Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CÜMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ribette kok bilgisıne bağlı. Ne yaıık bu alanda ne bır sozlugumuz var, ne de yazılmış kıtap. Venı bir soy karşısında, "Nereden gelıyor 9 " diye kok arayışlıgımız, hepimizin ortak sonımuz, sonınumuz oluyor. Severek kullandığımız "ısmarlamak" soyunun kokunu haylice aramışımdır. Sanırsam Orhan Kemal'de "sımanççılık" bıçımınde geçıyor. "Turkçede manevı anlamlı kehme voktur" diyenlenn onune surulecek guzel bir ornek soy. tyi ama, koku ne? DuşunseJ bır sureç benı, sımanç'tan sipanş'e kadar goturdu. Allını bıraz eşelesen herşeyı yabancıdan almış olmamızın meydana çıkışı oncelen benı uzdu. Sonralanysa, soyun Turk dılıne uyuş bıçıminden, kokunu andırmayacak kadar değişimle bızım oluşundan doyundum. Bır de âsâjış soyune degınecegım. Lzatmalarla ı' nın noktasını kaldırdıgımızda so>, asayış biçıminde Turkçeleşıyor. Farsca âsâyış ile turdeş olan Arabca ases bızdekı esenlık, esirgeme eskı soylemle de turdeştırler. Baştakı (es> hecesı= yenilik, yerindelık, sağlık, sagiamlık... bıldırmektedir. (es) hecesınin yenilık anlamı taşıdıgını (es + kı) soyunden çıkanyorum. Turkçede, (saptadıgım) kımi anlaraları (gayrı) anlamına çeken bır k kuralı var. Ornegın..." Mektup boylece kok araştırmalanna dalıp gıdıyor Sayın okurumuz bu konudakı çalışmalarını unıversıtelere, TUBİTAK'a fılân yollamış Benden de yardım ıstedığını soyluyor Turk Dıl Kurumu'na gondermesını öğutieyeceğım, ama o zama na değın yerı boşalır mı Kurul' un, bılemıyorum Okuruma bır de şunu anlatayım Anlamı kökte saklı sayma anlayışı modern dılbılımde epey sarsılmış durumdadır Goz onune almaktan zarar gelmez • 5 ağustos 1983 gunlu Cumhurıyet'te çıkan "Ayağa Kalktık" başlıklı yazırnda, yemeklenmıan yapısal ozellıklerıne değındıkten sonra, '•|okanta"nın ulkemıze ne zaman gırmış olabıleceğı konusu uzennde durmuştum İstanbul, Kadıkoy'den yazan okuru muz A Ç Kurma, "Restaurant"ı neden ele almadığımı soruyor Hakkı var, ben "lokanla"yı bulayım derken "restauranf'ı unutmuşum Neden' Lokanta daha eskıdır sanıyonım da ondan "Restauranf'ın dılımıze ne zaman gırdığını bılmıyorum Bılemeyeceğım de, çunku bu gıbı konuları onemsız sayan anlayış hıç bır belge bırakmaz Fransızca'da sozcuk, 16 yuzyıl başJannda "Reconstiluanl" anlamında kullanılıvor, "yemek yenilen yer" anlamını ıse ancak 18 vüzyılda almıştır Benım bıldığımce, lokantayı ılk kez böyle adiandıran Dıderot'dur Bay fılozof (o zaman ona böyle denırdı) boğazına çok duşkundu ve hele zıyafetlerdekı sofradan kalktıktan sonra çoğun hasta duşer, hekım çağırtırdı Ben bunu, sevgıbsıne yazdığı bır mektupta okumuştum Dıderot, "restauranl"ı "onarıldıgımız yer" anlamına, saka olarak kullanmış, ama ış cıddıye sarmış sonradan Bız de onun yenne "Onaran" de sek hıç fena olmaz * "Akan ZamanDuren Zaman" dızısınde çıkan "Bız de Geçseydik" başhklı yazımda muzıkle resmı karşılaştırırken yedı ses ve yedı renk benzerlığı uzennde durmuş ve en ıyısı, sözu azız dostum Cevdeı Kudret e bırakayım Bana Bodrum'dan yolladığı kısa mektubunda şöyle dıyor "Sevgıh Mehh, "Bız de Geçsejdık" başlıklı yazının bır yerınde şovle demışsın: ..^edı ses ıle >edı renk arasındakı eşdegerlılıgı belırtıyordu. Gercekten de, bu ikı yedıler benim kafamı hep kurcalayıp durmuştur. Şiır dılınde bır yedı daha bulsam rahat edecektim. Şiir dilimizdekı vedm hemen soyleyeyim sana: Yedı Meşale. Nasıl? Rahat ettın mi? Ozlera ve sevgilerimle. Cevdet Kudret." Duzeltme Geçen yazımda, Refah şehıtlerınden olan ağabeyım denızaltı yuzbaşısı Nejat Anday'ın adı "Necdet Anday" dıye çıktı Anısına saygımdan duzeltınm 7 EKIM 1983 Mektuplar MELİH CEVDET ANDAY 9 Eylul 1983 gunu burada >ayımlanan "Derebeyı N e Demek?" başhklı yazıma ılışkın mektuplar almaktayım Konu ıle ılgılenenler vararlanırlar duşüncesıyle, ılgınç bulduklarıma arada bır yer vereceğım Aktepe Lısesı Felsefe öğretmenı sayın Nâzım Yardım, Ankara'dan şöyle yazıyor Yazuuzda, "Ne demekür derebeyı'7" "Toprağını derebeyhk sıstemıne göre yöneten kımsd' Oyte ise "Derebeylık" sozcuğune bakacağız: "Derebeylık Toprağı ve uzennde yasayan koylulerı tek bır kımsenın malı sayan Ortaçağ rejımı Feodalıte" diyorsunuz. Gerçi, kaynaklar (orneğin Meydan Larousse) feodalite ve Derebeylık sozcoğunu avnı anlamda kullanıyor ve açıklı>oriar. Ancak, ben bovle bır yaklaşımın yanlış olacağını duşunuvonım. Bn ikı sozcuğon bırbırını karşılar şekilde duşunulmesı ve kullanılması bizı gerek tanhsel ve gerekse toplumbılimsel açıdankaçınılmaz yanlış sonuçlara ve genellemelere goturebılir. Bildığiniz gıbı, Feodalite, IX. yuzyıldan XIII. yuzyıla dek stıren ve ozellıkle de X, XI ve XII. yuzyıllarda Avnıpa'da görulen "Fıef Yasalı" toplumsal duzene verilen isimdir. Ancak, bunu "Derebeylık" terimi ıle karşılamak uygun olmaz. Zira Turkçede derebeyi ve derebeylik tenmlerinin ozel anlamlan vardır.Derebeji terimınden. 18 ve 19. yuzyıllarda padışahlar guçsuzlenince merkezı otonteye baş kaldınp, devlet topraklarına sahıp çıkan ve halkı ezen kımseler anlaşılır. Yurdnmnzda derebeyliğın ortaya çıkışını "tımar" sistemının bozulmasına baglayabıhriz. Oysa, feodalite bo\le bır bozulmanın değil, az çok turel bır nıtelık kazanmış, neredeyse bellı kurailara baglanmıs bir toplum duzeninın adıdır. Bu ikı kavram, açıklanır ve kullanılırken bu noktanın ozellıkle gozardı edılmemesi gerekmez mı? Bilmem sîz bu konuda ne duşunursunuz? Belkı de benim yanıldığım bir nokta vardır. Derin sevgi ve saygılanmla.. Ben de sayın \ardım'ın duşuncesındeyım, "Derebeylık"ı "Feodalite" ıle eşanlamlı saymak yanlış ve yanıltıcıdır Avrupa'nın KölecılıkFeodalıte Kapıtalızm dönemlennın benzerını, hatta lumı zaman tıpkısını doğuda (bızde) bulmak ısteyenlenn duştuklerı kavram karıştırmasıdır bu Konu Avrupa dışında yenı baştan araştınnayı gerektırmektedır Duşunun kı, ben o yaayı, "derebeylik", "derebeyi" sözlerının nerden geldığını bılmedığım ıçın yazdım ve bu vuzden de bır dıl sorunu sınırı ıçınde tuttum • Okummuz sayın Mehmet Şahm ıse, kısa mektubunda şoyle dıvor "Savın \nda>, Konya ilı, Bozkır ilçesı. Aliçerçı koyundenım. Bızım oralarda "tır" sozcugu donumden buyuk, uzun arazi parçası için kullanıhr. Cumhuriyet'teki Derebeyi Ne Demek9 yazınız uzerine stınuyorum. Uzun vasam dilegi He. F.mekli Yarbay Mehmel Şahin." • "Derebeyı Ne Demek" başhklı yazımın gırış bolumunde, bızde bır etımolojı sözlüğunun bır turlü yapılmamış olmasından yakınmıştım Okurumuz Cahıt Batmaz, Erenkoy'den >olladığı mektubunda bu konuya uzun uzun değınıyor Ben o mektubun baş yanını aşağj almakla yetıneceğım Ancak okurlanma bır kolaylık olsun dıye yazıvereyım; sayın Batmaz, "sozcuk" demıyor da "soy" dıyor. "Dilın yapısını, yapılışını anlamak, ekstklerini yerine koymak PENCERE Arjantîn Merkez Bankası Başkanı Sayın Julıo Gonzales del Solar IMF'nın toplantısından donusunde Buenos Aıres Havaalanına ayakbasar basmaz gozaltına alınmış, yabancı bankalarla ımzaladığı anlasmada 'Ülkenın çıkaharını gereğınce korumadığı"\ç\n tutuklanmış Olay Guney Amenka ulkelerınde IMF ye yönelık tepkılerın yenı bırgostergesı sayılıyor * 1980'ın şubat ayında "24 Ocak Kararlan" nın meyvelerını derlemek ıcın ABD'ne gıden Turgut Özal'ın başından Gonzales del Solar'ınkıne benzer bır olayın geçtığını Emın Çolasan'ın "fiw Dönemın Perde Arkası"ad\\ kıtabında okuyoruz Dunya Bankası uzmanları, Sayın Özal'ın önune bır belge uzatıyorlar: Şunu tmzalar mısınız? Konu nedır? Dunya Bankası 300 mılyon dolar borc vermek ıcın yenı koşullar ılerı süruyor Ancak Ozal kosulları öğrenınce dıyor kı "Bu kadarı da olmaz yahu Adamlar cıldırmış, bunu ımzalayanı ıpe gönderırler" Ne yapsın Ozal 9 Ankara'yı arıyor, o dönemdekı "ab/"sıne durumu anlatıyor "Abı hıkâye budur ben ımzalamakta tereddut edıyorum, çok ağır hususlar var, ne yapalm dersınız7" Abı yanıtlıyor ' Turgut kardeşım, sen nasıl munasıp görvrsen öyle yap1 Karar senındır tam yetkılısın " O gunden bu yana Turgut'un "abı"sı "abı" olmaktan çıktı, ama askolsun Turgut'a1 • IMF'nın kımlığı gun geçtıkçe belırgınleşerek ortaya çıkıyor, artık IMF'nın ABD demek olduğu yıllar suren bır tartısmanın suruncemesınden kurtularak vurgulandı, holdıng profesorlerı bu gerçeğı örtmek ıcın çok çabalamışlardı, ancak bırkaç yıl kazanabıldıler Latın Amerıka ulkelerınde IMF reçetelennden doğan ıflasın oluşturduğu tepkıler gün geçtıkçe buyuyor Yuvarlak sayılarla söylersek (MF tuzağındakı Brezılya'nın 95 mılyar, Meksıka'nın 90 mılyar, Arjantîn ın 40 mılyar, Venezuela'nın 30 mılyar, Şılı'nın 20 mılyar dolar dıs borcu var Ama bu ulkelerı çok yoksul sanmayın 1981 yılına gore kışı başına ulusal gelır Meksıka'da 2400, Brezılya'da 1900 Arjantın'de 2000, Venezuela'da 4000 dolardır Bu ulkelerde kalkınma surecı de oldukça hızhdır Meksıka'da kışı başına gelır 1965'te 430 Brezılya'da 220, Arjantın'de 760 dolardı Şılı'nın 19771980 arası kalkınma hızı yuzde 8'dır Butun dunya gıbı Latın Amerıka ulkelerı de kalkınıyor, geltşiyor buyuyor ama ABD'nın dunya para jandarmalığı görevını verdığı IMF'nın tuzağına duşup, kıskacına gırenler buyuk bunalımlar ıçındeler Çunku dış borçlanma IMF elıyle emperyalızmın sıstemlı somurü mekanızması gıbı ışletılıyor, dış sömuruye ıç sömuruyu de eklersenız, halk yığınlarıyla parababaları arasındakı uçurumlar derınleşıyor, ıc celışkılerın keskınleşmesı dıkta rejımlerıne yol açıyor * Uçuncu Dunya halktarı ulke ıçındekı gefır dağılımı dengesızlığının genlımı ıçınde yasıyortar, dış borçların artık çekılemez yuklerını ustlenıyorlar Latın Amerıka kompradorları ıç sıyasanın gergın ıpınde cambazlık edıyorlar, IMF'nın koşullarıyla ışın ıçınden çıkamıyacaklarını göruyorlar Arjantîn bır ornek 1965'te kışı başına ulusal gelırı 760 dolar olan Arjantîn, 1975'te bu sayıyı ikı katına yukselterek 1550 dolara ulaşmış, 1981'de 2400 dolara tırmanmış Alkışlanacak bır gelışmedır bu, ama halk yığınlarımn ozverısı uzerine yukselen zengınlığı bır avuç kışı paytaşıyor, uluslararası parababalarına haraç vermek gerekıyor Toplumsal genlımı dışa yoneltmek ıçın Falkland Savaşına savrulan Arjantîn, 40 mılyar dolar borcunu nasıl ödeyecek' * Amerıka dönuşu Buenos Aıres'te ayağının tozuyla gozaltına alınıp tutuklanan Merkez Bankası Başkanı Sayın Gonzaies şımdı kendı kendıne soracaktır Ne yaptım ben, sucum ne 7 Pıyango bu kez ona vurmuş, Arjantîn boyle gıderse kotu talıhın kuşu kımbılır yarın kımın başına konar Gonzales'e Ne Oldu? ARADA BIR SAMİM KOCAGÖZ SAGLIK Sevginin Dekatriyası Yunan dılınde, dıyelım Elenıkada bılındığı gıbı deka trıya, on üçtür Bır deyım olarak (Sevginin dekatriyası) dendı mı, Allah Allah bır sevgıyı, ıçten, gonulden bır sevgıyı ıfade eder Bilmem doğru, bilmem yanlış bu deyım ta çocukluğumdan aklımda kalmıştır O zamanlar Kurtuluş Savaşı öncesir Rumlarla ıçıçe yaşardık Yanm yuz yılın gensınde Rumlarla, Yunanlılarla aramızda geçen olaylar ne denlı dramatık, korkunç olursa olsun, gıderek bugunlerde de, şu ıçınde bulunduğumuz yıllarda da ne denlı tatsız olursa olsun, ınatla ıddıa ederım kı karşılıklı sevgımız SEVGİNİN DEKATRİYASI olarak surmektedır Hanı Yunanlı polıtıkacılar, Yunan halkının yakasını bır bıraksalar, öyle bır sarmaş dolaş olacağız kı her ıkımızın duşmanları, hırslarından, kıskançlıklarından çatlayacak Bu sözlerımı doğrulamak ıçın kımı olaylara değınmek ıstıyorum On gun suren Akdenız Oyunları'nda bızım TV bu oyunlann Fas'tan naklen yayınına pek onem vermedı Kısa kısa, ozet olarak bızım yarışmalarımızi vermekle yetındı Ote yandan, bızım Ege baskılı gazetelenmız, her gün Yunan TV'sının programlarını günu günune yayınlıyor oteden ben Bız de bu programlara bakıp Yunan TVsınden Akdenız Oyunları'nı bır guzel ızledık ttınanıstan'lakarşılıklı yarışmalarımızın dışında, bızım otekı uluslaria yaptığımız yanşmalan da ızleme olanağı bulduk Oyunu, oyunları anlatan konuşurlar (spıkerler) Turklerın Yunanlılar'dan başka uluslaria yaptığı maçlarda hep bızı tuttular Hele Italyanlarta yaptığımız hentbol maçında 1616 berabere kaldığımız anda beraberlık golumuzde Yunanlı konuşur oyle bır can ve gonulden, "Bravo Türkos' Bravo Türkıyes1" dıye bağırdı kı onu bızım konuşurumuz sandım Ben öyle pek Rumca Yunanca bilmem, yıne bır boks maçında, bızım delıkanlılardan bın, gözle gorulur bıçımde bır Afrıkalı delıkanlıyı bır guzel dovdu Sonunda dayak yıyenı galıp ılân ettıler Bu kez Yunanlı konuşur, kahkahayı bastı Turkun hakkım yedıler ' gtbısıne bır söz ettı Dıyelım kı bunlar oyun, maç heyecanı olaylar, tutumlar Asıl başka bır konuya gelıyorum Yunan TV'sınde oyunları ızlerken, 15 eylül perşembe gecesı bır programa rastladık Bır saatlık bu programın adı, "Tragudıya Sımırnı" Boyle anladım Yunancasını, bilmem doğru mu ama, "İzmır Türkulerı" demek oluyor Üç yaşlı adam oturmuş, bırının elınde ud, bırının elınde keman, bırının elınde dumbelek Ver yansın ettıler bızım Kordon zeybeğınden, 'Entarısı ala benzıyor'1 turkulenne değın Asıl ılgınç olan bu turkulerın eşlığınde, 1919 Izmır'ının, öncesının göruntulerı 0 zamanın Kordonboyu Unlu Kramer Palas, unlu İzmır Tiyatrosu operası Kordondakı atlı tramvaylar Izmır'e, Aydın'dan Odemış'ten Nazıllı'den deveierie taşınan üzum, ıncır, tütünler Rum ve Turk ışçılerın mağazalarda bu ürunlerı bırlıkte ışleyışlerı Bır de Rumlarla Turklerın bır kahvede bırlıkte nargıle ıçışlerı Nasıl, ne zaman çekmışler bu fılmlen'? Bu görüntüierle bırlıkte bugünku Alsancak semtının, Buca'nın, Bornova'nın sokaklan, mahallelerı Sonunda da 1921,1922 savasları, Izmır'e Yunan Ordusu'nun çıkışı, sonra da kaçışı Asıl, perışan bır halde sıvıl halkın kaçısı Ve Izmır'ın buyuk yangını, yanışı Butun bu gorüntulerı, yaşlı bır kadın anlattı Bardacık bardacık ıncır özlemı dıye dıye Konuşur da yorumlar yaptı Bız Yunanca anlamadığımızdan ne dedıklerını pek kavrayamadık Ama konuşurun "Emperyalıstler'" dıye soylenerek İzmır Körfezı'ndekı Ingılız, Fransız savaş gemılerını gösterdığınden bızden çok kımlerı suçladığını da oğrendık Ne var kı bu belgesel fılm çok ılgınçtı, ara ara bırçok fotoğraf da eklenmıştı fılme Bılmıyorum bu belgesel fılm suresınce Yunanlılar aleyhımıze söz ettıler mı? Anlamadığımız dıllerının fılm boyunca bır ahengı vardı kı, baştan başa bır ozlem, bır pısmanlık taşıyordu Bugun artık gercekçı olmalıyız Her ulus tarıhıyle ovunur Bu hakkıdır Ne var kı Yunanlılar kendılerını şu Kuçuk Asya Felâketı, Kucuk Asya Bozgunu dedıklerı kompleksten kurtarmalıdır Allahın gunu, 'Turkler bızı tehdıt edıyor' dıye polıtıkacılann palavrasına Yunanlı dostlarımız, kardeşlerımız ınanmamalıdır Eklemlerim havanın bozacağını söylüyor Oynak yerlerım, eklemlenm, havanın bozacağını anlar. Şımdı sonbahara gırdık ya, sabahlan eklem sızılarım kıpırdanmaya basJadı. Hele vagmurlu havalarda daha çok sızlıyor Yaşlandık artık dıyonım. Romatızmamızın olması normal, degıl mı? "Romatı/ma"' sözcuğu, pek rastgele kullandığımız sözcukler arasında Sırtımız bıraz ağnr, "romatizma galiba" denz Bacağımıza bır ağn gırer "romatizma olduk" dıye duşunuruz "Romatizma kalbe vurur" dıye duymuşuzdur, en kuçuk bır eklem ağnsında "kalbimiz de hastalamr mı" dıye tedırgın oluruz Öncelıkle bılmelıyız kı, her kas ağrısı, her eklem ağrısı "romaüzma" değıldır Ters hareketlere bağlı "kas ağnlan", uşutmeye, ısı değışıklıklerıne bağlı "kas agnlan" romatizma değıldır Bu ağnlar, gereklı tedavıyle butuauyle duzelırler Eklemlenn de her ağnsı, romatızmadan ılerı gelmez Eklemlenmız de ısı değışıklıklerıne karşı, hareketle zorlanmalara karşı du>arlıdırlar Bunlara da dıkkatlı olmamız gerekır Ama, hemen "romatizma olduk" dıye hukum vermemelıyız Romatızmal hastalıklar, çok dıkkat edılmesı, mutlaka tedavı edılmesı gereken hastalıklardandır dır Onun ıçın, ozellıkle ılkyazda, sonbaharda, kış aylannda boğaz ıltıhaplanna, bademcık ıltıhaplarına çok dıkkatlı olmalıyız Böyle bır hastahk olasılığını gözden uzak tutmamalıyız Bu hastalıkların tedavı edılmesının, romatızmaya karşı en ıyı önlem olduğunu unutmamalıvız Pekı, yaşlılann nemli havalarda agnvan ekkmlen de romatızma degıl mı? Bu da kalbe vurmaz mı? Yaşlılann eklemlen ağrır, doğru Bırçok eklemın bıçımı bozulmaya başlar Bu eklemler şıştır, serttır, bıçımlerı bozulur, ağnlıdır Nemlı havalarda bu ağrılar, sızılar daha da artar, bu da doğru Ancak bu hastahk, ekğışıklıklere kireçlenme denmış, oyle de kalmıştır Bu hastalık, genel bır hastahk değıldır, eklem yuzlerıyle sınırhdır Onun ıçın de kalpte herhangı bır hastahğa yol açmaz V ucudun dığer organlannda bo zulma yapmaz Sadece eklemlenn bır hastalığıdır kolay geçmeyen, uzun yıllar su rebılen bır hastalıktır romatoıt artrit Erkeklerden daha çok kadın larda gorulur (Uçte bır oranı) En çok orta yaşlarda görulur El parmakları, el tarağı, el bıleğı, dızler, omuz, kalça, dırsek ek lemlen hastalamr. Bırden çok eklemde olması da tıpıktır Hastalıkta genel belırtıler de •vardır Yuksek ateş, kılo kaybı, lenf bezlerınde şışme görulur Eklemlerdekı değışıklıkierle bırlıkte bu behrtılenn de olması tanıya yardım eder Bu hastalığın da dıkkatle tedavı edılmesı gerekır Son derece cıddî sonuçları olabılen bır romatızmal hastahk tıpıdır Şimdi ozetlersek, daha çok çocuklarda görulen ateşlı romatızma, daba çok orta yaşlarda görulen romatoıt artrit, daha çok yaşlılarda görulen mafsal bozulması hasfalıklannı bilmemiz yeterlı mıdır? Elbette kı hayır Romatızmal hastalıklar artık tıbbın ozel bır bölumunu oluşturacak kadar önem taşıyan, genışlemış, ozellıkler gosteren hastalıklar Her gun yenı bır tanı yontemı, her gun yenı bır tedavı bıçımı çıkıvor desek yerıdır Ama, her sırt ağrısı na, her eklem sızısına romatızma demek yanhştır Bunu belırtmek ıstıyorum Bu ne kadar >anlışsa, İcas ağnlanna, eklem ağnlarına aldırıs etmemek de aynı derecede yanlıştır Çevrede goruyorum. Böyle agnlan olanlar, tanıdıklan bir komşusuna iyı gelen bir Uâa kullanıyor. Eger bundan bır sonuç alamazsa, doktora gıtmeyı duşunuyor. YONETEN ERDAL ATABEK Mafsal bozulması Ancak, bu eklem hastalığı ılerleyıcı karakterdedır Eklem kıkırdakları bozulduğu zaman, yenıden normale donmelen olanaklı değıldır Ancak, hastalığın ılerlemesı durdurulursa, ağnlar geçerse başarı sayılmahdır Komşumuz bir genç kadı 7 bin 500 parça Peki, ama, romatizmanın kalbe vurdugu dognı degil mi? Kalbe vuran, "kardıt" de dığımız "kalp ıltıhabı" yapan romatızma tıpı, "ateşlı romatızma Rheumatıc fever'dır Atesh romatızma en çok 615 yaş arasında gorulur Çocukla rın boğaz ıltıhapları, anjınlerı, bademcık ıltıhapları gıbı hastahklannda yerleşen streptekok tıpı mıkropların etkısıyle, ateşlı romatızma oluşur Daha çok buyuk eklemler, şıştır, sıcaktır, ağrılıdır Işte bu hastalıkta yuzde 50 oramnda "kalp iltibabı" olur Bu ıltıhaplanma geçerken, kalbın kapaklannı bozar, boylece, daha sonra kalbın kapak hastalıkları ortaya çıkar Işte, kalbı en çok tutan romatızma tıpı, çocuklarda, gençlerde görulen bu ateşlı romatızma Eklemlerin her ağrısı romatismadan ileri gelmez. Eklemlerimiz de ısı değişikliklerine karşı, hareketle zorlanmalara karşı duyarhdırlar. Bunlara da dikkatli olmamız gerekir. lemlerın uzun yıllar boyunca yıpranmasından ılen gelen "Osteoartroz"dur, ya da "Osteoartrif'tır Anlaşılır bır deyımle, eklemın bozulmasıdır Bu hastahk çoğu kez ılerı yaşlarda ortaya çıkar Bazen ıse, da ha genç yaşlarda gorulur. Hastalığın nedenı, eklem ustundekı kıkırdak dokusunun bozulmasıdır Böylece, eklemler şıştır, serttır, bıçımlerı bozulmuştur, ağnlıdır Halk arasında "kireçlenme" denılen hastahk budur Elbette kı, hastalığın kıreçle, kıreçlenmeyle bır ılgısı yoktur Ama, eklem yuzlerının bozukluğu, rongten ışınlarıyla da gorulur, bu denın da eklemleri bozuldu. El parmakları agrıdı, şiştı, âdeta ig gıbı oldu. Yâni, parmagın ortası şışti de. Uçları eskısı gıbı kaldı. Bu da, sozu edılen mafsal bozulması mıdır? Hayır, bu da başka bır tıptır Bu genç kadının hastahğının "romatoıt artrit" dedığımız, gerçek bır romatızmal hastahk olması hemen aklımıza gelıyor Romatoıt artrıtm ikı bakımdan onemı buyuktur Bırıncısı, orta vaş ınsanlannda çok görul mesı, ıkıncısı de en çok sakat bırakan hastahklardan bırısı olması Gerçekten de, ellerde, ayaklarda bıçım bozukluğu vapan, llaç kullanma Evet, ağrılı hastahklarda kulaktan dolma ılaç kullanma eğılımı buyuk Ama, yanlışı da o derece buyuk Öncelıkle, bır ılâcı kullanmadan once, "hastalık nedir" sorusu a\dınlatılmalıdır Ortada gerçekten romatızmal bır hastahk var mıdır? Sonra, hastalığın derecesı nedır9 Hastalığın tıpı nedır7 Hangı tıp ılaç, ne mıktarda kullanılacaktır7 Ilaca ne kadar sure devam edılecektır7 Bu soruların yanıtı venlmeden kullanılacak ılâçlann yaran olmayacaktır Bazen, hekımlerın bıle, çok zor sonuç aldıklan bu hastahklarda kulaktan dolma ılaç kullanmanın yaran yoktur, olsa da rastlantıdır, tedavı sayılmaz Ama, konu burada da bıtmez Bılınçh ku(lanılma>an romatızma ıldçlarının zararlı olması olasılığı da vardır Romatızmal hastalıklara karşı kullanılan ılaçlar, çoğunlukla mıdevı rahatsız ederler, onceden hastalıkları olan mıdelerde za rarlı etkılere yol açarlar Bazen bu bıhnçsızce kullanılan ılavlann mıde kanaması yaptığı da gorulmuştur Bu bakımdan romatızma ılavları dıye bıhnen ılaçla rın rastgele kullanılmaması, mutlaka bır hekımın ta\ sıyesı ıle kullanılması zorunludur Eğer daha onceden mıdede hastalık varsa, bu hastalıklar hekıme mutlak soylenmelıdır Tıbbın bır temel kuralı da, kaş yapayım derken goz çıkarmamaktır TURKIYE İLAÇ ENDUSTRİSI İŞVERENLER SENDİKASI'NDAN Sendıkamız2821 sayılı Sendıkalar Kanunu'nun Geçıcı 1 maddesı uva rınca olağanustu kongresını 27 eylul 1983 gunu vaparak tuzuğunu bu ka nuna u>gun hale getırmıstır 2821 sayılı yasanın 9 maddesı uvarınca ılan ulunur Adres VONETIM kURULU Buvukdere Cad 132/7 Zıncırhkuvu, İSTANBUL YENI BIR DÜNY^ çiçekler agaçlarve doga güzelligi BEKLEYINIZ... MADENDEN EVİNİZE ARACISIZ TESLİM HER TÜRLÜ SANAYİ VE KALORİFER K Ö MÜ R Ü • Cıns mıktar ve kalorıde garantı • Odemede kolavlık SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Enerjı ve Tabıı Kaynaklar Bakanlığı'nın 11 mart 1982 tarıh re 164/05634/2904 sayılı musaadelenne dayanarak Sarıyer ve Çayır başı semtlerıran bır bolumunde 110 volt olan şebeke genlımı 13 ekım 1983 gunu 220 volt'a çevnleceğınden bu ışlem sırasında can ve mal emnıvetının korunması ve ışın aksamadan gerçekleştınlebılmesı ıçın aşağtda belınılen hususlara uyulması abonelerımızden önemie rıca olunur 1 Gerılımı değışecekabonelerımızıntumune teblıgat yapılmış ve savaçlar 220 voltluk sayaçlarla değıştınlmıştır Ancak herhangı bır vanlışlığa mevdan \ermemeK amacıyla gerıhmı değıştmlecek abone lerın eleklrığı 1011 ekım 1983 gunierı saat 10 00'da ve 20 OO'de 10'ar dakıka sure ıle kesılerek kontrol yapılacaktır Bu kontrol kesıntıle nnde ceryanı kesıldığı halde daha once sayaçlan değıştırılmış bulu nan, Sanyer Sular Caddesı, Çayırbaşı Caddesı, Pıyasa Caddesı Ha cet, Camı Çobankızı, Çubukçu, Danışmen, Çıçek, Sefaret, Sevımlı, Selvı, Sefir, Mazharburnu, Kayadıbı, Ha>at Afiyet, Yar, Yalçmkaya, Kumsalarkası sokaklanndakı abonelerıraızın Çağlavan Şebeke Mudurluğu'ne şahsen başvurmaları gerekmektedır 2 Gerılım değışıklığınden bır gun önce 12 ekım 1983 gunu TRT kanalı ıle son bır hatırlatma yapılacaktır 13 ekım 1983 gunu saat 09 OO'dan ıtıbaren abonelenmızın gereklı hazırlıkları >apmaları cı haz ve tesısatlannı değıştırmelerı ıçın elektrıgı kesılecek ve aynı gun saat 13 0015 00 arası 220 volt olarak tekrar venlecektır Bu ıtıbarla abonelenmızın 13 ekım 1983 gunu saat 13 00'e kadar daha once kendılerıne teblığ edılen hazırlıklarını tamamlamış olma ları gerek lıdır Aksı taktırde elektrığm 220 volt olarak tekrar verılmesınden do ğabılecek kaza ve hasarlardan muessesemız sorumlu olmayacaklır 3 Yapılacak ı5ler hakkında herhagı bır tereddut hasıl olduğu tak dırde Çağla>an Şebeke Mudürlugu ne başvurulmalıdır Basın 25367 "güz donemi kayıtlan başlamıştır.,, inglnzcede utrrun Aydede Cad No 9 Taksım lst Tel 145 21 82 149 89 29 143 26 59 tnciüzcE A A A • Genel Ingılızce kurslan yanısıra, •Export Import • Bankıng (Tıcan), • TOEFL sınavına hazıriık Teknık Ingılızce kurslaıı ve • llkc^ku) 4 5 sınıf oğrencılen ıçın ozel kuı ıçın ozel kurslar UMUT • Mad«f>cılık DsÖıtım Olutlu le bıcal Lışlar dıler Tel. : 143 49 62 KONKORDATO KOMİSERLİĞİNDEN Istanbul Bakırkov, Mahmutbe\ Ko\u Hau Bosıan Mahallesı No 1 de itraı tn.aret eden OMAk OLL KLU ML KAV\ \ SANAY11 V E T1C \RET \NONI\1 Ş1RKET1N1N konkardato akdı ıgn Bakırkov l kra Tetkık Meruı Hakımlıgı ne ınurataaıla talep ettıgı mezkur akıd iı,ın metııl venlmesı hususu Hakımhk^e kabulu şa>an görulmuş ve Esas 1%3 263 karar 1983 2^8 sayılı 16 9 198' larıhlı"karar ıle muMedıve hukum tarıhınden ıtıbaren ışbu konkordato akdı ıçın İKI \Y MEHIL VERILMES1NE ve kararın ılanına KONkORDATO KOM1SER1 O L \ R \ K DA Av Şınası ÇETINkAYA'nın ta>mıne karar verılmışcır V ukarıda adı ve adresı geven OMAK. OLUKLU MUKAV VA SA NAYII VE T1C\RET A Ş den ala>.aklı olan hakıkı ve hukmu şa hısların alaLaklarını tevsık eden evrak ıle her gun (Pazar Harıı,) saat 14 00 ıle 17 00 arası komıserın Bakırkov lstasvon Caddesı Cemal Ishaııı Kaı 1 No 21 dekı buroMina muraı.aatla alaı.aklann! kavdet tırınelerını la/ıııı geldıgı ve bu kavıt ı>lemının 10 ekım 1983 pazarte sı gununduı baslavıp 20 tun devam ederek '1 ekım 1983 pazartesı ıkşamına kadar devam edetegı bu sure Kensınde ala».aklannı ka\ dellırmevtnİLrın konkordato ınuzakarelerıne kabul edılmeveceklen alaLakhların ıbra/ edılen tesıkalan avnı verdeavnı saatlerde toplamıva takaddum tden 10 eun ı>,erısınde tetkık edebıle«.eklen ve ALAC\K LILAR TOPLANT1SIN1N Bakırkov 1 Asl.ve Hukuk Mahkemesı duruşma >alonlannda 10 Kasıııı 198^ gunu saat 14 00 de ura kılına tagı konkordaıo nıuzakeaMnın ıitMn.esınde venle^ek karara vakı ıl tıhaklarııı 10 t'un ı^ınde komc».rırı adresmde avnı saatler ı<,eriMnde k ıhııl Ldıkcı.^ı 1IK nun 292 maddeMnı.e ılan olunur Basın 106o DUYURU İSTANBUL SU VE KANALIZASYON İDARESİ GENEL MUDURLUGU'NDEN AŞAĞIDA CİNS VE MIKTAR1 ILE MUHAMMEN BEDELLER1 \ E GEÇICI TEMINATLARI V AZ1 Ll ELEKTRİK MALZEMELER1 HIZALARINDA BELIRT1LEN GUN VE SAATLERDE KAPALI TEK LIF ALINMAK SURETIYLE SAT1N ALINACAKTIR GRUP MLHAMMtN GEÇICI 1HALENİN fSO CİNSİ MİKTARI BbDELI ThMINATI TARIHİ GUNU Salı 32 892 18 10 983 1 Elektnk Malzemelerı Muhtelıt 438 <55 Perşembe 153 861 20 10 983 2 Kablo ve Kordon Muhtelıf 2 051 483 Her gruba aıl Umuraı ve Teknık şartname ıle malzeme lıstelen Idaremız veznesınden ucretı karşılıgında alınabılır Ihalemıze katılmak ısteyenler vereceklerı teklıt zarfını Idare veznesıne vatıracakları (katılmak ıstedıklerı ıhale ıle ılgılı) geçıcı temınat makbuzunu da ekleverek ıhale gunu en geç saat 11 00'e kadar Bevoğlu htıklal Caddesı 379 No'da Idaremız Zabıtlar ve kararlar Burosu Mudurluğu'ne \ermelerı gerekmektedır Idarc ıhalevı vapıp vapmamakta veya dıledığıne yapmakta serbesttır Basın 25459