23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 8 3 EKEVI 1982 Enis beyin "yasaklar,, defteri YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ENİS TAHSÎN TİL, GAZETEYE, YAYINLANMASIYASAKLANAN HABERLERLE İLGİÜ OLARAK GÖNDERÎLEN KARARLARI OTUZ YIL BOYUNCA BİR DEFTERE YAZIP SAKLAMIŞTI. ' Gazetede Necmettin Sadak'la tok az ilişkımız oldu. Ben gazeteye girdigim zaman o Dışışleri Bakanı'ydı. Gazetede bİ2İm kuşaktan hıç künseyi tanımazdı. Dtşı^leri Bakanı'mız Avrupa'ya gıdip gelirken kendisini Galata Yolcu Salonu'nda, ya da Yeşilköy Hava Alanı'nda sıkıştınp demeçler alıyorduk. Her detasında ben ona, Efendim, Akşam'a emirlerıniz var mı? Gazeteye ilelmek istediğiniz haberlert nız yok mu? dlye sordugum zaman o. Yaa, siz demek Akşam1dansınız. Arkadaşlara selâm soyleym gözlerinden öperun, diye kestirip atıyordu. Sadak gazetede olduğu günlerde de bep dalgın ve düşünoeli olur, kimseyîe konuşmak istemezdi. Genellîkle odasına kapamr, gazetelerini okur, sonra yazıişlerine gelerek yanm sa at. en çok bir saat kaldıktan sonra giderdi Ken disini görmeye gelenler Dr. Adnan Adıvar ve Refik Halit Karay glbi dostlarıydı. Refik Halit o dönemde birincl sayfaya Re Ha adıyla küçuk fıkra]&r yazıyordu. Yani, Sadak o zaman New York Times'ın muhabiri olan Aslan Humbarcı'yı Sovyetlerin adamı sayıyor du. Oysa Aslan Humoartı bir süre bonra Turki ye'den aynlarak Fransa'ya yerleşdı ve Fransız bası nında komünisüenn ıç yu zunu açıklayan yazılar ya.s clı. DP İKTİDARI DÖNEMİNDE İSTANBUL'DA PAR LAMENTOLAR KONFERANSI TOPLANMIŞTI. 100 BİN LİRA HARCANAN KONFERANSI CîHAT BABAN DÜZENIEMİŞTİ. YAZDIĞIM BİR YAZI İLE YAPILAN MASRAFI ELEŞTİRDİM. AKSAMm HıfzıTOPUZ Mehmet usta 30 J5 yıldır ga zelede çalışıyorlardı. Bu msanlar lonca geleneklerı için do yanlarma çırak alır. yotıştinr ve yarmların kadrolannı egıtirlerdı. Gazetenm perde arktssı ki şılennden bırı de Mosyo Durıazo ıdı. Jules Durazzo tam bır «levanten»di. Dcgrna buyume Istanbullu olduğu hal de Turkçeyı pek konuşama/: dı. Kâzım ve Enis beyler ba? ta olmak uzere hepimiz Mos vo Dura'zo ile Fransızca ko nuşurduk. Hılâli bey ıse Rumca konuşurdu. Kazım beyle Necmettin bey bir zamanlar Akşam'ın Fransızca baskısını yapmaya kalkmışlar ve «L'Akcham»m başına Mösyo Durazzo'yu getirmişler. L'Ako ham tutmamış ve bir süre sonra kapatılmış. Ama, Kâzım bey Mösyö Durazzo'yu atamamış ve arşiv memuru yapmış. Mösyö Durazzo her sabalı 8 buçukta gazeteye lacivert veya sıyah. yollu elbisesi, ye legi, kolalı gomleği kravatı. pardesusü, şapkası ve cılâh ayakkabılanyla gehr, masasımn tozunu aldıktan sonra gözlüklerini takar ve çalışmaya başlardı. Görevi resimleri ve klişeleri zarfiara ve raflara koyup kaldırmaktL Yalnız ne var ki Mos yo Durazzo'nun dokumantasyon teknığini gazetede hıçbinmız bilmezdık. Zaten M. Durazzo, kendi meslegi elınden gitmesin diye, bunu kimseye gostermeye yanaşmazdı. M. Durazzo eğer has ta olup da gazeteye gelmeyse ortalık birbirıne girerdi. Örnegm Hamdullah Suphi Tannöver'in bir resmi gerekiyor, değil mı? T harfine bakanz, yok. H harfme bakanz, yok. Çünkü M. Duraz zo Hamdullah Suphi'yi S harfine yerleştırmıştir. Bunun gibi Esat Mahmut Karakurt M harfinden çıkar. Ertesi gün bunu kendisine anlatacak olduk mu, M, Durazzo. « A., oui, der, Vous avez cherclıö M. Suphi!» (Ya.. demek ki siz bay Suphi'yi ara dınız!) Gazetenin klişe arşivi de büsbütun başka bir düzendeydi. Kullanıhnış klişeler Eski SonTdllan (f% 100 bin lirahk konîerans Netmettın Sadak'la ılvr kılenmiz hep yapay bir duzeydo sunip gıderken gunun birmde lıavayı buJandıran bir olav oldu. 1931 Eyhllünun ılk gunlorinde Istanbul'da bir Parlumeatolar Konieransı icp lanmıştı. Toplantı 300 bin liraya çıkmiş ve kötu duzenlenmıştı Ben de Akşam'da «Parlamentolar Kon feransı tam 100 bin liraya mal oluyer» başlıkh bir ya zı yazmıştım. Yazıda şöyle diyordum: «Dünyamn hiçbir yerinde bizim düzeyimizde olan blrdevleön btiyle bir toplantı içln 100 bin lira harcadığı görülmemiştir. Hele bu masrafı yapanlar 14 Mayts 1950'den önce CHP'yi gereksiz yere mil letin paralarını harcamakla tavan arasma kaJdmhr ve hıç atılmazdı. Greta Garbo1 îar, Brigitte Helm'ler, Lilian Harvey'ler Adolphe Menjou' lar hep bi7im tavon arasında auıurdu. lç sayfalarda bir bosluk olunca hemen tavan arasmdan bir klişe getirtılir ve ona bır resım altı uydurulurdu. Resün arşivi genelükle Amerıkan Haberler Burofcundan, îngıli?, Hındistan, Pakistan ve Israıl Haber Büro Hrından gelen fotoğrai'larla doluvdu. örnegm arşivde Ahmet Haşim'ın tck rosmı bulunmaz ama Pakistanh şair tkbal'ın yarun duzine resmi bulunurdu. Çünkü Pa Durumu Arif'e anlathfc Yazmın asum bulup getirdL Yazı meğer Times'de çık mış! Bildik'in bu çeşit ziyaretçileri lıiç eksik olmazdî. Cemalettin genç denecek bir yasta galiba ellisine golmeden öldü. 1934'te soyadı yasası çıktığı zaman Cemalettin Nufus memurluguna gıdip soyadını yazdırmak is temiş. Ama, seçtigi adlann hepsi önceden alınmışnuş. Bunun uzerine Cemalettin Nüfus memuruna «Ben yann yeni bir soyadı bulur ge lirim» demış. Memur da «Aman. kâğıtlarınız kaybolur. burada bırakmayın» demış. Cemalettin de «Ben yabancı değilim, bildik sayılırım» diye cevap vertm'î Bunun uzenne memur, «Neden öylpyse Bildik admı almıyorsunuz?» demıs ve Cemalettın'm adı Bildik olmu^. Cemalettıu çok çahuk yazı yazardı. Çok gırgindi. Uerkesle çabuk dost olur ve çok adanı tanırdı Düzen h bır çalışmabi vardı. Çekmecesinde boy boy renkli kalemler. kalemtraşlar sılg'ler, cetveller, makasiar ve •/amklar hiç eksık olmazdı. Gazeteye gehr gelmez çekınecesıni açar ve bunlan bir bir masasımn uzenne yerleştinrdi Bırdenbire bır kalp krizinden gidiverdi. TAŞKENTTIE Yapı ve Kredl Bankası'mn kurucusu Kâzım Taşkent Akşam yazarlanyla. Soldan sağa: Ben, Sadettiu Gökçepınar, CemaJettuı Bildik. Sevket Rado, Kâzım Tay kcnt, Remzi Tozanoğlu, Eııls Tahsin Til, Cetual Refik ve tjahap Balcıoğlu.. Arif Devebeyoğlu iljrinç bir çeviri kouusu bulamadığı günlerde «Saç dökülmesine çare bulundu» haberini uydururdu. kistan Basın Ataşesi Argad Üz Zaman Ikbal'ın her dogum ve her ölüm günü gaze teleri doşalır boy boy resim ler getirirdi. Az çekmedik Arşad'dan ve tkbal'den! Üçüncü Dünya ülkelerinden tek i"esim yoktu arşivde. Zaten alışılagelmis kayRaklann dışından yazı çevirip gazeteye koymak da çok yadırgamrdı. O yıllarda biz da tngilizce çevirıleri Arif Derebeyoğlu adh bır arkada şımız yapıyordu. Arif ilginç bir konu bulamadığı günler de «Duyulmadık Olaylar» sü tununa yazı uydururdu. örneğin, «Saç dökülmesine ça re bulundu» veya «Kanserin mikrobu bulundu» gibi. Arif birgün de Mao Tse Tung'la ilgili bir yazı çevirmişti. Bu yazı gazetede çıktıktan birkaç gun sonra Cemalettin Bildik'in belirli ziyaretçilerinden biri gazeteye geldi. Bildik o tür ziyaretçilerini Necmettin Sadak'm boş oda sına ahr, ve jsizli konuşmalar orada olurdu. Yine öyle oldu. Ziyaretçi gittikten son ra Cemalettin. Bak, Hıfzı, dedi. Arif geçen gün bir Çinlıyle ilgili bir yazı yazmış, basımıza ış açılıyor.. Arif bu yazıyı nereden almış? Enis bey bu yazıyı görmemış mi? Arif'in acaba bir maksadı mı var mış?. Akşam'ın yıllanmış muhabirlerinden biri de Sahak Mıhtaryan'dı. Sahak bey hepimizin dostuydu. Yaşh, u i yarı, başmda tek tel saçı olmayan bir kişiydi. Gazetecıydi ama, eskılerm deyimıy le muhabir değil. muhbir sa yılırdı. Yazı yazmasmı hıç beceremezdi. Ayda bır Elmadağı'nda yani. kendi soltagmda bir yangın veya bır kaza filan olursa onu bildirirdi. Bir de Ermeni Patrikhanesi'ndeki seçimleri izlerdi. Bunlan telefonla bize an latırdi; biz de yazardık. Nec mettin Sadak gelirken veya giderken Sahak bey mutlaka geçirmeye veya karşılamaya gelirdi. Vali'nin yemekli basm toplantılanndan da hiç eksik olmazdı. Gökay'ın konuşması biter bitmez parmak kaldınp ilk söz isteyen o olurdu. Gökay da Sahak beyin ne soracağını ezbere bildiği için, daha o ağzmı açmadan «BUiyorum Sahak. derdi. sizin sokağı yaptınyorum..» Sahak beyin san basm kartı vardı. Gazeteden aldığı para 25 Uraydı. Yani. bir oğle yemeği parası. Ama. Sa hak bey herhalde bu 25 lirayla geçinmiyordu. Şan olsun diye gazetecilik yapıyor du! Akşam gazetesi patronu Necmettin Sadak'm kardeşi violonselist Muhittin Sadak her zaman çok sevdiğim, saydığnn bir kişiydi. Sadak'm yazıişlerindeki konuşmalannı hepimiz kulak kesilir dinlerdik. Birgün ilginç birşeyler anlatıyordu. Aynntılannı unut tum ama, şöyle birşey de diydi: Sovyetler blz© şnnu 8nerdiler, ama, biz yanaşmadık. Aman beyefendl. dedim, bu söylediğiniz çok çok üginç. şirndiye kadar hîç açıklanmadı, hiç yazılBiadı. SovyeUer sıze bu öneriyi nasü. ne zaman yaptılar? Sadak, Onlann bir adamı var dır, dedi, Aslan HumbaracL Onun aracıhğıyla. suçlayan kişilerse olay büsbütün düşündürücü olur. Delegeler şerefine Beylerbeyi Sarayında verilen yeraekte binden fazla insan lıazır bulunmuş, buna karşı lık ancak 60 kişilik bir masa hazırlanmış ve konuklar îçki alabilmek için uzun azun beklemek zorun da kalmışlardır. Delegele rin çoğu da bir kadeh içkl içemeden saraydan aynlmıştır. Buna karşılık bin lerce lirahk Içfci ve yemek masaların altında kalmıştır. Şimdi soruyoruzı Milletin dişinden örnağından artıra rak gelir vergisi, muamele vergisi, yoı parası diye çe şitli yollarla Devlete vo Belediyeye ödediği bu 100 bin liradan, bu fakir millet başka biçimlerde yararlanamaz mıydı? Gelln bir hesab edelim: 50 yataklı bir verem hastanesi, Büyük bir halk dispan seri, tstanbul kıyılarının ağaçlandırıltnası. Aydınlar ve işçiler için bir dinlenme evi..» Ertesı gun DP organı ga zetelenn birinde. galiba Za fer'de şöyle bir imzasız yazı çıkti: «Akşam gazetesinin bir röportaj muhabiri Parlaraentolar Konferansma sarfedilen 100 bin lirayı öne sflrerek güya muhale fet yapıyor. Halk partisi böylc düşünüp tasarruf ettiği millet paralarını cebe attığt için yer yüzünde Tür kiye'yi hâlâ Osmanlı olarak tanıyorlar. Halk Partisi iktidara gelirse yine öyle yapsm. Bizce bn kong reye 100 bin lira ayırmak çok az olmuştur. Keşke ber yıl Parlamentolar Konferansı Tflrkiye'de toplansa ve her yıl biz seve seve bu iş için 100 bin lira ayırabil sek..» A «Özür dileriz» O zaman bu Konferansı duzenleyen kişi İzmir milletvekih Cihat Baban'dı. Necmettin Sadak'm da Cihat Baban'la dostluk ilıs kileri vardı. Ertesı gün ga zetenin birinci sayfasında Necmettin Sadak'm yazdığı «Özür dileriz» başhkb şu açıklama çılrti: «Gazetemizln evvelki gün kü sayısmda «Parlamentolar Konferansı» başlıkh bir yazı çıkmışür. Gazetemizin görüşüne aykırı olan ve tecviz etmediğimtz bu yazıdan dolayı çok müte cssiriz. özür dileriz,» Hemen Yazıişleri Müdürü Enis Tahsin Til'l görüp gazeteden aynlacağımı bildir dim. Enis bey çok üzüldü. O yazıyı siz yazdmız ama, gazeteye ben koydum. dedi. Sizin kadar ben de sorumluyum. Sakin olan. Basinda böyle şeyler her zaman olur. Göreceksiniz, ahşacaksınız. Necmettin bey bu açıklamayı yazma'k 70runda kaldı. Size karşı turu mu degişmiş degildir.. Gerçekten de az sonra Sadak gazeteye gelip beni çağırttı. Akşam'da böyle bir yazt çıktığı için güç dunım da kaldıgmı ama, bu olayı unutmamız gerektigini söy ledi. Sadak'tan son anım işte bu. Yasaklar defteri Enis Tahsin Til gazeteye gönderilen bildirıleri, Emnıyet Müdürluğü'nden. Savalıktan, Basm Yayın Müdürlügü'nden Vilâyet'ten. Sı kıyonetim'den, Içişleri Bakanhğı'ndan yazıyla ve ya telefonla duyurulan bü tün yasak kararlanm otuz yıl boyunca bir deftere ya 7ip saklamıştı. 1954'te gaze tedon aynldıgı zaman bu defteri de gotürdü Bu ya saklar Enis bevın günlük anıları gıbı bir s?eydi. Yıllar sonra basm tarihiyle ilgili bir çalışma yapmaya koyuldum. Enıs boyin yasaklar defteri benim için bulunmaz bir kaynaktı. Enis bey önemli bir hastalık gt çirmiş evden dışan çıkmıyordu. Kendisini Nişanta şı'nda, Eytam caddesinde ki evinde ziyarete gittim. Beni her zamauki güler yüdülügü ile karşıladı. Yap tığım çahşmadan söz ettim ve hiç değilse birkaç gün için yasaklar defterini istcdim. Enis bey çok sıkıl dı. Evet ama, dedi, o za mankı yasaklar son dere ce gizli tutulurdu. Bu gizliliğe her zaman uyduk. Bil mem ki. şimdi bunlan yaymlayacak olursak basımıza bir iş açılmaz mı? YARIN: Sendika olaylan... PaÎTİKA W Mehmed KEMAL Kâğıt Parn ka yenl vcrgl koyamazlar. Halk için geldigini söyleyen devrimci hükumetlerln kredi bulmaları da zordur. Gerlye para basan rnakineler kalıyor.» Amerikalı ekonomıst bunları söylemekle kalmaz. Gelmiş geçmlş devrimleri de eleştirlr. «Sovyet Devrimi'ni basılan paraiar finanse etti. Amerika'da konl'ederatif devletleri kâğıt paraiar besledi. Fransız Devrimi de böyle oldu. Kilise topraklarını, soyln topraklarım güven altına alan para yerine verilen senetlerdi. Fransız devrimi çok kâgıt para yedij» Bankaların bakkal dükkânı gıbl para alıp satan birer kuruluşa dönmesınden sonradır ki merkez bankalan lcat edildi. Süper marketler, kahraman bakkallan denetliyecekti. Ama kâğıt bu, çok basarsanız, karşüığı yoksa, enflasyon kapıda görünür. Ulusal parayı îçerde düşürürseniz adı enflasyon, dışarıda düşürürsenlz devalüasyondur. Bunu kâğıt sanayiıni geç kuran hükümetler çok geç anladılar. Bir de anladıktan sonra kâgıtla işlem gormek kolaylanna geldl. Osmanlılar Kırım seferinden sonra bunu anladıklarında çok geç kalmışlardı. Çok borçlanan maliye nazırları, para üstüne basılan kahramanlar gıbl degerlı oldular. Parayı bir kez tutamadınız, borç ekonomisine dadandınız mı, azgın nehirlerin önüne geç yapılan barajlar gibi sillp süpüren akıntıdan kendinizl kurtaramazsınız. «Ne otuyor?» demeye de kalmaz, azgın su sıler süpürür. Meksika örneglnde görülöü. bulunan petrol blle entlasyon batağına batmış bir ülkeyi kurtaramıyor. öanaylleşmede olduğu gibi, para polltikalarında da hükümetler geç kalmış oluyor. Bunun kapitalızmle de, sosyalizmle de llglsl yoktur. Kâğıt para numaralarından anlamayan yönetlciler elinde bir ülke çarçur olur. Bizde Atatürk ve Ismet Paşa, D0yunu ümumiye telâketini tatmıg olduklarından parayla oynatmadılar. Çoğu kişi Cumhuriyet maliyecılerlni ekonomi bilmemekle kmar. Günümüzun ekonomi bılen maliyecllerl dolan kaçta aldılar, 'aça getirdiler? îklnd Dünya Savaşı so ırası ekonomî bllmediklerl söylenen maliye bakanları Hazlneyi ne kadar altın ve döviz stokuyla yenl gelen İktidara bırakmışlardır? Kim büiyor, kim bilmîyor'? Dönüp bakalım!.. İç sayfalarda bir boşluk olunca hemen tavan arasmdan bir klişe getirilir ve ona resim altı yazıhrdı. Sadak hastaydı. Gunden güne çöküyordu. Gazeteye pek gelemiyordu. Hastalığı nın ne olduğu da bir tur lü anlaşüamıyordu. Bir a ra Taksim'deki yatak oda sı yeni boyandıgı için allerji yapıyormuş, odayı değıştirince birşeyi kalma yacakmış dediler. Sonunda akciğer kanseri olduğu an laşıldı. 1953 eylülünde New York'ta öldü. 63 yaşmdaydı. Sadak Galatasaray'ı bitirdikten sonra Lyon Oniversitesinde Sosyoloji okumuştu. CHP döneminde u zun yıllar Sivas milletvekili olarak Mecliste görev almış, 1947 50 yıllann da da Dışişleri Bakanlığı yapmıştı. Kardeşi violonselist Mu hittin Sadak da Galatasaray lıydı. Galatasaray'da müzik hocamızdı. Aynı zarnanda da Konservatuarda ders veriyordu. Muhittin Sa dak her zaman çok sevdi gım, saydıgım bir kişi oldu. Kardeşi ile fizik görüntüsü nün dışında hiçbir benzer ligi yoktu sanınm. Enis beye bunlann artık tarihe geçecek belgeler oldu ğunu, bilimsel bir araştırmada bunlann kullanılabileceğini anlatmaya çalıştım. Ama, olmadı, Enis beyi ra2i edemedim. Hıfzı bey. dedi, biz dev rimizi tamamladık Bu dünyadan artık göçmek üzereyız. Bu defter benden sonra sızlere kalacak O zaman dı lediğıniz gibi kullanırsınız. Enis beyi 1964'te yitirdik. Kim bilir o defter ne oldu? Enis beyin yasaklar defteri basm tarihimizin eşsiz bir belgesiydi. (50 ytoncE 1 0 Millî vapurcular Milli vapur kumpanyalanna vapurlannın kıymetlenni göstermek üzere beyanname vermeleri için tayin edilen müddet geçmek üzeredir. Buna ragmen şimdiye kadar Seyrisefain idaresine hıç bir beyanname verilmemiştir. Bunun sebebi, îktısat Vekaletinde yapılan değişiklik dolayısıyla, vapurcuların hükümete yeni bazı teküflerde bulunmak ıstemeleridir. Mamafih kum panya sahipleri bu hususta çok ketum davranmaktad ırlar. Vapurculann, vapurculuk işlerinin kendilerinin de dahil olabileceklerî yeni bir anonim şirkete devrıni talep edecekleri zannedılmektedir. Vapur sahiplerinden meydana gelen bır heyetin şehrimizde, olmadığı takdırde. Ankara'da, Iktisat Vekilı Celal Bey ile temaslarda bulunacağı söylenmektedır. ı 3 EKİM 1932 Kâğıt para insanoglu için üem bir kolaylık, bem de beşbelası olmuştur. Geçmişi dörtyüz yılı geçmez. Tarihçılere göre doğduğu yıl 1690, doğum yeri Massachusetts'dlr. Maden paraları Yunanlılar, kâğıt paraları Amerikalılar bulmuştur. Aslında kâğıt para, Kanadalüarm Amerikalılara bir armağanıdır, Quebec kalesine gönderilen askerler, kenti aldıktan sonra eide edecekleri ganimetle geçıneceklerdi. Ancak, kale bir türlü düşmeyince, askerler mırın kınn etmeye başladılar. Elde altın ve gümüş para olmayınca hükümet bunlara bir şey verecekti. Alacaklarınıa yerine birer kâgıt belge verlldl. Bu da, para yerine geçtL Bu kâğıtlar, sonra altın ve gümüşle degiştlrllecektl. Bir türlü degiştirilemedı. Parantn yerıni kâğıt aldı. HUkumet Imzasını taşıyan iskambll kâgıtlan dayanıklı olduğu icin paraya dönüştü. Maliyecller sorarlar: Kâğıt para nedir? Dikdörtgen bir kâğıt parçası» Dlkdörtgen bir kâğıt aljnır, çevresıne süslü bir çerçeve çlzlllr. Ortasına da şanlı bir kahramanın ya da flnlü bir kişinln resmi konulur. Bir de kaç para olduğunu belirleyen bir sayı yazılır. HUkümetler de, merkez bankalannca garanti ederler. Oldu mu sıze kâğıt para... Amerikan lcadı bu parayı Kıta Avrupasmda ilkin Fransızlar kabul ettiler. Sadece bu parayı değll, İskambll kâğıtlarından oluşan parayı da benimsediler. Sinek ve maça kâgıtlan, kupa ve karodan daba değerliydL Quebec modeli diye adlandınlan kâğıt paraya günahkar para denllır. Bugün günahkar para ile kurulan Amerika Blrleşik Devletlerl'nin günahını açıklamaktan çok klşi çeklnlr. Bir aevlet bir günah üstüne kurulabüir ml, kurulmuştur Içte!... Çoğu Ulkenin bagımlı olduğu bugünkü dolara gunahkâr gözüyle bakılabillr ml? Bakanlarm gözü kör olur. «Bir bllâl ugruna ne güneşlerin battığı» gibi, bir dolar İçin ne ulusal paraiar rezil olmaktadır! Çoğu maliye nazırlarının tanrısı dolardır. Devrimlerin kâğıt parayla çok yakın lllşiğl bulunduğunu Amerikalı ekonomist J. K. Gailbralth çok açık seçik anlatır. «Bir devrim girişiminde balunan kişinin, hiç kuşkusuz, bir amacı, bir de ordusn olmahdır» der. «Devrimci hükümetler vergî koyamadıkları icin para basarlar. Hele devrimler halk vergllendirmeleri üstüne gelmişlersc, hal kafilede Semih, 23ya. Hilmi, Haydar, Cihat Beyler vardır. Bu kafileye antrenör Her Abraham başkanhk edecektir. Ikinci kafile perşemb e günü hareket edecektir. Balkan oyunlanna iştirak edecek olan atlet ve tenisçilerimizin adedi idarecilerle beraber yirmi klşidir. # Balkan Konferansı £ Akşam'ın emektarlan Balkan konferansı Turk milli grubu bugün Galatasaray Lısesı'nde Trabzon mebusu Hasan Beyin başkanlığında bir toplantı yapacaktır. Bu toplantıda, ayın on dokuzunda Bükreş'te toplanacak olan konferans için evvelce hazırlanmış olan gündemin heyetimizi alakadar eden maddeleri etrafındaki tezler hazırlanacaktır Bun dan başka Bükreş'e gidecek olan murahhaslarımızın isimleri de kaü olarak tespit edilecektir Akşam 1050lerde kendi ge leneklerini surdüren ve yıllanmış kişilerden oluşan bır gazeteydi. Yazı kadrosunun dışındaki kışıler de aşagı yu karı gazetenin kuruluşundan beri Akşam'a emek ver miş insanlardı. örneğin baş mürettıp tzzet usta, makınist Onnik usta, başmakınist Halit usta. operatör # Irak, Cemiyeti Akvam'a giriyor Cenevre 2 (a.a.) Milletler Cemiyeti altıncı komisyonu, Irak'ın Milletler Cemiyetine kabulünü Büyük Mec lıse teklife ittifaJıla karar vermiştir. Murahhaslardan bu çogu, bilhassa Hin distan ve Ingiltere murahhaslan manda idaresine tabi bir memleketin serbestısme kavuşması suretinde tecelli eden bu mesut hadiseyi memnuniyetle ,, •Itarsılamışlardır. # Avrupa ekspresi Sabahlan Istanbul'a saat sekizl kırkbeş geçe gelmesi alışılmış olan Avrupa ekspresi dün Yunanıstan'daki zelzeleler dolayısıyla bazı yerlerde vukua gelen anzalardan dolayı ikî saati geçen bir rötarla gelebilmiştir. (günün ilanlan) # Satılık su türbin makine Fabrika eİGktriğt, değirmen ve hızar için 260 beygir kuvvetinde. Fransız sistemli hiç kullanılmamış su türbinli makine. Umum teferruatı ve 90 metre tulü çeük su borusu ile ve taksitle satılacaktır. Makine Anadolu'nun bir şehrınde fabrikadan geldiği ambalaj içindedir. Daha fazla malumat için: Mühendis Radomskl Solçuk Palas. Konya. TEKİRDAĞ TAPULAMA ÎLâN % Samsun Sivas hattı Ankara 2 (Telefonla) Samsun Sivas hattının açılması için yapılan hazırhklar bitmiş gibidir. Bu hat 29 ektaı Cumhuriyet Bayramı'nda merasimle açılacaktır. tsmet Paşa Hazretlerınin de merasime tştirakieri tnuhtemeldir. Dosya Noî 1982/304 Davacı Tekirdağ Orman Bölge Şefllği ile davalı 1brahün GUlseren ve arkadaçlan arasında mahkememizde görülmekte olan tespıte itiraz davasomn yaplan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğınce: Yapılan bütUn aramalara rağmen adreslen tespıt edilemiyen davalılar Ayşe Özdemır, İbrahim Özdetaır, Kıymet Erdoğan, Haşmı Sevınç, Velı Kxa Rukıye, Ha3ıt Fidenlık, Gülsen Ekmekçioglu, Bahriye Oygur, Musoafter Duran, GUlnar Ozdemır ve GUlser özdemir adlanna gazete ile ilânen tebliğat yapıimasma karar verilmlştir. Adı geçen davaiüann duruşmanın bırakıkügı 1741.1982 günü saat 11.19'da bizıat mahkemede nazır buiunmalan veya kendilerini bir vekllle temsil ettirmeleri aksi halde mahkemenin gıyaplannda gbrüleceğı tebliğat yerine kaim olmak üzera ilânen tebliğ olunur. : 22297> 9 Atletlerimîz bugün hareket ediyor Atina'da yapılacak uçuncü Balkan oyunlanna iştirak edecek olan milli atlet takımımızm bir kısmı bugun Atina* ya hareket edecektir. Sporcoiar. saat onda Romanya vapuruyla gıdeceklerdir. Bugün hareket edecek olaa birincî ^ Kiralık apartman Fatih parkınm üst köşesindedir; Altı odalı, gayet ıiıhi ve mükemmeldir. Üçüncü kMa müracaal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear