralık fiyat sizi kurtarıyor mu? Şimdilik kurtarıyor. Ama şu üretici pazarları çoğalsa, biz malımızı ora>a gotürürüz. Ama bizim altmışyetmiş liraya sattığımız satsuma İzmir'de. tstanbul'da, Ankara'da yüz elli, ikiyüz liraya satılıyor. Kredi sorunu? Tanm Kredi Kooperatifleri'nden iki yüz bin lira kredi alabiliyoruz. Sonra Ziraat Bankası kredi veriyor. Elli milyonluk bahçeye verdiği kredi bir milyon lira. Satsuma bahcelerinin değeri ne kadardır? Sekiz on milyon liradan aşağı değildir. Ya senin bahçenin değeri ne kadar? Benim bahçem on dekar. Dekannı on milvondan versem, yüz milyon lira yapar. Bu parayı bankaya yatırsam yılda elli milyon lira faiz alırım. Ama burası bize babadan kaldı, bu işin zevki başka. Hukumet bize bir sahip çıksın yeter. 'Hükümet bize sahip çıksın' derken neyi kastediyorsunuz? Bizi tek elden idare etsin. Nakliye için, kooperatif için yardımcı olsun, biz üreticiler hemen birleşiriz. Biz mandalini hale gotüriiyoruz, yetmiş liradan veri>oruz. Bir başka arkadaş seksen liradan, bir diğeri yüz liradan veriyor. Şaşınp kalıyoruz. Mandalinde de tütun gibi, fındık gibi bir taban fı>at olmalı. Dışsatımeı: Hükümet, gerçek dışsatımcı aleyhinde yeni bir tatbikat başlattı. Doğu blokuna yapılan dışsatımı, bu konuda uzmanlaşmamış belli sayıdaki sermaye şirketlerinin tekeline bıraktı. Kıdem tazminatı içîn gerçekçi çözüm İşSendika Servisi Türkiye Denizciler Sendikası'nın düzenlediği "Kıdem Tazminatı Sempozyumu"nda kıdem tazminatı için fon oluşturulmasında "iş giivencesi", "işsizlik sigortası" ve "emeklilik ikramiyesi" ana işlevlerinin birlikte ele alınmasıyla gerçekçi bir çözüme ulaşılacağı görüşünde birleşildi. Panelde ilk konuşmayı yapan Prof. Dr. Toktamış Ateş, "Üç kâğıtçılann egemen ve başanlı olduğu bir toplum yaratmamak gerekir. Toplumda sınıflar arasıodaki uçurum artarsa bunun kaçınılmaz sonucu çatışma olur" dedi. Gazetemiz yazarı Şttkran Ketenci, işçilerin en çok kıdem tazminatı konusunda duyarlı davrandıklarına işaret ederek, kıdem tazminatının bir emeklilik ikramiyesine dönüştürülmesinin sakıncalarını anlattı. İşçilerin "kırk katır mı, kırk satır mı" tercihiyle karşı karşıya bırakılmak istendiğini belirten Ketenci, Fon tasansını eleştirerek, "son giinlerde hakları sözde koyup öziinde yok etme şeklinde geliştirilen >eni sanat tiiriinün zirvedeki öraeği bu tasandır" şeklinde konuştu. Kapanış konuşmasını yapan Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı Emin Kul, kıdem tazminatı fon tasarısının hükümetçe ivedi olarak gündeme getirilmesinin oldukça yadırganacak bir tutum olduğuna işaret ederek, bu konuyu Türklş olarak sürekli gündemde tutacaklarını ve kamuoyunu hareketli kılacaklarını sövledi. PTT işçileri YHK tarafından yenilenen PTT Genel Müdürİüğü ile Haberİş Sendikası arasındaki toplu sözleşmeden PTT'deki tum isçilerin yararlanacağı bildirildi. YHK tarafından yenilenerek üçüncü yıl zammı olarak yüzde 28 artı 2400 lira verilen zam, PTT Genel Müdurlüğü'nde yalnızca 3 bin işçiyi kapsıyordu. Yapılan girişimler sonucu sözleşmenin uygulanmadığı işyerleri de sözleşme kapsamına alınarak 4 bin işçinin de bu sözleşmeden yararlanması sağlandı. Tüm PTT işçileri sözleşmeden 1 Eylül 1984 tarihinden itibaren yararlanacak. KültÜT Servisi "Meslek hastalıklan tıbbının babası" olarak tarunan Bemardino Ramazzini adına kurulan "Collegium Ramazzini" adlı bilim kurumunun ilk kez düzenledıği "Ramazzini Ödülü", Prof. Dr. Muzaffer Aksoy ile Milano Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. E.C.Vigliani'ye verildi. Meslek hastalıklan tıbbına katkıda bulunanlan desteklemek amacıyla konulan "Ramazzini Ödnlü"ne bu yıl Prof. Dr. Aksoy ve Prof. Dr. Vigliani, "benzenin toksik ve lösemi (kan kanseri) etkilerini ortaya koyan çalışmalanndan ötürii" değer görüldüler. Her ıki bilim adamı da benzenin kanserojen etkilerinin araştınlması konusunda bütün dünyada kabul edilen çalışmalanyla tanınıyorlar. 12 kasım günü İtalya'da Carpi kenti Belediye Meclisi ve Kongre binasında duzenlenen törende, 1984 "Ramazzini Ödülü", Prof. Dr. Aksoy'a ve Prof. Dr. Vigliani hasta olduğu için onun yerine yardımcısı Prof. Dr. Fuaya'ya verildi. "Collegium Ramazzini" adlı bilim kurumuna adını veren Bernardino Ramazzini, ltalya'nın Carpi kentinde 1633'te doğdu. Modena ve Padova Tıp Fakültelerinde dersler veren Ramazzini, ilk meslek hastalıklan kitabı olan "De Morbis Artificum Diatriba"yı 1700'de yayımladı. Mesleğe bağlı hastalıklar konusunda ilk bilimsel çalışmalan gerçekleştiren Dr. Ramazzini'nin anısına, doğduğu kent olan Carpi'de 1983'te "Colleginm Ramazzini" derneği kuruldu. Derneğin amacı, bütün dünyada meslek hastalıklan tıbbına katkıda bulunmak. Ünlü Amerikah bilgin Prof. Dr. t.Selikoff ve tanınmış ltalyan patolog Prof. Dr. C.Maltoni gibi tıp adamlarının önderliğinde kurulan "Collegium Ramazzini", bu yıl ilk kez, meslek hastalıklan tıbbına katkıda bulunan tıp adamlannı desteklemek ve özendirmek amacıyla "Ramazzini Ödülü"nü düzenledi. Ramazzini Tıp Ödülü Prof. Aksoy'a verildi İGSAŞ'ta anlaşma Yarımca'da kurulu İGSAŞ Gübre Sanayii tesislerinde çalışan 750 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandı ve grev lokavt kararları karşılıklı olarak kaldırıldı. Petrol İş Sendikası Kocaeli Şubesi'nden verilen bilgiye göre, sözleşmeyle işçi aylıklanna birinci yıl yüzde 30 artı 3 bin, ikinci yıl da yüzde 25 artı 3 bin lira zam yapıldı. 1 Ocak 1984 tarihinden geçerli olacak sözleşmeyle işçilere ayda 2 bin net yakacak yardımı verilecek. Şeker ve Kurban Bayramı ikramiyeleri de 10'ar bin lira olarak belirlendi. Yanmca Seramik Fabrikası'nda çalışan 12 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi de bağıtlandı. Buna göre işçilerin saat ücretlerine 59 72 lira arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Bu sözleşme de 1 Ocak 1984 tarihinden geçerli olacak. İşçi a t m a l a r s ü r ü v o r tstanbul Sefaköy'de kurulu Murat Bayrak'a ait Sancak Tul A.Ş.'de 300 işçi çıkarıldı. Teksif Sendikası'ndan yapılan açıklamaya göre, toplam 650 işçinin çahştığı fabrikada 300 işçinin işine dün sabah son verildi. TUBÎTAK ödülleri verildi Ozal: Proje alanında atdun yupmahyız ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nun, geçen yaz ortasında açıkladığı 1984 Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri'nin dağıtım töreni dün yapıldı. Törende konuşan Başbakan Turgut Özal, "Fazla gecikmeden temel ihtiyaçlanmızı karşılayacak konularda biıyiık araştırma projelerine girişmek mecburiyetindeyiz" dedı. Turkiye'nin 1979'da düştüğü ekonomik bunalımdan çıİcmak için yaptığı atılımı aynı biçimde bilim ve teknoloji alanında da yapma zorunluğu olduğunu kaydeden Başbakan Turgut Özal, bunun için bu etkinliklerin gelişmesine elverişli bir bilimsel çevre ve yeterlı bilim altyapısının şart olduğunu ifade etti. Turkiye'nin teknoloji üretmeden dışarıdan teknoloji alarak gelişmi,lik hoyutlanna ulasamayacağını belirtti • Daha sonra odüllerin dağıtımı yapıldı. TÜBİTAK'ın bu yıl ödule layık gördüğü bilim adamları şöyle: Bilim Ödülü: Prof. Dr. Namık Keraal Aras (ODTÜ öğretim uyesi, Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı), Doç. Dr. Hilmi Demiray (İTÜ öğretim üyesı, TÜBtTAK Marmara Bilimsel Endustriyel Araştırma Enstitusu Başuzmanı). Hizmet Ödülü: Ord. Prof. İltıami Cıvaoğlu (ITÜ'den emekli), Prof. Nusret Karasu (Ankara Tıp Fakültesi'nden emekli). Teşvik Ödülü: Doç. Dr. Nuri Akkaş, Doç. Dr. Metin Ank. Doç. Dr. Zekâi Celep, Doç. Dr. Mustafa Erdik, Doç. Dr. Metin Gürses, Dr. Sadi Karagöz, Doç. Dr. Burhan Uslu, Doç. Dr. Hikmet Üçışık, Doç. Dr. İskender Savek, Doç. Dr. Narnık Yalçın ve Dr. Aslıhan Torun. DALDANSANDIĞA Narenciye bahçelerinde çahşanlarm çoğu kadın. Hatta aralannda lise mezunu, üniversiteye puan tutturamamış genç kızlar bile var. Yevmiye 600 700 lira arasında değisiyor. Üretici, satacağı kadanm topluyor. Fazlası dalda fiyat artmasım bekliyor. (Fotoğraf: KADIR CAN) Girdim ama, puanım tutmadı. Gelecek yıl girecek misin? Üç ay kalacağım burada. Üç ayda kazanacağım parayla sınavlara hazırlanacağım. Annenbaban burada mı? Babam Antakya'da kaldı. Biz annem ve kardeşimle geldik. Narenciye olayı bir kördüğüm gibiydi aslında. Üretici, ihracatçı tuccardan, işçi, üreticiden, ihracatçı ise bürokrasiden ve alıma giren sermaye şirketlerinden yakınıyordu. Güzelbahçe'de 25 dönüm narenciye bahçesi olan Nusret Ünal soruna daha değişik bir yandan yaklaşıyordu. Önce 25 dönüm bahçeden 6070 ton ürun alacağını söylüyor, ardından düzenleme bozukluğundan yakımyor, ilaç ve gübrenin her geçen gün zam gördüğvine değiniyordu. gübre. Geçen yıl on iki bin liraya aldıgımız sinek ilacı bu yıl elli bin lira oldu. Krediler yetersiz. Türkiye Elektrik Kurumu ile geçinemiyoruz. Örnegin yüz yirmi kilovata kadar aynı fiyat, yani otuz üç lira. Ondan sonrası katlamalı. Hükümel üreticiye sahip çıkmalı. Her yıl hayvanlara yediriyoruz malımızı. Şimdi burada tekrar duralım ve narenciye üretiminin, ihracatının en önemli merkezi olan Mersin'e dönelim. Akdenlz'in şirin liman kenti Mersin son yıllarda deniz taşımacılığının yanı sıra kara taşımacıhğının da önemli yerleşme merkezi 'inden biri olmuştur. Hele 198ı 81 yılları arasında ihracatçı teşvik belgesi alan, ipotek karşılığında milyonları değil, milyarları ceplerine indirenler Uray Caddesi'ndeki iş hanlannda birer büro kiraladılar. TIR filoları kuruldu. Bir anda Türkiye Narenciye lhracatçıları Birliği'nin üye sayısı iki bin sekiz yüze çıktı. Ihracatı teşvik belgesinden yararlananlann çoğu narenciye ticaretiyle uğraşanlardı. Şimdi biz sözu Türkiye Narenciye İhracatçılan Birliği İkinci Başkanı Ahmet Yaşa'ya bırakalım. Ona bu konuda çeşitli sorular yoneltelim, yanıtlarını alalım: Sayın Yaşa, şu anda narenciye ihracatının konumu nedir? 198081 oncesine kadar kendini idare eden ihracat söz konusuydu. 198081 yıliannda çok ihracatçı, çok döviz prensibi değişik bir gorünum getirdi ekonomimize. Uzmanlaşmamış bürokratlar sayesinde ihracatçıya bilinçsiz, programsız kredi dağıtıldı. Teşvik Uygulama Dairesi güya planlı teşvik belgesi dağıtmaya başladı. Berber, bakkal, manav. kısaca mesleği ne olursa olsun herkes bu kredilerden yararlandı. Bu konuyu biraz açar mısınız? Narenciye ihracatıyla uğraşmayan kişiler kredi aldı. İpotek karsılığında dagıtılan bu krediler başka alanlara yaünldı. Örneğin inşaal sektorüne, miılk alraaya, lüks hayata kavdı. Bahçe mahallesinde kiralık ev arayan kişiler deniz kıyısında villa yaptırdılar. Dışanda buyıik çapta fiyat kırüarak ürun satıidı. Bu da kalite düşüklügune neden oldu. Önceleri buna ihracat patlaması denildi. Öyle bir hava yaratıldı. Ardından da duşme başladı. Kredi alanlar başka işlere kaydılar. Sonunda iş çığınndan çıktı. Sayın Yaşa, bu krediler nasıl alınıyordu? Bu ayn bir konu. Gerçekten çok acı. İnsanı düşündüren bir olay. Adamın dagda taşta tariası var. Değeri bilemedin 100 bin lira. Banka eksperini ayarlamış, müdürü tavlamış, 100 milyonluk değer gösterip işte o kadar kredi almış. Sonunda durum anlaşıldı. Anımsarsınız 160 banka müdürü görevlerinden alındı. Bir de ipetok simsarları türemiş o yıllar. Artık iş çığınndan çıkmıştı. Olan biz gerçek ihracatçılara olmuştu. Uray caddesinin adı "dolar caddesi" adına dönttşmüştü halk arasında. Bu arada da ipotek simsarlan türemişti. Hatta bana bile geldi bir tanesi. Önce yer alınıyor sonra ipotek ettirilip ihracat kredisi herhalde? Metresi 20 liradan 23 bin metrekarelik bir yer alıp eksperi götürüp değer biçtirdikten sonra milyonları almak banka müdürünün elindeydi çünkü. Ahmet Yaşa, ilginç bir konuya daha değiniyor. Türkiye'de limon ihracatını Siirtliler başlatmış. Kendi de aslen Siirt'Ii. Ahmet Yaşa, sonra sermaye şirketlerinin narenciye ihracatına girmesi olayına değiniyor: 1981 yuındaki "çok ihracatçı, çok ihracat" prensibinin yanlışhğı bariz olarak görülmüş olmasına rağmen hükümetimiz gerçek ihracatçıyı destekleyeceği yerde yine onun aleyhinde bu kez yeni bir tatbikat başlatmış; özelliği itibanyla oldukça hassas ve çabuk bozulabilir bir nitelige sahip olan bu grup ürünlerin en büyük pazanmız olan Doğu blokuna yapılan ihracatını endirekl yollarla bu sektörde uzmanlaşmamış belli sayıdaki sermaye şirketlerinin Iholdinglenn) tekeline bırakmıştı. Şu anda bu şirketlerin narenciye ihracatında başanlı olmadığı da gozlenmiştir. PROF. DR. MUZAFFER AKSOY'UN ÖDÜLLE İLGİLİ YAZISI 2. SA YFADA Hükümet sahip çıksın Henüz malı ağaçtaydı. Geçen yıl en az 10 lira, en fazla 42 liraya satmıştı satsumayı. Ürününun değer bulması için bir bakıma diretiyordu. Satsumadaki sorunlar dizisini şöyle dile getiriyordu Nusret Unal: Tüccar yirmi beş otuz liradan mal kapattı ağaçta. Şu anda elli liraya kadar mal alıyorlar. İhracat Almanya, Avusturya, Yugoslavya ve Çekoslovakya'ya yapılıyor. Eskisi gibi alıcı yok ortalıkta. İhracatçıların çoğu batmış. Ortalıkta görunen üçbeş kişi. Uretimde ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz? Bizim sorunumuz ilaç ve Lise mezunu işçi kızlar Narlıdere, Güzelbahçe, Kirizman, Seferihisar yöresinde liseyi bitirmiş, üniversite sınaviarıru kazanamamış işçi kızlarla karşılaştık. Antakya'dan, Van'dan, Konya'dan, Niğde'den, Çankın'dan gelmişti büyük bir bölümü. Içlerinde çocuk yaşta olanlar vardı. Hepsi altı yüz yedi yüz lira arasında gündelik alarak çalışıyorlardı. Siyah gözlü, örgülü saçh Semra Guven "Ben bu yıl bitirdim liseyi" dedi. Üniversite sınavlanna girdin mi? Limni, NATO'da mekik dokuyvr Daimi Temsilciler Komitesi'nin toplantısmda anlaşma olmayınca, sorun bugün alt düzeyde yeniden ele alınacak. Yunanistan, Limni konusunu NATO Savunma Bakanlan Toplantısı'na getirmeyi kararlaştırdı. CENGİZ ÇANDAR BRÜKSEL NATO uyesi ulkelerin daimi temsılcılerinden oluşan "Savunma Planlama Komitesi"nin dun Bruksel'de yapılan oturumunda da Limni sorunu askıda kaldı ve bir uzlaşma sağlanamadı. Bu durum karşısında konunun bir alt duzeydeki diplomatlardan oluşan teknik seviyedeki "Savunma İnceleme Komitesi"nın bugun gerçekleştirilecek toplantısmda ele alınması kararlaştırıldı Ote yandan, Yunanıstan'ın Limni sorununu NATO Savunma Bakanları'nın 45 aralıkta Brüksel'de yapacağı toplantıda gündeme getirmeyi kararlaştırdığı öğrenıldi. Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis'in bildirdiğine göre, Yunanistan Dışişleri ve Savunma heyetinın oncekı gun Başbakan ve Savunma Bakanı Andreas Papandreu'nun başkanlığında yaptığı toplantıda, Limni konusunun NATO'da Savunma Bakanlan duzeyinde gündeme getirilmesine karar verildi. 40yılkk "Le Monde" gazetesi ilk kez çıkmadı Sürekli tıraj yitiren gazete, çaUşanlann greve gitmesi yüzünden basılmadı. Genel Yönetmen Andre Laurens tarafından çalışanların oylarına sunulan yeniden düzenlenme planının Genel Kurul'da kabul edilmemesi halinde ya Genel Yönetmen istifa edecek, ya da şirket iflasını isteyecek. Kültür Servisi Fransız aydınlannın gözdesi olan "Le Monde" gazetesi sustu. Tarihinde ilk kez çalışanların greve gitmesi, gazetenin okurlanna ulaşmasını engelledi. Bu olay Fransız basınının, birkaç istisna dışında, içine düştüğü büyük bunalımın en önemli belirtisi sayüıyor. 2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde kurulan "Le Monde" geçtiğimiz ay 40 yaşına bastı. Ancak bilançosu son yıllarda hep zararla kapanan gazetenin hem okur sayısı düşüyor hem ilan gelirleri azalıyor. Geçen hafta "Le Monde"un Genel Müdürü ve Yönetmeni "Andre Laurens tarafından çalışanların onayına sunulan bir yeniden düzenleme planı aralık ayında toplanacak Genel Kurul'da oylanacak. Bu planın geri çevrilmesi durumunda ki, greve gidilmesi bu eğılimin ağır bastığını gösteriyor ya Laurens gorevinden ayrılacak yada "Le Monde"un sahibi durumundaki şirketin iflasını istemek zorunda kalacak. "Le Monde"un bugün içine düştuğu bunalımın ilk nedeni politik. Eski Başkan Giscard ve hükümetini sürekli eleştiren gazete, 1981'de iş başına gelen François Mitterrand'a olumlu yaklaşmıştı. O sıralar gazetenin başındaki Jacques Fauvet, Mitterrand'ın seçimini "gerçekçiliğin hayalciliğe ve belli bir ahlak anlayişına karşı zaferi..." olarak niteliyordu. Ancak, ne gariptir ki, "Le Monde"un sorunIarı da Mitterrand'ın ve sosyalistkomunist koalisyonun iktidara gelişiyle başladı. Gazetenin tuttuğu iktidarın aldığı önlemler, gitgide başarısız oluyor ve halk yığmları tarafından benimsenmiyordu. Kimilerince sola fazla ödün vermekle suçİanan gazete, bir süre sonra kimilerince de sola fazla yüklenmekle suçlanıyordu. Kimine göre, "günümüz toplumunun bencilliğini" yeterince yansıtmadığı için okur yitirirken, kimine göre de izlediği politikayla hem geleneksel okurlarını hem de gençleri kendinden uzaklaştırıyordu. Bir başka sav da, ticari bir meta olarak "Le Monde"un çekicilikten uzaklaşmasının bugunkü duruma düşmesinde etken olduğuydu, fotoğrafsız, asık suratlı gazete artık pek çok kişiye çekici gelmiyordu. Satış rakamları da bu durumu açık seçik yansıtmaktaydı. Beş yıl önce 445.000 olan gazetenin günlük net satışı, geçtiğimiz yıl 385.0O0"e düşmüştü. Şu sıralar ise 370.000 civarındaydı. Gazete gelirlerinin yüzde 55'ini oluşturan ilanlarda görülen azalma da buna eklenince, ekonomik bunalımın boyutlan büyüdükçe büyüdü. Gazetenin en önemli ge « ^ M s e en demeure Hussdn Renforts de gendarmerie âNoumea ~ = j j £ U m rtmıin du «ttutcMramıı Im IM^C de» mon lir kaynağı olan "kuçük ilanlar"da azalma oranının yüzde 18, ticari ilanlardaki azalma oranının ise yüzde beşten fazla olduğu düşünülürse, "Le Monde"un uğradığı gelir kaybının önemi daha iyi anlaşılır. YENİ GİRİŞİMLER "Le Monde", yitirdiği okurları geri almak ve yeni okurlar kazanmak için bünyesinde değişiklikler de yaptı. Ancak bunlar yetersiz ve geç kaldı. Geçen yıl 768.9 milyon frank olan ciro 29 milyon frank (yaklaşık 1,5 milyar Türk Lirası) zarar sonucunu verdi. Bu yıl da bilançonun benzer durumda kapanması bekleniyor. Gazete çalışanlarının "Le Monde"a bakışları tutucu. Önde gelen bir yonetici, "Le Monde, çok saıan bir kitle gazetesine dönüşturülemez" diyor. "Bir gazete halkın hoşuna gideni kovalamak zorunda olmamalıdır. 'Iiberation' (ki, 'Le Monde'dan okur alan gazetelerin başında geliyor) bir modaya cevap veriyor. Biz ise, şu sıra fazla rağbel görmese de bir gereksinimi karşılıyoruz." Andre Laurens'in gazete calışanlanna sunduğu yeniden düzenleme plarunda, masraflann ve çalışanlann sayısırun azaltılması öngörülüyor. Bundan başka, kuruluşundan bu yana gazetenin işgal ettiği "Le Monde" binasının satılması, elde edilecek parayla 80 milyon frangı (yaklaşık 4 milyar Türk Lirası) aşan borçların ödenmesi ve satılan binanın uygun koşullarla yine gazete tarafından kiralanması, gazetenin taşra baskılarının sayfa sayısının azaltılması, bu yoldan birtakım dağıtım somnlarının çozümlenmesi ve SaintDenis'teki matbaanın kapatılması öngörülüyor Iktidardaki Sosyalist Parti, yeni kredi olanakları yaratarak gazeteyi kurtarmak isteyenlerin başında geliyor. "Le Monde" ve ekonomik bunalım içinde bulunan öteki Paris gazetelerinin kurtanlması için hükümetin yeni bir plan üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Çünkü, bir bankacının deyimiyle, "Le Monde'un obur gazetelerden farklı bir ünü var. Bu gazetenin iflası Fransa'da çok tatsız yansımalar yapar." SLRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear