24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
fRAN 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURIYET/5 YAYEV DUNYÂSINDA İNCELEME ARAŞTTRMA YÖNETEN SAHİN ALPAY Duyduk Gördük Hayati Bey'in sağltğı ve bozuk asansor Hayati Bey, çoğumuz gibi, sağlık konusunda ihmalkardır. tki ayı aşkın, ellerinin kasıldığında, sabahları uyandığında parmaklarının acıyla zar zor açıldığından yakınıp duruyor. Bu konuda tek yaptığı önüne gelerte derdini yakınıp, aynı illete tutulmuş birilerini bulmak, ya da olur olmaz yerde rasutdığı örneğin meyhanedehekim dostlanna tabir yerinde ise, ' 'ayaküstu " muayene olmak. Ama körolası hastalık geçmek bilmeyip, acı da "acımasız" boyutlara uiaştığında isi ciddiye almaktan başka çaresi kalmadı. Dostlarmın yardımıyla genç olmasına karşın, ülkemizin romatizma konusunda en önde gelen otoritelerinden sayılan Sayın Doçent Doktor Hasan Yazıcı 'ya görünmeye karar verdi. Randevu sabah 9'daydı. Hayati Bey, her zaman yaptığı gibi, randevu saatinden beş on dakika önce Cerrahpaşa 'ya vasıl oldu. Doktor'un bürosu beşinci kattaydı. Asansöre ycneldi. Asansörün yanında her halinden gorevli olduğu anlaşılan bir hademe dikiliyordu. Hayati Bey asansörün çağır düğmesine bastı ve beklemeye koyuldu. Bir süre sonra asansörün meşgul ısığı söndü. Ama asansör gelme Ülken'in "Bilim Feisefesi" Hilmi Ziya değişik yaklaşımlara duyduğu ilginin zenginleştirdigi birikitnle yazdığı eserleriyle ve dersleriyle çok uzun stire aydınlarunız üzerinde etkili oldu.. Hilmi Ziya Ülken (19011974) Cumhuriyet Turkiyesi düşünce hayatının en önemli isimlerinden biridir. Farklı akımlara mensup düşunürlerimiz bu yargıda birleşir. Bu açıdan Ülken'in çok az kişiyle paylaştığı özel bir yeri var. 1921'de Mulkıye'den mezuniyetiyle başlayan duşünsel çalışmalanyla Ülken, felsefe, mantık ve çeşitli toplum bilimlerini kapsayan çok geniş bir alanda kaynak gorevi gören çok sayıda eser vermiştir. Marxizm'den İslam felsefesine kadar uzanan değişik yaklaşımlara duyduğu ilginin zenginleştirdiği birikimle yazdığı eserleriyle, lise ve universitelerde verdifci derslerle çok uzun süre aydınlanmız üzerinde etkili olmuştur. (Ülken'in duşünce hayatımızdaki yerinin genel bir değerlendirilmesi ve eserlerinin tam bir dökümü için, İ.Ü. İktisat Fakultesi Sosyoloji Enstitüsü'nün yayınladığı Sosyoloji Konferanslan adh yülığın Ord. Prof. Hilmi Ziya Ülken anısına aynlan 1979 tarihli 17. kitabına bakılabilir.) 1960'lardan başlayarak büyük ölçüde "unutulan" Ülken'e olan ilgi son yıllarda yeniden canlanıyor. Bu canlanışın en iyi gostergelerinden biri, Ülken'in eserlerinin ard arda basımlarının yapılıyor oluşu. Ülken'in bütün eserlerini basmak amacıyla kurulan Ülken Yayınları. ilk basımı 1966'da yapılan Türkiye'de Cağdaş Düşünce Tarihi'nin 2. basımını 1979'da yayınladı. Ülkenin en temel eserlerinden biri olan bu kitabı Turk aydınınm okumadan yapabileceğini sanmıyorum. "Bütün Eserleri" dizisinde ikinci olarak, Ülken'in en eski yapıtlanndan biri olan (ilk basım 1931) Aşk Ahlakı'nın 4. baskısı 1981'de yapıldı. Aynı yıl, Ülkenin Marxizm'e eğilimli olduğu dönemi geride bırakışını simgeleyen Tarihi Maddeciliğe Reddiye'nin (ilk basımı 1951) 4. baskısı İstanbul Kitabevi yayınları arasında çıktı. Ülken'in Soğuk Savaş yıllarında yazılmanın izlerini de taşıyan bu eserinin, okunması gerekli yapıtları arasında geldiği söylenebilir. Ülken'in ilk basımı 1969'da A.Ü. Eğitim Fakültesi yayınları arasında çıkan ve o yıl aynı fakultede verdiği dersleri kapsayan Bilim Felsefesi adlı kitabı da 2. kez basılmış bulunuyor (Ülken Yaymları, İstanbul 1983, 277 s.) Son yıllarda bilim felsefesine duyulmaya başlayan ilginin de teşvikiyle yeniden yayınlanan bu eser, çeşitli bilim felsefelerini sistemli bir biçimde ya da tarihsel gelişme içinde ele alan nitelikte bir çalışma değil. Öte yandan bilim felsefelerindeki çağdaş akımları tümuyle dışarıda bıraktığından, bu alanla ilgilenen okurlar bakımından daha farklı bir değer taşıdığını söylemek yanlış olmaz. Ülken'in diğer bazı eserleri gibi bu kitabı da farklı bir bağlamda değer taşıyor. Ülken Yayınları sorumlulan o bağlamı şu sözlerle belirtiyorlar: "Türkiye'de belli bir düşünce geleneğinin oluşabilmesi için zaten çok az sayılı olan duşünce adamlarımızın yapıtlarını yeni bir gözle irdelemek zorundayız. Düşünce alanında kuşaklar arasındaki kCsiklik ve kopukluğun aşılması ve aynı şeyleri yeniden keşfetme konumuna düşulmemesi için, daha onceki çalışmalarla hesaplaşmamızı yapmak ve onlara bir birikim niteliği kazandırmak zorundayız." ~7\ Tam o sırada asansörden biri çıktı. Asansör bozuk filan değiidi anlaşılan. Sordu: " Hani bozukiu? Pekala çalışıyor işte." A dam eliyle yukardaki levhayı işaret etti. " Bu asansörden gorevlilerden başkası yararlanamaz'' '' Peki hastalar.. Hastalar da yararlanamaz mı?" "Evet, hastalar da yararlanamaz. " " İyı de, o zaman asansör bozuk diyeceğine, bunu söylesen daha iyı olmaz mıydı? " Sormadın kı?" Hilmi Ziya Ülken (19011974) Kısa... rE.K. Shaw / tmparatoriuğu ve rurkiye II ı, Istanbul 1983. 58Cs. ve Ezel Shaw çiftinin e Cumhuriyet Türkini konu alan eserlerisr İmparatorluğu: Osaratorluğu'nun Yük)küşu" alt başlıklı biin Türkçe çevirisi geçsonunda yayınlanmışna yazımız için bkz.: l tarihli sayfamız). Reform, Devrim ve et: Modern Türkiye'>u, 18081975" adını nci cildinin çevirisi de haftalarda çıktı. Pilot ehliyetli mantıkçı papazın çağdaş felsefe tarihi kitabı J. M.Bochenski,ÇAĞDAŞ AVRUPA FELSEFESİ, Çev: Serdar R. Kırkoğlu, YAZKO Yayını, Istanbul 1983, 303 s. ZEYNEP ARLOBA Bütün bunlara, uzun bir listeye yer olmadığından, birkaç örnek vermekle yetinelim ve umalım kitap ikinci baskısını yaparsa, Kırkoğlu çevirisini gözden geçirme fırsatını bulsun. Viyana Çevresi felsefecilerinin ABD'nde yayımladıkları 'Ansiklopedi', "Encyclopedia of United Science" (s.71) değil, "Encyclopedia of Unified Science"dır. (Bu hatanın Bocheıiskiden kaynaklandığını sanmıyoruz.) Heidegger'de "kaygı" karşılığı olan kavram, "Sorge" (s.195) değil, "Angsf'tır. "Sorge1'yi Turkçe'de "endişe"yle karşılamak uygun olabilir. "Ratio essendi/ratio cognoscendi" kavram çiftinin, "Varlık'ın ussallığı/ Bili'nin ussallığı" (s.250) gibi şeylerle ilgisi yoktur. Bu kavram çifti, bir şeyin "varolmasının nedeni/temeli" ve'bilinebilmesinin nedeni/temeli" anlamına gelir. "İlişkiler Mantığı" (s.298), Türkçe'de "Bağlantılar" ya da "Bağıntılar" Mantığı olarak karşılanır. "Öbekler" mantığı diye de bir şe> yoktur; bu herhalde "Kümeler" mantığı olsa gerek. G.E. Moore'un "Refutation of Idealism" adlı makalesi, "İdealizmin Yalanlanması" değil, "Çürutülmesi" olarak çevrilmelidir. Wittgenstein'in, artık Almanya'da bile Traclatus diye bilinen kitabının ilk Almanca karşılığı (s.73), "araştırmalar"la çevrilemez; ya Tractatus tutulmalı, ya da Deneme, İnceleme gibi bir karşılık verilmeli. Heidegger'in "Geworfenheit"i "bırakılmışlık"la çevrilirken (s.194), "Sich\orwegsein"ı "atılmış"la karşılamak (s.195) yanlıştır. Birincisi "fırlatılmışlık" ya da "atılmışlık"tır; ikincisi ise, "kendi (kendisi)nin zaten önunde olmak" gibi bir anlama gelir. Çevıriden birkaç tane de bozuk Türkçe orneği vererek bu eleştiriyi bitirelim: '•'... ınceleyen öğretiden büyuk olçude yüreklilik almışlardıP (s.22). "... dizgeler.. guçsüzlukler banndırmaktadırlar" (s.91). "Bu çizelgeler yardımıyla, özgül tipte bir kategoriler bütününun aracılığıyla, Kant'ınkilere karşıt ve varolan varlığa uygulanması gereken bu kategoriler yoluyla varoluş betimlenebilir" (s.222). misti. Şaskınlıkla hademeye baktt. Gorevli oralı bile değiidi. Beş dakika kadar bekledi. Boşuna. Asansör gelmiyordu. Dayanamadı sordu: " Asansor bozuk mu?" ' Bozuk." ' Peki kardesim, bak beş dakıkadır uğraşıyorum. Bozuk diye uyarsan olmaz mı?" " Sormadın ki.. " " Sormak gereğinı duymadım. Çunkiı çağır düğmesine bastığımda aslansor harekeıe geçmış, inmeye başlamıştı." " Itl" Hayati Bey' 'in sabrı tasmıştı. " Bak arkadaş," dedi. "Ben basın mensubuyum. Yani gazeteciyim. Üstelik romatizmam var. Beş katı tırmanacak gücüm yok. Asansörle çıkmaz zorundayım." Gorevli. basın, gazeteci sözcüklerinden, ihtimal yeni tasanyı henüz okumadığı için, eni konu etkilenmişti. Insafa geldi. " Şımdı oldu ışte", dedi. "Gazeteci otdui>unu neden söylemedin?" Hayati Bey, öfkesini zor bastırırak soruyu yamtladı: " Sormadın ki?" Ödeşmişlerdi. Titiz mi, pasaklı mı? ABD'nin eski Dışisleri Bakanı Henry Kissinger'in eşi Nancy Kissinger, Hilton Oteli'ne gelir gelmez kat görevlileri "Ne kadar titiz bir hanım," demişler. Sancy Kissinger bavullardan çıkarttığı bütün elbiselerini hemen ütüye göndermis. Otelin ütüsü bütün gün Sancy Kissinger için çalışmış... Bayan Kissinger, otelden ayrıtırken kat görevlilerinin taktığı isim bu kez "Pasaklı Sancy" olmus... Sedeni de Sancy Kissinger'in kül tablasını kullanmayıp hem sigarasmın küllerini hem de izmaritlerini odanın halısı üzerine atmasıymış... her zaman coşkuyla karşılanır bu coşku, çeviri yanlışları, terim 'Dunyaevi' adıyla Jozef, 'ila tutarsızlıkları, anlam kaymalan gibi etkenlerle yitirilmezse, ne hi' adıyla Innocentius M. Bocmutlu! heriski, çağdaş felsefenin ilginç Bocheriski'nin kitabı, hem simalarından biridir. 1902'de Polonya'da doğmuş, hukuk ve ik başlangıç açısından üniversite oğrencisi hem de meraklı felsefe tisat öğrenimi gördukten sonra, okuru için derlıtoplu bir bakış 25 yaşındayken Dominiken mezverme olanağına sahipken, Türkhebine katıjarak papaz olmuştur. çe çevirisinde, bir dilterim karÖğrenimini felsefe ve dinbilim gaşası haline sokularak, yukarıalanlarında, İsviçre ve Italya'da sürdüren, her iki alanda da dok da sözü edilen coşkuyu hemen ilk sayfalarda kesiyor. tora alan Bocheriski, 1938'de ulÇevirmen, kitap üzerinde yazkesine dönerek Krakau Üniverdığı kısa tanıtma vazısında. vasitesi'nde eylemsiz doçent olarak ngar / Devrim Ta bulunmuş; savaştan ve rejim deoplumbilim Açısın ğişiklikliğinden sonra 1945'de İsviçre'ye giderekFreiburgÜniverürk sitesi'ne "olağanüstu" profesör tabevi, tstanbul 1983. olarak girmiştir. Pilot ehliyetini ise 1970'de, 68 >ngar'ın daha önce yaşında almıştır... Bankası Kültür Yayında çıkan ve dağıtımı sıDünyanın sayılı universiteleuı Atatürk ve Dev rinde konuk profesörluk yapan nlan(1981)başhklıkiBocheıiski'nin, ana dili yanında, ik bir başlık yanısıra, Latince, Almanca, İngilizce ve ek ve değişiklikler ile Fransızca yazdığı çeşitli yapıtlalasıldı. Kitabın birinci rı vardır. Ünlü Lukasie^icz'in :erine Mete Tunçay ile kurduğu Varşova Mantık Okusındaki karşılıklı yazılu'nun 'dışardan' üyesi olan yet Sanat Dergisi'nin mantıkçı, ozelikle Grek ve Roma 1981 sayılarında mantığı tarihi uzmanıdır. Bazı nıştı. monografilerinden sonra 1951'de İngilizce yayımladığı Antik BiBaşar / Türkiye'de çimsel Mantık adlı yapıtı, bu alaada Kooperatif Ku nın temel kitabıdır. 1956'da Bin Sosyo Ekonomik çimsel Mantık adıyla Almanca yayımladığı yapıt da, özgun metinlerden ve kısa yorumlardan oluşan bir genel mantık tarihidir. üniversitesi Yayınları, Bu yapıtın kapsam ve kaynak de83, 212 s. ğeri bakımmdan benzeri yoktur. ratifçiliğin teorik temelJ.M. Bochenski Bocheriski'nin mantık dışında, ,1i ülkelerde kooperatif genel felsefe alanında pek bir et zarın dilini " a n " ve "saydam" ıra etkinlik kazandırkinliği olmamıştır. Burada çevioluşu yönünden överken, "kenıcıyla ahnan önlemler ve risini sözkonusu edeceğimiz yadi dilimizdeki kavram kargaşası:ifçiliğin Türkiye'de gepıtı 1949 tarihlidir ve daha çok nın önümüze çıkardığı engeller'1 jamalarla çeşitli iş kol'popüler' bir felsefe tarihi kitabı den soz ediyor, bunu da "henüz .lışma alanları açısından niteliğindedir. embriyon halinde bulunan" felızeyleri konularının ele Türkçe felsefe kaynaklarının sefemize bağlıyor. Kitabı okuçahşmada yazar, ulkeazlığı her zaman zorluklar yaratdukça, çe\'irmenin daha baştan ooperatifçilik alanında mıştır. Yabancı dil eğitiminin çok bir suçlu bulup ilan etmesinin masını gerekli gördüğü sınırlı ve yetersiz olduğu univernedeni anlaşılıyor; çünkü çeviri ar üzerinde de duruyor. sitelerimizde, derslerde yardımcı gerçekten bir "kavram kargaşakaynak olarak öğrencilere onerisı" halinde. a Balanıan/Gelenek lecek kitapların azlığı, kimi zaTerimlerin karşılıkları konuman dersin akışını büyük ölçüsunda yer yer bilgisizlikten, yer ıre ve Törenler de etkiler. Bunun yanında, sadeyer de tutarsızlıktan kaynaklaayınlan, İzmir 1983, ce Türkçe okuyan 'amatör' fel nan gariplikler var çeviride. Kisefeciler de aynı zorlukla karşı tap adları da kimi zaman yanlış karşıya kalırlar. Bu yüzden, bir k ve Akrabahk Türleri çevriliyor, kimi zaman çevrilmifelsefe kitabının Türkçe çevirisi e TeVe Köyü Genel Etyor, ya da asıl adları verilmiyor. ası (1982) adlı kitaplanyığımız Balaman'ın folkIkbilimi) dalındaki doezi, Ege köylerinde topTuncay Artun, TÜRKİYE'DE "SERBEST FAIZ :rilere dayanarak, kırsal POLİTİKASI, Iekin Yayınevi, İstanbul 1983, 87 s. ;eleneksel töre ve törenıceliyor. Bir ust kademe banka yöneti rarlarıyla uygulanmava baslanan cisi ve Türkiye'de Bankacılık bu politıkanın başanlı ohıp ol(1980) adlı kitabın yazarı olan madığı hakkındaki yargıyı yazar, len Parlak / Yunan Tuncay Artun'un yeni kitabı, tarihe ve "gerçek ekonomistlere" n Nasıl Gitti "Uluslararası Bankacılık Buna bırakıyor (s.2829). .osyal Hizmetler Vakfı lımı", "Türkiye'de 'Serbest' Faİkinci denemede yazar, 4 HaYayınları, İzmir 1983, iz Politikası" ve "Bankerler So ziran 1980 tarihli kararname ile runu" başlıklı üç denemeden ashnda "serbest faiz" politikasıbir gazetecı olan Turkoluşuyor. Yazarın faiz politikala na geçilmediği, gerçekte "1980 rlak'ın İşgalden Kurtulurı mihverinde dünyanın ve ulke Temmuz'una kadar devlet güdüiki cijtlik eserinın ıkıncı mizin çeşitli güncel iktisadi so munde bankalarca esnetilebilen Ege'nin Yunan işgalinden runları üzerine göruşlerini, deği faiz politikası"nın yerini "IMF şunun aynntılı bir tarihi şik bir üslupla dile getirdiği bu gudümünde ve yine bankalarca ıi taşıyor. Parlak, kitabıdenemelerin ilkinde, dünyada esnetilebilen faiz politikasf na bırken, "Amaç, kanlı serü1970'lerin ortalarında girilen ik raktığı (s.49) ileri süruluyor. e onun açtığı büyük yatisadi bunalımın temel nedenletekrar ortaya konulması Artun'un denemeieri okura rinden birinin, "çağdaş tutucu sorular sorduruyor: Faiz oranlaızun yıllardan beri banş yasayan Türk ve Yunan politika" olarak nitelenen mone nnın devletçe belirlendiği faiz ının büyuk değer verdiği tarist politikalar olduğu savunu politikalan terkedilmemeli mi'unan dostluğunu akıllaluyor. Türkiye'de de 24 Ocak ka dir? Faiz politikalarında "devlet sdelemeye çalışan yeni hain uyanlmasıdır" diyor. Yurdsever/Türkiye'de Niyv birazını alakoyTnadınız? II. Murat'm usta bir avcı olduğu bilinir. Yine ava çıktığı bir gün birkaç derviş yolunu kesmiş. Küstahca bir tavırla: "Paaişahım, butün bu diyarları sana biz aiıverdik", demişler. "Buna karşılık bize mamur bir koy ihsan et de hem sana hayır dua edelim, hem de sayende ömrumüzün sonuna kadar rahat yaşayalım." Padişah acı acı gülmüş ve: "Bre budalalar", demiş, "Madem buralarıbana siz almıştımz, niye birazını kendinize alakoymadınız da hepsini bana verdiniz?" Konu gene işsizlik Geçtiğimiz günlerde "Sakatlar Haftası" törenlerle nutuklarla sona erdi. Bu arada yetkili ve etkili ağızlar her işyerinde belirli sayıda sakatın mutlaka çalıştınlması gerektiğini söylediler, durdular. Ankara Körler Ortaokulu niezuntun < aramaya git> tiklerinde kapılann yüzlerine kapandığmı söylüyorlar. Dilekçeleri bile geri çevriliyor. "Sakatlar Haftası"için okullarına gelip konuşma yapan yetkililere sorunlarını anlatacak olanak dahi tamnmadığından yakımyorlar... KEVI KIME DUM DUMA Behiç Ak /nsanlartn efmesine a(ıjomadım p y ukıİKjçrurn ki d'ycr bülün nerseyi btcak fmonkğm ^ p ^ 5onmlarının iüYunâe. Kencümı onun HİZMETCİLİKTErV P£ K TARIHTE BUGU1N Mümtaz Arıkan RÜZGÂR GİBİ GBÇTf. 1356 'DA BU6ÛN, MAR6AG£T MITCMEIL'İN "RÛZ6ÂK Gigi GEÇTİ" KOMAA/I İLK KEZ BA. SjLMI$Tl. EBTESÎ Y/L PULİT2BK ÖPÜLÜ AIAN ROMAN, 1339'M FİLME ÇEKİLMİŞ, A YNt YtL OSCAK ÖOÜLLE&NİN BEŞİNİ BİRDBN AAZAA/M/fr/. VlCTOR FLEKUNĞ'IN YÖAJETTİSJ FİLM, 19(,8'P£, TOmm. SİSTEMİNB UYA*. LANMIŞ VE BÜrÜK İL&İrL£ /£Nİ PEN İZL£NMİŞrİ. YANDA, "ŞCARLETT O'HARA*HOUJNDEkj VIVIEN LEISH, "(ZHETT BurLER*ROLÜA/. PEKİ CLA&K GABi£ /C€ GÖRCU.ÜYOR. 30 Haziran UZUN B/CAKLAR GECESİL 1334'TE BUGÜN,HİTl£R,NASYOHALSOSYALİST PAKTİ'DE,KANLI BİR TEMİZLİKEYLEMINE &IRİÇTİ. NA2İ PARTİSİNlN KUfiuLU$U VE SUÇLENMESİUOE BÜYUK KATKILARl OLAN KAHVEKENGi 6ÖMLEKLİ SA"LAR YARIASKERİUİLİSLEBDİ.KUKUCULAHI HfTLER 'İM ARKAÛ4ŞI ERAJST fZOEHM 'uü. kURULUŞ DEI/RESİMPEKİ ÖMEMLEft TABT/$/L UAZ OLAN "SA "LAR, GİDE&EK Nİr. LEfi '£ AYAAC &4£l OLAAAYA </E UYMAMAYA &AŞLAMIŞ"SS"L£eLS İ$BİRÜĞİ YA PAN HİTL£#, &A$TA &O£HM 0 MAK ÜZE2E 5:000 "SA*y/ 8i* \ 4 GECE.DE ÖLPUBTİ'P SORUMJ'ÇÛZPeA ' SAĞDA'SA' LİOERİ ERNST ROEHA4. Faiz politikası üzerine denemeler gudümü" ile " I M F güdümü" arasında ne gibi bir paralellik görulmektedir? "İstenilse de istenilmese de Türk ekonomisi bundan böyle kamu önderliğinde ve denetiminde bir 'büyüme süreci'ne girecek. O süreçte de 'arztalep' ve 'serbestiyet' safsatalarının yerini üretim ve fınansman planlaması gerçeği alacak" (s.10) demesine bakılırsa Artun, ekonominin devletçe yönlendirildiği güdümlu politikalardan yanadır. Ve belki de Türk ekonomisinde kamu sektörünün zaten mevcut olan ağırlığını ve kamu denetimini yetersiz bulmaktadır. Bu gorüşlerin bir özel sektör yöneticisi tarafından savunulmalan ilginçtir. Ancak, Türk ekonomisinin neden "istenilse de istenilmese de" ve, üsteük, "buodao böyle" bu yola gireceğı kitapta açıklanmıyor. 50 YIL ONCE Cumhuriyet İstanbul bugün Biiyük Gasi\e kavuşuyor Reisicumhur Mustafa Kemal Hazretleri bugün şehrimizi teşrıf edeceklerdir. Gazi Hazretlerini hamil bulunan trenin bugün öğleden sonra Haydarpaşa'ya muvasalatı beklenmektedir. Büyük Gazi, İstanbul"u teşriflerinde merasim yapılmamasmı emir buyurduklanndan, keyfıyet Başvekaletten tstanbul Vilayetine tebliğ edilmiştir. Reisicumhur Hazretlerini Vilayei hududu haricinde istikbal için l'alı Muhitnn Bey, Kolordu Kumandanı Şukrü Saili Paşa, C.H. Fırkası İstanbul idare heyeti reisi Cevdet Kerim Bey dun akşamkı trenle İzmit'e gitmişlerdir. Bu heyet, İzmit'te Gazi Hazretlerinin bulunduklan trene binecek ve Reisicumhur Hazretlerine İstanbul şehrı namına beyanı hoşamedi edecektir. Reisicumhur treni iki gün evvel Ankara'ya gitmiştır. Riyaseticumhur muhafız kıtası efradı ile Riyaseticumhur mızıkası dun şehrimize gelmişlerdir. 30 Haziran 1933 Sııliillrri'nıızüe Balıkçılık genıisi. siınger tetkikatinde bulunmak uzere bugünlerde Mersin ve havalisine gidecektir. Hidrobiyolog iskoçyalı doktor Simpson 'da gemi ile beraber gidecektir. İki sene için memlekeümıze getirılmiş olan mutehassıs Simpson'un mukavelesi iki sene daha te>ndit edilmiştir. Süngercilik şirketi ile yapılan projeler vekaletçe tetkik edilmektedir. Fabrikafor ve afeiye sahipleri Makme ve dtmir j<len)t mes~ul Ubnkalar Avnjjjjdaki Ubrikılır gıbi ucuz vr fcrı mal çıkarnuk ASRÎ İLK KEŞiF uıutfi ile çtlifHİmniT "Uzun muddct Avrop» («brlkı'armd» çalijtn. nımuzu i!« Istınbul 176 No. posta kufu<u adre•iB iint murıcaM I ^ B ' ı Darbe GirişimJeri L964) Neşri>at, İstanbul 1983, yılında İ.Ü. İktisat FaSiyaset Bilimi kürsüsüne sek lisans tezi olarak sualışma, 19601964 yıllaında Türkiye'deki askeri girişimleri olaylarının toplu bir biçimde sunulıı amaçlıyor. Herhangi bir leyici yaklaşımın soz kolmadığını belirten yazar, lan, konuya ilişkin anılavnnfplerin vh elden eel MARMARIS Ortaokul ve Lise mezunlarına. MARTIHOTEL İŞ GARANTİSt ÖMERTATİLKÖYÜ36.500 ( ŞDASI 55.000 ^ S OL AN AKLARL Ilkokul mezunlarına T.M.TOTELI yarımpansiyon maiinj BODRUM BARBAROS BULVARI, 35/3 BEŞİKTAŞ İSTANBUL Tel.:161 10 74161 82 26 KADIKÖY İRTİBAT 337 61 07 tunzmseyahat rtur r.c™ FETHİYE 2 6 5 0 0 SEKETUR MOTEL 18.500 ALAADDHSIOTEL ALANYA 30500 AKTUR VİLLALARI AgurubuMOI TELEX.26I050RORTR Dört kişi 55.000 TL.'den itibaren dönüsOfbtdaki ikramlar.RehberlikhizmetleriJesıslerde 8gün 7gece • 55.000 DAFÇA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear