29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 10 29 KASEM 1982 174. dönemde askere gidecekler yarına kadar basvuracak ANKARA, (ANKA) Aralık ayında 174. dönem olarak askere alınacak yüküm lülerın yarına kadar kayıtlı bulunduklan askerlik şubelerine başvurmaları gerekiyor. Adaylar. yerli kayıtlı bulundukları askerlik şubelerinden alacaklan sevk belgeleri ile bırlikte, 1 aralık 1982 tarihinde test ve mülakat merkezlerinde bazır bulunacaklar. Aralık aymda yedeksubay olarak askere alınacaklar çöyle. «30 kasım 1081 (dahil) tarihüıe kadar askerliğlne karar alman tabiplerin tamamı ile 31 ekim 1982 tarihlne kadar askerliğlne karar ahnan tabipîerden 1031 ve daha yaşlı doğumlu olaniar. 82/5, 82/6, 82/7 ve 82/8. grup olarak askerliğine karar alınanlann tamanu (tabipler hariç). 62, 63, 64 ve 65. grup olarak askerliğine karar ab> nanlardan mesleklerinde do çent ve profesör olaniar tle 86, 87, 88, 80 ve 90. grup olarak askerliğine karar ahnan 1951 ve daha yaşlı dogumlu doçent ve profesörİer. Daha önceki celplerde yedeksubay adayı olarak sevkedilmesi gerekirken kanunl ntazeretlerl, ya da bakaya lîalf"ıMarmdan sevkedileme yenlerden 15 kasım 1982 (da^i!) Urihîne kadar mazeretleri sona erenler, beraat edenler ya da hakîarmda takipsizlik kararı verilenler.» ^ Ferah Mahallesi'ndeki fotoroman değil, gerçek sevgi... "Biz birhirimizi seviyoruz, niçin deft&r irnzalayahm?. Işıl OZGENTÜRK «Ah kardesun ah! Herşey boculdo. Zaman değişti. Neredo o eski dostlukiar? Nerede o es. ki arkadaşlıklar. Şimdi künse kimseye güıenmiyor. Kimse kimseye el vermiyor. Herkes kendi paçasını kurtannaya bakıyot.» Her yerds bu sozler. Her gün! Her yerde Kahve köşele rinde, birahanelerin ıslak nıermerlerinde, plastik çiçeklenn büfe üstlerinl süslediği oturma odalannda, deri koltuklu bü rolarda, vapurda, otobüste, dol muşta... Bu sözlerin yinelenmediğı bir küçük yer, acı acı yakmmayan iki üç kişi bulmal: olanaksız gıbi.. Zaman değişiyor. Herşey değişiyor... Gene de arayaa bulur. O gün yoium îstanbul'un Gülsuyu sem tine düştü, Orada Ferah mahall'asi var. Yolsuz, susuz, sokaklan bol çocuklu, hepsi deniz gören gecekondularla doVu Ferah mahallestae.. O mahallenin kadınlarını tanıdım. sıradan kadınlardı hepsi. Ama onlarda birşey vardı: Kendilerinin asla bilincinde olmadıkları bir direnme, bir değiştirme isteği, bir yaşama sevinci. Nimet Savaşçı'yı tanıdım, içimde güller açıldı. Onun günümüzün \oudum duymaz dün yasında insanı şaşırtan sevgisini, bir başka üısana; hayata karşı duydugu giiveni anlatmadan edemedim. den sonra her avluya çıkışımd» lnşaata bakmaya başladun. Kadir de hep aym kçnk pencereden bana bak.. . li.vbtrimize âşık ulmuştuk. K.adir onsekizindeydi, ben onaltı. Yen» geme söyledim. O, «ben senin yerinde olsam hazırlar boüçaım kaçardım adama» dedi. Ycngem de zaten ağabeyime bir gece vakti kaçmıştı. Kadir'le mektuplaştık. Gun kararlaştırdık. Ben bohçamı ha zıriadım. Birlikte otobüsc bindik. tstanbul'a geldik. Hikuyenın burasmda ister ıs. temez araya gırıp soruyorum: «Bu Kadır'ın anası babası yok muyau? Onunla kaçarken korkmadın mı? Bcnı yıutısttf bırakır gıder diye aüşuıımedm mı?» Guterek yanıthyor beni Nimet: Neden korkacaktım? Ben ouu sevıyordum o da beni. Arlık korkulur nıu? «Pekı ne yapünız, nerede kaldınız?» « Kadir'in istanbul'da akrabaları vardı. Kapıyı çaldık, «biz kav'tık, geidik»; dedik. Kadir'in Erzurum'da kimsesı yoktu ki, anası babası ölmüştü, anıcas>ıtun yanında boğaz tokluguna ka lıyorüu zaten. Buradaki akraba lan önce bir şaşırdılar. Çekindiler. «Arkanızda polis var mı?» diye sordular. yok, dedik Kadir, «kız bana gönül rızasıyla kaçtı.» dedi. O zaman altınuza bW jatak serdiler. Evlenciik. Sonra Kadir mezbahada iş buldu. Koyunlann kafalannl keslyor. Burada bir gecekondu tuttuk. Kendi ocağınuz oldu. LÜFER MARMARA'YA AKIYOR İstanbul Bogazı'nda son 10 yılda 22 deniz kazası oldu tstanbıü Haber Servisl Tîirkiye'de deniz kazalarının yüzde 8O'ı İstanbul Boğazı'nda oluyor. Son on yüda îstanbul 3oğazı'nda 22 denız kazası oldu. Boğaziçi deniz kazalan yönünden Turkiye karasulannın en kritik deniz alanı olarak niteleniyor. Yıldan yıla yoğunlaşan transît gemi traîiği va artan gemi tonajlan, Boğaziçı'nın seyir açı sından kritık bir alan olnıa ozelliğıni gıderek arttınyor. 1980 rakaınlarma gore Boğazlardan geçen gemılerin sayısı 20 binı, bu gemılerin toplam tonajı ise 383 milyon gros tonu aşıyor. Gerek gemi sayılarındaki artıpm yarattığı trafik yoğunluğu, gerekse gsmilerın ortalama bo yutlarındaki büyume, manevra yanli^lannı giderecek zaman ve olanağı ortadan kaldırıyor. Son otuz yılda Tiirkiye kara sıüarında meydana gelen çatışma ve fcıyıya çarpma türündeki 73 deniz kazasmın 59'una İstanbul Boğazı sahne oldu. Yalnız 197282 yılları arasmda İstanbul Boğazı'nda 22 deniz kazası oldu. ya geçmeyo başladı. Geçen yıl olduğu gibl bu yıl da balık bollugu, et satıs.larını etkiledi, Kamyonlarla yakın 11lere gönderilen ba lık, yabancı ülkelere geçen yıla oranla daha çok ihraç edildl. İlgililer yurtdışma son bir hafta içinde yaklaşsk 200 ton balık satüdıgım söylediler. istanbul'da havalar bu şekilde sürerse balık fiyatlarının daha da dflşecegi belirtiliyor. (Fotograft Erdoğan KÖSEOĞLU) • «• ^ Ona güveodim onu sevdim ^ na terkedip, yeniden evlendi. Nimet'in çocukluğu akraba evİPrinde geçti. Ondordünü bıtırdıgı gün yengesı onu yanına aldı. Yenge Nımet'ten uç yaş buyuktu. Bu ıki ltuçük kadın Alinanya'da kaçak işçi olarak çalışan ağabeyin arada sırada gönderdiğı paralarla yaşamayı başardılar. Bu kadar gırış yster, bundan sonrasmı Nimet anlatsın: Yengenüe birlikte kaidığımız e^in yanında b!r Inşaat vardı. Bizim Erzurıun'un dedikodusu çok olduğundan bir gün bile başımı kaldınp inşaata bakmamıştım. Halbukl Inşaatın bütün pencereleıi bl7un evin avlnsuna bakıyordu. Bir giin büyük bir gürültü oldu. Ardmdan bağtrmalar, çağırmalar. Fırladık yengeınle avluya. Meğer hışaatın balicoDİarından birl çökmüş, birl düşntüş. Yengemle hemen kapıyı açtık. Düşeıti bizim aviuva iaşı* dılar. Kuyudan su çekip yüzünü yıkadık. Hastaneyc götürmedller. Bereket çöken balkon ikinci kattayuuş, az bir yüksekUkten düşmüş Kadir. Ya, evet o gün düşenin adı Ka. dir'di. Yani şimdild beyim. Bana bir hal oldu. O giüh Düğün Kapı ve Kalorifer Iscileri Sendikası İstanbul Şubesi Kongresi yapıidı "Kapıcı honutları sağlık acısından denetlenmeli İstanbul Haber Servisl ts tanbul'da dün yapılan Kapı ve Kalorıîer İşçılerı Sendikası, îstanbul Şubesi Genel Kurulun da Belediyenin ve Sağlık Bakanlığı teşkılatının kapıcı ko. nutlarının sağlığa uygunluğunu denetlemesi istendi. Genel Ku ruTda yapılan seçımlerde, kapı ve kalorifer işçileri şube ba$ kanlığına yeniden Nazml İncl getırildi. Glinü saatl belll olmayan bir işe karşılık asgari ucretle ga» çınen, apartman bodrumlannda sağhksız koşullarda yasayan, işini kaybetme korkusunu iuıekli yüreğinde taşıyan kapı ve kalorifer işçileri, genel ku. rulunu bile dar, basık tavanlı, bodrum katındaki bir düğun salonunda yaptı. Genel kurulda Uzerinde en çok durulan konular, bu lş kolundaki işçl lerin, apartman bodrumlarmda ki yaşam koşullan ve aldıklan tıcretlerdi. 230 delegenin katü dığı kongreye çalışma raporunu sunan Geneltş Sendikası Genel Sekreteti Fehml Gnneş, kapı ve kalorifer isçilerini çilekeş bir İşçl keslml olarak nl teledi. Bu lşçilerjn, lş kanunu, sendıkalar kanunu, toplu iş söz leşmesi ve grev kanunu kapsa nunda olmalanna karşın, ssndıkaya Uye olmak dışmda hiç bir haktân yararlanamadıklan m belırtti. Güneş, Belediyelerin, Sağlık Bakanlığı teşkilaünın kapıcı konutlarını sağlık eçısından denetlemediklerinl ve kapı kalorifer işgilennm çalışmalanm düzenleyen bıt yönetmeliğin halâ çıkanlmadığını da sözlerine efcledl. Genel Kurul'da söz alan konuşmacılar, günde en az onbe$ saat çalıştıklannı, sekiü saat> lik asgari ücrete karşılık sekla eaat çalışmak istediklerinl belirttiler. Güneş görmeyen, havasız, kimi zaman su içinde ko lan konutlarda yaşayan kapı ve kalorifer işçilerinin sorunlanna eğilinmesinı isteyen bir konuşmacı: «Apartmanların ai tındaki karanük odalar artık aydtnhğa çıkanlsın» dedl. Iıeventte 16 dairell bir apart manda çahşan Avnı Can, elin deki kağıtlan sallayarak: «Bir ny içinde üç ihtar aldım» diyordu. Avnl Can, sendikalı ol duğu öğrenilince noter tasdik li ıhtarnameyla uyanlmıştı. îh tarnamede apartman yönetiminin muhatabınm sendika olmadığı belırtiliyordu. Daha on ce çekilen ıhtarnamedeki görovlerı yerine getınnez&a tazminatsiz olarak işme son venleceği bildiriliyordu. 1976 yılında Gıresun'dan îstanbul'a gslen, 33 yaşmdaM Av nı Can şoyle konu^tu: «Yalnız pazar iznimi kullanabiliyorum. Onun dışında 24 saat gö rev başmcla olmamı istiyorUr. Hidrofor, Kaloriler bakımını teknik eleman gibl japıyorum. Vasıfsız işçl değillıu. îşe gireı ken önüme bir talimatname koydıılar, girmek için mecbu rea imzalacum. ydnetici değişlnce beni çıkarmaya kalktıUr lnızaladığun tolimatnameyi kul landılar. Sendika oimusayılı şiındi üç çocuşuınla kapııhıvtlım» Gune^ görmeyen yerlerde yaşadıklarını, bazen kalorıier dumanır.dan zehırlenmenıek içuı yoğurt alacak para bulama dıklarını sbyleyen Can, kuçük bebeklsri olduğu için hanımı nın da çalışamacüğını belirtti. Kongrenin heyecanh konuşmaları, başkanlik masasmâan yapılan anons ila kısa kesilerek tamamlandı. Delegelerin bir bölümu akşam servisme ye tışmak zorunda oldultlaruu bil dırıyorlardı. Sayılan 60o bıni aşan apartman kapıcılarınııı, pek az bir bölümünu temsıi et'ebilen sendıkamn kongresi tek listeye verilen oylarla ta«ıamlandı. Başkanlığa yeniden Nazml tncl seçilırken, Gensl sekreterlığe Şerif Tektn, Mali Sekreterlığe Nedim Şenalmış getirildiler. Yönstım Kurulu U yeliklerine ise, Mazhar Delan, (5»Wr Taban. Aslan Akgül, Kav m Şaşarguı, Yakup Mert, Sadl Aydoğdn, ömer Aksoy, Ali Tsşyürek ve Mııstafa Akyüz se çildiler. Nimet'in hikâyesi günümüzün salgını fotoroman hikâyelerina pelc benzemiyor. Ama sevgıyse, onun hıkayesmde f azlasıj la var! Ama acıysa onun hikâyesinde elle tutulacak denli yoğun. Onun hikâyesi kocaman bir gerçek! Nimet bundan tam on dokus yıl önce ne bulursa yapan bir babayla, sürekli yakman mutsuz bir ananm ikinci çoouğu o. larak dünyaya geldi. On yaşmda babası bir mide hastalığından ölünce, annesi Nimet'i ve ağabeyini babasmın akrabalan Bahcıvanlık Okulu'nu bitirip, issiz kalan kimse olmadı rencilerin birinci smıfta olan ları serada. ikinci smıfta olanları sus bitkılerinde, üçun cü smıfta olanları meyvecilik ve fidancılıkta üretim ya pıyorlar. Saat 18.00'dö yeneıı Senay KALKAN 35 Hra 2. sınıf öğrencilerine akşam yemeğınden sonra sa 40 lira, 3. sınıf öğrencilerine at 19.0020 00 arası teorik Çevre güzelligi, ağaçlan 50 lira günlük cep harçlığı dersler işleniyor. Daha son ra saat 22 00'ye kadar din"dırma ve Zırai çalışmalar ö veriliyor. lenen. kitap okuyan öğrenci nem kazandıkça bu alandaki Bir Ziraat Mühendlsinin, boşîuğu doldurmak amacıy üç ziraat teknisyoninin oğret ler saat 22.00'de yatıyorlar. la kuruîan Bahcıvanlık Oku rhenlik yaptığı okulun müdu Her yıl OcakŞııbat aylan lu'na ılgı artıyor. rü. Ziraat Muhendısi Atilia arasında kayıt yapılan okul 1930 yümda Atatürk'ün is Odabaş. Odabaş. okulun da donem sınavlan aralık teğıyle kuruîan okul, Büyük 1982S3 sezonu ıçm 58 bin ta, somestre tatıli ocak aym dero Bahce Kulturleri Istas 822 meyveli fıdan, 192 bm da oluyor. Mezun olanlann yonu içinde yer ahyor. 556 süs fidam, 8 bin 554 sak ozel kesim ve kamu kesimin llkokul mezunu, sağlıkh sı bitkisı, 6 bin 414 kaph süs de bahçe ve park düzenlebir yapıya sahip olan 1316 fidam, 1000 metrekare çim melerinde dolgun ücretlerle yaş arasmdaki gençlerin alm güzeli üreterek satışa sundu iş bulduklari belirtiliyor. Bu dığı ve Köy çocuklannın ter ğunu ve bunlardan 36,5 mil güne kadar okul mezunlann cih edildiği, yatılı olarak e yon lira gelir edıleceğinl be dan iş bulamayan olmamıg. ğrHim yapan olculun konten lirterek. «Okulumuz 1937'do 310 dekarhk bir arazi üze janı 45 öğrenci ve 10 stai ilk mezununu verdi. O gün rine kurulu, 450 tür meyvell yer. Okulda 3 yıl öğrenim den bugüne kadar 418 kişi fidan v e süs fidanı yetiştigörenlerden başarıh olankır mezun cldu. Usta birer bah ren okulun müdürü Odabaş 2 yıl da etaj yaparak küçük çıvan olarak okuldan çıkan amaçlarınm kâr olmadığmı çiftçi, '/iraat elemanı ile Zi tüm öğrencilerimiz dolçun belirtti ve şunları söyledi: raat Mühendisi arasmda bir ücretlerle iş buldular» dedi. «Amacımız Türkiye'de bu astatü kabul edilen «usta» ni landaki açrğı kapatmak. ZiÜç yılda bahçıvan vo ikl rai çahşmalara bilimsellik ka teliğine sahip oluyorlar. Okudukları yıllarda yeme, yıllık stajdan sonra usta ye zandırmak ve işin ustalarını Içme, giysi ve yatma gibl tiştlren okulda öğrencilerin yetiştirmek. Çünkü bu alan bilgi yetersizligi içinde. Her tüm îhtiyaçlan Vilayet özel günü şöyle geçiyor: Idaresince karşılanan okul Sabah saat 6.00'da kalkıp bahçeye bir ziraat mühendi nıezunlan aşılama, çiçekçi 7 008.00 arası kahvaltılannı si veya teknlsyeni saglamak lik, meyvecilik. gübreleme, yapan ögrenciler 8 00'den 12. olanaksız. Okulumuz işte bu sebzecilik, zirai mücadele 00'yo kadar bahçede çalışı açığı kapatmayı amaçladı. alanlannda yetiştiriliyorlar. yorlar. öğle tatilinden sonra Mezunlanmıza da oldukça iAyrıca L sınıf öğrencilerine akşam 5'e kadar çalışan öğ yi lş sahalan sağlanıyor.» 193O'da Atatürk'ün isteğiyle kurulan okul bugüne dek 418 mezun verdi. Okuldan çıkanlar «usta balıçıvan» sıfatı kazanıyor ve geneîlikle dolgun ücretle iş buluyorlar. «Duğünu nerede, nasıl yaptınız?» Ne düçünü? Düğün, nikâh hiçbirini yapmaclık. «Peki, ya kotu bir şey olursa, ya Kadir seni bırakırsa ne yaparsın?» Eırakmaz. Neden bıraksın? Biz birbirimizi seviyoruz. Bunun için öefıer imzaiarnak gerekmez. Çocuk olurca n".ıXh yapanz, çok para ister nijfah. Çccuk olursa mecbari yapatü. «Peki, baçka türlü bir hayat istemez mısin? Daha değıştk, eğ lenceli, dalıa paralı. Kadir Almanya'ya, Libya'ya gıtse mesela? Sana çok para göndorse, bir ev yapsanız ..» «Anıan, Allah yazdıysa bozgun,» diye atıhyor Nimet. «istemem, Almanya'yı, Libya'yı Is. femem. Onîann paralan onların olsıuı, ben erimle birlikte ., olayım yeter. tnsanoğ.unun ba • • şına her iş gelebilir. Bir gün\ j Kadir elden ayaktan düşebilir mesela, o zaman ben ne güne (iuruyorum, sıvarun koUarı, ba karun Kadir'e. Hayat müşterek, yefer ki, blrbirimizden ay. nlmayalım.» , Nimet on dckuzunda olduğu içm mi böyle konuşuyor yoksa sevgl mi onu böyiesine güvenli yapan? Nimet, bal gıbi larkında hayat pahalıhğının, bal gibi farkında İstanbul'daM güç yaşamın .. Ama güveniyor kendine, sevdiğine. Bu da az şey değil. En çok da günumta(5e, hayat tüm ağirhğıyla omuz larımıza yıkılırken. 24 kişinin öldüğü tavernanın işçiîeri: Denizcilik Bankası: «Yeni Kadıköy iskelesinin yüksek yapılması zorunluydu» tstanbul Haber Servisl «Yeni Kadiköy İskelesine Va purlar Zor Yanaşıyor, Yolcu lar Güç İniyor» başlıklı haber uzenne İstanbul Sıkıyonetim Komutanlıgı'mn emriyle Denizcilik Bankası Ge nel Müdurlüğü'nün konuyu mceledıği bildirildi. Denizci lık Bankası Genel Müduru eraekli Amiral Nejat Özgece ve Genel Mudur Yardımcısı Erol Tarhan'm imzası ile gönderilen açıklama yazısm da «Gemiler zor yanaşıyor ifadesi tamamen hakikatten uzaktır» dendı. îskelenin yuksek inşa edil digı savı ile yolcuların gemılerden guç indikleri konusunda. «Yeni Kadıköy iskelesinin eski iskeleden 25 santim daha yüksek yapılmış oıması zorunlulukların getirdiği bir sonuçUır.» şek lınde açıklama yapıldı. Acıklamada, deniz seviyesinin ortalama seviyenin altında bulundugu gunlerde ozellikJe vapurlarm dolu olduğu sabali ve akşam saatlerinde seviye farkınm daha da art tığı belırtiİ6rek ıskole kodu nun hesaplanmasında, «Omürleri sonsuz olmadığından mevcut gemilerin devre d:şı kalmalanyla inşa edilecek veya satın alınacak ye ni tip gemiıerde ana güvorte yükseklilderinin daha fazla olması da dikkate abnmıştır» dendi. Bu açıklamaya go re, dalıa 10 yıl seferde kalacak eskı gemilerm yeni iske îeye yolcu mdınrısde guçluk ie karşıla'jacağı ogrenildi Denizcilik Bankast Genel Müdurluğu'nun açıklamasm da. yolru girış vo çıkış traiı gmi rahaüatır.ak icin iske!p nin ildnci kaf ınşaatmın 1983 yılı icindo yapılacagı bildirildi. "Müşteri gelmezse, para alamazdık,, tstanbul Haber Scrvisi Atakoy'de 24 kışınin olumuyle &onuçıanan yangının çılttığı ta verna'da çalışan ışçılerden bazıları sıgortasız bazüarı ise ek sık sıgortalı çahştıidarını söyledi. Yanguıın çıktığı gun tüpü taktığı ıçın tutuklanan şe£ komi Abdülaziz Demir (17) 16 aydir bu îşyerınde çalıştığını ancak 1.10.1982 tanhındsn ıtıbaren sıgortaya kayaedıldığıni söyledi. Abdülaziz Demir yangm gunu venlen emır uzerine tüpu taktığını, yangın olduğu sırada da dışarıda otopark bekçilığı japtığını ifade ederek «her zaman bizim gibl garibanlar suçlu olarak tcşlıit ediliyor. Yanguun sorunuusu •tüpü takmakla ben mi oldum. Ben takmasam başkası taka> caktı, zaten tüpçüıer her zanıatı tüpü bırakıp giıiiyorclu» dedi. Işçilerden Yüksel Koç (18) ise 17 aydır çalıştığını ve sıgor ta yapılmadığını soyiedi. Taver nada komılık yapan Ali Sun (20) 10 ay önce ışe gırdiğlnı, yangından sonra çağırarak 1.11.1982 tarihlı sıgorta kartını verdıklerini, komi Yusuf Demir (17) ise 1 senedır çalışmas.ma rağmen 1.10.1982 tarıhmde sıgortaya kaydodıldığını soyledı. Sigortasız ve eksık sıgortalı çalıştıklannı soyleyen ışçıler ayrıca ışyennde aldıklan ucret lerm de belırsız olduğunu, muşieri olmazsa para alamadıklarını, muşteri olduğunda ı. se 300 lira gunluk aldıklarmı söyledilsr. Işçıler yangından biı sure once işysrı mudürunün sıgorta prımlerini işçılerın odemesi şartıyla sıgorta yaptıracaklarmı sdyleyerek «bu şartlarda isteyen çaltşır istem^yen çalışmaz» dedığıni böyledı. Işçıler ayrıca yangın sıra sında çalışma elbıselsrıni giydıkleri ıçın dışanda gıydıkleri elbiselenn hepsinin yandığını, her bırınin 10 bin liraya yakm zararları olduğunu söyledı. düşüfücü ilaçların seksi olumsuz etkiledigi öne sürüldü Tansiyon • ' Mağazada defiİe îstanbul, ardarda sergile. nen defilelerin yoğunluğundan ötürü neredeyse bir adefllekent» haline geldi. Firmilar, ılgiyi uzerlerine çekebilmels için gitgide daha değişik ve ilgınç defile biçimtert bulmaya çalışıyor. Kadıköy / Bahariye'dekl ma gazasında Dir büyük giyim fırmasının düzenlediği «mlni defile», U^inç çeşitlerin Wr örneği 190 metrekarelîk mağaza, «mini dıs file» sırasında çogunluğunu öğrencilerin, gençlerin oluşturduğu hır kalabalıkça dolduruluyor. Defile severlerin alışüğı «entelleUtuel kabadayr» tavırlı erkek mankenler, dikkaUeri giysüerden çok kendi uzerlerine çeken bayan mankenler, «mlni defUe»nın nodrumunda hiç gorülmüyor. OnJann j'erine, Mudo"nun çeşıtt; departmanlarmda çalışan hepsi amatör kızlar ve erkeklpr, 15 dakika süreyle disko müziği eşliğinde gençlere, mağaza yöneticılerinin deyişiyle, «spor giysüerin ve aksesuarlann nasıl giyileceğlni, taküacağını» öğretiyorlar. (Fotoğraf: Kemal KÜÇÜK) ANKARA, (THA) Ankara Eszacı Odası bülteninde yayuılanan «ilaçların seks üzerine etkisi» adlı yazıöa, bütün tans\yon düşUrücü ilaçların cinsel v?tersizlığe yolaçtığı ve yüksek tansiyon tedavısı gören hasta i"rın yıizde 43'ünün cinsel ye f^rsızlikten yakındığı belirttldı. Vazıfla, radyoterapi tedavisi nın vs lireme ssstemıyle ilgılı bazı amelıyatlann cmsel ışlev lerin azaunasma neden olduğu nu ışaret ediUtt. Uaçlann seks Uzerine etkısı adlı yazuia ayrıca, aşın ıç Sıden üoğan slroz hastalığının erksklerüı yüzde 80 ile 90'ınca cnsel yöndenl yetersizliğe, ka ctınlarda ise adetten kesilme ve ;ocıık yaprn^ı yeteneğinin yt*ı mıesins yol açtığı kaydedılJı Yazıya göre, Mşınin isteğiyle çalışan sinirlere etlu edon iIaçlar boşalma, istek dışı harekete geçen sinirlere etki edenler de ereksiyon düzensizlığıni ortaya çıiarıyor. Kimsenin burnu kanamadı kollü olarak kamyon kuüanan bir soförün neden olduğu kazada, şaııs eseri kimsenin burna lranamadı. Yenikapı yönünden Sirkeci' ye gelmektc olan Selim Süha Av^ar'ın kullandığı 07 ES 713 piakalı mandalina yiiklü kamyon, saat 16 Mralarmda Sarayburnu'nda Cem Oral Taner'in yönettiği 34 K 6348 plakaU taksiye çarptı. Alkollü oldağu bcîirlenen kamyon şoförü, direksiyon hakimiyetlni kaybedince bu kez kamytm yine aym yöne gitraekte olan Nccmettin Samgan'nı kullandığı 34 L 5542 piakalı îîurat l:iî"in üzeriae devrildi. Kamyon şoförg gözaltına alındı. Yetkililer, kazada kimsenin yara almadsğım bildirdiler. (Fotoğraf: Ender ERKEK) ün a ı .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear