24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AĞUSTOS 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle Ödüllü yazı yarışması İKV (Iktisadi Kalkınma Vakfı) TürkiyeAETilişkileri konulu iki ödüllü yazı yarışması düzenledi. Bu yarışmalann ilki "Ankara anlaşmasımn 20. yıldönumünde TurkiyeAET ilişkileri" adını taşıyor ve tüm aydınlaraaçık. "Yeni Anayasamız yöünden Türkiye'nin Topluluğa Katılma Sorunu" konulu ikinci yanşmaya üniversitelerin hukuk dalındaki doçentler ve araştırma görevlileri katılabiliyor. Her konuda üçer yazının ödüllendirileceği yarışmalann ilkinde 50 bln, 30 bln ve 20 bin, ikincisinde 30 bin, 20 bin ve 10 bin lira ödül dağıtılacak. Yarışmalara katılacak kişilerin, yazılarım en geç 29 ekim 1983 günü tKV'na teslim etmeleri gerekiyor. Fransa'da ve dünyada milyonların sevgilisi olan Depardieu: Aktör bir yasal deli, bu da benim talihim Kültttr Servisi Türk sinema seyircisinin pek yakından tanımadığı, ama bu yılın olayı sayılabilecek "Danton" filmiyle adı bütün dünyada duyulan bir Fransız oyuncusu var: Gerard Depardieu. 1.80 boyunda, 80 kilo ağırlığında, dev yapılı, eğitim görmediği halde olağanüstü sezgisiyle doruğa tırmanmayı başarmış bir sanatçı. Bir tenekecinin oğlu olarak dünyaya gelen ikisi kız üçü erkek beş kardeşi olan Gerard, ilk gençliğini okullardan çok panayırlarda geçirdi. Ailesinde büyük bir sevgi ortamı bulduğu halde, özellikle kardeşleriyle ilişkisinin daha çok hayvansı olduğunu söylüyor bugün ve şöyle anlatıyor o çevreyi: "Eğitim görmedim. Daha doğrusu bir bitkinin görebileceği kadar eğitim gördüm. Ama evimizde sevgi vardı. Birbirimizi çok severdik. Tek önem verdiğimiz şeydi sevgi. Babam şiiri içinde taşıyan bir insandı. Tenekeciydi. Fransa Bisiklet Turu'nu izlerdi her yıl. Başyapıtı da, ayağa geçirilebilecek saçtan bir çift çizmeydi. Karakola düştüğumiizde de bizi o kuıtarır, ama adlanmızı yazmakta bile güçlıik çekerdi. Bugün Chateauroux kentinde annemle yaşıyor ve hâlâ paraya boş veriyor. Üç kuruş vermem gerekse, kabul ettinnek için diinyaıun dilini dökmek zorunda kalınm." Trenleri, istasyonları, kalabalığı, Güney'e inmeyi sağlayan otostop yapmayı seven Gerard günün birinde kendini Akdeniz kıyısında plaj işçisi bulur. Görevi, güneşte yanan hanımlara şilte taşımaktadır. Asıl işinin ne olduğunu soranlara da: "Tiyatro öğrenimi görüyorum"der. Bu yalan bir gün gerçek olacaktır. Bir arkadaşı onu Paris'e götürür. Tiyatro öğrenimi görme düşü gerçekleşir. "Beni harekete getiren Alfred de Musse! oldu. Bir gün, eğitimin, kUltüriin insanın kendinden söz etmesi olduğunu anlamaya başladım. İnsanın kalıbına girdiği rollerde kendinden söz etmesinin. Hugo, Racine gibi yazarların sözcüklerine vurgundum. Sonra da, 16 yaşında göz göze geldiğim, 19 yaşında tanıştığım karım Elisabeth'e vuruldum." Duyduk Gördük Yaz mevsimi, davet ve de yağmur mevsimi Temmuz ve ağustos htanbul1 ler... Kendimi konsomasyonda da "davet ayı" olarak bilinlr. Is sanıyorum." Bu hanımefendinin konsotaribul sosyetesi için önemtidir bu aylar, önemlidir bu davetle masyonculuğu var mı bilmiyorin verildiği yerlerde boygöster ruz, ama verilen davetlerden bamek. Ama bu yılın bir başka zılanmn benzersiz olduğunu da özelliği olduğu söyleniyor. Bu yadsımak tstemiyoruz. örneğin özelliklerden biri yağmurlar. geçtiğimiz günlerde htanbul'da Evet, en önemli davetlerin veril yapılan soroptimistler (çalışan diği gece nedense gök birden ya kadmlar) kongresinden sonra venlıveriyor ve sular yüzlene ko rilen davet değişik olanlardan btnuğun tepesine boşanıyor. Tabii, riydi Üstelik davetin onur konuişin tadı kaçıyor. Bir ikinci özel ğu da, dünyaca ünlü bir kadın lik de, ülkenin ve tabii htanbul1 bakandı. Fransa'da bakanlık, un gelişmesiyle orantılı olarak, 1979 ytlına dek de Avrupa Parbu davetlerin sayısmm çoğalma lamentosu başkanhğı yapmış Sisu Kemgözlü ve kemsözlü kişi mone Weil. Kimonoyla odasınler, "Merak etmeyin, ekonomik da gezerken bir Türk kadın gadurum bb'yle giderse önümüzde zetecinin selamsız sabahsız içeri ki yıllarda davet sayısı çok aza dalmasma haklı olarak sinirleren lacak. Durumdan yakınan haWeil, 120 kişilik soroptimist topnımlar ve beyler rahat edecekler" luluğuyla birlikte Beyhan Eczadiyor. Hatta ünlü ve deçok gü cıbaşı taraftndan ağırlandu Ama zel bir hanımefendinin şöyle yaaynı masada oturan Nazlı Ilıkmdığı biliniyor: "Valla, temmucak'la konuşurken sinirlendiği de zun sonuna yaklaştık mı, kendikimsenin gözünden kaçmadı. mi bar kadınt gibi hissediyorum. Konuklara bakılırsa, ilk kez NazHer akşam saat altıda başlıyorum giyinip boyanmaya, süslenip lı llıcak'ın böylesine sessiz sedapüslenmeye. Sonra gelsin Ayşe1 sız yerint terk ettiğine tanık olunnin, Hasan'ın daveti. Üstelik hep du. Ama Simone Weil'ın neler aynı insanlar, aynı suratlar, ne söylediği yazık ki duyulmadu redeyse aynı giysiler, hatta aynı Davet sahlbi Beyhan Eczacıbaşı büfeler, aynı ahçılar, aynı gar da, tam o sırada lSOkiloluk Tbnsnnlar. aynı mezeler, aynı yemek ga Adası temsilcisiyle meşgul bulunduğundan imdada yetişemeÜzücü bir yangın olayı yaşayan Boğaz 'daki Sabancıların yalısı da bu tür benzerine az rastlanan davetlerden birinin verildiği yerdi. Tepeden tırnağa yenilenen Emirgân'daki yalının girişinde, konuklan bir çigan orkestrası karşılıyordu. Davetin en kıdemli konuğu ise, eski devlet başkanı Celal Bayar'du Tabiikonuklann ilgisinin odak noktasını Bayar oluşturdu. Onunla ilgilenenlerin başında ABD Büyükelçisi Hupe de vardı. Bir başka asırlık çtnar adayı sayılan (84 yaşında) Hupe, Bayar'la tanışmak için fırdönerken Sri Lankalı karısının hiçbir şeye aldırmadan köşesinde oturması gözden kaçmadı. Tabii, yine kemsözlüler araya girip, "Üstadın yeni karısı, bir sure önce ölen eskisimn berberiydi," dediler ve belki de kadıncağızın ülkesinin dilinden başkasını konuşmadığını ima ettiler. Davetin ilginç olayını da, kısa süre önce bir rahatsızhk geçiren Sadun Tanju'nun konuklara kitap imzalaması oldu. Evet, uzun zamandır haztrladığı "Sabancı Ailesinin Öyküsü" o gece bizzat Tanju tarafından konuklara Imzalandı. Ve derken, bu yılın kötü sürprizi yağmur başhıyınca işin tadı yine kaçtı. Neyse ki bu kez büyük biryapı söz konusuydu da, konukların hepsi sığınabilecekleri genişçe bir yer bulabildiler. Bu arada da, her davette alışkanlık haline gelen "film çekme" işinden kurtulduklarına şükrettiler. Evet, yılın modası Sabancıların davetinde de yinelendi çünkü. Her davet sahibinin mutlaka konuklanmn "filmini çektiği" bufdmlerin daha sonra videoda gösterildiği "davet kuşlan"nca bildiriliyor. Tabii konuklar da, davete mi yoksa film setine mi geldiklerini şaşınyorlar ve gözleri yalnız davetin verildiği yerin görkemiyle değil, ışıklarla da kamaşıyor. di. Akbank Çocıık Tiyatrosu Erol Gunaydın yönetiminde yaz turnesine çıkan Akbank Çocuk Tiyatrosu S7temmuz tarihleri arasında Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri'ne katıldıktan sonra Bursa Fuarı 'nda gösterilerini sürdürdü. 18 ağustos günleri arasında Kocaeli Sanayi Fuarı, 20 ağustos20 eylül arasında hmir Uluslararası Fuarı, Akbank Çocuk Tiyatrosu 'nun gösterilerine sahne olacak. Çetin Bağcıer toprağa verildi Bir trafik kazası sonucu yaşamını yitiren Devlet Tiyatroları sanatcısı Çetin Bağcıer, önceki gün Ankara'da Büyük Tiyatro1 da düzenlenen törenden ve Hacıbayram Camii'nde kılınan öğle namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. 1943yılında doğan Çetin Bağcıer, Ankara Konservatuvan Yükek Tiyatro Bölümü'ne 1969 yılında bitirdi. Bağcıer, Devlet 77yatroları'nda "Yunus Emre", "Midas'ın Altınlan", "Silahlar ve Çiçek", "Kanlı Dtiğün" gibi birçok oyunda rol aldı. Böyle kartvizit az bulunur Bayramda elimize geçen Faik Türkmen'in kartı, ilginç bir örnek oluşturduğundan üzerinde neler yazılı olduğunu okurlarımıza iletmek istiyoruz. Kartın ön yüzünde, Harbokuları ve tlahiyat Fakültesi emekli hocası, htanbul Üniversitesi Tıp ve Edebiyat fakülteleri mezunu, Paris Sorbonne Üniversitesi Felsefe Yüksek Bölümü'nden ihtisas diplomalı Faik Türkmen adı ve adresiyle telefon numarası yer alıyor. Arka yüzdeyse, sayın Türkmen'in Genel Başkanhğı 'nı yaptığı derneklerin adları sıralamyor: "TurkArap Dostluğunu ve Turizmıni Güçlendirme Derneği, TürkLibya Dostluk ve Kültur Derneği, Memleketimiz Aleyhindeki Propaganlarla Mücadele Derneği, Anadolu Gazeteciler Cemiyeti, TtirkKuveyt Dostluk Derneği, On bin Okul A ile Birliği'ne hitap eden Kemalist Ahlak Derneği. "Aynca da, "Türkiye Muhtarlar Federasyonu ile Anadolu Basın Birliği'nin fahri genel başkanı, Bunca yazıdan a.ta kalan daracık bölüme de minicik harflerle şunlar eklenmiş: "6 dernek mensubu ile birlikte bayramınızı kutlar, saygılar sunar." KARISI İLE Gözde bir sinema sanatcısı olmasına karşın, 16 yaşındayken gördüğü, 19 yaşındayken tanıstığı kansı Elisabth'ten başkasını gözü görmüyor Gerard Depardieu'nün. Bu konuda tutucu olduğunu itiraf ediyor aktör. Tabii, Depardieu'nün gelişmesini bu kadarıyla açıklamak güç. Ama onun insanlan tanımaya yönelik merakının nereden geldiği ilginç. Başansında bunun da payı olduğu su götürmez. "Medyum olan iki büyükannem vardı. Babaannem Denise ve anneannem Suzanne. Babaannem büyü yapardı. Rn konuşma, tanımadıgı kişilerle ilişki kurma isteği belki bana da geçti. Geleceği bize o bildirirdi. Bana da özgiir olmayı öğrettiler. Tam 12 yıl boks yaptım. Ama ringe çıktığımda dehşete düşiiyordum. Boks seyircisine kendimi sevdirecek yetenekte olmadığımı çok iyi anladım. Elim, ayağım kesiliyordu. Ama tiyatro sahnesinde durum değişikti. Salondakilerle uyumu hemen sağlıyordum. Bu bir Tann vergisi midir, bilmem. Belki öyledir." Gerard Depardieu, Paris'te her geçen yıl biraz daha gelişir. Karısı onun için şarkılar yazar. Depardieu bu şarkılarla iki kez TV'ye çıkar. Ardından sinema ve bugünkü büyük ün gelir. Gelir ve onu Danton rolüne kadar götürür. "Danton benim için tarihin bir sporcusu, kendini hiç tutmadan koyveren bir güç. Onunla ortak yanlarım var. Ama kalabalıklara yakınlığını paylaşanııyorum. Ben kalabahktan korkarım. Tarih'e geçme ve popüler olma tutknlan büyüktü, bendeyse bunlardan iz yok. Yalnızca sevilmeyi severim, baştan çıkarmayı değil. Birkaç kişilik dost topîuluklan bana yeter, o kalabalık komitelere kendini kabul ettirmekten hoşlanırdı. Ama benim gibi vurgun yemiş bir yanı da vardı. Yokluğunda ölen karısını yatağa yatırmok için mezanndan çıkarıp evir.c (aşımak gibi bir çılgınlık yapabildi. Bu da, antik trajedilere uygun ve sevdiğim bir çılgınlık. Ama yaşamın da aşırılıklarla dolu olduğu Devrim Paris'inde yüz binlerin yaşadığı bir çılgınlık. VVajda beni Polonya'ya gotürdükten iki gün sonra Jaruzelski stkıyönetim ilân etti. Orada da aynı ateşlilik, aynı çılgınlık hüküm sürüyordu. Aşınlık olmazsa, insan yaşlanmadan ölür. Yürekli olmak, atılım yapmak, bazı yasaklan çiğnemek gerek. delilik bu açıdan iyi. Tabii mesleğim olan aktörlük de. Aktör bir tür yasal deli. Onun gözüpekliğe, şiddete başvurmaya hakkı var. Bu da, tabii, benim yapımdakiler için büyük talih oluyor." Oleeey! f »OVERTISEMENT Romantik, yubansı ve elektronik diye nitelenen şarkıcı David Baıme Kültur Servisi Son on yılın "rock" şarkıcıları arasında, neredeyse bir bukalemun gibi kılık değiştirişleriyle, garip yaşayışıyla, öbürlerinden her zaman farklı müziği ve gösteri sanatındaki ustalığıyla özgün bir yer tutan David Bowie, uzun bir ayrılıktan sonra, ilk kez Londra'nın Hammersmith Odeon salonunda verolağanüstü bir konserle parJapon aktör Bando diği bir dönüş yaptı. lak yalnızca kadın Son Londra konserinde, bugüne kadar sahnede görundüğü rollerine çıkıyor acayip kıyafetlerin tersine, çok yalın bir giysi içinde salt kendiAmerikalı aktör Dustin Hoffsi, yani "David Bowie" olarak man'ın "Tootsie" adlı filme oygorunen sanatçı, bu arada üç yılnadığı kadın rolü hâlâ dillerde dır ilk albumünu de çıkardı. Bodolaşırken, Japonya'nm ürilü aktörü Tamasaburo Bando bu işi wie'nin "Let's Dance" adını tauzmanlık derecesine vardırmış şıyan plağı, aynı zamanda durumda. 33 yaşındaki Bando, 1970'lerin ortalarından bu yana Japonya'nm "onnagata" (kadın dünya listelerinde başa geçen ilk rollerine çıkan erkek) ustası. plağı. 'üzlerce yıllık Kabuki sanatının Birbiri ardı sıra, "Açlık", ve birparçası "onnagata". öyleki, "Muflu Noeller Bay Lawrence" Japonya'nm kadın oyunculan ve adlı iki filmde oynayan David gerçek yaşamdaki geyşalan bile Bowie, geçtiğimiz günlerde bir "Bando'yu izleyerek kendilerini dünya turnesine çıktı. lurnenin geliştirmeye çalışıyorlar. Ancak ilk durağı olan Kuzey AmerikaBando, yalnızca geleneksel Ja da iki ay konserler verecek. pon oyunlanyla yetinmiyor, ShaGunumüz "rock" müziğini kespeare'in evrensel kadın tlple"romantik, yabansı ve elektrori Lady Macbeth ile Desdemonik" diye nitelendiren Bowie, ünna'yı canlandırdığı gibi Tennes lü Beatles topluluğunun önceki see Williams'm "Arzu TYamvayı" yıl öldürülen sanatcısı John Lenadlı oyununda Blanche'ı da oynon'dan çok etkilendiğini her nuyor. fırsatta belirtiyor. Bugün, ayrı olduğu karısından 1.5 milyona Kuran 12 yaşında Joey adlı bir oğlu bulunan David Bowie, 1947 yılında Eski kitap borsasında milyonLondra dolayındaki Brixton'da ların döndüğü, en değerli basılı dünyaya geldi. Gerçek adı David kitabın da 250 yü önce îbrahim Müteferrika Matbaası 'nda bası Jones olan sanatçı, 16 yaşında okulu terk ederek profesyonel lan "Cihannüma"olduğu belirmuzik yaşamına atıldı. Ancak ilk tiliyor. başlarda doldurduğu birkaç plak htanbul Sahaflar Derneği tutulmadı. O sıralar çok ünlü Başkanı Ismail Acay, "Cihannüma "nın Sahaflar Çarşısı 'nda olan Monkees topluluğunun bile bulunmadığını söyleyerek, "Bugunkıı fiyatı 100.000400.000 TL arasındadır" diyor. Hafız Osman, Mustafa Nazıf Kasırgalı, Hasan RıKültür Servisi Müzikçi Erza, Şeyh Hamdullah gibi dünya güder Yoldaş ve şarkıcı eşi Nur ca ünlii hattatların yapıtı olan Yoldaş giderek artan Ermeni Kuranı Kerim lerinse, hattatına, terörüne bir şarkı ile yanıt cilt ve tezhip özelliklerine göre verdiler. 500 bin ile 1 milyon 500 bin lira arasında alıcı bulduğunu belirten Acay, şöyle devam ediyor. "Kitap da pul gibidir. Mevcudu kaltnadı ya da çok azaldt mı, eko'ominin arz ve talep kanununa tygun olarak değer kazamr." SHAH VVILL NEVER DIE \S HE"S \L\\ A\S \ll\E IN OIR HEARTS )njr\Iajru\ Pc:a *<hah U Shahnffran Our sınccrc condolcni.es at the 3rd annı\rrsan ol the pasiing a^av of \cur faiher. the Grcat Mnlıarrml Rcza Shah PahlaM Shahanshah Anamehr on the 2 7 ih Julv, 1980, «hosf mcmor> wechcnsh As Your Majesiv s lo>al shjccts *c look fonfcard 10 the ume whcn u ma\ become possıblc for \ou to Uke up \our nghtful place as Kıng ın our Countrv and lo rcsioff rtlo peace and prospcnt> afler the long penod c sufîennı ısover MavGodbe*ıth*ou k IS8UED BY MUNIAN ROVALISTS IN LONOON Şah ölmez, derken paraya da kıysanıza Ferhan Şensoy'un kulakları çınlasın. Kim demiş "Şahları da Vururlar" diye adam eceliyle öldü, gömüldü. Ama ona bağlananlar bunu kabul etmiyOrlar. tngiltere'nin ünlü "Times"gazetesine verdikleri bir ilanla, ölümünün üçüncü yılında onu anan ve kendilerine "tranlı kralcılar" diyenler ilâna şu başlığı koymuşlar: "Şah asla ölmeyecek, o her zaman kalplerimizde yaşayacaktır." Yalnız şu kadarım eklemeden edemiyoruz. Bu Londrah "Şah" yanlıları ya biraz yolsuz, ya da pinti. Rahmetliye lâyık gördükleri ilan, topu topu üç sütun 9 santim. Bizim gazetelere bakıp ölüm, teşekkür ve mevlid ilanlarımn nasıl olduğunu öğrenseler iyi ederler. Otobüs durakta aurdu, bir genç kız bindi. Yapış yapış havada saatlerden beri direksiyon sallamaktan bezen şoför, hayatından bezmiş bir biçimde biletin kutuya atılmasını bekledi ve gaza bastı. Kolları paket dolu genç kız. çantasını kapatmaya çalıstığından hiçbir yerc tutunamıyordu. Otobüsün birden fırlamasıyla onun, fizik kurallanna son derece uygun bir biçimde durmakta olduğu yerden otobüsün ârkalarına.doğru istenç dışı bir koşu,. tutturduğu görüldu. FJikotu dolu olduğundan bir yere de tutunamıyordu. Neyse ki, epey boş olan otobüsün arkalannda bir delikanlı vardı. Kızcağızm delikanlıya doğru ok gibi gittiğini gören yolcular biraz rahatladılar. Şimdi delikanlı kızı tutacak ve yere yuvarlanmaktan kurtaracaktı. Delikanlı da dikkatle kıza bakıyor ve dimdik bekliyordu... Kız tam burnunun dibine vardığında kıvrak bir hareketle kenara çekildi ve kolunu iyice yana açarak bağırdı: "Oleeey!" Kızcağız o hızla otobüsün dibine varıp bir yere güçlükle yapıştı. HAYVANLAR Ismail Gülgeç GÖRDLİN M U İNEK B."LE L ETkîLENDİ >44RlM SA4TTVR GÖZUNÜ kr/RPHJ üyesi Davy Jones ile karıştırılmamaı için 1966 yılında soyadını Bowie olarak değiştirdi. İlk kez 1969'da, Stanley Kubrick'in "2001: A Space Odyssey" adlı filminden esinlenen "Space Oddlty" adlı parçasıyla ünlendi. Bir ölçüde Bob Dylan ve Andy VVarhol etkileri de taşıyan "The Man Who Sold the VVbrld" (1970) ve "Hunky Dory" (1971) adlı albümleriyle yeteneğini iyiden iyiye kanıtlayan Bowie, 1972 yılında bir tür "cüzamlı Mesih" ile "pop Zerdüşt" karışımı bir tip olan "Ziggy Stardust" sahne gösterisiyle müzik dünyasının yıldızları arasına girdi. TARİHTE BUGUN Mttmtaz Arıkan 1976 'DA, ÛNLÛ FİLM YÖNETME/Jl' FRl TZ LAU6 ÖLDÜ.I.DÜNyA gAVAŞlNMN ÖN. CE, RESİM I/E MİMARUk Ö6RENİMI GÖfZDÜ. S/HAŞ £l&4S/NbA,SENARYO YAZMAYA MEBAKSALbl. İLGİNÇ KONU. LAR BULUYOR VE iyi İÇLiYOGPU. /9/9 t922'PE"Dn»MBuSE*U,i3Z3'TE AJJ4AN EFSANESİ"NfBEUJNGEN*/, 1926'DA İSt ÜNLÜ KURBUBIÜM FİLMİ *METR0P0US"l ÇEV/RPİ.YAPITLARINDA ÇOK ETKIÜ GÖRSEL SAHNELER YARATT/. DAHA SONRA, HfTLER ZAMAN/NDA AM£ RİKAYA 6ÖÇ£l>ERE/<HOUJWOCu'C>A MESLEGİNI SÜGDÜ&MEYE ÇAL/ŞT/. DAAI'SONRA FİLM YÖNETMEYEBAŞLAO/. 3 Ağustos 1933 ÜNLÜ BİR YDNETMBN.. Ermeni terörüne karşı müzik.. "YA SABIR" adını taşıyan şarkı için ortak bir açıklama yapan Yoldaş'lar Orly katliamından sonra Dışişleri Bakanı llter Türkmen'in "Sabrımız ezeli değildir" şeklindeki demecinden yola çıktıklarını belirterek "Biz sessiz insanlanz, derdimizi anlatmayı beceremiyoruz. Bunu bir kere de müzikle denemek istedik" dediler. Söz ve müziğini Ergüder Yoldaş'ın yaptığı "Ya sabır" adlı şarkının sözleri şöyle: "Bir kurşun öksürür namludan / sübyan bebeler öksüz kalırsa / Bulur arayan kendi mevlasını kardeşim. / Gayn bizde sabır kalmıyor / ahvalimiz malumun olsun / sınırsız değildir / sonsuz değildir sabrımız kardeşim / uzundur öfkemiz sevdamız gibi / ya sabır ya sabır / ya sabır ya sabır dedik / hoş gördük hoş gördük yıllarca hoş gördük / ya sabır ya sabır / ya sabır sabır dedik / bekledik bekledik yülarca bekledik. Yoldaş'lar bu şarkıyı yabancı dile çevirerek eylül ayında Alman televizyonunda da söyleyeceklerini açıkladılar. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Efganistan 'da, bilhassa bu memleketin Hindistan 'a mücavir olan kısmında bir turlü sükun ve huzur teessüs edemiyor. Efganistan Hükümeti mütemadiyen askeri ve siyasi ledbirler alıyor. Şimdi Ingiltere dahi Efgan Hükümeüne yardım etmek için büyük askeri harekâta başlamıştır. Hindistan erkanıharbiye reisi Jeneral Sir Kenneth fVigram alelacele Efganistan hududuna gelmiş, hudut ile Cenabı Efganistan 'daki vaziyeti 3 Ağustos çıkmaktadır. Iktisat Vekâleti, vapurcular aralarmda uyuşamazlarsa hakem salahiyetim istimal ederek ortada mevcut münaziünfih meseleleri cezrî kararlara raptederek şirketin teşkilinı temin edecektir. İki gün evvel Ankara'dan gelen Hava ve Deniz Müsteşan Sadullah Bey, vapurcuları toplayarak kendilerine vekâletin bu husus üzerindeki mülâhazalarını anlatmış ve ortada mevcut pürüzlerin kendileri tarafından halline çalışmalan tavsiyesinde bulunmuştur. 19331983 Efganistan'da bir isyan yeni Chopin yorumcusu György Ferenczy öldü Chopm'in yapıtlannı yorumlayışıyla tamnan Macar piyanist Gyorgy Ferenczy, Budapeşte'de öldü. Frenczy, 81 yaşındaydu Ferenczy, yaşamı boyunca Berlin, Brüksel, Londra, Paris, Viyana gibi kentlerde sayısız konserler verdL 1974^ emekliye aynlıncaya kadar Budapeşte Müzik Akademisi'nde öğretmenlik yaptı. NUR VE LRGUDER YOLDAŞ "Bizler sessiz insanlarız. Derdimizi bu kez de müzikle anlatmayı denedik." Milli vapurcular arasmdaki ihtilâf bunları iki grupa ayırmıştır. İhtilâf, şirketin idare tarzı ile yeni teşekkülde milli vapurcuları teşkil eden kumpanya sahip ve müdürlerinin alacakları vazife ve salahiyet meselelerinden Mitli vapurcular yakından tetkik etmiştir. Anlaşılan Hint erkanıharbiyei umumiye reisinin gösterdiği lüzum üzerine tngiliz imparatorluk ordusuna mensup müteaddit topçu ve piyade alaylan ve hava filoları Efganistan hududuna sevkedilmişlerdir. Keklik gibi Sıçramak varken Ihtiyar bir deve Gibi topallamak BEŞİR KEMAL Nasır llâcı Neden?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear