26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİM 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle 152 günde 348 bin kişi gezdi istanbuVda sürmekte olan Anadolu Medeniyetleri Sergisi'ni 152 günde 348 bin kişi gezdi. Sekiz ayn bölümde ziyaretçilere sunulan sergiyi böylece günde ortalama 2295 kişi gezmiş oluyor. Sergide en büyük ilgiyi, 80 biniyerü, 46 biniyabanct olmak üzere 126 bin ziyaretçiyle Aya İrini Müzesi gördü. Anadolu ' <edeniyetleri Sergisi'ni gezen jplam 348 bin ziyaretçinin 180 binini yerli, 168 binini yabancı sanatseverler olusturuyor. SINEMA Yunan sınemasına devlet yardı lımı 1 milyur lira Duyduk Gördük Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı Basın ve Halkla tlişkiler Müsavirliği, 28/9/1983 tarihü bir yazı yollamış. 15 eylül tarihü gazetemizin "DuydukGörduk" köşesinde yayınlanan "Hem Mavi, Hem Şeffaf, Hem Naylon" baslıklı yaz/ya değinilerek şöyle deniyor: "Devlet Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü 'nce açılan kursa kayıt için istenilen mavi strtlı, bir yüzü şeffaf naylon dosya şu sebepten istenmiştir: 1 Geçen dönem kursa devam eden öğrencilerle bu yıl kayıt yaptıran öğrencileri birbirinden ayırmak için dosyalar değişiktir; örneğin geçen yıl turuncu idi, bu yıl mavi. 2 Olaya pratik bir işlerlik kazandırmak ve dosyaları karıştırmadan ilk saifenin görülmesi için şeffaf kapak istenmiştir. 3 Arşiv ve kayıt dolaplarında düzenli bir dosyalama sistemi oluşturmak ve estetik bir bütünlük sağlamak için özellikle istenmiştir. Gazete kupüründe dosyalar herhalde belgelehn konması için istenmiyor ibaresi yanlıştır. Aksıne, dosyalar evrak dosyası olarak kişiler adına kullanılmaktadır. Dündar Arcayürek Basın Halkla tlişkiler Müsaviri En, estetik bir bütünlük sağlamak istendi mi, hem şeffaf olur, hem de naylon dosyalarınız. Geçen yıl turuncuyken rengi bu yıl maviye, gelecek yıl da belki fıstıki yeşile boyanır! Gazanfer Özcanhn yeni oyunu "Hüsnü Kuruntu" Gönül ÜlküGazanfer Özcan Tiyatrosu'nun yeni mevsimde sergileyeceği oyun beüi oldu. Gazanfer özcan 'ın derlediği "Hüsnü Kuruntu" adti oyunu sahneleyecek olan topluluk, perdelerini kasım ayı başUmnda açacak. Dekorlanm Engin Aşan 'ın, giysilerini Nihal Kaplangı'nırt hazırladtğı üç bölümlük güldürüde Gönül Ûlkü, Gazanfer özcan, Fulya özcan, Yıldırım Ataç, Orhan Aydmbaş, Rıza Pekkutsal, Aynur Aksoy, Gazanfer Ündüz ve Atilla Yiğit rol alacaklar. tRAN YENt DALGA'SI 1970'lerde çoğu Fransa'da öğrenim görmüş bir grup genç >önetmen, Yeni . . . . . . . . . . n * 1 1 C.I L CLnl.:<1 C#ill 1 İfi»" aiill Dalga olarak nitelenen akımı basl«Hı. Bu genç yöoetmenlerden Sohrab Shahid Caloe c 'Still Life" adlı fîlmhle dikkati çekti. 44 n Ultısal Kısa Film Yarışması İFSAK'uı 5. UbısalKısa Film Yarışması'na katüma süresi 19 arahkta sona eriyor. "Ticariolmayan kısa film çalışmalannın çok zor koşullarda gerçekleştirildiği ülkemizde, özgün bir yapıt oluşturabilme coşkusunu içinde taşıyan pek az yapımcımn özendirilmesi ve desteklenmesi" amacıyla düzenlenen yarışmanın Seçici Kurulu şu adlardan olusuyor: Sinan Çetin, Atilla Dorsay, Hilmi Etikan, Erden Kıral, Ali 'iabip Özgentürk, Rekin Teksoy ı e Gani Turanlı. tranlı sinemacılar ya sürgünde ya da işsiz Knltür Servisi Sansür, bütün sanat dallannın, belki hepsinden de f azla sinema sanatının önündeki en önemli engellerden biri. Günümüzde hemen bütün ülkelerde değişen ölçülerde var olan sansür, bazı ülkelerde belirli sanat dallarını, en başta da sinemayı neredeyse tümden yok ediyor. Bu ülkelerden biri de Iran. 1979'da Şah'a karşı yürütülen mücadele tam anlamıyla zafere ulaşıp lran Devrimi gerçekleştiğinde, kültürel alanda büyük bir rahathk, özgürlük bekleniyordu. Oysa tam tersi oldu. Dogma dogmaydı. Sinema alanında da, önemli yönetmenler, sinema oyuncuları yetiştiren lran Sineması hemen hemen yok düzeyine indi. Bugün ülkenin en önde gelen, en yetenekli yönetmenleri, yapımcılan, oyuncuları ve film teknisyenleri sürgünde. Ülkede kalanlarsa ya sessizce bir köşede oturuyorlar, ya da büyük sıkmtılar içinde mesleklerini sürdürmeye çalışıyorlar. tran Devrimi'nin gerçekleştiği 1979'dan bu yana, dört yıl içinde yalruzca 40 film çevrildi ve bunlardan 23'ü de yasaklandı. kunan" filmlere ağır bir baskı uygulanıyordu. Ancak, uluslararası film şenliklerinde ödül alan yapıtlann, Rıza Şah Pehlevi lran'ına petrolle bile satın alınamayacak bir saygınlık kazandırdığı fark edildiğinden bu tür filmlere belli ölçüde esnek bir politika uygulanıyordu. örneğin, lran'ın Yeni Dalga sinemacılannın en etkililerinden biri olan Darius Mehrjui'nin "tnek" adlı filmi, bir ölçüde Ulusal Radyo ve Televizyon Kurumu'nca finanse edilmesine karşın, bir yıh aşkın bir süre yasaklandı. Yoksul bir köylünun başından geçenleri dile getiren film, ancak yönetmenin filmin başına tarihsel bir olayın anlatıldığmı, konunun bugünle bir ilgisi olmadığını belirten bir öndeyiş eklemesi koşuluyla serbest bırakıldı. Sonunda Mehrjui'nin filmi, 1971 Şikago Uluslararası Film Şenliği'nde En İyi Erkek Oyuncu Odtilü, 1971 Venedik Film Şenliği'nde de Uluslararası Film Eleştirmenleri ödülü aldı. Ama bugün Islam yönetimi altında film çevirme olanağı bulamayan Mehrjui, Paris'te oturuyor. bir filmi çevirmek bile miimkün ATİNA Selanik'te düzenlenen 24. Film Şenliği'ni bir konuşmayla açan Yunanistan Kültür ve Bilim Bakanı, ünlü sinema oyuncusu Meline Mercouri, Yunan sinema sanayüne bu yıl içinde yapılacak devlet katkısının 400 milyon drahmiye (yaklaşık 1 milyar Hra) ulaşacağım açakladı. Mercouri, ayrıca, söz konusu devlet yardımınm 1982'de 150 milyon drahmi (yaklaşık 375 milyon lira), 1981 yılında da 50 milyon drahmi (yaklaşık 125 milyon lira) olduğunu belirtti. Yunan sinemasının dünyaya tanıtılmasında Selanik Film Şenliği'nin etkili olduğunu ileri süren Melina Mercouri, şenliğin bu yılki onur konuğunun Italyan film yönetmeni Bernardo Bertolucci olduğunu bildirdi. Sualtında fotograf çekilmez Oğuz Altunseçen 50 yasında ve mesleği dalgıçlık. Ama sıradan bir dalgıç değiL Altunseçen, Kaptan Cousteau'nun okuduğu Amerika'daki "The İntemational Ocean Ographic Foundation" çıkışlı. Okyanuslar dahil, dalmadığı deniz kalmamış. Pearl HarbordaABD hesabma üç yıl, Japonlar tarafından batırdan gemilerin çıkartılmasında da çalışmıs. Oğuz Altunseçen sadece dalgıç değiL tyi bir sualtı fotoğrafçısı da. Her dahşta denizin dibinde ilginç fotoğraflar da çekiyor. Antalya Sanat Şenliği'nde fotoğraflannı sergilemeyi çok önceden planlamıştu Sergileyeceği fotoğraflar arasında Akdeniz ve Ege sularında çekeceği fotoğraflann da bulunmasmı istiyordu. Bu amaçla Antalya'ya geldi ve dalmak istedi. Eski iskeleden dalışa hazırlanırken polisin mudahalesiyle karşüaştı. Polis, izinsiz fotoğraf çekemeyeceğini bildirdi. Durum valiliğe duyuruldu. Valilikten Kültür Müdürlüğü'ne.. Altunseçen'e Antalya Kültür Müdürlüğü iznin Ankara'dan Bakanlıktan ahnması gerektiğini bildirdi. Doğal olarak bu izin çıkmadı ve Oğuz Altunseçen Okyanuslardan, Filipinler'den çektiği fotoğrafları sergilemek zorunda kaldL Türkiye'den, Antalya ve Ege sularının altından fotoğraf sergileyemedL ABD'deyinelenecek sergide de ülkemiz sularının altında çekilmiş fotograf bulunmayacak. Çünkü ülkenin tanıtımı bürokratik engellere çarpıp engellendi kolayca.. "Arka Pencere" 20 yıl sonra ABD'de yeniden gösteriliyor Yurtdışındaki aydınların düş kınklığı lran Sineması'nın en popüler oyuncu ve yönetmenlerinden biri de, Parviz Sayyad. Birçok televizyon filminde de oynayan Sayyad'ın filmleri, devrim öncesi İran'da büyük sayıda seyirci çekiyordu. Toplam on üç film yöneten, yirmi iki filme de oyuncu, yapımcı ve senarist olarak katkıda bulunan Sayyad, özellikle, tran halk masallarmın yaygın temalanndan biri olan büyük kentte şaşkına dönen saf köylü tipiyle tanınıyordu. Ancak, 1976'da çevirdiği ve baş oyuncu Mary Apick'e 1977 Moskova Film Şenliği'nde En 1yi Kadın Oyuncu Odülu kazandıran "Çıkmaz" adlı filmi, Şah rejimince yasaklandı. Daha sonra, devrim sıralarında Almanya'da bulunan Sayyad, Tahran'daki sinema salonunun yakılıp yıkıldığını öğrenince ülkesine dönmekten vazgeçti. Kısa bir süre sonra ABD'ye yerleşen Sayyad, bu ülkede Farsça konuşulan ilk filmi çe^rdi. Yönetmenin "Görev" adlı bu yapıtı, devrimden sonra ülkelerindeki olaylann gidişi karşısmda Sayyad gibi yurtdışında yaşayan aydınlann kapıldıkları karamsarlığı ve düş kınkhğını yansıtıyor. Şu sıralar Los Angeles'de Farsça bir oyun sahneye koyan Sayyad yaşlı bir çiftin yaşamlannı anlatan bir film dışında (bu filmde kadınlar baştan sona tümüyle kapalı giyiniyor) bütün filmlerinin Islam Cumhuriyeti'nce de yasaklanmış bulunduğunu söylüyor. NEW YORK (a.a.) Alfred Hitchcock'un en büyük filmlerinden biri olan, başrollerinde Grace Kelly ile James Stewart'ın oynadığı "Arka Pencere", 20 yıl sonra ABD'de yeniden gösterime giriyor. "Arka Pencere"nin uzun zaman yeniden gösterilmemesinin tek nedeni, Hitchcock'un vasiyetine aynen uyulması. Ünlü yönetmen, bütün haklarını elinde bulundurduğu "Arka Pencere" ve "Vertigo" gibi filmlerinin, ölümünden çok sonra avukatının belirleyeceği bir tarihte gösterime yeniden sokulmasını vasiyet etmişti. Salı aksamı saat 20.15'de TV'de gösterilen Macar yapımı çizgi film "Petertn SerüvenlerVnde, Bilgin Amca canulan büyütuveren bir ilaç buldu ve bunun ardından bir dizi olay çıktu İlaç sayesinde devleşip horoz oluveren bir civciv, yine aym nedenle inanılmaz boyutlara ulaşan bir arıyla kapışıverdi. Yeni siyasal yaşamımızdaki belli başlı iki partinin simgesi olan bu iki canlıdan, an.horozu kovalamaya başladı ve zavalhyı perişan etti. Çizgi filmi yavrularıyla b'ırlikte izleyen analar ve babalar da, Özal'ın "An"sıyla Sunalp"in "Horoz"u arasındakine benzeyen ve annın ustünluğüyle sona eren bu kapışmayı ilgiyle izlediler. Bir gunlük gazete ise, iki partinin simgesi arasındaki bu çekişmeyi resimli olarak ve "An, Horoz'u Perişan Etti" başlığıyla verdi. An ile Horoz'un Serüvenleri HAYVANLAR İsmail Gülgeç AtLAHIM SEN KUUU*INI OO&RU OBüR DÜNVÛ/ı UNUTTUEMA . ETT;R;P, İran'da 19311979 yıllan araBugün İran'da bir filmin ya smda 1100 film çevrildi. Ama Rıfat Ilgaz, 70. yaş ve 55. sa1960'lar ve 1970'lerde çoğu pılabilmesi için, öykü ya da senat yılını Karabük'te kutlayanaryonun Rehberlik Bakanlığı' Fransa'da öğrenim görmüş bir cak. Ilgaz, Karabük'teki Batı na teslim edilmesi gerekiyor. BaKaradeniz Ekspres gazetesinde 8 kanlık da, bu öykü ya da senarekim cumartesi giinü saat 14.00 yoları Islam Yasaları'nın ölçüt19.00 arasında okurlarına kitap lerine vuruyor. Sözgelimi, beyaz lannı imzalayacak. Ylne cumar perdede evli olmadıkça öpüşmek tesi aksamı Karabuk 'te yazarın yasak. Kadınlann da her zaman, "Hababam Sınıfı" adlı oyunu yalruzca ellerini ve yüzlerini açıkçağnlılara sunulacak. ta bırakan çador giymeleri zorunlu. Film çekimi sırasında, Musaffer ekibin başında bir hükümet temBuyrukçu'nun yeni silcisi duruyor. Film en sonunda tamamlanınca, bir dizi sanöyküleri Muzaffer Buyrukçu'nun yeni sürden daha geçiriliyor. Kuşkuöykü kitabt, "Günlerden Bir suz, bu tür kesin sınırlamalar soGün"adıyla Yazko Yayınlanara nucunda, gösterime girebilen sında çıkacak. Aralık ayı içinde tüm filmler çok dar bir Islam anyayınlanacak olan "Günlerden layışı içine hapsoluyor. Iran'daki sansür kavramından Bir Gun"de Muzaffer Buyrukçu, yaşadığımız toplumdaki ilişki birkaç somut örnek vermek gesürtüsmelermden toplumsal bas rekirse, ilk akla gelenlerden bikılardan doğan kırgınkklan, bu ri, ülkenin en iyi birkaç yönetmeninden biri sayılan Emir Nanaltılan anlatıyor. deri'nin başından geçenler. Naderi, geçen yıl IranIrak savaşı Ortaoyuncular'ın Mary Apick üstüne belgesel bir film çevirdi. yeni oyunu grup genç yönetmen, yeni dala Ne var ki, yetkililer, binlerce olarak tanımlanan bir sinema Küçük Sahne 'de gösterilerini Iranh'nın öldüğü kanlı çatışmaakımı başlattı. Mehrjui, Naderi, sürdüren Ortaoyuncular, bu yıl ların gerçekleştiğini çok açık bir Parviz Kimiavi, Sohrab Shahid geçen mevsimden sürdürdükleri biçimde yansıttığını düşünerek, Saless, Parviz Sayyad ve Batı"Anna'mn 7 Ana Günahı"ntn filmi hemen yasakladılar. Daha man Farmanara gibi adlardan yanı sıra 21 ekim cuma günü sa da saşırtıcı olan, Naderi'nin devoluşan yeni dalga yönetmenleri, at 18.30'da Ferhan Şensoy'un rimden sonra çevirdiği ve Şah'Godard ve Truffaut gibi Franyeni oyunu ' 'Fırıncı Şükru, De ın gizli servisi SAVAK'ın işkensızlar'dan ve Rossellini ile Vittoli Vahap, Nuri ve ötekiler"i sah ce yöntemlerini ortaya koyan bir ria de Sica'nın Italyan yeninelemeye başlayacak. Bir müzik film de yasaklandı. gerçekçiliğinden büyük ölçüde li güldürü olan oyunda Ortao Şah döneminde etkilenmişlerdi. İranh köylülerin yuncular'a bu sezon kattian Seve işçilerin gunlük yaşamlanndadefBediz, Sefrin Tokyay ve Ul de yasaklandı ki çarpıcı gerçeklikleri ustaca beviAlacakaptan'uı yantsıra BayNe tuhaftır ki, Emir Naderi, ümleyen bu sinemacılar, Şah'ın kal Kent, Rasim Öztekin, Arzu daha önce Şah döneminde de rejiminin "efsane"lerini, Batı'Bigat ve Levent Ünsal oynuyor. sansürün epey azizliğine uğradaki sanayi toplumlannı kısa zaAynca Mehmet Keskinoğlu ko mıştı. 1974'de çevirdiği "Mersimanda geride bırakacak büyük nuk oyuncu olarak rol alıvor. ye" adlı film Şah'ın sansürünce yasaklanmrş, ancak 1978'de San "Dönem" dergisinin Remo Film Şenliği'nde Seçici bir toplumun doğmakta olduğu "efsane"lerini de berhava ediyorlardı. Ancak, işin en acıklı ilk sayısı çıktı Kurul Özel Ödülü'nü kazanınca yanı, tran Sineması'nın umudu "Dönem" adlı yeni bir dergi gösterilmesine izin verilmişti. olan bu yönetmenler bugün ya yayın yasamma katıldı. Dergi Naderi, son zamanlarda film çeülkelerini terketmiş durumdalar, virmeyi bırakrruş bulunuyor ve yöneticileri, yapnklan açıklamaya da Homeyni lran'ında elleri da, "Dönem"in amacını ve çiz yalnızca fotoğrafçıbkla uğraşıkolları bağlı oturuyorlar. İran'gisini şöyle açıkladılar: "Günü yor. ın en önemli film eleştirmenlemüzün toplumunu, günümüzün Bir başka tranlı yönetmenin, rinden Bahman Maghsoudlou, insamnı anlamayan, ona bu çık Bahram Bcyzai'nin, "Tara" adlı tran Sineması'nın bugün içinde mazlar içinden ısık göstermeyen, tarihsel filmiyse, Homeyni'nin bulunduğu durumu şöyle tanımumut kapılarını aralamayan sa sansürünce bu kez kadınlann hyor: natı dışlamak; umudu, sevinci, yüzlerinin açık olduğu gerekçe"Şah rejiminde bir film hiç siyle yasaklandı. tranlı bir film ışığı, yaşama direncini ve güzeldeğilse çevrilebiliyordu. Filmin likleri arttıran sanat ürünlerine eleştirmenince ünlü Japon yöbeş yıl yasaklandığı da oluvordu yer vermek amaamız olacak netmeni Kurosawa'ya benzetilen ama, en sonunda şu ya da bu biBeyzai, şu sıralar iran'da yaşıtır..." çimde gösterilme olanağı da buyor, ama film yapmıyor. Bugün "Hayırdır İnşallah" New York'da yaşayan genç yö lunuyordu. Homeyni rejiminde, hukumetin onayı alınmadıkca netmen Ghasem Ebrahamian, Ankara'da 1978 yılında "tnm: Devrim SahNisa SereztiTolga Aşkıner Ti nesi" adlı belgeselinin çekimletngilizce ders verilir. yatrosu, geçtiğimiz mevsim ls rini yaparken SAVAK tarafınTel: 5286456 OKTAY. tanbul da sergilediği "Hayırdır dan tutuklanmış ve bir süre haİnşallah'' adlı oyunu bugünden piste kalmıştı. Ne ki, devrimden ijNIVERSfTEVE GIREMEYENLERE baslayarak Ankara Sanatevi'nde sonra Ebrahamian, Tahran ÜniBEKLEMELi V£ ÇALIŞANLAHA sahneleyecek. Arthur Lovegro versitesi'nde film çekerken Hizve'un yazdığı güldürüyü Tolga bullahlar'ın sopalı, bıçakb saldıAşkıner sahneye koydu. Oyunun rısına uğradı. dekorlanm Osman Şengezer, OZEL OKUTAN DIL KURSLARI giysilerini Betül Mardin hazırlaŞah döneminde daha çok suOSMAHtEf • U 6 40 00 • 1*6 24 23 . KADIKÖT : 337 00 29 338 66 43 dı. Topluluk, oyunu Ankara'da dan filmler, muzikli güldürüler U L t l i 576 11 22 \ 30 ekime kadar sergileyecek. destekleniyor, "suya sabnna do Rıfat Ilgaz 55. sanat yılını kutluyor Evli olmadıkça öpüşmek yasak İran'ın Yeni Dalga yönetmenleri TARİHTE BUGÜN Mümtaz Ankan OLAGAN DtŞI DUŞ GÜCÜ.. 1949'PA BU6ÛN,ÜNUJ AMBRİKALI OZAN VE ÖrKÜ YAZARt EP6AR ALLANPOE,40 X4$tNOA ÖLDÜESHAfiU ÖyfCÜLESİ V£ ftOMANTIKŞİİRLEfiİYLEOtUMIABEl. LEE'&I&) TAUINAN POE/ t£ND/NDEN SON&Kİ EDEBİYATÇJ KUÇAKLAOA DOĞA ÛSTÜ KO/ÜOI VE DETEKTÎF ÖYKULERİ TAgZ/Ut ABAMĞAN ETMİŞTlf!. İÇKİ KEUYUÇTURUCU MAODE TVTKUHLU6U N£OENİYL£ GEÇİRDİ&J KUHSAL BUhJALIMLAR V£ YÜKSBK ATEŞLE GÖflDÜĞÛ KÖTÜDÜÇLE£,SANAT1NI ÇOK BTKİLİYORDUŞEYTANCA PLANLAHAN C/MMZTLER^ÖTÜ RUHLfiR,KORKULU MEZAKUKSAH. NELERİ OL4ĞAM D/$l gİR PÜf 6ÜCÜYLE CAN LAAICHRlLMtŞri "MDftS SOJcAĞı C!NAYETİ*"AITIN 8ÖC£K'%ÖLSE'ÖrKlk£/ti gUNlAKPAN BlflKAÇlfrf! 7 Ekim Gerçek anlamda sinema kalmadı lran'm tanınmış kadın oyunculanndan Mary Apick, birkaç haftadır, Sayyad'ın Los Angeles'de sahneye koyduğu Farsça oyundaki rolüne hazırlanıyor. Annesi de İran'da çok ünlü bir tiyatro ve televizyon oyuncusu olan Mary Apick, şimdilik ülkesine dönmeyi düşünmüyor. Devrimden kısa bir süre sonra, tran'daki annesine telefon etmiş ve ülkesine dönmek istediğini söylemiş. Annesinin tepkisini şöyle dile getiriyor Apick: "Annem kesinlikle dönmememi söyledi. tran'da artık gerçek anlamda tiyatro ya da sinema diye birşey kalmadığını; oyuncuların bir filmde rol alabilmeleri için, Şah döneminde şarap içen ve halka kötü örnek olan karakterleri canlandirdıklarını, giinah işlediklerini kabul eden bir belge imzalamak zorunda bırakıldıklannı anlattı. Bir süre kendime gelemedim." Surgündeki tranlı sinemacılar, hiç değilse yakın gelecekte geri dönemeyeceklerinin farkında oldukları için, bulundukları ülkelerin sinemalarında kendilerine yer edinmeye çaba gösteriyorlar. Ghasem Ebrahamian, belki de sürgündeki bütün İranh sinemacılar adına şunları söylüyor: "Şah devrilip de devrim gerçekleştiğinde, $öz ve basın özgürlüğünü hcdefle>en demokratik bir topluma kavuşacağımızı sanmıştık hepimiz. Herkes bu devrimin başarıya ulaşmasını istiyordu. Ama birden. olaylann bizim düşündüğumüz gibi gelişmediğini fark ettik. Herşey bir trajediye dönmüştü." 50 YIL ONCE Cumhuriyet Gazi Hz'nin İstanbullulara ilüfatlan Hazretlerine arzetmişlerdır. Reisicumhur Hazretleri, bilmukabele "Isıanbul halkının bu vesile ile de hakkımda izhar eylediği samimiyet ve teveccuhe karşı teşekkürlerimi arzediniz. İnşallah hep beraber uzun seneler bu bayramları kutlularız" buyurmuşlardır. 7 Ekim 1933 münasebeüe ileri surülen bir mütaleaya nazaran, prim ticareti, gerçi yapılmışsa da, mahiyeti itibariyle bunun bir ticaret işi addolunması imkânsızdır. Mesele ihracat tacirlerinin, yapnklan ihracat mukabilinde elde ettiklerı ithal hakkını, ithalâtçılara muayyen bir prim mukabilinde devretmeleridir. Takas kararnameleri, bunun ancak bir ele devredilebileceğini tasrih etmektedir. tşin ticaret mahiyetıni alabilmesi için, boyte bir elde kalması değil, malın tedavül edebilmesi lâzımdır. 1933 1983 ÇAPAMARKA Hububat l'nları SlHHATtcMJYYET VERiR lstanbul'un kurtuluş bayramı münasebetiyle Vali ve Belediye Reisi Muhittin, Halk Fırkası Istanbul idare heyeti reisi Cevdet Kerım, Şehir Meclist birinci reisi Sadettin Ferit, Belediye Reis Muavini Hâmit, Şehir Meclist azasından Galip Bahüyar ve Tevfik Âmir Beylerden murekkep bir heyet dun Dolmabahçe Sarayı'na giderek İstanbulluların tnmnet ve şükranlannı Reiskumhur Prim ticareti İhtisas Mahkemesi Ticaret Odası'ndan, prim ticareti namile bir ticaret olup olmadığmı sormuştur. Oda idare heyeti, bu suale vereceği cevabı hazıdamaktadır. Bu GALERILER 528 66 29 522 89 97 URART MEHMET GÜLERYÜZ Resim Sergisi 627 Ekim SANAT GALERİSİ TURK RESSAMLARINA AİT RESİM AL1NİR Kunuluş Caö 191 Kurtutus/lST Tel 1404 783 SÜHIÛZTARTAR" SANAT 6JUİRİSİ 46 5940 Bemsi Toremen Baaim Sergiai 624 Ekim ASIM YÜCESOY NEVİN MEHGÜ Stıluboya Resim Sergisi 1 Ekim • 24 Ekim SENEMALAR TTCATROLAR YA$AR HOLDING Sunar 528 66 29 • 522 89 97 Beyoğhı gtşe. INGILIZCE KOLTUKTAN KALKMAYAN ÇOCUK Çocuk Oyunu Her C fesı Pazar 10 30 Hodn Meydan Kültür Merkezı Zıncırlıkuyu Tel 166 74 19 Beş Kafadarlar Tiyatrosu HADI ÇAMAN 7 TEPE 0YUNCULAR1 Konuk oyuncu: FÜSUN ÖNAL z => O o tn 04 S/H^ ORTAOYUNCULAR !£ S \ı BRECHT WEILL ŞENSOY • Avni Dilligil yılın en iyi oyun ödülü HARBİYE KENTtR TİYATROSU'nda Tel.: 147 36 34 L ANNA NIN 7ANAGÜNAHI Cuma: 18.30 Cumartesi Pazar. 15.3018.30
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear