26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
27 MAYIS 1983 • * • • HABERLERİN DEVAMI Cumhuriyet 11 Dıslonmonın (Baştarafı 1. Sayfada) Erdal tnönü iie birlikte çekirdek kadroyu oluşturanlar «kendl kendlni üretme» düşüncesinden vazgeçtiter. îlk çekirdek kadro kurucu heyetln türnünü saptamak açısından ken dlni «tam yetklü» saydı. Başta planlanan model bu nedenle işlemedı. Model islemeyince de, son birkaç şün icincie Erdal İnönü hareketınde sankl bir duraganlık görüldü. Sanki o heyecan biraz azaldı, başlangıçtaki inanç yerini sanki beklemeye bıraktı. Arka arkaya bazı isimlerin de «çekimser» kalmalan, başkenttek] sosyal demokrat çevrelerde soru ışaretlerine yol açtı. Hatta, yeni parti programı tizerinde yoğun çalışmalar sürdüren İlhan Tekeli'nin kurucu heyette yer almayışı «ne oluyoruz?» sorusuna kadar getirdi konuyu. Bunlann tüınü doğru. Ama, en az bunlar kadar doğru olan bir başka temel özellik daha var: Erdal İnönü en geç önümüzdeki pazartesi günü kurucu heyeti île kamuoyunun önüne çıkacak. Hatta, belki pazartesiye de kalmayabüir. Bu is yann da bitmış olabüir. Şu anda sosyal demok rat kesımdeki bekleyışin ya da herhangi bir farku düşüncenin yaratacağı daha başka bir sonuç yok: Erdal İnönü'nün ltstesini oluşturması bekleniyor. Başkentte eeşitli listeler elden e le dolaşıyor. Birbirini tutmayan listeler üzerinde konuya ilgi duyanlar değişik yorumda bulunuyorlar. Oysa, ştı anda kesinleşmiş olarüann isimleri şöyle belirtilebilir: AtiHa Sav, Refet Tüzün, Cezmi Karta.y, Kazım Tenice, Muzaffer Saraç, Tiirkân Akyol, Yi£it Gülöksüz, Oktay Ekşi, Uğıır Batmaz, Kemal Sarısoy, Cevdet Selvi, Ahmet Durakoglu. İsmai! Hakkı Birler, Tekiıı AIp. Kesinleşen bu liste Erdal İnönü ile biriikte onbeşi buluyor. Bu isimlerin dısında kesinleşen bir uye heniiz yok. Çok sayıda «muhtemel isim» var, ama kesinleşen yok. Yeni kurulacak parti için gözlenen heyecansızlığın bır başka nedeni, galiba beliren isimlerdeki, «politik deneysizlikten» kaynaklamyor. Biri ıkisi dışında. politik deneyden geçmiş olan çok az kişi var. Bu, «yeni dönem» ıçin ne kadar iyi ise, partileşmenin lıilen serçekleçmeye başlayacağı dönem için de, o ölçüde sakmcalı olabilir, düşüncesini savunanlarm sayısı her geçen eün arhyor. Böyle düşünenlerin söyledikleri şıı: «Yeııi dönem için iyklir, çün kü yeni Isimler, veni bir parti kurmamn çahasınrialar. Ama hazı sakıncaları vardır, çunkü üzellikle örgütlenme aşamasına gelindiğinde, bu kadrnnun pratik iş yapabilme vetenpği nedir?..» îşte, tam bu noktada sosyal demokrat taban kendisini biraz «dışlanmış» hissediyor. §u itirazı öne sürtiyorlan Kurucu heyette Universitelerden ve bürokrasiden gelen ve de Türkiye' deki aydınlan temsil eden üyeler var. Ya partileşmenin fiili sürecini bilen, onun içinde yaşayan ve partiye asıl sahip çıkacak olan taban nerede?.. Bu tabamn temsilcileri nerede?.. Özetlenen sorulan gündeme getiren taban, galiba şu sıralarda, «kendisini dışlanmış hıssetmenin varattı.çı bir tedirginliği» yaşıyor. Kendilenni yoğun bir biçimde parti kurmaya vermiş olan kurucu heyetin de, böylesi ne bir «psikolojik etkeni» ne kadar dikkate alabildiği oldukça tartışmalı. Bugün kurulus aşamasmda gözlenen bu «psikolojik etken», yann örgütlenme aşamasmda «fiili bir güçlüğe» dönüşürse, buna herhalde hiç kimse şaşırmamalı... Herkes Erdal înönü'ytl dikkatle izliyor. Türkiye'nin bugün kü koşullarmda sosyal demokrat nitelikli bir parti kurmanın güçlüklerini bilerek. İnönü öyIesine bir denge kurmak zorun da ki, hem yeni isimler ve yeni bir parti olacak, hem de bu isimler ve parti tabana oturacak. Yeni isimler ve yeni parti, hem yönetim açısından tedirginlik yaratmayacak, hem de taban kendisini dışlanmış hissetmeyecek.... Sosyal dernokrasinin duyarlığı galiba bir de bu noktada somutlaşıyor... Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu * * çlayların (Baştarafı 1. Sayfada) buna benzer nice demohrasi ilkesi 27 Mayıs eyleminin sağladığı Anayasa ile toplumsal yaşama girmış, çoğulcu sistemin gerekleri ulusal yaşama yansımıştır. Kişisel özgürlüklerin ve insan haklannın sosyal adalet kavramı içinde hukuk devleti clüzenine dönüştürülmesi 27 Mayıs Devrimi' nin tarihsel içeriğini oluşturmaktadır. Kuşkusuz öylesine hapsamlı bir olayın yarattıriı çalkantılar içinde acüar da bulunmaktadır. Fransız Devnmi'nin tarihteki anlamını bugün 16. Louis'nin ya da MarieAntoinette'in idamıvIa sımrlamah kimsenin akhna gelmez. 27 Mayıs olayı himl çevreler içinde biiyüfe kişisel acüar ohıştursa da, Bntılı demokratik düzen ve özgürlükcü reiim yolunda önemli bir tarihsel atıhm olarak değerlendirilmektedir. Böylesine büyüfe bir olayın resmen bavram sayılması, ya da sayılmaması değerini deqiştirmez. Türkiye 27 Mayıs'ın kazandırdıcn özgürlO.k ortammda nice birildmlerin yoğunlaşUğı va güclendiği bir tnplum olarak bugün yeniden geleceğin koşullanm tartışmaya bazırlanıyor. 27 Mayıs'ın çağdaşlıh yolunda ve Atatürk'ün temel ilkeleri ve Atatürk'ün temel ilkeleri yörüngesindeki atıhmım gerçekloştirenleri şükranla anıyoruz. Prof. Dr. Yiğitbaşı, «Ülkemize karşı kötü emel. leri olanlara her türlü belgeleri göstersek de iman etmeyeceklerdir. Türkiye'yi kanştırmak için başka çareler bulacaklardır.» ÎZMIR, (Cumhuriyet Ege Biirosu) Dokıız Eylül Ünîversitesi İlahiyat Fakültesi ve Sosyal Bülmler Enstitüsü taraimdan düzenlenen, «Türk tarihinde Ermeniler» konulu sempozyum dün başladı. Sempozyumun açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Yiğitbaşı, «Bu tedlıiş cylemlerinden, biz Türkler kadar, yurt içinde ve yurt dışında yaşayan Ermeniler de tedirgindlr» dedi. Tarihi belge ve yayınların Ermeni soykınmınm yapılmadığını gös'erdiğini belirten Prof. Dr. Yiğitbaşı şunları soyledi: «Fakat bu gerçeği kendi milletlerinin yazarlarından, kendi dillerînden konuşsrak ispatla Rektör Omer Yiğitbaşı: Ermeni tedhişinden Ermeniler de tedirgin siyasi alanda görüJmeyen yapay bir Ermeni Meselesi yaratı!dığını söylodi. mak zorundayız. (Biz haklıyu) diye susanıayız. Sesimizi duyurmanuz lazımüır. Ulkemizc k»r$ı kötü emelleri olanlara, her türlü belge'eri göstersek de iman etmeyeceklerdir. Çünkü onlar şartiandınlmışlardır. Türkiye'yi kanştırmak için başka çareler bulacaklardır.» İlahiyat Pakültesi Dekanı Prof. Dr. Etheıtı Rnhi Tıslalı yaptığı konuşmada, «Ermeni Me splesi»nin 1973 yılında başlatılmış gibi göründüğünü, ancak me selenin 1S7778 savaşı sonunda Osmanlı Devleti'nin Rusya ile imzaladığı Ayastefanos anlaşmasında yeralan Ermsniler lehindeki maddelerle, daha önce Sempozyumun açılış tebliğini sunan emekli Büyükelçi Karnu ran Gürün, «Ermeni sortınu yahut hir sorun nasıl yaratılır» baslıklı konuşmasjnda Ermeni sorununun tanmsal gelişimine dsğinerek, «Eğcr 0 tlönemlertlu Patriklik yapanların. bugünkii Sayın Patrik gibi, terörizm kar şısınıla mutlak şekilde cephe ai<in bir kişllikleri olsayclı büjiik ölçüde Patrikhane aleyhinde de çalışan misyonerlerin zehiriejici faaliyetlerine rağmen herhangi bir olayın ortaya çıkmamış olacağına kaniyim» dedi. Sempozyumun öğîeden sonra gerçekleştirılen ikinci oturumun da Doç. Dr. Mustafa Fayda, «İslam tarihinin ilk dönemlerin. de gayri müslimler», Doç. Dr. Abdülkadir Şener, «Islâm bukukunda gavri müsiimler», Doç. Dr. Fikret Türkmen «Tarih boyıınca Türk Ermeni ilişkileri» Doç. Dr. Rafet Ylnanç, «Selçuk luların ve Osmanlıiarın ilk clönemlerinde Ermeniler» konulu tebliğlerini sundular. Yard. Doç. Dr. Cevdet Küçük, «19. Asırda Aoadolu'da Ermeni nüfusu» konulu tebliğınde, «1915'lerde 300 bin ile başlayan soykırım ltUUaları zamanı nıızda 3 milyona ulaşmıştır. Hal buki tarihin hiçbir döneminde bütün Osmanlı döueır'nde, Osmanlı Inaparatorluğunaa yaşayan Ermenilerin sayısı 2 milyona clahl çıkmış değildir. En ivimser kaynaklar dahl 1 mllyon 300 binl geçmez. Kaldı ki, 3'alnu Doğu vilayetlerinde Birlnri Dünya Savaşı sırasında 2S milyon Ermeninin katledildiji vpya sürüldüçü iddiaları tamanıen asılsız ve propaganda amacı taşımaktadır» dedi. 27 Mayıs. (Baştarafı 1. Sayrada) derılen devrik Cumhurbaşkam Bayar'ın eşığıne, bugün sürülen yüzlerden de belli değil midlr? 27 Mayıs gününü, birbirine benzeyen ıki parti arasmdaki kısır kavgaların son bulduğu bir gün olarak görmek yanhş olur. 27 Mayısın amarnı, ihtiJâl sonrası getlrilen Anayasa ve öügürlük düzeninde saklıdır. Açılan yeni döuemde, TürKiye, ilk kez, Batılı anlamda bir özgürlük düzenine kapısını aralamıştır. 27 Mayıs, bu arayışın, bu izlemin, bu beklentinin adıdır. Her toplum, tarihin çeşitli dönemlerınde özgürlük kavgalan ile sarsıhr. Özgürlük sancıları, doğum sancüarına benzer. Özgürlüğe duyulan özlem, ergeç bir siyasal değişikliğe yolaçar. Günlük siyasal olaylar, dipden gelen bu dalgalarla oluşur ve gelişir. 27 Mayıs öncesınde yaşanan olaylar, özgürlük özlemlerinin ateşıi coşkuları ile blçimleniyor ve toplumun birçok kesimini büyülü bir alev gibi sarıyordu. 27 Mayıs tarihinden sonra Türk Sllahlı Kuvvetlerinin eliyle getirilen Anayasa, kısa sürede toplumun aydın kesimlerl ile emekçi smıf ve tabakalarınca benlmsendi. Toplum, kendi sorunlarmı, özgürlük ortamında, bilimin ışıgı altında tartışrna olanağı bulmuşlu. Ülkenin çözüm bekleyen nice sorunu, gazetelerde. dergilerde, kitaplarda açık oturum ve konferanslarda açıkça sergllenlyordu. Sorunlar, duygular titreîimlerînden taşıp, Dilinç birikimlerine doğru sel gibt akmaya baglamısu. Demokraslnin çeşitli sınıf ve tabakalar arasında «yönetitne katılma» sorunu olduğu, bu katılmanm, siyasal parti, sendika demek ve kooperatifler yoluyla gerçekleşeceği anlaşüıyordu. Partilcrin ağabey eşraf ve bürokratlara tapulanmış birer «seçkinler kulubü» olmadığı, siyasal katılımın her yurttaş için bir doğal hak sayılması gerektlği yüreklerde ve billnçlerde yer etmeye başlamıştı. Daha da önemllsl, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın «ulusal devrimcilik» diye tanımlayabileceğirniz antiemperyalist kökeninin, yeniden tanınması ve tanıtılmasıydı. Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyet kuşaklarma en büyük armağanı olan «tam bağımsızhk» ilkesi yeniden ulusal amaç olarak benimsenirken, toplum uluslararası terörün tuzaklarına düşürüldü. Ve bundan 27 Mayıs lhtilâli ve bu ihtllâlin getirdiği Anayasa sorumlu tutulmak istendl. 27 Mayıs 'htilâlintn getirdiği özgürlük ortamında, ayncalıkh sınıf ve tabakalar, emekçi sınıflardan daha çabuk uyanmışlardı!. Çoğulcu demokrasi, her türlü dügünceye söz ve örgütlenme hakkı tanır. Kendi sağımızda ve solumuzdaki düşüncelere söz ve örgütlenme hakkı tanımıyorsak, özgürlükleri yalnızca kendimiz için düşünüyoruz demektir. Sağsız, solsuz demokrasi olmaz. Sağsi2, solsuz demokrasi, halksız demokrasidir. Buna da demokrasi denmez. 27 Mayıs, nalkın, işvereni, işçisiyle, kentllsiköylüsü ile burjuvazisi, igçi sınıfı ile yönetime katıldığı bir düzen öngörmüştü. Bu Özlemler, uluslararası terörün kanlı izlerl ile yokedilmek istendi. Terör. Özgürlük ortamlarımn ürünü değildi. Terör, özgürlüklerin kısıtlandığı kapalı rejimlerde daha çok yandaş bulur. Çoğulcu demokrasilerde, hak arama yollannm açık olduğu toplumlarda, teröristler, ergeç, toplumdan soyutlanırlar. Yaşanan terörden, 27 Mayıs devrimini ve 1961 Anayasası'nı sorumlu tutmak, son derece yanhş, yanlıs olduğu kadar kısır bir düşüncedir. Terör, çok başka nedenlerle, çok başka kaynaklarla planlanmış ve tırmandınlmıştır. Bugün bile bunca olaydan sonra terörün ana nedeninl ve kaynaklarım yadsınmaz kanıt ve belgelerle saptamış değiliz. Bu yüzden, 27 Mayıs ihtilâlini yaşanan terörden sorumlu tutmak gibi ucuz ve önyargılı suçlamalardan herkesin uzak durması gerekir. 27 Mayıs ihtilâll ile Türk toplumu, Batılı anlamda çoğulcu demokrasiye bir adım atmıştı. Bu adımın şimdi gerisindeyiz, Demokrasi ve çok partili düzen anlayışında çağdaş uygarlık duzeyinin gerisine düşmüş bulunuyoruz. Yirmi Üç yıl sonra 27 Mayıs lhtllâlinin liaerl. merhum Orgeneral Cemal Gürsel'i rahmetle, ihtilâlin özgürlükcü amaçlarını bugüne dek sürdürebilen silah ve düşünce arkadaşlarmı da saygıyla anıyoruz. 27 Mayıs 1960 sabahından bugüne gellnceye kadar, bu tarih sınavında, koltuk ve para hırsma yenik düşmeyip aynı tutarlılık ve lçtenlikle, başlarını dlk tutabilenlere de mayıs sabahlarının taze özgürlük çiçeklerinden derlenmiş birer demet sunuyoruz!. Beyaonanne (Baştarafı 1. Sayfada) caksınız. Formlar zaten sayıyla «eliyor. Emlak Vergi Dairesi'nin önü. Kaldırım kenarına park etmiş otomobillenn arasmda dolaşan insanlar var: Beyanname doldurulur. Beyan... Beyan... Beyan... Bevanname dolduralım mı abi? Kaça? Tanesi 300 lira. Beyannamenız var mı? Buyur abi yazıhaneye gide lün. Kaça dolduruyorsunuz? Belediye'nin narhı 200 lira beyim. îki yaşlı kadm kendl aralann da konuşuyor: Kardeşlm Uç saattlr ayakta beklivoruz, hâlâ sıra 1lerleınecli. Sorma, artık ayaklarım tut muyor. Bu sıradald işimizl bitirdikten sonra bir sıraya daha srireceğiz. Nedenmiş o? Burada tahakkuk flşl kesiyorlar. Fişi kestirdikten sonra aşagiya inlp veznenin feuyruguna gireceffiz. Of, offf! Belediye Şube Müdürlügü1 nün girişinde bir yazı: «7 haziranda ^ün verilecektir.» 7 haziranda gün verllecektir de ne demek? Bugün mayısın 26'sı. ^ haziranda Belip, formu hanpi çün vereceğinizt öğıeneceksiniz. . ,. "Nasıl? Dosyamnn arkasına damga vuracaklar. Erken gün slnıak için sabah erken gelmeniz gerekir. Kaç pibi? Sabah 5'de... Yönetîciler bilgisayar eğîtimi (Baştarafı 1. Sayfada) lann bilgi işlem merkezlerinde çalışan uzmanların en çok yakındıkları konu, üst yöneticilerce anlaşılamamak oldu. Bılgisayar konusunda «zaman zaman en temel bilgllcrdeıı tlahi yoksun bulunan» yöneticilerin, «eğitilmesi» gcregi üzerinde du. ruldu. Yönetîciler, «Bir düğmeye basınca her şeyin olacağım» sanıyorlardı, jstedıklerı işin gerektirdiği oranda masraf yapmaktan kaçınıyorlardı. Oysa «Mr.kineyi atmakla iş bltmiyor» du, Tartışmada, Uzerind* en çok durulan konulardan birinin bu olması, toplantıya katılanların büyük bölümünün kamu kuruluşlanndaki bilgisayar uzman!an olmasmdan kaynaklanıyor. du. Ancak tüm bilişimoılerin ortak olarak yakmcbklan konu, bilgisayar, bilgi işlem gibi konulann kamuoyunda yeterince anlaşılamamış olmasıydı. INSAN UNSURTJ UNUTULUYOR Bilgisayar ıızmanınm uzun sü re emek vererek hazırladığı bir program sayesinde çözülen karmaşık sorunlar, «makinenin nıa rifeti sayılıyor» arkasında yatan «insan unsuru unutuluyor»du. Eleman sorununun bilgisayar sistemlerinden yeterince yararlanamamayı getirecek boyutlarda olması biüşimcılerin önemle üzerinde durdukları bir konuydu. Bilgi îşlem Merkezleri Birliğt, Türkiye BUişim Derneği'nin bit.alt iiriml olarak çaüşıyor, 1971 yüında kurulan demek, bilgi işlem merkezlerinin ortak sorunlarma çözüm aramak amacıyla geçtiğimiz yıl bir birlik oluşturmaya karar vermiş. Uzun çalışmalar sonucu, birliğe katılan biigi işlem merkezlerinin temsilcilerini toplamayı an cak bu yıl başarabilmişler. TUr kiye Bilişim Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği Bölüm Başkanı Aydm Köksal ile toplantı sonrasında genel değerlendirme niteliğinde bir konuşma yaptık. Sorulanmız, Köksal'in yanıtları şöyle: SORU Tek bir sorun be. lirtmek sözkonusu olsaydı, bilgi işlem merkezlerinde çalışan uy sulayıcıların, bilişlmcilerin en onemli sorunu otarak hanglsini nitelerdiniz? KÖKSAL Bilgi İşlem mer kezlerinde çalışanların genel olarak en önemli sorunları, çevrenin, yapılan işlerin Uim başa. rısmı bilgisayann başansı oîarak görmesiclir. Eı'gisayarın birkaç dakikalık çajıymasıyla sonucun elde edildigı bir İş için, bilgisayar programcısı bazon haftalarca, ayiarca ier dfikmüştür. Işi bıtinııe ıstçğiyle saba. ha kadar çalıştığı çok olur. Oysa bu çalışmanırı maddî karşılıŞım bile alamaz. SORU Toplantınızda ağırIıkla kamu kıııuluşlarının tem silcilerinin bulundugu görüldü. Bu, onların sorunlaruıın da ha fazla nlduğıı biçiminde yürumlanahilir mi? KÜI4SAL. Kamu kuruluşlarımızın büyük boyda, karma şık yapıda kuruluşlar olması, özel kuruluşlarımızın daha küçük birimler olarak örgiitlenmiş olması, doğal olarak kamu kesimindeki sorunları ağırlaştır maktadır. Toplantmın Ankara'da yapılmış olması da kamu kesiminin daha çok ilgi göster mesine yol açmıştır sanıyoıum. Ayrıca özel kuruluşlar ge rakseme duydukları kilit uzmanları uygun ücreti vererek çalıştırabildikleri ha'do, kamu kuruluşlan, işten aynlma, emek lilik, ölüm gibi nedenlerle yitirdikleri elemanlar yerine bile yenisinl atama olanağına sahip değildir günümüzde. Kaldı kl toplam yetişmiş insan gücü sa yısı zaten yetersizdir. Merkez lerimiz, meslektaşlarımız artan İş yüKl fearşısında glttikçs ezilmektedirler. Bu koşullarda, özellikla kamu keslmlnde dayanışma eğiliminln belirginlik kazanması doğaldır. SORU Türldye biljisayar olayuu karşüamaya her yönüy le hazır mı? Hazır değilse hızla giderilmesi gereken en önem 1 ekslkler nelerdir? 1 KÖKSAL Sorunlann boyut ları, endüstrileşme düzeyi, kentleşme kişi başına düşen ulu sal gelir toplumdaki kalkmma, çağdaşlaşma ısteği bakımm dan bilgisayardan yararlanma koşulları oluşmuş durumda. Hizmet istemi yönünden, pazar olarak Türkiye bilgisayara çoktan hazır. Ama mühendisliğiyle, donanım ve yazılım üre timiyle bilgisayar çağma girmeye hiç hazır değil. Çünkü, Türkiye'de daha bilginin değeri anlaşılamadı, okuryazarlığm işlevselliğl bile sağlanamadı. Kültürel birikim, dpğer yargıları, toplumda işbölumü, uzmarlaşmaya verilon önom bakınundan hiç hazır değil. Sorun Jarımızm çözümünü öriediğinıjj dofrudur. Ama bu çözüm için davrar.ışlarınvza bilimin gerçekten yol göstermesi, osmanlıliKtan orta çağdan kalan kültürel tortuların üstümüzden iîtılması gersklj ve işte biz bu noktada öuraksıyor, birbirimize bakıyoruz şaşkınlık içinde. Azgelişmişlik kaynak yetersizliğin den çok b'rgütlenme yetersizligi ile ilgili. Kendimizi yenmeyi fğrenince bilgisayara da, çagdaş yaşayış biçimine de hazır olacağız. TDK ••+ Mındıkoğlu dosyası Yüksek Sağlık Şurası'na gönderîliyor İstanbul Haber Servfsl Er. kekieri kadmlaştıran Prof. Dr. Ali Nihat Mındıkoğlu'nun yaptığı ameliyatların tıp tekniğine uygım olup olmadığı konusunda Yüksek Sağlık Şurası karar verecek. Bazı erkekleri ameliyatla kadınlaştırarak, çocuk yapma yeteneklerini yok ettiği iddlası ile yargılanan Prof. Dr. Ali Nlhat Mındıkoğlu ile ameliyata rıza gösteren 12 sanığın yargılanmalarına dün Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesl'nde devam edildi. Sanıkların gelmediği davada Mmdıkoğlu'nu temsilen Prof. Uğur Alacakaptan hazır bulun. du. Haydarpaşa Numuna Hastanesi'ııin sanılc Banu Gök ile ilgili raporu okundu. Eaporda, samğın ameliyat öncesl çocuk j^apma özelliğine sahip olup olmadığmın tıbben tespit edllemediği belirtiliyor. Mahkeme, uzman bir hekim olan Mındıkoğlu'nun diğer sanıklar hakkmda icra ettiği ameliyatların tıp tekniğine uygun olup olma. dığı hususunun tespit edilmesi için dosyanın Yüksek Sağlık Şurasına gönderilmesine karar verdi. Ankara'da bulunan Yüksek Sağlık Şurası yılda biriki kez toplanması nedeniyle duruşma 15 eylül gününe ertelendi. 14 isçi (Baştarafı 1. Sayfada) Remzİye Doğru, Edibe Kara, Suriye Toprak, Havva Güneş. Havva Yılmaz. Saliye Başkaya, Havle Ayten, Hediye Türkkızı, Nazmiye Bulut, Mtinevver Bulut. Siirt Valisi Erol Akdoğan sa. bah 09.00'da olay yerine gelerek bilgi aldı ve çayda arama çalışmalarma katılmak üzei"e Denız Kuvvetleri'nden daigıç gönderilmesi için Diyarbakır Kolordu Komutanhğma yazı yolladı. (Baştarafı 1. Sayfada) ruluş görev ve yetkilerinin ayrmtılarıyla yer aldıgı yasa önerisiyle Türk Dil kurumu ve Türk Tarih Kurumu Yükabk Kuruma dahil ediliyor. Yasa önerisinde Yüksek Kuruın organlarında ve bağlı kuruluşlarm organlarında asil üye olanlarla Başbakan ve bakanlar dışında görev alanların siyasl partilere üye olamayaeakları, sendikal faallyetlerde bulunamaj'acaklan hükme bağlanıyor. Yüksek Kurum ve bağlı kuruluşlann bütçe önerileri her yıl Maliye Bakanlığı'na gönderilecek. Yüksek Kurumun gelir kaynakları arasmda bütçe ödeneklerl bağış yardım ve vasiyetler ile diğer gelirler yer alıyor. Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih. Kurumu'nun gelir kaynaklan arasında Atatürk'ün vasiyet gelirina yer veriliyor. Yasa önerisinde yüksek kurum başkanıyla bağlı kuruluşlann başkanlarmın yasanın yayımından itibaren 45 gün içinde seçilecekleri hükme bağlanıyor. Yüksek kurum başkanımn atanması ile birlikte Türk Dil v e Türk Tarih Kurumunun yük sek kuruma bağlanması öngörülüyor. Bu iki kurumun 1984 yılı faaliyetlerinin bu yasa esas lanna göre planlanacağı hükmü getiriliyor. Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kuramunda çahşanlar 31 aralık 1983 tarihl itibariyle memur statüsüne getirilerek intibakları yapılacak. Milli Eğiüm Komisyonur.dan geçen yasa önerisi Danışma Moclisi'nde daha sonra görüşülecek. Türk (Baştarafı I. Sayfada) başkanı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile görüşmesi izledi. Evrsn, Vassey'i Genelkurmay Başkan lığındakl makamma kabul etti. Vassey, dün Milli Savunma Ba kam Ümit Haluk Bayülken ile de bir görüşme yaptı, ayrıca Genelkurmay'da Türk ordusu. nun ihtiyaçlan konusunda verilen bır brifinge katıldı. Cum. hurbaşkam Evren, dün akşam Kara Kuvvetleri Komutanlığı lokalinde konuk ABD Genelkurmay Başkanı için bir yemefe verdi. Aksaray'lı Kelison Kısakürek'in cenazesı kaldmldı İstanbul Haber Merkezi Şair ve yazar Necip Fazıl Kısakürek'in cenazesı dün Fatih Camii nde kıhnan öğle namazmdan sonra Eyüp'te toprağa verildı. Necip Fazıl Kısakürek'in c»nazesine vasıyetı üzerine çelenk gönderilmemiştı. Gönderilenler de avluya girmpden geri çevnldi. Kısakürek'in cenazpsınde ailesi ve yakınîarımn yanı sıra bazı eski politikacılar, Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgtıt özal. Tercüman Gazetesi sahibi Kemal ilıcak, eski poliükacılardan Sait Bilgiç, Sadettin Bilgiç ile Mükerrem Sarol da bulunuyordu. Cenaze Namazmdan sonva uzun süre sessizce eller üzerinds taşınan Necip Fazıl Kı»akürek'in renazesi Eyüp'de top raça verildi. Okullarda okutulacak yabancı dilleri Bakanlar Kurulu beürleyecek. ANKARA (Cumhurlyet Bürosu) Okullarda hangı yabancı dillerin okutulacağım Bakanlar Kurulu'nun saptamasmı öngören yasa tasarısı DM Milli Eği. tim Komisyonu'nda kabul edildi. Yabancı dil eğitim ve öğretimi yasa tasansı Türkçeden başka hiçbir düin eğitim ve öğretim kurumlarında Türk va. tandsşlarma ana dil olarak oku tulamayacağı ve öğretilemiyecegi hükmünü getiriyor. Hangi derslerin yabancı dille okutulacağım da Milli Eğitim Bakanlığı'nın kararlaştırması öngörülüyor. 19331983 TEŞEKKÜR Ortahlığımızın 50nci Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla mektup, telgraf, telefon ve çiçek göndermek suretiyle mutluluğumuzu payla§an, başta Devlet Büyüklerimiz olmak iizere tüm Kuruluşlara, Dostlarımıza ve Yolcularımıza içten te§ekkürlerimizi sunarız. (Baştarafı 12. Sayfada) haberi yok. Söyledlğine gb're «mlllet (yani gazeteciler) Ahu Tugba Ue ugraşmaktan tbrahlm Coşkun'dan söz etmeye vaklt bulamıyor». Ibrahim Coşkun ilacın formü ltinü klmseye emanet edemedigl İçin oğluyla birlikte ve kol gücüyle çamaşır leğeninde «yaratırken» resmen «fıttunyor». Çünkü, «yüzde iki mllyar» etkinliğl olan bu ilacın içine koy duğu maddelerl ölçecek ne terazisi, hatta ne de derecesi var. «öyle koyuyor ama doğru mu yapıyor, yanlış mı bllmlyor». Oysa, devlet kendisine 20 milyon kadar bir para verse, hassas bir laboratuar kurup bu işleri biUmsel bir şekilde yürütse fena mı olur? Yine de «Allaha şfikür» para kazanıyor yanl geçinlyor. Halkımızın doktorlardan ve eczanelerden düi yandığı İçin kendisine koşuyor. Bu koşanlardan ikisi ile konuşuyoruz. Biri 27 yaşında. Buraya ikinci gelişi. «Farketmedi» diyor. Diğer müşteri 5 kez geldlğinl ve «fark ettiğlnl» söylüyor. Fakat, bu sonuncusunun saçlanna bakuıca İnsan «artık farketse de farketmez» diye düşünüyor. «Fıttırıyor» Kök oksijen alıp, karbonclioksit veriyor. Böylece güçlenlyor.» «Profesörlerin bile bulamadığı» bu formülü kendi kendine icad eden Malatyalı Îbrahim Coşkun'un en büyük korkusu hükümetten izin ve yardım bek lerken saçlarının döküleceği korkusu. «Vallahi izin beklerken, üzüntüden saçlarun dökülecek kardeşlm» diye yakınıvor. «Neden korkuyorsunuz, di ye soruyorum Coşkun'a, «DöküIürse Cihan Kelison ilacı var ya.» TUSAS (Baştarafı l. sayfada) tagon heyetine ABD Savunma Bakanlığı müsteşar yardımcısı Richard Perlc'nin başkanlık edeceği yolundaki haberler henüz resmen doğrulanmadı. TOKNEDO'LAR ÎNCELENİYOR Ote yandan. uçak seçimi konusundaki tomaslar ön elemeden sonra yalnızca ABD firmalanyla yürütülürken yeni bır gelişme ortaya çıktı ve Tusaş Ingito . Alman ortak yapura olan «Tornedo» uçaldarı ile 11gılenmeye başladı. Tusaş'tan bir heyetin bundan bir süre önce İngiltere'ye giderek «Tornedo» uçaklan üzerinde ıncelemelerde bulunduğu öğrenildi. Tornedo'larla ilgilenilmesi ABD ile yürütülen çalışmaların istenen sonuca ulaşmaması halinde, ek bir seçenek olarak düşünülebileceği j'olunda yorumlara kaynaklık ediyor. Bılindiği gibi, bugüne kadar uçak seçimi konusundaki çalışmalar K16'ları üreten Geııera! Dynamics ile F18 ve F30Uerl üreten Northrop Hrmalan ile yürütülmekteydi. îşsk Yenersu sîvil mahkemede yarqdanacak ANKARA, (ANKA) Askeri fargıtay. Ankara sıkıyönetim ^Eomufanlığı 3 Nolu Askeri Man kemesince Işık Yenersu hakkınt9a verilen gorevsızlık karannı onayladı. Askeri Yargıtaym onaymdan jonra Ankara Ağır Ceza Mabkemesinde yargılanacak olan Işık Itenersu, Fransa Kültür Bakan Uğı'mn daveti Uzerıne gittiğı Pransa'da Nazıın Hikmet'in şnr lerini okuduğu gerekçesiyle var Eilanmaktaydı. ÖZEL SAĞLIK EVİ Ağrısız Kanamasız Pansumansız Modern Sünnet ile yeni yerinde saym MERTER'lilerin hizmetindedir. Ad^es: Fruko arkası MERTER Telefon: 75 63 35 İşin bilimsel yanı TÜRK HAVAYOL1ARI A.O. îbrahim Coşkun sadece lyi bir işadamı değil, aynı zamanda işin bilimsel yanına da önem veren bir mucid. 20 25 yaşmda bir kuaförken, kendi kendine saç dökülmesinin bir hastalık olduğunu bulduktan sonra, düşüne düşüne bunun nedenlni de buluyor. «Meselâ, diyor, yağlanmadan mütevellit saç kanalı tıkanıyor. Saç filiivor. Koyduğum madde her ney se vağı çözüyor, kanalı açıyor. 10 haftada köke kadar açılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear