Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 8 İC HAZİBAN 1983 ın kaynaklarına dogru ftöportaj : Onat KUTLAR/Fotoğraftar: Yavttz ONAR * 1 ~ ankara.anka Müşerref HEKİMOGLU Çekirgeler ve Karıncalar Soguk bir gündü, evde hasta yatıyorum, pencerede kar. tipi bastırıyor. Karşımda genç bir kadın, gözleri dalıyor birden, güzel yüzüne hüzün çöküyor. Ne düjünüyorsun? Rabamı düşünüyorum, diyor Bu aksam eve ekaıek rötüremez, bu yağışh havada çalışamaz. Ben sormadan ekliyor sonra: Babam Sakarya Çarşjsı'nda hamalhk yapıyor abla. Sonra kar tipisi gibi Ayten'in öyküsü bastınyor. Sakarya Çarşısı'ndaki hamal 11 kişilik bir ailenin babası. Çocuklardan biri dogustan felçli. öteki çausırken sakatlanmış. o da yatalak, bir kız bizim kapıcıyla evli, ötekiler okuJda ama kolay degil okumalan. Hamal baba ekmegi güç getiriyor eve. Bizim kapıcaun eşı gündelige gidiyor katlara, kardeşlerine yardım ediyor aldıgı paradan. Kar dısarda değil yüregimde başladı birden, sıcak yatak soğuyuverdi.. Eotanik Parkı'nda ağaçlar yeşerirken kapıci züi çaldı. Abla Allaha ısmarladık, üst katHaki mühtndl» bana iş buldu, LJbya'y» Kidiyorum. Pekiyi eşin, çocuğun?. O annesiyle otnracak, çocnkla (alısamjyor biliyorson, orda kardeşlerine bakar, annesi çabşır. Güzel eşine sırıl sıklam asık bizim Mustafa. Konuşurken şimdiden özlemle yanıyor gözleri. Uzun bir aynlıgm acısıyla geçim sorununu çözmenin sevinci çatıçıyor sesinde. Onlar gitti, bir baska kapıcı geldi ait kata. îki küçük oglu, kucakta bir klzı var. Kat sahipleri çocuklu kapıcı sevmiyor. Bizim Sivaslı da bir günah işler gibi doİaşıyor merdivenlerde. Kucaktaki kızın yüzü çok soluk. geceleri de ağlıyor. Merdivende bulustuk bir gün. Bu kız çok ağlıyor, hasta mı, dedim. Ana da ağlamakh. Yakında köye gideceğiz, seni rahatsız etmez, dedi. Asıl bu söz rahatımı kaçırdı. Rahatsız değilim, bır yaranm olur mu diye soruyorum, doktora gölürelım knı, dedim. Gözleri oarladı Kemikleri pelişm«ni?, hava ve gttne^i lstermis, onun için bahçelerde dolaşıyorum abla. Doktor, nastane, kuçük bebeğin sağlık raporu bir utanç belgesi gibi çarptı yüzüme. Besin yetersizliği, havasız, güneşsiz bir odacıkta oturmanın sonucu.. Bir kaç hafta geçti, kapıcı izfn aldı, köyüne götürdü ailesini. Şimdi meyve vakti, orda daha 1)1 beslenirler. Burda mümkün olmoyor, dedi. Bir kaç yıldır bana yardıma pelen kadın da köyüne göçtü geçen gün. Hasanoflan'dald evi kiraya veriyor, köye sldiyoruz, yasam giderek güçleşiyor, ftelirimlz yetmlyor, köy yerinde tarlanun ekeriz, eunalan satanz, nrünmnnzle geçiniriz. En azmdan yol parası yok. tlerde Jşyeri açılırsa yeniden geliriz belJd Hürü'ye büyük saygı duyarun, çileli ve yürekli bir kadın. Kar kış demoz, Hasanoğlan'dan Çankaya'ya, Oran'a gelir çalışır, sonra evine gider kocasına bakar. Kocası işçiymis, sakatlanmış, Hürü kollan sıvamış, oğlanlan okutmuş, ögretmen olmuş biri, öteki askerde, üçüncü iş bulamadı bir türlü sonunda ona da köy yolu göründü... Kısa sürede yasadığım olaylar buniar. Vaktiyle toprakla geçinemeyip büyük kente göçenler, dağlan, bayırlan gecekondularla donatanlar, küçücük bahcelerine, yağ tenekelerine çiçekler dikerek bir toplumun yasama gücünü kanıtlayaniar bugün yeniden topaga dönüyorlar. Gecekondular da boş kalmıyor, küçÜK bürokratlar taşınıyor tepelere. Sağda solda partiler kurulurken bu olaylan düşünüyorum yeniden, bireysel olaylar ama toplumun genel resmini oluşturuyorlar. Bruegel'in tablolan gibi poliükaya soyunanlann bu olaylara bakışı nedit acaba?. Kurucu listeleri, listede yer almak için çekirge turu davranışlar, akıl almaz kulisler güzel de, toplumdaki beklentileri nasıl değerlendiriyor bu kadrolar? Kimi kişileri hâlâ büyük bencillik içinde görmek bana huzün veriyor dogrusu. Aradan 3 yıJ geçti duşünmeye, sorunlara çözüm için yenilenmeye, bir diisünce uretmeye hâla vakit bulamamışlar gibi... Bruegel'in tablolarını ilgiyle seyrederim hep. O tablolarda en küçük ayrıntılar bile ayn bir resim niteliglni taşır, ama bütün içindeki yerini, rengini hiç yitirmez. Demokraük yaşamın vazgeçilmez kuruluslan slyasal partilerde de bunu görmek istiyor insan. Bir eroekli general, bir oramiral, bir profesör, bir plancı, bir eski politikacı, önemli bir kuruluşun 'başkanı, ya da danışmanı. Bir işadamı bu siyasal tabloda niçin yer alır. O slyasal kuruluşun politikasına bir katküda bulunmak bir orkestrasyon oluşturmak için degil mi? Vitrin degıı parti oluşuyor, çekirdek değil, o çelördekten üreyen polltikayı bekliyor milyonlar. Güzel sözler yazın edebiyatına örnek olacak çok programlar gördük ama yukarda örneğini verdiğim olaylar da yaşanıyor her gün. Kimileri de hayli kararasar, geleceğe umutla baxmıyor, sorunlara çözüm arayanlan yetersiz buluyorlar. Buna katılmıyorum ben, Steinbeck'in kanncalannı çocukluğumdan beri çok severim. Suyu geçmek gerekiyor, herkese bir görev düşüyor. Bu görev başanlırsa güçlükleri aşabiliriz. Kanncalarui özverisini insanlardan •beklemek çok ters mi acaba, bencil davranıslara güzel bir yanıt veriyorlar. Çevrelerine de umut. Çünkü dünyamızı asıl bu gölgede kalanlann çabası aydinlatır. Projektörier yanar ve söner ama onlann ışığı tukenmez hiç bir zaman... M HARRAN KALESİ Ça£lar boyu çeşitH btilalara ufcrayan Harran K&lesJ etraftndaki kannca ynvalan ribl ktiçük. kerplç hugiarın yanında oltfukça gttrkemli görülüror. i Harran'ııı tarihi, iıısanııı başını döndürüyor 5« Ve Terak, oğlu lbrahlm'i torunu Lufu. gettni Sara'yı beraber aldı ve Keıun dlyanna gitmek feere Kildanilertn Ur jeh. rinden onlarU cıktı, ve Haran'a geldiler ve orada otnrduUr. Ve Terak'in gnnleri iki yüz beş yıl olda, ve Terak Haran'da öldii. Ve RAB, tbrahime dedi: Memleketinden, ve akrabanın yanındao, re babanm evinden, sana fösterecefim memlekete ttt, ve aenl büyük millet edecegitn ve senl mübarek kılacağım ve senin adnu büyük edeceffm Ve tbrahim RABBtN kendisfne söylediÜ gibl *Rtl. Lut da kendlsiyle be raber gitti, ve İbrahlm Haran' dan glKifi vakrt, yetmiş beş yaşısda idl, ve tbrahim kansı Sara' yı ve kardeşinin oglu Lut'u, Haran'da kazanmı? oldufu bütün malları ve edinmiş olduklan canlan aldı ve Kenan diyarın» gltmek uzere çılrtılar . » Ve şimdi milattan önce 556 yıundayız. Büyuk Babil împara torlugu'nun son yıllannda. Babilonya krallık tahtma Labaşi Mar duk geçmistir. Ktiçük bir çocuktur Marduk. Çocuksu kararları ytizünden üke karmas&. içindedir. Eski çag kentinden günümüze kalan köy B Harran'ın yeni adı T evrat'ın en başında, Tekvin bölümünün II. ve 12.Cİ bablannda aynen böyle yazar. tbrahim Peygamberin mem leketi Harran, insan soyunun tarüıinin henüz efsanelerle karışık olduğu o binlerce yıl öncesinde ünlü Meîopotamya ve Mısır başfcentleri ile bir arada anılıyordu. Sultantepe'den aynlıp bir silre güneve gittikten sonra asfalt yola çıktık. Bir işaret «Alünbas»k»ı gösteriyordu. Bozovalı Mehmet'e «Altıntaşak neresi?» diye sordum. «tste Harran'ın yeni aaı Alttnbaşakdın dedi. Bu isünleri değiştirenlere güldüm içimden. Kimbillr ne sanıp değistirmişlerdi Harran'ın beş bin yıllık adını? Serap yeniden başladı ve yol, uçsua bucaksız ovada, dümdüz gidiyordu. AtatUrk Barajı ve Urfa tüneli tamamlandıgmd» Fırat'ın bu büyük ovaya akacak olan sulannın doguracagı bereketi düşünmek bile heyecan vericiydi, biraz da hüzünJü. Çünkü bundan binlerce yıl önce «iki ırmak »r*sı»nın bUyük uygarhklan bozkın ve çölü sulamanın yollanru bulmuslar, tuz ve kum arasında sıkışan bugday tohumlarmı bugün bile mucize gibi görünen usullerle yesertmijterdi. abil Imparatorlugu'nun son yıllanyla ilgili düşlere öylesine dalmışız ki Harran'a geldiğimizi farketmemisiz bile. Kövün Halep kapısı denilen yönünde jandanna kara kolunun yakmında durduk. EHimde, Ulkemiz için hâlâ en önemli srkeolojik rehber niteligini tasıyan ünlü «Gnide Bleu», bu çok önemli eski çağ kentinden günUmüze kalan küçUk köye bakıyordum. Yanımıza karakoldan iki jandarma yaklaştı. Biz onlann bir kontrol yapacaklannı sanıp kimliklerimizi hazırlarken onlar konuşmalanmra işitecek kadar yaklaşrnca durdular. Biri öbUrüne «fiunUr Tflrk» dedi. Yeniden karakola dönüyorlardı, Yavuz seslendi: «Hetnşerim bir dakik»». Yanımıza geldiler. Kısa bir tanışmadan sonra öğrendik. Biri Urfalı öbürü Tokatlı bu iki delikanlıyı Urfadaki jandarma komutanı, Almanca ve tngilizce bildikleri için Harran'a (afedersiniz Altın löman Sabilier yaşıyormuş. Sabiiier ilginç bir mezhrp. Buniar arasmda pagaa külturiin büyük ölçüde )asadıtuu, Ay Tanrmtun önemini korıdu^unu tarihçiler yanyorlar. M.S. 1100 yıllanndan sonra Harran. Haçlı nrduları ilr Mutiul Atabpk'i ve Artuklular Urafuıdan fetbedUmJf. Harran'ın önemli bir merkeı otanaktan çıkısı 1260 yılında. Mofol Istikisı bu ÖDemU kentl baska bir çok Anadolu fcenti ffbi yok etmis.» Harran Kalesi'nin yilksek kemerli kapılanndan gölgeU ve genis boşluklara giriyoruz. Aşafılarda kannca yuvalan gibi küçük, kerpiç huglara bakarak kaJeyi daha da gorkemli buluyona. A ksama kadar Kaleyi, Büyük Camii ve rasathaneyi, daha eski dönemlerden kalmış olması gereken yantları dolaştık. Anadolu'da. hatta I*feaopotamyada Ay Tanna"na yapıimış en büyük tapınağın bulundugu bu yerde gece ayın dogmasını bekledik. Gerçekten günes battıktan sonra biiyülü bir gece başladı. Testekerlek ayın ısıgında yıkılmıs y«pılar canlanır gibi oldu. Çevrede sadece agustos böceklerinin uç suz bucaksız bozkırda kaybolan sesleri. Ay tannsı için yapıbmş tapınak İbrahim Peygamberin memleketi Harran, insan soyunun tarihinin henüz efsanelerle karışık olduğu o binlerce yıl öncesinde ünlü Mezopotamya ve Mısır Başkentleri ile bir arada anılıyordu. Tarihin alacakaranhğına yolculuk H arran'a kadar yol uzun. tsterseıüz bu arada bız tarihin alacakaranlıgına, tnilattan üçbüı yıl öncesine kısa bir yolculuk yapalun. Sultantepe'de Gügamış Destanı'ıun par. çalannı bulmuştuk. Urukiu Gılgamış, Sumer uygarlıgı ile ilgili bilgilerimize göre, Tufan'dan sonraki Sumer krallan listesinde Erech I sulalesi'nin 6 ıncı kralı olarak görünliyor. Oysa, Gılgamıştan çok sonra gelen ve aşagı yukan M£>. 3100 yıllanna rastlayan I. Ur sülaleslne kadar olan Sumer tarihi haıa efsanelerle kanşık. Sumerierin kö'keni de bilinmlyor. Billnen tek şey Sami ırkından olmadıklan ve siyah saçU olduklandır. Bu yUaden onlara «karabaşlar» deniyordu. Ister başka yerden göçüp gelmiş olsunlar, isterse Mezopotamya'run yerlisı olsunlar, Sumerler, Fırat ve Dicie ırmakJan arasında yeryüzünün bugüne kadar bilinen en eski uygaruğını kurmayı başarmış olan ulustur. Kurduklan ola^anustü özelliklere sahip kentlerde ür'da, Urukta, Babil'de sadece saraylar, tapınaklar yapmakla kalmanuşlar, binlerce kil tabletten oluşan kit^ptıklar oluşturmuşlar, Hamurabi Yasalan gibi evrensel hukukun temellerina atmışlar, kanaliar, yollar yaparak insan aklının mucizelerini gerçeflüeştirmişlerdir. ilattan önoe 2000'e dogru aynı bölgede tarüt sahnesine çtkan bir başka krallık, Asurlular, bu tarihten sonra, Sumerlerin kurduğu Babilonya'nın azüı duşmanı olmuştur. Kitler Almanya'sı gibi görkem'i ve kanlı bir öfkeyi aynı zamanda slirduren Asur krallan bir yandan Babil'e rakip olarak dev yapılarla suslii Ninova'yı kurarken öbür yandan Babil'i bir çok defa yerte bir etmişlerdir. Bu öfke bazan öyle boyutlara. erişmiştir ki, örnegin Asur kralı Sanherib. M.ö. 689'da Babil'i zaptedip çoluk çocuk herkesi kılıçtan geçirmekle, binalan yok etmekle yetinmemiş, yıkıntılardan arta kalan Babil top rağım uzakiara taşıtıp ruzgârda savurtmu^tur. BabU son yükselişini, Yeni BabUonya döneminde, M.ö. SH562 yılları arasında Kral II. Nabukadnezar zamarunda yaşamıştır. Bugün. Mezopotamya'da kazılarda bulunan bir çok yapı bu dönemindir. Ama yukselisin hemen ardından çöküş de gelmiştir. HARKAN1N KEKFtÇ HVGLAKI Tffafcıhfc «y if^mda ytblnuf yapü»r cantaaır gibi oinvordu. Harnn Mytafa kerpiç hu^lan •yışığı altında Urial, bayaJgficOmfizde yeniden canlaadınyonhı. Atatılrk Barajı'nm bu yöreyc vereceü bereketi dfişfinmek beyecan vericl ve biraz ds büıünlüydfl. basak'a) yollamış. Yabancı turistlere yardımcı olsunlar diye. Bize de bildikleri kadar yardımcı oldular. Kale'yi ve Emevi Hukümdan II. Mervan tara/ından, eski tapınagm yıkıntılan üstünde kurulan «Büyük CamiUin bulunduğu yeri gezdirmek üzere oradaki Kültür Bakanlıgı görevlisini buldular. Az sonra. Kültür Bakanlığı'mn görevllsi ile birlikte, HarranTa ilgili tum fototranarda gördügUmüz kerpiç kubbeli evlerin yanından geçerek kaleye dogru ılerliyoruz. Görevli Harran'tn tarihini oldukça doğru bir şekilde anlatıyor; ben de Guide Bleu'den izliyorum: Tarihi en azından hayalgticunıuzde yeniden canlandıran böy le bir anda, Babil lmparatorlugunun yukarda yaran bırakttgınuz serüvenini sUrdurebiliriz. Gene MÖ. 556 yılındayız ve Babil tahtmda çocuk imparator Iâbaşi Marduk var. Ülke karroasa içinde. Işte o karanük gür. lerde Irak'ın kıızeyinde TSUma Vahasında bir komutan oturu yor. Adı Nabunaid. Babilülerin yasalara uymamasından. karmaşadan bıkmış ve çekilnvş vahaya. Olup bitenlere kiismüs bir hali var. Bir gece düstmde Ay Tannsı Sin'i görüyor. Tann diyor ki ona «BabiJ'e git. TaMs otnr. Ültentn durunmıuı duıclte GÖrkem ve kanlı öfke birarada M Harran'ın tarihi arran adına Uk kec, M»ri'de batanan bir metiade raatlıyoruz. M.Ö. 2000 yüıns ait olan bu metinde bir antlasmaouı Harran'da Ay Tannsı Sin'e «Jt tepmakto imTiUnclığı yaalı. Daba sonn bu Upmak Mecopotamya KraiUn tsrafındaMı üç defa onanlmı». Hansn değişik zamanlarda Babil, Asur. Med, Ronu, Fart ve Sasaıdlerln egemenHğlne geçmiş. Hepsinde de dnemli bir merkeı obna nitelliini korumaj. Rotna İmparstom <^»>»^fH», MJS. 217 yıbnda Sia tapoı*guHUa sanyma ddnerken Makrinus tarafmdaıı iUürihaüf. 63» yıhoda Arap tsemeali&ne pscen Harraa'd» HuHt&mtar v H Sultantepe ile Harran arasında sadece 1520 kilometre var. Bu kısa mesafede Babil İmparatorluğu'nun Gılgamış'tan Nabunaid'e kadar, yani kuruluşundan, yokoluşuna kadar bütün seruveni izlenebiliniyor. Anadolu, insanın başını döndürecek kadar zengin bir tarih ülkesi... cek insan aensin..» Tapınagı Harran'da bulunan Sin'in işaretiyle Nabunaid Babil'e gidijor. Çocuk kıraî öldürüHiyor ve Naüu naid, Yeni BabU'ın kıralı oluyor. Elbette, kendisine tahtın yol lannı açnn Ay Tanrısı'na sükran borcunu ödsmeyi ihmal etmiyor. Zaten epeyce kcnuşkan olauğu anlaşılan Sm de Kırala ha tırlatıyor yapması gerekeni Ve Nabunaid, Harran'daki Sin Ta pınafı'nı Uç yıl süreyle yeniden yaptınyor. gorkemli bir yapı haline gefiriyor. soruları sor unları HİZMET BİRLEŞTİRİLMESİ 1961 yıluıda birden çok sosya] guvenlik kurumlanndalu hizmetlerinin birleştirilmesi koşullannı içenen 228 sayılı yasarun yerini 27 Mayıs 1983 güniü Resrai Gazete'de yayunlanaıı 2829 sayılı •Sosyal Guvenlik Kurumlanna Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirılmesi Hakkında Kanun* almış ve 1 Haziran 1983de de yürürlüğe girmiştir. YılmazŞİPAL N AARA.V'DA BÜYÜK CAMt VE RASATHANE KALINTI LARI e var ki çok sürmuyor bu mutlu dönem Bütün Onasya' yı. Mezopotamya ve Mısır'ı tehdjf eden korkunç bir fırtına hazırlanıyor doguda: Pers tstUası. Pers Hukumdan Kyıos, Nsbunaıd'm oğlu Baltazar komutasmdaki BabU ordusutıu Opis'te, kanlı bir savaştan sonrr yokeder ve Harran'ııı ÜKinç htiktundarı Nabunaid, Babil'in düsttigü saatlerde sarayuı da yan&rak ölür. Yıl: Mil&ttan önce 539"<*ur. Ve bu yıl aynı zamanda yeryüzünün ve Mezopotamya'nın en eski uygarlıgının, Bahil'in de sonudur. Arabfda Urfaya dfnerken. gittikçe tarihe ve arkeolojiye daha çok ilgil duymaya başlayan arkadaşım fotograf sanatcısı Yavuz Onar mırıldanıyordu. «Sultantope Ue Harran arasında sadece onbesyintü kilomelre var. Bu kısa mesafede Babil împara torlugunun Gılgarnıştan Nabunaid'e kadar yani kuruluşundan yok oluşuna kadar bütün serüvenini izle.vebiliyonız. Anadolu. insaniıt başını döndürecek kadar zengin bir tarih ülke»i..» Babil'in sonu Yasa: •a) T.C. Emekli Sandığı'na. b) Sosyal Sigortalar Kurumu'na, c) Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağunsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu'na' bağlı olarak çalışanlarla. 'Bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personelinin' yasal bir bıçimde kurulnıuş olmalan durumunda bu sandıklara bağ lı olarak çaiışanlan kapsamı içine almıştır. Yasanın, Hizmet sürelerinin birleştirilme$i*nQ ilişkin 4. maddesine göre hizmet birleştirilmesi yapılabilmesi için yasaya göre aylık bağlanmasına hak kazanmış olmak koşulu aranacaktır. Değişik ve yukarıda değinilen sosyal guvenlik kurumlanna bağlı, prim ya da kesenek ödenerek geçen hizmet sürelerinin toplamı aylık bağlanmasına yeterli olmadığı durumlarda hizmet birleştirilmesi yapılmayacaktır. Bunun yani sıra da 'Çeşitti işlerde çalışmif olanlarm hizmet süreleri Mynı tarihlere rastlamamah kaydıyla birleştirilecektir. SÜRECEK