22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyef Genellikle erkek takımlannda görülen tivit, prensdegal, piyedopul, kareli hkoç ya da kırçıllı kumaşlar kullanılıyor. Bluzlar da erkek gömleklerini andınyor. Isteyen hanımlar kravat ya da boyna dolanan bir atkıyı aksesuar olarak kullanabilecekler. NİLGÜN CERRAHOĞLÎT ROMA "Bir erkek paltoSQ, bir erkek ceketi, bir erkek kravatı, bir erkek şapkası ve eger artık mumkunse kadınsı cazibe"... Milanolu modacüar böyle özetliyorlar, '8485' kışı için hazırladıkları koleksiyonlann ana temasını. Trençkot ve omuzları geniş, uzun bol paltolar modaya meraklı hanımlann gaıdroplannda baş köşeyi alacak. Genellikle şal yakalann hâkim olduğu bu parçaların altına genellikle boylan diz altına inen tayyörler ya da pantolon üzerine erkek ceketleri giyilecek, diz altından, ayak büegine dek uzayan eteklerle beraber, pantolonİar da uzuyor sonbaharda. Kullanılan kumaşlar ise gene erkek takımlannda görülen tivit, prensdegal, piyedopul, kareli iskoç ya da kırçıllı kumaşlar. Bluzlar da gene erkek gömleklerini andırıyor ama erkeklerle kıyasıya rekabet etmek isteyen hanımlar için bir kravat ya da boyna dolanan bir atkı önümiizdeki mevsimin vazgeçümez aksesuvarlannı oluşturuyor. Renklere gelince, özellikle krem ve kahverengi, bejin tüm tonları revaçta. Bu temel renklerin ötesinde tütün, yeşil, pas rengi ve akşam kıyafetlerinde siyah dikkati çekiyor. Son yıllarda Fransız meslektaşlannın pabucunu dama atarak tüm moda dünyasını etkileri altına alan İtalyan modacılan arasında bu yeni "erkek modası"nın " b a b a s ı " GiorgioArmani. Birkaç yıldır erkek kıyafetlerinden esinlenerek hazırladığı mükemmel kesimli ceket, belzir ve pantoıonlarla ilgiyi üzerinde toplayan Armani'nin bir ceketi 150.000 TL.'sı civannda. Bir etek 50.000 TL.'sı, bir ipek bluz 65.000 TL.'sı, bir palto ise yaklaşık 175.000 220.000 TL.'sına geliyor. Bir başka deyişle bluzuyla bir etek takım ve bir palto ile kışlık gardrobunun temel parçalarını Armani'den alan bir hanım hemen oracıkta yarım milyon TL.'sı gibi bir Sahıbı Cumhuri>e» Sfatbaacılık % Gazeıecılık Turk Anonım Şırkeıı adına e Nadir Nadı, # Genel Va>ın Muduru Hasan Cemal, \1uc>sese Muduru Emine l'şaklıgil, Vazı Işlerı Muduru. Oka> Gonensın. • Haber Merkezı Vtuduru Yalçın Bayer. Sa\fa Duzenı '»onetmenı K\i \car. Teınsıtuler AMKARA Yalçın Doğan, 1ZMIR Hikmel Çelinka>a. ADANA Mehmel Mercan, • Ser\ısŞeflen Istanbul Haberlerı Reha Oz, Dı } Haberler. Lrgun Balcı, Ekonomı Osman Clagav, Kullur Aydın tmeç. \laga /ın Yalçın Pek>en. Spor Damşmanı Abdulkadir Yucelman. Duzelıme Refik Durbaş. Ara^tırma' Şahin Alpa>, IşSendıka îjukran Keteıu'i. Bıırolur % Ankara: Zna Gokalp Buharı Inkılap Sokak No 19/4 Tel311141 4"" # Izmir: Halıt Zı>a BuUari N o 6 < 1, Tel 254"O91M23O # Adana: (,akmak Cad No 134 Kal 3, Tel 1455O19~M • Busun \e Ya\an Oumhuri\et Maıbaacıtık ve Gazeteçılık T A Ş Turk Oıa&ı Cad 3 9 4 1 . Cağaloğlu. Kı P k 246lsı Tel: 526 10 00 (9 hat)'Telex. 22246 Bu kıs kactuılar "erkeksi" Spor giyim: Blezir, erkek kumaşlarından yapılmış ceketler, fötr şapkalar. TAKVİM 4 EKİM 1984 lmsak: 5.32 Guneş: 6.56 öğle: 12.58 Ikindi: 16.13 Akşam: 18.49 Yatsı: 20.08 Doğramacı konuyu noktaladı: GENELHATLAR rarlılığı anlatıldı" dedi. Kitap yakma olayını kınadığını tekrar vurgulayan Doğramacı, "Kitap yakma olayı, aynı zaEtekler: Genellikle diz manda konferans sırasında da başta Pakistanlılar olmak uzere altına, hatta "midi"ye dek çeşitli bilim adamlannın konuşuzanan etek boylan. Etekler malannda kınandı. Dr. Selim düz hatlı ve dar. Ahmet Ali AlYafai de kursude Renkler: Nötr ve kitabın kendisini değil. uzerinde yazı olmayan kapağını yaktıgıkahverenginin tum tonlan, nı belirtmek yoluyla özür diledi" krem, yeşil ve pas rengi. dedi Gece kıyafetlerinde siyah. Bu toplantının sağlık konulaGeçtiğimiz cuma gunu BaşbaYakalar: Kurk yakalar rındakı ışbırliği açısından yararlı kan Turgut Özal'ın "besmele" ve kürk kolluk ve manşetler, ile açılışını yaptığı ve dort gun olduğunu belirten YÖK Başkanı, daha sonra özetle şunlan söygeniş omuzlar, kol ağzı süren " 3 . İslam Tıp Konferanledi: "Bundan 10 yıl oncesine sı"nın oturumları, Bırleşik genış tutulan, buyiık japone kadar Arap hastalar gelir, HaArap Emirlikleri'nden Dr. kollar, gece kıyafetlerinde de cettepe Hastanesi'nde yatarlarSelim Ahmet Ali AlYafai'nın dı. Şimdi bu ilişki kesilmişti. Bu spor çizgiler. kursude tepsı içınde kitap yakilişkinin yeniden kurulması yaGenel hava: Erkeksi masıyla ayn bir boyut kazanmışrarlı olacaktır. Tıp alanında kutı. Bu konuda polemik yapılmagörünüm ya da kolejli genç rulan bu dostluk yararlıdır. Bu masını isteyen Doğramacı, "Şukız görünümü. Baüdan kopma şeklinde yonımnu belirteyim ki, Başbakan'ın lanmamalıdır. En azından şahÇantalar: Kuçuk katıldığı toplantıda Kur'an çantalara veda ediliyor. Tüm okunmadı. Onlar onceden top sım için yorumlanmamalıdır." YANLIŞ DAVRANIŞ landılar. Onların toplantısına aksesuvarlar gibi çantalar da hiçbir Törk kaülmadı" dedı. Öte yandan önceki gun Kubüyük ve gösterişli bu kış. veyt Sağlık Bakanı Dr. AbdurProf. Doğramacı, "Bir tıp Saçlar: Kare düz kesim konferansının besmele ile başla rahraan AlAwadi ile birlikte Izyavaş yavaş ortadan tılmasını laiklik ilkesi açısından mir'e gelerek ıncelemeler yapan kalkıyor. Enseyi ortaya nasd degerlendiriyorsunuz?" yo ve daha sonra ıki ulke arasında çıkaran kısa saçlara ya da lundaki bir soruya, "Umumiyet sağlık konulannda işbirliğiru içele birçok ulkede toplantılar Al ren bir ön anlaşmayı imzalayan hafif dalgalı naturel ve lah'ın adıvla başlatılır" yanıtını Sağlık ve Sosyal Yardım Bakapermalı saçlara rağbet verdi ve şöyle devam etti: " 3 . İs nı Mehmet Ajdın, kitap yakılBU YILKİPAL TOLAR UZUN VE BOL 8485 kış modasında genel görunüm erkeksi ya da kolejlı kız gibi. Omuzları geniş, uzun, ediliyor. lam Tıp Konferansı'nda Atatürk ması konusundaki göruşlerini bol paltolara rastlanıyor. Saç kesiminde de "erkeksi" hava hâkim. Enseyi ortaya çıkaran kısa saçlara rağbet ediliyor. ilkelerine aykın bir şey olmamış şöyle açıkladı: "Kitap yaküması dognı değil. Böyle konuşa konuşa ilerliyomallan kapış kapış satılırmışca lerde gördiiğiin fiyatlar, malum fuıda damızlık koyun gibi dammiktarı bırakmak durumunda. tır. Bu toplanlı iki >ıl once, hüruz göz kamaştıncı vitrinlerin sına yeni yeni isimler turu>or. artist ve biiyuk sana>i çevreleri ttalyan modasının diğer bu gası bulunan yerlerden giyinenkumet tarafından kararlaştırıl Kitap yakılmasına taraftar değiönunde . Ve daha makul butikGerçekten fi>atlarla hiç alakası dışında zengin Amerikalı turistyük isimleri, Versace, Valentino, leri fiyatlarm hiç mi hiç ilgilenmıştır. Bir daha da Turkiye'de lim. Ben de kitap yazıyorum. Bilerin bulunduğu Via Condotti gi toplanmayacaktır. Bir sonraki risi de benim kitabımı yaksa iyi olmayan bu kadar çok insan var lere ve parayı kola> kazanan Missoni, Krizia, Gianfranco Fer dirmemesi gerekiyor. mı Roma'da?" "Biz ttalyanlar" maf>acılara hitab eder. Maak bi dar sokaklardan, bizim Bere'nin butiklerinde de kıyafetleRoma'da, "Corriere Della Setoplantı Lahor'da yapdacakur." mi? Yanlış bir davranış, olmadiyor gazeteci arkadaşım. "Es sef bu ulkede parayı kola> kaza yoğlu'na tekabul edebilecek olan ması gerekirdi." rin üzerine ancak buyuteçle gö ra"dan bir gazeteci arkadaşla H1RİSTİYANLAR DA Via Del Corso'ya çıkıyoruz. Butetige, guzelliğe buyuk onem ve nanlar çok. Orneğin İtal>a'nın rünecek denli küçük yazılan fi İtalyan modasının en buyuk Mehmet Aydın, konferansta ralarda da buyük modacılardan VARDIR ren bir milletiz. Bu vaşaraın bö en geri bolgelerinden biri olan yatlar da benzeri miktarları içe isimleri ile "Bulgari" gibi dünone surulen "ibadet ve orucun lünmez bir parçası bizim için, bu riyor. Zaten ttalya'da genel ola yaca ün salmış mücevhercilerin Toplantıda Musluman bılim Sicilya'da Palermo'ya yolun du ılham alınarak sergilenen giysikanseri engellediği", "dua etmeler gene aynı "erkeksi giyim" tenedenle de genellikle butçemizin rak "paha"nın büyüduğunü, fi bulunduğu Via Condotti ve Via adamlannın yanı sıra Hıristiyan nin psikolojik tedavi demek olş«rse gorursun. Mafya'nın cirit masını ışliyor. Milanolu modayatlann giderek küçülmesi ve Borgogna'da dolaşırken soruyo buyıik bir bolümünu uzerimizde attığı Palermo'da tüm gorduğün ların da bulunduğunu vurgula duğu", "anne sutunun yaran" taşınz. Ama tabii gene de nor bn butiklerin şubeleri vardır. cılann sözünu ettiğı "kadınsı ca yan YÖK Başkanı, "Konferans konulanndaki göruşler uzerine hatta ban bazı "yok" olması ile rum ister istemez: "Kendine fimal Romalüar, yani bizier, sade Vitrindeki yeni modeUerin sergi zibe", kısa saçlann busbütün oranlayorsunuz. Böylesi, "şık" yakalı bir isimle bir ambtem uyta sunnetin, domuz etinin, alkol sorulan bir soruyu ise, "Benim taya çıkardığı yüz hatlarında ce mevsim sonu saüşlannda alış lenmesi ile yok olması bir kabul ediliyor. Zira bu tip, ismı içmenin İslamla başladıgına do ihtisasım değil" biçiminde yanıtduran herkes bakıyonım bir tezaranacak anlaşılan... veriş ederiz. Bu ckrili bkili butik olur..." kalabalık ve muhakkak bir tara gâh kuruyor buralarda. Sanki kunan olmadı. Bu yasaklann ya ladı. tstanbul Haber Servisi YÖK Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramacı, 3. İslam Tıp Konferansı'na Başbakan Özal'ın katıldığını, toplantıda Kur'an okunmadığını söyledı. Doğramacı, Islam Tıp Birliğı üyelerinin önceden kendi aralannda toplandıklarını, ancak bu toplantıya hiçbir Tiırkun katılmadığını belirtti. YÖK Başkanı, kitabı yakan Arap doktorun dolaylı olarak ozur dilediğini öne surdü. Mantolar: Özellikle trençkot ve ropdö şambr biçimi, şal yakalı uzun ve bol manto ve pardösüler. Ayakkabı: Kısa topuklu ya da duz erkeksi mokasenler. Gece ince uzun topuk bazı bazı kullanılıyor. Kitabı yakan Arap doktor özür diledi Sağlık Bakanı Mehmet Aydıtv Kitap yakılmasına taraftar değilim. Ben de kitap yazıyorum. Birisi de benim kitabımı yaksa iyi mi? Yanlış bir davranış, olmaması gerekirdi. Kolej telaşı şimdiden başladı Çocuklarım yabancı dille oğretim yapan okullann giriş smavı kurslanna sokmak isteyen ana babalar sabahın erken saatlerinde kayıt kuyruğuna girdiler. tstanbul Haber Servisi "Sabahın saat 04.00'unde geldim. Biraz arabada kestireyim derken ilk sırayı kaptırmışım. Yoksa buraya ilk gelen bendim" dıyor o\ unerek Süleyman Erdede adlı veli... Dün sabaha karşı Istanbul Anadolu Lısesı önunde oluşan kuyruk, gun ağanrken Cağaloğlu yokuşuna dek uzanıyor. Saat O8.3O'da kuyruktaki veli sayısı 500'e ulaşıyor. Tum bu çile, burada açılan "Anadolu liseleri ile özel Turk ve yabancı okullan" giriş sınavı hazırlık kursu için. Ancak çekilen çile bu kadarla da bitmiyor. Onceden kayıtların 3 ekim tarihinde başlanacağı açıklanmasına karşılık okul yöneticileri saat 09.00 sıralarında kapıya çıkarak, "Kusura bakmayın. MflH Eğitinı Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan gerekli izin henüz gelmedi. Şimdilik kayıt yapamayacağız" dıyorlar. Ama boşuna. Tek bir velinin dahi yerinden kımıldamaya hiç niyeti yok. Kuyruk ise saat ilerledikçe daha da uzuyor. Uyuklaması yüzünden kuyruk başını kaçıran ve ancak 3. sırayı yakalayabilen Süleyman Erdede, bir fabrıkada yönetıcı olarak çalıştığını söylüyor. Hırkai Şerif İtkokulu 5. sınıfında okuyan Mehmet adlı 10 yaşındaki oğlunu buradaki kursa kaydettirecek. "Evde de kendim çahştıracağım" diyor. Erdede, kuçük Mehmet'ın böylesi bir yuku kaldınp kaldıramayacağı konusunda, "Kaldırması gerekli" biçıminde kesin yargısını belirtiyor ve ekliyor: "Anadolu lisesini kazanması için kaldırması gerekli." Yeğeninin kaydı için sabah erkenden kuyruğa giren Melabat Gursel, "tlkokullar yeterti olsaydı, millet bojk kuymklarda beklemek zorunda kâlmazdı" bıçirainde yakınırken, sabahın saat 05.00'inde Levenften buraya gelip, öteki veli Erdede'nin araba Gökova köylüleri termik santrala karşı Turkıye Elektrik kurumu Genel Müdürlüğü'nün 1984 yılı yatırım programına aldığı santralm kurulmasmı engellemek için Turkevleri ve ören köylüleri, işlerinı güçlerini bırakıp Ankara, tstanbul ve tztnir arasında mekik dokuyor. MÎLAS, (Cumhuriyet) Gökova Körfezi uzerinde kurulması kararlaştınlan Kemerkoy Termik Santralı için kamulaştırmaya gelen görevlileri köy halkı İcöylerine sokmuyor. TEK Genel Müdurluğu'nun 1984 yılı yatırım programında Türkevleri Köyu'nde 2x210 megavat gücunde, proje bedeli 86 milyar lira olan bir kömur santralı kurulmasını kararlaştırmıştı. Turkevleri Köyu ve bu ko>e 7 kilometre uzaklıktakı Ören Köyu'nde yaşayanlar bu kararı ilk oğrendiklerinden bu yana Ankara, lstanbul, Izmir arasında mekik dokuyarak santral yapılmasını engellemeye çalışıyorlar. Koyluler santrabn kurulmasına verimli tarım arazilerinin >ok olmasına yol açacağı, ışsiz kalacakları ve yörenin tunstık olanaklarının zarar goreceğinı belirterek karşı çıkıyorlar. Muğla Teknik Ziraat Mudurluğu raporunda da, "Alanın tarım dışı KURS KUYRUĞU tstanbul Anadolu Lisesi'nin giriş smavı ha amaçlarla kullanılması köylülezırlık kursuna çocuklarım sokmak isteyen veliler, güneş doğmadan okuuın önunde kuyruğuna girdiler. (Fotoğraf: ENDER ERKEK) sında uyuklamasından da yararlanıp ilk sırayı kapmayı başaran Yiıksel Tozlu, çocuğunun daha iyi yetişebilmesı için bu çileyi çektiğini söylüyor. Diş doktoru olan Tozlu, Levent tlkokulu 5. smıfta okuyan oğlunun böylesi bir yuku kaldınp kaldıramayacağı konusunda, "Biz de güvenemiyoruz. Ama... Artık... Tabii hem dersler hem de kurs zor. Yine de gondereceğiz" diyor. Ardından, "Gerekirse ek ders de aldırılabilir" şeklinde konuşmadan da edemiyor Kayıt kuyruğunun bir başından bir sonuna "Sıra numarası veriyorlarmış. Nerede?" dıyerek koşuşturup duran Hatice Karakulak adlı bır veli de bir yandan soyleniyor: "Pazartesi geldim, salı geldim, çarşamba geldim, perşembe geldim. Tam kayıt yapılacağı gıin ise geciktim." Izmıt'ten ötekı 10 veliyle bırlikte saat 06.00'da gelen Petkim mudur muavınlerinden Koray Akman, 11 çocuğun îzmit'ten buraya her cumanesi pazar gelip gıdebilmelerı için veliler ortak minibus tutmuşlar. Çocukların bir yandan ilkokul 5. sınıfta okurken ote yandan Istanbul'a gelip dönmelerinin zor olup olmayacağı konusunda Akman şunlan söylüyor: "Zor olmaz. Çocuğum şikâyetçi değil. Geçen yıl da buradaki bir dersaneye göndermiştim. Cumartesi pazar sabahları saat 06.34 trenine biniyordu. Saat 08.30'da burada dersaneye yetişiyordu." Kuyruğun 350. sırasındaki Hasan Çalık Goztepe'den gelmiş. Ali adh oğlu Hüseyin Rahmi Gurpınar İlkokulu 5. sınıfında okuyan baba Çalık, "Kurslara gönderiyorum. Çünkii kolejleri kazanama&a da temeli kuvvetlenir. Dayanır. Dayanır. Tatil gunleri yurutur. Daha da faydalı olur" diyor. 92. sıradakı Nuriye Yddız adlı ev hanımı. Ataköy ilkokulu 5. sınıfında okuyan Gunseli adlı kızını zorunlu olarak bu kurslara gonderdığinı, Anadolu liselen ile ozel Turk ve yabancı okullann sınavlarında test sorulacağından, test çozmeye alışması gerektiğıni söylüyor. SANTRAUN ÖYKÜSÜ Ekonomık Işler Yüksek Koordinasyon Kurulu: Santralın Ören ve Türkevleri köyleri civannda kurulması uvgundur. (5 Eylul 1983) Başbakanlık Çevre Musteşarlığv Yorede santral kurulması sakmcalıdır. (29 Mayıs 1984) Bayındırlık ve Iskân Bakanlığv Tesislere Bakanlığımızca ön izin verilmedı. (7 Hazıran 1984) Türkiye Elektrik Kurumu: Santralın gecikmesi memleket ekonomisine zarar veriyor. (6 Ağustos 1984) rin geçimi ve iilke ekonomisi açısından sakıncalıdır" denilıyor. Başvurmadık yer bırakmayan koyluler Başbakanlık Çevre Musteşarlığı'ndan Muğla Valiliği'ne 29 Mayıs 1984 tarihinde gelen yazı uzerine bir süre rahatlamışlar. Bu yazıda aynen şöyle deniliyor: "Gökova Körfezi çevresindeki mevcut yoresel ekonomik faaliyetler dogal çevre özelliklerine bağlı olarak, turizm, ormancılık. ancılık, su unınleri istihsali ve tanmdır. Termik santralın doğal çevre uzerinde meydana getireceği lahribatlar sonucunda, bu ekonomik faaliyetlerin olumsuz yonde etkilenmeleri beklenmelidir. Yörenin mevcut olan ekonomik ve sosyal yapısında değişim meydana getirilecektir. TEK Genel Mudurluğunce kurulması istenen termik santralın başta hava kirliliği olmak üzere Gökova Körfezi çevresinde çok yonlıi çevre sorunlanna neden olacağı tespit edildiğinden, tesis için seçilmiş olan Kemerkoy mevkiinin musteşarlığımızca olumlu bulunmadığı Sanayi Arsalan Tetkik Komisyonu'na bildirilmiştir." Köylüler Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı, Kultur ve Turizm Bakanlığı, Tanm Orman ve Köyişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere başvurdukları her yerden ayrı bir yanıt almışlar. TZOB'un başvurusu üzerine Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'ndan 7 Haziran 1984 tarihinde gonderilen yazıda da, "Konuya ilişkin Başbakanlık Çevre Musteşarlığı ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı gonışleri olumsuz olduğundan anılan tesislere bakanlığımızca ön izin verilemediği aynı gıin ve sayılı yazımızla TEK Genel Mudurluğu'ne bildirilmiştir" deniliyor. Bunlara karşın bir Polonya firması ile TEK arasında santralın yapım sözleşmesi imzalanımş bulunuyor. Çevre mi, ekonomi mi? Koyluler ve çevre sağhğı uzmanları soruna çe\Tenın korunması açısından yaklaşırken, TEK yetkilileri santralın Türk ekono KURULUNCA NE OLACAK? J Elektrik enerjisi üretilecek. 2 Gökova Körfezi kirlenecek. 3 Turizm bitecek. 4 Ormanlar zarar görecek. 5 Balıklar ölecek. 6 Arüar kaçacak. 7 Tarım yapılamayacak. misine sağlayacağı yararlar açısından yaklaşıyorlar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan Turkevleri koyu muhtan Abdullah Aytamur'a gönderilen yazıda TEK'in goruşleri aynen şöyle bildiriliyor: "Çevre müdürlüklerinin ihtisaslanna giren konularda proje safhasında kunımumuzca gerekli onlemlerin alındığı tespit edildiğinden santralm kurulmasında hiç kimseye zarar verecek bir hususun bulunmadığı sonucuna vafilmıştır. Aksine adı geçen santralın gecikmesinin memleket ekonomisine buyuk zararlar vereceği hususu vurgulanmıştır." Toprağımıza dokunmasmlar Kamulaştırmalar için köye iki grayder ile gorevlilerin gelmesi uzerine, kadmlar köy ginşındeki kopru uzerinde nöbet tutmaya başladılar. Olaylar uzerine köye gelen Milas Kaymakamı Kadri Öner: "Metrekare başına beiirlenen 2 bin liralık istimlak bedeli kuçumsenemez" dedı. Koy kadınları Kaymakam'a, "Biz para istemiyoruz, topraklanmıza dokunmasmlar" dediler. 98 yaşındaki Fatma Gıil, "Ne evim kaldı başımı sokacak, ne de ayağımı basacak toprağım" diye yakınırken, 66 yaşındaki İbrahim Barbaros, "Topraklanmıza el koydular. Buralan bize layık gormediler" diye konuştu. Milas Kaymakamı Kadri Öner ise son gehşmeler uzerine şunları soyledi: "Köylulerle konustuk. Haklannı yasal yollardan aramalannı istedik. Eğer haklannı arayacsklarsa, ya da Utimlak bedelini az buluyorlarsa, bunun için merciler var. Herhangi bir direniş yok. Koyde sukunet >ar. Bilirkişi heyeti tespit çalışmalannı tamamladı." Sevgilisinîn çocugunu zehîrleyen hemşîre, 16 yıl hapse mahkum oldu İSTANBUL (UBA) Sevgılisinin çocugunu zehırlemekten sanık hemşire Fecriye Demirel, lstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptınlınca, "Benim dramım tum kadınlara ders olsun. Kuçbk yavru ve ailesi ile tum insanlıktan ozur diliyorum" dedı. Sevgilısı Hüseyin Coşkun'un hastanede yatan çocugunu haşere ilacı ile zehirlemeye teşebbüs suçundan savcının hakkında ıdam cezası istediği hemşire Fecriye Demirel, son sözunun sorulması uzerine el yazısı ile yazdığı 2 sayfalık savunmasmı okudu. Demirel, şoyle dedi: "Huseyin'i çok seviyordum. O da surekli beni sevdiğini ve evlenecegini soyluyordu. 4 yıldır beraberdik. Evli olduğunu bilmiyordum, oğrenince şok oldura ve bunalıma duştum. Bana eşinden ayn yaşadığını ve eşinin hasta olduğunu sonradan soyledi. Sık sık benimle evlenmesine tek engelin çocuk olduğunu ima etti. Beni suça iten odur. Çocugunu evine yakın bir hastane yerine benim yakınımdaki bi r hastaneye yatırması da bunu gösteriyor. Kadınlık ve insanlık gurunımu yıkan bu adamın da cezalandınlmasını istiyorum. Surekli aramızdaki tek engelin çocuk olduğunu söylemesi uzerine, çocuğun yaltığı nastaneye gittim, elimde haşere ilacı dolu şişe de vardı. Çocuğu goriınce dayanamayıp kaçmaya çalıştım. Bu arada şişeden birkaç damla, çocuğun uzerine damladı. Onu nasıl oldürmeye kalktığımı anlayamıyorum. Benim durumum, benim gibi kullanılan tum kadınlara ders olsun."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear