24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CVMHURÎYET/6 8 TEMMUZ1983 Çokuluslu Kaçakçılık TRAF7IC0 DI VMAJTfc 0res3ner BanhKriakec/c Kofler Inpobank c/c Hanifi Cırlı Call Staf Gelf î'azzır.'rhi îki büyük beyin, iki büyük finansör: Henry Arslan ve milyarder Herald Gelf 1981 yılı hazıran ayının 21'inci günii, Italya'nın kuzeyindeki kuçuk Trento kentinin taş yapıh binasmın üst katlanndaki odalardan birinde, Dr. Palermo'nun odasında... Cilt cilt dosyalarla tıklım tıklıtn dolu koridorda, asansörun hemen yanında masif meşeden yapılmış oda kapısı Canoun'un arkasından kapandığında Dr. Palermo, bu Suriyeli ajanın söylediklerinı yeniden değerlendirmekteydi. "Nerede buluşurlardı?" "Sofya'da Caff Berlino'da. Buluşma yeri burasıydı. Samir Arosyan ve Marcel Magarian adlı Ermenilerin Frankfurt'ta çok buyuk bir şebeke kurmak için çalıştıklannı Caffe Berlino'da oğrendim". "Samir Aross nerede oturur?" "İsviçre'de Zürih'te." "Magarian?" "O da İsviçre'de." "Başka?" "Bayram diye biri var, soyadını bilmiyorum" "Peki, yine Kısacık'a dönelim, Hasan Nehir vs....?" "Mustafa Kısacık ve Nehir kardeşler, VVakkas ve diğer uyuşturucu madde alıcılan arasında irtibat sağlıyorlardı..." "Nasıl oluyordu bu?" "Şoylc: MUano'da VVakkas ile anlaşıyorlar, daha sonra Tiırkiye'de, Gaziantep gibi yerlerden uyuşturucu getiriy,orlardı". "Ya Mehmet Ozguler?" 12 a ı r Gara"1 d T'aır Kurt î.'iasz: nght TREKTC Hanıiı İTRIESTE Ipersone c o l l e g a t c a l l Mlar.ifis Krocnı l Gonal ". Gonu] T. m^Y. ^ A n ^ n £ 3 « Sorgu Yargıcı Palermo, soruşturma süresince elde ettiği bilgilerle büyük uluslararası kaçakçılık n U J l Ş e i I i a S l şebekesinin çalışma tarzını gösteren pek çok şema çıkardı. Yukarıda bunlardan biıi var. Şema, kaçakçılıktan elde edilen gelirlerin dulaşımını açıklama amacıyla yapılmış. Kutular içinde kavşak noktaları olarak kullanılan kentlerin adları, bunların altında, yanında bu kentlerde görev alan şebeke elemanları. Trieste'de Hanefi Arslan'ın "adamları" aynca sayıhyor. "ÖzgUler'i 79/80 yıllannda, çok kez, Mustafa Kısacık, VVakkas ve tvan Galiç ile birarada görmuştum. Konuştukları konu uyuşturucu madde kaçakçılığıydı." ZAMAN KAYBETMEDEN BİLDİRDİM "Nezban Haşhim Fadıl'ı tanır mısın?" "Tanırım. Iraklıdır. Bir sure Awad ile temastaydı. Nezban Haşhim'den bizzat duymuştum. Nezban, polise de bilgi veriyordu. Nezban, Awad'ın Sicilyalılara eroin satışında da işbirliği yaptı. Ben bunları, zaman kaybetmeden Başkomser la Corte'ye bildirdim." "Ahmet Erdem?" "Onu da tanırım. Triste'de uyuşturucu madde kaçakçılığı nedeniyle tutuklandı. VVakkas'ın onde gelen ortaklarından ve yardımcılarından biriydi. Uyuşturucuları Milano'da VVakkas adına o teslim alıyordu. Chiassa ve Lugana'da banka hesapları bulunmaktaydı." "Huseyin Çil?" "Tanınm. Mustafa Kısacık ve VVakkas'dan Huseyin Çil'in Sofya'da uyuşturucu madde ve silah işleriyle ilgili olduğunu ve Sofya'da ilişkileri olduğunu duydum". PALERMO ŞEMA ÇİZİYOR Dr. Palermo, uzun bir dikdortgenı andıran odasında, koltuğunun tam karşısındakı çelik dolaptan kahverengi plastik kapla kaplanmış dosyaları tek tek alıyor ve uçları açılmış çeşitli renkteki kalemlerle dolu kalem kutusundan rastgele uç tane kalem alıp "kaçakçılık şeması" çizıyordu. Ne karışık işlerdi bunlar? Irakh Nezban Haşhim Fadıl, Turk kaçakçısı Ahmet Erdem'i devreden çıkartmak için onu polise ihbar ediyordu. Aynı gunlerde Turkiye'de Emnıyet Genel Mudurluğu'nde bir kardeşi olduğunu soyleyen Asım Akkaya, kaçakçılar hakkında kendiliğinden polise başvurup bilgiler veriyordu. Biraz önce sorgusunu yaptığı Suriyeli Canoun, daha once Awad'ı ve kardeşlerini polise ihbar etmışti. Awad da daha once Italyan polisi ile işbirhği yapmıştı. Nezban, polisle yaptığı işbırliğıni canı ile odemişti. Şimdi, Suriyeli Doktor Bach Mahmut, cezaevinden kurtulmak için başta kayınbiraderi Awad olmak uzere birçok kişi hakkında önemli bilgiler vermişti. KIRMIZ1 DAtRE VE İStMLER Palermo, eline kırmızı bir kalem alarak, bir daıre çizdi. Içine "Atina"yazdı. Altına bir parantez açıp "VVakkas Salah Din" adını yerleştirdi. Mavi kalemle, kağıdın bir başka köşesine "Milano" yazdı, altına Onnik Pannikyan ve VVakkas Salah Dın adlarım koydu. Kâğıdın en alt köşesine "Turkiye" yazdıktan sonra altalta adlar yazdı. Bunlar, Huseyin Çil, Mustafa Kısacık, Hasan Nehir, Hızır ve Muharrem Hep guler ve Al Awad Ahmet adlarıydı. Palermo yeşil kalemle "Turkiye" den bir ok çıkartarak, bir dikdortgençizdi. İçine "Yugoslavya" yazdı. Üzerıne "taşımacılık" sözunu oturttuktan sonra adları altalta sıraladı: Hanefi Arslan, Ivan Galiç, Marai Angelo, M. Ali Karakafa, Feyzi Ozdemir, Ahmet Erdem ve Hepgüler. Uyuşturucu Turkiye'den çıkıyor, Yugoslavya yoluyla ttalya'ya gelıyor. Genç yargıç, dikdortgen içine aldığı "Yugoslavya"yı bir okla Milano'ya bağladı. Milano merkezdi. Buradan yan tarafa doğru bir ok çıkardı. Eline bir başka kalem aldı. Ortaya Carlo Kofler adını yazdı. Yanına, Marai Angelo, Hanefi Arslan ve İvan Galiç adlarını yerleştirdi. Carlo Kofler'den bir ok çıkardı. Uste, Balzona diye yazdı. Balzona'da Herbert Oberhover, Trento'da Kofler ve Verona'da Giorgia Malon adlarım ozenle yerleştirdi. MERKEZ PALERMO Trento'dan bir başka ok çıkardı, kendı adını taşıyan kenti yazdı. Palermo. Turkiye ve Uzakdoğu'dan gelen uyuşturucu madde, Trieste, Trento, Milano yoluyla Palermo'da toplanıyordu. Buradaki bağlantı, Sıcilya mafyasının onemli adamlarından Gerlendo Alberti'ydi. Butun uyuşturucular, Albertı'ye teslim ediliyordu. Dr. Palermo, tam karşısındaki çehk dolabın ikinci katından bir başka dosya daha çıkarttı. Eline bir başka kâğıt alarak bu kez sılah trafiğınin şemasını çizmeye başladı. Kâğıdın sağ tarafında uca doğru "MHano" yazdı ve çerçeveye aldı. Milano'da Dr. Palermo'nun silah kaçakçısı olarak saptadığı adlar şunlardr. Carlo Kofler, Alman asıll Italyan, Trento'da yaşıyor. Ma rai Angelo, Kofler'in sağ kolu Hanefi Arslan, Yugoslav asıll Turk. İvan Galiç, Yugoslav Husnu Baş, Turk. Hayrullal Delıçay, Turk. Herbert Oberhc ver, Balzona'da yaşayan 194 doğumlu Alman asülı kaçakç Bosch, 1944 Avusturya doğurr lu. Uyuşturucu madde ve sila kaçakçısı, 1977'de Venedık'te I met Metin, Çetin Can, Ramaza Bingöl ve Yılmaz Kurt adlarıı dakı Turk kaçakçıları ile bırlii te yakalanmış, Schlogl.. Albe Schlogl, 1930 Balzina doğuml Palermo bu lısteye kaçakçıl hakkında bılgi vermek ıçın bî vuran Asım Akkaya'nın da a< nı yazdı. Akkaya, artık tanık c ğıl sanıktı. Milano'dan bir ok çıkardı karşısına Trento yazdı. Altına adlar: Kofler, Arslan, Husnu B Yunus Sokullu ve Asım Ak ya.. Trento'dan yukarıya do bir ok daha çıkardı. Uzerıne 1 zına yazdı. Balzina kentinin tına şu adları altalta sıralac Helmut Bosch, 1933 Calc doğumlu. Carlo Renner, 1 doğumlu. Bronu Meraner. Schlogl. Trento'dan aşağıya doğn ok daha çıkardı. Trieste y; Ve karşısına da bir ad: Y' Sokullu. OKUN UCUNDA "TURCHIA" Dr. Palermo, elındeki kî yanlamasına çizdıği bir şen tepesine bir ad yazdı: Keifl. naco'da yaşayan, 1921 do lu Alman asılh Robert Ke Keifl'den bir ok çıkaraı Palermo, bu okun bıttiğı kırmızı kalemle "TURCI yazdı, yani Turkiye. Turkiye'den uyuşturucu de çıkıyor, buna karşılık, 1 ye'ye silah sokuluyordu. b co'da yaşayan Alman asıl bert Keıfl kaçakçılık traf onemli adamlanndan bir Trento'da oturan Alma Carlo Kofler, Balzınalı n der Herald Gelf ve işadan Staffer Türkiye'ye yonelı kaçakçılığının onemli a oluşturmaktaydılar. MİLYARDER "REİS" Evet, Türkiye'ye 12 E5 cesi sılah sokan çetelerin en önemlılerınden bin, der Herald Gelfın yon deydi. 1938 Vıyana doğuml bu dava açılınca ortadan luyor. Tutuklanan Carlc cezaevinde olduruluyor v Turkiye bolumu yenıdeı lıklara ıtilıyordu. Dr. Palermo, polis aj çakçı Canoun'un bir aı, sının altını daha çizmiş "MUano'da Henr> A >e biri var. Hilton Ötel' lır. Bunu Arslan'a doğı lah sağlayan Turklerde dim. Bunlar, İtal\a'\a ı cu madde sokan Turkl Evet, milyarder Gelf Arslan ya da Arslanyar cılığın ılk buyuk beynı soru! Bonn'un pazarlığa niyeti yok ÜMİT KIVANÇ Federal Almanya Çalışma Bakanı Norbert Blum'ün Ankara'daki temasları ve tutumu, bu ulkedeki 1 milyon 600 bin Türkun geleceğine ilışkin bir gerçeği butun çıplaklığıyla ortaya çıkardı: Bonn'dakı sağ koalisyonun Turk işçileriyle ilgili kapsamlı ve radikal politikası uzerinde Ankara ile "pazarlığa" niyeti yok. Hıristıyan Demokrat ağırlıklı koalisyon hukumeti önce genel goruşlerı doğrultusunda çahşan bir Yabancılar Komisyonu'na oldukça ayrıntılı bir plan hazırlattı. Bu planı ıçeren rapor Federal Alman seçimleri öncesinde hukumet çevrelerinde iyice "sindîrildi." Sonra, koalisyon goruşmelerı ve hukumet programının oluşturulmasında tutum daha bir belirginleştırildi, aynntılandırıldı. Ardından, hem hukumetın ana partisi CDU'yu hem hukumeti, hem de daha get niş bir sağ kesimi "gayriresmi" alarak temsil eden Batı Berlin elediye Başkanı Richard Von Veizsaecker Ankara'ya geldi. /on VVeizsaecker olabılecek ust iuzeyde ve son derece geniş bir yelpaze içinde temaslar yuruttu, goruşlerini anlattı, daha doğruFsu "yaklaşan felakef'ihissettirıdı. Turk yetkilileri dınledi, daha Idoğrusu Bonn'un hesaplı planlı tatağına Ankara'nm nasıl bir I önerıler dizısıyle karşı koyacağı>nı oğrenmeye çalıştı. 1 kuşaktan ışsizler ve biraz zorla mayla işsiz kıhnabilecek olanlaı da yollanabilirse, Turkler'in hızlı doğum oranına karşı koyabilecek bir nufus azalması sağlanabilir, bu da orta vadede Türk nufusun dondurulması amacına hizmet eder. "Türk ama biraz da Alman" bir genç kitlenin çoğunluğunu oluşturduğu 3. kuşak, sistemli bir çalışma ile Alman toplumuna "kazanılacak." sa tasarısı halınde gerçekleşürdi ve mizacı "samimiaçıksözlü" göruşmeler yurutmeye elverişli işçi kökenli Çalışma Bakanı'nı Ankara'ya yolladı. tyi kı, onu yolladı. Çunku Blum öyle sözler etti ki Ankara'da bugune dek Bonn'un yeni politikasına karşı çıkarılmak uzere derli toplu bir öneriler dizisinin, bir 'politika"mn oluşturulmayışı sonucu Bonn'un Ve Ankara'dan son derece memnun ayrıldı. "Turkiye ile Almanya arasında karşılıklı anlayış henuz yeterince buyuk değil ama gelişiyor" dedi. Federal Alman yetkılilerinin en çok sevdiklen ve kullandıkları soz budur zaten: "Anlayış"... Çalışma Bakanı Blum da Ankara'ya gehşınde "anlayış" istedi. Federal Almanya yetkililerinin bu kibar ıfade tarzının ardında yatanları "anlamak" için Blum'un zıyareti fazlasıyla aydınlatıcı. Aslında bu zıyarete kadarki gelişmeler de oyleydi ama nedense bu konudaki "anlayış" pek guduk kaldı. BONN NE İSTİYOR? Çok kısa ve öz olarak; Federal Alman hukumeti ulkesindeki yabancı sayısını dondurmaya kararlı. Burada, yabancılar kavramı asıl olarak Turkler anlamına gelıyor. Saptanan pohtika, bu ulkedekı 1 milyon 600 bınlik Turk topluluğundan,Alman toplumuna uyum sağlaması çok guç gorulen 1. kuşak işçilerın çoğunu bir an once gerı postalamak. Eğer sağlam ışguç sahibı olan, dukkânmı açmış, tezgâhını kurmuş olan varsa, zaten bu duzeninı surdurmek için mumkun olduğunca sorun çıkarmaya gayret edecek; bunlar kalabilir. 2. ikna edemediler," dedi. HİÇ YOKTAN İYİDİR Alman Çalışma Bakam'ndan, geri donecek Turk işçilerine; o da ancak çok sınırlı sayıda işçiye (Çalışma Bakanı Esener'e göre "olsa olsa 5 bin verilecek 10 bin 500 marklık ") ödeneğin artırılması istendi. Yanıt: "10 bin 500 mark hiç yoktan iyidir. Geçen yıl 80 bin Türk işçisi tek kuruş almadan dönüş yaptı. Aslında bu onlemleri çıkarmamış, hiçbir şey yapmamış olsak daha kârlı çıkardık. Şimdi ben Bonn'a gidip Türkler önerilerimizi kabul etmiyor desem, parlamento da yeni tasarıyı onaylamaktan hemen vazgeçer." Yani: biz istesek tek kuruş vermeden de işçilerinizi dönuşe zorlayabiliriz, ama TurkAlman dostlu|una hurmeten " Sembolik mahiyette"kuçuk bir kısmına 10 bin 500 mark veriyoruz. Üstune ustluk Işçilerinizin odediği sosyal sigorta primlerini de vereceğiz. Blum'e, işveren primlerinin de ödenmesi gerektiği söylendi. Konuk bakan "Maalesef," dedi. "Yasalanmız buna izin vermez." Turk işçilerine verilen çocuk primleri artırılsın dendi. Blum, "Olmaz, paramız yok" diye yanıüadı. Almanya'daki Turk işçilerin tumune ödenek verin bari, diye istekte bulunuldu, Blum'un karşılığı, "Yapamayız" oldu. GİJZEL SÖZLER ETMEYE GELMEDİM Blum'un ziyaretiyle iyice belirginleşen durumun "aydınlatılması" amacıyla olsa gerek, Çalışma Bakanı Turhan Esener, Blum'e verılen yemekte konuk bakanla Cenevre'deki bir ILO toplantısında birlikte olduklannı hatırlatarak, o toplantının yapıldığı salondaki görkemli avizenin saçtığı ışığı hayranlıkla izlediklerini anlattı ve, "Umanm bu ışık sorunlarımızın çözumiınde bize yol gosterir,"dedi. Esener'den sonra Blum kalkıp konuştu ve, "Türkiye'ye guzel sozler soylemeye gelmediğini" belirttı. Göruşmelerde de Esener Bonn'da hazırlanan yeni tasarının "işçileriıniz için yararlı olmayacağını," Alman hukumetinin "işsizliği ihraç etmeye çalıştığını" soyledi. Blum, "Geri donecek Türk işçilerinin boşta kalması sizin sorununuz," diye konuştu. "ÇIKARMA" SÜRECEK Norbert Blum Ankara'dan aynlırken, "Bu son ziya.etim olmayacak." dedi. "Daha ileride de goruşecegiz." Önumuzdeki gunlerde Turk çocuklarına 6 yaş sınırının ve Turk işçileri için gundelik hayatı yaşanmaz hale getirecek dizi onlemlerin hararctli savunucusu, hukumetin etkili, sert kışıhği Içişleri Bakanı Friedrich Zimmermann geliyor. 1982 sonbahannda Alman Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'in bir gunluk Ankara ziyaretiyle başlayan zincire, Von VVeizsaecker ve Blum'den sonra çok onemli bir halka da boylece eklenecek ve "Alman çıkarması" surecek. Zimmermann'ın Almanya'daki Turk işçilerinin durumuna ek olarak Turkiye'nin 1986'da kazanması gereken Avrupa'da serbest dolaşım hakkı konusunda da "anlayış" isteyeceğinı^ dolayısıyla, bugune kadar "anlayış" istenen her durumda olduğu gibi, bir takım bildirımlerde bulunacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ankara'da neler oldu, biliyor musunuz? Kohl GeiBter 4» Türk işçilerinin hakkını yemeyin dediler GeiBleı Yani postalama ile entegrasyon birleştırilecek. Yeni yasalduzenlemelerle hayatı son derece zorlaştırılmış Turk lopluluğu, üzerine yönelecek masif entegrasyon önlemleriyle, ıçindeki yaşayacağı toplumun bir köşesine "sıkıştırılacak." Bonn'daki sağ koalisyon iktidarafeelmedenonce bu politikasını olabildiğince anlaşılır şekilde propaganda etti. Dolayısıyla şimdi bu konuda "çoğunluk desteği"ne sahıp bulunduğunu veri alıyor. AÇIKSÖZLÜ BAKAN Bonn hukumeti, sözkonusu politikanın zamanlamasında Turkiye'nin Avrupa ile ilışkilerini eksene alan bir değerlendır me yapıp kendince bir "uygun zaman" saptanmasını da hallettikten sonra atağa geçti. Polıtıkasmın somutlanmasını bir ya kendısını butun hareketlerinde ne kadar serbest hissettiğini gosterdi. Işte Blum'un Ankara temaslarından bazı kesıtler: Norbert Blum, hukumleri gunlerdir basında yer alan yasa tasarısımn Bonn Parlamentosu'nda goruşulerek eylulekim dolasıyla yasalaşmasmı ve uygulamaya geçilmesinı "umdutdarını", "komisyonlar tarafmdan uzun çalışmalar sonucu hazırlanmış ve koalisyon hukumetinin ortak gorüşu olarak benimsenmiş" tasarının meclisten "hükumetin sevkettiği şekliyle geçerek yasalaşacağına mutlak gozuyle bakılabıleceğini" belırtti. "Ama" dedi, "Turk yetkilileri bizi ikna edebilirse tasarıyı geri çekip hukumet içinde tekrar ele alabiliriz." Blum sonra, giderken, "Beni T.C. SARIYER SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN İLAN Sayı. 983/523 Davacı Mehlıka Bakar vekılı tarafmdan Asuman Bakar aleyhıne ıkame olunan vası tayını davasının yapılan duruşması sonundaı Sarıyer, Yenımahalle, O 012/01, S. 72, K 82'denufusa kayıtlı Omer ile Fahrıye'den olma 1933 d.'lu Mehlıka Bakar'ın aynı yer nufusunda kayıtlı kızı Ahmet'den olma 1961 d.'lu Asuman Bakar'a vası tayın edıldığıne daır karar ılan olunur. (Basın. 7758) i Ama yemekler pek güzeldi doğrusu... Kohi Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, kısa sure once Ankara'yı ziyaret eden Çalışma Bakanı Noıbert Blum ve Maliye Bakanı Heinrich Geissler'in dizi fotoğraflarını Stern dergisinin 15 haziran tarihli sayısından aldık. Çalışma Bakanı Blum'un ağzından çıkan balona Stern başka sözler oturtmuştu. Biz, Blum'un ziyaretinin yarattığı "guncel hava"ya uygun olarak balonları değiştirdik. İLAN ŞtŞLt 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1983/15 4. Levent Gümuşhane Cad. Zafer Sok. No. 7 adresınde ıkamet eden ORHAN KARAGOZ'e.aynı adreste ıkamet eden kardeşlen Sevgı Karagoz, Sevılay Karagoz, Tulay Karagoz ve Turan Karagoz'e 11.5.1983 tanhh ve 1983/1532 esas karar sayılı ılamla vası tayın edılmıştır. Keyfıyet ılan olunur. 11 5 1983 (Basın 7759) TEŞEKKÜR Dısk Hernısi (Bel Fıtığı) amelıvatımı başarı ile yaparak bervı esk\ sdğlığıma kavuşturan Hacettepe Unı Tıp Fakultesı Nöroşırurjı Arıabılım dah oğretım uyelerınden SAYIN Doç. Dr. OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL S S ADAK61 YAPI KOOPERATtFİ Olağan Genel Kurul Toplantısı Palanga Caddesı No: 53 ORTAKOY/IST. da 6 AÖUSTOS 1983 cumartesı gunu saat 14.00'de yapılacaktır. GÜNDEM: 1. Açılış ve Dıvan heyetinın seçımı, 2. Kooperatif çalışmaları hakkında açıklamalar, 3. Yönetım Kurulu'na: a Tuzla'dakı arsantn satışı veya kooperatıf menfaatıne değerlendırılmesı hakkında yetkı venlmesı, b. Kaydedılecek yeni uyelerın seçımı ve kesın kayıtları için yetkılı küınması, c. Ödeme mıktarlarının saptanmasında Yoneiım Kurulu'na yetkv venlmesı, 4. Dılek ve temennıler. Yonetim Kurulu Başkanı İZVUR VALİLİĞİNDEN B1LDIRİLMIŞTİR llııııı/ \krkez kadıtekale aletzedelcTindcn cvvcltc 72691051 sayılı Aleı k.ııııuuıını gore hak bahıbı ıken bu kerre "2805 sayılı Imar ve Oecekondu Me\/ıı.ıım ı \vkırı Olarak Yapılan Yapılara Uygulanacak Işlemlet ve 6785 ^dyvlı lm.u kanununun Bir Madcksınm Deği!>tırılmesı Hakkında Kanunun 28'nn Madılı M ' ile, Imar ve Iskan Bakanlığmın 21 4 1983 gun 1981/38 sayılı genel ivsıniH <a maddesı gereğı "Evlı Evlat" durumunda olan aıUlerın hak sahıp lıkkıı ıpıal edılmıştır Hak sahıplıklen ıptal edilen, söz konusu aılelere an ısım liMLİttı 13 6 1983 tanhmden ıtıbaren I av sureyle 13 7 1983 gunu mesaı saaıı ^omıııa kadar heyelan bölgesındekı, 1) Vt/ırağa 2) Inurıye. M Alny 4) 19 Mayı*, *•) Kobova Mahalle MuhtdlıUannda asılı kalataknr I ıMede ısmı bulunaıı aılelere teblığ vırme gevnıck u/ere ılan uUıuut (Bjsın 2(HHı TUNÇALP ÖZGEN'e Dr Ferhan Hamarat, Dr I ıkret Ergungoı ve Hacettepe Hastanesınde yattığım surede buyuk ılgı ve ıhtımam gostereıı Bolum 61'ın tum dokıor, hemşıre, sağlık memuvu s« dığer sağlık ve yardımcı sağlık personelıne ıçtenlıkle teşekkur ederım ELÇİN BAYYURT Yarın: Mal kam: Türklerden geliy«
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear