25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 eryüzünün, hlç kuşkusuz, en büyük düşünürlerinden ve 18. yüzyılın, lnsana insanlığını aşılamak isteyen aydmlatıcı kafalarından biri olan Voltalre 1778'de öldü. Ama onun düşün alanında bıraktığı yapıtlar bugün de bir meşale gibi insanlığı aydınlatmayı sürdürüyor. Büyük düşünür, bütün yaşamı boyunca düşünce özgürlüğtinü ve düşünceler karşısmda hoşgörüyü savundu. Bu nedenle ölümünden az önce aydınlar bu yaşlı düşün adamma pek az ölümlüye nasip olan içtenllkll ve görkemlt törenler düzenlediler ve başma bütün insan gönüllerinin çiçeklerinden derlenmiş şükran çelenglni taktılar. Aşağıdaki diyalogunda Voltaire 18. yüzyıl başlarmda düşünce özgürlüğünün egemen olduğu bir ülkenin yurttaşı olan özgür düşünceli bir îngiliz Generali lle düşünce özgürlüğünün en kaba din yobazlarınca yok edildiği bir ülkenin, Portekiz'in, vatandaşı ve bir Enkizlsyon ajanı olan Medroso adında bir kontu konuşturuyor. ••• 1707 yılma doğru tngilizlerln Sirakü«a savaşını kazandıkları, Portekiz'i koruyup, bir süre için kendi adamlarından birtni îspanya'ya kral atadıkları sırada yaralanmış olan General Milord Boldmind, Bareges kaplıcalannda bulunuyordu. Savaş alanından birbuçuk fersah (yaklaşık yedl buçuk kilometre) uzakhkta, yük arabalarmın gerlsinde. attan düşerek yaralandığı için kendisi glbi kaplıca sularından yararlanmak üzere oraya gelmiş bulunan Kont Medroso'ya rasladı. Kont Medroso, «Enkizisyoncu» idi. Boldmind ancak söyleşl sırasmda alçakgönüllülük gösterirdi. Birgün içtikten sonra Medroso ile şu konuşmayı yaptı: Boldmind Demek siz Domlnicain'lerin (1) ajamsınız? Ne kötü bir ls görüyorsunuz. Medroso Dogrudur. Ama ben onların kurbanı olmaktansa, onlara hlzmet etmeyi ve kendim yanmaktansa başkasını yakmak felaketini yeğ tuttum. Boldmind Ne iğrenç bir seçlş! Çürük Inançlarınızla kokuşmaktan sizl özgür bırakmış olan o Magribi'lerin (yanl Endülüs Araplarınm) boyunduruğu altmda yüz kat daha rautluydunuz: o Magrlbiler kl egemen oldukları halde ruhlara pranga vurmak hakkını, o korkunç hakkı benimsemek istememişlerdi (2). Medroso Ne yapmamı istiyorsunuz? Bizim ne yazmamıza, ne konuşmamıza, batta ne de düşünmemize izin vardır. Konuşursak sözlerimiz istenildiği gibi yorumlanıyor, artık yazılarımız için ne anlam verilmez ki. Gizli düşüncelerimiz İçin bizi ateşte yakamıyacakiafından. onlar gibi düşünmezsek doğrudan doğruya Tann'nm buyrtıgu ile sonsuza dek yanmakla tehdit ediyorlar. Aklımız egemen olursa devletin yanıp kül olacağına ve ulusun, yeryüzüniin en mutsnz halkı duru OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Boldmind O halde ona mahkum olmaya lâyıksımz. ••• tnsanoğlunun, adına «uygarlık» dedlğimiz «okuryazarlık aşaması»na erişmesinden beri gerçek anlamında «düşünce» kavramı oluşmağa başlamıştır. Çünkü düşünen insan kafası, doğanın yarattığı, kuşkusuz, en güçlü makinedir ve insan, bu gücün bilincine vardığı oranda insanlaşmağa başlar. Tarihe bakmca görürüz ki Batı'da bir takım kişiler «papa, kral, imparator, duçe, îithrer, parti lideri ve prezidyum başkanı, hattâ cumhurbaşkanı» gibi: Doğu'da ise «Halife Han, Sultan, Şah, Padişah, Melik, Emir» gibi sanlarla toplumlar üzerinde egemenlik kurmuş, kendi çıkarlannı her zaman egemenlerin yanında bulan ve gören feodallerle din adamları da onların yardımcısı olmuştur. Bu güçlü ittifak egemenliğlni, kökünü ve gücünü her toplumun dinsel tnanışına göre türlü Tanrılara veya tek Tanrı'ya dayandırıldığı için kutsal ve dokunulmaz bir nlteliğe büründürülmüş; «düşünce ftzgürlüğü» dediğimiz kavram da. bu kutsallığı irdeleme ve eleştirme konusu yapmak isteyen insan aklının lşlemesinden doğmuştur. Bu özgürlük uğrunda Sokrat'tan beri nice aydın kafalar kurban gitmiştir. Eskiden düşünce özgürlüğü, özellikle dinsel inanışlarla sınırlandırılır ve bu özgürlüğü savunanlar cezalandırılırdı. Günümüzde düşünce özgürlüğünün sınırı, her ülkede egemen olan ekonomlk ve politik rejime göre değişmektedir. tlk kez otuzüç yıl önce (15 ağustos 1949'da) yine bu sütunlarda yaymlamış olduğum yukarıki yazıyı, düşünce özgürlüğünün 1707"de, yani yaklaşık tiçyüz yıl önce, Enkizisyon dönemindeki korkunç dinsel sınırına örnek olmak üzere, yeniden yayınladım. Gelecek haftalarda böyle ahntılan sürdürmek istiyorum. (1) Domlnioain'Ier Hıristlyanlıgın bir mezheblne bağlı papazlar olup o dönemde Portekiz yönetimine egemendiler. Bunlar din adına en korkunç işkencelerl yapan enkizisyoncuları oluşturuyordu. (2) Voltaire burada, Arapların tspanya ve Portekiz'e egemen oldukları dönemde Hıristiyanların vicdan özgttrlügune karışmadıklarım vurgultıyor. (3) Bununla. reformasyona katılıp protestanhğa tfpçmis tilkelerin halkı anlatılmak isteniynr. (4) Yakubiler, bu adı taşıyan ve 12. yüzyıl başlarmda kurulmuş bulunan bağnaz bir Hıristiyan tarikatına bağlı papazlara verilen addır. Bunların Paris'te Saint Jacques (Senjak) sokağmdakl manastın Fransız Devrimi sırasında, 1790'da yıktırılmıştır. 7 MART 1982 Y Özgür Düşünce Anlayışı Hıfzı Veldet VEÜDEDEOĞLU muna jrelecefrine hükümeti inandırmışlar. Boldmind Avrupa'nın bir ucunda sizln için savaşlar kazanmağa giden ve denizleri gemilerle kaplayan biz îngllizleri bu kadar mutsuz mu buluyorsunuz? Sanıyor musunuz ki Hindistan'da keşfettiğiniz hemen hemen bütün yerleri sizden koparıp alan ve bugün koruyucularınız arasında bulunan Hollandahlar, basma tam bir özgürlük verdikleri ve insan düşüncelerini açıkladıkları için Tanrı'nın lanetlne uğramış olacaklardır? Çlçero'nun özgürce yazmış bulunması yüzünden Roma Imparatorluğu daha mı az güçlü olmustur? Medroso Bu Çiçero da kimdir? Bu adara hakkmda konuşulduğumı hiç duymadım; burada sözü edilen Çiçero degil, kutsal babamız ve aziz Padova'lı Antuvan'dır ve ben hep insanlar düşünmeye koyulurlarsa dinin yok olacağını duydum. Boldmind Buna inanmamalısınız; çünkü siz dininizin Tanrısal olduğuna ve cehennemliklerin ondan üstün olamıyacağına kesinlikle inanıyorsunuz. Böyle olunca hiç bir şey hiç bir zaman dini ortadan kaldıramıyacaktır. Medroso Hayır, ama din bir hiç düzeyine indirilebilîr; düşünce sahibi olmak yüzfindendir kl, tsveç, Danimarka, sizin bütün Adanız, Almanya'nın yarısı artık Papa'ya bağlı olmamanm korkunç felaketi içinde inliyor (3). Eger insanlar uydurma inançlarına göre davranmayı sürdürürlerse. onların yakında sadece Tanrı'ya ve erdeme tapmakla yetinecekleri söyleniyor. Cehennemlikler bu kadar üstünlük sağlarsa, Enkizisyon mahkemcleri ne olacak? Boldmind Eğer ilk Hıristiyanların düşünce özgürlüğü olmasaydı, Hıristiyanlık olmıyacaktı. Doğru değil mi? Medroso Ne demek istiyorsunuz? Sizl hiç anlamıyorum. Boldmind Demek istiyorum ki, eğer Tiberius'un ve ilk Roma împaratorlarmın, ilk Hıristiyanlara kalem ve mürekkep kul lanmayı yasaldayan Yakubî'leri (4) bulunsaydı. Roma Imparatorluğu içinde uzun süre özgürce düşünmeğe izin verilmeseydi, Hıristiyanların dinsel kurallarını yaymaları olanaksız olurdu. Şu halde ancak düşünce özgürlüğüyle kurulmuş olan Hıristiyanlık nasıl bir çelişki ve nasıl bir haksızlıkla tek dayanağı olan o özgürlüğü bugün boğmak istiyor? Size çıkar sağlayan bir lş önerildiğinde karar vermeden önce uzun uzun düşünmez mlsiniz? Yeryüzünde bizim sonsuz mutluluk veya felaketimizden daha önenıli ne vardır? Bu dünyada yüz türlü din vardır ki. anlamsız ve Tanrıya eş koşucu saydıkları dininize inancınız sürerse. sizi cehennem azabına mahkum ederler. Şu halde bu dinsel inanışları inceleyip usa vursanıza!.. Medroso Oniarı nasıl inceleyip irdeleyebilirim; ben Takubl degilim ki. Boldmind însansınız ya, bu yeter. Medroso Heyhat, siz benden daha çok insansınız. Boldmind Düşünmeyi öğrenmek sizin elinizdedir; siz bir zekâ ile doğmus bulunuyorsunuz; ama Enkizisyon'un kafesl içinde bir kuşsunuz; Enkizisyon mah kemesi kanatlarınızı kemirmiş: ama o kanatlar yeniden oluşabilir. Geometriyi bilmiyen onu öğrenebilir; her insanın bilgi edinme gücü vardır. Paranızı emniyet edemiyeceğiniz kimselerin eline ruhunuzu bırakmış olmanız ayıptır. Kendiliğinizden düşünme yürekliliğini gösteriniz. Medroso Eğer herkes kendi kendi ne düşiinecek olursa buniın garip bir karmaşa doğuracağı söyleniyor. Boldmind Tam tersi. Tiyatroda bir oyun seyredilirken herkes düşüncesini ser bestçe söyler ve bir karışıklık doğmaz; ama yeteneksiz bir ozanın küstah koruyucusu, zevk sahibi kişileri kötü gördüklerinl iyi bulmağa zorlamak isterse. o zaman ıshklar yükselmeğe başlar ve bir kez Londra'da olduğu gibi, iki taraf birbirlerinin başlanna elma atabilirler. Ruhları zincire vuran zorba yönetlcilerdir ki. dünyadaki felaketlerin bir bölümüne neden olmuşlardır. Biz Ingiltere'de ancak herkesin düşüncesini söyleme hakkından özgürce yararlanabildiğl günden beri mutluyuz. Medroso Biz de hiç kimsenin düşüncesini söyleyemediği Lizbon'da tam bir sükun içinde bulunuyoruz. Boldmind Sükun içinde yaşıyorsunuz, ama mutlu değilsiniz. Bu sükunet suskunluk içinde uyumla kürek çeken forsaların sükunetidir Medroso Ruhumun forsah^a mahkum olduğunu mu sanıyorsunuz? Boldmind Evet ruhunuzu ondan kurtarmak isterdim. Medroso Şayet ben forsa cezasını iyi buluyorsam? Alaca Ortamdan Gün lsığma... lacalı, ya da alaca, karışık renkll demektlr. Güzel bir de söz var: Hayvanın alacası dışmda; insanın alacası içinde... Alaca karanlık, yarı karanlık anlamına gelir. Gerçekler alacalı ortamda iyi seçilemez; insan yolunu kolay bulamaz; ayrmtılar büyür; çevre karmaşası kafaya yansır; mantığı çarpıtır; billncl köreltlr. însan gibi toplumun alacası da lçlndedir. Sözgelişl bizim alacamız nelerden oluşur? Dünden kalma ve bi'çünden oluşma alacamız var. Tanzlmatçılık, Batıcılık, bağımsızlıkçıhk, Amerikancılık, Islamcılık. Doğuculuk, Atatürkçülük, antiemperyalizm. özgürlükçülük, diye say sayabildiğince... Terör ve anarsiden sonra askeri yönetim de bunların üstüne eklendi mi alacamızm karmaşası artar; çıkış yollarını görmek büsbütün zorlaşır; ama, çıkış yolları artık yavaş yavaş belirmekte; gün ışımaktadır. Nasıl? * TUrkiye. tarihsel «Ipek yolusnun üstünde Dogu lle Batı arasında bir köprüdür. Eski Ipek yolu Avrupa ile Asya arasındakl alımsatımın «kervan «rüzergâhı» ldl: şimdl «TIR YOLU»na dönüştü. Doğu lle Batı Ttlrkiye'de kavşaklanıyordu: Tanzlmat Batıcılığı bu yüzden doğmuştur. Atatürk, Doğu lle Batı'yı şöylece bağdastırdı: Batı'ya karsm Batı, Dofcu'ya karsm Doğu... «Batı'ya karsm Batı» emperyallzme hayır. uygarlığa evet demektir; «Dofru'ya karşm Dogu» gerlciliğe hayır, mazlum halkların başkaldırışma evet demektir. Atatürk bunun için ÜçüncU Dünya'nm haberclsi ve çağdaş uygarlığm Türkiye'de önderi olabildi. Hıristiyan Avrupa lle Müslüman Doğu arasında Türklye caftdaşlaşma yoluna bağımsizhk savaşıyla oturabildi. îklnci Dünya Savaşmdan sonra bu yoldan uzaklaştık. Tanzimat Kafası egemenleşti Ttirkiye'de: Amerikan eüdümünde ve cok partill görünümde sermaye diktası uygulandı: ama, sanayileşemedik: Batılı ölçülerde özgürlükçü demokrasiyl tasıyabilecek ekonomik düzeni otuz yılı aşkın sürede yaratamadık. Sonuç iflastır. terördür, anarştdir, reilmin ve kurumlann çöküşüdür; askeri yönetim zorunluğudur. • Şimdi önümüzde iki «pcenek görünüvor: 1) Ya Amerikan güdıimünde bir «muz cumhuriyeti» olmak.. (ki Reagan'lann, Weinberger'lerin. Haig'lerln istedikleri budur: Türkiye'yi Ortadoğu'da Siyonlzmin Jandarması. Basra Körfezl'ne yönelik atlama tahtası yapmak amacmdadır lar.) 2) Ya da Batı ile Ortadogu arasında çağdaslıgın köprüsünü kuracak bir demokratik ve llertcl rejimle Atatürk'Un amaçladığı hedefe yeniden dogrulmak.. (kl Avrupa ile Ortadoğu arasındakl illşkileri bütünleştirmekte Türkiye'nin tarihsel rolünü peklştlrecek potansiyellerimiz vardır.) • Dünyadaki değişim Türkiye'nin llerlci güçlerlne sürekli destek dönüşümü içindedirler: 1) Avrupa'da ilericl demokratik güçler dünya politikasına ağırlıklarmı daha çok koymaktadırlar. 2) Ortadoğu'da «antiamerikan, antisiyonist» nitelikler ağır basmaktadır. 3) Türkiye'nin dış alımsatımının yarısı Batı Avrupa, yansı îslam ülkeleriyle gerçekleşmektedir. 4) Ekonomlk çarklanmızı çevirmek için gerekll petrolü îslam ülkelerlnden almaktayız. 5) Dış kredilerin dörtte üçünü, Batı Avrupa ile Araplardan sağlamaktayız. 6) tşçl dövlzlerimizin kaynağı da Batı Avrupa ile Arap devletleridir. • Türkiye'nin geleceğini belirleyecek temel nasıl yaratılabilir? 1) Batı'nm demokratik, ilericl, çağdaş gellşmesl... 2) Ortadoğu'nun Amerikan slyonlzmlne direnen güçleri... îşte bu iki boyut arasındaki ilerici demokrasi sentezinl oluşturacak toplumsal gücün bileğlni hiç kimse bükemiyecektir. Alacadan gün ışığma, ipek yolunun üstünde çağdaşlığın kozasmı örerek ulaşacağız. A OKTAY AKBAL Yönetecek Olan,, Oiçbasın MİLLİYET İnsan Posası... Dev Makine... Mümtaz Soysal, 3 mart günlü Milliyet'tekı yazısında «Emekliliğe özendirme fırtınasına ve bunun emeklilerin ruhlannda açtığı yara»ya değiniyor ve «Şimdi olan olmuş ve Türkiye'deki emekliler ordusuna yeni insanlar katılmıştır. Hiç olmazsa bundan sonra onların psikolojisine biraz daha saygıiı olamaz mıyız?» diyerek şöyle ekliyor: «Devlet, eğer insanlan posa gibi kullanıp atan, dev bir makine değilse ve bir yerine insanlık bulaşmışsa, çalıştırdıgı kişileri emekli ederken ve emekli ettikten sonra, onlann tç dünyalanna karsı biraz daha saygılı olmak zorundadır.» kuma YaznuTTOÎerberllği hazla sürmekte. Klmi zaman TV'de gösteriyorlar yeni yenl okuma yazma öğrenmişleri. Ali suya gittt Hasan topu kaptı, Ayşe elma yedi. gibi cümleleri sökmeye başlamışlart Bir sevinç, bir sevinç! Biri diyor ki 'artık otobüslere binerken nereye gittiğini bileceğim; sokak adlarını okuyacağım, oğluma, kızıma mektup yaz diye yalvarmayacağım.' Bunlar da önem 11 şeylerdir, ama ne olacak okuma yazma öğrendikten sonra? Hepsi bu kadarcık mı? Sokak adını oku, otobüsün üstündeld yazıyı oku, gazetelerde başlıkları, resim altlannı oku. mektup yazmasını bil... Hepsi bu kadarsa, boşuna okuma yazma soferberliği! Önemli olan harfleri tanımak, harfleri yanyana getirip sözcük çıkarmak değil! Bertolt Brecht'in bir şiirini okudum. Size de sunmak istiyorum. Yeni okuma . yazma ögrenen yurttaşlann da zorlukla da olsa bu dizeleri okuyup anlamalannı. derlnliğine varmalarını diliyorum: •Öğren en basiti. Zamanıdır Sakın geç deme Öğren abeceyt, çok bir şey değil gerçi Öğren ama, başla • Koru kendini yılgınlıhtan Herşeyi öğrenmelisin Çünkü sensin artık yönetecek olan • Köprü altındaki, öğren Öğren. demirparmaklıklar ardındaki • Ev hadını, öğren Öğren, altrruşındaki Kimsesiz çocuk, okul ara kendine Bilim ara, soğuktan kıkırdayan Sarıl kitaba, aç insan Süahtır o Çünkü sensin artık yönetecek olan Çekinme soru sormaktan arkadaş Enayi yerine koydurma kendlnl Alın teri dökmeden bellediği şeyl Biliyor sayılmaz insan • Geçir gözden hesap pusulasını TJnutma. sana ödetüecek faturası Parmah bas üstüne her rakanun Nerden çıkmış, sor bakalım Çünkü sensin artık yönetecek olan.' Ne diyor Brecht? Herşeyi öğren, sorular sor. kendine başkalanna... Sensin yönetecek olan... Demokrasi düzeninde bireyler arasında tam bir eşitlik vardır. Ama bireylerin bilgi düzeyleri değişik olursa, eğitim ve öğretimden gereken payı alma olanaklan bulunmazsa, eşitlik bir sözcük olmaktan ilerl gidemez. Doğallıkla da, o ülkede 'demokrasi' diyo belirli bir topluluğun sürekli egemenliği sürer gider. Bir ulusun bireyleri yalnız okumayı yazmayı ögrenmekle kalmamalı, öğrenim kademelerinden geçebilmek fırsatmı elde edebilmeli, iyiyi doğruyu ayırt eder bir duruma gelebilmeli... Bertolt Brecht'in 'Sarıl kitaba, aç insan • Silahtır o Çünkü sensin artık yönetecek olan» derken anlatmak istediği budur. 'UNESCO'nun yaymladığı 'Görüş' dergisinin son sayısmda 'En yoksul' ülkelerden söz ediliyor. Bunlar otuz bir tanedir, Afganistan'dan Yukarı Volta'ya kadar; çoğu Afrika ülkesi... Içlerinde petrolce zengin olanlar da var, ama yine yoksul bu ülkelerin halkı!.. Nedeni? Öğrenim görenlerin azlığı... Okuma yazma oranınm yüzde ondan ileri gitmemesi. 'Sömürgeci devletler yüzyıllardır bu halkları eğitmemişler, yetiştirmemişler, kendi ilkellikleri, kendi basit inançları, törelerl için de bırakmışlar... Önce okuma yazmayı öğrenmek... Ama ardından da kitap, gazete ohuyarak, okullara giderek bilinç ışığına kavuşmak..» Ataol'un 'Kardeş Türküler' kitabından aldım Brecht'in şiirini... Bu ilginç derlemede 32 ozandan 44 şiir var, şiir çevirilerinin hepsi de başanh Aragon, Ritsos, Jozsef, Marti, Lorca, Mayakovski, Alberti, Neruda, Puşkin, Petöfi vb... Bu derlemede toplum sevgisiyle dolu dîzeler var. îşte Bulgar şairi Cagarov'un 'Sorgudan Sonra'sı «Boyu iki adım hücrenin, eni de... Buzdan soğuk, kıvrıldığın saman Kolunu uzatırsın, duvar Başını kaldırırsın, tavan Ve engin kırlar var az ötende Derin nehirler dağ dizileri Kanat sesleri Yurdun yani Ve alıp uzaklara Götüren vollar... Arkadaşlar var az öten de • düşler • deniz kıyüan Ve sen savunabildin tüm bunlan. topu topu . iki adımlık bir alando.» Şiir güç verir. yaşama katlandınr, acılara, umutlara, sevinçlere sürükler, gerçek 'insan'ı yaratır dizeleriyle yuğurarak... O niyetiyle değerlendlrme yapardık. Aslında hâlâ aynı zihniyeti taşıdığımız, birçok olayda ortaya çıkıyor. Ama sanırız ki bunu artık değiştirmemiz de gerekiyor. Bir başka ifadeyle bu memleketin ve bu memleketin yöntemiyle ilgili her kararın, en az o kararı verenler kadar bizi de ilgilendirdigini, aklımızdan çıkarmamamız icap ediyor. Bu nedir bilir misiniz? Bu 'kul' olmaktan çıkıp 'vatandaş' olmakhr. Kul soramaz. Vatandasjn temel hakkı ise soru sormaktır.» de yürütebihnek gibi 'gösteriş heveslilerine' kapı aralayabilir. Yahut işlevleri, mümkün olduğunca 'muhtar çalışmalarını' veya 'çok üst düzeyde bir yetkiliye baglı bulunmalannı' gerektiren kuruluşlar, bağımlı ya da alt düzeyde bir yetkiliye bağlı statülere kaydırabilir. Ve bütün bunlar, operasyondan beklenen oiumlu sonuçları sakatlar.» TERCÜMAN Nazlı Ilıcak, 2 mart günlü Tercüman'daki yazısında «Idam ceza»larına ve «Şimdi bakıyoruz, Meclis üyesi Emekli Albay Alarlı. (27 Mayıs'taki kıyma makinaları mucidi) idam konularına el atmış» diyerek Danışma MeclİKi üyesi Ertuğrui Alath'ya değiniyor. Alatlı için, «Prensip olarak idama muhaliftir deseniz... O zaman siyasi idamlarla kana bulanan 27 Mayıs Harekâtı'nm içinde işi neydi?» diye soran Ilıcak, daha sonra şöyle diyor: «Ölüm cezasının mesuliyetinin, Danışma Meclisi'nce paylaşılması dogru bir tutum degildir. Çünkü böyle bir uygulama, demagojik çıkışlara yol açtığı gibi, belirsizlik ortamını sürdürmektedir. Biriken cezaların af veya infazla bir an evvel sonuçlandırılması gerekir. En doğru yol, belirli bir kıstas tayin etmek, mesela doğrudan devleti tehdit eden ve güvenlik kuvvetlerine yönelen saldırılarm veya geniş kapsamlı isyan niteliğini taşıyan silahlı pylemlerinin haricinde kalan suçlara ölüm cezası vermemek olacaktır.» Kıymalı İdam Cezası... GÜNEŞ HÜRRİYET Oktay Ekşi. 3 mart günlü Hürriyet'teki yazısında «Kamu yönetimiyle ilgili bazı tasarruflann gerekçesini evvelre de öğrenemezdik. şimdi de ne öğrenebiliyor, ne de anlıyoruz» diye yakınıyor ve «Üzerinde yaşadığımız memleketin kendilerine ait olduğunu sananlara her zaman rastlanır» diyerek şöyle ekliyor: «Babalarımızm dedelerlmizin günlerini yaşasak, hayata onlann anlayışıyla baksak, mesele yoktu. Nihayet 'Hikmeti hükümet' derdik. 'Büyüklerimiz bizden iyi bilir' diye peşin olarak kabul ederdik. Çünkü 'Biz kim, memleketin yönetimi hakkmda laf etmek kim?' zih Kul Değil Vatandas.. Güneri Cıvaoğlu. 1 mart günlü Güneş'teki yazısında, bürokrasideki operasyona değiniyor ve «Böylece genis çaplı bir operasyon elbette sancı vermekte... dedikten sonra şöyle ekliyor: «Her büyük değişiklik öncesinde olduğu gibi umutlular var, kaygılılar var. Koltuğunu yitirme olasılıgınin heyecam... Daha üst düzeyde bir koltuk edinebilme olanagının umudu... Elbette. bürokrasinin ameliyat masasına yatırılmadan önce araştırmalar yapılmış, aksaklıklar tespit edilmiş, aklın ve kamu yönetimi biiimi ışığında çözümlerl ortaya konmuş olmalıdır» diyen Cıvaoğlu, daha sonra da şu uyanda bulunuyor: «... Bu tür büyük düzenlemeler yetki ve hükmetme alanlarmı genişletme iştahlannı da kabartır. Eskiden pek çok genel müdürlükle verilen hizmeti birkaç müdürlükle Ameliyat Masasındaki Bürokrasi.. ( Cumhuriyet i93aiQag ) 7 MART 1932 ZİRAAT VEKALETİNDE ÇİFTÇİYİ KORUMA ÇALIŞMALARI Verilen malumata göre hükümetin buğday çiftçılerini himaye için düşündliğU tedbirler hakkında Ziraat Vekaleti erkanından bir zat şu beyanatta bulunmuştur: « Memleket çiftçisinin Urettiği buğdayı satmak için gördüğü zorlukları nazarı dikkate aldık. Bununla meşgulüz. Bu hususta icra ettiğimiz tetktkat bitmiş ve bazı esas lar tesbit edilmlştlr. G«rek harice sattığımız, gerekse dahilde tükettlğimiz buğdaydan çiftçlmizin emeğinin karşıuğını almasını arzu etmekteyiz.» dışbasın. The Washington Post «The Washington Post» gazetesi, ABD'de yeni bulguların ışığında, sigara ile kanser ve kalp hastalıkları arasındakl bağlantının kesinlikle saptandığını belirterek. buna rağmen 8 tiryakinin sigarayı bırakmasını sağlayacak bir yöntemin henüz bulunmadığını ve bu alanda en etkili yolun insanlan korkutmak olduğunu vurguluyor. Sîgara tiryakileri ve korku Le Monde Le Monde gazetesinin 2 mart tarihli başyazısında, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun Kıbrıs Rum kesimini ziyaretiyle ilgili bir yorum yer aldı. Başpiskopos Makarios'un öldüğü 1977 ağustosundan bu yana ilk kez Yunan Rum toplumunun bu denli birlik ve beraberllk içinde göründüğü belirtilen yorumda. Papandreu'nun dünyanın dikkatini K.orıs üzerine çekmeye çalıştığı da vurgulanı^'or. «Papandreu Kıbns'ta» başlıklı başyazıda daha sonra özetle şöyle deniyor: YunanRum beraberliği «Yunan Başbakanı, Kıbrıs Rum toplıunu yöneticilerin hayal kırıklığına uğratmak istemiyorsa, bir an önce «ne olacak?» sorusuna yanıt bulmalıdır. Papandreu, adada yaptığı bir konuşmada, Kıbrıs'taki iki toplum arasmdaki Körüşmelerin yakın bir gelecekte sonuca ulaşmayaca£ı şeklinde işaretlerde bulundu. Bu olasılık, Ankara'nın kapalı olmasını doğuruyor. Halbuki< Lefkoşe, generallerin bu konuda sivillere oranla daha esnek davranacakları umudunu taşıyor. Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin aylardır içinde bulunduğu kriz de bir engel oluşturuyor.» siz kısıtlamalarla yeniden faaliyeti ne izin verilecegini açıklamışlardı. Ama aradan preçen zaman ve yönetimin sendikalar konusunda yaptığı yeni açıklama, bu vaadlerln boş olduğunu gösterlyor. Cumhuriyeî Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık veGazetecilik T.A.Ş. adına '. NADİR NADl CenelYayınMüdürö:. MüesseseMüdürü: Yazı Ijleri Müdürü:. Basan vs Yayan BÜROLAR. • ANKARA:Konuf Sokak no. 24/4 Yenlşehlr Tel: 17 5S 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 Tel: 25 47 09131230 • ADANA: Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu Işhani Kal 2/3 Tel; 14 55019 731 TAKVİM İMSAK 5.48 GÜNEŞ 7.24 ÖĞLE 13.25 İKİNDİ 16.38 . HASAN CEMAl EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN Cumhurlyet Matbaacılık ve Gazelecllik T.A.Ş. Posta Kulusu: 246 IStanbu! Tal: 20 97 03 (5 Hal) Neue Zurcher Zeitung Los Angeles Times «Lcs Angeles Times» gazetesl Polonya'da askeri rejimin Bağımsn Dayanışma Sendikası'nın faaliyetlerine yeniden izin verileceğine ilişkin vaadlerinin doğru olmadığının anlaşıldığını belirterek şöyle diyor: «Polonya'da 13 aralıkta sıkıyönetim ilan edildiğinde, yetklliler, askeri yöıtetimin kısa sflreceğini ve Dayanışma'mn da bazı önem Polonya'da îşçi hareketinin geleceği İsviçre'de yayınlanan «Neue Zurcher Zeitung» gazetesi ABD'nin anlamlı bir Orta Amerika politikası bulunmadığını belirterek şöyle diyor: «Vietnam, ABD için Pasifik Okyanusunun öte yakasında bir Ulkedir. Ama El Salvador, kapınm eşiğindedir ve ABD'nin bölgede önemli çıkarlarınm olduğu da bilinen gerçektir. Bölgeye Küba'dan silah gönderildiğine ilişkin iddialar da, durumu kuşkusuz bütün bütüne ciddileştirmiştir. Ancak, Washington'un El Salvador'da «Do mino teorisini» öne sürerek, geniş bir harekâta girişmesi, fındık kırmak için çpkiç kullanmaya benzer. Washington'un en çok gereksinme duydupu şey, Orta Amerika konusunda anlamlı ve tutarlı bir stratejinin saptanmasıdır.» ABD'nin Orta Amerika Stratejisi 7 Mart 1982 AKŞAM 19.06 YATSr. 20.37
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear