24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2î OCAK 1983 Cumhuriyet 9 Bir Tasari (Başyazıdan devam) Atatıirk'iin vasiyeti tle oynamaya cesaret eden kîrnseler çıkmıştır. Sayısıas memleket meseleleri karşısında, nihayet iki ay sonra yerlnl demokratik seçim yohından geleceklere bırakması beklenen bir îdarenin saflannda, sanki başka hiç bir derditnîz yokmti!? cibl, ivedilikle bir Bilimler Akademisi kurmaya kalkışanların bulunmasını hadi şimdilîk bir yana atalım. Diyelim k! akadetni davası Tiirkiye'nin en önetnii iki üç davasından hiridîr. Dil ve Tarih Kurıırnlarının yıllardanberi dimdik ayakta durmasına karşm höyle bir akademiye ayrıca hem bir dil, lıem de bir tarih kolu ekîenmelidir. Peki. Ataturk* iin lcurduftu ve ba&ımsız olarak yaşamalart îçin huknkf ve mali bütiin tedbirlerl aldı&ı iki kurnmıı özel kannn çıkararak ve kanuna hükiimler koyarak ortadan kaldırmak neye? Yeni kurularak enstitüler eski kurumlara koşnt hir şekilde, onlnrla Jşbirli&i, ya da rekabet lialindc çahşamazlar ını? Aynı amac uğrıına çifter çifter kurumlar gereksiz ve rnasraflı olur deniyorsa. eskileriyle yetinip, yenilerinden vaztreçmek aki.t gelebilecek en dosrrıı ynl defirîl midir? Atatiirk sibl tarüıjmîze snineşler dolüsıı fşık salan bir adamın kıırıımları böylesine hulnıkdışı özel bir feanıınla bir varmı«s bir yokmtış haline tretirilmek istenirse, yarın sırad;ın ratandaşlar knrmak isteyecekleri vakıfların uztın iimiirlii nlabilere£ine nasıl inanacaklardir? Hnzırlandıgını ö*rendl£imiz tasarı kimlerin kafasmd.il doğdu. bllmiyoruz. Oıılara Atatiirk dtişnıanı demeye dilimiz varmıyor. Herhalde diişüncenîn hic bir tartıya pelmeyecck kadar hafif oldu^una stiphe yok. Bu hafif tasarının Temsilciler Meclisi'nde pöriişiilnıeden per! ahnmasını brkliyornz. (Cumhuriyet, 13 Ağustos 1961) I uîıaî (Baştarafı 1. Sayfada) liğini kazanmasımn, kararlarm bir sonucu oJduğunu ileri sürüü. Başbakan tasarrul eğiiim;rıin artmasının sadece yatwunlar açısından değil, halkîn gele cekie ilgili olımilu beklentilerıni ortaya koyınası yör.ünden cîe cieğer taşıdiğını kaydederek, «Tasarruf egiliminde güriilen artışlar ekoıınmiye yön veren kişilor için çok öııemll birer işarettir» dedi. Ekonomik ıstikrar programının uygulanması ıle KİT'lerin c<a!ıa verimli çalışmaya girdiğitü Böyleyen Ulusu, bu kuruluşlann bilançolannı kârla kapalır, kendi yatınmJannı gido rek artan olçüde finansa edebilir ha!e geldiklerini söyJedi. 24 Ocak kararîannın olamsıız sonuçlarına deginen Başbakan, işsizligin önlenemedıijini. TL' nin değer yitirmesinin sorunlar yarattığını belirtti. HÎMAYECİLİK KÜILIMLERt Dünya ekonomisindeki genel durgunluğun ve himayeciük eğl limlerinin etkisiyle, bazı olumsu?; hususlarm daha beiirgm hale geldigini kaydeden Başbakan. ekonomide elde edüen başanlara dayanarak, şimdl de oluşan sorunların çözümüns yönelik onleınlenn aiındıgın! belirtti. KAYBEDÎLEN SATIN MM\ (JÜCİJ Başbakan Bülend Ulusu alınan ekonomik tedbirlerle zarar gören :şci ve memurların satm alma glicünün yiikseltilmesine çalışıldıgım belirterek şunian söyledi: «Geçimlerinl ücret veya rruıa? relirleri iie sağlayan îdşilerin özellikle 19771980 döneminde kaybettikJerl satm alma giicünün yeniden yükseltilnıesi üzcrinde, lıiikiimct olarak önemle durulmaktadır. Bu aınacla son dönemde çalışma hayatımızla ilffili bazı kararlar alınarak uyşrulamaya spçilmiştir. AsçarJ iicrelin yrııiden belirlenmesi, Eelir verçisiiKİe ücıelliler lehi. ne yapılaıı değişiklikler, tekniK porsonel vc yöneticiiere oie\ taz minat vrrilınesi ile bu kişilerin jrclir seviyelcrînde reel artışlar İstikrar tedbirlerinin uygylanması nedeniyle, bazı fedakâr hklara katlanmak zorunda kalan vatanclaşUınn sorunları ile, ortaya çıkan diğer tiim sorunların köklü biçimde hallediimesine çahşıldığmı söyleyen Başbakan, kamu personelinin lojmana kavuşturulması sorununa hükiîmet olarak büyük ağırlık verüdiğim belirtti. • (Baştarafı 1. Sayfada) Külebi, Atatürk'ün sagüfimda da Tlirk Di! Kurumu'na bPlü birtakım kişilerce karşı çx kışlarda bulunuldugunu, her yö netim aşamasmda Türk Dil Kuruırm'na karşı yıkıcı birtakım girişimler görüldüğünü, Türkiys ye riüzen ve dinginlik getiren 12 Eylül'den sonra da aynı nitelikte kişilerin ortaya çıktığım ve bunun iki önemli sonucu oîdugunu belirtti, Bunlardan birl egitimsizlik, halk kitlelerinin beyin yıkavıcı birtakîm Ririşimler karşısında etkilendiğini. hatta zarnan zaman aldıgı mektuplarla, kendisinln kırk yıllık Atatürkcü olduğu bilinmeden agır tehditlere ugradıgım, öbür vandan yönetim yüksek katlarınca lftiralann iç yüzil bilindigl halde vine de onlann etkisinde kalınarak bu Afatürk kıınjmumın «islaha» iht.iyacı oldugu korasuıa varıldığım söyledi: «Son eünlerde Türkive'nin ciddi ea/etelerinde. Anayasa ve medenl holnık konusunda en yetkili üç fnıza ile çıkan vazı ve kimi cazctelerdeki ya/ılarla okııyncu mek ttıpları bu eerçcji vansıtmaktadır» dedi. Cahit Külobf, daha sonra Atafiirk'ün «ülkesini. vüksek fstiklaüni korumasını bilen Tiirk milleti. dilini de yabancı dillpr bovıındurueundan kıır tarnıalıdır» bicimindeki el vaKISI i!e yazıp imzaladıîh sözlerini iceren beijrenin fotokopisini rra7etprtlere verdi. Vatandas Ronıan, Film, vs. (Ba?tarafı 1. Sayfada) naj» çalışmalarına kadar. her olay, kendi içinde giz yumakları gibi yuvarlanıp. duruyor. Hera de gözümüzün önünde!. Söz gelişi, adı dünyada çok duyulan ve Güney Amerika'da askert darbe planladığı bilinen bir çok ultıslu şirketin Türkiye temsücislnin îstanbul* daki dost çevresinden hareket ederek çok sürükleylci bir roman yazabllirslniz. Bu Amerikan yurttaşınm gizli haberalma örgütlerl ile ilgisi ve bu aracia Tahran'dan Türkiye'ye ne arnaçla geldiği bile başlıbaşma ügi çnkici bir roman ya da film konusu olabüir. Yine bir başka yabancınm. Türktye'de kurduğu dostluklardan söz edcn sürükleyici bir öykü yazmak da olasıdır. Bu yabancmın Okyanus ötesi bir tilkenin haberalma örgütünün görevlisi olması ve şn ancia Federal Almanya'nın Bonn kentinde, bir zamanlar Türkiye'de çok duyarlı bir devlet örgütünde çalıştıktan sonra, yurtdışma eğltim yapmak için gönderilen bir kamu görevlisi İle ortaklaşa yürüttükleri siyasal çalışmalar da. herhalde, yalnızca bizim değil, yabancı romancıların ve film şirketlerlnin de ii"isini çeker. Konu mu a r • ısunuz? Konu çok! Eğer amacını/ belgesel roman yazmak İse bazı kaçakçıların itiraflanndan yola çıkarak, son on yılm ünlü zenginlerini de ele alabilirEiniz. Son yirml yıl içinde jet hızıyla zengin olan hanl günlük dilde hırt, sosyolojik terminolojide burjuva lümpeni, ticaret sicilinde işadamı dediğimiz türden türedl burjuvaların, şu anda yurtdışında bulunan kaçakçı Ermenilerle kurdukları iş ortaklıklan da herhalde ilgl ç.eker. Ama diyecekstnlz ki: Klm yapar böyle filmleri?. Diyelim ki, siyasal içerikli bir film çevlreceğiz. örnegin, Karadeniz sahü'.erinden bir ilimizden mllletvekili seçilen daha sonra da Bakanlık koltuğuna oturtulan canım Mataracı değll, daha bilemediginîz nice Mataracı'lar var bir polltlkacının silah kaçakçılan ile Uişkileri de ilglnç bir senaryo olabüir. Antikomünist politikacıların, resmi ideolojileri «Marksist, Leninist» ülkelerln devlet şirketlerl ile kurdukları ortak şirketleri de filmimize konu olarak seçebiliriz. Filme de güzel bir ad bıüuruz: yeni Enternasyonalizm. Bu «Yeni Enternasyonalizm» dünya çapmda kapitalist silah tekelleri ile bazı Marksist. Lenir.ist ülkelerin dışalnn. dışsatım şirket'.eri arasmdadır, başka türlü nasıl olacak? Bir kez bu konulara el attık mı. şöyle bir senaryo da yazabilirlz: Söz gclişi. yurtdışında bir uyuşturucu madde kaçakçısı yakalanır. Kaçakçınırı cebinden bazı telefon numaralan çıkar. İ n terpol bu telefon numaralarım, Dgili ülkeye sorar. Bir de ne görsünler? Bu telefon numaralarından birl o ülkenin başbakanmm evinin telefonu değiî mi?. Koskoca Başbakan uyuşturucu madde kaçakçıhğı yapacak değil ya: yakalanan kişi. Başbakanın evinde çalışan birinln arkadaşıymış. Ahn size bir başka konu... Konu çok: Bîr başka senaryo da şu: Adam, îstanbul'da mobilyacılık yapmaktadır. Yurtdışından mobilya getirtip. satmaktadır. Bu mobilyacının çirketleri ve yahiarı ile ünlü bir lşadamı ile dostluklan vardır. Günün birinde bu adamın adı bir karakçılık olayma kanşmaz mı?. Adam hemen yurtdışma kaçar. Ve hergün otomatik telefon ile îstanbul'daki dostunu arar. Adamın yurtdışma çıkması da biraz dedikoduludur. Mobilyacı, bir film artistinin yardımı iie yurtdışına çıkarıhr. Sonra araya. birileri girer, «al takke, ver kiilâh», lşler halledilir. Böyle bir öykü ya da senaryo yazarsak başma şu türnceyi yerleştiririz: Bu kitapta konu cdüen olay ve kişilerin gerçek ile lıiçbir îlgisi yoktur... Tamam mı? Tamam!.. Eveet efendinı, ne diyorduk: Bir Amerikalı yazar, 1977 yılının yaz aylarında, «balık avlayacağım» diye Van'm bir köyüne yerleşir. Adam. o tarihte. Bakanlık yapan bir eskl büyük bürokratın, canciğcr kuzu sarması dostudur. Bu Amerikalı gazetecinin elalemin ağzı torba değil ki büzesln CİA ile yakm ilişkisi olduğu söylenir. Hattâ. Yunanistan'da albaylar darbesi sırasında bu Amerikrilı yazarın adınm çok konuşulduğu ileri sürülür. Şimcii hemen «adı ne.dir?» diyeceksiniz. Canım, Işte, Hamburgsr, falan gibl bir ad, ne yapacaksınız eloğlunun künyesini?. Bu Amcrikah gazetecl, Van'da balık avlamadı. Ya ne yaptı?. Alık avladı, balık değil, ahk!. Gitti, bazı köylerin, bazı mezarlann resminl çektl, filminl çekti.. Şimd). bazı Amerikan televizyonlarında, «Bakııı Türk'ler Ernıeni'iere nasıl zulmcttiler» diye progıamlar yapılıyor ve Doğu Anadolu'dan bazı görüntüler veriliyor ya: biz de merak ediyoruz, sakın bu filmler, ad! Hamburgere benzeyen bu Amerikalı gazeteci tarafından çekilmiş olmasm? Olur (Baçtarsfı L Sayfada) karîTİıklannı yatırmadıklan izlenımine vardılar. Benzer biçimdo, para ar^ında, bir başka deyimie piyasaya çıkartılan para miktannda öngörülen smırlamalar.n aşilmıs olduğunu saptidılar. Bu gözlemlerden sonra IMF nin önceden belirlennıiş program doğrultusunda 30 kasım tarilıinde Türkiye'ye açması çereken yaklaşik 110 milyon dolarhk krediyi ert.e lediler. TMF'nin bu karan Ankara'ya iletiünce. Hazinf Genel Seki eteri Tevfik Altınok i!e Merkez Bankası Başknn Yardımcısı İbrahim Kurt konuyu görü.imek üzere Pi ris"e gittilcr. Paris'to IMF yetkilileriyle buluşan Türk ıızmarılar. IMF'nin ist.eği üzerine yeni bir niyet mektubu hazırladılar. Ana hatlan Paris'te sapianan n>yet mektubu, 20 kas".Tn tarihi ile IMF'ye iletildi Saglanan bilfrüere eröre. <;orı ni« yet mektubu şu ilkeler içerîyon • Türkiye. daha önre belirlediği fribi para urzır.ı !«sscak ve piyasndpki Rara miktannı azaHacaktır. • Merkez Banka."inm kamu kesimine acacağı kredilerde dikkatli davranıîacak ve bu kredilerin belir'enen emırlarının aşılmaması sağlanacaktır. • Bankalann mevduat munzam karsıhklannı yatırmalannı sağlamak üzere yeni kurallnr getırilmiştir. Bu kurallara uymaysnlar hakkında yaptınmlara gidileceği açıklanmıştır. • Türkiye'deki banka sistemini yeniden düzenlemek amacıyla bir Bankalar Yasası mutlaka çıkarılacaktır. Bankalar Yasası üzerindeki teknik çalışmalar halen sür dürülmektedir. «Ara niyet mektubu» nlteliğini taşıyan 29 kasım 1982 tarıhli mektubım daha sonra 12 ocak 1983 tarihinde IMF Yönetim Kurulunda onaylandığı ve bu onRv üzerine de 110 milyon dolarlık kredinin serbest bırakıldiğı bildiriliyor. Kurallaro Britanya Basm Komisyonu Baskani: "Kendîni kontrol, dışardan gelecek kontroldan (Baştarafı 1 Sayfada) Son 30 yılda basmm sorum luluğu konularmdaki şikâyetlerin arttığına degiıicn Loıd McGregor, bunun basma karşı vatandaşları kora maya yönelik kuruluşların ortaya çıkrnasma yol açtıgını 5öylcdi. Modern endüstn toplumunun yaşamının etküi ve gönüliü biy denetime dayandıgım vıırgulayan, İngiltere'nin bu konudalü deneyimlcrini de tıktararak, kendi ke.ndini kontrolüıı t^s şekîini, gazetecilerin uyacac ları kurallan kendilerinin ba lirlemesi ve basın içinde bu yolla bir gelenek oluşması, olarak gösterdi İRANÎNİN SÖZLERİ IPI eski başlıanı ve IPI Asya Basın Vakfı Müdürü, Hintli gaz«teci Cushrow Iranî, konuşmasınm başında Atatürk'üıı «Basın millctin müşterek sesidir» sözünü h,ı tırlattı. Özgürlük içinde calışan basımn otokontroia vermesi gereken önemi vurgulavan Iranî, Hindistan'daki Basın Konseyî deneyiııi ve başına aşırı kısıtlamatar getiren 1973 Srl Lanka Basm Yasası ömegini anlattı. Iranî, gönüllü olarak kun.ılan Basın Konseylerinin daha etkin olduklanm belirterek, zorlayıcı, emredici ve cezalandırıcı öntemlerin «ko laycı yollar» olduğunu savun du. Iraııî, insanlarırı, hükümetlerin kendilerine yüklediğinden daha fazla zekâya ve sagduyuya sahip oldukla rını söyledi. Seıninerde Gazeteciler Csmiyeti Eaşkanı Nezilı Denıirkent de bir konuşma yaptı. Türkiye'de halen yargı denetiminin yamsıra, yönetsel ve mali denetimlerin de bulundtığuna değinen Ds mirkent, bunun dtş.ında bir denetimin bir meslek kısıtlılığı ypratmanın ötesi;ıe gecmemesi gerektigini belirtti. Demirkent, Basın Hukuku' na değil, geleneklerin tızun ömürlii olup olmadığma ba OEMtRKENT Gazetecîler Cenıiyetl Başkam Nerfh Demirkent de seminerde bir konuşma yaptı. küması gerektiğinl savundu. Konunun «kitle iletişiml alanında otoKontrol» olarak pömlmesi gerektiğinl söyloyen Demirkent radyo ve teİevizyonun böyle bir ot.okontıol dışında kalamayacağım savundu. Oiokontrol yerine basın özgürlüğüııün savun ıılnıasını isteyecekiere hak verdJ^ini belirtcn Demirkent, geçmiş yülartn deneylerine dik kat çekerek, bnzı davranışların yönetimi kısıtlayıcı önlemler almaya ittiğini vurguladı. Demirkent, otokontrolun içe ve dışa yöneüK saygmlık aracı olması gerek tiğinl savunarak, uygulana'oilecek tek cezanm «(e.şlıir» olduğunu belirtti. Basmla ügili her türlü düzenlemenin basm özgürlüğünü ortadan kaldırmaktan uzak olmasıru dileyen Demirkent şöyle ko PETER GALLİNER Gallincr Uiuslararası Basm Ens tiiüsö IPI'ın direktörlüpnü yapıyor. nuştu: «Basm ahlik ilkeleri mesleğin kendi İç yasasıdır. liısın hukuku iie iigili bir gpnel lıakuk kaynağı değil<lir.» Anayasa'daiu «Basın llürrtür hansür Edilemezo îikrme uygun olarak r>ir otokontrol sısıemi Jcurulabilecegini söyleyen Denurkent, Giizftecilıir Cemiyeli, Türkiye Caae'.Oviler Sendikası ile Türkiye Gazete Sahiplen Sendikası'nın ortaklaşa bu görevi üstlenebüeceğini belirtti. Öğleden sonrak! oUırumda konuşan Britanya Basın Konseyi Direktörü Kenueth Morsan, otoltontrolde her ülkenin kendine özgü prcnsipleri olduğuau, bir ülkeden diğerine prensip ihraç edileraeyeceğini soyâedi. îngütere'de olokontrol sistemlnin işlcyişini aııiatan MorRan, gönüllü bir basın konseyinin en önemli özelliği nin hiikümetçe denetlennıemesl olduğunu, devletten mali yardjm aimanın da bağımşızlığı zedeleyecegini savuncîu. Morşran «teşhir» yaptınmının jşieyebilmesi için gazetelerin, basın konseyinin haklarında verdıkleri karan yayınlamalannın eorunlu olduğunu da belirttî. IPI Yönetim Kuralu Başkanı Max Snijders, konuşmasında Hollanda basımnın kamu kesimi İle llişkilerine değindl. Snijders Hollanda'da Basm Konseyi'nin tümüyle meslek içi bir kuruluş oldu.Şunu belirtti. İsveç Svenska Dagbladet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Gımnar Andren de İsveç'deki otokontrol sistemirıin iş'eyişini anlatarak. «Eğcr bir lıüküinet basma rnütlahaie ederse, sonuc her ycrtlp aynrdır: Okınnıcular gazrtclorde yayınlaııanlara güvenmezler» dedî. BIS.TÜ yapılacak sabah oiurumııyla sona erecek olan semtnerin dünkü oturumlarıJU Devlet Bakam İlhan Üzırak da izledi. NADİR NADİ 'Uluslararası Para Fonu'na (IMF)'e üye ülkeler Fon'aaki hotalarının °'o 25'lih ilk dilimini otomatik olarah çekebiliyorlar. Sonraki dU liınleri çekebilmek için isg IMFnin ünlü «yeşil ışığ;»m sağlamak gerekiyor. Bu amaçla hazırlanan «rtfyet mektubu»nr.'a IMF'den kredi isteyen ülkenin yetküileri 1MP reçetesine uyacaklarına dair güvence veriyorZar. IMF de «myet mektubu»nda yer alan taahhutlerin uygulamada yerine getirilmesini sürekli olara'tı denetlivor. Niyet Mektubu nedir? Üç idam (Baştarafı I. Sayfada) nta Özkara'yı da ağır yara lnmak suçı.;ndan 13 mayıs 1980 tarihindenin Denizlj Ağir Ceza Mahkemesince idama mahkum edilen Duran Bircan lıakkmdaki idam karan, gerelıli yazılar, Denizli înfaz Savcıîığma ulaş rnadığı için dün sabah infaz edilemediği öğrenildi. Hakkındaki öliim rczası MGK tarafından onaylana rak yürürlüge giren Ali Ak taş'm ise bu sabaha karşı Adana'da idam edilmesi bek leniyordu. Sol görüşlü Aît Aktaş 13.15.1881 tarihinde Ülküctilerle eıkan çatışma sırasında MHP'li send'kac. Sulhi Aksoy'u öldürmek su çundan ölüm çezasına çarp tmlmıştı. SOYADI TASHİHİ Fatih Asliye Hukuk HaVimlijiinden. 982/625 esas no, 982/702 karar no 22.12.1982 ilâmı ile Deli olan soyadımızm Esen olarak t.ashih olunduğu ilan olunur. CevriyeHüseyin ÖmerMustafa DELt McGREGOR Lord OUvor McGregor Britanya Ki'aliyct rîasııı Konıs; ı>nu' nun başkanlıjjuu yapıyor. IRANÎ ın eski yönetlm Imnılu başk.ı. nı Iranî IPI'ın Asva Vakfı miidürlüğü'nü yapıyor. Yazar (Baştarafı 1. Sayfada) zesi, bujîün Şişli Camü'nde kılmacak ikindi namazmdan sonra Zincirlikuyu Me zarlığı'ndaki aile kabristanında topraSa verileoek. 19I0'da Çanakknle'de dogan Kemal Bilbaşar, 1929' da Edirne Ö.eretmen Okulu'nu bitirdi. îki vıl ilkokııl öSretmeniigi vaptıktan sonra 1935'te Ankara Gazi Egitim Ens<itiis(i'nü f bi irdi vn t.ırih riŞrarmeni o!du. 1937'den beri tzmîr Karatas Ortaokulu'nda sü rün ereiprı ögretmenliginden 1961 'de kendi lsteîivle syrıldı. tlk övküsünü 193T de ys,7an Kfmal Bilbaşar' ın öykülerl «Aramak», «Yurt ve Pünya». «Yürüvüş», «Yedftene» dersilerin de yayımlrndı. Bflbaşar, 19fi7'de «Oemo» adlı romanıyla Ttirk Di! Kurumu. 19fif!'de «YPSÎI Onltre» rornamyla Mav Roman ödül lerinl kazanrtı. Bilbasarm övkfilpri «Ansdoln'tlan Hfkâyeler» (1939). «Cevtzli Baheo» (194!V «Pn/ıtrlıU» (1944"), «Pembe Knrt» O953>, «Üç Buuihi Hikâveler» (195SV «Ireatlann Öfkesi» (197l> adlı kitaplarda tonîandı. RomanlfiTi da «üenîzin Cafrırısı» (10W), «Ay Sanayi Bokonf: Eşci slrkefleri (Baştarafı 1. Mchmct Turjut ise. suncluftu tebliğde, «Mevcut ve kurula cak olan işçi şirketlerine, gerekrn iiııemin verilmesi. OEStYAB'ın mali yöncien frü(;lenclirilmesiyic ınümkün olatahlır» sekiinde konuştu. Bolu Koru Oteli'nde yapılan seminere, İmar îsknn Bakanı AhiDı"t Sanısunln. Bayındırlik Bakanı Tahsin önalu. Federal Alman İktisadi İşbirliSi Bakanliiiı Müsteşan S. Lonıjl, Pederal Almanya Parlamentosu'ndan üyeleri de iceren 12 kişilik bir Aiman heyeti de katıldı. Seminenn. sabahki oturumun da, «ekonomik bü^Tİmemiriıı finansmanı» konulu bir tebl'S sunan Maliye Bakanî Adnan Başer Kafaof;lu. yurt dışındaki işçi tasarruflannın Tür i;iye açısından en önemli dış finansır.an kaynagı olduğunu vurguladı, Bakan Kafaoğlu söyle konuştu: «tlkemîz açısından konunun finenıi kalkııımaınızın îinasmanında, dış para ihtiyaçlarının Uarşılannıası açısından C:vha da artmaktadır. Bu yetersiz inıkânları arttırmanın yollarını hulınanın ?ereklili£inc inanıyonım. ÖzelHkle. Işçilenmizin yurda döniişlerlnde karşılaşacaklan intihak çüçlükierini ortadan kalrîırmak. vurtla döndükleriııde işsiz kalmalan nı öniemenin yanısıra isc''Timize is inıkânları ve is «alıalan açarak, istedlkleri zaman vurda donmelerine vnrtlımcı olmak çabası da önemltdir. Ku t.isarnıfların vurdumuza eelmrsî ve vatınmlara kanaiize edilmrsi tesrik ptlilmelidfr» Sanayi ve Tekno'.oi! Bakam IMphmet Torput da. «tasarrııflann sanayive aklarılması» baş Tık'.T "PbHgiririe Tiirk isci sirketlcrinin DESİYAB tarafınd:ın destekleneceğini açıkladı. Bakan Turgut, «DESİYAB hal k.i açık şiruetlerimizin, bilhasxa iştî şirketlerinin hankası ol.ic<ikiır» ifadesini kullandı va şöyle konuştu: «Hu meyanda, uyjpılanıa ve Iınzırbklar, İşçi dövizlerinîa doğrudan veya DESİYAB vasıt:!sıy(a şirkftlcre çekilmesi knnulannda çalışmalar son saf haya gelmiş dıırumdadır. DESİYAB. hem finansman yardı» mı, hem yol crösterme, !ıem proje hazırlana, hem de eleman bulnıa bakımmdan vaziIfsinl uörecpk şekilde lechia edilecektir. Ku konuda şirketlere f'eıleral Almanva scrnıayo îstirakleri ve tpknoloji teklif. It'rinî de£er!pndirmPve hazıc olrluînımuzu da beyan etmek islerim.» Devlet Bakanhgı Müşavirl Tenıel îsltit t.araiından Bakan Serme' Refik Pasin adma s«nu lan tebliğde, Türk Alman ortak yatınm projeleri konusu ele alındı. f)9R!>, «Omo, H966). «Me f]96B • 69>. «YPŞİI TııtnîdnSıı GPPP» Gn??e» (1970>. «Yonca Kra» CcocTik romanı. 1971), «Baska Olıır Aı'alann Düçünii» (10721. «Kölelfk nönemeci» C1977>. «Bedos» (1980) ve «Zuhre Ninem..» mo. Oztrok (Baştarafi 12. Sayfadıı) kümleri çerçevesinde (,ıkanlacak kanun hükmünde kararnamelerin hazırhk çalışrnalarının devam ettlfeini» hatırlattı Öztrak ş6yİ3 dedi: «Kamu Yönetimi Komisyonu çalışmaiannı sürdürraektedir. Bu çalısmnların raayıs 1983 içindp t^nifimlanraası planlanmıştır B'^zı BakanlıTtlann kaldınlma'i, baa. BakanlıUIarın birUstiriIrnesi. bu arada 9 Baksnlığ'in lajŞvediImosi konuları?>da ne Rakanlar Kuruluna. ne de 7 Bakandan oluşan kurufa her hanşrl bir reklif y a da rapor (Baştarafı i. Siayfada) harabyan ve Minas Sinıonyan İntihar Titni» tarafından gerçekleştirildigi belirtildi. ASAI^V ıım metninde eylemin «1915'te Türkler tarafından gerçeklcştirilen soykırım sırasnula Şcbiııkarahisar'ın K<islcrdiği kalıraıııanca savunınanın yıl(lönün;ü» doiayısıyla düzenlendiği büciıriidi. Paris'ten ASALA'ya yakm bîr sözcü örgütünün bundan böyle Türk lîava Yolları'nın bü10 ve uçaklannı hedef alan ıerör eylemlerirts girişeceğini sö;/ ledi. ASALA'mn bir başsa açık lamasında ise, «bundan sonraJti saldııuıın çok yakm bir gelccckle gerçcklcştirileteği» duyu ruldu. Saldından sonra, Paris TH'/ bürosuna geien Fransız polisîeıi, olayda ölü ve yaralı olmamasını «mucize» diye riıle lendirdiler. Polisler el bonıbusı parçalannın büronun tavaaına kadar dağlıdığmı söylediler. THy Bürosu'na bomba atılmasından ve saldırganlardan üı rinin yakalanmasmdan kısa aü ıe sonra, THY' ııin bu kez PaJis OrJy Havaalanmdalü bilet gişesi önünda bir pakot lçinde bomba bulundu. Tahrip gücü yüksek olduğu bildıriien bonıba Fransız polisince etkisiz hale getirildi. Bunun üzerine THY'nitı Parisİstanbul seterinl yapacak olan DC9 uçağı yulcuların ve baga.jların aranmasmdan sonra yaklaşık 1.5 saat röterh olarak kalktı. SOVYET YAPISI Opera caddesi'ndek) THY bü rosuna atılan bombalann Pransiz Polisince yapılan balistik kontrollerindo So\"yet yapıs; ok'.ukları belirîendi. ASALArnın a! O tarlhlerde ikî senatör, bu olayı basma duyunnaya çalıştılar. Fakat kinıse kulak asmadı. Bu senatöılerden biri sonradan Bakan oldu. Ve yine sonradan bu senatörün başına gelenler, pişmiş tavuğun başına golmedi. Bugiin pazar, akşama «Flamingo Yolu» var. Açııı televiiyoııu izleyin. Ama bizde de ne yollar var. ne vollar!. ACi BİR KAY1P ELEKTRİK ENDÜSTRİSİ A.Ş. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ARIYOR Fabrikamızın, Şalt tesisleti ve Transfofmatör bölümierinc, teklif hazırîama ve proje işlerinde görevlendirilmek üzere; 0 Î.T.Ü.O.D.T.ü. Boğaziçi üniuersitesi mezunu • îngilizce ue/ueya Almanca lisanma uakıf, genç ELEKTRÎK MÜHENDİSLERÎ aranıyor. îsteklilerin, rpferanslan ile bîrlikte şahsen ueya mektupla aşağıdaki adrese müracaatları rica olunur. Halitağa Cad. No. 37 (Teklif Hazırlama Kısım Şefliği) Altıyo! Kadıköy Türk edebiyatma, sanatına yıllarca emek vermiş değerli romancı ve hikâyecimiz, huoperatifimiz orîaklarından, unlü yazar Tek sen (Baçtarafı 13. sayfada) ftuzma.n da, sözle$meierin taban ve tavan ilkelerınin :şko a ya da ülke dUzeyinde beürlenmesi önerilerine karsı. Anayasanın «bir iş verinde tek sözleşme» ilkesinin kesin hükmü karşısında uy.crulanmasının söskonusu olamıyacağını bildirdi, Ancak konlederasyonlnnn kendi iradcleri ile ve üyelörirtin uvması yü;;Urnlülügt! kendilerini ilffüetîdiren b:r sorun olarak, istişari ni'eükfe bir arava çrclerpk birtakım ilke kararları alabilerekleri. toplumsal anlasffis n'.tpMğinde anla c malar vapabi'ecekleri beürlendi. Yuvarlak masada eeçer) d5nemin en önemli sonmlarmdan b!ri olarnk karsımıza vetkiU sendikamn belirl konusunda vine kesin bir sonuca vanlamadı. Ta!a' Sarüin ve Prof K«mal Ogıızman. sendika 'ly«liginın Çnl?sma Bakan'iftına baSh bir bilsisavar meH'ezinde süreklî izIenme<;iTin en saghklı çöziim olabil savundular tlhan T.nk. Topkar vc Prof. Kenan Tuncsaghkl» çözliın olarak reterandunıu savundular. Pıof. Halit Kemal Krbü ise isletilebîlecetse biigisayar tnerkezınin ÇOK \ararli olac.ağım, yine üe beljîeler üzerinde belirleme sorunu çözmezse, son aşamada oylarmıdan kaçımlmaması gerektıiiini savundu. Yuvarlak masanın toplu sözleşrneler gündeminde tertışılan önsmiı bir dı.ger konusu ise ışyerı sözleşmelerinden işJotme, çrup sö^lcşmelerı ve iş ko!u sözlesmelerine dogru güçlü sendikacıhk savunulurken, yasada alınabilecek öniemler oldu Saglıklı iş vsri. işietma tanımlann:n çok önemli oîduftu belirlendi Bu arada tea is verini ayn çirket.lere Dölerek sÖzleş;ne!erden kacmmaya karşı alınabilscek önlsmler üzerinde dunıldtı. Anayasamn r «fek is verıne tek sözlp.me>» ilkesinden sonra. aynı üreMmi yapan farkîı işletmeler ve t'arklı is kolu görünümü de oîsa, ana üretim is veri alınarak, buradaki stfzlesmenin tüm çahşanlara nvşnı'.anmasımn yasa! aorunluluk oldıiSıı biîdirildi. KEMAL BİLBAŞAR'ı 21,1.1983 cuma günü kaybetmiş bulunuyoruz. Acımız sonsuzdur. Cenazesi 23. l. 1Ö83 pazar günü (bugün) öğle namazından sonra Şişli Camii'nden kaldınlarak Zincirlikuyu Mozarlığı'nda topruğa verilecektir. Ailesinin. dostlarının, yazar e.rkadaşlannin acılannı paylaşınz. YAZKO (Yazarlar v? Çevivmrnler Yayın Üretim Konperalifi) Doğal üyemiz, değerli yazar KEMAL BİLBASAR'İı yltlrdik. acımız sonsuzdur. Alleslne, okurlarına ve outün üyeleıin^izi başsağlığı diieriz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI N'OT: Merhumun cenazesl 23 Ocak 1983 pazar günü (bugün) öğle namazından sonra Şişli Camîlnden kaldınlacaktır. Üyelerinıize duyarulur. • 46215 numaralı profesyonel ehüyetimi kaybettim. Geçersizdir. A. KEMAL ÜÇEL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear