26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EKİM 1983 • • HABERLERİN DEVAMI yon 600 bin ton klinker stoku olduğunu belirten Ayduk Çelenk, ithalattan once bu stoklann Ankara, Istanbul gibi darlık çekilen yerlere getirilmesinin yolunu aramak gerektiğini belirtti. Çelenk şu goruşleri savundu: "Çimento Mustahsilleri Birliği ve Sanayi Bakanlıgı emrinde teşekkul eden ve çimento fabrikalarının yatırmış olduğu fondan, klinkeri alıp göturerek çimento yapacak fabrikalann sübvanse edilmesi halinde enerji sıkıntısı devam ettiği sürece ikili fiyata izin verilmez." Çelenk ithalatı "son çare" olarak niteledi. Isminin açıklanmasını istemeyen çimento üretıcisi bır firmanın genel mudurune gore ise ithalat "anlamsız ve olanaksız." Enerji kısıtlaması nedenıyle onumuzdeki aylarda faalıyetı tamamen bile durdurabileceklerini acıklayan Genel Mudure gore yağmurların başlamasıyla iç talep azalacağından, çimento ithalinin anlamı kalmayacak. Adının açıklanmasını ıstemeyen genel mudur, darlığı aracıların yarattığını belırterek, "Bu darlık geçicidir, mevsim geçmektedir. Bu yıl ilk altı aylık donemde talep azlıgı, ikinci altı aylık donemde enerji kısıtlaması nedeniyle uretim duşunce, bir sure çimento sıkıntısı oluşması kaçınılmazdı" şeklinde konuştu. CUMHURİYET 11 (Baştarafı 1. Sayfada) Nazlı Dıcak ımzasıyla 10 ağustos 1983 tarihinde Tercuman Gazetesı'nde yayınlanan "Her Gece tki Giinduz Arasındadır" başlıklı yazı nedenıyle Ilıcak ve tlter hakkında TCK'nın 155 ve 159. maddeleri ile 1402 sayılı Sıkıyonetım Yasası uyannca dava açılmıştı. Dunku oturumda soz alan sanık avukatı Sahir Erman soruşturmanın genişletilmesı konusunda istekleri olduğunu belırterek şunlan soyledi: "Nazlı Ilıcak dava konusu yaada ileri surduğu fikirleri ilk defa açıklamış olmadığı gibi, Tercuman Gazetesi de 12 Eylul hareketinin daima yanında olmuş, orduyu her zaman yuceltmiş, halkın kanunlara karşı gelmesini tahrik ve teşvik etmek şoyle dursun, aksine ülkede kanunhâkimiyetinin tam ve mükemmel bir şekilde siırmesini ısrarla istemiştir." Avukat Erman, belgeler dıkkate alınarak yazının bilirkişi tarafından ıncelenmesini istedi. Avukat Sahir Erman avrıca yazıda askeri rejimle ıdare edildığı belirtilen 33 ulkenın ısımlerinı de oturum arasmda mahkemeye vereceklerini bildirdi. Mahkeme, ulkelerin adlan kendılerine bildirildiktçn sonra bilırkışı istemi hakkında karar verileceğinı açıkladı. Duruşma 11 kasım 1983 gunune bırakıldı. Yeterli çimento (Baştarafı 1. Sayfada) lacak ybzde 37 oranında bir enerji tahdidi muhakkak surette karaborsay ı doğuracaktır. Bu durumu ithaİ edilecek çimentoyla gidermek yerine enerji kısınülannı tum ulkeye yaymak belirli bir sektoru çokertmekten nerhalde ulke ekonomisi için daha >ararlı olacaktır." Bır oncekı yıldan devredilen stoklar da dıkkate alındığında, iç piyasada yeterli mikıarda çımeno bulunduğu genellikle kabul edilıyor. Bu konuda UBA muhabirıne bır açıklama yapan Arslan Çimento Genel Mudiıru Erol Kadıoğtu'na gore, "iç piyasaya sunulan çimento miktan azalmasına rağmen ihtiyaçlan karşılayacak seviyede." Kadıoğlu açıklamasında şu goruşe >er veriyor: "Çimento sanayiinin duşıik uretimini fırsat bilen aracılar, spekülasyon yaratmakta ve karaborsa fiyatlarla çimento satma voluna gilmektedirler. Çimentonun resmi fiyatı 530 liradır. Karaborsada 630 liradan satıldığı yolundaki soylentiler incelenmeli ve bu satışlar onlenmelidir." YETERLİ KLtNKER VAR Çimento Mustahsilleri Birliği Idare Meclisi ve Akçimento 1dare Meclisi üyesi Ayduk Çelenk'e göre de özelhkle Adana ve Mersin'de çimentonun ana hammaddesi olan klınker sıkıntıya yol açmayacak miktarlarda stoklanmış durumda. Cumhuriyet muhabirinin sorularını cevaplayan Ayduk Çelenk, çimento sıkıntısına yol açılmaması ıcm ıkı önerı getirdi: (1) Enerjı dağıtımında onceliğın çimento darlığı çekilen bölgelere verilmesı, (2) Başka bolgeden klinker nakleden firmalann devlet tarafından sübvanse edilmesi. Ayduk Çelenk subvansıyon isteminın gerekçelerini şöyle sıraladr. "Ellerinde yuksek klinker stoku olan fabrikalardan sıkıntı olan bolgelere nakil izni var. Ancak, nakliyede karşılaşılan güçlıiklerin yanı sıra fabrikaların devlelçe tesbit edilen klinker satış fiyatı ile çimento satış fiyatı arasındaki çok kuçuk fark, başka bolgeden klinker getirten fabrikanın maliyetini karşılayamamasına yol açıyor." HaJen 1 mil 2 milyon işçi ailesi izliyor (Baştarafı 1. Sayfada) VILMAZ: Rakamlar karm doyurmazNAZLI ILICAK: Karm endeksle doymaz. VABLIK: Ek zam isteği yerinde değil. Y1LMAZ: Varlık, yoksulluktan anlamıyor. KAFAOĞLU: Ek zam onerisini pek kavrayamadık. \ ILMAZ: Maliye Bakanımn tuzu kuru REFİK BAYDUR (TISK Başkaruekılt): Katlandıklan fedakârlıklarla memlekete son derece onemli hiztnetlerde bulunan Turklş yöneticilerinin... YILMAZ: Israrlıyız. BAYDUR: ...hukumetten ek zam talep etmesini anlayamadık. HALİT NARİN (TISK Başkam): TurkIş boyle çıkışlar yapmaya mecburdur. YILMAZ: TurkIş ayağını sıkan ayakkabıyı biraz ge\ şetmek istiyor. BAYDLR: TurkIş'e kapımız açık, gelsinler. goruşelim. KEMAL ÖZER (YHK'dakı TurkIş temsılası) Amacımız hukumeti zor durumda bırakmak değil. ULUSU: (YHK'ya): Mumkun olan yapılsın. TİSK :Ek zam haksız YHK: Ek zam yok. KENAN DURUKAV YHK topu patlatn. İSMAİL AYTEMİZ (PUİS Başkam): YHK sorumluluktan kaçamaz. YILMAZ: Maliye Bakam kayıplara karıştı. (Maliye Bakam ,Ven York'ta, IMF toplanıısındadır.) KAFAOĞLL: Dış ticaretteki guçlukler karşısında onlemler alıyoruz. CLAL'SEN (Dunya Bankası Başkanı >• Nazlı Türkiye, ekonomik programı en iyi uygulayan ulkelerden. YILMAZ: Ek zam talebimiz pek çok kesimin maskesini duşurdu. BAVDLR: Celecek yıl telafi ederiz, söz veriyoruz. YILMAZ: Kararlıyız. VARLIK: Zaten yıhn dortte uçu geçmiş, sonuna gelinmiş... BAYDUR: I984'e bıraksak olmaz mı? VARLIK: Enflasyonun ucretlerde yarattığı gerileme I984'ıe giderilebilir. KAFAOĞLU: Ek zam toplu sözleşme duzenine geçildikten sonra ele alınsın. V ILMAZ: Hafta sonuna kadar Basbakanla göruşemezsem Cumhurbaşkanına çıkacağım. KAFAOĞLU: Türklş Basbakanla ne konuşacak? VILMAZ: Muhatabımız Maliye Bakam değil Başbakandır. KAFAOĞLU: Devletteki işçilerin ucretlerini ben veriyorum. V ILMAZ: Ek zammın peşini bırakmaya niyetimiz yok. KAFAOĞLU: Bir kuruş ek zam veremem. YILMAZ: Biz zaten bir kuruş istemiyoruz ki. KAFAOĞLU: Turktş madem ucret artışı istiyor, biriki ay dişini sıksın. VILMAZ: Lutfedip çarşıya çıkın. V ARL1K: Ek zam yok. V ILMAZ: Basbakanla yeniden UGUR MUMCU GOZLEM ULUSU: YHK ek zammı bir daha incelesin. VARLIK: Hukumetten gelecek başvuruyu göruşmek zorundaytz(Başbakan 'ın meklubu Varlık 'a ulaşır) VARLIK: Bu durumda yeniden karar almaya mecburuz, hemen toplanacağız goruşeceğim. Kaşıkçı, "yarı iş, yarı (Baştarafı 12. Sayfada) ayn masaya oturdular. Herkesın yerini bizzat Adnan Kaşıkçı gösterdi. Altındakı ateşleri ile bırlikte salona getirilen yemekler kuçuk bir orduya yetecek kadar boldu. Içerde kaldığımız kısa surede gorebıldiklenmız biber dolması, karnıyank, talaş boreği, şış, karides, köfte, pathcan kızartması, tarama, kuzu ve hindi kızartmalan, çeşitlı etleT, pilav ve 810 çeşit salaıa. Tatlılar ve mevvalar salona getirilmediği için bir bilgi edinılemedi. Yemekte Fransız şarabı içildi. ALTIN RENGt HAKİM "Nebile" yatının görebildiğimız ve girebildiğimiz bölümlerınde altın rengi hakimdi. Hemen hemen tumu bu renkte olan metalden nonfıguratıf heykeller, tuvaletlerde bile vardı. Yerler 56 cm kalınlığında sankahverengi bir halı ile kaplanmıştı. Duvarlar ve tavan aynı renkte deri ile döşeliydi. Gazetecilerin "hapsedildiği" diskotekte siyah ve gri renkler daha çoktu. Fakat salonun eşyaları yine altın rengindeydı. Siyah renkli camdan yapılmış tavanında Adnan ve Lâmia Kaşıkçı'nın ışıklı portreleri görülüyordu. Yine altın renginde madem bir dahili telefon rehberınden, yatın diğer bölumleri hakkmda bazı bilgiler edinmek olasıydı. Yat üç bölumden oluşuyordu. Özel (Private) bölum, konuklar bölumu ve hizmetler bölumu. Gemide konuklar için birçok daire vardı. Bunlann adlan kıymetli metal ve taşlardan alınmıştı: Altın, gUmuş, elmas, safir, rubı, emerald, lapis, turkuaz, topaz vs. Yat uç kath olmasına karşın, ıçinde bir de asansör vardı. Bu asansör ve sofradakı yemekler Adnan Kaşıkçı'nın kendisınden yarım metre kadar ilerde bulunan göbeğinin kaynağını açıklayabiliyordu. Diskotekteki ve kabul salonundaki koltuklar da oturması çok rahat cinsıendi. Fakat oturur oturmaz, ınsanın içinegömuldüğıı bu koltuklardan kalkmak o kadar kolay değildı. 'nsan kalkmak isterken, bir çukurdan çıkarcasına zorlanıyordu. Diskotekte saygılı bir "gözaltı" havası yaşayan gazeteciler, bır ara Adnan Kaşıkçı tarafından ziyaret edildi. Bu ziyaret sırasında ışadamı sadece, "nasılsınız?" dedı gazetecilere. Diğer konuklar da ust kata bır goz atmak için çıktılar. Bir ara yukarı çıkan şarkıcı Yiiksel Uzel'ın gazetecilere, "Çocuklar yatak odasında çok enteresan şeyler var. Görmenizi tavsiye ederim" şeklindeki sözleri guluşmelere yol açtı. Yemek salonundaki fotoğraflar çekılırken ikinci bır kuçuk gorüşme yapabildiğim Adnan Kaşıkçı'nın, şarkıcı Yuksel UzePi "Türkiye'nin 1 nolu Primadonnası", Mine Koşan'ı da "Turk I m m u Gulsum"u zannettiği ortaya çıktı. "Bu sanatçılan tanıyor musunuz?" sorusuna Adnan Kaşıkçı yukardakı yanıtlaıı verdi çunku. YHK iki ateş arasmda (Baştarafı 1. Sayfada) olumsuz kararını değıştirip, TürkIş'in isteğini kabul ederse, daha önce yenüenmiş ve halen uvgulanan toplu sozleşmelere de ek zam yansıtılabilecek. Ek zam tartışmasının başlangıcından bu yana Turktş Başkanı Yılmaz, "Lmutlarının Konse>, Evren ve Başbakanda olduğunu" vurguluyor. Son olarak, oncekı gun gerçekleşen UlusuYılmaz goruşmesı geckince, Yılmaz, bu hafta sonuua kadar Basbakanla göruşemezse Cumhurbaşkanına çıkacağım söylemişti. Başbakan Ulusu'nun kendisine uzun sure beklenen randevuyu vermesinden sonra, Yılmaz bu kez, Başbakan Ulusu'nun Cumhurbaskanıyla ek zammı göruşeceğinı, "eğer Başbakan tam bir göruşme imkânı bulamazsa" kendisinin de avrıca Cumhurbaşkanı'na çıkabıleceğıni söyledi. Yuksek Hakem Kurulu'nda ıkı ışçı temsilcisinden bın olan Çimse !ş Genel Başkanı Tamer Eralan "Yiıksek Hakem Kurulu'nda çoğunluğu oluşturanlann ek zam konusunda fikirlerini değiştireceklerini sanmıyorum" dedi. Eralan, UBA'ya verdiği demeçte, kurulun "ek zam"a "evet" demesi ıçın Başbakan Ulusu'nun kuruldaki hukumet temsılcilenne dırektif vermesi gerektiğini soyledi. TurkIş 1. Bolge Temsilcisı Ismail Topkar, dun Istanbul'da UBA'ya, "Ek zam konusunun olumlu bir sonuca bağlanması için Cutnhurbaşkanımız ve Başbakanımızın acil desteğine ihtiyacımız var" dedı. Topkar, Turkİş Başkanı Yılmaz'tn "çok haklı olarak amansız bir şekilde takip ettiği ek zam mucadelesini tam hir butunluk içinde desteklediklerini" bildırdı. SSK'nın (Baştarafı l. Sayfada) SSK'dan daha once kredi alınarak yapımına başlanmış konutlar için de yenı olanaktan yararlanılabılecek. Konutlar tamamlanmamışsa, yapımcılar, SSK'dan 300 bın liraya kadar ek kredi alabılecekler. Bakanlar Kurulu son olarak SSK konut kredısını 12hazıran 1980'de 600 bin lira olarak belırlemış, kredi tavanı bır sure once yalnız Ankara'dakı Turkİş Yapı Kooperatifi ve Karabuk Çelikİş Sendıkası Mensupları Yapı KooperatiTı için 900 bin liraya çakarılmıştı. AĞIRLAŞAN KOŞULLAR Yeni yonetmelik kredi faız oranlarını yuzde 5'ten, yuzde 8'e çıkardı. 85 metrekareye kadar olan konutlar için 20 yıl olarak belirlenmiş vade 18 yıla, 85100 metrekarelik konutlar ıçın konmuş 15 yıllık vade 14 yıla indırıldi. Kredi almak için bin işgunu prim ödemiş olma koşulu aranıyordu, değişiklıkten sonra 1.800 işgunu prim ödeme koşulu aranacak. Daha once taksitlerin gecıkmesı durumunda uygulanan yuzde 7'lık faiz oranı, yuzde 10'a yukseltıldi. Ödenmeyen taksıtler için uyarı surelen de kısaltıldı. Eskı yonetmelığe göre taksıtlerım 4 ay sureyle odemeyen borçluya vazılı uyarı yapılıyor, 2 ay sure venhyordu. Birikmış taksıtlerle gecıkme faizlerı bu sure içinde de odenmezse, Kurum ıpoteğı paraya çevırıvordu. Yenı vonetmelığe gore, taksıile 2 a> odenmezse uvarıda bulunulacak, vazılı u>arı sonrası tanınan sure 1 ay olacak. (Baştarafı 12. Sayfada) ren ve konuklar, liseli öğrencilerin sunduğu bir minik defileyi izlediler. Beyaz bir gelinhği beğenerek bilgi alan Evren, daha sonra Vali, 1. Ordu, 3. Kolordu Komutanları ve Milli Eğıtim Muduru'nun katıldığı bır brifinge katıldı. Evren ve berabenndekiler, daha sonra Haseki Hastanesi'ne gittiler. Başhekim Seyfi Basa, Evren'e uzerinde Haseki Sultan'ın resmi bulunan bir şılt armağan etti. Evren, "Haseki Sultan'ın resmi var mıvdı?" dıye sordu. Başhekımin, "Sonradan yaptırılmış, ama sarı renkte olmasına karşın altın degil efendinı" karşıhğına Evren, "Altın tabii ki olaraaz, eğer altın şilt yaptıracak kadar paranız olsa, hastaneye sarfetmeniz gerekir" dedi. Evren, gezerken 1931 Harbıye mezunu Ahmet Fatin Erkal'ı zıyaret ettı, varisten yattığını oğrenınce de "Olacak, bu meslek hastalığıdır, hepimizde var, geçmiş olsun" diye konuştu. Cumhurbaşkanı, hastanenın yardımcı personel boşluğunun kısa zamanda gıderilmesini istedi, 75 lira olan muayene ucretini olumlu buldu. Nişantaşı Ruştu Uzel Kız Meslek Lisesi'ni de zıvaret eden Evren, okulun henuz tamamlanmakta olan yenı sınıflarını gezdi. Geçen yıl kurulan kuaförluk bölumunu ilginç buldu Evren, snuftan çıkarken, "Mezun olun, saçlanmı size kestirecegim. Ama erkek tıraşı da vapabilecek misiniz?" diye sordu. Deri teknolojisı ve hanr giyim bolumlerini de gezdi. Evren, gezısi boyunca, halk tarafından sevgi gosterileriyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Evren, geceyi Istanbul Harbiye Orduevi'nde geçirdi. Bu sabah 8.30'da askeri bir uçakla hareket edecek olan Evren, Muğla'yagiderek, burada halka hitaben bir konuşma yapacak. Bu konuşma ile Evren, 67 ilde de konuşmuş olacak. Evren Emekli işçi (Baştarafı 1. Sayfada) gosterge tablosunda her kademe için 200 puan artış yapılmasını ıstediler. Ancak bırleşımı >oneten Başkan Vekili Turhan Giiven, bu onergenin teklıftever almadığını ve komisyonca daha once goruşulmeyen boyle bır onergeyı işleme koyamayacağını bıldirdı. Boylece onerge goruşulmedi. Ote yandan, işçi emekli göstergesinde değışıklik yaparak, her kademe ıçın 99 gosterge artışı sağlayan yasa tasarısı Danışma Meclisi Başkanlığı'na sunuldu Soz konusu tasarı avnen yasalaşırsa, 34 katsayı uzerınden 99 puanlık artış işçi emeklilerıne brut 3.366 lira olarak yansıyacak. Arap (Baştarafı 12. Sayfada) sıyorsunuz? Anlamadım canım, Mudurnu'da yakalanan, uzerinde Lğur P'astik 81 yazan kartlan siz mi bastınız? Nerde abim? Bu şirketin Yonetim Kurulu uyesi misiniz? Evet.ama vallahi benım habenm yok canım Nerde olmuş? Eğer Mudurnu'da böyle bir kart satılmışsa ne kadar satılmış, kımın tarafından satılmış ona bakmak lazım. Bu kartlan siz mi bastınız efendim? Babam, bizım bundan 1015 gun evvel bir hırsızlık olayı olmuştu Kırk deste çalan adamı da satan adamı da yakalattıydık. Mahkemeye intikal etti. Yalnız bılmiyorum Mudurnu'ya artık ne şekilde gitmıştir. Onun şeyını bılmiyorum. Fabrikadan nasıl çalındı? Bızim fabrikada çalısan bir Alman usta var, onun çaldığını tespit edıp yakalattık. Polıs de mahkemeye teslim etti. Kâğıtlarımızı da gerisın geriye aldık. bu kağıtlardan olabilır. Seri urelime ne zaman geçeceksiniz efendim? Bugun bızim arkadaşlar Ankara'da sayın Kafaoğlu'nu beklıyorlar. Bakahm durum ne olacak,bılmıyoruz. Başka bir şey varsa emrınizdeyiz, sizin gazeteyi severız. Hurmetler ederiz. Sürekli çahşmayan işçilerin primleri 30 güne göre ödenecek ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Danışma Meclisi'nde dun Trabzon uyesı Akif Erginay ve arkadaşlannın, sureklı çalışmayan ancak ışverence ucretlerı tam olarak ödenen sıgortalılann prim ödeme gun sayısının ayda 30 gun olarak kabul edilmesi onerisi benımsendi. Ancak, ışin özelliği gereğı, sigortalı ay içinde bazı gunlerde çalıştırılmamış olsa bile, ışverence ucretı aylık asgari ucretten az olmamak koşulu>!a tam olarak odendiğı takdirde, prim odeme gun sayısı 30 gun kabul edilecek. Binlerce öğrenci (Bastarafî 1. Sayfada) Fikret, kımseden bağış beklemedığını, kımseden kolkanat ıstemedığıni söylüyör. "Kendı göklenmde, kendiboşluğumda kendım uçarım" dıyor, bu yuzden kımseden yardım ummadığını anlatıyor. Neyın ve kımın onünde olursa olsun eğilmeyı, "Tutsaklık boyunduruğundan daha ağırbulduğunu" belırtıyor ve "Fikri hür, ırfanı hür, vıcdanı hur bir şaınm" dıye haykırıyor. Fikret düşünce özgurluğunü, bilım ozgürlüğunü vicdan özgürlüğu ile bütünleştirıp, "/'şfe"diyor, "Kendi göklerimde, kımseden kol kanat ıstemeden, tek başıma uçabiliyorsam ve herhangı bir kışı ya da makamın onünde eğilmeyi esaret boyunduruğundan daha ağır buluyorsam, bu bılimde, duşüncede ve vıcdanımda özgur olabılmeme bağlıdır" . Tevfık Fıkret'm bu dızeleri Atatürk tarafından da kullanılmıştır Atatürk, 1924 yılında öğretmenlere seslenırken şoyle konuşmuştu: Hıçbır zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sızden "Fikn hür, vıcdanı hür, ırfanı hur" nesiller ister . "Fıkrı hur, ırfam hür, vıcdanı hür" olabılmek duşüncede ve sıyasette olgunluğun, ergınlığın, yetkınlığın ve kendine guvenın sonucudur. Sıyasal düşünceler, kökleşmış yargılar, bılinç altına geçmiş toplumsal ınanclar. ıdeoloııler ve kuramlar, bır yandan ınsana yön venrlerken, ote yandan da ınsanı, bu duşuncelere, ınanç halıne donuşmuş değer yargılarına ve kalıplaşmış ıdeol6)ilere tutsak ederfer Solcu ya da sağcı olursunuz, ama sızden önce varolan değer yargıları, sıyasal düşünceler, felsefı ya da ıdeolojık ınanclar duşuncenızı, dunyaya bakış acınızı ve vıcdanınızı çepeçevre sarmıştır Gerçeğı arayan ozgür ınsan ıçın bu da bır çeşıt kuşatma bıçımıdır Duşüncede başıbozukluk ıse bır başka tehlıkeye kapı açar Anarşızm ve nıhılızm bu kapıdan gırer. Geleceğe karşı duyulan güven, karamsarlığa, karamsarlık. yıkıcılığa yol açar. Ne o, ne obüru1 . Özgür ınsan kendı yolunu yırminci yüzyılın ınsanlığa armağan ettığı ozgür düşunce ile açabılır. "Fıkrı hür, ırfanı hur, vıcdanı hur" olmak bu anlamda, ınsanı özgur duşunce ıçın savaşa, bu savaş içinde yetkınlığını ve ergınlığını kanıtiamaya zorlar Turkıye'de ılerıcı düşüncenın "sıyasal ve ıdeolojik bağımsızlığı" her bakımdan yaşamsal öneme sahıptır Ilerıcı, demokrat, devnmcı ve sosyalıst göruşler bu bakımdan da tam anlamı ve butun ıçtenlıği ile "Fıkrı hur, ırfanı hür, vıcdanı hur" olmak zorundadır Sosyalıst duşüncede Bırıncı Dunya Savaşı oncesının kalıplarını tek gerçek olarak benımsemenın ve benımsetmenın bır anlamı ve yararı yoktur. Ve bu tutum bılıme, bılımsel gelışmelere de aykırıdır Her ülke, kendı devnmcı doğrultusunu, kendı tarıh birıkimınden, sıyasal ve toplumsal ozellıklerınden, yerel ve ulusal koşullarından çıkaracaktır. Yırminci yüzyılın ilk bağımsızlık savasını vermiş olan Türk ulusu, boylesıne gorkemlı bır tarıh bırıkimıne de sahıptır Dıyalektık duşuncenın ınsanı doğruyu araştırmaya zorlayan mantığı yerine, ınanç halıne donuşmuş değer yargılarına, fetışızm zırhına sokulmuş kalıplara saptanıp kalmak, ılerıcı duşunce adına başvurulan bir tutuculuk biçımı ve skolastık düşüncenın bır kısım sosyaiıst aydınlara bulaştırdığı bır duşunce kısırlığıdır "Fikn hur, ırfanı hur, vıcdanı hur" olmak özgur düşüncelı olmak kadar ulusal bağımsızlığın da gereğıdır. Ideolojide bağımsızlık, devrımcı, demokrat ve sosyalıst bırıkımın, en vazgecılmez, en yaşamsal koşulu olmalıdır Turkıye'de son otuz y:ldır, cıltlere sığmayacak acı oyküler yaşandı ve köprülerın altından çok sular geçtı. Sol ve sosyalist birıkım ıçındekı acemilıkler, tutarsızlıklar, ıdeolojık ıpotekler, ihanetler ve terorün bütun kurumlarda actığı onarılması guç yaralar, gelecek ıcın bırer ders olmalıdır. Sol kesınn ıçın yarına guvenle bakmanın ilk ve vazgeçilmez koşulu, sıyaset ve ıdeolojıde bağımsızlığın savunulması, korunması, guclenmesı ve yaygınlaştırılmasıdır. "Fikn hur, ırfanı hur, vıcdanı hur" olmadıkça, kıtlelerde kök salmanın, emekçı halk kesımlerınde güven sağlamanın olanağı yoktur Devrım gıbı demokrası de dışalım mah değıldır, ne "ıthal" edılır ne de "ıhraç" . Devrım ve demokrası, ancak o devrımı yapacak ve o demokrasıyı yaşatacak olan insanların kendı oz ellerıyle oluşur. Fıkrı hur, ırfanı hür, vıcdanı hur olarak ÖĞRENCİLER NEDEN ATILIYOR? Bugunlerde çok sayıda oğrencinin okullarından atılmasına iki yasa maddesi, sınav yonetmeliklerı ve YOK'un Çerçeve Yonetmeliğı yol açıyor. Ayn kaynaklardan çıkıp aynı yere varan "ilişki kesme" sureçlerı şoyle: • Oğrenciler 2547 sayılı yasanm 44^uncü ve bu yasanın bazı bolumlerini değiştiren 2880 sayılı yasanın 25'inci maddesine göre atılıyorlar. Ilgili yasa maddesi aynen şoyle: "... Bir yuksekoğretim kurumunun 1. smıfmda oğrenime başlayan oğrenciler, bu oğrenimin başlangıcmdan itibaren en çok iki eğitim oğretim yılı içinde; sınıf geçme esasına gore öğretim yapan kurumlarda birinci sınıfta; ders geçme esasına gore öğretim yapan kurumlarda ise ilk iki yan yıhn butun bitirme sınavı, senato isterse bir derslerinde başanlı olmak mec butünleme sınavı veriliyor. Başarısız olunan dersler bir kez daburiyetindedirler." • Oğrenciler birinci sınıf ta ba ha tekrarlanabiliyor. Yine başaşarısızolduklan derslerin ikinci nsız olduğunda oğrencinin okulyılda tekran sırasmda onceki yo la ittşiği kesiliyor. Çerçeve yönetnetmeliklerin değil de yeni oğre meliğe gore oğrencinin bir dertim ve sınav yonetmeliklerinin sin sınav hakkını kazanabilmesi uygulanması nedeniyle atılıyor için, o dersin yıl içindeki sınavlar. YÖK'ün çerçeve yonetmeli İanndan tam notun yüzde 40'ını ğine paralel olarak hazırlanan alması gerekiyor. Alamazsa o yeni yönetmeliklerde oğrencile dersi sadece bir kez daha tekrarre iki sınav hakkı veriUrken, bir lıyor.Yine başarısız olursa okulçok universitenin eski yönetme la ilişiği kesiliyor. liklerinde oğrencilere ikiden çok • Boğaziçi Universitesınce 8384 sınav hakkı veriliyordu. yılı ıçın verilen 59^ nolu boş kım• Oğrenciler, YÖK tarafından lık kartımı kaybettım. Hukumtıim universiteler için hazırlanan suzdur. çerçeve yonetmelik nedeniyle ARİF TANJU ERDEM atıhyorlar. Çerçeve yönetmeliğe göre, oğrenciye her ders için bir TemizliK medeniyet işaretidtr. (Baştarafı 1. Sayfada) hurbaşkanımız ile de konuştum. Kendilerine de bu sorun gelmiş. Size soz vermiyorum ama, bir kez daha bu konunun uzerine gideceğim. Ben de torun sahibiyim. Sizin dertlerinizi anlıyorum. İnanın bana ilgileneceğim. Ama eldeki imkânlar nedir, çozumlenebilir mi, bu konuda size soz vermiş olmayayım. İnanın bana tekrar ilgileneceğim." Başbakan Bulend Ulusu'nun orada bulunan tum velilerı tek tek dinlediği ve hepsine tek tek vanıt verdiği gozlendi. Ulusu ten bekleyen bir grup öğrenci, (Baştarafı 1. Sayfada) kesinleşmeyen sonuçlara gore, kendilerine ek sınav hakkı verıl1981 girişlı ve bır dersten ıkı kez mesmı ıstediler. Oğrencıler avrıbaşarısız olan 30 dolayında oğ ca, fakulteler arasındaki uygularencinin ilişiği kesileceği oğrenil ma farkhlığımn kaldırılması gedi.Butünleme sınavlarından son rektığını söyledıler. ra oğrencılerıne ek sınav hakkı YASAR HOLDING Sunar veren Yıldız Universıtesi'nin Beş Kafadarlar Tiyatrosu Rektor Yardımcılanndan Prof. Dr. Şerafettin Oydaştk, "Zaten duzenlediğimiz ek sınav lar daha çok bu durumdaki oğrenciler içindi. Mazereti olan öğrenci sayısı çoktu" dedi. Mimar Sinan Unıversitesi Dekan Yardımcışı Prof. Dr. Giinduz Gökçe, "Önce bir kesin soÇocuk Oyunu nuclan gorelim" dedı ve atılma durumundaki oğrencilere yenı Her C tesı Pazar 10 30 hak verilip verilmeyeceğı konuHodn Meydan Kultur Merkezı sunda şoyle konuştu: "Sonuçlan Z'ncırlıkuyu Tel 166 74 19 görelim, ondan sonra da diğer • Emekli Sandığı'ndan aldıiıniversitelerin bu konudaki (utumlannı gorelim." ğım 1983 yıh 4.35.568110 sıcil nolu ekim devre çekımi zayi ettim. Ankara Üniversitesi Tıp vç Hükumsuzdur. Hukuk Fakultelerinden tek ders HASA.\ GULER KOLTUKTAN KALKMAYAN ÇOCUK Kaşıkçı (BaştarafıJ2. Sayfada) met Turgut, kendisine yonelttiğimiz soru üzerine Adnan Kaşıkçı'nın . . Mye'de sanayi tesisleri de kurmak istediğinı, petrol alanındaki projenin ıse turizm alanındaki teklifinin kesinleşmesinden sonra Kaşıkçı tarafından yazılı teklıf halinde kendılerine üetileceğmı belirtti. KAŞIKÇI GİTTİ Kaşıkçı dun Cuma Namazını Sultanahmet Camii'nde kıldı, Ayasofya Müzesını geidi daha sonra Vizon Şovu ızledi gece de Ispanya'ya uçtu. EVLİYAOĞLL'NUN AÇIKLAMASI Bu arada Turizm ve Kultur Bakam İlhan Evliyaoğlu dun arkadaşımız Leyla Umar'ın AğaHan'uıyatırımlarıyla ilgih sorusuna "iki saat önce gönderdiğim teleksle Kerim Ağa Han'ın isteklerinirkabul edildiğini ve anlaşmamızın hükumetimizce onaylandığını bildirdik" yanıtını verdi. • Cankurtaran İlkokulu'ndan aldığım dıplomamı kaybettım. Hükumsuzdur. MURA T UZGUR D GRLJBU 50.YIL RESIMve HEYKEL SERGISI 828 Ekim 1983 Acılıs saatlerLpazar haric Iiooi8oo NO:36 Harbiye Istanbul TeLl462041 (Sergi Açıhşı 8 Ekim, saat: 16.00) uiuslararası sanat gösterileri a.ş. & egemenbostancidan ENGIN CEZZAR yönetiminde TÎYKERÛ B3TÎM STÜMHJ Bale EfilTIM KADROSU Tıvatro Muzığı TİMURSEIÇUK [Tıyalroda Espas METINDENtZ ikinci dönem konieranscılanmız l^lfab«ıık sıra) GARANTI BANKASI SANAT GALERÎSİ • METtNAKPINAR m YAŞARKBMAL • A TİLLA DORSA Y • AZ1ZNESIN »OMATKUTLAH • ZEYNCPORAL • ERGtNOMEY .GOUUZSURUM • AHMETGÜLHAN • GÜNGÖKOILMEN • VASHRBAZOBU TES"c ikinci donem oğrencısı katılmak isteyen gençlcrin ŞAN TIYATROSU'ndan 10 14 Ekim 1983 arası iki adet fotoğraf gctircrek başvuru formu almalan rica olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear