28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 AĞUSTOS 1983 CUMHURİYET/5 PAZAROYUN NEVZAT ERKMEN Vdakraba oyunu "Abrakadabra Oyunu" değil bu: "ADAKRABA" oyunu! Nasıl Oynanır? önce ünlü bir kimsenin adını ve soyadını yazarsınız. (Anîk bu ad ve soyadındaki harf.erden kimileri, sizin soyadınızdaki harfler olmalıdır.) Işte, soyadınızı oluşturan bu harfleri ayınr, geri kalan harfleri de evirip çevirerek başka bir ya da birkaç sözcük kurarsınız. Sonra da bir "yaratıcıhınzırmatrakmanyak" bir "İPUCU" eklersiniz. Sayın Bay Baytar Gökcan ERUS [Gerede) bizlere 26 örnek veriyor. On tanesini peşin olarak sunuyorum: l.TUNÇ HALK ERUS tpucu: Abdülcanbaz Erus'un öz babası. 2.SUNİ BELGE ERUS tpucu: KKD (Kelaynaklan Xoruma Derneği) Genel Başkanı. 3.KEŞAN TUM ERUS tpucu: ölmeye Vakit Yok'un ozanı 4.AT BİN ERUS tpucu: Rivayet ederler ki, bu ozanımız askerliğini süvari olarak yapmış, ve "At bin!" komutunu alınca, Troya'lı tahta atm üzerine binivermiş! 5.TAŞ AT ERUS tpucu: Hayret Bey'in Serüven <Vrkadaşı! Çizgiler: SEMİH POROY Ciddiyet GÖZÜNE GÖZLÜK UMUR BUG AY Dalgametrem, bi tanem.. Bizim arabanın üstüne, "Tbksimetrelidir" yazısım şappadak yapıştırdılar. Bayıldık otuz bini takdırdık. N'apahm? Sıramız gelmiş, mecburi... Şimdi damgalı eşek gibiyiz. Bakıyorum, herkes bizi çağınyor. önümden elli tane boş araba gidiyor, el sallayan yok. Anladılar tabii, saatli taksilerin ucuzluğunu. Ben de olsam buna binerim. Bazıları acıyor halimize de "Üstü kalsın" diyor. Eskiden pazarhk ederdik, "Işine gelirse.. Binme, yürüüü!" falan. Şimdi öyle diil abicim, "Gel!" diyor herif, "Aç saatini, çeeek!" Aman bi zart zurt müşteride görsen. Bi havalar.. Hakluı.. Eskiden şöle kanepenin ucuna otururdu. "Ulan acaba kaç para isteyecek?" korkusuyla üçbuçuk atardı. Ben bu mesleği bırakırım. Geçenlerde bi dava oldu, gözüm açıldı. Enayiyiz biz kadreşim. Boşa çalışıyoruz. El salladı bi fıstık, "Anam sen taksimetreli misin?" dedi. Cup atladı arabaya. Biraz gittik açıldı, "Bana saatli taksl lazım hayatım" dedi. "Randevulu işlerim var. Müşterüerim bekliya. Anlaşırsak seni kapatiim taksi olaraktan" önce iğneci, pansumancı falan sandım. Sonradan çaktım vaziyeti. Telefonlu çalışıyormuş. Nerden çağırırlarsa, annıyo musun, oraya gidermiş. Bi hesap yaptık, karının ortalama saatı beşbine geliyor. Hiç boşu yok. Bizim taksimetreyi kınyordum namızsuzum. "olur ablacım" dedim. "Arabam emrinde" Açtım saatı. Karı tıkır tıkır para yazıyor. "Bi dakka hayatım, gelmişken şurda Sabri beyin de işini bitirelim" Elinde bi defter, "Çek anam. Bekle anam" Aynalı bi çantası var. tçinde pudralar, allıklar, her türlü acaip kokular.. Eniştelerimiz hangisinden hoşlanıyorsa artık. "Anacım, yanm saat sürmez. Bu herif biraz yaşlı. Sen çek şuraya bekle.." Gidip geldikçe çukulatalar, pastalar hediye ediyor. "Otur sen anam. Keyfine bak." Oooh! Yiyip, içip uzanıyorum. Biraz pezevenklik oluyor farkındayım, ama bu taksimetreyle başka çare yok.. Arabayı kendisine tahsis ettim. Bakıyor defterine, "Bugün altı vizitem var canikom, aç canikom, aç dalgametrenL Hadi gidelim bi tanem." ŞENLtK YALÇIK PEKŞEIM POH Turgut özal eski kilolarını yeniden almış. Bol vitaminlidir şu politika. Adamı şişmanlatır. Futbolcu Şelçuk, "Ben üç Yugoslav'a bedelim" demiş. Bu kadar alçakgönüllü olma evlâdım. STOP! Zıııııır! Alooo.. Buyrun beyfendii? Kızım bana hanımı ver,çabuk! Hanımım şu anda yatak odasında meşgul efendim, veremem. "Kimse girmesin" dedi. Kız yırtarım ağzını senin. Ben kocasıyım salak! Ukatâlık etme, kovarım valla seni. Çağır, çabuk. Beyfendiii.. Ay bilmem ki nasıl söylesem.. Hanımım bir adamla içerde. Neeee?... Bir adamla mııı?.. Kimmiş o adam? Valla ben tanımıyorum beyfendi.. Kızım koş benim çalışma odama. Yazıhanemin gözünü aç. Tabancamı al, git ikisini de vur! Vuriim miii?.. Hiii! Ay, ben böle bişeyi nasıl yaparım beyfendiii? ' Kız beni deli etme, tamam mııı? Vuracaksın diyorum sanaaa! Namussuzum kovarım bak. Elimi kana bulayamam.. Vicdanım... Başlarım şimdi senin vicdanından!. Ulan ben göz göre, göre boynuzlanacak mıyım haaa? Koş çabuk, stk kurşunu beyinlerine. Valla gelirsem oraya üçünüzü de gebertirim! Peki beyfendi, pekiii.. Sinirlenmeyin.. Ha şöylee! Attırma benim tepemi. Bak telefonu kapatmıyorum, seslerini duyucam. Hadi bakiim, göriim seni. Yap bu işi, maaşına zam var... Alçak karı! Bunca yıllık kocana bunu yaparsın haaa?.. Benim evimde, benim yatağımda.. Hah, kız kapıyı açtı... Ateeeş! Taaak, taaak!.. Sesleri bile çıkmadı.. Afferim nişancı , kızmış.. Oooh, çok şükür. Namusum temizlendi.. Geberdi ikisi de.. Geliyor... Alooo! Alo, beyfendi Sesin niye tıtrek çıkıyor kızım, beceremedin mi? Tamam beyfendi. Dediklerinizi aynen yaptım.. Tabancanızı masanızdan aldım, açtım kapıyı. İkisini de beyinlerinden vurdum. Yaşşaaa!.. Sonra ne yaptın evlâdım? Sonra beyfendiii. Tabancayı yüzme havuzuna attım.. Neee? Yüzme havuzuna mı? Nerede bu yüzme havuzu? Bizim bahçedeee.. Ulan bizim bahçede yüzme havuzu yok kiii! Kızım, kızmm.. Kaç numara orası! Aloooo! 6.NUREL DUL ERUS tpucu: önce, mikrofon sesini getirdi bize bu sanatçımızın; sonra kâğıtlar öykülerini... 7.TAY SAVAŞBtLGlSl ERUS tpucu: Yeni Sabah'ın 2. sayfasının solunda otururdu! 8.HAKAN BATTAL TASDtK ERUS Ipucu: Gazoz Ağacı'nın mucidi. 9.BALKAN Ç.ERUS tpucu: öykülerini okumamış olabilirsiniz belki, ama opera sanatçısı olan sayın eşinin sesini duvmamış olabilemezsiniz! 10.DAMAT N.ERUS tpucu: "Meşaleler" şairi. Motosikletliyle Atlı Kasaba postanesi, kentteki navaalamna inecek olan jçaktan postayı alıp şetirmesi için, motosikletli bir görevliyi havaalanına jördermişti. Oysa, uçak vaktinden 3nce inmiş; alandaki atlı bir ^örevli de postayı alarak .asabaya doğru yola ;ıkarmıştı. Yanm saat sonra da atlı ile motosikletli posta görevlileri yolda karşılaşmışlardı. Motosikletli, atlıdan postayı devralmıştı. Böylece, motosikletli postacı, kasaba postanesine beklenilen zamandan 20 dakika önce varmış oldu. Uçak kaç dakika erken inmişti acaba? KEDİ DİYE ALDILAR KAPLAN ÇIKTI tlgililer, "Evde kaplan büyütülmez" diyor. "Yasalara aykırı" komşular da şikâyetçi. "Bizi yiyecek" diye kapılannı açamıyorlar. Kaplan bu. Hiç belli olmaz. Yer mi, yer... İztnir Fuarı açıldt ve saçtldı Uluslararası hmir Fuarı açıldı. tçerde hemen hemen her ülkenin pavyonları var. ABD pavyonunda uçaksavarlar, Japon pavyonunda bilgisayarlar, Sovyetler Birliği pavyonlarmda roketatarlar, Türk pavyonlarmda da göbek atanlar sergileniyor. Gıda sanayiinde ise Fransızlarla yarışıyoruz. Bu ulusun bilim adamları deniz yosunundan yapılmış ekmek, mısır püskülünden yapılmış kek, sUpürge tohumundan yapılmış protein tablellerini uluslararası piyasaya surerken, biz, bilim adamı bile olmayan bazı açıkgözler sayesmde salt ekmekten yapılmış köfte, patatesten yapılmış sosis ve et rengine boyanmış lahmacun sunuyoruz piyasaya. ttalyan pavyonu çöp temizleme aygıtlannı sergiliyor fuarda. Biz de çöplerimizi.. Aslında bir anlamda halyanlara yardtmcı oluyoruz. hmir Fuarı 'ndaki pıslik olmasa, bu aletlerin ne ise yaradığı yabancı ulusların meçhulü kalacak. Adamlarm ülkesinde çöp bilinmiyor ki... tlk kez bizde görüyorlar. Hatta Japonlar yeni bir tüketim maddesi sanarak bunlara tatip olmuşlar. Yabancılar işin uluslararasılığını kavramış durumda. Her yanda mallarını sergiliyorlar. Biz de "mallanmızı" sergiliyoruz ama buna "uluslararası" demek doğru değil. Bu yılki fuarın yıldızı Ahu Tuğba olduğuna göre bizim sergilediklerimize "baldırbacak arası" demek daha doğru olur. Ahu TUğba "popüler show" adını verdiği bir gösteri sunuyor gazinolardan birinde. Bu gösteriye de yanlış bir isim konmuş gibi geldi bize. "Popo show" dense daha uygun olacak. Çünkü Ahu'cuk şarkı söylemeye müthiş hevesli fakat sesi çıkmıyor. Yine de mikrofonu eline verip sahneye çıkartıyorlar. Başlıyor çılgınlar gibi dansetmeye. Bu arada mikrofonun hiç bir işlevi kalmıyor doğal olarak. Üstelik dans ederken elinde fazlalık.. Ne yapsın yavrucak? Elektriklı aygıtı bacaklarının arasına sıkıştırıyor mecburen.. Bu durumda motosiklete binmeye çalışıyor. "Blnmeye çalışıyor" sözü de lafın gelişi... Belki de iniyor belli değil.. Zaten işin bu yanı önemli de değil.. önemli olan inip binerken sergilenen "yerli" mallar... Daha sonra Anadolu çocuğu tbrahim Tatlıses yanm şişe viskiyi üstüne, diğer yarısını da midesine dökmüş olarak, ipek gömleğinın düğmeleri göbeğine kadar açık, altında şalvarla gözüküyor sahnede. "Bacı, gardaş" gibi sözlerle programını takdim ediyor. Pek anlaşılmayan bu sözleri halk "Urfa ağzı" sanıyor, oysa bunlar "sarhoş ağzı". Biraz sonra Uluslararası lzmir Fuarı'nın semalarını "mevlut makamındaki" favori şarkımız inletiyor: "Olürsem kabrime gelme.. tstemeeeeeeem." Bu kez de atlı olur Bir adamın (ya da bir kadının) altına bir at koyarsanız, bu kimseler ne olur? Tabii ki ATLI olur! Ya şunlar ne olur? 1. Bu athmızın içine, doğmadan önce ya da doğduktan sonra, az buçuk bir miktar kabiliyet ve bir tutam da yetenek ko yarsanız, o atlı neli olur? ( ATLI) 2. O atlı oldukça süslü ve gösterişliyse, o zaman ne olur o atlı? ( ATLI) 3. O atlıyı alır da, ortasından katlar ya da bükerseniz, ya o zaman ne olur atlı? ( ) 4. tşte bizim bu atlı, Ustelik inançlı ve imanlı bir kul ise, söyleyiniz bakalım ne olurmuş o ath? ( ATI.I) 5. Diyelim ki atlımız bir uçuruma doğru dörtnala gitmektedir; uçuruma varınca, aşağılara düşmüyor, kuşlar misali uçuveriyor. Evet, bu kez ne olurmuş o atlı? ( ATLI) 6. Uçan ath yere indikte, tutup midesindeki sıvılara biraz da karbonik asidin bazlarla bileşerek oluşturduğu tuzlardan bir parçacık katıp iyice çalkalıyoruz. tmdi, ne olmuştur o atlının midesindeki sıvılar? ( ATLI) 7. Ve bakınız ne yapıyoruz bu kez: Atlımızı aşırı harcama yapmayan, tutumlu bir atlı haline getiriyoruz. Ya bu sefer ne olmuştur atlımız? ( ATLI) 8. Atlımız tuzlu değil, acı da değU. Ya neli? ( ATLI) 9. Atlımız yere düştü, bacağını kırdı. Operatör athmızın bacağını kesti, biçti, sağalttı. A be şimdi ne oldu bu atlı? ( ATLI) 10. Yere düştü ya bi kez bu atlı! Artık her konuda ilerisini düşünerek, önlemler alan sakıngan bir ath olup çıkıverdi karşımıza bizim atjı. Evet, söyleyiverin canım, acep ne oldu ath? ( ATLI) Sözcükler de değişir Halâs diye çırpınanlar kuldular/ Felâh olmayınca, sanki duldular/ Çok merak edersen, torununa sor;/ Kurtuluştan sonra neyi buldular Öykü kurmaca Aşağıdaki parçada eksik sözcükler var. Harf sayıları kısa çizgilerle belirtilen bu sözcüklerin her birisi, bir öncekitirerek bulunacaktır. (Not: Harflerin yerlerini değiştirmek serbesttir. İPUCU olarak ilk sözcüğü ben veriyorum: K A T I R.) Bizim K A T I R yokuşu benden önce inip, demiryolunu geçmeden durdu. " saat yedide gecer; Ondan durdu herhalde." diye düşünerek hayvanınbovnunu okşadım. Efendim, ben odun keser, pazarda , öylece geçinirim. tşte böyle!.. Kimi insanlar gibi evlerde otururlar, benim gibi fakirler de kulübe gibi evlerde yaşarlar. Ah, bir olsaydım roman döktürürdüm bir oduncunun yaşamından, sormayın gitsin! nin yalnızca bir harfini değiş Fuardan seçmeler Yav gardaşım, Çin paviyonu diyerekten girdik sanayi sergisi çıktı. Bizim bildiğimiz paviyonda garı, gız olur. Gobek havası, biraz şampanya felan içilir. Bu ne biçim iş! Fiks menü dediler girdik fuardaki gazinolardan birine. Yanında nişanlım Mualla. Nişanlımın abisi hıyarağa Bayılıyor Ahu'ya Motosiklet üstünde böle böle çalkalıyo kız.. Bi söğüşlendik. Iki karışık ızgara, yanm şişe rakıya. Allaaah! Sonradan anladık ki kalçadan ekistira. Fuarın asayişine biz bakıyoruz. Amirim, "Sahnenin önünde duracaksımz, gözünü'zü kırpmadan sanatkârlara bakacaksınız" dedi, "Hepsi altına külotunu giymiş olacak. öyle dümenden sütyenim düştü, ay memem göründü falan yok." Bu yıl çok sıkı. Baka baka bittim valla. KALEMTIRAŞ FUAT <»RER Vasalara saygılı bi kadınım ben. Kanun ne derse o olur. örtün der örtünürüm. Gerekirse başımı da bağlanm. Şeffaf giy der giyerim.. Aç der açarım... Aranıyor, aranıyor!.. Evınden bin kilometre uzakta çocuk Geçen ağşam attım yengenizi ismi lazım deel fuarda okutacak, altı okka ağırlıklı taban puanı olan sıkı babalar kazinonun birine. önden bi masaya oturtdular. Bizde para aranıyor!.. çarıklan. Tam eyi oldu gafalanmız, çıktı ortaya şipşakçı iki Aranıyor aranıyor!.. Hiçbir "menfaat" gözetmeden okumaya Allahsız: "Fotoa.Fotooo!" Gaptım şişeyi, "Dağalın laanl" hevesli, ensesı kalın, babası "sayın"lar aranıyor. Hergün okula gelebilen, ekmek parası kazanmak gibi "avare" işlerle didim, "Yakarım!" Depem atmış. Ertesi günü gaztelerde uğraşmayan, efendı efendi derslerini çalışıp akşam dokuzda manşet: "Dehşet saçıyo fuarda pambuk gıralı Şevket" yatak, sabah sekizde sokak bilen gençler aranıyor!.. Biz bunların gizli, kapaklı hikâyelerini yazmasak gelir Aranıyor aranıyor!.. Genç kız bir okulu kazandı, sülale mi fuara müşteri. Kimin umurunda Amerikan seferber olmuş okulun ülkedeki "yerli" yeri aranıyor... "tlk yarı pavyonundaki sanayi mamulleri? yılın ilk onbeş günü Ankara'da, ocak ayına kadar Sivas Descartes yaşıyor Villalarımı düşünüyorum, hanlarımı hamamlarımı düşünüyorum. Bankadaki paralarımı düşünüyorum. öyleyse varım. Kirayı düşünüyorum, bakkala, kasaba olan borcumu düşünüyorum. Ay sonunu düşünüyorum. Öyleyse yokum. VURAL AHI OZAN AHMET Kavram bulmaca Solda 10 ana "kavram" sözcüğü var. Sağ yanda da birtakım sözcükler... Sağdaki hangi sözcük, soldaki hangi kavram sözcüğüyle ilişkilidir? Eşleyin! 1. FIRÇA ajan 2. FELSEFE fos 3. DÜZENSİZLİK bozgun KAÇMAK çalı süpUrgesi 5. YANLIŞ ilgi 6. TECESSÜS istatistikçi 7. SEVGİ soyut 8. EYLEM çorba 9. DÜŞÜNMEK dizge 10. BİLGİN memur Aranıyor Çözümleri 7 . Sayfada üstünden Rlze'ye aktarma yapıp mayıs başlannda Edirne'ye mi yerleşiyormuş neymiş?" tki haftalık genel araştırma sonucu kızm öğrenime başlayacağı yer belli, sürdüreceği yer "meçhul"... Aranıyor aranıyor!.. Gündüz sürekli okula gittiği için çalışamayıp aç kalan, geceye ve kavgaya dayanıklı "bar fedaisi" gençler aranıyor. Yabancı dil küfür bilenler yeğlenir. Ücret dolgundur. Tıb'bı okutur... Aranıyor aranıyor!.. Okulu bitirtecek bir define aranıyor!.. Ne yani, okuyup da babası gibi ücretli olmasın mı yavrucak? Okuyup o da inşallah bol paralı birşey olacak... Aranıyor aranıyor, akıl fikir aranıyor!.. TARtHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan "SAVAŞ VEBAR/Ş*/N YAZARI 1829 'DE BueÛN, ÜNLÜ ftUS »42Altt, KOhlT LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOy OOSDU.MİSTOKRAT BİR AİLENİU ÇOCUĞU OLARAK İYÎ EĞİTİM GÖfiPÜ. TOLSTOy'UN YAŞAMI, ASKERÜKj 2EN£İN KENTARİSTOKK4SİSÎ VE YALIN KÖY YAŞANTISI 6IBİZITUKLAR İÇİNDE 6EÇECEK, BUNLAR OA ONUN SANATÇİ KİŞİÜĞİUİ BIÇİMLENDİRECEKrİ. TOLSTOY, BÜYÜK ROMANt *SAVAÇ VE BARtŞ"l TXM ALTI YILPA YA2DI.KOUUSU, NAPOLEON'UN ÜUSYA SEfi&ti S'8ASINDA 6EÇJYOKPU. BUNU, 18?Ş'TE ÜNLÜ YAPITI "ANNA KARBNİNA* ÎZLEPİ.Ol KİŞİÜK 6ErM4LEA4EL£jet AÇJStNMN *"•* 50 YIL ONCE Cumhııriyet Hanımlar yüzme yarışı Sııadiye'de dün yapıldı Hanımlar arasmda tertip ettiğimiz yüzme müsabakası dün Suadiye Plajı'nda yapılmıştır. Musabakaya 16 hanım ismini yazdırdıkları halde bunlardan yalnız 8 tanesi iştirak etmişlerdir. Bir hanım da doktor tarafından musabakaya girmekten menolunmuştur. Yarışa giren hanımlar şunlardır: Leylâ Hanım, Cavidan Hanım, Matmazel Eva Alter, Nüzhet H., Güzin Hanım, Matmazel Sultana, Matmazel Kurnilya, Matmazel Lupa. Hammların müsabakasını görmek üzere Suadiye gazinosu birçok meraklılar tarafından doldurulnvtştu. Musabakaya girecek hanımlar, heyeti tertibiyenin em ıde bulunan büyük motöre alınarak diğer motörler ve sandallarla beraber sahilden 1500 metre mesafeye götürülmüştür. 28 Ağustos 1933 19331983 KÛRLI BİR İŞ! Musabakaya giren hanımlardan beşi yarışı ikal etmiş, üç tanesi de havanm sertliğinden müsabakayı terketmeğe mecbur kalmışlardır. Neticede Fenerbahçe'den Leylâ Hanım 32 dakikada birinci olmuş, Matmazel Eva Alter 36 dakikada ikinci, Cavidan Hanım 38 dakikada üçüncü, Nüzhet Hanım 41 dakikada dördüncU, Güzin Hanım 55 dakikada beşinci gelmişlerdir. '*• UİSIİCUM" l/tOHHlK fifMl tfffiUMM va DtO mıklMsi U ( dıkıkıd. ın »kı . . k.rlı bir ftpktyı Umııler. litıfUr r«PT«ı>J b,r »pk. habı» ,.lrnr l.lim.11 gfyct baııtlır Tcklıf v« katmlof l.lrp .dın,, RIZA İSMAİL SRİŞ/LMBZ YAPtn... hunbui Anhara cadd«ıt 9S Talefon 23M2 ( « I I I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear