Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 EKİM 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 Ozetle George Roy HilVin son fîlmi Ülkemizde "Butch Cassidy and the Sundance Kid" adlı fdmiyU biltnen ABD'li yönetmen George Roy Hill, bu aym somında yeniden kamera basına geçiyor. Hill'in bu kez yöneteceği, John le Carre'nin son romanından uyarlanan "Küçük Trampetçi Kız". Hill'in yapımcılığuu da üstlendiğifilmde başrolü Diane Keaton oynuyor. Bizim gözümüzdeki Doğu: Istanbul GfeRARD SPİTfeRİ Şu sıra Istanbul akla gelebilecek en buyük hazineyi, 8000 yıl öncesine kadar uzanan bir insan belleği hazinesini bağrında barındınyor. Asya'nırt Ege Deiizi'ne uzattığı güçlu koi olan Anadolu yaylasının uygarlıkları buna tanıklık etmenin onurunu taşıyorlar. Bu da bize, imparatorluklann şanıyla günumüz kurucu mitlerinin şanının birbirine kanştıg'ı bir destan sağhyor. Yüzlerce yıiiık kent bu destanın yankılandığı yer. Biz Avrupalılar için bu kentin seçimi boşuna değil: fstanbui, Bizans ve Constantinople ile birlikte aynı büyüleyiciliğin uç kutbundan birini oluşturuyor. Bu kent, Osmanh kubbelerinin çevresinde dikili mumları andıran minareleriyle, Şark Ekspresi yoJculannın bir zamanlar koca bir anakaranın gelip geçişini izledikleri demiryolu yolcuiuklannın sonunda seyrettiİderi Haliç'iyle, su satan sakalanyla, kozmopolit kokulanyla ve şamatasıyla, Venedik'Ie eşdeğerde bir uygarIıktır. Babıali büyiikelçilerinin giysileri ve davramşlarıyla Versailles'da ve Louvre'da Güneş Kral'ın saraylılannın gözlerini SERGtDEN BİR MEZAR TAŞI "\dvz oluler. mezar taşları sakamaştırdığı Doğu'nun Eşiği fs yesinde bizlerie konuşuyor, öiiinün yaşantısından bir anı anlatabilitanbui , tadına doyulmaz çeşitli yor" diyor Spiteri, bu 13. yiizyıldan kalma Selçukfu mezar taşının likteki bir dünyayı izletiyor. Bu ve benzerlerinin karşısında. rada Avrupah en eski ayak iziedan çok önce, tıpkı DoğuBatı kalmış bir genç kadın bir Roma rini, Bağdat'tan gelen Binbirgeya da KuzeyGüney ilişkileri gi Imparatoru'na el ederken, Bice Masallan'nm mınltılannı din bi, Boğaziçi'nin Incisi de kendi zans tarafından kutsallaştırılmış leyip camiierdeki halılan çiğnesini başlanna tac eden irapara bir mozaikin yanındaki Büyük meye gelen Yunanlı ve Romalı torluklan ışıldatarak belli başlı İskender'in çılgın bakışlı yüzü ataJannın ayak izierini görebilir. noktalan kendi safına çekmiştir. yeni fetihlere çağrıda bulunuyor Bu nedenle kıyılannda yüzyılla sanki. Güleç bir Diyonisos, kışnn mınldandığı işitilir ve garip kırtıcı bir Afrodit, Aya EvdokBarış antlaşması konuşmalara lanık olunur. İki siya, kimbilir hangi forumdan biçiminde tarihe saygı yanında iki Kur'an suresiyle fırlayıp çıkmış bir konsu! garip Ayasofya'daki "Çocuklu Mer mesajlara tanıklık ediyor. Bizi Romamikler, kimbilir hangi yem" bizJer için artık kutsallığıır etkileyen, aynı toprağın bunca egzotik düşün doğru olup olmaçiğnenmesi olmaktan çıkmış, ba evrensel gizem belirtisini üretedığmı anlamak, yaşadıklan çabilmiş olması. Adsız ölüler, pirış antlaşması biçiminde bir ğın toplumunun kendüerine ya"Tarihe Saygf'ya dönüşmüştür. ramit biçimı, ınce uzun ya da yasaklar goründüğü bir gereksiniVe bize sunulan muze parçaları, tay ve kabartmalı mezar taşları mi, giderraek uzere bu kenıe gelbirbirini izleyen yok edişlerle de sayesinde bizlerie konuşuyor, meyi ödev sayıyorlardı. Istanğil, etkilerin yığılmasıyla bu de ölunün yaşantısından bir sahnebul, ozan Gerard de Nenal için vamlılık duygusunun uzantısı yi, bir anı anlatabıliyor. oldugu kadar bizJer için de, hâoluyor. lâ "Avnıpa'yı Asja'ya bağlayan Yunan Kuçuk Asyası kıyılarıBize böylesine büyük yoğun nın, taneleri ticari gezileri ve efgizemli mıibür", hayal güciinü lukta diyalogların yolunu açan saneleşmiş yolculukları Troya, köpurten bir sınır toprağıdır. sergiler pek azdır. Aya İrini'de, Bergama, Miletos, Ephesos, Çağdaş eğitimcilerin külturler Yunanlı giysileri içinde donup Izmir mıknatıs gibi çeken bir arası diyalogları başlatmalanntespih olduğunu akiımızdan çıkarmıyoruz... Sanki Picasso'nun elinden çıkma heykelciklerin yambaşındaki nefis toprak Hitit kaplanndan pek çok yerde' gorülen giil koklamaktaki çini Fatib Sultan Mehmet panolanna dek, bize kendini zorla kabul ettiren bir Anadolu, şaşırtıcı bir külturel melezlik bu. Dolayısıyla da, mantığa önem veren kafamızın kabul etmeyeceği benzerlikler, yakınlıklar, ilişkiler üzerinde düşünmeye başlıyoruz: Şu Cebrail hangi dinden, çoğu tanrısal tasvirde aynı sonsuza yöneiik bakış bulunduğuna gore hangi azize ınanmalı? Bu karmaşa, yapıtları ölümsüzlüklerini haykıran serginin en guzel yanlanndan bıri. Bir de tum "üsluplarda" dile gelen yazının eşsizliği var. Asur'un, Akad'ın, Sümer'in, çivi yazısı araeıhğıyla dile getirdiği borç senetleri, yerel gunlukler Anadolu'nun kilinde barınıyor. Peygamber'in mesajının yalınlığını vurgulayan Selçuklu döneminin essiz yazılannda da mukemmelliğe ulaşılıyor. Sonsuzluktan pay almak gibi gizli bir umutla, Sultan Mehmet'in oğlu için yapılmış gömleği, üzerinde koca bir ulusun tarihi yazılı olan o torensel giysiyi sırtına geçirmek istiyor insan. Duyduk Gördük Bir haber ve bir okurun uyurısı üzerine Levent Kırca 'nin oynadığı bir yararlı oldu. Çunku o zamana televizyon reklamı var: Hani kadar bu reklamı gormemiştik. Kırca tutkalı doya doya koklaAslında verdiğimiz haberin dıktan sonra, "Ohh, mıs gıbı. tek özelliği vardı: O da, tutkal Hem kokla, hem yapışıır" gibi nedeniyle İngiltere 'de ölenlerin, sinden bir şeyler soyluyorya? İş kendi keyifleriyle oldukleriydi. te o. Bu reklamm yayınlanmaya Yani, olmek için kimse zortamıbastadığının ertesi günü gazete yordu onları. Oysa, bu yüzden ye telefon eden okurlarımızın ya şimdiye kadar ölenlerin sayısı m sıra, bir kisi de bizzat yazı if haylifazlaydı. Gerek Türkiye'lerine gelerek, "Tutkalikler" de, gerek tum dünyada, içinde başlıklı ve tutkal koklama alıs zehirli maddeler tasıyan tutkal kanlığı yüzunden birçok İngitiz ' ve mamullerinin yapımında çain öldüğünü bildiren haberimizi lışan işçiier, hemen değilse de. hatırlatarak, "Bunu TRT'ye bir jsavas yavas ölüyorlardt. Emekhatırlatsanız tyi olur" dedi. liolanların bir çoğu ise, daha Okurumuzun uyarısı son derece "Şoyle rahatça bir oıuıamadan", göçüp gidiyorlardı. Televizyon ve radyo reklamlanmıza şöyle bir bakıyorsamz, bizim gibi, Cumhuriyet Savctlarımıza ne kadar çok iş duşebileceğini de duşunüyorsunuzdur. Hangi birini söyleyelim: Hanımefendi ille de mal sahibi yapmak istiyor sizi. "Alın " diyor, "Alın, taksitle, nasıl olsa odersinız. " Haydi aldık, ödeyemedik, diyelim. Senetler protestofalan. tş mahkemeye düşse ve yargıca, "Efendim, nasıl olsa odersın dediler, aldım ama ödevemıyorum" desek, ne olur?.. Antalya'da yarışması resim Cumhuriyet'in kuruluşunun 60. yıldönümü dolayısıyla, konusunu Atatürk'ün özdeyişierinden alan bir çevre sanatçüan resim yanşması düzenlendi. Yansmactlarin daha önce sergüenmemiş en çok iki yapıtla katılabilecekleri yanşmada malzeme serbest. Esirt kaynağı ise Atatürk'ün tarun, teknoloji ve eğitim konulanndaki sözleri olacak. 24 ekimde Güzel Sanatlar Galerisi'ndeaçılacak bir sergiyle yurttaslann görüşüne sunulacak yapıtlardan ilk uç dereceyi alanlara, 50 bin lira ödül verilecek. O da bayramınızı kendine göre kutluyor Bir mubarek öğretmen ki, esi menendi az bulunur. Adt üstünde İmambey Ertem. Kendisi, Adıyaman Gazi (hem de) Ortaokulu öğretmeni. Çevresindeki modaya uymuş, o da bir bayram tebriki bastırmış. Ama alışkın olduklanmızdan epeyfarkh. Di~ lerseniz birlikte goz ataüm: "De ki, eğer babalarınız, oğullarımz, kardeşlermtz, eşleriniz, aşıretıniz, hazıriadığınız mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz alışverişiniz ve hoşlandığınız yurtlar sizin için Allah'tan, onun Peygamber'inden ve ALLAHyolunda cihad etmekten daha sevgili ise, o halde Allah emrını gonderinceye kadar bekleyin. Allah bozguncuları doğru yola erdirmez. Tevbe24 Muhterem kardeşim; Mübarek Bayramınızı candan tebrik eder, sizlere ve A/emi İslam'a hayırlı olmasmı niyaz ederim. " Türklerin günlük yaşamındaki incelik Avrupah, Ibrahim Paşa Sarayı'nda Türklerin gunluk yaşamlanndaki incelik konusunda fikir edinebilir. Gerçek birer geçici saray olan kervansarayları oluşturan ve Askeri Muze'de sergilenen otağlar, iç süslemelerinin zenginliği kadar sağladıkları rahatlıkla da bizi buyuluyor. O helaların aynı dönemde VersaiIIes Sarayı'nda bile bulunrnadığını düşunmek yeter! Insan duşlere daiıyor, urperiyor, bu da bizim Doğumuz'un bir parçası. Kanuni Sultan Suleyman'ın gözdesi ve Sadrazamı tbrahim Paşa, Racine'in "Bajazet" adlı trajedisini yazarken anımsayacağı acımasız Hürrem Sultan'ın emriyle haremağalan tarafından oldurulmedi mi? Ama, eski Galata Mevlevihanesi'nde büyüleyici muzifi duyulan Mevlevi dervişJennın karşısında olduğu gibi, İstanbuPda da özellikle bizi saran tatlı bir sarhosluk. John Lennon hâlâ gündemde Prodüktbr Aaron Spelling, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde Beverly Hills'de yapttğı açıklamada, ünlü sinema oyuncusu Bette Davis'in ciddi bir kalp rafıatsıdığt geçirdiğini, ancak son gunlerde tehlikeyi atlatnğım betirtti. Son olarak televizyonda "Küçük Tilkiler" adlı filmde izlediğimiz 75 yasındaki Bette Davis, hastahğını uzun zaman gizli tutmustu Bette Davis Hasta Mevzuat m u vacehesin de azat edilmesi Asansörcü Vehbi Koç un geçim sıkmtısına dustüğünu ve asansörculuk yaptığını soy/ersek inanır mısınız? Evet şu anda unlu eğlence yeri Galata Kulesi'ne giden herkes Vehbi Koç'un çalıştırdığı asansore biniyor ve kaçıncı kata çıkacağını soyluyor. Yaklasık 7 aydan bu yana asansör görevlisi olarak çalıştığını belirten Yehbi Koç, son gunlerde işlerinin yolunda gitmediğini, altı delinen ayakkabısının yerine yenisini alamadığını soyluyor. Babasmm, "İnşallah sen de onun gibi olursun" diyerek adını koyduğu bizim Vehbi Koç, her ne kadar unlu bir işadamı değilse de son derece usta bir asansör kullanıcısıdır... Aylığı da 8 bin lira... Beatles Topluluğu'nun unutubnaz adlanndan John Lennon, ölümıinden sonra bile verimlüiğini sürdürüyor. 1980 ythnın arahk aytnda öldürübneden birkaç gün önce, plağa doldurulmak üzere hazırladığı albümü, "Mılk and Honey"şu sıralarpiyasaya çıkacak. Gerard Spiteri kimdir? "Anadolu Medeniyetleri Sergisi" sayesinde, bu yıl ülkemize zelen yabancı gazetecilerden biri de Gerard Spiteri. Fransa'nm en esKi edebiyat ve sanat dergilerinden, haftalık "Les Nouvelles Litteraires"de uzun yıllar servis şefliğı ve yazı iş/eri mıidur yardımalığı yapan Spite'ri, bu derginin el değiştirmesi üzerine gunlük "Le Quotidien de Paris" gazetesine geçti. Spiteri, "Anadolu Medeniyetleri Sergisi" karşısında büytilenen A vrupalılardan. Gazetemiz için bzel olarak yazdığı yazısmda da, bu duygularım dile getiriyor. Karadenizlilere selam Geçenlerde gazetemize telefon eden bir hanım okurumuz, Karadeniz fıkralarına * *Duy duk Görduk'' sütunlarmda stkça yer verdiğimize değinerek hafif yollu sitem etti. arada hemşerilerini yucelten fıkralara yer vermemizi de istedi. "her derde deva" bulmak gibi bir ilkeyi benimsediğimizden, isteğine uygun bir fıkrayı sunarız. Bu fıkrayı bilenlerden de ki sayıları çok olabilir özür dileriz. İki Karadenizti ortak kasap dükkânı açmaya karar vermişler. Dükkânı duzenlerken biri öbürüne demiş ki: Yahu, boş duracağımıza kendimizi şimdiden işe alıştıralım. Ben muşteri olayım, sen satıcı. Kapıdan içeri girdim, tezgâha yaklaşttm. Şimdi soruyorum: "Ula hemşerum. Baa bı kasa soda verır misun?" Etmel demiş beriki. Bir kasap dükkânı açtık, bakkal değil. Sen geç tezgâhm arkasına, ben muşteri olayım. Girdim içeri, yanaştım, soruyorum: "Ula hemşerum. Baa bir kılo kıyma, bı kılo kuşbaşı el. İlki başını sallamış. Tamam da, şişeleri getirdın mu? Sanat EkVnin 3. sayısı KayserVde yaytmlanan Hakimiyet gazetesinin verdiği Sanat Eki'nin 3. sayısında, unlu ozanlartn gençlere yönelttiği eleştiriler yer aiıyor, bu konudaki savlara karşı görüşler getiriliyor. Ahmet ada'nm, "Şiir Hangi Kulvarda Koşuyor?" bashka yazısı da soruna değisik bir açıdan yaklaşmayt deniyor. Sanat Eki'nde Burhan Günel'in öyküsünden baska, Bedrettin Aykın 'm, Ayhan Gülsoy'un, Hasan Akarsv 'nun, Hüseyin Sungur'un şiirleri de yer aiıyor. ALMANYA'DA 3 TÜRK YAZARI 10 yıl once tcderal Almanya'va yerleşen Akif Pirinççi (solda) ilk romanını 21 yasında Almanca yazdı. Aras Ören (ortada) ise yalnızca Tiırkçe yazıyor. Ytiksel Pazarkaya ise (sağda) her iki dilde tazdığı gibi, Türk yazariarını A/mancaya çeviriyor. Türkiye'den gidenler yeni bir Alman Edebiyutı yaratmayı başarıyorlar Küllür Servisj FederaJ Almanya'da iki ayda bir yayımlanan "Kültür Cbronik*'in eylüJekim 1983 tanhlı 5. sayısında "Konukİşçi Edebiyatı: Bir Türk Masalı" başlıklı bir inceleme yer aJdı. Yazıda, Frankfurter AJggemeine Zeitnng'dan Harald VV'einrich, Alman edebiyatının artık yalnızca Almanlar tarafından yaraulmadığmı ve bunun mutluluk verici bir durum olduğunu belirtiyor. Weidrich, son yıilarda Federal Almanya'da yaşayan dört buçuk milyon kadar yabancı işçi arasından çıkan yazarlann, Almanları ve kendilerini nasıl görduklerini dile getiren bir "Konuktşçi Edebiyatı" oluşturduklannı söyluyor. HaruM Weinrich'in yaasından bazı ilginç bötümleri a$ağıda sunuyoruz: "Günumüz Alman edebiyatının artık yalnızca Almanlarca pıtlan, yalnızca Türkler'in Berlin'ine değil, aynı zamanda Almanlar'm Berlin'ine de kentin edebiyat tarihinde hiç kuşkusuz seçkin bir yer alacak bir ozau kazandırıyor. Ören'in şiir ve öykulerinin yüksek bir edebiyat niteliği taşıdı^ı kanısındayım.. Ancak Aras Ören, Türkçe yazıyor ve Almanlar ustiindeki etkisi çevirilere dayanıyor. Ama Ören'in durumu, bu edebiyatın belirleyici bir özelliğini yansıtmıyor. Yazarlık uğraşına giren yabancı işçilerin çoğu Almanca yazıyor ve Alman edebiyatına çevirmenlerin aracılığı olmaksıan katkıda bulunuyor... Almancanın ortak bir edebiyat dili olarak kullanımı, burada tum yabancı işçiler arasında bir smıf dayanışması anlatımı niteliğine bürıinüyor ve bu dayanışma anadı'Ji Almanca olan AJman milliyetinden işçileri de kapsıyor. olarak göniyorum. Dahası, bu ikisinin arasında bir yerde biie değilim. Ben gerçekte hiçbir şey degilim.'.. 'Türkler her zaman pistir' gibi basmakalıp görüşleri bir yana bırakmış olan, orta sınıftan gelme Alman hukuk oğrencisi, genç Türkle olan aşk ilişkisini erotik ve egzotik bir deneyim, ama daha önemlisi bir tür özgurleşme olarak göruyor. Eski eser onarımı olanuksız Türkiye'de eski eser onarımı konusunda uzman kabnadığt bttdiritiyor. Türkiye Anıtlar Derneği tstanbul Şube Başkanı îbrahirn Eyuboğlu, onanm için sıra bekleyen tarihi eserkrm restorasyonu konusunda uzman bulamadıklanm beü'rterek şöyle dedu "Eskiden bu konudaki uzmanlar çırak yetistirirlerdi. Ancak çıraklar, bu işin kâr/ı olmaması nedeniyle baska isler tuttular. Artık eski eserlerin aslına uygun bir biçimde onarımı çok güç. Buna birçare olarak, tstanbul'daki A li Paşa Medresesi'nin bir Türk ve îslam Sanatı Okulu olarak düzenlenip açılmasmı önerdik." Türkiye Hayvanlan Koruma « Derneği. Belediye Zabıta Müdürluğü'ne yazdığı mektubun bir suretini de gazetelere göndermiş. Demek Genel Sekreteri Fazileı Özgu'r imzasıyla yazılan bu "tek cümlelik" mektupta aynen şöyle deniliyor: Mevsim itibariyle göçmen kuşlann yurdumuzdan geçit yaptığı şu gunlerde, bazı kişilerin çıkar sağlamak amacı ile gerek av kanununun ve gerekse T, Ceza Kanunu 'nun amir hü'kümlerini hiçe sayarak fSakaFloryatspinoztskete) gibi tutulması, avlanması ve satılmast yasaklanmış bulunan kuşlan satmak, amacı okse, tuzak ve ağlarla tutarak çoğunun ölümune, geri kalanların da gayri insani sartlar içinde teşhir ederek özellikle (Fatih Camii avlu.su, Mısırçarşısı arkast, Umraniye civart, tstiklâl Caddesinde Ağa Cami civarında ve kuşçu dükkanlannda) sattıklan, derneğimize yaptıkları şikâyetler üzerine, derneğimizce de tesbit edilmiş olmakla, mevzuat hükümleri muvacehesinde yakalanmış bulunan bu hayvanların azat edilmesi ilefaillerinin de adalete teslim edilmeleri yolunda gerekli işlemin yapılmasını saygtlarımızla rica ederiz. HAYVANLAR Ismail Gülgeç Kuşu \ HOBOZ. VCMAM / / * İki kültür arasında köprü "Daha önce sözunü ettiğimiz iki yazarın arasında bir noktada, Yiiksel Pazarkaya yer aiıyor. Bu Turk yazar, Alman ve Türk kültürleri arasında en buyuk köprü olarak nitelenebilir. Pazarkaya, şiir ve öykülerini Almanca yazıyor. Aynı zamanda, aralarında Aras Ören'in de bulunduğu öteki Türk yazarlarının yapıtlarını da Almanca'ya çevirdi. Burada, Pazarkaya'nın yalnızca düzyazı yapıtlarından birine, 'Çöp' adlı öykusüne değinmek istiyorum. "Öykü, Federal Almanya'da yabancılara ayrılmış bir yurtta geçiyor. Alman polisi, kaçak göçmenleri aramak uzere yurda baskın yapıyor. Aslında, Turk grubunun içinde iki kaçak göçmen var. Bunlardan birini alıp götürüyorlar. Otekini, Hamza'yı ise bulamıyorlar. Hamza, bir çöp tenekesine saklanıyor ve kendisi çöpe dönüşerek o an için kendini kurtarıyor. Bu öyküde beni etkileyen, insaniarın aşırı olçude aşağılandığı bir durumun yazann edebi yeteneğiyle bir kültürel onur simgesine dönüşturülmesi oldu..." "En çok üriın veren yetenekli Itajyan yazar Franco Biondi ise öykülerini yalın ve gerçekçi bir dille kaleme aiıyor.. Sicilyalı bir işçiyi anlattığı 'Passavanti'nin Donüşü' adlı öykusunde, Federal Almanya'da uzun yıllar konukişçi olarak çalışan Passavanfi, yurduna, Sicilya'ya donuyor. Ama kendi yurdunda hemen giysileri ve davrânışlan göze batıyor, seviJmeyen bir kişi durumuna düşuyor. Almanya'da bir 'ttalyan' olarak gorülen Passavanti, aynı şekilde ttalya'da da bir 'Alman' olarak gorüluyor..." David lioıcie Turnesi TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan 25 Ekim Ünlüpop şarkıcı David Bowie nin son dünya turnesi, 2.5 milyon kisi tarafından izlendi. Her gittiği yerde büyük olay yaratan şarkıcımn hayranlan, bu konser turnesi sonunda şarkıctnm kasasma briit 37.5 milyon dolarpara btrakttiar. Tabii bundan masraflar, vergiler ve komisyonlar çıkacak. Ama Bome'nin cebine yine de yüklü bir para girecek. "Günümüs Alman edebiyntınm artık yalnısca Almanlar tarafından yaratılmaması, mutluluk verici bir durum. Dört buçuk milyon yabancı işçi arasından, bir konukişçi edebiyntı doğmuş bulunuyor. Bu ynzarlar Almanca yazıyorlar ve bize Almanyayı bir yabancı ülke olarak görme olanağı sağlıyorlar." varatılmama<!' mutluluk verici bir aurum. hederai AJmanya Cumhuriyeti'nde ya geçici bir süre için, ya da kalıcı olarak oturan dört buçuk milyon yabancı işçi arasında son yıilarda bizleri ve kendilerini nasıl görduklerini anlatan bir Konukfşçi'Edebiyatı doğmuş bulunuyor. Bu edebiyatın yazarları kitaplannı aynı zamanda Almanca yazıyorlar ve böylece Alman edebiyatına dikkat çekici bir katkıda bulunuyorlar. Çiinkü bu edebiyat, kendimizi yabancılar olarak, Almanya'yı da yabancı bir ülke olarak görme olanağı sağlıyor bize. " . . . Akif Pirinççi, on yıl kadar önce ailesiyle birlikte Köln"e yerleşmiş genç bir Türk. Pirinççi, yirmi bir yaşında "Sonn Hep Gözyaşıdır" adlı romanını Alraanca olarak kaleme aidı. Alman yaymevlerine başvurulanndan bir sonuç alamayınca romarunı kendisi yayımladı. Şimdi ise kitabın Goldmann Yayınevi'nce başarılı bir basımı yapılmış bulunuyor. "Pirinççi'nin romanında, insan yazarın Alman olmadığını çok güç fark ediyor. Romanda, bir tiyatroda çalışan ve polisiye oyunlar yazan Akig adlı bir Türk'le bir Alman hukuk öğrencisi olan Christa Born arasında Köln'de geçen bir aşk öyküsu anlatıhyor... Peki, bu romanda Türk olan nedir? Anlatıcı şöyle dile getiriyor bunu: 'Temelde, kendimi ne 1 urk, ne de Alman /SrANBUL UZ£R/ND£ ÇMP/ŞMA fSfâ'0£ eU&ÜN, İSTAN8UL Û2E#/W>E, İNGtUZ DUŞMAN UÇAKLARlYLA g/ff rVZAC İ/Ç4Ğ/ ARASINPA ÇtfPrŞMA OLDU. I. DUNyA £41/4pNIN SON GUUL EeİNDEfCİ OLAY, S İ Ğ ÖÜ MUTAN mzjL g£Y, SAŞÇAVUŞ VEOUt g£/ V£3ALMAN Piüor yoA/erru/A/uB/a. AMA SII?SUKE SON£A B£N2lNı 7l//Z£MEN4UÇAK ACAMA PoNUNCE Gâ*7E /ALNIZ &2U. SeVlN "AL8ATKCSÛ3"U KALMlŞ YE OC/Ş/U4V P/LOSUNA KAR& SAI/AÇM/fr/. S Y6R/HDEN yAR4OWMASltiA KAgÇlN CMARJ DCH Jane Fonda uzay kadını Ünlü sinema yüdızı Jane Fonda, çevireceğiyenifum gereği bir uzay kadınmı canlandıracak. Uzaya giden ilk ABD'li kadın Sally Dide'm anılannın sinema haklanm satın alan Fonda, geçtiğimiz ükbaharda "Challenger''la uzaya giden genç kadınm son serüvenlerini anlatıyor. AIANA ÛÖ/Ve/J FAZIL B£Y UASTANCYE KALPIgUACM). 50 YIL ONCE Cumhuriyet Gazi Hz.nin riyasetlerinde mühim bir içtima yapıldı Ankara 24 (Telefonla) Reisicumhur Hazretleri bugün saat dörtte Meclis binasını tesrif etmişler, merasım salonunda Başvekil îsmet, Meclis Reısi Kâzım Paşalarla Dahiliye Vekıli Şükrü Kaya, Adliye Vekili Saracoğlu Şükrü ve Fırka Grupu reıslerinden A/i Beylerin aktettiklerı içtimada saat sekiz buçuğa kadar süren göriişmeler yapılmıştır. Bu içtimada, hazırlanan affı umumi lâyihasının goruşuldüğü, af dolayısıile memleket asayişinin müteessir olup olmıyacağı meselesinın telkık edildiği zannolunmaktadır. Af lâyıhası yarın Meclise sevkedilecekttr. Dün bildirdığim esaslardan başka, 150 liklerden ihtiyarlamış ve memlekete dönmek için muracaat etmiş uç kışınm de affı muhtemeldır. Affedi/ecek sıyası ceraim ashabı arasında heyeti mahsusada vazıyetleri muallâkta kalmış otantarla, Istiklâl mahkemelerınce 25 Ekim J933 mahkum edilenlerin de bulunduğu tahmin edılmekterdır. 19331983 Galata Mefnifat Pazan Fiatlarde tenzilât! FIIBII ibrahim J kilitls Her boyda bajrak'ar Konya'da Güzel Sanatlar Galerisi Uzun zamandır yapilması ilanlanan Konya Güzel Sanatlar Galerisi, Turizm Bölge Müdürüğü binasının yarapdaki bahçe>e inşa edilecek. İki katlı olacah bildirilen Konya Güzel Sanatv Galerisi'nin, kentin önemli >ir eksikliğini gidereceği belirti'yor. Aras Ören Türkçe yazıyor "Sözünü ettiğimiz konukişçi yazarlann en tanınmışı, Batı Berlin'de yaşayan bir Türk ozanı olan Aras Ören... Ören'in ya Bazı açıkgoz tacirlerin Cumhuriyet Bayramı münasebetile fiatlerde tenzilât yaptıklarını bildiren levhalar astıkları görülmuş, Ticaret odasınca bu kabil ticarethanelerin tesbitıne baslanmıştır. Pıyasadakı kredileri ve muamelelerı bozuk olan tüccar hakkında tanztm edilecek oian kara listenin de bir an evvel hazırlanması için Odaca faaliyete geçi/miştir.